aofsoru.com

Radyo ve Televizyon Programcılığının Temel Kavramları Dersi 7. Ünite Özet

Radyo Programını Destekleyen Unsurlar

Giriş

Radyoculuğu ve radyoda sunumu öğrenmenin ilk yolu radyonun özelliklerini bilmekten geçer. Radyo bütün sanat dallarının ve haberleşme yollarının bileşimidir. Radyonun kelime anlamı ışımadır. Işıma, bir olayın elektromanyetik dalgalar aracılığı ile aktarılmasıdır. Radyo= ses+söz+efekt birleşiminden oluşur.

Saniyelik devirler olarak ölçülen frekanslara Hertz (Hz) denir. Belli frekanslar, belli ses dalgası boylarıyla ifade edilir. Frekans büyüdükçe dalga boyu küçülür. Uzun dalga düşük frekanslı, orta dalga orta frekanslı, kısa dalga yüksek frekanslı, FM dalgası ise çok yüksek frekanslıdır.

FM kısaltmasının açılımı Frekans Modülasyonudur. AM kısaltmasının açılımı ise Amplitüd Modülasyonudur. AM yayınları 15-2000 metre arasındaki dalga boylarında uzun, orta ve kısa dalgaları kapsar.

Coğrafi olarak kapsadıkları alanlara göre radyolar dörde ayrılmaktadır:

  • Uluslararası radyolar başka ülkelere yayın yapan hükümet destekli radyolardır.
  • Ulusal radyo istasyonları bir ülkenin tamamında dinlenen radyolardır. TRT radyosu buna örnektir.
  • Bölge radyoları nın 200-600 kw arasında değişen güçleri vardır.
  • Yerel radyolar ın ise ulusal ve bölgesel radyolara göre yayın yaptıkları alan daha sınırlıdır.

Radyo Programcısı Kimdir?

Radyo programcısı en temel kişi, dinleyici ile aradaki en önemli bağdır. Programcının, ses teknisyeninin, müzik direktörünün, spikerin ve haber muhabirlerinin birlikte çalışması ile radyo programları seyirci ile buluşabilmektedir. Bir programın tüm sorumluluğu programcıdadır.

Programcı olmak için dikkat, araştırıcı olmak, yaratıcılık, özgüven, disiplin, esneklik, gözlem ve espri yeteneği gibi özelliklere sahip olmak gerekebilmektedir. Yeterli bir programcı; iyi eğitim görmüş, yaratıcı, kültürlü, araştırmacı, gözlemci, nesnel, yansız, grup çalışmasına yatkın, çalışma disiplini olan, ana dilini iyi kullanan, yayın kurumunun ilkelerini ve yasaları bilen, esnek ve yarışmacı bir kişiliğe sahip olmalıdır.

Eğitimli olması gereken programcı, özellikle toplum bilimler konusunda yeterli bilgilere sahip olmalıdır. İletişim eğitimi veren okulların çoğalması, bu alandaki gerekliliği göstermektedir. Ayrıca programcının, yayın yaptığı alanla ilgili teknik ve teorik bilgilere de sahip olması önemlidir.

Yayın süreklilik istediğinden ve bu sürekliliğin takip edilebilir olması gerektiğinden programcı yaratıcı olmalıdır. Yeni düşünceler, yeni içerikler yaratıcılık yoluyla ortaya konabilir. Gözlemleme, araştırma, izleme, iyi bir eğitim ve kültürle yaratıcılık geliştirilebilir.

Programcı iyi bir eğitimle birlikte iyi bir kültüre de sahip olmalı, güncel olayları ve sorunları takip etmelidir. Programcı birçok alandaki bilgilerini sürekli yenilemeli; yaşadığı toplumu tanımak amacıyla, kitle iletişim araçlarını iyi takip etmeli ve toplumsal çalışmalara katılmalıdır.

Araştırmayı ve bilgiye nasıl ulaşacağını bilmek programcının en önemli özelliklerindendir. Çevredeki olaylara duyarlı ve gözlemci olan programcı, yapacağı program öncesinde de konusuyla ilgili derinlemesine araştırma yapmalıdır.

