İktisadi Büyüme Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
İktisadi Büyüme Kavramı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
İktisat biliminin tanımında kullanılan kaynaklar ne anlama gelmektedir?
İktisat biliminin tanımında kullanılan kaynaklar, mal ve hizmetlerin üretilmesi sürecinde kullandığımız üretim araçları ile hammaddeler veya girdilerdir.
İktisadi büyümenin tanımını yapınız.
İktisadi büyüme, bir ülkenin genellikle bir yıl içinde üretim kapasitesinde veya reel gayrisafi yurtiçi hasılasında görülen ve sayısal olarak ölçülebilen reel artışlardır. Bu yüzden, büyüme, makroekonomik açıdan arz cephesinde belirlenir. Arz eğrisinin sağa kayması ya da üretim olanakları eğrisinin sağa kayması ile ifade edilir.
Üretim imkanları eğrisi neyi gösterir?
Üretim imkanları eğrisi belirli bir zaman diliminde, veri kaynak arzı ve sabit bir teknolojiye göre çizilmekte, farklı malların etkin üretimi altında birbirlerine dönüşümünü göstermektedir.
Ekonomide mevcut olan kaynaklar (üretim faktörleri) ve belirli bir teknoloji ile üretim imkânları eğrisi sınırına erişilemiyorsa, kaynakların tümü etkin kullanılmıyor, dolayısıyla daha az üretim gerçekleştiriliyor sonucu çıkartılırken, üretim imkanları eğrisi üzerindeki her nokta da ise etkin üretim bileşimlerine ulaşıldığını gösterir.
Potansiyel GSMH ne anlama gelir?
Üretim faktörlerinin tam ve etkin kullanılması ile üretilebilecek maksimum mal ve hizmetlerin parasal karşılığına potansiyel GSMH denir. Bu nedenle üretim kapasitesinin tam kullanımı ile potansiyel GSMH’ye ulaşılmaktadır.
Artan fırsat maliyeti neyi ifade eder?
Bir malın daha fazla üretilmesi için diğer maldan artan miktarlarda vazgeçilmesinin gerekmesidir.
Bir ülkenin iktisadi büyümesi kaç farklı şekilde meydana gelir? Açıklayınız.
Bir ülkenin iktisadi büyümesi iki şekilde meydana gelir. Birincisi, tam istihdamın altında kullanılan iktisadi kaynakların daha verimli kullanılmaya başlanması yoluyla büyümenin gerçekleştirilmesi; ikincisi, tam istihdamda kullanılan kaynak miktarına yenilerinin eklenmesi yoluyla üretimin gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla iktisadi büyüme, ekonominin üretim potansiyeli ve verimliliği ile yakından ilişkilidir.
Tam istihdam ne anlama gelir?
Bir ekonomide mevcut tüm üretim faktörlerinin tam olarak kullanılmasıdır.
Üretim açığı ne anlama gelir?
Üretim açığı, ekonominin fiili hasılası ile mevcut kaynakların tam istihdam edilmesiyle üretilebilecek olan hasıla arasındaki farktır.
Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) nedir?
Gayrisafi Milli Hâsıla (GSMH), belirli bir ülkede belirli bir dönemde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin değerinin toplamıdır.
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) nedir?
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bir ülkede belirli bir dönemde yurtiçinde üretilen nihai malların ve hizmetlerin piyasa değerlerinin toplamıdır. Bu durumda GSYH’nın bir kısmı diğer ülke vatandaşlarınca üretilmiş olabileceği gibi, GSMH’nın bir kısmı da ülkenin diğer ülkelerde yerleşik vatandaşlarınca üretilmiş olabilir.
Nihai mal ve hizmet kavramının tanımını yazınız.
Nihai mal ve hizmet, belirli bir zaman aralığında nihai (son) kullanıcısı tarafından satın alınan bir üründür.
Günümüzde ekonomik performansın asıl ölçüsü olarak hangi hasıla kavramı kullanılmaktadır?
Günümüzde ekonomik performansın asıl ölçüsü olarak GSMH değil, GSYH kullanılmaktadır. Bunun bir nedeni, uluslararası ekonomik entegrasyonun yoğunlaşması, ekonomik sınırların siyasal sınırları tanımamasıdır. Bir diğer nedeni GSYH’nın ölçümünün daha kolay olmasıdır. Zira net dış faktör gelirlerini belirlemek istatistiki açıdan güçtür. Başka bir nedeni ise, ekonominin istihdam yaratma gücünü GSYH’nın daha iyi temsil ediyor olmasıdır.
