Temel Ceza Muhakemesi Hukuku Bilgisi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Deliller
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Belge delili nedir ve duruşmaya nasıl dahil edilir?
Belgede, genellikle olay anında, olayın belirli şekillerle bir nesne üzerine aktarılması sözkonusudur. Belge delili denilince akla yazılı belge gelir ve yine bu nedenle belge delilinin duruşmada okunmasından söz edilir. Belge delili, sadece yazılı belgeden ibaret değildir. Şekil, ses, görüntü içeren birtakım belgeler de sözkonusudur. Örneğin fotoğraf, resim, kroki, plan gibi vasıtalar şekil içeren belgelerdir. Keza film şeridi, plak, teyp bantları, video ve CD kasetleri, bilgisayar disketleri, taşınır bellekler gibi ses ve görüntüyü tek başına veya birlikte yansıtan vasıtalar da belge delilidirler. Yazılı belgeden bilgi edinme okuma suretiyle olduğu halde, şekil veya ses ve görüntü içeren belgeler görme, dinleme ve izleme suretiyle incelenir. Dolayısıyla, belge delilinin duruşmaya dahil edilmesi yöntemi olarak kanunda belgenin okunmasından söz edilmiş olması, sözcük anlamıyla okumayı değil, delilin mahiyetine en uygun yolla ortaya konmasını ve duruşmada tartışılmasını ifade etmektedir.
Belirti delili nedir, ispat gücü konusunda ne söylenebilir?
Belirti, olaydan geriye kalan her türlü iz ve eseri ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle, beyan ve belge delili dışında kalan ve olayın ispatına yardımcı olan her türlü iz ve eser belirti delili olarak adlandırılabilir. Belirti, çoğunlukla failin iradesi dışında olaydan geriye kalan iz ve eserlerdir. Farkında olduğu takdirde fail genellikle bunları ortadan kaldırmaya çalışır. Kriminalistik biliminin verilerine göre değerlendirilecek olan belirtiler, son tahlilde, bilimsel delil olarak ortaya çıkmaktadırlar ve bu itibarla ispat güçleri çok yüksektir. Ancak olayı doğrudan ispat etmediklerinden, tek başına her zaman yeterli olmayabilirler; başka delillerle desteklenmeleri çoğunlukla gerekebilir. Örneğin olay yerinde bulunan parmak izi, sadece, o kişinin bir ara olay yerinde bulunduğunu gösterir; orada bulunuş olaydan önce veya sonra olabilir. Bu nedenle parmak izi şeklinde ortaya çıkan bu belirti tek başına o kişinin suçu işlediğinin ispatı için yeterli olmayıp, mutlaka başka delillerle desteklenmesi gereklidir.
Fizik kimliğin tespiti nedir?
Fizik kimliğin tespiti, üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı yürütülen bir ceza muhakemesinde şüpheli veya sanığın ortaya çıkarılması, kimliğinin teşhis veya tespiti için gerek duyulan hallerde başvurulan bir tedbirdir. Özellikle şüphelinin kimliği belli değilse veya belli olan şüpheli veya sanığın tanık tarafından teşhisi gerekiyorsa ya da olay yerinden elde edilen izlerle karşılaştırma gerekiyorsa, fiziki özellikleri ile ses ve görüntüsü kayda alınabilmektedir. Bu amaçla şüpheli veya sanığın fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri, sesi ve görüntüsü kayda alınabilecektir.
Şüpheden sanık yararlanır ilkesi ne anlama gelir?