Programcının kendine ait siyasal görüş ve inançları olsa da; programında nesnel (objektif) ve yansız olmalıdır. Olayları gerçekçi yansıtmalı, her görüşe yer vermeli ve taraf olmamalıdır. Programcı, belirli bir olayla ilgili kimlerin konuşması ve hangi uzmanlara ulaşması gerektiği hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Konu seçimlerinde de aynı titizliği göstermelidir.

Bir programın yapım ve yayın sürecinde birçok kişi görev aldığından, programcı grup çalışması konusunda açık olmalı ve takım ilişkilerini iyi yürütebilmelidir.

Radyo yayıncılığında zaman çok önemlidir ve programcı bu konuda disiplinli olmalıdır. Aksayan ve değişen yayın saatleri izleyicinin güvenini zedeler. Bu nedenle programcı kendi yayın saatinde hazır olmalıdır. Radyo yayıncılığında günlük, haftalık, aylık ve dönemlik planlar yapıldığından, programcı hem çalışma planlarını hem de bireysel hayatını bu planlara göre şekillendirmelidir.

Ses ve diliyle dinleyiciye seslenen programcının ana dilini de iyi ve yetkin kullanması gerekir. Ayrıca radyo dili, konuşma ve yazı dilinden oldukça farklıdır. Dinleyicinin anlamayacağı süslü ve karmaşık ifadelerden kaçınarak basit ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır. Programda ölçülü bir samimiyet oluşturulmalı didaktik ve öğüt veren dil kullanımından kaçınılmalıdır.

Programcı, yasa ve yayın ilkeleri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Hiçbir kurum ve devlet yayını, kendini kötüleyen içerikler üretmez. Programcı çalıştığı kurumun yayın ilkeleri konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Yayınların yasalara uymadığı durumlarda yayınlar denetimden geçmeyebilir ve bu nedenle programcı yasaları da iyi bilmek zorundadır.

Programcı, katı kurallardan çok esnek bir tutum sergilemelidir. Programcı, programla ilgili görüş, öneri ve şikâyet ve değişikliklere açık olmalıdır. Esnek bir programcı, yeni yöntem ve düşüncelere de açık olacaktır.

Programcı rekabete kapalı olmamalıdır. Bu nedenle diğer yayın kurumlarını da yakından takip etmelidir. Her programcının amacı daha çok dinleyiciye seslenmek olduğundan, diğer yayın kurumlarından bir adım önde olmak rekabeti gerektirir. Özellikle aynı gün ve saatteki diğer programları takip etmek, programcının rekabeti açısından önemlidir.

Radyo Sunucusu Kimdir?

Diğer yayın alanlarında olduğu gibi radyo sunuculuğunda da uzmanlaşma gerçekleşmiştir. Haber sunuculuğu, canlı yayın sunuculuğu, spor haberleri sunuculuğu gibi kategoriler buna örnektir. Haberi hem yazıp hem sunan kişilere editör spiker denir. Bu durum son dönemde yaygın olduğundan radyo programcısının iyi bir sunucu olması da gerekli hale gelmiştir.

Sunuculuk ise konuşma ile doğrudan ilişkilidir. Konuşma dört bilimsel süreçten oluşur. Fiziki etmen; konuşma eylemini ışık ve ses dalgalarından oluşan süreç olarak görür. Fizyolojik etmen; konuşmayı organizmanın iğneme, soluk alıp verme gibi asal işlevlerinin yanında tali bir eylem olarak değerlendirir. Psikolojik etmen; konuşmayı uyarma ve uyaranlara verilen tepkiler biçiminde algılar. Sosyolojik etmen ise konuşmayı toplumsal hayatın ürünü olarak yorumlamaktadır.

