İktisat Tarihi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Modern Çağın Başlarında Ekonomik Gelişmeler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
1500 ile 1800 yılları arasında Batı Avrupa ülkelerinin ekonomik politikalarına yön veren iktisadi fikirler ve yapılan uygulamalar olarak tanımlanabilecek merkantilizm düşüncesini açıklayınız.
Merkantilizm düşüncesine göre bir ülkenin zenginliği sahip olunan kıymetli maden miktarı ile ölçülür. Ülkeye altın ve gümüş girişini artırmak için müdahaleci bir dış ticaret politikası ile mamul mal ihracını teşvik edip ithalatı sınırlamak gerekir.
Modern çağların başında ekonomik anlamda yükselişe geçen Hollanda'nın dış ticaretteki mukayeseli avantajı hangi alandaydı?
En dinamik ve görkemli sektörü dış ticaret olan Hollanda ekonomisinin mukayeseli avantajı denizcilik alanındaydı. 1650’de Hollandalılar dünyanın tüm denizlerinin ticari liderleriydi. Hollanda hem deniz aşırı uzak mesafeli ticaretten, hem de Avrupa sularında yapılan ticaretten büyük kazançlar sağlıyordu. Özellikle Baltık ticaretinde Hollandalılar mutlak bir hakimiyete sahipti. Kuzey Denizi’nin kıyı balıkçılığı da Hollandalıların elindeydi.
Modern çağların başında İtalyan mal ve hizmetlerinin yerini İngiliz, Hollandalı ve Fransız mal ve hizmetleri aldı. Bunun en önemli sebebi İtalyan mallarının daha pahalı olmasıydı. İtalyan mallarının bu göreli pahalılığının sebeplerini açıklayınız.
Bu fiyat farklılığının ilk önemli sebebi, İtalyan mallarının daha kaliteli olmasıydı. İtalyan imalatçıları kısmen geleneklerinin bir sonucu olarak, fakat daha önemlisi lonca düzenlemelerine bağlılıklarından ötürü eski metotlarla üretmeye devam etmekteydiler. Tekstil alanında İngiliz ve Hollandalı üreticiler, daha parlak renkte, daha ince ve daha az dayanıklı mallar üretmekteydi. Kalite açısından onların malları İtalyanlarınkinden daha düşüktü, ancak daha ucuzdu. İtalyan mallarının daha pahalı olmasının tek nedeni kaliteleri değildi. İtalya’da üretim maliyetleri de daha yüksekti. Bunun ilk nedeni, loncaların geniş kapsamlı kontrolünün İtalyan imalatçılarını eski ve geri üretim ve organizasyon tekniklerini kullanmayı sürdürmeye zorlamasıydı. Ayrıca İtalya’da vergi baskısı yüksekti ve kötü bir şekilde düzenlenmişti. Üçüncü ve daha önemli bir neden ise İtalya’da ücretlerin rakip ülkelere göre daha yüksek olmasıydı. On altıncı yüzyılın fiyat ihtilali sırasında nakdi ücretler, İtalya dışındaki ülkelerde fiyatlardaki artışı izleyememişti. İtalya’da ise güçlü lonca teşkilatı yüzünden işçiler, fiyatlardaki artış oranında ücretlerini yükseltmeyi başardılar. İngiltere’de reel ücretler 17. yüzyılın başlarında yüzyıl öncesine göre daha düşükken, İtalya’da 16. yüzyıl boyunca ücretlerde bir kötüleşme görülmedi. İtalya’da ücretler 17. yüzyılın başlarında diğer ülkelerin çok üzerindeydi. Bu yüksek ücretler daha yüksek bir iş gücü prodüktivitesi ile dengelenmiş olsaydı, İtalya bu durumdan zarar görmeyebilirdi. Ancak İtalyan imalatçılarının eski ve geri üretim ve organizasyon tekniklerini kullanmayı sürdürmekte ısrar etmesi nedeniyle İtalyan işçisinin prodüktivitesi de İngiliz, Fransız ve Hollandalı işçiden daha düşüktü.
