Temel Veteriner Patoloji Dersi 1. Ünite Özet
Veteriner Patoloji Ve Laboratuvarı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Veteriner Patolojiye Giriş
Patoloji sözcük anlamı olarak hastalık (pathos)bilimi (logos)anlamına gelir. Hücreleri, dokuları, organları, vücut sıvılarını ve tüm vücudu morfolojik, immunolojik ve moleküler yöntemler ile inceleyerek hastalardaki belirti ve bulguların nedenlerini açıklamaya çalışır, hastalıkları tanımlar. Patolojinin temelini oluşturan hastalığın gelişme sürecinin dört öğesi şunlardır; Hastalığın nedeni (etiyoloji), gelişmesindeki mekanizmalar (patogenez), hastalık tarafından hücrelerde veya dokularda oluşturulan yapısal değişiklikler ve bunların işlevsel sonuçlarıdır (klinik önem).
Patoloji, genel patoloji ve özel (veya sistemik) patoloji olarak ikiye ayrılır. Hastalık ve ilişkili süreçlerin bilimsel olarak incelendiği genel patoloji, hastalıklara neden olan anormal uyarılara hücre ve dokuların temel tepkileri üzerinde durur. Özel veya sistemik patoloji ise, bu uyaranlara karşı belli organ ve organ sistemlerini etkileyen hastalıkları inceler. Hayvan hastalıkları ile ilgilenen veteriner patoloji, anatomik patoloji ve klinik patoloji olmak üzere iki ana dala ayrılır. Anatomik patoloji dokuları, organları ve tüm vücudu makroskobik, mikroskobik, kimyasal ve moleküler yöntemler ile inceler; cerrahi ve adli patoloji dallarına ayrılır. Klinik patoloji ise kan ve idrar gibi vücut sıvılarını ve dokuları kimyasal, mikrobiyolojik, hematolojik ve moleküler yöntemler ile değerlendirerek hastalığın tanısını koymaya çalışır.
Patoloji Laboratuarı Ve Güvenlik
Çalışanların ve çevrenin güvenliği açısından laboratuarlarda kullanılan kimyasal maddelerden kaynaklanacak tehlikelerin yanı sıra histopatolojiye özgü zararlıların bilinmesi önemlidir. Zararlının adı, yapısı, bulunduğu yer, kullanım alanı belirlenmelidir. Tanımlanmamış, içeriği bilinmeyen ve kullanım alanı olamayan zararlılar ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Riskin azaltılmasında öncelik büyük tehlikelere verilmelidir. Laboratuardaki yanlış uygulamalar düzeltilmeli, uyulması gereken kuralları içeren yazılı bir metin hazırlanmalı, personele güvenlik eğitimi verilmelidir.
Başlıca zararlı biyolojik ve kimyasal maddeler aşağıdaki şekilde sınışandırılabilir.
- Biyozararlılar ;bizzat enfeksiyöz etkenler veya enfeksiyöz etkenlerin bulaştığı maddelerdir.
- İrritan (tahriş edici) Kimyasallar ; canlı dokuya temas ettiği yerde yangısal geri dönüşlü zedelenme oluşturur. En sık göz, deri ve solunum yolları etkilenir.
- Koroziv (aşındırıcı) Kimyasallar ; sağlığa zarar verir, fiziksel etki de oluşturur. Canlı dokularda geri dönüşsüz zedelenmeğe yıkıcı etki yapar.
- Duyarlılaştırıcılar; karşılaşan kişilerin çoğunda alerjik reaksiyona neden olur. Duyarlılık ömür boyu sürer ve sonraki karşılaşmalarda oluşan reaksiyon ağırlaşır.
- Karsinojenler, insanlarda tümör gelişme riski oluşturur.
- Zehirli maddeler; belirli yoğunluklarda sindirim, deri veya solunum yoluyla alındığında ölüme neden olabilir. Ortaya çıkan ani risk daha fazladır.
- Hedef organ etkileri olan kimyasallar; belirli anatomik ve fizyolojik sistemler üzerinde etki oluşturur. Etkileri hemen ortaya çıkmaz; birikici ve geri dönüşsüz olduğundan özellikle tehlikelidir.
- Parlayıcılar; tutuşma noktaları (alevlenmeye yol açabilecek bir kaynağın bulunduğu yerde kimyasal buharının alevlendiği ısı derecesi) 38°C üzerinde olan maddelerdir.
- Yanıcılar; tutuşma noktaları 38°C’den daha aşağıdadır. Bu kimyasallar, özel tasarlanmış depolarda ve üretici tarafından imal edilen özel kutularında saklanmalıdır.
