Organizasyonlarda Davranış Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Organizasyonlarda İş Çevresi: Teknoloji, Yapı Ve İş Tasarımı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Organizasyon nasıl tanımlanır?
Organizasyon kavramı pek çok disiplinde kullanılmaktadır. Organizasyonel davranış disiplini açısından bakıldığında; “ortak bir takım hedefler için bir araya gelmiş kişilerin oluşturduğu yapılanma” olarak tanımlanabilir.
Genel anlamda organizasyonun çevresi neleri kapsar?
Genel anlamda organizasyonun çevresi , teknolojik, hukuki, siyasi, ekonomik, demografik, ekolojik ve kültürel güçlerin yol açtığı ve organizasyonda bireyi ve grubu etkileyen dış çevreye ait olayları kapsamaktadır (Smith, 2003: 99). Organizasyonun dış çevresi, organizasyonun karar alanında olmayan, dışında kalan ancak etkilenmekten kurtulamadığı çevreyi ifade etmektedir.
Organizasyon üzerinde etkili olan faktörler nelerdir?
Organizasyonel dış çevreyi oluşturan faktörlerin araştırıldığı çalışmalarda organizasyon üzerinde etkili olan pek çok faktör saptanmıştır. İlişkili endüstriler, yasal düzenlemeler, teknoloji, finans, hammadde, nitelikli iş gücü, demografi, müşteri tercihi ve küresel düzlem belli başlı dış çevre faktörleri olarak ele alınmaktadır.
Organizasyonda çevre koşulları hangi boyutlara göre incelenmelidir?
Organizasyonda çevre koşullarının hangi boyutlara göre incelenmesi gerektiği
hususunda bir karar birliği söz konusu değildir.
Bazı kaynaklarda beş madde, bazılarında üç madde şeklinde açıklanan boyutlar, organizasyonun yapı ve süreçlerine göre farklılaşmaktadır. Bir çalışmada bu boyutlar; kapasite, hareketlilik ve karmaşıklıktır. Kapasite, büyümeyi destekleyecek çevrenin derecesini ifade ederken; hareketlilik, çevredeki değişkenlik derecesini belirler. Karmaşıklık da çevresel unsurlar arasında ayrışıklık ve konsantrasyon derecesidir.
Organizasyonun çevre koşullarının incelendiği çalışmaların isimleri nelerdir?
Organizasyonun çevre koşullarının incelendiği çalışmalar şunlardır:
• Burns ve Stalker’ın Çalışması,
• Lawrance ve Lorsch’un Çalışması ve
• Emery ve Trist’in Çalışmasıdır.
Burns ve Stalker neyi araştırmışlar ve sonuç olarak ne bulmuşlardır?
Burns ve Stalker işletmelerin organizasyon yapıları ve yönetim uygulamalarının (süreçler) dış çevre koşulları tarafından nasıl etkilendiği sorusuna cevap aramışlardır.
Burns ve Stalker’ın araştırmaları sonucu ulaştıkları nokta; “Organizasyon yapısı ile organizasyonda yer alan süreçler, çevre koşullarına bağlı olan bir bağımlı değişken olarak ele alınırsa, “en iyi” organizasyon yapısına ulaşmak için izlenecek tek bir doğru yol söz konusu değildir” şeklinde olmuştur (Koçel, 2005: 294).
Yönetim sistemleri kaç temel grupta toplanmıştır ve bunlar nelerdir?
Yönetim sistemleri iki temel grupta toplanmıştır. Birisi mekanik organizasyon yapısı, diğeri ise organik organizasyon yapısıdır.
Yönetim sistemlerinden biri olan Mekanik organizasyon yapısı nasıldır?
Mekanik organizasyon yapısı, geleneksel yaklaşımı yansıtmaktadır. Özellikle durağanlık ve istikrar isteyen organizasyonlar için iyi bir yapıdır. Bürokratik yapılanmanın önemsendiği, emir komutanın değer bulduğu bir yapılanmadır.
Mekanik organizasyon yapısı, çevre koşullarının durgun ve dengeli, değişim hızının çok az olduğu durumlarda en uygun yapıdır (Koçel, 2005: 292).
Yönetim sistemlerinden biri olan Organik Organizasyon Yapısı nasıldır?
Organik organizasyon yapısı, bürokrasiden uzaklaşılmış, âdemi merkezi yapının yaygın olduğu bir yapıyı yansıtmaktadır.
