Sağlık Kurumları Mevzuatı Dersi 2. Ünite Özet
Kamu Ve Çevre Sağlığı İle İlgili Mevzuat
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık, “yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlanır.
Kamu ve Çevre Sağlığı ile İlgili Mevzuat
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu
06.05.1930 tarih ve 1489 sayı ile Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun amacı, ülkenin sağlık koşullarını düzeltmek, halkın sağlığına zarar veren bütün hastalıklar ve diğer zararlı etmenler ile mücadele etmek, gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesini sağlamak, halkı tıbbi ve sosyal yardıma kavuşturmak olarak belirtilmiştir.
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda, sağlığın korunması ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın yürütmesi gereken hizmetleri şöyle sıralamak mümkündür:
- Doğumu kolaylaştıran ve çocuk ölümlerini azaltan önlemler almak,
- Kadınların doğumdan önce ve sonra sağlıklarının korunmasını sağlamak,
- Ülkeye bulaşıcı ve salgın hastalıkların girmesine engel olmak,
- Ülke içinde her türlü bulaşıcı ve salgın hastalıklar ile çok sayıda ölüme neden olan zararlı etkenlerle mücadele etmek,
- Tıbbın ve dallarının uygulamalarını izlemek,
- İlaçları, tüm zehirli ve uyuşturucu maddeleri, yalnız hayvanlar için kullanılanlar hariç olmak üzere, tüm aşı ve serumları denetlemek,
- Çocuklar ve gençlerin sağlıklarını korumaya yönelik görevlerle çocuk sağlığı ve bünyesinin korunmasına ilişkin işleri yürütmek ve denetlemek,
- Okul sağlığı ile ilgilenmek,
- İş ve meslek sağlığı ile ilgilenmek,
- Maden suları ve diğer sağlığa yararlı özellikleri bulunan suları denetlemek,
- Hıfzıssıhha kuruluşları, bakteriyoloji laboratuvarları, her türlü biyokimyasal muayene ve incelemeler yapan kuruluşları açmak ve işletmek,
- Mesleki okullar açmak ve yönetmek, mesleki okullar açılmasına izin vermek, bunları denetlemek,
- Akıl hastalıklarına özgü tedavi yerleri, engeli olanların barındırılıp tedavi edilecekleri kuruluşlar açmak, yönetmek ve işletmek,
- Göçmenlerin sağlığa ilişkin işlerini yapmak,
- Hapishanelerin sağlık koşullarını gözlemlemek,
- Tıbbi istatistikleri düzenlemek,
- Tıbbi yayınlar yapmak,
- Ulaşım araçlarıyla ilgili sağlık işlerini gözlemlemek.
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na göre kamu ve çevre sağlığıyla ilgili temel esaslar şunlardır:
- Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmek suretiyle kamu ve özel bütün sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinde kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın gerektiğinde hizmet satın alınarak kaliteli hizmet arzı ve verimliliği esas alınır.
- Vatandaşların hastalıklardan korunma, sağlıklı çevre, beslenme, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması ve benzeri konularda eğitilmeleri ve takipleri bütün kamu kuruluşlarının sorumluluğu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, özel ve gönüllü kuruluşların işbirliği içerisinde gerçekleştirilir.
- Sağlık Bakanlığı, koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve temini esas olup, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamulleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim, dağıtım ve tüketiminin, amaç dışı kullanımında bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer bileşimlerin kontrolüne, izlenmesine ve bunların ücret karşılığı kalite kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye yetkilidir.
- Engelli çocuk doğumlarının önlenmesi için, gebelik öncesi ve gebelik döneminde tıbbi ve eğitsel çalışmalar yapılır. Yeni doğan bebeklerin metabolizma hastalıkları için gerekli uygulamalar yapılarak, risk taşıyanların belirlenmesine ilişkin önlemler alınır.
Kan ve Kan Ürünleri Kanunu
Kan, kan bileşenleri ve ürünleri ile ilgili genel esaslar şu şekilde belirtilmektedir:
- Bu kanun kapsamında yürütülen hizmetlerin planlanması, yürütülmesi ve denetlenmesi hususlarında, Sağlık Bakanlığı yetkili ve sorumludur.
