Temel Klinik Bilgisi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
İlk Yardım
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
İlk yardım nedir? Tanımlayınız.
İlk yardım bir hastalık veya travma sonrasında medikal ve cerrahi yaklaşım uygulanmadan önce hastaya uygulanacak acil bakımı ve tedaviyi tanımlamaktadır.
İlk yardımın amacı nedir? Açıklayınız.
İlk yardımın öncelikli amacı hastayı bir klinisyen veya uzman görene kadar canlı tutmak ve alınacak önlemler ile ağrı duymasını ve acı çekmesini engellemektir.
Yaralı hayvanın taşınmasında nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Yaralı hayvanın taşınması sırasında amaç hastanın en yakın tedavi merkezine en kısa sürede ulaştırılması ve bu sırada durumunda taşımaya bağlı oluşabilecek negatif bir etkinin oluşmamasıdır. Yaralı ve hasta hayvanların duydukları ağrı nedeniyle daha saldırgan davranabilecekleri akıldan çıkarılmamalıdır. Bu sebeple hastanın yardım eden kişiye zarar vermesi alınacak basit tedbirler ile önlenmelidir. Bu önlemler hastanın basit bir sargı bezi ile ağzının bağlanması, eğer bulunabiliyor ise hastanın büyüklüğüne uygun bir ağızlık takılması, hasta kedi ya da küçük bir köpek ise bir havlu ya da örtü kullanılması gerekmektedir. Hastanın taşınmasından önce durumunun kontrol altına alınmasını gerektiren durumlar bulunmaktadır. Hasta veteriner hekime ulaştırılmadan önce bazı önlemler alınmalıdır. Bunlara; kanamanın kontrolü, kırık bölgesine geçici bir atel uygulanması ya da ısı çarpmasına maruz kalmış bir hastanın vücut ısısının düşürülmesi örnek verilebilir. Büyük hayvanların taşınmasında yük taşıyıcı ya da kamyonet kullanılabilmektedir. Yapılacak bir planlama ile hastanın en az zarar ile veteriner hekime ulaştırılması gerçekleştirilebilir. Bu duruma örnek olarak, hasta yan yatar pozisyonda ise altına altlık serilmesi, kalın ip kullanılarak hastanın yatış pozisyonunda kalmasının sağlanması veya panel gibi ayırıcılar kullanarak taşınma sırasında hastanın kendi kendine zarar vermesinin önlenmesi sayılabilir. Küçük hayvanlar kucakta veya kendilerine ait kutularda taşınabilir. Spinal hasar şüpheli hastalar, şiddetli travma geçirmiş olanlar ya da bilinci kapalı olanlar bir battaniye yardımı ile ya da sert bir platform üzerinde taşınabilmektedirler.
Temel ilk yardımda uygulanması gereken basamaklar nelerdir? Açıklayınız.
Detaylı sorgulama ve şziksel muayene yapmak için genelde çok az zaman kalır. Çünkü ilk yardım gerektiren durumlar genellikle hayati tehlike içermektedir. Hızlı bir muayene yapılarak hızlı karar verilmesi gerekmektedir. Bunun için temel ilk yardım bilgilerinin uygulanması gerekmektedir. Temel ilk yardımda uygulanması gereken basamaklar şunlardır: - Soğukkanlı yaklaşım: Acil durumda genellikle aşırı heyecanlanma ve her şeyi bir anda yapma eğilimi gözlenmektedir. Bu durumda panik artar ve uyulması gereken kurallar unutulur. İlk yardım gerektiren bir hastaya müdahale edenin soğukkanlı davranması mantıklı düşünmesi ve duruma göre planlı davranması gerekmektedir. - Veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi: Hastanın hızlı ve etkili bir tedavi alabilmesi için ilgili veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi gerekmektedir. - Yardımcı personelin korunması: Kendi sağlığınız ve korunmanız için hastanın tam olarak tespit edildiğine emin olunmalıdır. Bu durum hem nakli gerçekleştiren kişilerin sağlığı hem de hastanın kendi kendine zarar vermesinin engellenmesi için gereklidir. - Hastanın değerlendirilmesi: Sistematik yolla hastanın ilk muayenesi yapılmalıdır. Bu sayede veteriner hekime hasta hakkında detaylı bilgi verilmiş olur. Eğer çok disiplinli bir ilk muayene uygulanır ise tekrar tekrar hastayı muayene etmek gerekmez ve zaman kaybı minimuma iner. Bu incelemenin 1 dakikada ya da daha az bir sürede yapılması gerekmektedir. Hasta