Avrupa'nın Orta Çağda teknik alanda kazandığı üstünlüğün en önemli sonucu nedir?
Avrupa’nın Orta Çağda teknik alanda kazandığı üstünlüğün en belirgin sonucu, Modern Çağ’ın başlarında gerçekleşen coğrafi keşifler ve bunu izleyen ekonomik, askeri, politik genişleme oldu. On bir ve 15. yüzyıllar arasında Avrupa, ekonomik alanda şaşırtıcı şekilde saldırgan olmasına rağmen, siyasi ve askeri bakımdan potansiyel istilacılara oldukça açık durumdaydı. On beşinci yüzyılın sonuna kadar Avrupa, Doğu ile askeri karşılaşmalarından hep yenik çıkmıştı. Fakat Türklerin Avrupa’nın kalbine kadar sokulduğu bir zamanda ani ve büyük bir değişme oldu. Batı Avrupa ülkeleri, okyanuslara doğru başarılı bir istila atılımına giriştiler. Onların ilerleyişi ümit edilemeyecek kadar hızlı gerçekleşti. Yüzyıldan biraz fazla bir sürede önce Portekizliler ve İspanyollar, daha sonra Hollandalılar ve İngilizler, Avrupa’nın dünya çapındaki hakimiyetinin ilk temellerini attılar.
Modern çağın başlarında Doğru Avrupa'daki sosyal ilişkileri tarımsal organizasyon üzerinden açıklayınız.
Doğu Avrupa’da dönem başında sosyal ilişkilerin yaygın şekli olan serflik giderek yaygınlığını daha da artırdı. Güçlü lordlar kalan az sayıdaki hür köylüleri de serfleştirdiler. Lordlar büyük çiftliklerini doğrudan kendileri işletiyorlardı. Rusya ve Polonya’da köylülerin statüleri neredeyse köle derecesine indirilmişti. Haftada 5 veya 6 gün lordun hizmetlerinde angarya şeklinde çalışmak zorunda olan bu köylüler işledikleri topraklardan ayrı olarak alınıp satılabiliyorlardı. Zirai teknoloji ilkeldi. İkili ya da üçlü tarla rotasyonu sistemi kullanılıyordu. Baltık denizi kıyısındaki topraklarda ve nehir yoluyla Baltık’a ulaşım imkânı olan bölgelerde, Batı Avrupa pazarlarına ihraç amacıyla üretim, ticari tahıllarda ve diğer pazarlanabilir ürünlerde ihtisaslaşmaya yol açmıştı. Diğer kısımlarında ise üretim mahalli yeterliğe göre düzenlenmişti
Modern çağın başlarında okyanus denizciliği alanında ne gibi gelişmeler görülmüştür?
Teknolojik açıdan önemli değişmelerin ortaya çıktığı bir alan okyanus denizciliği idi. Okyanus denizciliği kıyı denizciliğinden oldukça farklıydı. Onun gelişmesi yeni araçların ve tekniklerin doğuşunu teşvik etti. Denizci kronometrelerinin icadı, harita yapımı alanındaki ilerlemeler, deniz toplarının gelişmesi önemli birkaç örnektir. Teknik nitelikteki değişmelerin ekonomik sonuçları da oldu. Denizci kronometreleri, aynı zamanda bu konuyla ilgili sanayide yeni gelişmeler doğurdu. Deniz topları, metalürji sanayiinde gelişmeleri teşvik etti.
İspanya'nın modern çağların başında uyguladığı dini politikalar hangi açıdan ekonomisini olumsuz etkiledi?
İspanyol krallarının dini politikaları ülkenin ekonomik gücünü zayıflatıcı nedenlerden birisiydi. 1492’de Yahudilerin kovulması ile ülke pek çok tüccarını, bankerini, fizikçisini ve esnafını; 1502’de Müslüman Arapların kovulmasıyla zirai iş gücünün önemli bir bölümünü yitirdi.