Organik organizasyon yapısı, karar almada düşük düzeyde formel süreçleri,
çoklu karar alıcı ve esnek uygulamaları içermektedir (Robbis-Judge, 2012: 504).
Lawrence ve Lorsch çalışmalarında hangi soruya cevap aramışlardır?
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Paul Lawrence ve Jay Lorsch çalışmalarında “değişik çevre koşulları altında hangi tür organizasyon yapıları daha etkin” sorusunun cevabına ulaşılmak istenmiştir (Koçel, 2005: 296).
Lawrance ve Lorsch bu araştırmalarda, farklılaşma, koordinasyon ve belirsizlik kavramlarını kullanmışlardır.
Lawrance ve Lorsch’un araştırmalarının sonucuna göre; her koşullar için geçerli ideal bir organizasyon yapısı söz konusu değildir. En iyi organizasyon yapısı, çevre koşullarının özellikleri ile uyum içinde olu!an organizasyon yapısıdır (Koçel, 2005: 299).
Emery ve Trist çalışmalarında neyi belirlemişlerdir?
Londra Tavistock Enstitüsünden Fred Emery ve Eric Trist’in çalışması, organizasyon-çevre ilişkilerinin anlaşılması, kavramlaştırılması ve kullanılması konusunda önemli yere sahiptir.
Emery ve Trist organizasyonun dört çeşit çevresi olduğunu belirtmektedirler.
• Sakin Çevre: Amaçların ve sorunların basit olduğu ve değişmesi çok kolay olmayan yapıyı ifade eder.
• Sakin ve Kümelenmiş Çevre: Değişmeyen bir yapıya sahip olmasına karşın, çevreyi oluşturan parçaların birbirleriyle ilgili gruplar oluşturmasını ifade eder.
• Tepkisel Çevre: Çevreyi oluşturan faktörlerin kümelendiği ve birbirine bağlı olduğu çevreyi ifade eder.
• Çalkantılı veya Değişken Çevre: Karmaşık ve dinamik bir ortamı ifade eder. Dinamizme çevreyi oluşturan parçaların karmaşıklığı yol açmaktadır (Özkalp-Kırel, 2010:409-410).
Teknoloji nasıl tanımlanır ve nelerden oluşur?
Teknoloji, makine, teçhizat, donanım, faaliyetler ağı, süreçler, metotlar, planlar ve düzenlemelerden olu!ur (Börü, 2002: 243). Teknolojinin tanımı konusunda zorluklar söz konusudur. Her disiplinin kavramı farklı tanımlamasına karşın teknoloji genel olarak; “"insan hayatını kolaylaştıran tüm bilgi, teknik, yöntem, fikir ve uygulamalar”dır (Börü, 2002: 246).
Teknoloji-organizasyon ilişkisinde önemli bir konu olan teknolojinin eylemsel yapı üzerindeki etkileri üzerinde yapılan çalışmalarda hangi bulgulara ulaşılmıştır?
Teknoloji-organizasyon ilişkisinde önemli bir konu; teknolojinin eylemsel yapı üzerindeki etkisidir.Bu alanda yapılan çalışmalarda iki temel bulguya ulaşılmıştır. Birincisi, teknolojinin örgüt yapısını belirleyen temel öğe olduğunu benimseyen “teknolojik belirleyiciler yaklaşımı”dır. Bu yaklaşıma göre, teknoloji, çevreden bağımsız bir şekilde, organizasyonun yapısını kendi ihtiyaçlarına göre tek başına
belirlemektedir. "İkinci yaklaşım ise, organizasyon, organizasyonun teknolojisi, yapısı ve işleyişi ile ilgili değişkenlerin birbirini etkilediğini ve birbirine bağımlı olduğunu iddia eden, “Açık Sistem Yaklaşımı”dır. Teknoloji ile yapı arasındaki ilişki, çalı!anların gereksinimlerinin tanımlanması, iş akışının kolay bir hale
getirilmesi ve kontrol edici biçimde düzenlenmesi açısından önem taşımaktadır (Börü, 2003: 248).
“Organizasyon ve Teknoloji” ilişkisini açıklayan yaklaşımlar nelerdir?
“Organizasyon ve Teknoloji” ilişkisini açıklayan yaklaşım bilinmektedir. Joan Woodward’ın gerçekleştirdiği araştırma, bu tür çalışmaların başlangıcı ve
temeli olarak kabul edilmektedir (Börü, 2002: 250). Daha sonra “Aston Grubu Çalışması”, “Burns ve Stalker’ın Çalışması”, “James Thompson’ın Çalışması” ve “Charles Perrow’un Rutin/ Rutin Olmayan "İş Sınıflaması” organizasyon teknoloji ilişkisinin gerçekleştirildiği çalışmalar olmuştur.
