Tarih Felsefesi 1 Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Tarih Felsefesi Nedir?
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Collingwood’un tarihe ilişkin dört sorusu nedir?
Collingwood, tarihe ilişkin dört temel soru sorar: 1. Tarihin tanımı nedir? 2. Tarihin nesnesi nedir-yani tarih neyi araştırır? 3. Tarihin yöntemi nedir? 4. Tarihin (hem geçmişin tümü olarak hem de bir bilim olarak) ereği nedir? Collingwood’a göre tarihin değeri, insanın ne yapıp ettiğini dolayısıyla ne olduğunu, yani doğasını bize öğretmesindedir.
Gasset’ e göre tarihin tanımı nedir?
Gasset şeyler için doğa ile insan için tarihin aynı anlama geldiğini ileri sürmüş, insanın kendi yaptıkları dışında doğasının olmadığını söylemiştir. Geçmişi insanın yaşamının kendisi olarak değerlendiren Gasset’e göre tarih, “....içinde yaşadığımız en kesin güncelliğin bilimidir.” Öyleyse geçmiş anlamında kullanılan tarihin, insanı önemli ölçüde belirlemekte ve günlük hayatı da etkilemekte olduğu göz önüne alındığında günlük hayatın sorunlarının da tarih araştırmalarına konu olması neredeyse kaçınılmazlaşır.
Tarih ve felsefe arasındaki etkileşim nasıl başlamıştır?
Tarih düşüncesinin felsefe alanındaki yerinin sağlamlaşması, felsefenin gündemine ahlâk, devlet, toplum vb. sorunların girmesiyle birlikte olmuş; arkhe, devlet, toplum sorunları ve felsefenin kendi tarihi, felsefe ile tarih arasında içten içe bir bağlantı oluşmasına yol açmıştır. Felsefenin tarihe yaptığı önemli katkılardan biri geçmişe ilişkin bilgilerin güvenilirliği sorunudur
Res Gestae kavramı ne anlama gelmektedir?
Res Gestae, Latince’de yapılmış işler/şeyler anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama, zamanla, geçmişte yapılmış tüm işlere göndermede bulunmak üzere kullanılmış ve bu kullanım, bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ilk anlamını oluşturmuştur
Karl Jaspers’e göre tarih nedir?
Cevap: Karl Jaspers de doğa-insan ilişkisini-her ikisi de zaman süreci içinde var olan doğa tarihi ve insan tarihi biçimlerinde ele almaktadır. İnsan, doğada bulunmayan bir ayrıcalığa kendine özgü olan bilinci ve amaçlılığı sayesinde kendi kültürel sürecini dönüştürme ve kendini bir tarih varlığı olarak var kılma ayrıcalığına sahiptir ve tam da bu bakımdan doğa tarihsiz, insan tarihlidir. Tarih, Jaspers’e göre insanın kendisini onaylaması bakımından en güçlü nesnel gerçekliktir ve insanlığı en geniş haliyle tabloya aktarır, çağdaş insan için gerekli ölçütleri ortaya koyar ve çağa bilinçsizce bir bağlılıktan insanı kurtarır; kısacası, insana kendini ‘görmeyi’ öğretir.
Braudel’e göre tarihin tanımını yapınız.
Braudel’in tarihe ilişkin düşüncesi de tarihin insanlar, insanların da tarih tarafından yapıldığı ve kaderlerinin onun tarafından biçimlendirildiği yönündedir. Braudel’e göre tarih, olanaklı tüm tarihlerin-dünün, bugünün, geleceğin öğretilerinin-bir toplamıdır ve en büyük hata, bu toplamı oluşturan parçalardan herhangi birini diğerlerini dışlayacak biçimde tercih etmektir. Böyle bir tercih yapıp ona saplanmak tarihçinin diğer öğretilerin yaklaşımlarını gözden kaçırması sorunuyla karşılaşmasına neden olur.
Atkinson tarih metafiziğini hangi nedenlerle güvenilmez bulmaktadır?
Atkinson tarih metafiziğine şu nedenlerden dolayı çok fazla eleştiri yöneltildiğini ve tarih metafiziğinin güvenilmez bulunduğunu ileri sürmüştür: • Geniş genellemeler tarihsel kanıtlar kullanılmadan yapılmaktadır;Tarih zorunlu ilkelere dayanarak açıklanmaya çalışılmakta fakat bu çaba tarihten verilerle desteklenememektedir. Atkinson’un bildirdiği nedenler ve pozitivist bilim anlayışı 20. yüzyılda tarih metafiziğinin gerilemesine neden olmuş, dolayısıyla tarih dar alan çalışmalarından, tarih felsefesi de tarih çalışmalarının epistemolojisi olmaktan öteye gitmemiştir (Bıçak 2004, s. 25).
