Lojistik Yönetimi Dersi 5. Ünite Özet
Fiziki Lojistik Faaliyetler: Taşımacılık, Depolama Ve Elleçleme
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Taşımacılık
Fiziki lojistik faaliyetlerinin en önemli bileşenlerinden birisi taşımacılıktır. Taşımacılığın yer almadığı hiçbir lojistik destek faaliyeti yoktur.
Taşımacılık Kavramı
Taşımacılık en genel hâli ile ‘ihtiyaç duyulanların, bu-lundukları yerden, ihtiyaç duyuldukları yere, ihtiyaç duyuldukları anda olacak şekilde fiziksel olarak hareket ettirilmeleri’ şeklinde tanımlanabilir. Bu yaklaşıma göre bir ürünün taşınması sayesinde ekonomik olarak değerinin artırılması veya değer kazandıran bir süreci bütünlemesi gerekir. Taşıma ile ‘yer’ ve ‘zaman’ değeri kazandırılır.
Taşımacılık Yönetimi
Taşımacılık yönetimi, taşıma ihtiyaçlarının mevcut taşıma imkânları ile karşılanabilmesi için gereken tüm faaliyetleri kapsar. Taşıma yönetiminde etkili olabilmenin ve başarı sağlamanın ön koşulu, taşıma ihtiyaçlarının ve eldeki imkânların noksansız ve gerçekçi olarak tespit edilmesidir. Taşıma hedeflerine ulaşılmasında başarılı olunmasını sağlayan bazı prensipler vardır. Bu prensipler elastikiyet, basitlik, optimizasyon, etkinlik, standardizasyon, süreklilik, sürdürülebilirlik, maliyet etkinlik ve güvenilir olarak sıralanabilir. Taşımacılık yönetiminde genel olarak aşağıdaki sorulara cevap verilir. Ulaştırma yönetiminin başarısı soruların yanıtlarının doğruluk seviyesine bağlıdır.
‘Ne Taşınacak? ’ sorusu, ilk sorudur: Bunun nedeni taşınacak yükün niteliklerinin, taşıma planlarının sonraki aşamalarında sorulacak tüm soruların cevaplarını değiştirecek kadar önemli olmasıdır. Soruya cevap aranırken yükün durumu, yükün tipi ve yükün biçiminin tam olarak tespit edilmesi gerekir. Taşınacak ürününün mali değeri, şekli, kimyasal özellikleri, hacmi gibi nitelikleri taşıma tasarımlarını biçimlendirirken etkili olmaktadır.
ADR (Tehlikeli Madde) Taşımacılığı: Patlayıcı, parlayıcı, yakıcı, aşındırıcı özelliklere sahip ve ADR sınıfı içine alınan 9 farklı sınıfta toplanan yükler tamamen farklı biçimlerde taşınırlar. Örneğin motorin, benzin taşınmasında ADR standartlarına uygun tanker araçlar kullanılması zorunludur. ADR yüklerin taşınmasında köprü ve tünellerin kullanılması özel idari ve yasal tedbirlere tabidir. Bazı kimyasal maddelerin taşınması, taşıma ekipmanın özel olarak imalatını gerektirmektedir.
ADR Anlaşması; Uluslararası literatürde hazardous material (hazmat) olarak anılan tehlikeli maddelerin kara yolundan taşınması için uyulması gereken kuralları belirleyen, 1957 yılında BM himayesinde kabul edilen ve İngilizce isminin kısaltması olan ADR adıyla anılan anlaşmadır.
Proje Taşımacılığı: Büyük tonajlı ve hacimli standart dışı yüklerin taşınması, bu alanda uzmanlaşmış personel tarafından planlanır ve icra edilir. Bu tür yüklerin ta-şınması proje taşımacılığı olarak adlandırılır. Proje taşımacılığı kapsamında boyutları, hacmi veya tonajı standart dışı olan yüklerin taşınır. Standart taşımalardan idari, yasal ve pratik açıdan farklılık gösterir;
‘Hangi Kısıtlamalara Tabi Olacak?’ sorusu: Taşıma sürecinde ne tür kısıtlamalarla karşılaşacağını önceden tespit etmek taşımanın başarılı olmasında kayda değer öneme sahiptir. Taşıma kısıtları taşıma süreçlerinin tasarlanmasında birçok belirsizliği ortadan kaldırır.