- Patlayıcı Kimyasallar; histopatolojide nadir olup, en önemlisi pikrik asittir.
- Yakıcı (oksitleyici) Maddeler; diğer maddeler üzerinde yangına yol açabilir. Organik peroksitler en tehlikeli olanlarıdır.
Bu zararlı maddelere karşı korunma yöntemlerinin ve alınacak önlemlerin bilinmesi gerekir. Zehirli maddelerin kullanımı en aza indirilirse zararlı atık miktarı da azalacaktır. Karşılaşmaların tehlikeli etkileri birikerek ortaya çıkar. Önlükler, koruma gözlükleri ve maskeler histopatoloji laboratuarında en sık kullanılması gereken koruyucu malzemelerdir.
Patoloji laboratuarlarında çalışanların dikkat etmesi gereken çeşitli hususlar bulunmaktadır.
Her kimyasal maddenin üretici tarafından yapıştırılmış özelliklerini belirten etiketi korunmalıdır. Odalar sık sık havalandırılmalıdır. İlk yardım gerektiren en çok görülen kazalar maddeyi yutma, göze temas ve yoğun deri temasıdır. Çalışanlar bu konularda temel eğitim almış olmalıdır. Gözlük takılmazsa gözlere kimyasal sıçraması sık görülür. Laboratuarda gözlerin yıkanması için kısa sürede ulaşılabilir uzaklıkta uygun aletler ve/veya buna uygun yapılmış lavabo bulunmalıdır. Tehlikeli sıvılar, şişelerin kırılması veya devrilmesi ile ortaya çıkabilecek durumları önlemek için yüksek bölgelerde saklanmamalıdır. İzopentan ve dietil eter gibi yanıcı sıvılar kullanılacak miktarda satın alınmalı, geriye kalanlar saklanmamalıdır. Laboratuarda dökülen kimyasalların etkisini azaltan koruyucu ve temizleyici malzeme bulunmalıdır. Atık zararlı sıvıların ortamdan uzaklaştırılması birbirinden ayrı şekilde yapılmalıdır. Suda çözünmeyen çözücüler lavabolardan atılmamalıdır. Zararlı atıklar özel bir sistemle yeniden kazanılmalı veya yakılarak yok edilmeli ya da uygun koşullarda saklanılmalıdır. Laboratuarda kullanılan aletlerin elektriksel ve mekanik riskleri aletlerin doğru kurulumu, dikkat ve personel eğitimi ile en aza indirilmelidir. Mikrotom bıçakları, enfeksiyon bulaşması açısından risklidir, atılacak olanları özel kutularda biriktirilmelidir.
Patolojide kullanılan ve çalışanlar için zararlı olan kimyasal maddelerin kullanımında dikkatli olunması gerekmektedir. Bu maddelerin başlıcaları şunlardır;
- Asetik Asit; solunum yolları, şiddetli deri ve göz irritasyonu yapar; çoğu metalde korozyon (aşınma) oluşturur ve parlayıcıdır. Çeker ocak, kumaş olmayan önlük, gözlük, nitril eldiven kullanılmalı, lateks eldiven kullanılmamalıdır.
- Aseton; oldukça yanıcı ve uçucudur. Yüksek yoğunlukta narkotik etki yapabilir. Deri teması, kurumaya ve dermatitise (deri yangısı) neden olabilir, eller neopren eldivenle korunmalıdır. Yutulması orta derecede zehirlenme oluşturur.
- Alifatik Hidrokarbon Çözücüler; düşük derecede zehirli petrol türevi maddelerdir. Parlayıcı ve yanıcıdır. Deri temasını azaltmak için neopren veya nitril eldivenler kullanılabilir.
- Amonyum Hidroksit; deri, göz ve solunum yollarında ağır irritandır. Kauçuk veya nitril eldiven kullanılmalıdır. Asitlerden uzakta depolanmalıdır.
- Anilin; mümkünse hiç kullanılmaması gerekir. Deride orta, gözde ağır irritasyon; deride duyarlılık ve zehirlenme oluşturur; karsinojendir.
- Boyalar; toz halindeki tüm boyalar dikkatli kullanılmalıdır. Sıvı halindekiler ise deri korunduğu ve yutulmadığı sürece çok az risk taşır. Benzidin temelli boyalar karsinojen kabul edildiğinden kullanımında ve atılmasında özenli olunmalıdır.