İyi bir sunucunun özellikleri şunlardır:

  • Konuşur gibi yazmak ve sunmak.
  • Yakınlık ve sıcaklık duyguları yaratmak.
  • Dili güzel ve yetkin kullanmak.
  • Sesi ve nefesi kontrol etmek.
  • Sesini tanımak, sınırlarını bilmek ve geliştirmek.
  • Mikrofonla mesafeyi sabit tutmak ve bu mesafeyi korumak.
  • Sunulan metni anlamak.
  • Doğal sesleri (soluklanma, sert ve kesik sesler gibi) belirli oranda kullanmak.
  • Kendi sesini yeterli ölçüde beğenmek.
  • Konu hakkında yetkin görünmek ve otoriter olmak.
  • Belirli bir tempoya sahip olmak.
  • Basit kelimeleri seçmekten ürkmemek.
  • Doğrudan, basit ve canlı bir anlatım kullanmak.
  • Kakofoni yaratacak kelimelerin peş peşe kullanmaktan kaçınmak.
  • Arkadaşça ve güven verici ses ve tavır kullanmak.Metni okurmuş gibi sürekli vurgulardan kaçınmak.
  • Basit cümleleri birbirine “ve, veya, ancak, fakat” gibi basit bağlaçlarla bağlamak.

Her ortamda, konuşma yapan kişi sesini kontrol edebilmeli ve iyi kullanmalıdır. İyi bir konuşmada en önemli ölçüt, konuşmanın anlaşılabilir olmasıdır.

Konuşmanın en önemli unsurlarından biri olan ses, bir varlığın ifade biçimi, sözlü ifadeye fiziksel destek veren ayrıcalıklı bir iletişim aracıdır. Seslerin doğru çıkarılışını öğrenmeden doğru ve düzgün konuşulamaz. Yazı dilindeki en küçük öğe kelime, konuşmada ise sözdür.

Ses organları oynak ses organları ve durgun ses organları olarak ikiye ayrılır. Akciğer, ses teli, dil, yumuşak damak, dudaklar ve küçük dil oynak; sert damak, diş eti ve diş ise durgun organ grubuna girer.

Akciğer, soluk alıp vermeye yarar ve bu süreç aynı zamanda ses gerçekleşmesi için gereklidir. Türkçe, genellikle soluk verme halinde oluşan bir dildir. Konuşmanın en önemli öğelerinden ses telleri gırtlakta bulunmaktadır. Ses inceliği veya kalınlığı ses tellerine bağlıdır. Ses kirişleri kısaldıkça ses de incelir.

Nefesi, kaliteli bir ses dönüştürmek; ağzın içi, boğaz, yanaklar, dil, damak, dudak, diş ve burun boşluklarının işlevidir. Sesler sözcüklere dönüşürken; hareketsiz olan üst çene, damak ve üst dişlerin, hareketli olan alt çene, alt dişler, dil ve dudaklarla belirli biçimlerde zaman zaman birleşip, ayrılarak dinamik bir eylem oluştururlar. Dil ise ağız içinde büzülür, damağa doğru yükselir, yassılaşır ya da çukurlaşır.

Beden duruşu da konuşmada önemlidir. Gözler, omuzlar, yüz, kollar, bel, sırt, bacaklar, dizler ve ayaklar beden duruşunu oluşturan organlardır. Konuşma önce ilk izlenim bedenle verilir.

Beden dilindeki en önemli unsurlardan biri duruştur. Doğru bir beden duruşuyla ses güçlü ve temiz çıkar. Doğru beden duruşu baş-ense-sırt bölgelerinin düzgünlüğü ile sağlanır. Kendini bırakmış ve yayılan bir duruş konuşmayı olumsuz etkiler (S:140, Resim 7.1).

Duruşta ayak pozisyonu da önem teşkil eder. Düzgün bir oturuşta ayaklar yere sağlam ve tam olarak basmalıdır (S:140, Resim 7.2).