İster soruşturma evresinde, isterse icabında yargılama aşamasında toplanmış bulunsun, bütün deliller duruşmada ortaya konacak ve tartışılacaktır. Bunun sonucunda, fiilin sanık tarafından işlendiği sabit olmaz ise, hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Bir hususun sabit olması için o hususun aksinin mümkün olmadığının kabul edilmesi gerekir. Bir hususun yüzde doksandokuz mümkün görülmesi sabit olduğu anlamını taşımaz. Zira geriye yüzde bir dahi olsa bir ihtimal vardır ve şüphe ortadan kaldırılamamıştır. Sübut noktasındaki bu şüpheden sanık yararlanır (şüpheden sanık yararlanır ilkesi – in dubio pro reo). Ceza muhakemesinde, sanık ispat külfeti altında değildir. Başka bir deyişle, sanık suçsuzluğunu ispatlamak zorunda değildir.
Delil elde etme yasağı ile delil değerlendirme yasağı arasındaki ilişki nedir?
Elde edilmesi yasak olan delilin aynı zamanda değerlendirilmesi de yasaktır. Yasak sorgu yöntemleriyle, örneğin işkenceyle elde edilen delillerde olduğu gibi. Buna karşılık, değerlendirme yasağına konu olan her delilin mutlaka yasak yöntemlerle elde edilmiş olması gerekmemektedir. Örneğin, tanık ilk olarak duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki aşamalarda alınan hukuka uygun beyanları da artık değerlendirilemeyecektir. Delil elde etme yasaklarının önemli bir kısmı şüpheli ve sanığın ifadesi ve sorgusu sırasında uygulanan yöntemlerle ilgilidir. Bu yöntemlerle veya başka hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin yargılama yaparken ve hüküm verirken kullanılmaları yasaktır. Başka bir ifadeyle, yargılama ve hüküm ancak hukuka uygun şekilde elde edilmiş delillere dayanmalıdır.
Hakim hangi durumlarda delillerin değerlendirilmesi için bilirkişiye başvurur?
Eğer çözümü özel veya teknik bilgi gerektiren bir durum varsa, hakim bu konuda bilgi sahibi olsa bile, kendisi çözemeyecek, mutlaka bilirkişiye başvuracaktır. Çünkü kanun bu hususta bir takdir yetkisi tanımamakta, aksine, bilirkişiye başvurma zorunluluğu getirmektedir. Hakim, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözülmesi olanaklı konularda bilirkişiye başvuramaz. Buna paralel olarak, bilirkişi; raporunda, hakim tarafından yapılması gereken hukuki değerlendirmelerde bulunamaz.
Delilin gerçekçi olması neyi ifade eder?
Delilin gerçekçi olması, onun beş duyumuzla öğrenilebilir, algılanabilir olmasını ifade etmektedir.
Bilirkişiliği kabul zorunlu mudur?
Kural olarak bilirkişiliği kabul zorunluluğu yoktur. Bununla birlikte, kanun, üç grup bilirkişinin bilirkişiliği kabule mecbur olduğunu belirtmektedir. Bunlar; resmi bilirkişiler ile bilirkişi listelerinde yer almış kişiler, incelemenin yapılması için bilinmesi gerekli fen ve sanatları meslek edinenler ve nihayet incelemenin yapılması için gerekli mesleği yapmaya resmen mezun olanlardır.
Delilin akılcı olması neyi ifade eder?
Delilin akılcı olması, akla ve mantığa uygun olmasını, bilime aykırı olmamasını ifade eder.
Uzman mütalaası nedir?
Bir bilirkişilik türü olarak uzman mütalaası talep edilebilir. Görevlendirilen bilirkişiden farklı olarak, taraarın seçtiği bir uzman, taraf bilirkişisidir. Kanuna göre, Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanuni temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler.
Ceza muhakemesinde maddi gerçek, farklı ceza muhakemesi süjelerinin uyuşmazlığı birlikte çözme işlemi olarak nasıl ortaya çıkar?
İddia makamı, sanığın suçluluğu hususunda yargılama makamının şüphesini psikolojik olarak güçlendirmeye çalışırken (tez); savunma makamı bunu engellemeye çabalayacaktır (antitez). Yargılama makamı ise bu farklı ve çelişik düşünceleri bir tek düşüncede birleştirecektir (sentez). Böylece maddi gerçek, farklı ceza muhakemesi süjelerinin uyuşmazlığı birlikte çözme işlemi olarak ortaya çıkmaktadır.