Giambattista Vico’ya göre tarih nedir?
Batı’da tarih felsefesinin kurucusu olarak görülen Giambattista Vico’ya göre tarih, insan topluluklarının ve onların kurumlarının tarihidir. Vico ilkel insanın başlattığı gelişmelerden ne çıkacağını önceden gördüğü fikrini temelsiz bulur. Tarih insan yapıp etmelerinden oluştuğundan onda bir plan varsa da bu plan bütünüyle insana aittir. Vico’nun düşüncesinde tarih salt insan zihninin bir ürünü değildir, aksine, insan doğası ancak tarih aracılığıyla anlaşılabilmektedir. Çünkü tarih, insanların farklı zamanlarda değişik biçimlerde kendilerini ifade etmelerini kapsamakta, insanın bir bakıma karakterini oluşturmaktadır. Tarihi yapan insan olduğu için, tarih insan tarafından bilinebilir, hatta Yeni Bilim’de doğruluğun bilgisi için tek sağlam kalkış noktası, verum ile factum’un-yani doğru ile olgunun- birbirlerine geçtiği ve dönüştüğü “toplumsal-sivil dünya”nın bizzat kendisi olarak gösterilmektedir
Tarihte ereklilik konusunda neler söylenmiştir?
Tarihte var olduğu ileri sürülen ereklilik konusunda ortaya atılan savlar, bu söylediklerimize iyi bir örnek oluşturur. Kimi düşünürlere göre, 1. Tarihte bir ereklilik vardır, 2. Tarihteki ereğin ne olduğunu geçmişe bakarak saptayabiliriz ve 3. Bu sayede gelecek hakkında öndeyilerde (prediction) bulunabiliriz. Bu söylenenlere karşı çıkarak, tarihte sanılanın aksine ereklilik adına en küçük bir şeyin bile bulunmadığını ve bu yüzden gelecek hakkında söz söylemeye hakkımızın olmadığını söyleyen düşünürler de bulunur.
Collingwood’a göre tarih nedir?
Collingwood’a göre; tarihin ne olduğu sorusuna verilecek en uygun yanıt, ilk etapta onun bir çeşit araştırma olduğudur. Bilimi bilmediğimiz bir şeyleri keşfedip ortaya çıkarma etkinliği olarak gördüğümüzde, tarih aynı zamanda bilimdir de. Öyleyse bu bilimin neyi keşfettiği sorusu da sorulabilir. Collingwood bu sorunun yanıtını Latince’de Res Gestae tamlaması ile ifade edilen, geçmişte gerçekleştirilmiş tüm insan edimleri, diye vermiştir, Dolayısıyla tarih biliminin nesnesi geçmişteki insan edimleri olarak belirlenmiş olur. Tarih biliminde ilerleme nasıl olur, sorusuna Collingwood’un verdiği yanıt, “kanıtların yorumlanması” diye ifade edilebilir. Burada “kanıt” derken Collingwood tek tek belgelerin oluşturduğu bir topluluğu kastetmiş olduğunu da söyleyerek, tarihte yöntemin temel olarak bu kanıtların yorumlanmasından ibaret olduğu yönlü düşüncesini yineler. Geriye kalan sorunun, yani tarihin ne için olduğu sorusunun yanıtı Collingwood’a göre “insanın kendisini bilmesi için”dir. Collingwood’un insanın “kendisini bilmesi” ile kastettiği, insanın insan olarak doğasını- yani insanı insan yapan şeyi ya da şeyleri- bilmesidir ve tarihin değeri de insanın ne yapıp ettiğini dolayısıyla da ne olduğunu bize öğretmesindedir.
Tarihçilerle tarih felsefecilerinin ilgilendiği sorunları farklılığı nasıl açıklanmaktadır?
Öncelikle tarihçinin ilgilendiği sorunlar alanı ile tarih felsefesinin sorunlarının birbirinden uzak olduğu bilinmelidir. Bu uzaklığın nedenini Atkinson şöyle açıklamaktadır: “....tarihçi olayları ve nedenleri olduğu gibi kavramanın peşindeyken, tarih felsefesi, tarihçilerin yaptıkları çalışmaları da dikkate alarak olayları belirleyen ilkeleri ortaya koymayı amaçlar”
Karl Popper’e göre tarih nedir?