belli bir mesafeden bilincinin açık olup olmadığı, nefes alış şekli, anormal vücut ve bacak duruşu varlığı, vücudun herhangi bir bölgesinde ya da hastanın yakınında kan olup olmadığını kontrol etmek için incelenmelidir. Hastanın hareket etmesini engellemek için hastaya arkadan yaklaşılmalıdır. - Solunumun kontrolü: Müköz membranların rengi kontrol edilmelidir. Solunum sesleri dinlenmeli, eğer gerekli ise solunum yolundaki birikinti ve sıvıyı rahat nefes alabilmesi için temizlenmelidir. Genellikle bu durumda dilin dışarı alınması gerekir. Eğer yakında kullanılabilecek bir aspiratör var ise aspiratör yardımı ile temizlenebilir. Eğer gerekli ise trakea ya entübasyon uygulanmalıdır. Burunda ve ağızda kanama olup olmadığı ve kapillar dolum zamanı kontrol edilmelidir. - Kanamanın durdurulması: Küçük kanamalar geçici olarak göz ardı edilebilir fakat büyük kanamalar turnike veya basınç ile acilen durdurulmalıdır. Bazı büyük kanamalarda damarın hemostatik pens kullanılarak tutulması kanamanın durdurulmasının tek yoludur. Eğer gerekli ise şok tedavisine başlanmalıdır.
İlk yardımda kullanılan temel malzeme ve ekipman gereksinimleri nelerdir. Sıralayınız.
İlk yardım için gerekli malzeme ve ekipmanlar klinikten kliniğe farklılık gösterir. Aşağıda verilecek olan listede temel gereksinimler özetlenmiştir. Bu malzemelerin acil müdahale için hazır olarak bir arada bulundurulması gerekmektedir. Bu malzemelerin belli aralıklar ile kontrollerinin yapılması ve özellikle de kullanımdan sonra eksilenlerin tamamlanması gerekmektedir. Bazı kliniklerde malzemeler her gün kontrol edilmektedir. Bu malzemeler şu şekilde sıralanabilir: - Sodyum bikarbonat - Bandaj materyalleri (gazlı bezler, rulo pamuk, sargı bezi, şaster) - Örtüler ve havlular - %10 dextroz solüsyonu - Endotraheal tüpler (çeşitli büyüklüklerde) - Steril ve steril olmayan eldiven - Yabancı cisimleri çıkartmak için forseps - Hemostatikler - Hidrojen peroksit - Buz - Limon suyu ya da sirke - Oksijen tüpü - Steril izotonik NaCl - Steteskop - Mide sondası, çeşitli büyüklüklerde - Sofra tuzu - Termometre - Turnike - Serviyet ve serviyet tutucular - Suda çözünebilen kayganlaştırıcı (K-Y jeli)
Şok nedir? Belirtileri nelerdir? Açıklayınız.
Şok terimi karmaşık ve çok tehlikeli bir hastalık tablosunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Genellikle kardiyovasküler sistemden dokulara kanın yetersiz perfüzyon ile karakterizedir. Hücrelerde hipoksi ile sonuçlanır. Eğer tedavi edilmez ise hipoksi hücre ölümüne yol açmakta ve canlı için ölümcül olabilmektedir. Şokun belirtileri şu şekilde sıralanmaktadır: - Güçsüzlük ve bilinç kaybı - Müköz membranlarda solgunluk - Deri ve bacaklarda soğuma - Hızlı kalp atımı - Düşük nabız - Hızlı ve yüzeysel solunum - Düşük kapillar dolum zamanı
Şokun nedenleri nelerdir? Açıklayınız.
Şokun bilinen birçok sebebi vardır. Bunların arasında kan hacminin düşmesi, aşırı stres, enfeksiyon, anormal kardiyak fonksiyon yer almaktadır. - Kan hacminin düşmesi: Genellikle kanın ya da plazmanın şiddetli kaybı sonucu oluşur. Şiddetli kanamalarda gözlenir. Kan hacminin düşmesi dış kanama var ise açık bir şekilde gözlenebilir fakat iç kanama durumunda gözden kaçabilmektedir. Şiddetli yanıklarda da plazmanın şiddetli kaybı sonucu kan hacminde düşme gözlenir. - Aşırı stres: Fizyolojik ya da fiziksel stres kan hacminde düşmeye yol açar. Şiddetli travmatik yaralanmalar ya da şiddetli ağrı da şokun sebepleri arasında yer alır. - Enfeksiyon: Enfeksiyona çeşitli bakteriler yol açmaktadır. Bu bakteriler toksin salgılarlar ve kan damarlarını etkileyerek kanın vücut içinde toplanmasına sebep olmaktadırlar. Bu durum kan hacminde azalmaya sebep olur. - Anormal kardiyak fonksiyon: Kalbin normal atımını etkileyen şiddetli kalp yetmezliği, miyokardit, kardiyopati ya da ciddi aritmiler şokun nedenlerindendir.