Tanığın hazır bulunması yükümlülüğü nedir?Bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda tanık buna zorlanabilir mi?
Tanıklık kamusal bir görevdir. Bu nedenle kişiler tanıklık yapmak, tanıklık yapmak için de hazır bulunmak zorundadırlar. Hazır bulunma ise ya kişinin çağrılması ya da bizzat duruşmada hazır bulundurma şeklinde olabilir. Tanıklıktan çekinme yetkisi olanlar bakımından da hazır bulunma yükümlülüğü devam etmektedir. Tanıklık yapmak üzere hazır bulunması gereken tanık çağrı kağıdı (davetiye, celpname) ile çağrılır. Çağrı kağıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Çağrıya rağmen mazeretsiz gelmemenin en önemli sonucu zorla getirmedir. Ayrıca, tanığın gelmemesinin sebep olduğu giderler de kendisine ödettirilir. Kolluğun tanık çağırma ve ifade almak üzere zorla getirme yetkisi bulunmamakta ise de, Cumhuriyet savcısının talimatı ile ifade almaları mümkündür.
Her ispat aracı delil olarak kabul edilebilir mi?
Bütün ispat araçları delildir. Ancak bir şeyin delil olabilmesi ile delil olarak kabul edilmesi farklı şeylerdir. Bu nedenle, her ispat aracı soyut olarak bir delil olmakla birlikte, deliller muhakemede değerlendirmeye tabi tutulur ve gerekirse delil olarak kabul edilmezler.
Tanık muhakemenin bir tarafı mıdır?
Teknik anlamda tanık, uyuşmazlık konusu olayın tarafı değildir. Olayın tarafı olmamak, muhakemede iddia veya savunma makamında yer almamaktır. Örneğin olayın mağduru (veya suçtan zarar göreni), bu kişinin dinlenmesinde kural olarak tanıklığa ilişkin hükümler uygulansa da, teknik anlamda tanık değildir. Keza olayda şüpheli veya sanık konumunda olanlar da tanık olarak dinlenemezler. Zira bu kişiler, haklarında icabında mahkumiyet hükmü verilebilecek olan kişilerdir. Bu nedenle, örneğin gerçeği söylemek gibi, tanığın tabi olduğu bazı yükümlülükler burada sözkonusu olamaz.
Serbest delil ilkesi nedir?
Olayın geçmişte yaşanmış, gizlilik içinde gerçekleşmiş olması ve önceden delil hazırlanamaması gibi nedenler, ceza muhakemesinde ispatı son derece güçleştirmektedir. Diğer yandan ise delilsiz adım atılamaması, ispat araçlarına ulaşabilme bakımından ceza muhakemesini diğer bazı muhakeme alanlarına göre daha özgür olmaya sevk etmektedir. Buna SERBEST DELİL İLKESİ ya da DELİL SERBESTİSİ SİSTEMİ adı verilmektedir. Delil serbestisi, kural olarak; ceza muhakemesinde her şeyin delil olmasını, her şeyin her şeyle ispatlanabilmesini, her zaman delil ileri sürülebilmesini, delillerin serbestçe değerlendirilebilmesini ifade etmektedir. Buna aynı zamanda VİCDANİ DELİL SİSTEMİ de denmektedir.
Tanıklıktan çekinme yetkisi ne zaman kullanılabilir ve bunun sonuçları nelerdir?
Tanıklıktan çekinme yetkisi, en başından itibaren kullanılabileceği gibi; beyanda bulunurken ya da önce beyanda bulunduktan sonra da kullanılabilir. Sonra kullanılan bu yetki, önceki açıklamaları değerlendirilemez kılıcı etkiye sahip bir değerlendirme yasağı içermektedir. Nitekim Kanuna göre de, tanıklıktan çekinme yetkisine sahip kişi duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz (m. 210/2). Burada bir değerlendirme yasağı sözkonusu olduğundan, özellikle önceki aşamalarda ifade almış ve tutanak dü- zenlemiş olan görevlinin ya da bu ifade alma işlemine bir şekilde tanık olmuş herhangi bir kişinin duyduğunu söyleyen tanık sıfatıyla dinlenmesi de aynı şekilde yasaktır.
