Temel Klinik Bilgisi Dersi 8. Ünite Özet
İlk Yardım
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
İlk Yardım
İlk yardım bir hastalık veya travma sonrasında medikal ve cerrahi yaklaşım uygulanmadan önce hastaya uygulanacak acil bakımı ve tedaviyi tanımlamaktadır. İlk yardımın öncelikli amacı hastayı bir klinisyen veya uzman görene kadar canlı tutmak ve alınacak önlemler ile ağrı duymasını ve acı çekmesini engellemektir.
Yaralı Hayvanın Taşınması
Yaralı hayvanın taşınması sırasında amaç hastanın en yakın tedavi merkezine en kısa sürede ulaştırılması ve bu sırada durumunda taşımaya bağlı oluşabilecek negatif bir etkinin oluşmamasıdır. Hastanın taşınmasından önce durumunun kontrol altına alınmasını gerektiren durumlar bulunmaktadır. Hasta veteriner hekime ulaştırılmadan önce bazı önlemler alınmalıdır. Bunlara; kanamanın kontrolü, kırık bölgesine geçici bir atel uygulanması ya da ısı çarpmasına maruz kalmış bir hastanın vücut ısısının düşürülmesi örnek verilebilir. Hızlı bir muayene yapılarak hızlı karar verilmesi gerekmektedir. Bunun için temel ilk yardım bilgilerinin uygulanması gerekmektedir.
- Soğukkanlı yaklaşım: Acil durumda genellikle aşırı heyecanlanma ve her şeyi bir anda yapma eğilimi gözlenmektedir. Bu durumda panik artar ve uyulması gereken kurallar unutulur. İlk yardım gerektiren bir hastaya müdahale edenin soğukkanlı davranması mantıklı düşünmesi ve duruma göre planlı davranması gerekmektedir.
- Veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi: Hastanın hızlı ve etkili bir tedavi alabilmesi için ilgili veteriner hekimin en kısa sürede bilgilendirilmesi gerekmektedir.
- Yardımcı personelin korunması: Kendi sağlığınız ve korunmanız için hastanın tam olarak tespit edildiğine emin olunmalıdır. Bu durum hem nakli gerçekleştiren kişilerin sağlığı hem de hastanın kendi kendine zarar vermesinin engellenmesi için gereklidir.
- Hastanın değerlendirilmesi: Sistematik yolla hastanın ilk muayenesi yapılmalıdır. Bu sayede veteriner hekime hasta hakkında detaylı bilgi verilmiş olur. Eğer çok disiplinli bir ilk muayene uygulanır ise tekrar tekrar hastayı muayene etmek gerekmez ve zaman kaybı minimuma iner. Bu incelemenin 1 dakikada ya da daha az bir sürede yapılması gerekmektedir. Hasta belli bir mesafeden bilincinin açık olup olmadığı, nefes alış şekli, anormal vücut ve bacak duruşu varlığı, vücudun herhangi bir bölgesinde ya da hastanın yakınında kan olup olmadığını kontrol etmek için incelenmelidir. Hastanın hareket etmesini engellemek için hastaya arkadan yaklaşılmalıdır.
- Solunumun kontrolü: Müköz membranların rengi kontrol edilmelidir. Solunum sesleri dinlenmeli, eğer gerekli ise solunum yolundaki birikinti ve sıvıyı rahat nefes alabilmesi için temizlenmelidir. Genellikle bu durumda dilin dışarı alınması gerekir. Eğer yakında kullanılabilecek bir aspiratör var ise aspiratör yardımı ile temizlenebilir. Eğer gerekli ise trakea ya entübasyon uygulanmalıdır. Burunda ve ağızda kanama olup olmadığı ve kapillar dolum zamanı kontrol edilmelidir.
- Kanamanın durdurulması: Küçük kanamalar geçici olarak göz ardı edilebilir fakat büyük kanamalar turnike veya basınç ile acilen durdurulmalıdır. Bazı büyük kanamalarda damarın hemostatik pens kullanılarak tutulması kanamanın durdurulmasının tek yoludur. Eğer gerekli ise şok tedavisine başlanmalıdır.