- Diaminobenzidin (DAB);insanda karsinojendir. Normal kullanımda çözeltileri düşük risk taşır. Asitli potasyum permanganat ile etkisiz hale getirildikten sonra atılmalıdır.
- Dimetilformamid (DMF); göz, burun ve deride irritasyon yapar. Bulantı yapabilir. Üreme sistemi için zehirli olabilir. Çeker ocak ve sentetik kauçuk eldiven ile kullanılmalıdır.
- Etanol (etil alkol); gözde ve deride irritasyon yapar. Sentetik kauçuk veya nitril eldiven kullanılmalıdır.
- Eter (dietil eter); buharı aşırı alınırsa uyum bozukluğu, bilinç kaybı ve ölüme neden olabilir. Solunum ve deri emilim sonrasında merkezi sinir sisteminde hedef organ etkileri oluşturur. Mümkünse hiç kullanılmamalıdır.
- Etidium Bromid; yutulması, solunumu ve deri emilimi zararlı olabilir. Göz, deri ve üst solunum yollarında irritasyon yapar. Eldiven ve çeker ocak kullanılmalıdır.
- Etilen Glikol Eterleri; yutulması, solunumu ve deri emilimi toksiktir. Üreme sistemi, idrar yolları ve kanda hedef organ etkileri oluşturur. Yerine propilen bazlı glikol eterler kullanılabilir.
- Formalin ve Paraformalin; göz ve deride şiddetli irritasyon yapar. Deri ve solunum yolları teması aşırı duyarlılaşmaya neden olur. Solunum sisteminde hedef organ etkileri vardır. Karsinojendir. Çalışanların düzenli aralıklarla izlenmesi önerilir. Lateks eldiven koruyucu değildir.
- Fenol; yutulması, solunması ve deri emilimi zehirlidir. Deriden kolaylıkla emilir, kalp hızında artışa, titremelere ve ölüme yol açabilir. Sadece sentetik kauçuk eldiven ve çeker ocak ile kullanılmalıdır.
- Formik Asit; Göz ve deride hafif irritasyon yapar. Çeker ocak kullanılmalıdır. Lateks hariç tüm eldivenler kullanılabilir.
- Glutaraldehid; göz ve deride şiddetli irritasyon yapar. Yutulması toksik etki yapar. Sentetik kauçuk ve neopren eldiven ile kullanılır.
- Glioksal; gözde ve deride irritasyon yapar. Nitril eldiven ve gözlük kullanılmalıdır.
- Hidrokinon; dermatitis ve kornea ülserine yol açabilir. Yutulması ve solunması toksiktir. Lateks hariç tüm eldivenler kullanılabilir.
- İodin; göz, deri ve solunum yollarında şiddetli irritasyon; deride duyarlılaşma yapar. Nitril eldiven ve çeker ocak kullanılmalıdır.
- Merkürik (cıva) Klorid; göz ve deride şiddetli irritasyon yapar. Sindirim ve üreme sisteminde, idrar yollarında hedef organ etkileri oluşturur. Bunun yerine çinkoformalin veya glioksal solüsyonları önerilmektedir.
- Metanol; göz ve deride hafif irritasyon yapar. Üreme, solunum, sindirim ve sinir sistemlerinde (körlük, ölüm) hedef organ etkileri oluşturur. Sentetik kauçuk eldiven kullanılmalıdır.
- Propidium İyodid; mutasyon oluşturabilir, irritandır ve karsinojen olduğu şüphesi vardır. Lateks eldiven kullanılmamalıdır.
- Selloidin; sağlığa zararı yoktur, ancak katı bir madde olarak aşırı yanıcıdır.
- Sodyum Bisülfit; deri, göz ve mukozalar için irritandır. Seyreltilmiş solüsyonlarında neredeyse hiç risk bulunmaz.
- Sülfürik Asit; göz, deri ve solunum sistemi için son derece irritandır. Solunum ve üreme sistemleri üzerinde hedef organ etkileri oluşturur. Çeker ocak, önlük, gözlük ve eldiven (sentetik kauçuk dışında) kullanılmalıdır.
- Trikloroetan; deri ve göz için irritandır. Midebağırsak ve merkezi sinir sisteminde hedef organ etkileri oluşturur. Kullanılması önerilmez.
- Uranil Nitrat; dokuların ve metallerin çoğunda korozyon oluşturur. Oldukça zehirlidir; karaciğer, idrar yolları, dolaşım ve solunum sistemlerinde hedef organ etkileri oluşturur. Lateks dışında her eldiven tipi yeterli korumayı sağlar, ancak ciddi bir çevresel toksindir.