Karl Popper’e göre, insanın tarihinin en önemli kısmı felsefeyi ve dini de içeren insan düşüncesi ve bilgisinin tarihidir; çünkü Popper tarihin insanlığın bilgisi ve bu bilgi üzerine ortaya atılan kuramların toplamından oluştuğu görüşündedir. Yani tarih, düşünce ve kuramların genişliğiyle sınırlanmış, çerçevesi çizilmiştir. Böyle bir yaklaşım, tarih anlayışının evren, dünya, canlılık ve insanın geçmişini kapsayacak boyutlarda ve tarih kuramının da bu derinliği ve genişliği açıklayabilecek nitelikte olmasını gerekli kılar.
Ontoloji ne anlama gelmektedir? Tarihe ontolojik bakışla bakmak ne demektir?
Geçmişi bir bütün hâlinde kavramaya girişen felsefe sistemleri, tarihe ontolojik bir yaklaşımın ifadeleri olarak yorumlanabilir. Ontoloji, daha öncesinde de metafizik, varlığı tek tek nitelikleriyle değil de bir bütün olarak kavramayı ve anlamlandırmayı amaçlayan felsefe disiplinidir
Sorokin’in tarih felsefesiyle ilgili düşünceleri nelerdir?
Sorokin’e göre, anlamlı tarih felsefeleri, anlaşılabilir tarihsel olay yorumları ve toplumsal-kültürel süreçler üzerine yapılan kayda değer genellemelerin önemli çoğunluğu, bunalım ya da geçiş, bazen çözülme dönemlerinde yahut bu tür dönemlerin hemen öncesinde ve sonrasında ortaya çıkmaktadır. Sorokin, bu tezine İbn Haldûn’un Mukaddime adlı yapıtını örnek olarak gösterir.
Collingwood’a göre tarih felsefesi nasıl ortaya çıkmıştır?
Collingwood’un da belirttiği gibi, 18. yüzyıla gelindiğinde matematik yöntem, teolojik yöntem ya da doğa bilimlerinin yöntemi gibi yöntemler kullanılarak anlaşılamayacak yeni bir soru ya da sorunlar grubu karşımıza çıkmıştır, • Düzenlenmiş/ örgütlenmiş ve sistemleştirilmiş tarih araştırmalarının varlığıyla ortaya çıkan felsefî sorunlar grubu ayrı ve kendine özgü bir çalışma alanının varlığını zorunlu kılmaktadır, • “Tarih Felsefesi”, tam da bu çalışma alanının hak ettiği isimdir.
Arkhe ne demektir?
Genellikle tüm varlığın oluşumundaki “ana madde”-”ilk madde” olarak anlaşılan arkhenin, felsefenin iş gördüğü “ilkeler” olarak da anlaşılabilmesi olanaklıdır. Hatta bu biçimde anlaşılınca, felsefenin, önce incelediği soruna ve/veya alana ilişkin ilkeleri bulup sonra bulduğu ilkeler temelinde açıklama yapmayı yöntem haline getirdiği daha açık olarak anlaşılabilir.
Walsh’a göre tarih felsefesini açıklayınız.
Tarih felsefesi Walsh’a göre kendi içinde ikiye ayrılır: bunlardan ilki, tarihte anlam, bütünlük, yasa, amaç gibi sorunları inceleyen tarih metafiziği; ikincisi de tarih çalışmalarında ortaya çıkan sorunları, tarihte araştırma yöntemi/yöntemleri, bilginin güvenilirliği, açıklama, kanıtlama vb. sorunları konu edinen analitik tarih felsefesidir. Analitik tarih felsefesini, bu konulara eğilmesiyle, bilim felsefesinin bir kolu olarak değerlendirmek olanaklıdır
Tarih felsefesini tarih düşüncesinden ayıran temel ölçütün ne olduğu konusunda çeşitli düşünürlerin ne düşündüğü konusunda bilgi veriniz.
Collingwood’a göre bu soruya Voltaire’in vereceği yanıt eleştirel yöntem ve özgün düşünüş, Hegel’in vereceği yanıt evrensel bir tarih ya da dünya tarihi, pozitivistlerin vereceği yanıt ise tarih biliminin açıklamakla yükümlü olduğu ve geçmişteki olayları belirleyen genel yasaların keşfedilmesi yönündedir. Bıçak’a göre de bu sorunun yanıtı eleştirel yöntem ve sistematik kurgudur. Collingwood tarih felsefesi üzerine geliştirdiği kendi görüşünü, bu terime yükledikleri anlamlar çerçevesinde Voltaire’in, Hegel’in ve pozitivistlerin görüşlerinden ayırmaktadır. Ona göre 18. yüzyıla gelindiğinde matematik yöntem, teolojik yöntem ya da doğa bilimlerinin yön temi gibi yöntemler kullanılarak anlaşılamayacak yeni bir soru ya da sorunlar grubu karşımıza çıkmakta ve bu sorunlar grubu da-yani düzenlenmiş-örgütlenmiş ve sistemleştirilmiş tarih araştırmalarının varlığıyla ortaya çıkan felsefî sorunlar grubu ayrı ve kendine özgü bir çalışma alanının varlığını zorunlu kılmaktadır.