GSYH'nin üretim yöntemi ile hesaplanmasını açıklayınız.
Üretim Yöntemi; Bir ekonomide bir yıl içerisinde tüm firmaların ürettikleri tüm mal ve hizmetlerin miktarları ile bunların fiyatları çarpılarak hesaplanmaktadır. Aynı mal ve hizmetleri üreten birimlerden meydana gelen faaliyet kollarındaki
nihai mal ve hizmet üretim değerlerinin ölçülmesi bu yöntemin esasıdır. Bunun için ekonomi tarım, sanayi ve hizmetler olarak üç ana sektöre ve bunlarda alt sektörlere ayrılarak her bir sektörde yaratılan katma değerler hesaplanır. Bir faaliyet kolunda üretilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarıyla değerlendirilmesiyle bu faaliyet kolunun gayrisafi üretim değerine ulaşılır. Bu üretim değeri üretimde bulunabilmek için kullanılan ara mallarını da kapsar. Üretim yolu ile GSYH, toplam gayrisafi üretim değerinden bu ara malların değerinin çıkarılması ile elde edilir.
GSYH'nin harcama yöntemi ile hesaplanmasını açıklayınız.
Harcama Yöntemi; Faktör sahiplerinin üretilen mal ve hizmetlere yaptıkları harcamaların toplamından oluşmaktadır. Bir ekonomide üretilen mallar, tüketim malları, yatırım malları, kamu kuruluşları tarafından satın alınan mal ve hizmetler ve ülke yerleşiği olmayanlara satılan mallar ve hizmetler şeklinde dörtlü sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Buna göre harcamalar, dört temel kalemden oluşmaktadır. Özel tüketim harcamaları, özel yatırım harcamaları, kamu cari ve yatırım harcamaları ile ihracat-ithalat fazlası.
GSYH'nin gelir yöntemi ile hesaplanmasını açıklayınız.
Gelir Yöntemi; Üretim, mal ve hizmet üretmek amacıyla üretim faktörlerini bir araya getirmek suretiyle gerçekleştirildiğine göre, üretilen hâsılanın değerine, bu faktörlere emek, sermaye, girişimci ve doğal kaynaklara yapılan ödemeler yoluyla da ulaşılabilir. Dolayısıyla, bu yöntemde üretime katılan faktör sahiplerinin üretimden aldıkları ücretler, faizler, kârlar ve kiraların toplanması suretiyle GSYH’ye ulaşılacaktır.
GSYH neleri ölçmez?
Ekonominin performansının değerlendirme ölçütü olan reel GSYH hesaplanırken ölçülemeyen faaliyetler de vardır.
• Piyasalara yansımayan üretim; Hane halkı üretimi de denilen üretim faaliyetlerinin piyasada işlem görmemesinden dolayı reel
GSYH hesaplamasında yer almamaktadır. Örneğin, ev ve el işleri yapmak, yemek yapmak ve tamirat gibi.
• Nüfustaki değişmeler; GSYH ile ilgili olan istatistiklere bakıldığında belirli bir dönemde veri olan üretimi paylaşacak olan nüfusun büyüklüğü dikkate alınmazsa yanıltıcı değerlendirmeler çıkabilir. Dolayısıyla kişi başına reel GSYH hesaplanırken nüfusun net biliniyor olması gerekir
• Kayıt dışı iktisadi faaliyet; Kayıt dışı faaliyetler kayıt altına alınamadığı için reel
GSYH hesaplamalarına dahil edilememektedirler. Örneğin, uyuşturucu üretimi ve dağıtımı, asgari ücretten daha düşük bir ücretle çalıştırılan yasadışı işgücü kullanılarak yapılan üretimi ve gelir vergisi ödemekten kaçınmak için nakit parayla yapılan işleri içermektedir.
• Boş zaman; Boş zaman iktisadi refahımıza ve yaşam standardımıza katkı sağlayan iktisadi bir maldır. Üretim arttığı halde çalışma saatlerinin artmaması hatta boş zamandaki bir artışın insanların refah düzeyleri üzerinde önemli bir etkisi vardır. Aynı reel GSYH daha kısa bir zaman dilimi içerisinde üretebiliyorsa insanların refahının arttığından söz edebiliriz. Fakat reel GSYH boş zamandaki artışı ölçemez.
