İnfaz Hukuku Dersi 8. Ünite Özet
İnfaz Muhakemesi Ve İnfazın Denetlenmesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
İnfaz muhakemesi, bir hükümlüye verilen cezanın hesaplanması ve bu cezanın nasıl infaz edileceği ile ilgilenir. Bu bağlamda özellikle birden fazla hürriyeti bağlayıcı cezanın söz konusu olduğu durumlarda bu cezaların toplanması, hüküm öncesi hürriyetin bağlandığı süreler ve diğer ilgili sürelerin bu cezalardan mahsup edilmesi ile ortaya çıktığı takdirde infaz rejimini ilgilendirecek özel olayların değerlendirilmesi infaz muhakemesinin konuları içerisinde sayılabilecektir.
İnfaz Muhakemesi
Mahkûmiyet Hükmünün Yorumunda veya Çektirilecek Cezanın Hesabında Duraksama
Böyle bir durum söz konusu olduğunda cezanın kısmen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür. Bunun yanı sıra sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin hükümlünün lehine olması durumunda veya hapis cezasının hastalık nedeni ile ertelenmesi talebinin varlığı söz konusu olup, bu istem reddedildiği hallerde ilgili hükmü veren mahkemeden karar istenir (CGTİHK m.98/1-2, 16).
Burada mahkemenin karar verirken izleyeceği usulün bir dava olduğunu söylemek mümkündür. Unutulmamalıdır ki bu kararın verileceği dava ancak bir mahkûmiyet kararı söz konusu olduğunda söz konusu olacaktır. Davayı kimlerin açabileceği konusunda ise ilgili hükümde açıkça belirtilmemiş olmakla beraber, infaza memur olan savcı, hükümlü veya hakkında yanlışlıkla hüküm verilen kimse davayı açabilecektir.
Birden Fazla Hükümdeki Cezaların Toplanması
Bir kimse hakkında birden fazla hüküm var; fakat bu hükümlerin nasıl infaz edileceğine dair bir karar verilmemiş ise böyle bir kararın verilebilmesi için mahkemeye başvurmak yani dava açmak gereklidir. Cezaların içtimaı için, aynı failin birden fazla suç işlemiş olması, suçların içtimaının mümkün olmaması ve verilen cezaların infaz edilebilir olması gereklidir.
CGTİHK m.99 uyarınca, suçların içtimaının söz konusu olmadığı durumlarda her suçun cezası ayrı ayrı verilecek, kaydı ayrı tutulacak ve mahkûmiyetin cezai neticeleri ile cezaya ilişkin zamanaşımı ve takdiri indirim gibi hususlar her ceza için ayrı değerlendirilecektir. Yani cezaların içtimaı birden fazla suçtan verilen cezayı tek bir suçun cezasına dönüştürmeyecektir.
Hükümlü hakkında birden fazla ceza verildiği durumlarda, koşullu salıverme hükümlerinin uygulanabilmesi için mahkemeden toplama kararı alınmalıdır. Toplama talebi savcı veya hükümlü tarafından yapılacak olup, CGTİHK m.107’ye bakılması gereklidir.
Hastanede Geçen Sürenin Cezadan İndirilmesi
Cezanın infazına başlandıktan sonra hükümlünün hastaneye kaldırıldığı durumlarda, burada geçirilen süre cezadan indirilecektir.
Buradaki hastalık CGTİHK m.16/2 anlamında akıl hastalığı olmayan ve mahkûm için hayati tehlike taşımayan hastalık olmak durumundadır. Çünkü hastalık mahkûmun hayatı için kesin tehlike oluşturuyorsa infaz geri bırakılır. Geri bırakılmaya kimin karar vereceği CGTİHK m.16/3’te düzenlenmiştir. Geri bırakılma durumunda kural olarak hapis cezası infaz edilmemiş olur. Hastalık mahkûm için kesin tehlike arz etmiyor ise ve akıl hastalığı da değilse bu durumda cezanın infazına sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümünde devam olunur ve hastanede geçen süre cezadan indirilir.
Hükümlü hastalığa, cezanın infazını durdurmak için kasten neden olduysa bu indirimden yararlanamaz. Böyle bir durumda Cumhuriyet savcısı mahkemeden bir karar verilmesini isteyecektir (CGTİHK m.100). Bu da bir dava açılması anlamına gelmektedir.