İlk Yardımda Kullanılan Malzeme Ve Ekipmanlar
İlk yardım için gerekli malzeme ve ekipmanlar klinikten kliniğe farklılık gösterir. Bu malzemelerin acil müdahale için hazır olarak bir arada bulundurulması gerekmektedir. Bu malzemelerin belli aralıklar ile kontrollerinin yapılması ve özellikle de kullanımdan sonra eksilenlerin tamamlanması gerekmektedir.
Şok
Şok terimi karmaşık ve çok tehlikeli bir hastalık tablosunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Genellikle kardiyovasküler sistemden dokulara kanın yetersiz perfüzyon ile karakterizedir. Hücrelerde hipoksi ile sonuçlanır. Eğer tedavi edilmez ise hipoksi hücre ölümüne yol açmakta ve canlı için ölümcül olabilmektedir. Şokun bilinen birçok sebebi vardır. Bunların arasında kan hacminin düşmesi, aşırı stress, enfeksiyon, anormal kardiyak fonksiyon yer almaktadır.
- Kan hacminin düşmesi: Genellikle kanın ya da plazmanın şiddetli kaybı sonucu oluşur. Şiddetli kanamalarda gözlenir. Kan hacminin düşmesi dış kanama var ise açık bir şekilde gözlenebilir fakat iç kanama durumunda gözden kaçabilmektedir. şiddetli yanıklarda da plazmanın şiddetli kaybı sonucu kan hacminde düşme gözlenir.
- Aşırı stres: Fizyolojik ya da fiziksel stres kan hacminde düşmeye yol açar. Şiddetli travmatik yaralanmalar ya da şiddetli ağrı da şokun sebepleri arasında yer alır.
- Enfeksiyon: Enfeksiyona çeşitli bakteriler yol açmaktadır. Bu bakteriler toksin salgılarlar ve kan damarlarını etkileyerek kanın vücut içinde toplanmasına sebep olmaktadırlar. Bu durum kan hacminde azalmaya sebep olur.
- Anormal kardiyak fonksiyon: Kalbin normal atımını etkileyen şiddetli kalp yetmezliği, miyokardit, kardiyopati ya da ciddi aritmiler şokun nedenlerindendir.
Klinik Belirtiler
Şokun bu bulguları vücudun kardiyovasküler fonksiyonunu sağlaması amacı ile kardiyak fonksiyon ve vital organlara kanın geri dönüşünü sağlamaya çalışması ile ilişkili ortaya çıkmaktadır.
Şokun Belirtileri:
- Mükoz membranlarda solgunluk: En iyi diş etleri, konjunktiva ve vulva ile prepusyumun iç kısmında gözlenir.
- Deri ve bacaklarda soğukluk
- Kalp hızında artış
- Düşük nabız
- Hızlı ve yüzeysel solunum
- Düşük kapillar dolum zamanı: Kapillar dolum zamanını belirlemek için diş etinin pigmentsiz kısmına parmak ile belirli bir basınç uygulanır ve bölgenin rengi beyaza dönmesi beklenir. Basınç ortadan kaldırılır kaldırılmaz normal pembe renge dönüş için geçen zamanın 1-2 saniye olması beklenmektedir. İki saniyeden daha uzun dolum perifer dolaşımdaki zayıflığı ifade etmektedir.
- Güçsüzlük ve bilinç kaybı
İlk Yardım
- Solunumun devamı sağlanmalıdır
- Kanama kontrol altına alınmalıdır
- Hasta ılık tutulmalıdır
- Periferal dolaşım kontrol edilmelidir
- Baş aşşağıda tutulur
- Nabız kontrol edilir
Kalbin Durması (Kardiyak Arrest)
Kardiyak arrest kalp fonksiyonlarının durmasını ifade eder. Kardiyak arrest geliştiğinde kalp kasılması ya ventriküler fibrilasyon şeklinde ya da asistol şeklinde gözlenir. Bilinç kaybı, solunum durması, nabız yokluğu ve kalp atımlarının yokluğu belirtileridir.
Kardiyopulmoner Resusitasyon (CPR)
CPR yapay solunum ile kalp masajını içermektedir. Kardiyak arrest nedeniyle geri dönüşümsüz beyin hasarının en temel sebebi serebral hipoksidir. Yeterli miktarda yapay solunum yaptırılması etkili bir CPR için gereklidir. Yeteri kadar ventilasyon yaptırılmadığında kandaki karbondioksit seviyeleri yükselir ve hasta ciddi bir şekilde asidoza girer durumu daha da ağırlaşacaktır.