Delillerin ortak özellikleri nelerdir?
Ceza muhakemesinde gerçeğe ulaşmayı sağlayacak her şey delil olabilir. Ancak bu serbesti tamamen sınırsız olmayıp, her delilde bulunması gereken bazı özelliklerden söz edilmektedir. Bunlar; gerçekçilik, akılcılık, erişilebilirlik, olayı temsil edicilik, müştereklik, hukuka uygunluktur. Delilin gerçekçi olması, onun beş duyumuzla öğrenilebilir, algılanabilir olmasını ifade etmektedir. Delil iç dünyamızın değil, elle tutulabilen dış dünyamızın yani gerçeğin bir parçası olmalıdır. Delilin akılcı olması, akla ve mantığa uygun olmasını, bilime aykırı olmamasını ifade eder. Erişilebilirlik, delilin elde edilebilir olmasıdır. Ulaşılması hiçbir şekilde ya da belirsiz bir süre için mümkün olmayan bir delil ceza muhakemesinde kullanılamaz. Delil, olayı temsil edici olmalıdır. Bundan maksat, ispat aracının olayın bir parçası olması veya olayı yansıtmasıdır. Müştereklik ise, delilin içeriğinin, hükmün ortaya çıkmasında rol alan herkes tarafından bilinmesini ve tartışılmasını ifade etmektedir. Hukuka uygunluk, delilin hukuka aykırı olarak elde edilmemiş olmasını, ikame ve değerlendirme yasağı içermemesini ifade etmektedir.
Soruşturma evresinde delillerin toplanması hangi esaslara dayanır?
Delil ceza muhakemesinin her evresinde söz konusudur. Soruşturma evresi bu bakımdan özellikle önem taşımaktadır. Zira 5271 sayılı Kanun, delillerin önemli ölçüde, mümkünse tamamen soruşturma evresinde toplanması esasını tercih etmiştir. Maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, suç şüphesi altında bulunan kişinin lehine olan deliller de soruşturma evresinde toplanacaktır. Böylece, olayın üzerinden fazla zaman geçmeden ve bu evrenin seriliği çerçevesinde, bozulmadan, kaybolmadan deliller toplanmış ve muhafaza altına alınmış olacaktır.
Bilirkişi muhakemenin hangi aşamasında, kim tarafından görevlendirilir?
Bilirkişi hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde görevlendirilebilir. Soruş- turma evresinde bilirkişi görevlendirme yetkisi Cumhuriyet savcısına aittir. Kovuşturma evresinde ise yargılama makamı bilirkişi görevlendirmektedir. Kovuşturma evresinde hakim veya mahkeme re’sen bilirkişi atayabileceği gibi; Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanuni temsilcinin istemi üzerine de bu konuda karar verilebilir. Ayrıca kovuşturma evresi bakımından, sanık veya katılanın da bilirkişiyi veya uzman kişiyi, herhangi bir görevlendirme olmaksızın duruşmaya getirmeleri mümkündür.
Şüpheli veya sanığın beyanı hangi durumlarda delil olarak kabul edilir?
Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez. Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
Fizik kimliğin tespitine ilişkin PVSK’daki düzenleme ile CMK düzenlemesi arasındaki farklılık nedir?
Fizik kimliğin tespitine yönelik verilerden parmak izi ve fotoğraf, daha sonra PVSK’da da düzenlenmiştir. Bu iki veri bakımından sonradan yapılan bu düzenleme ile CMK’nın ilgili hükmü farklılık arzetmektedir. PVSK’da; iki yıllık hapis cezası sınırlaması da olmaksızın, gözaltına alınan herkesin parmak izi ve fotoğrafının alınıp ar- şivlenmesi öngörülmektedir. Keza, olay yerinden elde edilen ve kime ait olduğu henüz belli olmayan parmak izlerinin de sisteme kaydedilmesi sözkonusudur.