- Taşıma altyapısından kaynaklanan kısıtlamalar
- Coğrafi koşullardan iklimin değişmesinden veya doğa olaylarından kaynaklanan kısıtlamalar
- Siyasi, idari ve bölgesel yapılanmadan kaynaklanan kısıtlamalar
- Limanlardan, garlardan, terminallerden ve havaalanlarından kaynaklanan kısıtlamalar
‘Nasıl Taşınacak?’ sorusu;
- Doğrudan taşıma
- Döngülü taşıma (milk run)
- Dağıtım deposu kullanarak taşıma
- Özel dizayn taşıma
Taşımacılık Modları
Taşıma modları, taşıma biçimlerinin yapıldığı yere göre sınıflandırılmış biçimidir. Taşımanın nerede yapıldığına göre yapılan ulaştırma modları tercih edilerek kara, deniz ve hava olmak üzere üç farklı başlık altında toplanır.
Modların Kullanım Biçimleri
Giderek artan rekabet baskısı, teknolojik gelişmeler ve karmaşıklaşan üretim ve dağıtım biçimleri nedeniyle birden fazla taşıma modunun birden kullanılmasını gerektirmiştir.
- Tek modlu taşıma; Sadece bir taşımacılık türünü kullanarak yapılan taşımalardır.
- Çok modlu taşıma; Birden fazla taşımacılık türünü birbirini takip eder biçimde kullanarak yapılan taşımalardır.
- Kombine taşıma; Birden fazla taşımacılık türünün eş zamanlı olarak kullanarak yapılan taşımalardır.
Modların Seçimi
Taşıma modlarının seçiminde etkili olan unsurlar olarak maliyet, hız, kapasite, etkinlik ve taşıma kısıtlamaları sayılabilir. Her taşımacılık biçiminin kendisine ait bir takım avantajları ve dezavantajları vardır;
Karayolu Taşımacılığı: Kapıdan kapıya teslim imkânı sağlar. Her türlü yük çeşidi kara yolu ile taşınabilir. İlk yatırım maliyetleri diğer taşıma biçimlerine göre daha düşüktür. Kısa mesafelerde en kullanışlı taşıma biçimidir. Başka bir taşıma moduna ihtiyaç duyulmadan yükleme noktasından alınıp teslim noktasına kadar taşınabildiğinden elleçleme sayısını azaltır. Karayolundan yapılan taşımalarda bazı kısıtlar da bulunur. Diğer taşıma biçimlerine göre sınırlı taşıma kapasitesine sahiptir. Coğrafi koşullardan daha fazla etkilenir.
Demir Yolu Taşımacılığı: Kara yolundan çok sayıda kamyon ile taşınacak yüklerin bir seferde göreli olarak ekonomik biçimde taşınmasına imkân sağlar. İşletim maliyetleri diğer taşıma biçimlerine göre düşüktür. İnsan taşımacılığında en etkili toplu taşıma biçimidir. Coğrafi koşullardan daha az etkilenir. Diğer modlara göre çevreye verdiği zarar daha azdır. Çift hatların olduğu güzergâhlarda trafik sıkışıklığı sorunu yaşamaz. Şehir merkezlerinde bulunan garlar sayesinde daha merkezî teslimata imkân verir. Çok farklı vagon tipleri olduğundan çok farklı ürünlerin taşınmasına imkân sağlar. Diğer ulaşım modlarına göre, demir yolunda kaza riski daha azdır. Yüksek hızlı trenler (henüz yük taşımasalar da) uçaklardan sonra en hızlı taşıma aracıdır. Tüm bu avantajlarına karşın, kapıdan kapıya teslim için diğer taşıma biçimlerine ihtiyaç duyar. Yük taşımacılığında diğer taşıma biçimlerine göre daha yavaştır. Yük mik-tarının bir katar (50 vagon) dan az olması hâlinde yük taşıması ekonomik değildir. İlk yatırım maliyetleri yüksektir. Kapıdan kapıya teslim için daha fazla elleçleme faaliyeti gerekir. Demir yollarının inşası bazı coğrafyalarda güçtür. Demir yolu taşımacılığında kaza riski daha az olsa da kazalarda ölü sayısı ve maddi zarar çok büyük olur. Taşımada vibrasyon hassasiyeti olan ürünlerde hasar olasılığı ve ambalaj giderleri artar. Gabariden taşan daha büyük boyutlara sahip yükün tüneller nedeni ile taşınması imkânsızdır.