Tarih ve felsefe arasındaki ilişki nasıl özetlenebilir?
Tarih ve felsefe, insanın kendini anlaması ve varlığını temellendirmesi bakımlarından, ortaya çıkış zamanlarındaki farkı göz önünden kaçıracak ölçüde birbirlerine içten içe bağlanmış ve birbirlerini sürekli besleyen iki çalışma alanıdır.
Takiyettin Mengüşoğlu’na göre tarih nedir?
Doğal varlık alanının tam karşıtı olan başka bir varlık alanı da ‘tarihsel varlık-alanıdır. Bu varlık-alanı da birçok bilimlerin kendisiyle uğraştığı bir alandır. Bu varlık alanına ‘tarihsel varlık-alanı’ adının verilmesinin nedeni, bir yandan bu alanın insan grupları, sosyal-birlikler arasında olup biten olayların alanı olması; öte yandan bütün insan eylemlerinin sonucunda ortaya çıkan başarıların bu alanın içinde yer alması ve bütün bunların da oluş ve gelişme içinde bulunmasıdır.
Çizgisel ve döngüsel zaman anlayışı hakkında bilgi veriniz.
Çizgisel ve döngüsel zaman anlayışlarını savunan düşünürler arasındaki karşıtlık üzerinden verilebilir. Kimi düşünürlere göre, tarih belirli bir ereğe doğru ilerleyen ve bir daha tekrarı gerçekleşmeyecek olaylardan örülü bir süreçtir, bu bakımdan da çizgisel olarak ilerler. Kimi düşünürlere göreyse, tarih belli dönemler hâlinde devinip duran döngüsel bir süreçtir-yani daha bilinen bir ifadeyle, “tarih tekerrürden ibarettir.”
Tarih kavramı hakkında bilgi veriniz.
Batı dillerinde history, historia, vb. biçimlerde karşımıza çıkan ve Türkçemizdeki “tarih”in karşılığı olan sözcük de Yunanca historeinden gelmektedir. Historein, Yunanca’da “araştırma yoluyla bilme/öğrenme” anlamında, ayrıca “hikâye” ve “tarih” anlamlarında kullanılmıştır.
Günümüzde Tarihin üç farklı tanımı nasıl yapılmaktadır?
İçinde bulunduğumuz çağda ise, tarihin kullanıldığı üç farklı anlamdan söz edilebilir. Bunların ilki, zamanla ilişkili olan; yani belli bir takvimlemeye göre herhangi bir olayın ne zaman gerçekleştiğini söylerken kullanılan anlamdır. Sözgelimi, 29 Mayıs 1453 “Miladi” takvime göre İstanbul’un fethinin “tarihi”dir. İkincisi, geçmişin tümü olarak tarihtir. Şimdiye dek olan biten, üretilmiş, yapılmış her şeyi kapsayan zaman dilimine “geçmiş” dendiğinde, tarih etkisiz bir olaylar deposu olarak görülebilir, fakat tarihi böyle algılamak yanlıştır; çünkü bugünkü eylemlerin ve olayların kökleri ya da nedenleri hep bu “geçmiş” denen alanda bulunmaktadır. Üçüncüsü, geçmişe ilişkin araştırmalar yapan bir çalışma alanı olarak tarihtir; yani Ayhan Bıçak’ın deyişiyle “....şimdi ile geçmiş arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu gösteren bir yol haritasıdır”. Konu edilen alanda görülen sorunları, nedenleri, gelişim seyirleri ve sonuçlarıyla ele alma amacını gütmek anlamında kullanıldığında-ki Bıçak bu terimi tam da bu anlamda kullanmakta olduğunu ifade eder- “yol haritası” çok uygun bir tanımlama olarak görünmektedir.
Tarih felsefesinin ilgi alanları nelerdir?
Tarih felsefesi, yalnızca geleneksel tarih anlayışına değil geleneksel felsefeye de karşı çıkmaktadır; çünkü genel bir kural gibi kabul edilen herhangi bir felsefenin kabul etmediği ya da öne sürmediği bir düşünceyi yadsıdığı gerçeği, tarih felsefesinin “tarihsel bilgi olanaklı değildir” yargısını içeren geleneksel felsefelere karşı çıkmasını ve hatta tarihin ve tarih bilgisinin nasıl olanaklı olduğuna ilişkin bağımsız bir kanıtlama geliştirmediği sürece, geleneksel felsefe ile arasına mesafe koymasını gerektirmektedir.