Organizasyon ve teknoloji ilişkisini açıklayan yaklaşımlardan biri olan John Thompson'ın temel teknolojiler sınıflamasına göre organizasyonun kullandığı temel teknolojiler kaç şekilde olabilir ve bunlar nelerdir?
Thompson’a göre bir organizasyonun kullandığı temel teknolojiler üç şekilde olabilir (Özkalp-Kırel, 2010:420).
- Uzunlamasına bağlı teknolojiler: Bu tür teknolojiler birbirini takip eden bir seri işlemden oluşur ve her işlem diğerine bağımlıdır.
- Aracı teknolojiler: Bu tür teknolojiler organizasyonda bağımsız üniteleri bir araya getirerek, müşterilerin talebine göre oluşur
- Yoğun teknolojiler: Bu tür teknolojiler ise, hünerli bireyler istihdam ederek uygun bir hizmet biçimiyle verilen görevleri tamamlar.
Organizasyon ve teknoloji ilişkisini açıklayan yaklaşımlardan biri olan Charles Perrw'un Rutin / Rutin Olmayan İş Sınıflaması çalışmasının amacı nedir?
Perrow’un çalışması, Thompson’un çalışması gibi uygulamalı olmayıp; teorik bir nitelik taşımaktadır. Organizasyonların kullanabileceği temel teknoloji türlerini sınıflamayı ve bunları örgüt yapıları ile ilişkilendirmeyi amaçlamaktadır.
Bir organizasyonun yapısı nasıl tanımlanır?
Bir organizasyonun yapısı; i! görevlerinin biçimsel olarak nasıl bölüneceğini, sınıflanacağını ve koordine edileceğini tanımlar (Robbins-Judge, 2012: 488).
Organizasyonun yapısını tasarlarken kaç unsura dikkat edilir ve bunlar nelerdir?
Organizasyonun yapısını tasarlarken altı unsura dikkat etmek gerekmektedir.
Bunlar;
• İşte Uzmanlaşma,Modern organizasyonların özelliği olan uzmanlaşma, görevlerin amacına uygun olarak bölünerek gerçekleştirilmesidir.
• Bölümlendirme, organizasyonel eylemlerin bir dizi bölümlere ayrılarak kümelendirilmesi ile ilgili bir örgütlendirme yöntemidir. Bölümlendirme işleminin türleri, fonksiyonel bölümlendirme, ürüne dayalı bölümlendirme, coğrafi
bölgeye dayalı bölümlendirme ve mü!teri temeline dayalı bölümlendirme olmak üzere dört bağlık altında toplanabilir. En yaygın kullanılan bölümlendirme, fonksiyonel bölümlendirmedir.
• Fonksiyonel Bölümlendirme: Faaliyetlerinin belirli organizasyon fonksiyonları dikkate alınarak bölümlendirilmesini ifade eder.
• Emir-komuta zinciri,kimin kime karşı sorumlu olduğunu açıklamaktadır
• Merkezileşme ve âdemi merkezileşme karar verme gücünün, organizasyonun belli bir noktasında toplanmasına merkezileşme, karar verme gücünün alt düzey çalışanları da kapsaması durumuna ademi-merkezileşme denir (Furnham, 2005: 668; Robbins-Judge, 2012: 493).
• Biçimselleşme, organizasyondaki görevlerin standartla!tırılma derecesine denilir.
Organizasyonun yapısını tasarlarken dikkat edilecek 6 unsurdan biri olan "Bölümlendirme" işleminin türleri nelerdir?
Organizasyonun yapısını tasarlarken dikkat edilecek 6 unsurdan biri olan "Bölümlendirme" işleminin türleri şunlardır:
1.Fonksiyonel Bölümlendirme, Faaliyetlerinin belirli organizasyon fonksiyonları dikkate alınarak bölümlendirilmesini ifade eder.
2.Ürüne Dayalı Bölümlendirme, Birden fazla ve birbirinden farklı özelliklere sahip ürün çeşidinin var olduğu organizasyonlarda uygulanır.