Avrupa 16. yüzyılda yaşanan nüfus artışının sebepleri nelerdir?
16. yüzyıldaki nüfus artışının çeşitli sebepleri vardı. Bina standartlarının iyileşmesi, ölülerin daha iyi gömülmesi, doğal bağışıklığın gelişmesi ve taşıyıcıları etkileyen ekolojik değişmeler olması gibi nedenlerle veba ve diğer salgın hastalıklar giderek azaldı. Avrupa’da son büyük veba salgını İngiltere’de 1665’te, İtalya’da 1657’de, Fransa’da 1660’larda ve Hollanda’da 1663’te görüldü. İklimde iyileşmeler oldu. Daha önceki yüzyıllarda nüfusun düşmüş olması sonucu nüfus/toprak dengesinde görülen olumlu değişmenin yol açtığı 15. yüzyıldaki daha yüksek reel ücretler, evlenme yaşını düşürerek doğum oranlarını yükseltti. Sebebi ne olursa olsun Avrupa nüfusu 16. yüzyıl boyunca belirli bir artış gösterdi.
16. yüzyıldan itibaren hacimli malların bölgeler arası ticaretinin artışının arkasındaki temel sebep neydi?
Erken Orta Çağda uzak mesafeli ticaret zenginlerin talep ettiği lüks mallarla sınırlı olup, hacimli malların ticareti bölgesel çapta cereyan ediyordu. On altıncı yüzyılda ise tahıl, kereste, şarap, tuz, balık, maden, dokuma ham maddeleri ve kumaş artan şekilde uluslararası ticaretin konusu olmaya başladı. Böyle hacimli malların ticaretinin artmasının nedeni, taşıma maliyetlerini düşüren gemi dizayn ve inşasındaki gelişmelerdi. Gemicilik tekniklerinin gelişmesi ve deniz kuvvetlerinin korsanlığı önlemesi deniz seyahatlerinin riskini azaltarak aynı yönde etki göstermişti.
Modern çağın başlarında köle ticareti hangi Avrupalı uluslar tarafından yönetilmekteydi?
Köle ticareti başlangıçta Portekizlilerin tekelindeydi. Ancak daha sonra Hollandalılar, Fransızlar ve İngilizlerin de girdiği bu ticaret, üçlü bir ticaret şeklinde yürüyordu. Avrupalılar Batı Afrika kıyılarında ateşli silahlar, madeni eşya ve renkli kumaşlar karşılığında aldıkları köleleri Amerika’ya götürerek oradan Avrupa’ya şeker, tütün ve diğer Amerikan ürünlerini getiriyorlardı.
Modern çağın başlarından denizaşırı ticaretin sağladığı kazançlardan hangi sınıflar yararlanıyordu?
Deniz aşırı ticaretin sağladığı bol kazançlı yeni fırsatlar, uzun bir seyahat için gemiler donatmaya yetecek kadar parası olan insanlar için söz konusuydu. Bu yeni ekonomik imkânlardan yararlanmak büyük sermayeyi gerektiriyordu. Bazı tüccarlar şahsen böyle bir teşebbüse girebilecek kadar zengindi. Fakat çok sayıda ortağın sermayelerini bir araya getirmeleri daha çok tercih ediliyordu. Böylece 20 farklı gemiye sermaye yatırmış bir insanın, bir gemi kazası veya bir deniz felaketinde uğrayacağı kayıp, tek bir filoya servetini yatırması halinde karşılaşacağından çok daha azdı. Başlangıçta ortaklıklar yalnız bir seyahat için kuruluyor ve seyahat bitince ortaklık dağılıyordu. Fakat zamanla ortaklıklar süreklilik kazandı. Bu gelişme anonim şirketlerin kurulması ve hızla deniz aşırı ticarete hükmeder hale gelmesi ile sonuçlandı.