- Kan, kan bileşenleri ve ürünlerinin temininde karşılıksız ve gönüllü bağış esastır.
- Kan, kan bileşenleri ve ürünlerinin alınmasında ve verilmesinde bağışçı ve alıcının sağlığının tehlikeye düşürülmemesi, tıbbi risklere karşı korunması, transfüzyonun güvenle yapılması ve transfüzyon sonrası bağışçı ve alıcının izlenmesi şarttır.
- Kanuna göre kan, kan bileşenleri ve ürünlerinin alınması veya transfüzyonu hekimin sorumluluğu ve denetimi altında yapılır.
- Yurt içinde toplanan plazmanın ürün üretimi amacıyla yurt içi ve dışında değerlendirilmesi ancak Sağlık Bakanlığı’nın izni ile mümkündür.
- Hizmet birimi açan ve işletenlerin bu Kanun kapsamındaki faaliyetlerini ulusal ve uluslararası kalite güvence programları çerçevesinde yürütmeleri zorunludur.
- Kan, kan bileşenleri ve ürünleri hizmetini yürütenler bağışçıya ilişkin kişisel bilgileri korumak, üçüncü kişilere vermemek, basına açıklamamak ile yükümlüdürler.
- Olağanüstü haller ile seferberlik ve savaş halinde gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri ve bunlar için gerekli malzemenin temini ve ülke çapında stoklanmasını Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan planlamalar çerçevesinde bölge kan merkezleri organize eder.
Kan ve Kan Ürünleri Kurulu’nun görevleri şunlardır:
- Ulusal kan politikasının yürütülmesini sağlayacak olan kan programının oluşturulması, geliştirilmesi ve uygulanması konularında bilimsel görüş oluşturmak,
- Hizmet birimlerinin açılmaları, faaliyetleri ve denetlenmeleri ile ilgili görüş belirtmek, çalışma alanı ile ilgili münazaralı uygulamalarda bilimsel görüş desteği sağlamak,
- Kan ve kan bileşenlerinin güvenlik ve kalitesinin artırılması, bilimsel ve teknik ilerlemeleri kapsayacak uygulama rehberlerinin hazırlanması, yenilenmesi ve geliştirilmesi ile kan bankacılığı ve transfüzyonla ilgili tıbbi konulardaki çalışma ve uygulamaların geliştirilmesini sağlamak, sorunlara çözüm üretmek ve yasal düzenlemelere yansıtılmasını sağlamak amacıyla tavsiye kararları almak.
Kalıtsal Hastalıklarla Mücadele Kanunu
Kalıtsal Hastalıklarla Mücadele Kanunu gereğince, Türkiye’de sık görülen kalıtsal kan hastalıklarından talasemi ve orak hücre anemisi başta olmak üzere anormal hemoglobinlerin koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında önlenmesi ve mücadele edilmesine yönelik tedbirlerin ve bu hastalıkların tanı ve tedavilerine yönelik faaliyetlerin usul ve esaslarını düzenlemek üzere 24.10.2002 tarih ve 24916 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kalıtsal Kan Hastalıklarından Hemoglobinopati Kontrol Programı ile Tanı ve Tedavi Merkezleri Yönetmeliği” yürürlüğe girmiştir.