3.Coğrafi Bölgeye Dayalı Bölümlendirme, Bölümlendirmenin coğrafi esasa göre yapılması için, yönetsel sorumlulukların tanımlanmasında ve farklılaştırılmasında temel kriterin “coğrafi yerleşme” olması gerekmektedir (Güven, 1982: 51)
4. Müşteri Temeline Dayalı Bölümlendirme, Bölümlendirme müşteri temelinde gerçekleştirilmektedir. Bir imalat işletmesi, müşterinin yapısı ve
beklentilerinin farkına bağlı olarak, sanayiye, devlete, tüketiciye farklı satış kanalları kullanabilir.
Bir organizasyonun kaç tür yaygın örgütlenmesi söz konusudur ve bunlar nelerdir?
Bir organizasyonun üç tür yaygın örgütlenmesi söz konusudur.
1. Basit Yapı: Ayrıntılı olmayan, aşırı bölümlendirmenin bulunmadığı, geniş denetim alanının olduğu ve yetkinin genellikle bir tek kişide toplandığı organizasyon yapısıdır.
2.Bürokratik Yapı: Bürokratik yapı, hiyerarşik bir düzen barındırır.
3. Matriks Yapı: Fonksiyonel ve ürün temeline göre bölümlendirmenin kombinasyonu şeklinde bir yapı olup; hem dikey, hem de yatay ilişkiler aynı derece öneme sahiptir ve biri diğerinden üstün değildir (Tosi vd., 1986: 220;
Robbins-Judge, 2012: 497).
Organizasyonlarda iş dizaynı ne demektir?
İş dizaynı,dizaynı, organizasyonun yapısı ve fonksiyonları ile sıkı sıkıya bağlıdır. İş dizaynı, geniş anlamda işin nasıl tasarlandığının, örgütün kademeleri boyunca nasıl anlamlandırıldığının ve birimler ile işi yapan birey için işin nasıl yapılandırıldığının temelini oluşturur. Kişinin örgütü ve iş çevresinin tasarımı, büyük ölçüde bireyin işe yaptığı katkıyı da şekillendirir (Torraca, 2005: 85).
Organizasyonlar, iş dizaynı konusunda hangi yaklaşımları uygulamaktadır?
Organizasyonlar, iş dizaynı konusunda birçok yaklaşım uygulamaktadırlar.
Bilimsel Yönetim: yaklaşımı işleri basitleştirmekte ve standartlaştırmaktadır. Bilimsel yönetimle işlerin dizaynı, belirli sayıda görevin isçiler tarafından düşünülmeye gerek kalmaksızın en basit bir biçimde yapılması demektir (Özkalp, 2003: 8).
İş Genişletme: İş genişletme, işin akışı içinde, bireyin yaptığı işlerin sayısını ve türünü arttırarak işleri onun için daha doyurucu ve ilginç bir konuma getirme işlemidir (Güven, 1981: 27).
İş Zenginleştirme: benzer güçlükte fakat içerik olarak farklı işlerin aynı kişi tarafından yapılmasıdır (Silah, 2005: 112).
İş Karakteristikleri Modeli: Model, bireyle yaptığı işin belirli karakterleri arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapar.Bu modele göre işin beş temel karakteristiği vardır (Spector, 2000: 204). Bunlar; beceri çeşitliliği, görevin kimliği, görevin önemi, özerklik ve geri bildirimdir.
Sosyo-teknik yaklaşım, çalışan, teknik ve sosyal fonksiyonlar arasında uyumu gözetir. Sosyo-teknik sistemlerin, iş dizaynı süreçlerinde teknik ve sosyal
boyutları harmonize etme perspektifi söz konusudur. Otonom çalışma grupları, sosyo-teknik perspektifi, grup tabanlı iş tasarımı ile sağlamaktadırlar (Furnham, 2005: 314).
Esnek Çalışma Uygulamaları Tam zamanlı çalışmaya alternatif olarak da gelişen yeni çalışma yöntemleri, çalışanlara zaman konusunda özerklik sunduğu düşüncesiyle olumlu uygulamalar olarak ele alınmaktadır.
İş dizaynında yaklaşımlardan biri olan "iş zenginleştirme" yaklaşımının başarılı olabilmesi için gereken şartlar nelerdir?
İş zenginleştirmenin başarılı olabilmesi için bir takım şartlar söz konusudur (Eren, 2004: 582):
• “Zenginleştirilecek işin organizasyonun oldukça üst kademelerinde olması,
• İşi başarılı ifa etmesinin kendisini etrafına tanıtma olanağı sağlaması,
• İşin başarısı hakkında bilgi elde etmesi,
• İşini zaman zaman kontrol etme olanağı bulabilmesi,
• İşi ile ilgili yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olması ve kendine güvenmesi,
• İşinde ilerleme arzu ve hırsına sahip olması,
• Örgütçe uygulanan özendirme araçları ile kişisel arzularının uyuşum içinde olması,
• Tepe yönetiminin devamlı destek sağlaması ve
• İş zenginleştirme için yapılacak harcamadan kaçınmaması gerekmektedir”.