İnfaz Sırasında Verilecek Kararların Mercii ve Usulü
Yukarıda belirtilen durumlar için alınacak kararlarda duruşma yapılmaz. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve ilgili hükümlünün yazılı görüşleri istenebilir (CGTİHK m.101/1).
CGTİHK’nın 99’uncu maddesi gereğince cezaların toplanması gerektiğinde, bu hususta hüküm verme yetkisi, en fazla cezaya hükmetmiş bulunan mahkemeye, bu durumda birden çok mahkeme yetkili ise son hükmü vermiş olan mahkemeye aittir. En fazla cezanın;
- Yargıtay tarafından ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilmesi hâlinde Ankara ağır ceza mahkemesince,
- Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilmesi hâlinde bölge adliye mahkemesinin bulunduğu il ağır ceza mahkemesince,
- Bölge adliye mahkemesi tarafından duruşma açmak suretiyle verilmesi hâlinde ise hükmü kaldırılan ilk derece mahkemesince bu hususta karar verilir (CGTİHK m.101/2).
Bu şekilde verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir (CGTİHK m.101/3).
İnfazın Denetlenmesi
İnfazın denetlenmesi infaz hâkimlikleri ve izleme kurulları tarafından yapılmaktadır.
İnfaz Hâkimliği Tarafından Yapılan Denetim
İnfaz hâkimliği, cezanın ya da tutuklamanın infazından kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek, cezanın yargı tarafından bireyselleşmesini sağlamak, cezanın infazını hükümlünün kişiliğine uydurarak cezanın insanca infazını sağlamak, hükümlünün sosyalleşmesi ve topluma kazandırılmasını sağlamak gibi amaçlarla ihdas edilmiştir.
Ülkemizde infaz hâkimliği, diğer ülkelerdeki örneklerinin aksine güvenlik tedbirlerini kapsamamakta ve sadece hapis cezasına yoğunlaşmış bulunmaktadır. İnfaz hâkimliğinin güvenlik tedbirlerine ilişkin üstelenebileceği görevlerden bazıları ise denetimli serbestlik mekanizmasınca üstlenilmiştir.
İnfaz hâkimlikleri, Adalet Bakanlığı tarafından, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak, yargı çevresinde ceza infaz kurumu ve tutukevi bulunan ağır ceza mahkemeleri ile coğrafi durum ve iş yoğunluğu dikkate alınarak ilçe asliye ceza mahkemeleri nezdinde kurulur.
İnfaz hâkimliği, kurulduğu yer ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin yargı çevresine yetkilidir. Gerektiğinde bir yerde birden çok infaz hâkimliği kurulabilir. Bu durumda infaz hâkimlikleri numaralandırılır.
İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri
- Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerin kabulleri, yerleştirilmeleri; barınma, beslenme, ısınma ve temizliklerinin sağlanması, tedavi ve muayenelerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri ve çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetlerini incelemek ve karara bağlamak.
- Hükümlülerin, cezanın infazı, müşahedeye tabi tutulma, açık cezaevine ayrılma, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri ile tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem ve faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
- Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ile verilen disiplin cezalarının hukuka aykırılığı ile ilgili şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
- İzleme kurullarının yetki alanlarına ilişkin hazırladıkları raporları incelemek ve şikâyet konusu olabilecek konular hakkında karar vermek.
- Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Görüldüğü üzere, infaz hâkimliği temelde bir şikâyet mercii olarak düzenlenmiş olup, infazın tümüyle denetimine yetkili kılınmamıştır.
İnfaz Hâkimliğine Şikâyet ve Usulü
Hükümlü ve tutuklular haklarında yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle infaz hâkimliklerine başvurabilirler.
Şikâyet Edebilecek Kişiler: Bu kişiler;
- Kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu,
- Eşi,
- Annesi, babası,
- Ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi,
- Avukatı,
- Kanuni temsilcisi,
- Ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kuruludur.