Şok durumunda gerçekleştirilecek ilk yardım nasıl olmalıdır? Açıklayınız.
Şok durumunda gerçekleştirilecek ilkyardım şu şekilde olmalıdır: - Solunumun devamı sağlanmalıdır: Solunum yolu açık tutularak solunumun devamı sağlanmalıdır. Solunumun olmaması hipoksik düzeye gelen hastanın vital fonksiyonlarının daha da kötüleşmesi demektir. Eğer gerekli ise oksijen verilmeli ve yapay solunum yaptırılmalıdır. - Kanama kontrol altına alınmalıdır: Dolaşımda bulunan kan miktarında ve oksijen taşıma kapasitesinde daha fazla düşüşe sebep olmamak için kanama kontrol altına alınmalıdır. - Hasta ılık tutulmalıdır: Örtüler ve havlular ile hasta ılık tutulur. Su devir daimi olan battaniyeler ya da sıcak su dolu şişeler (hastada yanığa sebep olmamak için havlu ile sarılmalıdır) kullanılır. - Periferal dolaşım kontrol edilmelidir: Parmak arası sıcaklığı ile rektal sıcaklığı karşılaştırılır. Termometre ucu iki arka ayağın parmakları arasına konulur ve buraya şaster yardımı ile sabitlenir. Ayak parmağı arası sıcaklığı ve rektal sıcaklık karşılıklı belli aralıklarla kontrol edilmeli. Ayak parmak arası sıcaklığı rektal sıcaklıktan -14°C daha düşük olmalıdır. Eğer aradaki fark -12°C den büyük ise hasta şoktadır. Fark -6°C den daha büyük ise derin şok durumu bulunmaktadır. - Baş aşağıda tutulur: Beyine giden kan miktarını artırmak için hastanın başı vücuduna oranla daha aşağıda tutulur. - Nabız kontrol edilir: Eğer kardiyak arrest oluşur ise kardiyopulmoner resusitasyon (CPR) uygulanmalıdır.
Kardiyak arrestin belirtileri nelerdir ve kardiyak arrest ile ne tür bir tablo oluşur? Açıklayınız.
Kardiyak arrestin belirtileri şunlardır: - Bilinç kaybı - Solunum durması - Nabız yokluğu - Kalp atımlarının yokluğu Kardiyak arrest kalp fonksiyonlarının durmasını ifade eder. Kardiyak arrest geliştiğinde kalp kasılması ya ventriküler fibrilasyon şeklinde ya da asistol şeklinde gözlenir. Ventriküler fibrilasyonda kalp titreme şeklinde atım gösterirken asistolde tüm aktivitesini durdurur. Her iki durumda da kanın dolaşımı durur. Özellikle de beyine oksijen gidişi durduğu için bu hipoksik dönem 3-4 dakika içinde geriye döndürülür ise beyin hasarı tersine çevrilebilir. Bu dönemden sonrasında geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmektedir.