Modern çağın başlarında İngiltere'nin ekonomik yükselinde önemli bir rol oynayan dış ticaretindeki gelişmeleri açıklayınız.
İngiltere’nin ekonomik büyümesinin en önemli nedeni dış ticaretinde görülen büyük genişlemeydi. İngiltere’nin toplam ihracatı 17. yüzyılın başları ile 18. yüzyılın başları arasında altı katına çıktı. 17. yüzyılın sonunda İngiltere, Hollanda’dan sonra kişi başına dış ticaret değeri en yüksek olan ülkeydi. Bu genişleyen dış ticaret içinde Avrupa dışında yürütülen ticaret ile reeksport ticaretinin önemi giderek arttı. 1640’larda reeksport ticareti, toplam ihracatın %18’i iken, yüzyılın sonunda %31’ine yükseldi. Bu gelişen dünya ticaretinin merkezi olan Londra’nın nüfusu 17. yüzyılın sonunda 500.000’i aştı. Londra dünyanın en büyük, en zengin ve en aktif metropolü oldu. Londra para piyasası dünyanın en zengin ülkesinin ulusal kredi sisteminin merkeziydi. Büyük hacimlere varan liman ticareti sayesinde tüm dünyanın kredi merkezi haline gelen Londra, Fransız savaşları ile durumları kötüleşen Amsterdam ve Paris’in yerini almıştı. İngiltere’nin bu dünya çapındaki ticaret ağını geliştirmesini mümkün kılan başlıca kaynakları iyi gemicilerin ve riske girme yeteneğine ve gerekli fonlara sahip tüccarların çokluğu, fizik ve mali kapitalin nispi bolluğu, gelişmiş bir kredi, ticaret ve sigorta organizasyonu ile tüccar sınıfının isteklerine karşı duyarlı bir yönetimin varlığı ve krallık deniz gücünün rakip ülkeler karşısındaki üstünlüğü gibi özellikleriydi.
1688 Devrimi'nin İngiltere'nin ekonomik gelişmesi açısından önemi nedir?
On altı ve 17. yüzyıllarda kıta Avrupası ülkelerinde kralların gücü artarken, İngiltere’de 1688 devrimiyle parlamento denetimine dayanan anayasal bir monarşi doğdu. 1688 İngiltere’nin siyasal tarihinde olduğu kadar ekonomik tarihinde de bir dönüm noktası oldu. İngiltere’de ekonomik politikalar artık toplumu tesadüfi bir şekilde vergilendiren ve çeşitli gruplara imtiyazlar tanıyan mutlak bir monarşinin talepleri doğrultusunda değil de parlamentoda temsil edilen aristokratlar, toprak sahipleri, zengin tüccarlar ve saray mensupları gibi grupların bazen de birbiriyle çatışan menfaatlerine göre şekillendi. Parlamentonun bu gücü, kamu maliyesinde daha iyi bir mali yönetim ve daha rasyonel bir vergileme sistemi sağladı. Parlamento dış ekonomik ilişkilerde sıkı bir milliyetçilik politikası izledi. Ülke içinde ise parlamento, ekonomiyi kontrol etmek istemesine rağmen bürokrasinin zayıflığı nedeniyle bunu gerçekleştirebilecek güçten yoksun olduğundan İngiliz müteşebbisleri dünyada benzeri bulunmayan bir serbestlikten yararlandılar.
Modern çağın başlarında Osmanlı maliyesinde yaşanan olumsuz gelişmeler nelerdi?
Klasik askeri organizasyondaki değişme mali yapıyı da etkiledi. Merkezi hazinenin artan gelir ihtiyacını karşılamak için tımarlara ait toprakların vergi gelirlerine el konuldu. İltizam sisteminin yaygınlaşması köylü üzerindeki vergi yükünün artmasına neden oldu. Vergileme yoluyla elde edilen gelirler yine de yetersiz olduğundan hazine sürekli açık veriyordu. Devlet bu açığı akçenin değerini düşürerek ya da iç borçlanma yoluyla karşılamaya çalıştı. Ancak bu kriz tedbirleri durumu daha da kötüleştirmekten başka işe yaramadı.