20. Tarih Felsefesi bir çalışma alanı olarak kim tarafından ve ne zaman ortaya atılmıştır?
“Tarih Felsefesi” bir çalışma alanının adı olarak ilkin 18. yüzyılda telaffuz edilmiştir. Collingwood’a göre bu terimi ilk kullanan düşünür Voltaire olmuştur. Voltaire bu terimi-tarihçinin eski kitaplarda bulduğu hikâyeleri tekrar etmektense kendi düşüncelerini geliştirmeye çalıştığı bir tarih düşünüşünü kastederek-eleştirel ya da bilimsel tarih anlamında kullanmıştır. Yani insanlık tarihinin eleştirel bir bakışla ele alınmasını ve ilkelerinin belirlenmesini amaçlayan bir çalışmaya-başka bir söyleyişle, geleneksel tarih anlayışından kopmayaduyulan gereksinim ancak 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Wilhelm Dilthey kimdir?
Wilhelm Dilthey (1833-1911), Alman Tarih Okulu’ndan etkilenerek tarih bilimini temellendiren, çağında gelişip yaygınlık kazanarak “bilimsel bilgi” tartışmalarını kuşatmış olan pozitivist anlayışa şiddetle karşı çıkmış ve onların öne sürdüklerinin aksine, doğa bilimleri yanında, insanın ve yapıp ettiklerinin inceleme konusu kılındığı başka bir bilimsel araştırma sahasının var olduğunu ısrarla savunmuştur
Historia Rerum Gestarum ne demektir?
Latince’de yapılmış işlerin/şeylerin anlatımı, öykülenmesi anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama, geçmişte yapılmış tüm işlerin yazıya geçirilmesi anlamında kullanılır ve bu kullanım, bizde ‘tarih sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ikinci temel anlamını oluşturur.
Bir bilim olarak tarih felsefesi ne zaman ortaya çıkmıştır?
Bir bilim olarak tarihin felsefesi, her ne kadar bin yıllara uzanan köklere sahipse de bir felsefe disiplini olarak ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkmıştır Özellikle Herder’e bağlı kalan Alman Tarih Okulu’nun çalışmalarıyla büyük bir gelişme gösteren tarih bilimi, 19. yüzyılın ortalarından sonlarına doğru, Wilhelm Dilthey’ın “tin bilimleri”ni temellendirme çalışmaları sırasında sağlam bir eleştiri ve sorgulama süzgecinden geçirilmiştir ve Dilthey, tin bilimlerini önemli ölçüde Alman Tarih Okulu’nun tarihçiliğinde ifade bulan tarih bilimi örneği üzerinden temellendirme çabası içinde olmuştur.
Atkinson, felsefeyi nasıl konumlamıştır?
Atkinson, felsefeye tarihe bakma ve onu diğer düşünce alanları arasında doğru bir biçimde konumlandırma görevini yüklemiştir. Bu bağlamda Hegel, Marx, Toynbee gibi önemli düşünürlerin, tarih felsefesinin tarihle ilişkisi bakımından birinci sırada gelmesi anlam kazanmaktadır: Bu düşünürlere göre tarih felsefesi tarih sürecini bir bütün olarak konu edinmekte ve tarihin özünü kavramayı amaçlamaktadır
İçinde bulunduğumuz çağda "tarih" ne anlama gelmektedir?
Çağımızda, tarihin üç farklı anlamından söz edilebilir:
1. Zamandizinsel (kronolojik) anlam,
2. Geçmişin tümü olarak tarih,
3. Geçmişe ilişkin araştırmalar yapan bir çalışma alanı olarak tarih.
Tarih yazıcılığı, üçüncü anlamıyla tarihin bir ürünüdür.
Res gestae ne anlama gelmektedir?
Res gestae, Latince’de yapılmış işler/şeyler anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama,
zamanla, geçmişte yapılmış tüm işlere göndermede bulunmak üzere kullanılmış ve bu kullanım, bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ilk anlamını oluşturmuştur. Tarih sözcüğünün, çağımızda göndermede bulunduğu anlamlardan biri de yaşanmış geçmişin tümü olarak tarihtir. Bu anlam, tarihe olduğu kadar tarih felsefesine de yüklenmiştir ve tarihe felsefenin gözüyle yaklaşmaktan anlaşılan şey, geçmişte kalmış olayların ne anlam ifade ettiğini sorgulamaktan başlayarak gitgide insanlığın tüm yaşanmış geçmişine -yani bir tür “dünya tarihi”ne- yönelmiş bir çalışma olmuştur. Bu çalışma giderek tüm insanlık tarihine yönelik bir öte/üst bakış edinmeye ve insanlık tarihinin bütününü kavramayı ve açıklamayı hedefleyen bir felsefe sistemi kurmaya, tüm insanlık tarihini de böyle bir felsefe sistemi üzerinden açıklamaya kadar uzanır. Geçmişte kalan insan-toplum olaylarını bir bütün olarak ifade eden Latince terim res gestae, niteliklerini kısaca ifade ettiğimiz türden bir çalışmayı da içerir.