Kanama
Hasarlı damarlardan akan kan kanamaya sebep olarak ciddi problemlere yol açar. Devamlı kan kaybı şokun gelişmesine sebep olabilir.
İlk Yardım
- Hemostaz: Kanamanın durdurulması anlamına gelmektedir. İlk yardımda kanama gözlenen alanın üzerine damarlardan kan akımını yavaşlatmak amacıyla direkt basınç ya da turnike uygulanmalıdır.
- Basınçlı bandaj: Yara üstüne dikkatle uygulanan temiz örtülerden oluşur. Zaten azalan dolaşımı etkilememek için bandaj çok sıkı uygulanmamalıdır.
- Turnike: Hazır olarak satılan turnikelerden alınabileceği gibi, sargı bezinden ya da kemer gibi bir malzemeden de turnike oluşturulabilmektedir. Bacaklarda arteriyel kanamayı kontrol altına almak için yaranın proksimaline uygulanmalıdır ya da venöz kanamayı kontrol altına almak için yaranın distaline uygulanmalıdır.
Açık Yara
Açık yaralar derinin ya da müköz membranların yüzeyinde oluşan hasarlardır. Açık yaraların çeşitleri arasında abrazyon, ensizyon, laserasyon ve delikler yer almaktadır.
- Abrazyon: Deri ya da müköz membranlarda oluşan sıyrıklara abrazyon adı verilir ve ağrılı olabilirler.
- Ensizyon: Enzisyonlar cam ya da metal parçası gibi keskin cisimler tarafından meydana getirilen düzgün kesiklerdir.
- Laserasyon: Laserasyon, yırtık anlamına gelir ve oluşan yaranın kenarları girintili çıkıntılıdır.
- Delikler: Delikler, tırnaklar, dişler gibi delici cisimler tarafından oluşturulurlar.
En önemlisi ve ilk yapılması gereken, yaralarda kanamanın durdurulmasıdır. Sırasıyla şokun tedavisi ve sonrada yaranın daha fazla travma almasının engellenmesi için önlemler yer almalıdır. Yara üzerine uygulanacak soğuk kompres kanamanın kontrol altına alınması amacıyla iyi bir yöntemdir, aynı zamanda ağrıyı da azaltmaktadır.
Kırık
Kırıklar birçok etkene göre sınıflandırılırlar. En basit sınıflandırma ise kırığın şekline ve kırık hattında yer alan derinin bütünlüğünü koruyup koruyamamasına göre yapılan sınıflandırmadır. Kırığın en yaygın bulguları kırık bölgesinde ya da yakınında ağrı, hasar bölgesinde ve yakınında şişlik, morarma, etkilenen bölgenin fonksiyonunda azalma veya tamamen fonksiyonsuzluk (ör: kırık bacak üzerine yük verememe), etkilenen bölgenin hareketlerinde anormal açılanma ve hareket ile krepitustur. Kırıklarda ilk yardımın temel amacı daha fazla hasara yol açmamak ve hastanın ağrı duymasına engel olmaktır. Ciddi kanamalar hemen kontrol altına alınmalı ve eğer gerekli ise şok tedavisine başlanmalıdır. Özellikle parçalı ve açık kırıklarda yaraların üzeri kapatılır.
Çıkık
Çıkığın bulguları kırıktaki bulgular ile benzerlik gösterir. Bulgular çeşitlilik gösterebilir. Özellikle eklem hareketi sırasında ağrı, etkilenen eklemde hareketsizlik ya da anormal hareket, bacakta eklem seviyesinde anormal açılanma ve bacakta belirgin kısalma belirgin bulgulardır. Çıkıklarda ilk yardım semptomlara göre yapılır. Çıkığın yerine oturtulması için genel anestezi gerekir. Genel anestezi hem hasta fazla ağrı duyduğu için hem de bölgedeki kas spazmlarının önüne geçmek için gereklidir.
