Göç Ve Göçmen Sorunları Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Göçmenler Ve Emek Piyasaları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Üretim faktörlerinin kullanımı ile mal ve hizmetlerin ortaya çıkarılması sürecine ne denir?
Üretim faktörlerinin kullanımı ile mal ve hizmetlerin ortaya çıkarılması süreci üretimdir.
Üretim sürecinde kullanılan üretim faktörleri nelerdir?
Üretim sürecinde kullanılan üretim faktörleri emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimciliktir.
Emek piyasalarının başlıca fonksiyonu nedir?
Emek piyasalarının başlıca fonksiyonu ücretlerdeki düzenlemeler yoluyla emek arz ve talebinin dengelenmesi ve eşitlenmesidir.
Emek piyasalarını mal ve hizmet piyasaları gibi diğer piyasalardan ayıran ilk özellik nedir?
Emek piyasalarını mal ve hizmet piyasaları gibi diğer piyasalardan ayıran ilk özellik emek talebinin türetilmiş bir talep olduğu ve bu nedenle de emek talebinin ekonomideki mal ve hizmetlere olan talep doğrultusunda ortaya çıktığıdır. Diğer üretim faktörleri gibi emek faktörü de doğrudan doğruya tüketilmek amacıyla değil, tüketilebilecek başka mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılmak üzere talep edilmektedir.
Emek piyasalarını mal ve hizmet piyasaları gibi diğer piyasalardan ayıran özellikler nelerdir?
Emek piyasalarını mal ve hizmet piyasaları gibi diğer piyasalardan ayıran ilk özellik emek talebinin türetilmiş bir talep olduğu ve bu nedenle de emek talebinin ekonomideki mal ve hizmetlere olan talep doğrultusunda ortaya çıktığıdır.
Emek piyasasını diğer piyasalardan ayıran belki de en önemli ikinci özellik, emeğin istihdamının çalışan ve çalıştıran arasındaki kişisel bir ilişkiyi ifade etmesidir. Emek, sadece para ile ölçülebilen bir değer olmayıp, kişiliğin bir parçası olarak istek, yetenek, deneyim ve bilgi ile bütünleşerek arz edilen bir değerdir.
Üçüncü önemli özellik, emek piyasasına arz edilen emeğin büyük ölçüde heterojenlik göstermesidir. Bireyler, motivasyonları, belirli işlere yatkınlıkları, yetenekleri ve risk alma istekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar.
Emek piyasalarını diğer piyasalardan ayıran dördüncü özellik ise bilgi eksikliğidir. Emek piyasası hakkında genellikle hem işveren hem de işçi bakımından bir bilgi eksikliği söz konusudur. İşverenler için, işçinin verimlilik kapasitesini ölçmek ve piyasada daha iyi niteliklere sahip iş arayanların olup olmadığını bilmek güçtür. Aynı şekilde işçinin de bulduğu işin kendisi için ne kadar uygun ve tatmin edici olduğunu, piyasada daha iyi işler bulup bulamayacağını değerlendirebilmesi de zordur.
Emek piyasalarının birden fazla oluşu beşinci emek piyasası özelliğidir. Tek bir emek piyasası yoktur, farklı birçok iş için binlerce piyasa vardır. Bu piyasalar bazen beceri düzeylerindeki farklılıklara göre, bazen de coğrafi alan bakımından sınıflandırılmaktadır. Örneğin, doktorlar piyasası, otomobil tamircileri piyasası, oksijen kaynağı işçileri piyasası gibi bir sınıflandırma meslek baz alınarak yapılan bir sınıflandırmadır.
Kurumsal özellikler olarak tanımlanabilecek altıncı özellikte ise emek piyasalarında yer alan karar alıcı birimlere vurgu yapılmaktadır. Emek piyasalarındaki karar alıcı birimlerin başında gelen sendikaların davranışlarını belirleyen sosyal, siyasal ve ideolojik bazı etkenler mal piyasalarında yer alan firmaların davranışlarını etkileyen faktörlerden farklıdır. Bu farklılıklar da emek piyasalarını diğer piyasalardan ayıran önemli bir boyutu ortaya çıkarmaktadır.
Emek piyasalarını diğer piyasalardan ayıran yedinci özellik, emek piyasasında işçinin pazarlık gücünün nispi olarak daha az olmasıdır. Genellikle emek piyasalarında güç alıcılar lehinedir. Çünkü iş arayanların sayısı açık işlerden fazladır. İşveren bekleyebilir ya da birçok işçi arasından seçim yapabilir ancak işçi sınırlı kaynaklara sahip olduğu için istihdam koşullarının belirlenmesinde işveren kadar etkili olamaz. İşçinin pazarlık gücü bir işi kabul ya da geri çevirebilme kabiliyetine bağlıdır. Bu ise alternatif boş işlerin sayısının bir fonksiyonudur. Örneğin, işsizlik oranının yüksek olduğu dönemlerde işçinin sahip olduğu pazarlık gücü de zayıf olmaktadır.