Kardiyak arrest oluştuğunda yapılması gereken ilk yardım işlemleri yapay solunum ve kalp masajıdır. Bu süreçler yerine getirilirken nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Yapay solunum ve kalp masajı yaparken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır: Yapay Solunum: Yapay solunum yapabilmek için hastanın entübe edilmesi gerekmektedir. Eğer var ise tüpün kaf’ı şişirilmelidir. Hastaya dakikada 15-20 nefes alacak şekilde tüpün ucuna bağlanacak ambu ya da anestezi makinesi yardımı ile yapay solunum yaptırılmalıdır. Anestezi makinesinin vaporizötörünün ve ‘pupoff’ valfinin kapalı olduğundan emin olunmalıdır. Eğer endotrakeal entübasyon imkânsız ise eller burun ucu etrafında sıkıca kapatılıp dakikada 15-20 nefes olacak şekilde buruna doğru nefes vererek solunum yaptırılmalıdır. Hangi yapay solunum metodu seçilir ise seçilsin akciğerlerin şişmesini takiben her nefesten sonra akciğerlerin kendi kendine sönmesi beklenmeli içeriye verilen havanın dışarıya çıkması esnasında dışarıdan herhangi bir basınç uygulanmamalıdır. Bu basıncın dışarı atılması sırasında geçen zaman önemlidir çünkü solunum gazlarının değişimi için bu süreye ihtiyaç vardır. Kalp Masajı: Kalp kapakları kanın tek yönlü olarak dolaşmasını sağlamak üzere düzenlenmiştir. Eğer ritmik olarak toraks üzerine buradan da kalp üzerine belirli bir basınç uygulanabilir ise kalp kapakları açılarak kan istenen yönde dolaşıma gönderilir. Kalp masajının uygulama prensibi bu şekilde çalışır. Kalp masajının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için seçilmesi gereken bölge toraksın en dar olduğu alandır. Hasta yan yatar pozisyonda ve ön ayak ayakta durur pozisyonda iken kompresyon yapılacak bölge tam olarak dirseğin altına gelen bölgedir. Çok küçük hayvanlarda göğüs kafesine parmakların yardımı ile ya da tek elin parmakları ile kompresyon yapılır. Orta boy hayvanlarda kompresyon iki elle yapılır. Bir el göğüs kafesi altına diğeri üstüne konularak kalp masajı uygulanır. Büyük hayvanlarda ise iki el de üstte birbiri üzerine çapraz yapılır. Göğüs kafesi bu eller ile masa arasında kalması sağlanarak kalp masajı uygulanmaktadır. Kompresyon yaparken 2, bırakırken 1’e kadar sayıp dakikada 60 kompresyon olacak şekilde kalp masajı yapılmalıdır. Kalp masajının etkili olup olmadığı bir yardımcının kalp atımlarını ve solunum seslerini dinlemesiyle kontrol edilmelidir. Eğer kalp atımı ve solunum geri döndürülemez ise CPR’a veteriner hekimin hastanın muayenesini tamamlayana kadar devam edilmelidir.
Açık yaraların çeşitleri nelerdir? Açıklayınız.
Açık yaralar derinin ya da müköz membranların yüzeyinde oluşan hasarlardır. Açık yaraların çeşitleri arasında abrazyon, ensizyon, laserasyon ve delikler yer almaktadır. - Abrazyon: Deri ya da müköz membranlarda oluşan sıyrıklara abrazyon adı verilir ve ağrılı olabilirler. Abrazyonlar çok derin olduklarında ya da hayati önemi olan yapıları etkilediklerinde önem taşırlar. - Ensizyon: Enzisyonlar cam ya da metal parçası gibi keskin cisimler tarafından meydana getirilen düzgün kesiklerdir. Büyüklüklerine, derinliklerine ve yerleştikleri bölgeye göre ensizyonlar altındaki yapılarda hasara yol açmakta ve enfeksiyonların gelişmesine zemin hazırlarlar. - Laserasyon: Laserasyon, yırtık anlamına gelir ve oluşan yaranın kenarları girintili çıkıntılıdır. Laserasyonda oluşan hasar ensizyonda ki gibi zarar vermektedir. Doku travmasının derecesi ensizyon ile karşılaştırıldığında laserasyonda daha fazla olmaktadır. - Delikler: Delikler, tırnaklar, dişler gibi delici cisimler tarafından oluşturulurlar. Deri üzerinde küçük delikler halinde gözlenseler de bu deliklerin altında daha büyük hasar alanları olabilir. Küçük ve yüzlek görünmelerine rağmen derin ve ciddi olabilecekleri akılda tutulmalıdır.
Açık yaralarda ilk yardım nasıl olmalıdır? Açıklayınız.
En önemlisi ve ilk yapılması gereken, yaralarda kanamanın durdurulmasıdır. Sırasıyla şokun tedavisi ve sonrada yaranın daha fazla travma almasının engellenmesi için önlemler yer almalıdır. Yara üzerine uygulanacak soğuk kompres kanamanın kontrol altına alınması amacıyla iyi bir yöntemdir, aynı zamanda ağrıyı da azaltmaktadır. Hastanın kendi kendine zarar vermesini engellemek amacıyla ağızlık takılması ya da boynuna “Elizabet yakalık” takılması gerekmektedir.
Kafa travmasının klinik bulguları nelerdir? Açıklayınız.