Şikâyet Süresi ve Şekli: Şikâyet, infaz hâkimliklerine yapılır. Şikâyete konu işlev veya faaliyet öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün, her hâlükârda söz konusu işlem veya faaliyet yapıldıktan sonra otuz gün içinde infaz hâkimliğine başvurulabilir. Başvuru kural olarak yazılı biçimde yapılır. Sözlü başvurunun söz konusu durumlarda ise başvuru hakkında tutanak tutulur ve bir örneği başvurana verilir.
Şikâyet Mercii: Başvuru doğrudan doğruya infaz hâkimliğine ya da Cumhuriyet Başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla yapılabilir. Doğrudan infaz hâkimliğine yapılmayan başvurular hemen, en geç ise üç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir.
Şikâyetin Etkisi: Şikâyet, şikâyet konusu işlem veya faaliyeti durdurmaz. İnfaz hâkimliği ilgili işlem ve faaliyetin giderilmesi güç zararlar doğurması ve işlem ya da faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması durumunda erteleme ya da durdurma kararı verebilir.
Şikâyetin İncelenmesi: Bu süreçte;
- Ön inceleme,
- Esas incelemesi ve karar ile
- Kanun yolu olmak üzere üç aşama vardır.
Ön inceleme aşamasında eğer süreler kaçırılmışsa, ilgili işlem veya faaliyet infaz hâkimliğinin görev ve yetkisi kapsamında değilse ve başvuru, başvuru hakkına sahip olmayan kimselerce yapılmışsa başvuru, esasa girilmeden reddedilir. Şayet başvuru konusu başka bir yargı merciinin görev alanındaysa o mercie gönderilir.
Esasın incelenmesi ve karar aşamasında duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinden karar verilir. Hâkim gerek gördüğü takdirde şikâyet konusu üzerine resen araştırma yapabilir, ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir. Bunun yanı sıra ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili cumhuriyet savcısının yazılı görüşü alınır. Disiplin cezasına ilişkin şikâyetlerde hükümlünün savunması alındıktan ve talep edilen diğer deliller toplandıktan sonra karar verilir. Hükümlü ve tutuklunun savunması, hazır bulunmak ve yetki belgesi ibraz etmek şartıyla avukat tarafından yapılabilir. Hâkim gerek gördüğü takdirde hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.
Hâkim şikâyeti yerinde görmezse başvurunun reddine, ya da şikâyeti yerinde görerek şikâyet konusu işlemin iptal veya ertelenmesine karar verebilir.
Bu süreçte, İnfaz Hâkimliği Kanunu’nda hüküm bulunmayan hâllerde 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.
Kanun yolu aşamasında; şikâyetçi veya ilgili cumhuriyet savcısı, infaz hâkiminin kararlarına karşı bir hafta içinde Ceza muhakemesi Usulü kanunu bağlamında itiraz edebilir.
İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesi var ise, (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi ise itirazla ilgili karara katılamaz.
İzleme Kurulları Tarafından Yapılan Denetim: Ceza infaz kurumları ile tutukevlerinin sivil toplum denetimine açılmasını sağlamak amacıyla çıkarılan 14.6.2001 tarih ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca kurulmuşlardır.
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetim işleyiş ve uygulamalarını yerinde inceleyip, hazırladıkları raporları yetkili mercilere sunarlar.
İzleme Kurullarının Kurulması : İzleme kurulları, bulundukları yargı çevresinde ceza infaz kurumu veya tutukevi olan adli yargı adalet komisyonlarınca kurulurlar. Yetki alanları ilgili adli yargı komisyonunu yetki alanıyla sınırlıdır.
Adli yargı komisyonun yetki alanında birden çok ceza infaz kurumu ve tutukevi var ise uygun sayıda izleme kurulu, yetki alanları ilgili adli yargı komisyonunca belirlenerek kurulabilir.
Kurul’un dört yıllığına seçilen ve yeniden seçilme imkânı olan beş üyesi vardır.
İzleme Kurulu Üyelerinde Aranacak Nitelikler: İzleme kurulu üyeleri, 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda öngörülen nitelikler dışında şu nitelikleri taşımalıdırlar:
- Otuz beş yaşını doldurmuş olmak,
- Tıp, eczacılık, hukuk, kamu yönetimi, sosyoloji, psikoloji, sosyal hizmetler, eğitim bilimleri ve benzer alanlarda en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve mesleği ile ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az on yıl çalışmış bulunmak,
- Kişisel nitelikleri ile çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak tanınmış olmak,
- Herhangi bir siyasi partinin merkez, il veya ilçe teşkilatlarında görevli bulunmamak.