Radyoda Haber Sunumu

Haber, “yeni, ilginç ve doğru” olandır. Bir olayın haber değeri kazandığı unsurlar şunlardır:

  • Olay dinleyiciye yakın olduğunda (Yakınlık): İnsanlar ilgilendikleri ve sonuçlarından etkilendikleri olaylara yakınlık duyduklarından bu durumu haber değeri olarak kabul etmek gerekir. Yakınlık fiziksel ya da coğrafi olabilir.
  • Olay dinleyiciye zamanında aktarıldığında (Anilik): Haberde zaman öğesini yenilik, anilik ve geçerlilik olmak üzere üç bileşke belirler. Yeni olayın aniden ortaya çıkarak zamanında verilmesi haber değerini korumaktadır.
  • Olay önem açısından etkili olduğunda (Etkililik): Burada söz konusu olayın önemi ve toplum için anlamıdır. Bir olayın sonuçları tartışıldığında haber ortaya çıkabilmektedir. Haberin etkililiği, olayın toplumsal anlamda oluşturduğu değişiklik ve tartışma ortamıdır.
  • Olay anlaşmazlık yarattığında (Anlaşmazlık): Toplum içinde yaşayan farklı görüşte ve özellikte bulunan toplulukların çatışması toplumu doğrudan ya da dolaylı ilgilendirmektedir.

Radyo, bugünün çok seçenekli medya ortamında teknolojinin gelişimiyle farklılaşmıştır. Kişilerin kendilerini ayıracağı zaman ve isteklerine göre değişen radyo, enformasyon çağı izler kitlesinin bilgiye ulaşma çabasına destek vermektedir.

Radyo haberciliğinin televizyon, gazete ve internet haberciliği karşısında öne çıkan unsuru, radyo dinleyicisinin okuma-yazma bilmek zorunda olmamasıdır. Radyo dinleyicisi, radyo dinlerken başka bir işle uğraşabilir. Haberci açısından radyonun kolaylaştırıcılığı ise, radyo yayınına istenildiği an cep telefonuyla bile bağlanılabilmesidir.

Radyo haberciliği, televizyon gibi anlık ve günceldir. Radyo haberciliğinde, haberler kısa ve anlaşılır olmalı ve belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Haberin ilk cümlesi dikkat çekici olmalıdır. Radyo programı sunuculuğunda olduğu gibi radyo haber sunuculuğunda da gerekli mesleki özellikler vardır. Bu mesleki özellikler şunlardır:

  • Haber unsurlarına (yakınlık, anilik, etkililik, anlaşmazlık) dikkat etmek.
  • Haberi açık, emin ve kesin bir biçimde iletmek.
  • Haberi önceden okuyarak yayına hazırlanmak.
  • Söylenişi zor kelimelerin, yabancı kişi ve yer adlarının yayın öncesi doğrusunu öğrenmek.
  • Serinkanlı olmak.
  • Yansız ve tarafsız olmak.
  • Dil sürçmesi, eksik veya hatalı okuma gibi durumlarda cümleyi baştan tekrar etmek ve dinleyiciden özür dilemek.

Radyo ve televizyon haberlerinde bilgi almak için en sık kullanılan yöntemlerden biri röportajdır. Röportaj, bir konu hakkında bilgi almak, bir fikri tartışmak, bazı durumlarda da eğlenmek amaçlı yapılan konuşmalardır. Röportaj, amaçlarına göre beş türe ayrılır:

  • Açıklayıcı röportaj: Bir konu hakkında uzman kişiyle bilgi almak için yapılır.
  • Portre röportaj: Amaç görüşülen kişiyi daha iyi tanımaktır.
  • Tanık röportajı: Bir olayın tanığı ile yapılır.
  • Açıklama röportajı: Gündemde olan bir olay ile ilgili fikir ve yorum almak için yapılır.

Teknik açıdan bakıldığında radyo röportajları;

  • Stüdyo içi (Telefon röportajı) ve
  • Stüdyo dışı (Stüdyo ve Mekân röportajı) olmak üzere ikiye ayrılır.

Stüdyo röportajları haber, magazin, belgesel ve benzeri birçok radyo programında kullanılmaktadır. Röportajın en önemli kurallarından biri konuğu iyi dinleyerek gerektiğinde doğru soruları sormaktır. Bu nedenle konu iyi bilinmeli ve konuk iyi tanınmalıdır.

Radyo stüdyolarında kamera ve aydınlatma gibi araçlar olmadığından radyo röportajları televizyon röportajlarından daha samimi ve rahat bir ortamda geçer.