• Dışsallıklar; Üretilen tüm mal ve hizmetleri izlemek ve GSYH değerini hesaplamak için oldukça geliştirilmiş bir muhasebe sistemi kullanılır. Fakat üretim sürecinde dışsallıklarla karşılaşılması durumunda bunları GSYH’ya ilave edecek ya da çıkaracak herhangi bir yöntem henüz oluşturulamamıştır. Örneğin, ulusal üretim artarken çevre kirliliği de artabilir. Çevre kirliliğinin maliyeti üretim değerinden indirilemez.
Kişi başına reel GSYH nasıl hesaplanır?
Bir dönemin reel GSYH’si ülke nüfusuna bölünerek kişi başına düşen reel GSYH elde edilir.
Kayıt dışı iktisadi faaliyetler ne anlama gelmektedir?
Vergiler ve düzenlemelerden kaçınmak için veya üretilen mal ve hizmetlerin yasa dışı olması nedeniyle hükümetin denetiminden bilinçli olarak saklanan iktisadi faaliyetlerdir.
Satın alma gücü paritesi (SGP) ne anlama gelmektedir?
Satın alma gücü paritesi (SGP), ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak, farklı para birimlerinin satın alma gücünü etkileyen bir değişim oranıdır. SGP, belirli bir mal ve hizmet sepetinin satın alınabilmesi için gereken ulusal para tutarlarının oranı şeklinde hesaplanmaktadır. Bu oran kullanılarak farklı para birimlerine dönüştürülen harcamalar satın alınan mal ve hizmet hacmindeki farklılıkları yansıtarak, ülkeler arasında gerçek anlamda karşılaştırılabilir veriler sağlamaktadır. İki ülkede aynı tanıma sahip bir ürünün fiyat oranı şeklinde hesaplanır.
İnsani Gelişme İndeksi (İGİ) nedir?
Ülkelerarası sağlıklı refah karşılaştırması yapabilmek için bir ülkede ekonomik ölçütleri geliştirmenin yanı sıra, o ülkenin sosyal refah ölçütlerinin de geliştirilmesi gerekmektedir. Ekonomik açıdan kalkınmış birçok ülkede sosyal sorunların çözülemediğinin görülmesi; ekonomik büyüme ve insani gelişme arasındaki ilişkinin daha iyi kurulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından her yıl dünya ülkelerine ait İnsani Gelişme Raporu hazırlanmaktadır. Bu raporda ülkeler arasındaki sosyo ekonomik gelişmişlik düzeylerini karşılaştırmak için İnsani Gelişme İndeksi (İGİ) adı verilen bir indeks geliştirilmiştir. Bu indeks, insani gelişmeyi, gelirin yanı sıra eğitim ve sağlığa ilişkin göstergeleri de dikkate alarak ölçmeyi hedeflemektedir.
İktisadi büyümenin özelliklerini sıralayınız.
İktisadi büyümenin belirgin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
İktisadi büyüme rakamla ifade edilebilen yani kantitatif bir olgudur. Yıllara göre gerek büyüme hızında, gerekse GSYH, SMH ve MG’de meydana gelen değişmeler rakamla ifade edilmektedir.
• İktisadi büyüme uzun döneme dayalı bir olgudur. Yatırımların arttırılması, üretim artışının sağlanması ve iktisadi yapının değiştirilmesi ancak uzun dönemde mümkündür.
• İktisadi büyüme nominal değil reel (gerçek) bir artışı ifade eder. Yani, iktisadi büyümede mevcuda bir ilave söz konusudur.
• İkame yatırımlarının iktisadi büyüme ile ilgisi yoktur. Örneğin, beş katlı eski bir binanın yıkılıp yerine tekrar beş katlı bir binanın inşa edilmesi halinde büyümeden bahsedilemez. Burada ikame yatırımı söz konusudur. Eğer yıkılanın yerine on katlı bir bina inşa edilmiş olsa idi ilave beş kat büyümeyi ifade edecekti.