Beyin hasarının bulguları belirgin olabildiği gibi gizli de seyredebilir. Şiddetli beyin hasarı ölüm ile sonuçlanır. Daha yüzeysel hasarlarda klinik olarak fonksiyon kayıplarına ilişkin bulgular gözlenmektedir. Klinik bulgular normal den komatöz duruma kadar değişim göstermektedir. Ani bilinç kaybı şiddetli beyin hasarının bulgularındandır. Beyin hasarı sonucunda körlük ve göz bebeği fonksiyonunda ve büyüklüğünde artış gözlenebilir. İlk muayene sırasında anormal gözlenen göz bebeklerinin takip eden muayene sırasında normale dönmesi prognozun iyiye gittiğinin belirtisidir. Anormal göz bulguları arasında miyozis (göz bebeğinin daralması), midriazis (göz bebeğinin genişlemesi), anizokori (göz bebeği çaplarının her iki gözde farklı olması), ışığa ve karanlığa yanıtın yokluğu, nistagmus (yukarı-aşağı, sağa-sola ve dairesel olarak göz küresinin hareketi) ve proptozis yer almaktadır (gözün orbitadan dışarıya çıkması). Beyin hasarı sonucunda kafanın kontrol dışı olarak sallanması, ayağa kalkamama, normal yürüyememe, kısmi veya tam felç, kas tonusunda bozulma (gevşeme ya da katılaşma) ve konvülsiyonlar gözlenebilir. Solunum sisteminde bir sorun olmamasına rağmen solunumun anormal olarak yapılması hastanın beyin kökünde bulunan solunum merkezine aldığı hasarın belirtisidir. Dış kulak yolunda gözlenen kanama ise şiddetli kafa travmasının bir diğer göstergesidir.
Kafa travmasının ilk yardımında nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Kafa travmalarında ilk yardımın temelini hayati organlara zarar vermemek için hastanın bir an önce sabit bir duruma getirilmesi oluşturmaktadır. Hasta sakin bir yerde ve rahat bir konumda tutulmalı ve durumunda oluşacak değişimler yönünden yakından takip edilmelidir. Solunum yakından takip edilmeli ve eğer gerekli ise trakea entübe edilmelidir. Ciddi kanamalar kontrol altına alınmalı, ciddi olduğu düşünülen yaralar tedavi edilmeli, eğer şokta ise tedavi edilmeli, gerekli görülür ise de CPR için hazır olunmalıdır. Göz çıkığı bulunan durumlarda çıkık göz küresi daha fazla hasar görmemesi için korunmalıdır. Korneanın kurumasını engellemek amacı ile hipertonik solüsyon (% 10 dekstroz) içine daldırılan gazlı bez göz küresi üzerine konulmalıdır. Hipertonik solüsyon şişliğin azaltılmasına yardımcı olur.
Yanığın sebepleri ve çeşitleri nelerdir? Açıklayınız.
Yanıkların sebepleri; sıcak sıvılar (su, yağ ve katran) ile temas sonrasında oluşması, ateş ya da duman solunması, kimyasallar, radyasyon (güneş yanığı) ve elektrik (elektrik kablolarının çiğnenmesi) gibi nedenlerdir. Yanıklar birçok şekilde sınışandırılırlar fakat ilk yardım uygulamasının kolay yapılabilmesi açısından hafif yanıklar (yüzeyel) ve şiddetli (derin) yanıklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır: - Hafif yanıklar: Ağrılıdır fakat hayati tehlike oluşturmazlar. İyileşme çabuk oluşur. - Şiddetli yanıklar: Derinin derin katlarına kadar ulaşan şiddetli doku hasarı oluştururlar. Etkilenen dokular itibariyle derinin koruyucu katının hasar görmesine bağlı olarak komplikasyonlar gelişir. Bunlar arasında aşırı sıvı, elektrolit ve protein kaybı, sıvı, elektrolit ve protein dengesizliğine bağlı gelişen şok ve önce lokal olarak başlayan sonrasında ise sistemik olarak yayılan enfeksiyon yer alır.