Deniz Yolu Taşımacılığı: Büyük ölçekli her tür ürünün taşınması için en ekonomik ve kullanışlı taşıma biçimidir. Uzun soluklu mesafelerde diğer taşıma biçimlerinden maliyet etkinliği daha fazladır. Coğrafi koşullardan etkilenmez. Güvenlidir, kaza riski diğer modlardan daha düşüktür. Çevre dostudur. Ölçeğe bağlı olarak birim taşıma maliyeti düşer. Sabit maliyetlidir. Ancak denizlere ve limanlara tabi olduğundan elastik değildir. Taşıma süreleri ve elleçleme hedef zamanları diğer modlara göre çok fazladır. İlk yatırım maliyetleri çok yüksektir. Limanların ve kanalların kapasite sınırlamalarına tabidir. Küçük ölçekli taşımalarda maliyet etkin değildir. Taşınan yükün niteliğine ve ölçeğine bağlı olarak kazalarda çevreye verdiği zarar büyüktür. Kapıdan kapıya teslim imkânı olmadığından daha fazla elleçlemeye neden olur.
Hava Yolu Taşımacılığı: Uçak gövdelerine sığabilen boyutlardaki her türlü ürünün taşınması için en hızlı taşıma biçimidir. Okyanus aşan uzun soluklu mesafelere hızlı taşıma gerektiğinde tek alternatiftir. Güvenlidir, kaza riski diğer modlardan daha düşüktür. İlk yatırım maliyetleri çok yüksektir. Taşıma süreleri ve elleçleme hedef zamanları diğer modlara göre çok kısadır. İşçilik ve taşıma maliyetleri taşınan personele ve yüke göre değişmez. Yüksek taşıma hızı nedeniyle depolama maliyetlerini ve bekleme sürelerini düşer. Hava koşulla-rına hassasiyeti yüksektir. Giderek artan hava trafiği, hava taşımacılığı ile yük taşımasını güçleştirir. Birim taşıma maliyeti diğer taşıma biçimlerine yüksektir. Güvenli olmasına rağmen olası kazalardan kayıpların maddi ve manevi boyutu büyüktür. Havalimanlarına bağlı olduğundan elastik değildir. Taşınan yükün niteliğine ve ölçeğine bağlı olarak kazalarda çevreye verdiği zarar büyüktür. Kapıdan kapıya teslim imkânı olmadığından daha fazla elleçlemeye neden olur. Değişen petrol fiyatlarındaki değişime bağlı olarak değişken işletme maliyetleri yüksektir. Küresel krizlere karşı hassastır.
Boru Hattı Taşımacılığı: Büyük ölçekli sıvı veya sıvılaştırılmış başta petrol ve doğal gaz taşınması için en ekonomik ve kullanışlı taşıma biçimidir. İşletim maliyetleri düşüktür. Coğrafi koşullardan etkilenmez. Çevreye hemen hiç zarar vermez. Birim taşıma maliyeti düşüktür. Sabit maliyetlidir. Kullanım kapasiteleri yüzde 80-90’a yakındır. İşletimi ve bakımı kolaydır. Az personelle idame ettirilebilir. Ancak sıvı tip ürünler dışındaki ürünler taşınamaz. Statik yapısı nedeniyle elastikiyet sağlamaz. Sabotajlara, hırsızlığa karşı güvenliğinin alınması zordur. İlk yatırım maliyetleri çok yüksektir.