Historia rerum gestarum ne anlama gelmektedir?
Historia rerum gestarum, Latince’de yapılmış işlerin/şeylerin anlatımı, öykülenmesi anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama, geçmişte yapılmış tüm işlerin yazıya geçirilmesi anlamında kullanılır ve bu kullanım, bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ikinci temel anlamını oluşturur. Historia rerum gestarum anlamıyla tarih felsefesi, tarih yazan kişinin bilgi etkinliğini asıl sorun olarak öne çıkaran bir tür “bilim felsefesi”, bir “metodoloji eleştirisi”dir.
Walsh tarih felsefesini nasıl açıklamaktadır?
Walsh’a göre tarih felsefesi, tarihte anlam, bütünlük, yasa, amaç gibi sorunları inceleyen tarih metafiziği ve tarih çalışmalarında ortaya çıkan sorunları, tarihte araştırma yöntemi/yöntemleri, bilginin güvenilirliği, açıklama, kanıtlama gibi sorunları konu edinen analitik tarih felsefesi olmak üzere, kendi içinde ikiye ayrılır.
Sorokin'e göre anlamlı tarih felsefelerinin ortaya çıkış koşulları nelerdir?
Sorokin’e göre, anlamlı tarih felsefeleri, anlaşılabilir tarihsel olay yorumları ve toplumsal-kültürel süreçler üzerine yapılan kaydadeğer genellemelerin önemli çoğunluğu, bunalım ya da geçiş, bazen çözülme dönemlerinde, yahut bu tür dönemlerin hemen öncesinde ve sonrasında ortaya çıkmaktadır. Sorokin, bu tezine İbn Haldûn’un Mukaddime adlı yapıtını örnek olarak gösterir.
Tarihselcilik görüşünü açıklayınız.
Tarihselcilik (historismus/historism), insanın düşünce ve emeğinden çıkmış her şeyin tarih içerisinde, bir birliktelik-toplumsallık ortamında oluştuğunu ve bu şeylerin tarihin her döneminde değişikliğe uğradığını savunan görüştür. Bu görüşe göre, bilim, sanat, meslekler, hatta felsefe bile, tarihsel bir temele sahiptir; insanın bu düşünce ve eylem ürünlerinin her biri, insan ve toplum tarih sürecinde değiştikçe değişim gösterir.
Alman Tarih Okulu tarih bilgisini nasıl ele almaktadır?
Alman Tarih Okulu, kökeni ve gelişimi bakımlarından daha çok Alman idealist filozof Johann Gottfried von Herder’e bağlı olan ve seçkin düşünürleri arasında Wilhelm von Humboldt’un
(1767-1835) bulunduğu tarih okuludur. Bu okulun yaklaşımına göre tarih bilgisi, bir halkın kendisiyle
ilgili bilincinin ne olduğunun belirlenmesi yoluyla yalnızca o halk için geçerli olabilecek türden bir bilgidir.
Wilhelm Dilthey'in tarih bilimi açısından önemini açıklayınız.
Wilhelm Dilthey (1833-1911), Alman Tarih Okulu’ndan etkilenerek tarih bilimini temellendiren,
çağında gelişip yaygınlık kazanarak “bilimsel bilgi” tartışmalarını kuşatmış olan pozitivist anlayışa şiddetle karşı çıkmış ve onların öne sürdüklerinin aksine, doğa bilimleri yanında, insanın ve yapıp ettiklerinin inceleme konusu kılındığı başka bir bilimsel araştırma sahasının var olduğunu ısrarla savunmuştur. Dilthey’a göre, tarih/toplum gerçekliğini kendilerine konu edinen bilimler, uzun zamandan beri, diğer bilimler (Dilthey doğa bilimlerini kastetmektedir) arasındaki yerlerini ve dayandıkları temelleri aramakla meşgul olmuşlardır. İşte Dilthey, bu tarih/toplum gerçekliğini kendisine konu edinen bilimleri “tin bilimleri” (Geisteswissenschaften) başlığı altında toplar. Dilthey,
doğa bilimlerinin de ortaya çıkmasını olanaklı kılan şeyin “tinsel” olgular, yani insan yapıp etmeleri olduğunu ve bu yapıp etmelerin de tarih içerisinde geliştiğini, yani tinsel dünyanın tarihsel bir temele sahip oldu¤unu savunmuştur. Bu görüşleri ışığında, Dilthey’in her şeyi tarihsel bağlam içerisinde anlamlandırdığını ve bu yönüyle yalnızca historia rerum gestarum anlamında bir tarih felsefesinin değil, aynı zamanda bilime yönelik yaklaşımlarda etkili olan tarihselciliğin de bir temsilcisi olduğunu söylememiz kolaylaşır.