Yanık durumunda yapılacak ilk yardımda nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Oluşacak yeni bir hasarın önlenmesi ilk yardımın temelini oluşturur. Hayvanlar sakin bir ortamda tutulmalı ve kendi kendine zarar vermesi engellenmelidir. Enfeksiyonu önlemek ve ağrıyı azaltmak için soğuk kompresler uygulanır. Eğer veteriner hekimin hastayı görmesi için daha zaman var ise hastanın yanık bölgesinin üzerine isotonik NaCl ile ıslatılmış gazlı bezler konulmalı yanık bölgenin kuruması ve gerilmesi engellenmelidir. Yanık bölgeye yağlı preperatlar konulmamalıdır. Hayati bulgular izlenmeli ve eğer gerekli ise şoka yönelik tedavi uygulanmalıdır. Eğer yanığın sebebi yakıcı bir kimyasal ile temas ise yara steril izotonik solüsyon ile yıkanmalı ve yakıcı maddenin mümkün olduğunca bölgeden uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
Hipoterminin klinik bulguları nelerdir? Açıklayınız.
Hipoterminin belirgin klinik bulguları yoktur. Düşük çevre sıcaklığına maruz kalma ya da vücut ısısında düşüşe sebep olan ilaçlar ile temasın varlığının bilinmesi tanıda yardımcıdır. Tipik klinik bulgular anormal vücut ısısı, titreme, düşük nabız, halsizlik, bilinç kaybı ve şoktur.
Hipotermi anında yapılacak ilk yardımda nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Hastanın vücut ısısının yükseltilmesi ilk yardımın temelini oluşturur. Ilık su banyoları ile ya da sıcak su şişeleri kullanarak vücut ısısı yükseltilmeye çalışılmalıdır. Hastayı yakmamaya özen gösterilir. Rektal ısı kontrol edilmeli ve normale döndüğünde tedavi kesilir. Eğer gerekli ise şok tedavi edilir.
Solunum yolları tıkanıklığının klinik bulguları nelerdir? Açıklayınız.
Solunum yollarının tıkanıklığına ilişkin bulgular normal gaz alış verişinde oluşan azalma, dispne (güç solunum), siyanoz (müköz membranların koyu mor mavi renge dönmesi) ve bilinç kaybıdır.
Solunum yolları tıkanıklığında yapılacak ilk yardımda nelere dikkat edilmelidir? Açıklayınız.
Solunum yolları tıkanıklığına ilişkin ilk yardım girişimleri vücudun oksijene olan ihtiyacının karşılanması ve gaz alışverişinin arttırılmasını içerir. Hasta mümkün olduğunca sakin bir ortamda tutulurak oksijen ihtiyacında artış oluşmaması sağlanır. Farenks te yabancı cisim olup olmadığı dil dışarıya çekilerek boğaz bölgesi görsel ya da manuel olarak kontrol edilir. Eğer yabancı cisim bir yardımcı alet ile çıkarılamıyor ise göğüs kafesine birkaç kez basınç yapılarak çıkması denenir. Bu basınç uygulaması hasta yan yatar pozisyonda iken göğüs kafesine bir el alttan bir elde üstten basınç yapacak şekilde uygulanır. Azalan solunumun desteklenmesi amacı ile oksijen verilmesi hasta için hayat kurtarıcıdır. Eğer anestezi makinesi ile oksijen verilmesi mümkün değil ise yapay solunum yaptırılır.
İlk yardım nedir?
İlk yardım bir hastalık veya travma sonrasında medikal ve cerrahi yaklaşım uygulanmadan önce hastaya uygulanacak acil bakımı ve tedaviyi tanımlamaktadır.
İlk yardımın öncelikli amacı nedir?
İlk yardımın öncelikli amacı hastayı bir klinisyen veya uzman görene kadar canlı tutmak ve alınacak önlemler ile ağrı duymasını ve acı çekmesini engellemektir.
Travma nedir?
Dışarıdan mekanik bir etki sonunda ortaya çıkan lokal lezyondur.
Atel nedir?
Kırık kemiği sabitlemek amacıyla kullanılan sert cisimlerdir.
İlk yardım sırasında ilk muayene yapılırken hangi bilgilerin uygulanması gerekir?
1. Soğukkanlı yaklaşım: Acil durumda genellikle aşırı heyecanlanma ve her şeyi bir anda yapma eğilimi gözlenmektedir. Bu durumda panik artar ve uyulması gereken kurallar unutulur. İlk yardım gerektiren bir hastaya müdahale edenin soğukkanlı davranması mantıklı düşünmesi ve duruma göre
planlı davranması gerekmektedir.
2. Veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi: Hastanın hızlı ve etkili bir tedavi alabilmesi için ilgili veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi gerekmektedir.