Depolama
Önceleri sadece elde bulundurma maksadıyla kullanılan depolar, gelişen teknoloji ve iş dünyasının karmaşıklaşan yapısı nedeniyle zaman içerisinde daha farklı amaçlar için kullanılmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak sektörlere göre depo ve depolama kavramlarının içerikleri de farklılaşmıştır. ‘ Depo’ en genel hâliyle, bir şeyin daha sonra gerektiğinde kullanılmak için korunması veya saklanması maksadıyla bulundurulduğu yer anlamına gelir . ‘Depolama’ ise depo içinde icra edilen faaliyetler bütünüdür. Lojistik açıdan depolar ‘ham madde tedarikinden başlayarak tüketim noktasına kadar olan süreçte ham maddelerin, parçaların, yarı mamullerin ve bitmiş ürünlerin elde tutulmasının yanı sıra depolama esnasında bazı lojistik ihtiyaçların giderildiği yerler’ dir.
Depo Yönetimi
Depo yönetimi eldeki depolama imkânlarının, depolama ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde optimizasyonudur. depolama tekniklerinin basit versiyonlarını farkında olmadan günlük rutinlerde çoğunlukla uygularlar.
Lojistik süreçlerin tüm aşamalarında küçük ölçekli de olsa mutlaka bir depolama faaliyeti bulunur. Bu nedenle depo yönetimi, çağdaş lojistik yönetim paradigmasının en önemli bileşenlerinden birisi olarak kabul edilir. Taşıma ile birlikte dış kaynak kullanımında tercih edilen lojistik alanlarının ilkleri arasında yer alması ve en geniş lojistik istihdamı sağlayan alan olması bu yaklaşımı desteklemektedir.
Depoların İşlevleri
Çağdaş depoların ve depolama yönetim biçimlerinin, geleneksel olanlardan farkı sadece ölçekleri değildir. İşlevleri de oldukça farklıdır. Lojistik süreçlerinin önemli biri kısmı depolarda icra edilmektedir. Günümüzde depoların fonksiyonları aşağıdaki gibidir:
- Stoklama işlevi
- Toplama işlevi
- Yığın bölünmesi işlevi
- Konsolidasyon işlevi
- Taşıma faydası işlevi
- Süreç erteleme işlevi
- Ters lojistik işlevi
- Hizmet işlevi
- Hafif montaj işlevi
Depolama Prensipleri
Genel olarak uyulması hâlinde, depolama süreçlerinde etkinliği artıracağı değerlendirilen depolama prensipleri aşağıdadır:
- Depolama süreçleri, işletme stratejileri ve üretim süreçleri ile uyumlu olmalıdır.
- Depolama ve envanter yönetim süreçlerinde senkronizasyon sağlanmalıdır.
- Depolama planları ve pratiklerinde elastikiyet ve süreklilik olmalıdır.
- Depolama süreçleri güvenilir olmalıdır.
- Depolama faaliyetleri maliyet etkin olmalı depolama ihtiyaçları karşılanırken, optimum miktarda ve maliyetle kaynak kullanılmasına dikkat edilmelidir.
- İlk giren ilk çıkar (FIFO) prensibi depolama yönetiminin en etkili prensipleri arasındadır.
- Depolama süreçlerinde yetkiler açıkça belirlenmelidir.
- Depolardaki düzenine ait yetki seviyesine göre paylaşılan bir depolama yerleşim planı olmalıdır.
Depo Çeşitleri
Depolar içinde bulunan ürüne göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır:
- Genel depolar
- Özel depolar
- Antrepolar
Bundan başka ticari depolar, yığın depoları, mini ölçekli depolar, gıda depoları gibi çok farklı depolama sınıflandırılmalarına rastlanabilir. Ayrıca depoların işletilme biçimine göre de sınıflandırmak mümkündür:
- Şirkeler tarafından işletilen depolar; Bu tür depolar işletmelerin öz malları arasında olurlar. İşletmelere ait depoların en önemli avantajı, öngörülebilir depo hizmet arzı, kontrol edilebilme kolaylığı, elastikiyet sağlaması olarak sıralanabilir.