Emek piyasası analizleri temel olarak neye dayalıdır?
Emek piyasası analizleri temel olarak nüfusa dayalıdır.
Aktif nüfusun iki önemli bileşeni nelerdir?
Aktif nüfusun iki önemli bileşeni bulunmaktadır. Bunlar; işgücü ve işgücünde olmayanlardır.
İstihdam nedir?
İstihdam, bir kişinin bir işe sahip olması, bir işte çalışıyor durumda bulunmasıdır. Yeterince hazır olmayan ve uygun altyapısı bulunmayan bir kişi için bir işte çalışmak geçici bir durumdur. İstihdam edilebilirlik ise iş yerinde istihdamı sürdürmek, gelişebilmek ve ilerleyebilmek için gereken niteliklere sahip olunmasıdır.
Zayıf/Eğreti İstihdam nedir?
Çalışanlara temel istihdam haklarını sağlamayan, genellikle düşük ücretli, sosyal güvencesiz işlerden oluşan “zayıf istihdam” giderek yoğunluğu artan bir istihdam türüdür. Literatürde zayıf istihdam kavramı yerine “eğreti istihdam” kavramı da kullanılmaktadır. Eğreti istihdam katmanlaşan emek piyasalarında kırılgan, istikrarsız, güvencesiz ve geçici nitelikte olan istihdam türlerini ifade etmektedir. Bu çalışmada, iki kavram arasındaki farklılıklara ayrıntılı olarak yer verilmeksizin, en temelde eşitsiz ve güvencesiz çalışma koşullarını tanımladıkları için aynı anlamda kullanılmaktadır. Emek piyasalarında asıl önemli olanın durumun sağlam ve güçlü bir istihdam ilişkisi olduğu düşünüldüğünde, zayıf istihdam ve eğreti istihdam olarak tanımlanan çalışma türlerinin istenmeyen ve çalışanları belli bir refah düzeyine kavuşturmayan istihdam türleri olarak ifade edildiği görülmektedir. Çalışan yoksulluğu zayıf istihdam ilişkisinin en önemli sonucudur. Sağlam temellere sahip olmayan istihdam biçimleri çalışanlara yeterli gelir düzeyini de sağlayamamaktadır. Bu noktada değinilmesi gereken önemli bir kavram da “insan onuruna yakışır iş” olmaktadır.
Kayıtdışı ekonomik işlemler ve kayıtdışı istihdam arasındaki bağlantı nedir?
Kayıtdışı ekonomik işlemler ve kayıtdışı istihdam birbiri ile bağlantılı ancak birebir aynı olmayan kavramlardır. Kayıtdışı istihdam sadece yasal kurumlara bildirmeme durumu değildir. Tüm çalışanlar yasal gereklere uygun olarak yetkililere bildirilmiş olsa bile, bu işyerinde sağlık, yangın, iş hukuku, vergi hukuku ve benzeri yasal düzenlemelerin gerektirdiği kurallara tümüyle ya da kısmen uyulmaması da kayıtdışı istihdam kapsamına girmektedir.
İşsizlik nasıl tanımlanabilir?
En genel tanımıyla işsizlik; çalışmayı isteyenler ve çalışmaya hazır olanlarla (işgücü) hâlen bir işte çalışanlar (istihdam) arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır. İşsiz sayılabilmek için sadece çalışma isteğinin olması yeterli değildir, aktif olarak iş aranması da gereklidir.
“İşgücüne Katılma Oranı” nasıl belirlenir?
Emek piyasası analizlerinde önemli olan kavramlardan biri de “İşgücüne Katılma Oranı”dır. İşgücüne katılma oranı, istihdam edilenlerle işsizlerin toplamının oluşturduğu işgücünün aktif nüfusa oranıdır. Bu oran, aktif nüfus içinde işgücünün nispi ağırlığını gösterir. İktisadi faaliyet oranı olarak da adlandırılan işgücüne katılma oranı, ekonomi politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
İşsizlik türleri nelerdir?
Genelde “gizli işsizlik” ve “açık işsizlik” olarak bir ayrım yapılmaktadır. Açık işsizlik de geçici işsizlik, yapısal işsizlik, teknolojik, konjonktürel işsizlik ve mevsimlik işsizlik olmak üzere beşe ayrılmaktadır
Mikro düzeydeki göç teorilerinden olan “Fayda-Maliyet Yaklaşımı” teorisine göre göçün tanımı ve nedenleri nelerdir?