Konuğun, stüdyoya gelemediği durumlarda ise telefon ile bağlanılarak konukla röportaj yapılabilir.

Telefon ile röportaj birçok program türünde kullanılabilir. Ayrıca, dinleyiciler telefonla stüdyoya bağlanarak programlara katılabilirler. Bu durum programa katılımı arttırabilir.

Canlı telefon röportajları olabildiği gibi daha önceden kaydedilip kurgulanan telefon röportajları da vardır. İnternet ve telefon radyo yayıncılığı da programlara katılımları arttırmaktadır. Özel radyolarda, en çok dinlenen saatlerde interaktif katılımlı programlar yapılmaktadır.

Röportaj öncesi ve sırasında yapılması gereken bazı hazırlıklar ve uyulması gereken bazı kurallar vardır. Röportaj öncesi yapılması gerekenler şunlardır:

  • Konu ve konuk ilgi çekici olmalıdır.
  • Konu ve konuk hakkında yeterli bilgi edinilmelidir.Konu ile ilgili konukla bir ön-röportaj yapmak faydalıdır.Röportaj konusunda konukla ön görüşme yapılmalıdır.Ön görüşmede konuğa röportajın konusu, içeriği, sınırları ve süresi ile ilgili bilgiler verilmelidir.
  • Konu genel başlıklarıyla tanıtılarak süre konuğa iletilmelidir.
  • Konuğa sade bir dil kullanması gerektiği hatırlatılmalıdır.
  • Konuk, hem konunun uzmanı hem de heyecanını kontrol edebilen biri olmalıdır.
  • Konuya ilişkin mekân sesleri doğallığı korumak açısından tercih edilmelidir.
  • Doğallığı kaybetmemek için sorular röportaj öncesi konuğa verilmemelidir.

Röportaj sırasında yapılması gerekenler ise şunlardır:

  • Konuya hazırlık soruları ile başlanmalıdır.
  • Bilgiye dayanan sorular sorulmalıdır.
  • Tüm dikkat söyleşiye verilmelidir.
  • Konuğa doğru soru sorabilmek için konuk iyi dinlenmelidir.
  • Dinleyici ile empati kurularak karışık ve anlaşılmaz konu ve cümlelerin konuktan tekrarı istenmelidir.
  • Yeterince değinilmeyen konular devam sorularıyla açılmalıdır.
  • Konuğa dinlendiği hissettirilmelidir.
  • Sorular metinden okunur gibi değil, doğal bir biçimde sorulmalıdır.
  • Röportaj, konuşmanın akışına göre yeni sorularla güçlendirilmelidir.
  • Sunucu kendi sorduğu soruları yanıtlamamalıdır.
  • Konuğun sözleri konuşma sonunda veya gerekli yerlerde özetlenmelidir.
  • Konuğa yönlendirici sorular sorulmalıdır.
  • Dinleyicinin söylenenleri anlayabilmesi için küçük boşluklar bırakılmalıdır.
  • Soru cümlesi anlaşılır olmalıdır.
  • Her seferinde yalnızca bir soru sorulmalıdır.
  • Konuğun, sorulmasını istemediği sorularla ilgili röportaj öncesi uzlaşılmalıdır. Konuğun duygusal tavırları gözlenerek; gerektiğinde yönlendirilmelidir.

Stüdyo dışında yapılan mekân röportajları, konuğun stüdyoya gelemediği ya da konuyu doğallaştırmak için doğal seslerin de duyulmasının istenebileceği durumlarda kullanılabilir. Mekân röportajları öncesinde mikrofon ve ses kayıt cihazı kontrol edilmeli, yedek piller bulundurulmalı, dış ortamda mikrofon rüzgârlığı takılmalı, ses düzeyleri kontrol edilmeli, kayıt sonrası ses kaydı kontrol edilmelidir.