- Depo hizmeti alınarak kullanılan depolar; Depolama ihtiyacı olan işletmeler adına lojistik firmalar tarafından işletilen depolardır.
Depo Yönetim Kararları
Daha önce bahsedilen depoların işlevlerini etkin kullanmak için lojistik karar vericiler, işletmelerin hedeflerine ulaşması için stratejik, taktik ve pratik seviyede depo yönetimi kararları alırlar. Bu sayede günümüzde depolar, küçük ölçekli bir işletme veya küresel bir marka olması fark etmeksizin tüm işletmeler için çağdaş lojistik zincirlerin önemli bir parçası olarak işlevlerini yerine getirmektedirler.
Depo Yönetim Tekniklerinin Sahada Uygulanması
Çok farklı nedenlerle çok farklı cins sayıda malzemeden oluşan stokların bulundurulacağı depoların yönetimine ait saha uygulamaları genel olarak, depo ihtiyaç analizi, depo içi faaliyetleri, elleçleme, stok kontrol sistemleri, güvenlik ve diğer unsurlar olmak üzere altı sınıfta ele alınır.
Depo Yönetimi ile İlgili Diğer Konular
Depo Yerinin Tespiti; Deponun kullanılacağı yerin coğrafi, ekonomik, sosyal ve siyasi özelliklerine göre yapılır. Bu tespitleri, işletme stratejisine bağlıdır. Depo seçiminde işletme üretim ve buna bağlı olarak pazarlama stratejisinde son müşteriye olabildiğince yakın olmak için dağıtım depoları kullanılır.
Optimum Depolama Alanının (ve/veya Hacminin) Tespiti; Depolama ile ilgili tüm ihtiyaçların karşılanmasına yetecek, önce minimum, ardından optimum depolama alanının tespiti depo kararın daha doğru verilmesini sağlar. Depolama için gereken ‘minimum alan’ depolanacak ürünlerin paketli ve paletli olarak taban alanlarının ürün miktarı ile çarpılması ile hesap edilir. Paketin dayanıklılığı veya raf sistemi sayesinde ürünün üst üste konulabilmesi hâlinde, elde edilen sonuç üst üste konulma sayısına bölünerek sadece malların bulundurulması gereken ‘minimum alan’ hesaplanmış olur.
Depolama Operasyonlarının Belirlenmesi; Depolarda icra edilecek faaliyetlerin niteliği ve tekrar sayısı depolama ihtiyaçlarının tespitinde etkili faktörlerdir. Depoların işlevine göre depolama süreçlerinde icra edilen faaliyetler farklılık gösterir. Ancak tüm depolama fonksiyonlarında aşağıdaki dört temel süreç yer alır;
- Teslim alma (tesellüm) süreci
- Bulundurma veya saklama süreci
- Sipariş işleme süreci
- Teslim etme ve sevk etme süreci
Depo İçi Faaliyetler; Depolama faaliyetleri kapsamında alınacak kararlar ürünlerin depolanacağı yerin belirlenmesi, bu yerin sabit veya değişken olması, yatay veya dikey depolama kararı, siparişe göre veya bütünleme esasına göre depolama kararı, iki taraflı veya tek taraflı rampa sistemi seçimi, emek yoğun veya makineye dayalı depolama tercihi, koridor sayısı ve genişliği depocunun parçaya veya parçanın depocuya gitmesi kararı, bürokrasiye dayalı veya kâğıt kullanılmayan depoculuk tercihi şeklinde sıralanabilir.
Ürünlerin depolanacağı yerin belirlenmesi; Depolama faaliyetleri kapsamında en kritik karar ürünlerin her birisinin depolama prensiplerine ve işletmenin depo stratejilerine uygun ve kendi özelliklerine göre depolanacağı yerin belirlenmesidir. Depodaki ürünlerin yeri, öncelikli olarak niteliğine göre belirlenir. Ayrıca malzemelerin hacim ve ağırlıkları da depolardaki yerlerini belirleyen faktörlerdir. Depodaki yerin belirlenmesinde kullanılan bir başka usul malzemenin parça numarasını kullanmaktır. Ancak parça numarası sırası çoğunlukla depolama prensiplerine uymaz. Malzemenin kullanım sıklığı depodaki yerini belirleyebilir.