Mikro düzeydeki göç teorilerinden olan “Fayda-Maliyet Yaklaşımı” teorisinde de ele alındığı gibi göç; bireyin, göçün maliyetleri ile kendisine sağlayacağı faydayı karşılaştırarak karar verdiği bir sürecin sonunda ortaya çıkmaktadır. Bu yaklaşıma göre rasyonel olduğu kabul edilen bireyler, fayda-maliyet hesapları sonucunda göçten parasal olarak net kazanç elde edeceklerini düşündüklerinde göç etmeye karar vermektedirler. Bu çerçevede göç “Beşerî Sermaye Yatırımı” olarak kavramsallaştırılmaktadır. Bireyler sahip oldukları beşerî sermayeden en yüksek getiriyi elde edeceklerini düşündükleri bölgelere göç etmektedirler.
Emek Göçünün belirleyicileri nelerdir?
Emek Göçünün belirleyicileri: yaş, medeni durum ve aile büyüklüğü, eğitim, işsizlik oranları, uzaklık, siyasal ve sosyal gelişmelerdir.
Emek göçünün nedenleri nelerdir?
Göç hareketlerinin tarih boyunca çok farklı nedenleri ve boyutları olmuştur. Savaşlar, yaşanan kıtlıklar, inanç ve etnik ayrımlar, doğal afetler, ekonomik krizler, terör, ucuz işgücü talebi, merak güdüsü göç hareketinin nedenlerinden sadece bazılarıdır. Göçün ekonomik olan ve olmayan nedenleri bulunmaktadır. Daha iyi iş imkânları, kendisinin ve ailesinin yaşam standardını yükseltme arzusu gibi nedenler ekonomik faktörler arasında sayılırken siyasal nedenlerle, ırk ayrımından kaçmak ya da akrabalarına yakın olmak gibi ekonomik olmayan nedenlerle de göç ortaya çıkmaktadır.
Göçe neden olan itici ve çekici faktörler bulunmaktadır. Düşük ücret, hızlı nüfus artışı, işsizlik, beklentiler, siyasal haklara yapılan baskılar, iş ve aile ortamındaki bozukluklar da itici faktörler olarak sıralanırken yüksek ücretler, ucuz işgücü talebi, mesleki çalışma için istikrar, demokratik hak ve özgürlüklerde ilerilik, yabancı eşle evlilik gibi faktörler de çekici faktörler olarak sayılmaktadır. Kişiler itici ve çekici faktörler arasındaki nispi farka göre göçe karar vermektedirler. İtici ve çekici faktörler arasında karar verirken göçün zorunlu bir göç mü yoksa gönüllü bir göç mü olduğu ayrımı önem kazanmaktadır. Kitlesel olarak ortaya çıkan acil durum göçlerinde çoğu zaman itici ve çekici faktörler arasında yapılacak bir değerlendirmeye fırsat bulamadan kişiler yaşadıkları ülke ya da bölgeleri terk etmek zorunda kalabilmektedirler.
Göç eden kişi bakımında emek göçünün olumlu ve olumsuz sonuçları nelerdir?
Belirsizlik ve eksik bilgilenme, gelir artışlarının zamanlaması, gelir farklılıkları, eşlerin gelirleri, iş kayıpları nedeniyle meydana gelen ücret azalmaları göçün, göç eden kişi bakımından sonuçlarını oluşturmaktadır.
Kişilerin kendi istek ve kararlarıyla göç etmeleri “beklenen net getirilere” dayanmaktadır. Ancak gidilecek ülkede karşılaşılacak koşullar konusunda hiçbir zaman tam bilgi durumu söz konusu değildir. Bu nedenle de göç eden kişiler göçten bekledikleri kazançları elde edemezler. Göç edilen ülkeye uyum sağlama beklenenden daha geç sürede ve zor bir biçimde ortaya çıkabilir. Kişinin becerilerinin yeni ülkedeki emek piyasalarına transfer edilmesinde zorluklar yaşanabilir. Bunun yanı sıra alınan ücret yaşam maliyetlerini karşılamaya yetmeyebilir. Ekonomik açıdan ortaya çıkan bu beklenmedik durumların yanı sıra alışkın olduğu çevreyi, akrabalarını ve arkadaşlarını geride bırakmak önemli psikolojik maliyetlere yol açabilir.
Göç veren bölge açısından göçün olumlu ve olumsuz sonuçları nelerdir?
Göç veren bölgeler bakımından ortaya çıkan olumlu sonuçlar:
• Yoksulluğun kısır döngüsü kırılabilir.
• İç tasarruflarda artış olabilir.
• Dış ödemeler bilançosunda iyileşmeler görülebilir.
• İşsizliğe geçici bir çözüm olabilir. İşgücünün yetiştiği topluma bir maliyeti bulunmaktadır.