• İktisadi büyümenin gelir dağılımını iyileştirici bir özelliği yoktur. Örneğin milli gelirin %7 oranında büyümesi, tüm bireylerin gelirinin de fiilen aynı oranda büyümüş olduğundan bahsedilemez.
İktisadi büyümenin türlerini sıralayınız.
İktisadi büyüme türlerini dokuz gurupta toplamak mümkündür.
• Spontane Büyüme: Üretim faktörleri kendiliğinden harekete geçmekte ve belli oranda bir büyüme sağlanmaktadır. Devletin ekonomiye müdahalesi asgari düzeydedir.
• Planlı Büyüme: Kıt kaynakların hangi malların üretimine ne oranda tahsis edileceği bir plan dâhilinde yürütülür. Amaç her alanda etkinliğin sağlanması ve verimin arttırılmasıdır. Eğer, plan uygulaması tüm sektörler için zorunlu ise, otoriter planlama söz konusudur. Plan uygulaması bazı sektörler için zorunlu ise, yol gösterici planlamadan bahsedebiliriz.
• Kapalı Büyüme: Ülkenin kendi öz kaynaklarına dayanır. Amaç dışa olan bağımlılığın yok edilmesidir. Kapalı büyümede devlet ekonomiye her bakımdan müdahalede bulunur.
• Açık Büyüme: Bu tür büyümede uluslararası sermaye ve emek önemli bir yer tutmaktadır. Açık büyüme serbest piyasa ekonomisini benimsemiş olan tüm ülkelerde görülmektedir.
• Durgun Büyüme: Bu tür büyümede, milli gelir artış hızı ile nüfus artış hızı birbirine eşit olduğu için kişi başına gelir artış hızı sıfır olmaktadır. Yani artan nüfus artan geliri tamamen emmekte, bu nedenle ekonomi büyümekle birlikte kişi başına gelir artışı gerçekleşmemektedir.
• Üstel Büyüme: Hızı gittikçe artan büyümedir.
• Biyolojik Büyüme: Canlıların büyümesinden esinlenmiştir. Yani, büyüme önce hızlı şekilde devam etmekte, daha sonra yavaşlamaya başlamakta ve bir yerde durmaktadır. Hatta bu noktadan sonra gerileme başlamaktadır.
• Dengeli Büyüme: Bu tür büyümenin en önemli özelliğini sektörler arası karşılıklı bağımlılık oluşturur. Bu bağımlılık hem üretimde, hem de tüketimde geçerlidir. Her üretim birimi çıktısına pazar bulmak
zorundadır. Dengeli büyümede denge: yatırım malları ile tüketim malları, sanayi
malları ile hammaddeler, gıda maddeleri ile giyecek malları, iç talep ile dış talep gibi konularda kurulmaya çalışılır. Kaynak israfının önlenmesi için bu dengeler zorunludur.
• Dengesiz Büyüme: Dengeli büyümenin gerçeğe uymadığı düşüncesiyle doğmuştur. Konuya ilk değinen Fransız iktisatçı F. Perroux olmuştur. Perroux, ekonomilerin genellikle eşitsizliklerin, dengesizliklerin ve hiyerarşinin içinde bulunduğunu, bu özelliklerin ortadan kaldırılmaya çalışılması yerine onlardan faydalanma yoluna gidilmesinin çok daha yararlı olacağını ifade etmiştir.
Kötü büyüme çeşitlerini sıralayınız.
Birleşmiş Milletler’in 1996 yılı İnsani Kalkınma Raporu kaçınılması gereken beş kötü büyüme çeşidini şu şekilde sıralamaktadır.
• İşsiz Büyüme: Ekonomilerde büyüme sağlanmakla birlikte, yeterli istihdam imkânının yaratılamaması nedeniyle işsizlikte artışın görülmesi haline işsiz büyüme denir. Büyümeyle birlikte işsizlikte yaşanan artış az gelişmiş ülkelerde daha sıkça karşılaşılan genel bir durumdur.
• Acımasız Büyüme: Bu tür büyüme sürecinde gelir dağılımı düzeltilemediği gibi daha da adaletsiz hale gelir. Zengin gurubun gelirden aldığı pay artarken fakirlik sınırının altına itilen insan sayısı gittikçe artar.