Kafa Travması
Beyin hasarının bulguları belirgin olabildiği gibi gizli de seyredebilir. Şiddetli beyin hasarı ölüm ile sonuçlanır. Daha yüzeysel hasarlarda klinik olarak fonksiyon kayıplarına ilişkin bulgular gözlenmektedir. Ani bilinç kaybı şiddetli beyin hasarının bulgularındandır. Beyin hasarı sonucunda körlük ve göz bebeği fonksiyonunda ve büyüklüğünde artış gözlenebilir. Beyin hasarı sonucunda kafanın kontrol dışı olarak sallanması, ayağa kalkamama, normal yürüyememe, kısmi veya tam felç, kas tonusunda bozulma gözlenebilir. Kafa travmalarında ilk yardımın temelini hayati organlara zarar vermemek için hastanın bir an önce sabit bir duruma getirilmesi oluşturmaktadır.
Spinal Travmalar
Spinal yaralanmalarda gözlenen klinik bulgular hasarın görüldüğü bölgeye ve hasarın derecesine göre değişir. Spinal travmanın tipik klinik bulguları ağrı, güçsüzlük, felç ve bacaklarda duyu kaybıdır. Spinal yaralanmalar boyunda ve özellikle de sırtta ağrıya sebep olur. Spinal hasar şüpheli hayvanlar mümkün olduğu kadar az hareket ettirilmeli ve sakin bir ortamda tutulmalıdır.
Yanık
Yanıkların sebepleri; sıcak sıvılar (su, yağ ve katran) ile temas sonrasında oluşması, ateş ya da duman solunması, kimyasallar, radyasyon (güneş yanığı) ve elektrik (elektrik kablolarının çiğnenmesi) gibi nedenlerdir. Yüzeysel ve derin olmak üzere ikiye ayrılır. Oluşacak yeni bir hasarın önlenmesi ilk yardımın temelini oluşturur. Hayvanlar sakin bir ortamda tutulmalı ve kendi kendine zarar vermesi engellenmelidir. Enfeksiyonu önlemek ve ağrıyı azaltmak için soğuk kompresler uygulanır
Donma
Bulgular çok çeşitli olabilir. Hastanın soğuğa maruz kaldığına ilişkin alınan bilgi tanı için yardımcı olur. Etkilenen dokular kızarık, soluk ya da kabuklanmış olabilir. Etkilenen dokuların ısıtılması uygulanması gereken yaklaşımdır. Donan dokuya masaj uygulanmamalı ya da ovalanmamalıdır.
Isı Çarpması
Isı çarpması ya da hipertermi vücut ısısının yüksek çevre ısısına bağlı olarak artışını ifade eder. İlk yardımın temelini hastanın hızlı bir şekilde yüksek olan iç vücut sıcaklığının düşürülmesi oluşturur. Güneş altından alınır ve soğuk su ile temas ettirilir. Şok gelişmiş ise tedavi edilmelidir.
Hipotermi
Hipotermi vücut ısısının anormal düşüşü olarak bilinir ve düşük çevre sıcaklığına maruz kalma ya da anestezikler ve bazı trankilizanlar gibi vücut ısısında düşüşe sebep olan ilaçlar ile temas sonrasında gözlenir. Hastanın vücut ısısının yükseltilmesi ilk yardımın temelini oluşturur. Ilık su banyoları ile ya da sıcak su şişeleri kullanarak vücut ısısı yükseltilmey11e çalışılmalıdır. Hastayı yakmamaya özen gösterilir. Rektal ısı kontrol edilmeli ve normale döndüğünde tedavi kesilir.
Solunum Yollarının Tıkanıklığı
Solunum yollarında tıkanıklığın birçok sebebi vardır. Bunların arasında yabancı cisimler (kemikler, toplar, oyuncaklar, gıda maddeleri) burun bölgesine, farenks, larenks ya da trakeaya alınan travmalar, tümörler, enfeksiyon, alerjik reaksiyonlar ve solunum yolu ile alınan irritan maddeler yer alır. Solunum yolları tıkanıklığına ilişkin ilk yardım girişimleri vücudun oksijene olan ihtiyacının karşılanması ve gaz alışverişinin arttırılmasını içerir. Farinks te yabancı cisim olup olmadığı dil dışarıya çekilerek boğaz bölgesi görsel ya da manuel olarak kontrol edilir. Eğer yabancı cisim bir yardımcı alet ile çıkarılamıyor ise göğüs kafesine birkaç kez basınç yapılarak çıkması denenir. Bu basınç uygulaması hasta yan yatar pozisyonda iken göğüs kafesine bir el alttan bir elde üstten basınç yapacak şekilde uygulanır.