Atkinson'a göre tarih metafiziğinin güvenilmez olmasının nedenleri nelerdir?
Atkinson tarih metafiziğine şu nedenlerden dolayı çok fazla eleştiri yöneltildiğini ve tarih metafiziğinin güvenilmez bulunduğunu ileri sürmüştür: 1. Geniş genellemeler tarihsel kanıtlar kullanılmadan yapılmaktadır; 2. Tarih zorunlu ilkelere dayanarak açıklanmaya çalışılmakta fakat bu çaba tarihten verilerle desteklenememektedir. Atkinson’un bildirdiği nedenler ve pozitivist bilim anlayışı 20. yüzyılda tarih metafiziğinin gerilemesine neden olmuş, dolayısıyla tarih dar alan çalışmalarından, tarih felsefesi de tarih çalışmalarının epistemolojisi olmaktan öteye gitmemiştir.
Collingwood'a göre tarihe ilişkin dört temel soru nelerdir?
Collingwood, tarihe ilişkin dört temel soru sorar:
1. Tarihin tanımı nedir?,
2. Tarihin nesnesi nedir-yani tarih neyi araştırır?,
3. Tarihin yöntemi nedir? ve
4. Tarihin (hem geçmişin tümü olarak hem de bir bilim olarak) ereği nedir?
Collingwood’a göre tarihin değeri, insanın ne yapıp ettiğini dolayısıyla ne olduğunu, yani doğasını bize öğretmesindedir.
Tarih sözcüğünün etimolojik kaynakları nelerdir?
İlk olarak, Sami dillerinde daha çok zamanla ilgili anlamlar yüklenmiş olan ve Türkçe’de böyle bir kullanımı da bulunan “tarih”in, İslâm tarihçiliğinde, tanık olunmuş olayları kayıt altına almak üzere yıllıklar (annales) yazma anlamında kullanıldığını söyleyebiliriz. Batı dillerinde history, historia, vb. biçimlerde karşımıza çıkan ve Türkçemizdeki “tarih”in karşılığı olan sözcük de Yunanca historeinden
gelmektedir. Historein, Yunanca’da “araştırma yoluyla bilme/öğrenme” anlamında, ayrıca “hikâye” ve “tarih” anlamlarında kullanılmıştır.
Batılı anlamda tarih felsefesinin kurucusu kimdir ve görüşleri nelerdir?
Batı’da tarih felsefesinin kurucusu olarak görülen Giambattista Vico’ya göre tarih, insan topluluklarının ve onların kurumlarının tarihidir. Vico ilkel insanın başlattığı gelişmelerden ne çıkacağını önceden gördüğü fikrini temelsiz bulur. Tarih insan yapıp etmelerinden oluştuğundan onda bir plan varsa da bu plan bütünüyle insana aittir. Vico’nun düşüncesinde tarih salt insan zihninin bir ürünü değildir, aksine, insan doğası ancak tarih aracılığıyla anlaşılabilmektedir. Çünkü tarih, insanların farklı zamanlarda değişik biçimlerde kendilerini ifade etmelerini kapsamakta, insanın bir bakıma karakterini oluşturmaktadır. Tarihi yapan insan olduğu için, tarih insan tarafından bilinebilir , hatta Yeni Bilim’de doğruluğun bilgisi için tek sağlam kalkış noktası, verum ile factum’un-yani doğru ile olgunun- birbirlerine geçtiği ve dönüştüğü “toplumsal-sivil dünya”nın bizzat kendisi olarak gösterilmektedir
Raymond Aron tarihi nasıl tanımlamaktadır?
Raymond Aron tarihe, dar anlamıyla insan geçmişinin bilimi, geniş anlamıyla kültürün, türlerin, gökyüzünün ve yeryüzünün araştırılması tanımını getirmiş ve bu tanımlamada doğa-insan ilişkisini göz önünde bulundurmuştur.
Karl Jaspers'in düşüncesinde tarihin işlevi nedir?