Depodaki ürünlerin yerinin sabit kalması, bir depoda herhangi bir malzemenin nereye konulduğu hakkında kurumsal bir hafıza oluşmasına imkân sağlayabilir. Ancak yeni ürünlerin gelmesi ile değişmesi gereken depolama planının güncellenmesinde elastikiyetin kaybedilmesine neden olur.
Yatay veya dikey depolama kararı; Yatay depolama ve dikey depolama [ürünlerin üst üste konulması tercihinin yapılmasında etkili olan iki temel faktör, ‘maliyet’ ve ‘risk’tir. Maliyet faktörü, dikey depolama kararı sonrasında malzemenin yerden yukarıya doğru hareket ettirilmesi için gerekli olan elleçlemeden kaynaklanan maliyet ile yatay depolama kararı sonrasında malzemenin işgal ettiği alanın maliyeti şeklinde iki boyutlu olarak görülür. Deponun kullanılacağı bölgedeki alanların (arazinin) birim maliyeti yükseldikçe, dikey depolama kararı daha rasyonel bir tercih hâline gelir. Ancak dikey depolama aynı zamanda depodaki ürünlerin yerden yukarıya doğru hareket ettirilmesini gerektirdiğinden elleçleme süreçlerinde karşılaşılan sorunların ilave maliyetlerinin de dikkate alınması gerekir. Yatay depolama, deponun kullanılacağı bölgedeki alanların birim maliyetinin düşük olması durumunda tercih edilir. Depodaki elleçleme süreçlerinde kullanılan iş gücü tipine göre emek veya makine maliyeti en önemli elleçleme maliyet kalemidir. Elleçleme maliyetleri sadece elleçleme ekipmanın satın alınması, kiralanması veya dış kaynak kullanılması ile oluşan maliyetlerden ibaret değildir.
Siparişe göre veya bütünleme esasına göre depolama kararı; Depo personeli bu iki faaliyet için aynı zamanda çalışmak durumunda kalabilir. Yönetim depodaki malzeme yerlerini belirlerken bu hususu dikkate alınır. Depolama alanında iki farklı koridorda eş zamanlı çalışma yapılmasına imkân sağlayan bir depo planı olmalıdır.
Bürokrasiye dayalı veya kâğıt kullanılmayan depoculuk tercihi; Otomasyon sistemlerindeki gelişmelere bağlı olarak depo içi bürokrasi giderek azalmaktadır. Stok kontrol yazılımlarına bağlı olarak, kablosuz sipariş takip sistemleri ve ses kayıt cihazları gibi ekipmanlar yazılı dokümana duyulan ihtiyacı azaltmaktadır.
Depo içinin tasarımı; Daha önce vurgulandığı gibi depo planının yapılmasında en belirgin kriter depodaki mal akışının sağlanmasıdır. Malzemenin yerleştirilmesi ve elleçleme imkânları birlikte değerlendirilir. Buna ilave olarak, teslim alma ve teslim etme noktalarının yeri sayısı ve tasarımına da dikkat etmek gerekir. Özel elleçleme ekipmanının çeşitleri nedeni ile genel bir depo düzeninden bahsetmek pek mümkün değildir. Temel olarak bir depo içinde yapılan seçimler aşağıdadır:
Elleçleme tercihi; Depo içinin dizaynında etkili olan bir başka faktör elleçleme tercihidir. Elleçleme ayrı bir başlık altında verildiğinden burada detay verilmeyecektir. Ancak elleçleme faaliyetlerini emek yoğun veya makinaya dayalı olarak yapılması koridorların genişliğinin ve sayısının belirlenmesi, elleçleme ekipmanının bakımı ve işletilmesi için yer tahsis edilmesi gibi depo içinin dizayn edilme-sinde etkili olduğunu belirtmek gerekir.