Kimler tanık olabilir?
Olay hakkında bilgi sahibi olmak dışında, tanıklık için herhangi bir şart sözkonusu değildir. Herkes tanık olabilir. Tanıklık için belli bir fiziksel veya ruhsal olgunluk aranmamaktadır. Bu nedenle çocuklar, akıl hastaları, sanığın yakınları da tanıklık yapabilirler. Keza kişinin tanıklık yapabilmesi için vatandaş veya yabancı olmasının da bir önemi bulunmamaktadır.
Tanık beyanının değeri nasıl ölçülür?
Tanık olay hakkındaki bilgisini ya doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak öğrenir. Doğ- rudan doğruya öğrenme ise çoğunlukla görmek suretiyle olur. Görgü tanığı kavramının yaygınlığı buradan gelmektedir. Bununla birlikte, tanık tarafından edinilen bilginin her zaman doğrudan olması mümkün değildir. Bazen, dolaylı edinilmiş bilgi de sözkonusu olabilir. Örneğin olayı bizzat görmüş olan kişi(ler)den olay hakkında bilgi sahibi olan birisi dolaylı tanık durumundadır. Dolaylı olarak bilgi edinmiş kişilerin tanıklığı, ikinci derece tanıklık veya tanıklığın tanıklığı olarak da adlandırılmaktadır. Gerçekten bu kişiler, bilgilerini olayın tanığı olmuş bir başkasından edindikleri için, bir bakıma tanıklığın tanıklığını yapmaktadırlar. Ayrıca, bilgileri orijinal, ilk elden olmadığı için de tanıklıkları ikinci derecedir. Tanık beyanının değeri, olayı aksettirdiği, temsil ettiği ölçüdedir. Bilginin doğrudan doğruya elde edilmiş olması, o bilgiye dayanan tanık beyanının gerçeği aksettirmesi imkanını da arttırmaktadır. Duyduğunu söyleyen kişi ise sadece duyduklarını aktarabilir. Buna karşılık duyduklarının doğru olup olmadığını kesin olarak kendisi de bilemez. Ayrıca, kişiden kişiye aktarılma sırasında bilginin doğruluk özelliğini yitirmesi mümkündür. Bu nedenle bu kişinin açıklamalarına dikkatle yaklaşılması ve açıklanan hususların başka delillerle doğrulanması gerekir. Dolaylı olanı yanında, doğrudan tanıklıkta da beyanın güvenilirliğine ihtiyatla yaklaşmak gerekir. Çünkü çok çeşitli sebeplerle tanıklar yanlış veya yalan beyanda bulunabilirler. Yanlış beyanda yalan söyleme iradesi yoktur, hatalı bilgi sözkonusudur. Örneğin, beş duyusu ile yanlış algılamak, araya uzun zaman girmesi sebebiyle unutmak, soruların telkin edici etkisinde kalmak gibi, çok çeşitli sebeplerle tanık yanlış beyanda bulunabilir.
Tanıklıktan çekinme yetkisi nedir ve kimler kullanabilir?
Beyanda bulunma yükümlülüğünün istisnası olarak, bazı tanıklara tanıklıktan çekinme yetkisi, imkanı tanınmış bulunmaktadır. Çekinme yetkisi, tanığın bizzat kendisinin korunması yanında, belli akrabalık ilişkileri dikkate alınmak suretiyle kabul edilmiştir. Kanun, aile ve akrabalık ilişkilerinin devamındaki yarar ile gerçeğin ortaya çıkmasındaki yarar arasında, birincisi lehine tercihte bulunmuştur. Kaldı ki, sayılan ilişkilerin sözkonusu olduğu bir ortamda insanların her zaman doğru söylemeyebileceği de öngörülmektedir. Şüpheli veya sanığın nişanlısı, önceki veya şimdiki eşi, kan veya kayın hısımlığından üstsoyu veya altsoyu, üçüncü derece dahil kan, ikinci derece dahil kayın hısımları, şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunan kişiler tanıklıktan çekinme yetkisine sahiptir. Çekinme yetkisi bir imkanı ifade etmektedir. Bu nedenle, bu yetkiye sahip tanık yine de ifade verebilir.