3. Yardımcı personelin korunması: Kendi sağlığınız ve korunmanız için hastanın tam olarak tespit edildiğine emin olunmalıdır. Bu durum hem nakli gerçekleştiren kişilerin sağlığı hem de hastanın kendi kendine zarar vermesinin engellenmesi için gereklidir.
4. Hastanın değerlendirilmesi: Sistematik yolla hastanın ilk muayenesi yapılmalıdır. Bu sayede veteriner hekime hasta hakkında detaylı bilgi verilmiş olur. Eğer çok disiplinli bir ilk muayene uygulanır ise tekrar tekrar hastayı muayene etmek gerekmez ve zaman kaybı minimuma iner. Bu incelemenin
1 dakikada ya da daha az bir sürede yapılması gerekmektedir. Hasta belli bir mesafeden bilincinin açık olup olmadığı, nefes alış şekli, anormal vücut ve bacak duruşu varlığı, vücudun herhangi bir bölgesinde ya da hastanın yakınında kan olup olmadığını kontrol etmek için incelenmelidir. Hastanın
hareket etmesini engellemek için hastaya arkadan yaklaşılmalıdır.
5. Solunumun kontrolü: Müköz membranların rengi kontrol edilmelidir. Solunum sesleri dinlenmeli, eğer gerekli ise solunum yolundaki birikinti ve sıvıyı rahat nefes alabilmesi için temizlenmelidir. Genellikle bu durumda dilin dışarı alınması gerekir. Eğer yakında kullanılabilecek bir aspiratör var
ise aspiratör yardımı ile temizlenebilir. Eğer gerekli ise trakea ya entübasyon uygulanmalıdır. Burunda ve ağızda kanama olup olmadığı ve kapillar dolum zamanı kontrol edilmelidir.
6. Kanamanın durdurulması: Küçük kanamalar geçici olarak göz ardı edilebilir fakat büyük kanamalar turnike veya basınç ile acilen durdurulmalıdır. Bazı büyük kanamalarda damarın hemostatik pens kullanılarak tutulması kanamanın durdurulmasının tek yoludur. Eğer gerekli ise şok tedavisine
başlanmalıdır.
İlk yardım için gerekli malzeme ve ekipmanlardan temel olanları nelerdir?
İlk yardım için gerekli malzeme ve ekipmanlar klinikten kliniğe farklılık gösterir. Aşağıda verilecek olan listede temel gereksinimler özetlenmiştir. Bu malzemelerin acil müdahale için hazır olarak bir arada bulundurulması gerekmektedir. Bu malzemelerin belli aralıklar ile kontrollerinin yapılması ve özellikle de kullanımdan sonra eksilenlerin tamamlanması gerekmektedir. Bazı kliniklerde malzemeler her gün kontrol edilmektedir.
Sodyum bikarbonat
Bandaj materyalleri (gazlı bezler, rulo pamuk, sargı bezi, flaster)
Örtüler ve havlular
%10 dextroz solüsyonu
Endotraheal tüpler (çeşitli büyüklüklerde)
Steril ve steril olmayan eldiven
Yabancı cisimleri çıkartmak için forseps
Hemostatikler
Hidrojen peroksit
Buz
Limon suyu ya da sirke
Oksijen tüpü
Steril izotonik NaCl
Steteskop
Mide sondası, çeşitli büyüklüklerde
Sofra tuzu
Termometre
Turnike
Serviyet ve serviyet tutucular
Suda çözünebilen kayganlaştırıcı (K-Y jeli)
Şok nedir?
Şok terimi karmaşık ve çok tehlikeli bir hastalık tablosunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Genellikle kardiyovasküler sistemden dokulara kanın yetersiz perfüzyon ile karakterizedir. Hücrelerde hipoksi ile sonuçlanır. Eğer tedavi edilmez ise hipoksi hücre ölümüne yol açmakta ve canlı için ölümcül olabilmektedir.
Şokun belirtileri nelerdir?
Şokun belirtileri:
Güçsüzlük ve bilinç kaybı
Müköz membranlarda solgunluk
Deri ve bacaklarda soğuma
Hızlı kalp atımı
Düşük nabız
Hızlı ve yüzeysel solunum
Düşük kapillar dolum zamanı
Şokun sebepleri nelerdir?
1. Kan hacminin düşmesi
2. Aşırı stress
3. Enfeksiyon
4. Anormal kardiyak fonksiyon
Şok durumundaki hastaya uygulanması gereken ilk yardım nedir?