Koridor sayısı ve genişliği; Depoda koridor bulunması tercihi her şeyden önce ürünün depolanma amacına bağlıdır. Eğer ürünün tümü bir bütün olarak belli bir süre için depoda kalacaksa koridor bırakmaya gerek bulunmaz. Ancak ürün partiler hâlinde depoya girecek ve miktarı her seferinde değişen siparişler gelecekse ürünün elleçlenme özelliğine bağlı olarak koridor bırakılması gerekir. Koridorların genişliği en az bir elleçleme ekipmanının geçebileceği kadar olur. Elleçleme için forklift kullanılan depolarda koridor genişliği, elleçleme için transpalet kullanılan depolardan fazla olur. Eğer ürün elleçleme döngüsü yüksekse depolarda iki elleçleme ekipmanının karşılıklı geçeceği kadar genişlikte koridorlar ayrılmasına ihtiyaç duyulur. Koridor miktarının artması, depo içindeki faaliyetlerin kolaylaşmasına imkân sağlarken, depo içindeki faydalı yer alanının azalmasına neden olur. Yer tasarrufu için koridor sayısı ve genişliklerinin ihtiyaca göre optimum miktarda olması hedeflenir.
Depocunun parçaya veya parçanın depocuya gitmesi kararı; Bir forkliftle depo çalışanının depo içinden malzeme toplaması anlamına gelen ilk opsiyon daha çok geleneksel depolarda tercih edilir. Ancak kendinden hareketli raflar ve otomasyon destekli sistemler sayesinde bazı depolarda verilen komutlara bağlı olarak malzemeler depo çalışanına kendiliğinden gelebilir. Oldukça yüksek maliyetli olan ikinci opsiyonun depodaki ürünün cinsi göz önünde bulundurularak maliyet etkinliği iyi hesap edilmelidir.
FIFO Prensibi; Farklı zamanlarda partiler hâlinde gelen bir ürünün belli bir kısmının depodan teslim edilmesi gerektiğinde çıkacak ürünün depoya ilk giren ürün olması gerekir. Bu prensip depo yönetiminde etkinliği artıran uygulamalardan birisidir. ‘İlk giren, ilk çıkar’ anlamına gelen FIFO olarak anılır. En basit hâli ile depoya giriş tarihi en eski olan ürün depodan en önce çıkar. Bu sayede ürünlerin kullanım sürelerini depoda beklerken doldurma ihtimalini ortadan kaldırılır. Ancak bu ilkenin uygulaması için uygun stok yönetim sistemi oluşturulması ve depo yer tasarımında değişiklik yapılması gerekir. Bu prensibin etkin uygulaması için depo çalışanlarının da eğitilmesi gerekir. Ancak FIFO ilkesinin etkin uygulanmasında asıl etken deponun tasarımıdır.
Depolarda Fiziki Güvenlik; Genel anlamda depodaki malın çalınması veya evsafını yitirmesine karşı alınan önlemlerdir.
Hırsızlık Önlemleri; Depo operasyonlarında güvenlik tedbirleri ilk etapta dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı da korunmak için alınır. Ancak en az bunun kadar depodaki malların depo içinde çalışanların hırsızlık girişimlerinden korunması da gerekir.
Malın Niteliğini Yitirmesi; Depo süreçleri kapsamında elleçleme ekipmanını hatalı seçimi, ürünün büyük palet balyaları içinde sıkışarak ezilmesi, nem ve sıcaklık oranlarında önemli değişimler olması gibi bazı nedenler ürünü kullanılamaz duruma getirir. Bunu engellemek için depo çevresi ve içi kontrol edilir ve ürün korunması alınan tedbirler sürekli gözden geçirilir. Depo çalışanlarının dikkatsizliği de ürünün niteliğini yitirmesine neden olur.