Global düzeydeki fiyat artışı Osmanlı ekonomisinde ne gibi olumsuzluklar yaratmıştır?
Dönemin başlarında önemli bir ekonomik problem de hızlı fiyat artışıydı. Avrupa’daki fiyat devriminin bir yansıması olan ve 1580’lerde hız kazanan enflasyon ekonomiyi olumsuz şekilde etkiledi. On altıncı yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı gümüş parası olan akçe, gümüş içeriği ve değeri açısından istikrarlı bir paraydı. Fakat 1580’lerden sonra akçenin gümüş içeriği sürekli olarak azaltıldı: 1556’da 0,66 gramdan 1586’da 0,34 ve 1618’de de 0,28 grama düşürüldü. Akçenin altın para karşısındaki değeri aynı oranda düştü. Fiyatlar yükseldi. 1469 için 1.0 olarak kabul edilen yiyecek fiyatları endeksi 1586’da 3.34’e ve 1622’de de 7.34’e yükseldi. Daha sonra 1655’te 4.54’e düştü. Ancak 17. ve 18. yüzyıldaki ayarlamalar fiyatları yeniden yükseltti. Enflasyon Osmanlı ekonomisini altüst etti; bürokrasiyi kötümserleştirdi, sosyal dengeleri bozdu.
Modern çağın başlarında uluslararası ticaret yollarının değişmesi Osmanlı ekonomisini nasıl etkilemiştir?
Uluslararası ticaret yollarının değişmesi de Osmanlı ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Hindistan’a Afrika’dan deniz yolunun açılması, başlangıcında Uzakdoğu ticaretinden yalnız bir kısmını bu yola çekti. On yedinci yüzyıldan itibaren Doğu Akdeniz ticaretine geleneksel kervan ticaretinden farklı organizasyonlarla aktif olarak katılmaya başlayan İngiltere ve Hollanda’ya ait imtiyazlı anonim ortaklıklar, yalnız Uzakdoğu ticaretini değil, Bursa ve diğer Osmanlı şehirleri için büyük önem taşıyan İran ipek ticaretinin bir kısmını da ellerine geçirdiler. Osmanlı yönetimi Avrupa’nın bu yükselen ekonomik güçlerine ülke içinde bolluk yaratmak ve gümrük gelirlerini artırmak amacıyla çeşitli imtiyazlar tanıyarak ticareti teşvik etti. Merkantilist Avrupa devletleri, kapitülasyon olarak adlandırılan bu ticari imtiyazların sağladığı imkânlardan da yararlanarak ticaret ilişkilerinin niteliğini değiştirdiler. Doğu Akdeniz Avrupa ticareti için bir açık pazar haline geldi. Avrupa malları Osmanlı el sanayii ürünleri ile rekabet etmeye başladılar. Özellikle etkilenen alan dokuma alanıydı. Bu alanda mamul mallardan ipek, tiftik ve pamuğun ham madde olarak ihracına doğru bir değişim görüldü. Bu eğilim Osmanlı sanayinin teknolojik durgunluğu ve İngiltere ve Fransa’nın koruyucu gümrük tarifeleri ile daha da güçlendi.
İşgücüne kıtlığına karşı İspanyollar 16. yüzyıldan itibaren nasıl bir politika kullanmışlardır?
İşgücü kıtlığına bir çare olarak İspanyollar, Afrikalı köleleri Batı yarımküresine taşımaya başladılar. 1500 ile köle ticaretinin tamamen yasaklandığı 1870 yılları arasında Amerika’ya 11 milyon Afrikalı götürüldü. Köle Atlantik ötesine taşınan en emek-yoğun ve önemli maldı. Köle ticaretinin Afrika nüfusu üzerine etkisi son derece olumsuzdu. Köle ticareti geniş alanların nüfusunu yok ederek ve buraları çalılığa çevirerek uyku hastalığına yol açan çeçe sineğinin yayılmasına neden oldu. Eğer Atlantik köle ticareti olmasaydı Afrika nüfusu daha hızlı artabilecekti.