• Sessiz Büyüme: Büyüme sürecinde demokratik iyileşmenin sağlanamaması, bireysel hak ve özgürlüklerin kötüleşmesi sessiz büyüme olarak adlandırılır.
• Köksüz Büyüme: Büyüme sürecinde toplumun örf-adet, gelenek göreneklerinin yozlaşması, diğer bir ifade ile kültürel kimlik kaybının yaşanması haline köksüz büyüme denir.
• Geleceksiz Büyüme: Ekonomik büyümenin daha çok yenilenemeyen doğal kaynakların tüketilmesi pahasına gerçekleştirilmesidir.
İyi büyüme nedir?
İyi büyüme, insan refahını, diğer bir değişle beşeri gelişmeyi temel amaç olarak almaktadır. İyi büyüme;
• İstihdamı teşvik eden,
• Bireye kendi kaderi üzerinde karar verme ve denetleme şansı veren,
• Refah artışını adil biçimde dağıtan,
• Toplumsal işbirliği ve uyumu sağlayan,
• Beşeri gelişmenin geleceğini koruyacak özelliklere sahip olanıdır.
İktisadi büyümenin etkilerini sıralayınız.
Ekonomide ve toplumda çeşitli etkiler yaratan iktisadi büyüme;
• GSYH’nın dağılımı üzerinde ilk etki olarak görülmektedir. Yani büyümeyle birlikte GSYH içinde tarım sektörünün payı azalırken sanayi sektörünün payı artmaya başlamaktadır.
• Gelişen sanayi sektörüne doğru bir işgücü akımı yaşanmasını sağlamakta, sanayi sektörü ise genellikle kentlerde yoğunlaştığı için kentleşme hareketi de hızlanmaktadır.
• Kentleşme hızlandıkça ve kentli nüfus arttıkça, insanların düşünce, inanç ve davranışlarında önemli değişmeler olmakta, geleneksel davranışlar yerini yeni davranış biçimlerine bırakmaktadır.
• Tarımda çalışan faal nüfus oranını azaltırken sanayide çalışan faal nüfus oranı artırmakta ve faal nüfusun sektörel dağılımı üzerinde de etkili olmaktadır.
• Gelirlerin artmasını sağlamakta ve artan gelirler insanların tüketim kalıplarını değiştirmektedir.
• Ekonomide yeni teknolojilerle donatılmış, bilgi ve becerisi artmış bir üretici sınıfın doğmasına da neden olmaktadır.
• Gelir dağılımı üzerinde de etkili olmaktadır. Büyümeyle birlikte yeni mesleklerin ve kalifiye elemanların geliri artarken geleneksel mesleklerde çalışanların gelirleri azalmaya başlamaktadır.
• Çalışma süreleri üzerinde de etkili olmaktadır. Bu gelişmenin altında yatan ilk neden şüphesiz verimliliğin ve üretimin artmasıdır.
• Yatırımları ve üretimi arttırırken diğer yandan da çevre kirliliği, hava kirliliği, kötü ve çarpık kentleşme, gürültü gibi çeşitli sorunlara da neden olmakta ve bu sorunların yarattığı olumsuzlukların ortadan kaldırılması için yapılan harcamalar giderek artmaktadır.
Sürdürülebilir büyüme nedir?
Sürdürülebilir büyüme, fiyat istikrarının bozulmadığı, ekonomik göstergeler ile makroekonomik dengelerin uyumlu olduğu, potansiyel büyüme seviyesine yakın büyüme oranlarının kalıcı olarak sağlandığı ekonomik büyümeyi ifade eder.
Sürdürülebilir ve yüksek bir büyümeyi sağlayabilmek için gerekli unsurları sıralayınız.
Sürdürülebilir ve yüksek bir büyümeyi sağlayabilmek için gerekli unsurlar;
• Makroekonomik istikrar
- Fiyat istikrarı
- Sürdürülebilir kamu finansmanı
• Yapısal reformlar
- Sosyal güvenlik reformu
- Vergi reformu
- İş gücü piyasasına yönelik düzenlemeler
- Eğitim reformu
- Enerji piyasasına yönelik düzenlemeler
Rekabet ortamı
• İyi yönetim
- Siyasi istikrar
- Hukukun üstünlüğü
- Şeffaflık ve hesap verebilirlik
- Mevzuat ve düzenlemelerin etkinliği
- Devlet hizmetlerinin kalitesi
- Yolsuzlukların önlenmesi
Ekonomik kalkınmanın tanımını yazınız.