Depo tesislerinin tipinin ve biçiminin tespiti: Depolanacak malzemenin özelliklerini ve maliyetini de göz önünde bulundurarak en uygun depo tipinin veya tiplerinin seçimi yapılır. Bu seçime bağlı olarak depolama alanındaki tesislerin kapalı, açık veya yarı açık olmasının belirlenir. Depoda bulunacak ürünün cinsinin kullanılacak depo tipine etki ettiğinden bahsedilmişti. Her malzeme birlikte depolanamayabilir. Fiziksel temas halinde birbirine zarar verebilecek malzemelerin açık veya kapalı alanda depolanması planlanırken önceden tespit edilen belli kriterlere uyulması zorunluluğu vardır. Bu şekilde depo planlayıcılarının karşısına çıkabilecek kısıtlamalar depo kapasitelerinin kullanım oranlarını önemli ölçüde düşürebilir. Patlayıcı, parlayıcı yakıcı ve yanıcı özellikte olanlar, hijyen özelliği taşıyanlar, akıcı özelliği olanlar ve sıhhi malzemelerin depolanmasında bu kıstaslar dikkate alınmalıdır. Depo tipinin belirlenmesinde envanter akış hızı da dikkate alınır.
Depolama Tesisinin veya Arazisinin Zemin Etüdü: Depo tesisinin zemininin ve kullanılacak deponun inşa edileceği arazinin depolama ihtiyacı ile uyumunun tespit edilebil-mesi için zemin etüdünün yapılması gerekir. Depo hizmet ücretleri bölgelere göre değişim gösterebilir. Seçilen arazinin genişleme için yeterli olması da önemlidir.
İnşa Edilmesi, Kiralanması veya Dış Kaynak Kullanım Kararının Verilmesi: Bu karar işletmenin yönetim kurulu tarafından işletme stratejilerine bağlı olarak verilir. İhtiyaç duyulan deponun inşa edilmesi için işletmenin bölgede çok uzun süreli bir pazara sahip olacağından emin olması veya uygun maliyetlerle depo kiralama imkânı bulamaması gerekir. İnşa kararı pazarda tutununcaya kadar kiralama veya dış kaynak kullanımı, pazarda tutunduktan sonra inşa kararı verilir. Dış kaynak kullanımı depolama ihtiyaçlarının karşılanmasında en çok tercih edilen lojistik alandır.
Elleçleme
İngilizce handling terimin tercümesi olarak lojistik literatürde kullanılmaya başlanan elleçleme, en yalın haliyle bir malzemenin yerinin insan veya makine gücüyle değiştirilmesidir. Elleçleme yerine literatürde, ‘aktarma’, ‘yükleme/boşaltma’ gibi terimlerin kullanıldığına da rastlanır. Bir malzemenin gelen bir sipariş üzerine müşteriye teslimi sürecinde, raftan alınıp sevk edilecek araca yüklenmesine kadar icra edilen faaliyetlere elleçleme, araca yüklendikten sonra malın hedef noktaya götürülmesine kadar icra edilen faaliyetlere taşıma, aracın hedef noktasında boşatılması ve yeni depodaki rafına konulması ‘elleçleme’ denilir.
Elleçleme Prensipleri
- Standardizasyon
- Süreklilik
- Elastikiyet
- Etkinlik
- Optimizasyon
Elleçleme Kararları
Elleçleme süreçleri ile ilgili alınan kararlarda elleçlenecek malzemelerin özellikler etkili olmaktadır. Elleçleme tercihlerinde elleçlenecek malzemelerin yoğunlukları, etkilenme ve etkileme özellikleri, büyümeye (gelişmeye) devam etmeleri, varlıklarını sürdürmek için ihtiyaçları, bozulmaya (çürümeye) başlamaları, elleçleme sürecine etki edecek kimyasal ve fiziksel özellikleri, paketleme biçimi gibi farklılıklar göz önünde bulundurulur. Üstelik ürünlerin bu özelliklerinden bazıları ürün elleçleme sürecindeyken değişebilir.
- Yoğunluk
- Etkilenme ve etkileme
- Büyümeye (gelişmeye) devam etme
- Bozulma
- Kimyasal özellikler
- Paket tipleri
- Maliyet
Elleçleme Ekipmanları
Elleçleme süreçlerinde forkliftler, konteynerler, yükleme boşaltma vinçleri, mekanik ve robotik taşıma ekipmanları gibi elleçleme ekipmanından hangisinin kullanılacağına karar verilir. Bu seçim yapılırken birçok faktör etkili olur.
- Konteynerler
- Forkliftler
- Paletler