Ceza muhakemesinin amacı nedir?
Ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır.
Delil yasakları nedir?
Hukuk devleti esaslarına uygun bir ceza muhakemesinde, her ne pahasına olursa olsun maddi gerçeğin araştırılması kabul edilmemiştir. Zira delillerin sınırsız bir şekilde elde edilmesi ve uyuşmazlıkların bu şekilde elde edilen delillerle çözülmesi, birçok bireysel ve toplumsal değerin ihlali sonucuna yol açar. Bu nedenle, ancak hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilmiş bulunan delillere dayanılarak bir sonuca ulaşılması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, delil elde edilmesi ve değerlendirilmesi işlemlerine ceza muhakemesinde sınırlama getirilmektedir ve bu sınırlamalara delil yasakları denmektedir.
Tanığın yükümlülükleri nelerdir?
Tanığın yükümlülükleri şunlardır:
• Çağrıldığı zaman hazır bulunma yükümlülüğü
• Yemin etme yükümlülüğü
• Beyanda bulunma yükümlülüğü
• Bazı tanıklar açısından tanıklıktan çekinme yükümlülüğü
Adli muayene ile otopsi arasındaki fark nedir?
Ölüm olaylarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda, olayın meydana geliş şekli ve sebebini tespit edebilmek ve fail meçhul ise ona ait izleri bulabilmek için ölünün adli muayenesi veya otopsi yapılır. Adli muayene ölünün dıştan muayenesi şeklinde, otopsi ise vücuda müdahale suretiyle yapılan bir bilirkişi incelemesidir.
Dolaylı tanık kime denir?
Dolaylı tanık, başka kişilerden olayı duyan kişidir.
Olay yeri inceleme nedir?
Meydana gelen bir olayın aydınlatılması amacıyla, olay yerinde delil niteliği taşıyabilecek her türlü iz, eser ve emarenin bilimsel ve teknik yöntemler kullanılarak araştırılması, elde edilen bilgilerin tespiti, kayıt altına alınması ve dokümantasyonu, toplanması, muhafazası ve ilgili yerlere gönderilmesi işlemleridir. Olay yeri inceleme, delil araştırmasının ilk basamağıdır ve delillerin elde edilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Tanığın bir muhakeme delili olarak niteliği nedir?
Delil olan, tanığın açıklamalarıdır. Tanığın kendisi ise delil kaynağıdır.
Gözlem altına alma nedir?
Ceza muhakemesi sonunda hüküm verirken ceza sorumluluğu bulunup bulunmadığını ve varsa ceza miktarını belirleyebilmek için, şüpheli veya sanığın, fiili işlediği sıradaki algılama ve irade yeteneği itibariyle durumunun anlaşılması gerekir. Fiili işlediği zaman algılama ve irade yeteneği yerinde olan kişinin bu yeteneğinin, ceza muhakemesi engeli olarak sonradan tamamen ortadan kalkmış veya önemli derecede azalmış olması halinde de, hakkında kovuşturma yapılamayacağından, yargılamaya engel bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığını belirlemek için gözlem altına alınması ve sonucuna göre yargılamanın durması kararının verilmesi gerekir.
Ceza muhakemesinde hangi delil sistemi geçerlidir?
Ceza muhakemesinde serbest delil sistemi geçerlidir.
Doktrinde benimsenen delil çeşitleri nelerdir?