İlk Yardım
1. Solunumun devamı sağlanmalıdır: Solunum yolu açık tutularak solunumun devamı sağlanmalıdır. Solunumun olmaması hipoksik düzeye gelen
hastanın vital fonksiyonlarının daha da kötüleşmesi demektir. Eğer gerekli ise oksijen verilmeli ve yapay solunum yaptırılmalıdır.
2. Kanama kontrol altına alınmalıdır: Dolaşımda bulunan kan miktarında ve oksijen taşıma kapasitesinde daha fazla düşüşe sebep olmamak için kanama kontrol altına alınmalıdır.
3. Hasta ılık tutulmalıdır: Örtüler ve havlular ile hasta ılık tutulur. Su devir daimi olan battaniyeler ya da sıcak su dolu şişeler (hastada yanığa sebep olmamak için havlu ile sarılmalıdır) kullanılır.
4. Periferal dolaşım kontrol edilmelidir: Parmak arası sıcaklığı ile rektal sıcaklığı karşılaştırılır. Termometre ucu iki arka ayağın parmakları arasına konulur ve buraya flaster yardımı ile sabitlenir. Ayak parmağı arası sıcaklığı ve rektal sıcaklık karşılıklı belli aralıklarla kontrol edilmeli. Ayak parmak arası sıcaklığı rektal sıcaklıktan -14°C daha düşük olmalıdır. Eğer aradaki
fark -12°C den büyük ise hasta şoktadır. Fark -6°C den daha büyük ise derin şok durumu bulunmaktadır.
5. Baş aşşağıda tutulur: Beyine giden kan miktarını artırmak için hastanın başı vücuduna oranla daha aşağıda tutulur.
6. Nabız kontrol edilir: Eğer kardiyak arrest oluşur ise kardiyopulmoner resusitasyon (CPR) uygulanmalıdır
Kardiyak Arrest neyi ifade eder?
Kardiyak arrest kalp fonksiyonlarının durmasını ifade eder. Kardiyak arrest geliştiğinde kalp kasılması ya ventriküler fibrilasyon şeklinde ya da asistol şeklinde gözlenir. Ventriküler fibrilasyonda kalp titreme şeklinde atım gösterirken asistolde tüm aktivitesini durdurur. Her iki durumda da kanın dolaşımı durur.
Kardiyak arrestin belirtileri nelerdir?
Bilinç kaybı
Solunum durması
Nabız yokluğu
Kalp atımlarının yokluğu
Kalbin durması sırasında uygulanması gereken ilk yardım nedir?
İlk yardım:
Yapay solunum (15-20\dakika)
Kalp masajı (60\dakika)
Kardiyak arrestin klinik belirtileri nelerdir?
Kardiyak arrestin klinik belirtileri bilinç kaybı, solunum, nabız ve kalp atımlarının kaybolmasıdır.
Hemostaz ne demektir?
Hemostaz: Kanamanın durdurulması anlamına gelmektedir. İlk yardımda kanama gözlenen alanın üzerine damarlardan kan akımını yavaşlatmak amacıyla direkt basınç ya da turnike uygulanmalıdır. Turnikeler yaranın altına veya üstüne uygulanabilmektedir. Basınç direkt olarak bir bez ya da havlu yardımı ile bölgeye uygulanabilir ya da basınç bir bandaj ile gerçekleştirilebilir.
Kanama durumunda uygulaması gereken ilk yardım nedir?
Basınç uygulayın
Eğer gerekli ise turnike uygulayın
Eğer gerekli ise şoku tedavi edin
Açık yaranın belirtileri nelerdir?
Belirtiler:
Abrazyon (yüzeyde oluşan sıyrık)
Ensizyon (düzgün kesik)
Laserasyon (dokularda yırtılma)
Delik (yüzeyde oluşan küçük açıklıklar)
Açık yara durumunda uygulanması gereken ilk yardım nedir?
İlk yardım:
Kanamayı kontrol altına alın
Eğer gerekli ise şoku tedavi edin
Yarayı koruyun
Kırık durumunda meydana gelen belirtiler nelerdir?
Belirtiler:
Ağrı
Şişlik
Fonksiyonda azalma
Anormal açılanma ya da hareket
Krepitasyon
Yanık durumunda uygulanması gereken ilk yardım nedir?
İlk Yardım:
Hasta sakin bir yerde tutulur ve kendi kendine zarar vermesi engellenir
Kimyasal yanıklara irrigasyon uygulanır
Soğuk kompres uygulanır
Hayati bulgular izlenir ve eğer gerekli ise şok tedavisi uygulanır.