Organ ve Doku Alınması Hakkında Kanun
Türkiye’de 1979 tarihine kadar organ nakli konusundaki kurallar, meslek örgütlerince belirlenerek uygulanırken; tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlarla organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve nakli ile ilgili düzenlemeleri ortaya koymak üzere 03.06.1979 tarih ve 16655 sayılı Resmi Gazete’de “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Organ ve Doku Alınması Hakkında Kanunu ile organ ve doku alacak hekimlerin;
- Vericiye, organ ve doku alınmasının yaratabileceği tehlikeler ve bunun tıbbi, psikolojik, ailevi ve sosyal sonuçları hakkında uygun bir biçimde ve ayrıntıda bilgi vermesi,
- Alıcıya sağlayacağı yararlar hakkında vericiyi aydınlatması
- Akli ve ruhi durumu itibariyle kendiliğinden karar verebilecek durumda olmayan kişilerin organ ve dokuları almayı reddetmesi,
- Vericinin evli olması halinde birlikte yaşadığı eşinin, vericinin organ ve doku verme kararından haberi olup olmadığını araştırıp öğrenmesi ve bir tutanakla belirtmesi,
- Bedel veya bir başka çıkar karşılığı veya insancıl amaca uymayan bir düşünce ile verilmek istenen organ ve dokuların alınmasını reddetmesi,
- Kan veya sıhrî hısımlık (evlilik bağı ile oluşan hısımlık) veya yakın kişisel ilişkilerin mevcut olduğu durumlar ayrık olmak üzere alıcının ve vericinin isimlerini açıklamaması zorunludur.
Ölüden organ ve doku alınması kapsamında ise, öncelikle biri kardiyolog, biri nörolog, biri nöroşirürjiyen ve biri de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan 4 kişilik hekimler kurulu tarafından kişinin ölüm halinin oy birliği ile saptanması gerekir. Ölüm halini saptayacak olan hekimler kurulunda, alıcının tedavisini yürüten hekimin ve organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin yer alması yasaktır. Ölüm halini saptayan hekimler ölüm tarihini, saatini ve ölüm halinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanak düzenleyip organ ve dokunun alındığı sağlık kurumuna verirler ve bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır.
Kanuna göre, kişi sağlığında organ ve dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı vasiyetle belirtmemiş ise, sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, anne veya babası veya kardeşlerinden birisinin, bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının onayıyla ölüden organ veya doku alınabilir. Aksine bir vasiyet yoksa kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular alınabilir.
Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre Ulusal Koordinasyon Kurulu’nun görevleri;
- Organ ve doku nakilleri konusunda ulusal stratejileri belirlemek, alınması gereken önlemleri, organ ve doku nakli hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik plan ve programları Sağlık Bakanlığı’na önermek,
- Ulusal Koordinasyon Sistemini geliştirmek,
- Bilimsel danışma komisyonları arasında koordineli çalışmayı sağlamak,
- Diğer ülkelerdeki gelişmeleri takip ederek ülkeye kazandırmak,
- Ülke genelinde, nakil merkezlerinin planlama unsurlarının belirlenmesinde önerilerde bulunmak,
- Nakil merkezlerinin açılma iznine ait nitelikleri kaybetmeleri ve/veya faaliyetlerinin mevzuata aykırı bulunması halinde Sağlık Bakanlığı’na bu merkezlerin kapatılması önerisinde bulunmak.
Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
20.05.1993 tarih ve 21586 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”nin amacı, tıbbi atıkların üretiminden yok edilmesine kadar; çevreye ve insan sağlığına zarar verecek şekilde doğrudan veya dolaylı bir biçimde alıcı ortama verilmesinin önlenmesine, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden kaynağında ayrı olarak toplanması, ünite içinde taşınması, geçici depolanması ve yok edilmesine yönelik düzenlemeler yapmaktır.
Kozmetik Kanunu
Kozmetik ürünlerin topluma güvenli, etkili ve kaliteli şekilde ulaşmasını temin etmek üzere ürünlerin piyasaya arz edilmesinden önce bildirimde bulunulması, piyasa gözetim ve denetiminin yapılması ile bu ürünlerin üretim yerlerinin denetimi konularındaki düzenlemeleri belirlemek amacıyla, insan vücudunun epiderma, tırnaklar, kıllar, saçlar, dudaklar ve dış genital organlar gibi kısımlarına, dişlere ve ağız mukozasına uygulanmak üzere hazırlanmış, tek veya temel amacı bu kısımları temizlemek, koku vermek, görünümünü değiştirmek ve/veya vücut kokularını düzeltmek ve/veya korumak veya iyi bir durumda tutmak olan bütün preparatları veya maddeleri kapsayan 24.03.2005 tarih ve 5324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kozmetik Kanunu” yürürlüğe girmiştir.