Doktrine göre delillerin çeşitleri beyan, belge ve belirti delilleri şeklindedir.
Tez, antitez ve sentez nedir?
İddia makamı, sanığın suçluluğu hususunda yargılama makamının şüphesini psikolojik olarak güçlendirmeye çalışır buna tez; savunma makamı bunu engellemeye çabalar, buna antitez denir. Yargılama makamı ise bu farklı ve
çelişik düşünceleri bir tek düşüncede birleştirecektir. Bu da sentezdir.
Delilin hukuka uygun olması neyi ifade etmektedir?
Bu özellik, delilin hukuka aykırı olarak elde edilmemiş olmasını, ikame ve değerlendirme yasağı içermemesini ifade etmektedir. Suç ancak hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilebilir.
Keşif, kural olarak kim tarafından yapılır? Neden?
Kural olarak hakim veya mahkeme, naip hakim ya da istinabe olunan mahkeme tarafından yapılmaktadır. Çünkü hakim, delillerle bizzat ilişki kurmak zorundadır. Mahkeme salonuna getirilmesi mümkün olan deliller bakımından bu işlem duruşmada yapılacaktır. Buna karşılık, mahkeme salonu dışında bulunan ve salona götürülmesi mümkün olmayan delillerin, hakim tarafından olay yerinde keşif yapılarak vasıtasız bir şekilde öğrenilmesi gerekmektedir. Hakim, başkasının değerlendirdiği delillerle karar veremez.
Her tanık yemin yükümlülüğü altında mıdır?
Cevap: Yemin tanık olarak dinlenen herkes bakımından mutlak bir yükümlülük olarak dü- zenlenmiş değildir. Bu nedenle bazı tanıkların yeminsiz dinlenmeleri gerekmektedir. Burada üç gruptan söz edilebilir. İlki, yaş küçüklüğü veya gerekli zihni olgunluğa sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliğini ve önemini kavramayacak durumda olan tanıklardır. Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar ile ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayan bu kişilerin yeminsiz dinlenmeleri zorunludur. Yeminsiz dinlenecek olan ikinci grup ise, tanıklığa konu uyuşmazlıkla irtibatlı olarak bir biçimde suç şüphesi altında bulunmakla suçlanan veya suçlu bulunmuş olan kişilerdir. Tanık olarak dinlenmeleri halinde yemin verilmeyecek olan üçüncü grupta mağdurlar yer almaktadır.
Tanıklık nasıl bir görevdir?
Tanıklık kamusal bir görevdir.
Belge delili nedir?
Belgede, genellikle olay anında, olayın belirli şekillerle bir nesne üzerine aktarılması söz konusudur. Belge delili denilince akla yazılı belge gelir ve yine bu nedenle belge delilinin duruşmada okunmasından söz edilir. Belge delili, sadece yazılı belgeden ibaret değildir. Şekil, ses, görüntü içeren birtakım belgeler de söz konusudur. Örneğin fotoğraf, resim, kroki, plan gibi vasıtalar şekil içeren belgelerdir. Keza film şeridi, plak, teyp bantları, video ve CD kasetleri, bilgisayar disketleri, taşınır bellekler gibi ses ve görüntüyü tek başına veya birlikte yansıtan vasıtalar da belge delilidirler.
Tanık ve tanık beyanı nedir?
Muhakeme konusu olay hakkında beş duyusu aracılığıyla öğrendiklerini aktaran üçüncü kişiye tanık, bunun yaptığı açıklamalara da tanık beyanı denir.
Delil elde etme ile delil değerlendirme yasağı arasındaki fark nedir?
Bazı delillerin elde edilmesine sınırlama getirilebilir. Buna delil elde etme yasakları denir. Bazı delillerin ise ceza muhakemesinde ortaya konması, değerlendirilmesi, hükme esas alınması kabul edilmemiştir. Buna ise delil değerlendirme yasağı denir.