Göç veren ülkelerin ekonomik bakımdan en önemli kaybı tüketicilikten çıkıp üretici olacakları zamanda yetişmiş insan gücünün başka ekonomilerin hizmetine verilmesidir. Bu düşünceden hareketle göçün olumsuz sonuçları:
• Nitelikli işgücünün kaybı,
• Dışarıya sermaye ihraç edilmesi,
• Kişilere üretken yaşa gelinceye dek yapılan beslenme, eğitim ve sağlık harcamalarıdır.
Göç alan bölgeler bakımından ortaya çıkan olumlu ve olumsuz sonuçlar nelerdir?
Göç alan bölgeler bakımından ortaya çıkan olumlu sonuçlar:
• Millî gelir artışı,
• Artan üretime dayalı olarak refah artışı,
• Göç alan ülkelerde işverenlerin daha ucuza işçi çalıştırma imkânına sahip olmaları,
• Yerli işçilerin çalışmayı istemediği ağır koşullarda çalışacak emek gücü sağlanmasıdır.
Göç ile gelen işçilerin yerli işçiler ile ikame edilebilir özellikte olması durumunda ise göç alan ülkelerde olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuz sonuçlar;
• Ücretlerin azalması,
• Kamu harcamalarında artış,
• Sosyal tepkiler.
“Düzenli Göç” ve “Düzensiz Göç” nedir?
Kişilerin kendi ülkeleri dışındaki herhangi bir ülkede, kendi ülkelerinin, topraklarından transit geçiş yaptıkları ülkenin ve gittikleri ülkenin yasal prosedürü çerçevesinde kısa süreli veya süreli konaklaması durumu “Düzenli Göç” olarak tanımlanmaktadır.
Hedef ülkeler için ülkelerine yasa dışı yollardan gelen veya yasal yollarla gelip yasal çıkış süreleri içerisinde çıkmayan kişileri kapsayan durum “Düzensiz Göç” olarak tanımlanmaktadır.
Kitlesel göçler nasıl tanımlanabilir?
Kitlesel göçler emek göçü başlığı altında anlatılan bireysel ya da aile göç kararı modellerinden farklı olarak kişilerin iç çatışma, savaş, çevre felaketleri vb. nedenlerle ani, plansız ve kalabalık gruplar hâlinde göç etmesini ifade etmektedir. Literatürde bu yönüyle göç bir çeşit afet durumu olarak görülmektedir. Ani ve plansız olan kitlesel göç dalgaları gittikleri hedef ülkelerde onarılması zorunlu olan ciddi travmalar yaratırlar. Hayatta kalabilmek için gerekli temel barınma, beslenme ve güvenlik ihtiyaçlarının yanı sıra kalış süreleri ile orantılı olarak sağlık, dil öğrenme, eğitim, emek piyasalarına erişim gibi ihtiyaçların karşılanması zorunluluğu da doğmaktadır.
Bölgesel Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre Gaziantep, Adana gibi Suriyeli sığınmacı yoğunluğuna sahip şehirlerde enflasyon oranı ne durumdadır?
Bölgesel Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre Gaziantep, Adana gibi Suriyeli sığınmacı yoğunluğuna sahip şehirlerde enflasyon oranı Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Enflasyon farkı büyük ölçüde yüksek kira artışlarından ve kısmen de gıda fiyat artışlarından kaynaklanmaktadır.
Türkiye’deki hukuki düzenlemelere göre statüsü ne olursa olsun yabancıların hangi iş ve meslekleri yapmaları mümkün değildir?
Türkiye’deki hukuki düzenlemelere göre statüsü ne olursa olsun yabancıların diş hekimliği, hastabakıcılık, ebelik, eczacılık, veterinerlik, özel ya da kamu kuruluşlarında güvenlik görevlisi, avukatlık, noterlik gibi iş ve meslekleri yapmaları mümkün değildir.
Kitlesel göçlerin emek piyasaları üzerinde ilk olumsuz etkisi nedir?
Kitlesel göçlerin emek piyasaları üzerinde ilk olumsuz etkisi kayıtdışılığın artmasıdır. İşsizlik artışı bölgeye ve yerli işçilerle olan tamamlayıcılık ve ikame ilişkisine göre değişmektedir. Kayıtdışılık ya da işsizlikte yaşanan artışın yanı sıra diğer bir önemli olumsuz durum da çocuk işçiliğindeki artıştır. Ayrıca düşük ücretler, uzun çalışma süreleri, karşılaşılan ayrımcılık, ödenmeyen ücretler, iş sağlığı ve güvenliği sorunları çalışma koşulları da emek piyasalarında ortaya çıkan olumsuz etkiler arasındadır.