Aşağıda sayılan özelliklere sahip olan kişiler ise izleme kurullarına seçilemezler:
- Ceza infaz kurumları ve tutukevleri ile ilgili ihale, alım, satım ve benzeri hukuki ilişiklere taraf olanlar,
- Görev yapacakları ceza infaz kurumları veya tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklulardan birisinin islediği suçtan kendileri veya ikinci derece dâhil hısımları zarar görenler,
- Görev yapacakları ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki hükümlü ve tutuklulardan biri ile aralarında evlilik, vesayet veya ikinci derece dâhil hısımlık ilişkisi bulunanlar.
İzleme Kurulu Üyelerinin Seçimi ve Andiçmesi: Yukarıdaki niteliklere sahip olan ve izleme kuruluna seçilmesine engel bulunmayan kişilerden, re’sen veya o yerdeki ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşleri alınmak suretiyle ya da o yerin en büyük mülki amirinin yardımıyla belirlenecek olanlar ile doğrudan başvuranlar arasından adli yargı adalet komisyonunca oy birliğiyle izleme kuruluna seçilir.
Aşağıdaki hallerde adli yargı adalet komisyonu izleme kurulu üyelerinin görevlerine son verir:
- İzleme kuruluna seçilme şartlarını üyelik sırasında kaybetmek,
- İzinsiz veya haklı bir mazereti olmaksızın bir yıl içinde iki toplantıya katılmamak,
- Hastalık ya da başka bir nedenle görevini yapmakta acze düşmek,
- İzleme kurulu üyeliğiyle bağdaşmayan tutum veya davranışlarda bulunmak.
Görevine son verilenler bir daha izleme kurulunda görev alamazlar.
Herhangi bir nedenle boşalan üyeliklere iki ay içinde aynı usulle yani üye seçilir.
İzleme Kurulunun Görevleri: Bu görevler şu şekildedir:
- Ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki uygulamaları yerinde görmek, incelemek, yönetici ve personelden bilgi almak, tutuklu ve hükümlüleri dinlemek,
- Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yeterlilikleri, hükümlü ve tutukluların yaşam koşulları, ilgili kurumların iç güvenlikleri, sevk ve nakil işlemleri ile ilgili tespit etmiş oldukları aksaklık ve eksiklikleri yetkililere bildirmek,
- Ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki görevlerine ilişkin üç ayda bir düzenledikleri raporları Adalet Bakanlığı’na, kurulun bulunduğu yargı çevresindeki İnfaz Hakimliği ile Başsavcılığa ve gerekiyorsa TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na göndermek,
- Yasalarla verilmiş olan diğer görevleri yerine getirmek olarak sayılabilecektir.
İzleme Kurullarının Çalışma Yöntemi: İzleme kurulu, izlemekle görevli olduğu ceza infaz kurumu veya tutukevini en az iki ayda bir ziyaret etmek koşuluyla gerekli gördüğü her an ziyaret edebilir. Kurul iki ayda bir olağan olarak toplanır bunun yanı sıra başkanın re’sen ya da üye sayısının salt çoğunluğunun, toplantıda konuşulacak konuyu da belirten yazılı istemi doğrultusunda olağanüstü toplantı da yapabilir.
İzleme Kurulu Üyeliğinin Sona Ermesi: Üyelik seçilme şartlarını sonradan kaybetme, izinsiz veya haklı mazereti olmaksızın bir yıl içinde iki toplantıya katılmama, hastalık veya diğer bir nedenle görevi yapmakta acze düşme, kurul üyeliğiyle bağdaşmayan turum ve davranışlarda bulunma halinde kurul üyelerinin görevine adli yargı adalet komisyonunca son verilir ve bir daha bu kişiler kurulda görev alamazlar.
Kurul üyelerine karşı işlenen suçlarda veya kurul üyelerinin işledikleri suçlarda Devlet memurlarına ilişkin hükümler uygulanır.