Karl Jaspers doğa-insan ilişkisini-her ikisi de zaman süreci içinde var olan doğa tarihi ve insan tarihi biçimlerinde ele almaktadır. İnsan, doğada bulunmayan bir ayrıcalığa kendine özgü olan bilinci ve amaçlılığı sayesinde kendi kültürel sürecini dönüştürme ve kendini bir tarih varlığı olarak var kılma ayrıcalığına sahiptir ve tam da bu bakımdan doğa tarihsiz, insan tarihlidir. Tarih, Jaspers’e göre insanın kendisini onaylaması bakımından en güçlü nesnel gerçekliktir ve insanlığı en geniş haliyle tabloya aktarır, çağdaş insan için gerekli ölçütleri ortaya koyar ve çağa bilinçsizce bir bağlılıktan insanı kurtarır; kısacası, insana kendini ‘görmeyi’ öğretir
Karl Popper'e göre tarih nedir?
Karl Popper’e göre tarih, insanlığın bilgisi ve bu bilgi üzerine ortaya atılan kuramların toplamından oluşur; bu yüzden de insanın tarihinin en önemli kısmı felsefeyi ve dini de içeren insan düşüncesi ve
bilgisinin tarihidir.
Takiyettin Mengüşoğlu tarihi nasıl tanımlamaktadır?
20. yüzyıl düşünürlerimizden Takiyettin Mengüşoğlu ise tarihi, “tarihi varlık sahası” adı altında ontolojik bir tabaka olarak tanımlamıştır:
“Doğal varlık alanının tam karşıtı olan başka bir varlık alanı da ‘tarihsel varlık-alanı’dır. Bu varlık alanı da birçok bilimlerin kendisiyle uğraştığı bir alandır. Bu varlık alanına ‘tarihsel varlık-alanı’ adının verilmesinin nedeni, bir yandan bu alanın insan grupları, sosyal-birlikler arasında olup biten olayların alanı olması; öte yandan bütün insan eylemlerinin sonucunda ortaya çıkan başarıların bu alanın içinde yer alması ve bütün bunların da oluş ve gelişme içinde bulunmasıdır”.
Tarih felsefesini tarih düşüncesinden ayıran temel ölçüte ilişkin başlıca görüşler nelerdir?
Collingwood’a göre tarih felsefesini tarih düşüncesinden ayıran temel ölçütün ne ya da neler olduğu sorusuna Voltaire’in vereceği yanıt eleştirel yöntem ve özgün düşünüş, Hegel’in vereceği yanıt evrensel bir tarih ya da dünya tarihi, pozitivistlerin vereceği yanıt ise tarih biliminin açıklamakla yükümlü olduğu ve geçmişteki olayları belirleyen genel yasaların keşfedilmesi yönündedir. Bıçak’a göre de bu sorunun yanıtı eleştirel yöntem ve sistematik kurgudur.
"Tarih Felsefesi" terimi, ilk olarak ne zaman ve kim tarafından kullanılmıştır?
“Tarih Felsefesi” bir çalışma alanının adı olarak ilkin 18. yüzyılda telaffuz edilmiştir. Collingwood’a göre bu terimi ilk kullanan düşünür Voltaire olmuştur. Voltaire bu terimi-tarihçinin eski kitaplarda bulduğu hikâyeleri tekrar etmektense kendi düşüncelerini geliştirmeye çalıştığı bir tarih düşünüşünü kastederek-eleştirel ya da bilimsel tarih anlamında kullanmıştır.
Ortega y Gasset insanın doğasını nasıl açıklamaktadır?
Ortega y Gasset şeyler için doğa ile insan için tarihin aynı anlama geldiğini ileri sürmüş, insanın kendi yaptıkları dışında doğasının olmadığını söylemiştir. Geçmişi insanın yaşamının kendisi olarak değerlendiren Gasset’e göre tarih, “....içinde yaşadığımız en kesin güncelliğin bilimidir." Öyleyse geçmiş anlamında kullanılan tarihin, insanı önemli ölçüde belirlemekte ve günlük hayatı da etkilemekte olduğu göz önüne alındığında günlük hayatın sorunlarının da tarih araştırmalarına konu olması neredeyse kaçınılmazlaşır.
Braudel'e göre, tarihçinin olası en büyük hatası nedir?
Braudel’in tarihe ilişkin düşüncesi de tarihin insanlar, insanların da tarih tarafından yapıldığı ve kaderlerinin onun tarafından biçimlendirildiği yönündedir. Braudel’e göre tarih, olanaklı tüm tarihlerin-dünün, bugünün, geleceğin öğretilerinin-bir toplamıdır ve en büyük hata, bu toplamı oluşturan parçalardan herhangi birini diğerlerini dışlayacak biçimde tercih etmektir. Böyle bir tercih yapıp ona saplanmak tarihçinin diğer öğretilerin yaklaşımlarını gözden kaçırması sorunuyla karşılaşmasına neden olur.