Her delilde bulunması gereken ortak özellikler nelerdir?
her delilde bulunması gereken ortak özellikler gerçekçilik, akılcılık, erişilebilirlik, olayı temsil edicilik, müştereklik, hukuka uygunluktur.
Tanık beyanının kayda alınması hangi hallerde zorunludur?
Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesleri kayda alınması kural olarak ihtiyaridir. Ancak mağdur çocukların tanıklığında ve ayrıca, duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve beyanı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin tanıklığında bu kayıt zorunludur. Böylece gerek farklı muhakeme evrelerinde gerekse aynı evrede aynı suje tarafından tanıkların defaatle dinlenmelerinin muhtemel sakıncaları bu suretle kısmen giderilebilecektir. Özellikle mağdur çocuklar ile işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş diğer mağdurlar bakımından kayıt altına alma zorunluluğu içeren bu düzenleme, bizatihi muhakeme sürecinden kaynaklanan olumsuzluk ve psikolojik travmaların önüne geçebilecektir.
Tanık koruma tedbiri hangi suçlarda uygulanabilir?
TKK’nın 3. maddesine göre, tanık koruma tedbiri;
• Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve alt sınırı on yıl veya daha fazla
hapis cezasını gerektiren suçlar,
• Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen alt sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar ile terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.
Delilin olayı temsil etmesi nedir?
Delil, olayı temsil edici olmalıdır. Bundan maksat, ispat aracının olayın bir parçası olması veya olayı yansıtmasıdır.
Fizik kimliğin tespitine karar verme yetkisi kime aittir?
Fizik kimliğin tespiti işlemi esasında bir soruşturma işlemidir ve buradaki tedbirlere karar verme yetkisi Cumhuriyet savcısına aittir; bu konuda hakimden bir karar alınması- na gerek bulunmamaktadır. Cumhuriyet savcısının fizik kimliğin tespitine yönelik emrinin yazılı olması gerekmez, sözlü emir yeterlidir. Ancak sözlü emrin en kısa sürede yazılı hale getirilmesi gerekmektedir. Kolluğun kendiliğinden kimlik tespiti işlemleri yapabilme yetkisi bulunmamaktadır. Kolluğun olay yeri incelemesi sırasında olay yerinden parmak izi alması ise, bir araştırma işlemi olup, herhangi bir emir, izin veya karar alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Doğrudan doğruya delil nedir?
Doğrudan doğruya deliller, uyuşmazlığın konusu olan olayı doğrudan doğruya ispat eden delillerdir. Örneğin, ateş edildiğini gördüğünü söyleyen tanığın beyanında olduğu gibi, bir ölüm olayını ispat eden delil doğrudan doğruya delildir.
Tanıklıktan çekinme yetkisi olanlar kimlerdir?
Tanıklıktan çekinme yetkisi olanlar Kanunda şu şekilde sayılmıştır:
Şüpheli veya sanığın;
• nişanlısı,
• önceki veya şimdiki eşi,
• kan veya kayın hısımlığından üstsoyu veya altsoyu,
• üçüncü derece dahil kan, ikinci derece dahil kayın hısımları,
• şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunan kişiler.
Delilin müşterekliği neyi ifade eder?
Bu özellik, delilin içeriğinin, hükmün ortaya çıkmasında rol alan herkes tarafından bilinmesini ve tartışılmasını ifade etmektedir.
Belirti delili nedir?
Belirti, olaydan geriye kalan her türlü iz ve eseri ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle, beyan ve belge delili dışında kalan ve olayın ispatına yardımcı olan her türlü iz ve esere belirti delili denir.
Meslek ve sürekli uğraşı sebebiyle tanıklıktan çekinebilecek kişiler kimlerdir?
Meslek ve sürekli uğraşı sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler Kanunda üç grup halinde sayılmaktadır:
1. Avukatlar, stajyerleri ve yardımcıları
2. Sağlık mesleği mensupları
3. Mali işlerle görevlendirilmiş olan mali müşavirler ve noterler