1500-1620 arası dönemin Avrupa tarihçileri tarafından Fiyat İhtilali Çağı olarak adlandırılmasının sebebi nedir?
Deniz aşırı yayılmanın önemli bir ekonomik sonucu da zengin altın ve gümüş yataklarına sahip olan Meksika ve Peru’nun keşfiydi. Çok büyük miktarlarda altın ve gümüş geçmiş medeniyetlerin hazinelerinden ele geçirildi. İspanyollar kıymetli maden akışını devam ettirmek için büyük ölçekli madencilik teşebbüsleri organize ettiler. Yüzyılı aşkın bir süre İspanyol donanması Avrupa’ya akıl almaz miktarda hazineler taşıdı. Avrupa’ya taşınan kıymetli madenler, mal ve hizmetlere talep yarattı. Bir çarpan etkisiyle de büyüyen bu talep, 16. yüzyıl boyunca Avrupa’da görülen nüfus artışı ile aynı zamana rastlamıştı. Arzın elastik olduğu ölçüde talepteki bu yükselme üretimdeki artışla karşılandı. Ancak özellikle tarım sektörünün üretiminde darboğazlar belirince, üretim genişlemesi yerini fiyatlarda hızlı bir yükselmeye bıraktı. Bu nedenle 1500-1620 yılları arası iktisat tarihçileri tarafından biraz da mübalağa ile Fiyat İhtilali Çağı olarak adlandırıldı. Bu 120 yıllık sürede çeşitli Avrupa ülkelerinde fiyatlar genel seviyesi %300-400 dolaylarında artış gösterdi.
16. yüzyıldaki fiyat artışını Earl J. Hamilton nasıl açıklamaktadır?
16. yüzyıldaki fiyat artışlarının temel açıklamalarından biri, Earl J. Hamilton’un fiyat yükselişleri ile Amerikan gümüş ve altınının Avrupa’ya akışı arasında sıkı bir ilişki olduğunu ileri süren teorisidir. Buna göre 16. yüzyıl boyunca Avrupa’ya Yeni Dünya’dan taşınan hazinelerde sürekli bir artış vardı. Fiyatlardaki en hızlı yükseliş ile altın ve gümüş ithalindeki en büyük artış arasında zaman olarak aynılık söz konusuydu. 1600’lerden sonra da fiyatlarla kıymetli maden ithalleri arasındaki ilişki düşme şeklinde sürmüştü
Modern çağın başlarında Batı Avrupa'da teknolojik bilginin hızlı yayılmasının sebepleri nelerdi?
Batı Avrupa’da yeni teknolojilerin yayılması hızlıydı. Sık savaşlara rağmen Avrupa ulusları arasındaki teknolojik mesafe fazla değildi. Hümanist bilim adamları, üniversiteler ve matbaa bu bağları daha da güçlendiriyordu. On altı ve 17. yüzyıllarda bilim adamları arasındaki iletişimin gelişmesi Batı biliminin kalitesinde önemli bir gelişme sağladı. Bu iş birliği tartışma ve araştırmayı ve sonuçlarının yayınlanmasını teşvik eden bilim akademilerinin doğuşuyla kurumsallaştı. Yeniliklerin yayılmasının en önemli aracı insan göçleriydi. Ekonomik çıkarların söz konusu olduğu durumlarda teknolojik yenilikler sır gibi saklanıyordu. Hükümetler güvenlik ya da ekonomik gerekçelerle sanatkarların göç etmesini yasaklıyordu. Buna karşılık bazı hükümetler de sanatkarlara iş, barış ve hoşgörü gibi imkânlar tanıyarak onları ülkelerine çekmeğe gayret gösteriyorlardı.