Sokak röportajları (Vox Pop) genellikle halkın bir konu hakkında düşüncesini öğrenmek için yapılır. Genellikle kamuoyunda yankı bulan olaylarla ilgili olabilmektedir. Genellikle popüler caddeler, alışveriş merkezleri, spor karşılaşmaları çıkışı gibi insanların yoğun bulundukları yerlerde yapılır. Bu tür röportajlarda, muhabir geri planda kalarak, mikrofon yöneltilen kişi ön planda olmalı ve farklı görüşlerin de öne çıkması sağlanmalıdır.

Toplumsal yapıyı temsil edecek ve yaş, gelir, eğitim gibi açılardan farklılık gösteren kişilere mikrofon uzatılmalıdır. Sokak röportajlarında dikkat edilmesi gerekenler ise şunlardır:

  • Amaç faklı görüşleri almaktır.
  • Soru açık ve anlaşılır olmalıdır.
  • Belirlenen soru herkese aynı biçimde sorulmalıdır.
  • Kalabalık mekânlar tercih edilmelidir.
  • Fondaki sesler gereklidir fakat konuşmacının sesinin önüne geçmemelidir.
  • Röportaj öncesinde kullanılan cihazların çalışıp çalışmadıkları kontrol edilmelidir.
  • Her türlü yedek malzeme bulundurulmalıdır.
  • Mikrofon uzatılan her kişiye sunucu kendini tanıtmalı ve ne için söyleşi yapmak istediğini kişiye anlatmalıdır.
  • İzin alındıktan sonra soru sorulmalı ve cevap alınmalıdır.
  • Kişi görüşlerini bildirirken, sadece görsel olarak dinlenildiği vurgulanmalıdır.
  • Yanıtlarda kadın ve erkek sesi dengesine dikkat edilmelidir.
  • Olumlu ve olumsuz görüşlerin dengesine dikkat edilmelidir.
  • Röportaj sırasında, kişi ve verdikleri cevaplarla ilgili notlar tutulmalıdır.
  • Dinleyicinin dikkatini canlı tutmak için en çarpıcı yanıtlar röportajın sonunda kullanılmalıdır.
  • Sokak röportajları sosyolojik ve istatistik sonuçlar veremeyeceğinden genelleme yapılmamalıdır.

Bir röportajda genel olarak yapılması gerekenler şunlardır (S:146, Şekil 7.1):

  • Hazırlanarak gelmelisiniz.
  • Konuyu ve konuğu araştırmalısınız.
  • Geçici bir soru listesi hazırlamalısınız.
  • Dinleyici kitlesini tanımalısınız.
  • Konuğun tepkilerini değerlendirmelisiniz.
  • Sıcak ve samimi olmalısınız.
  • Giriş anonsunu, çıkış anonsunu ve ilk soruyu belirlemelisiniz.
  • Açık uçlu sorular sormalısınız.
  • Konuğun sözünü kesmek için izin istemelisiniz.
  • Röportajın kontrolünü sağlamalısınız.
  • Tarafsız olmalısınız.
  • Yasal sınırları bilmelisiniz.
  • Etik kurallara uymalısınız.
  • Konuşmacıya konuyla ilgili temel kavramları açıklatmalısınız.

Bir röportajda genel olarak yapılmaması gerekenler ise şunlardır (S:146, Şekil 7.1):

  • Konuyu tek boyuta indirgememelisiniz.
  • Röportajı önceden hazırlanmış sorularla sınırlandırmamalısınız.
  • Bir seferde birden fazla soru sormamalısınız.
  • Kısa süreli sessizliklere izin vermelisiniz.
  • Kişisel fikrinizi söylememelisiniz.
  • Soruları konuğa önceden vermemelisiniz.
  • “anladım, tamam, evet” gibi onay sözcükleri kullanmamalısınız.
  • Konuşmayı yönlendirmemelisiniz.
  • Kapalı uçlu sorular sormamalısınız.
  • Konuğun size olan güvenini sarsmamalısınız.
  • Sorduğunuz sorunun cevabını vermemelisiniz.
  • Herkes tarafından bilineni sormamalısınız.
  • Röportajı zamanımız doldu ve benzeri ifadelerle bitirmemelisiniz.

Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email