Bir ülkede yaşayan insanların refah düzeylerinin arttırılmasının yanında söz konusu ekonomide iktisadi ve sosyo-kültürel yapıyı değiştirme gayretleri varsa, o zaman büyümeden değil ekonomik kalkınmadan bahsedilecektir. Görüldüğü üzere, kalkınma nicel değişmelerin yanında nitel değişmeleri de kapsamaktadır. Ekonomik gelişmişlik bakımından belli bir seviyeye gelmiş ülkeler için sorun, üretim kapasitesinin artırılmasıdır. Bu konu büyüme teorilerinin kapsamı alanına girmektedir. Ancak, gelişme sürecini henüz tamamlayamamış olan az gelişmiş
veya gelişmekte olan ülkeler için sorun, sadece gelişmiş ülkelerin milli gelir seviyesini yakalamak değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve kültürel yapının da iyileştirilmesidir. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının çözümü, kalkınma teorilerinin konusunu oluşturmaktadır.
Ekonomik kalkınmanın, ekonomik büyümeden farklı olarak taşıması gereken öğeler nelerdir?
İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma değil yalnızca ekonomik büyüme döngüleri yaşadıkları söylenebilir. Ekonomik büyümeden farklı olarak ekonomik kalkınma beş öğeyi bir araya getirmelidir;
• Kendi kendisini sürdürebilen büyüme,
• Üretim kalıplarında yapısal değişim,
• Teknolojik ilerleme,
• Sosyal, Politik kurumsal modernleşme,
• İnsani koşullarda geniş çaplı iyileştirmeler.
İktisadi büyüme ile iktisadi kalkınma arasındaki farklılıkları sıralayınız.
İktisadi büyüme ve iktisadi kalkınma arasındaki farklılıklar şu şekilde ortaya konabilir.
• Farklılıklardan biri ülkelerin zengin ya da fakir olmalarıdır. Bu ayrıma göre büyüme zengin ülkeler için geçerliyken, kalkınma fakir ülkeler için geçerlidir.
• Büyüme veya kalkınmayı harekete geçirecek etkenlerin çıkış noktası birbirinden farklı olabilmektedir. Büyüme genellikle endojen değişkenlerin etkisiyle gerçekleşen bir süreç olarak kabul edilirken, kalkınma exojen değişkenlerin uyardığı bir süreç olarak kabul edilir. Ayrıca bu yaklaşım, büyümenin kendiliğinden ortaya çıkan spontane bir durum olduğunu işaret ederken, kalkınmanın uyarılma neticesinde olabileceğini kabul etmektedir.
• Ekonomik kalkınma makro bir değişken ve süreçtir. Ekonomik büyüme ise hem makro hemde mikro özelliklere sahiptir. Bu bağlamda kalkınmanın daha geniş kapsamlı olup büyümeyi de içerdiği söylenebilir.
• Büyüme, iktisat teorisi, kalkınma ise daha çok iktisat politikası kapsamında yer alır.
• İktisadi büyüme ve kalkınma arasındaki ilişkilerin farklılık boyutu dışında birbirini tamamlama ya da etkileme boyutu da vardır.
Endojen değişken ve exojen değişken kavramlarını açıklayınız.
Endojen değişken; içsel değişken olarak da ifade edilen, değeri modelin içerisinde belirlenip açıklanan değişkendir.
Exojen Değişken; dışsal değişken olarak da ifade edilen, değeri modele dışarıdan verilen değişkendir.
Lorenz eğrisini açıklayınız.
Gelir dağılımının ölçüsü olarak kullanılan Lorenz Eğrisi, gelir dağılımındaki eşitsizliği grafiksel olarak göstermede kullanılır. Eğrinin dikey ekseninde hane halklarının elde ettikleri gelirin birikimli yüzde payları, yatay ekseninde ise hane halkları nüfusunun birikimli yüzde payları yer alır.
Gini katsayısı nedir?
Gelir dağılımı adaletini ölçmekte kullanılan ölçü olduğu ve 0 ile 1 arasında değer alan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı daha adil olduğu, bire yaklaştıkça gelir dağılımının adaletsiz olduğu anlamına gelmektedir.