İş dizaynında yaklaşımlardan biri olan iş karakteristikleri modelinde yer alan faktörler nelerdir?
İş Karakteristikleri modelinde yer alan faktörler şunlardır:
• Beceri Çeşitliliği, İşin gerçekleştirilebilmesi için gerekli becerileri ifade etmektedir (Furnham, 2005: 314).
• Görevin Kimliği, Bir işin tamamı ya da belirgin bir parçasının tamamlanmasından sorumlu olmayı ifade etmektedir (Robbins-Judge, 2012: 243).
• Görevin Önemi, Görevin organizasyondaki ve toplumdaki öneminin düzeyi ve etkisini ifade etmektedir.
• Özerklik, İşgörenin işiyle ilgili kararlara katılabilmesi, yaptığı işte bağımsız olarak çalışabilmesi, işiyle ilgili inisiyatif alabilme derecesidir. Birey için özerklik, iş süreçlerinde sorumluluk alabilmesi anlamına gelmektedir.
• Geri bildirim, Yapılan işin sonuçlarına bağlı olarak bireyin performansı hakkında doğrudan ve açık bilgi edinilmesidir.
İş dizaynında yer verilen belli başlı esnek çalışma uygulamaları nelerdir?
İş dizaynında yer verilen belli başlı esnek çalışma uygulamaları;
• Esnek Çalışma Saatleri
• Tele Çalışma
• İş Paylaşımıdır.
İş dizaynında yer verilen esnek çalışma uygulamaları nasıl tanımlanır?
İş dizaynında yer verilen esnek çalışma uygulamaları tanımlamaları aşağıdaki gibidir:
Esnek Çalışma Saatleri: Esnek zamanlı çalışma, işçilerin işe başlama ve bitirme saatlerinin değişebileceği çalışma sürelerine yönelik bir düzenlemedir. Esnek zaman programları, tüm işçilerin iş yerinde bulunması gereken çekirdek
bir çalışma süresiyle, işçilerin istedikleri şekilde kullanabilecekleri esnek zamandan oluşmaktadır (Parlak-Özdemir, 2011: 39). Bu çalışma şeklinde birey, işletmenin çalışana zorunlu kıldığı zaman diliminde değil, kendi istediği saatte işe gelme ve işten ayrılma serbestisine sahiptir (Aşan, 2001: 248).
Tele çalışma; işyeri merkezinden uzak bir mekânda, işyerindeki işçilerden ayrı yapılan ve ayrı mekânda çalışmaya yeni iletişim teknolojilerinin imkân verdiği bir çalışma şeklidir.
İş Paylaşımı; Kısmi süreli çalışmanın özel bir türü olarak da ele alınan iş paylaşımı, “tam gün çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi, sorumlulukların ve iş karşılığında elde edilen ödül ve kazançların iki kişi tarafından paylaşılması” şeklinde tanımlanmaktadır (Çakır, 2005: 117).
Esnek çalışma saatleri uygulaması olarak "Kayan Süreli İş Modeli" nasıl tanımlanır?
“Kayan Süreli Çalışma Saati Modeli” çalışma saatlerinin esnekleştirilmesinde öncü olmuştur (Lale 2005: 198’den aktaran Çalışkan-Sungur, 2009: 3). Genel olarak kayan iş süresinden bahsedebilmek için çalışanın, belirli bir iş gününde, başlaması ve sona ermesi belli bir zamana bağlı olmaksızın, geniş bir süre içerisinde, kendisi tarafından belirlenen bir zaman diliminde işe başlaması ve işyeri için geçerli iş süresi içinde (günlük sekiz saat) işi bitirmesi gerekir. Bu çalışma türüne kayan iş süresi denir (Ulucan, 2007: 177).
Kayan iş süresi şu şekilde tanımlamıştır (Özgener, 2005: 67):
“Kayan iş süresi, çalışanların blok süre olarak belirlenen sürede zorunlu olarak çalışmak koşuluyla, günlük işe başlama ve işi bitirme zamanını veya belli bir zaman dilimi içinde ortalama günlük çalışma süresini aşmadan günlük çalışma süresi uzunluğunu da kendilerinin belirlediği bir çalışma modeli olarak tanımlanabilir”