Temel Afet Bilgisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Küresel İklim Değişikliği Ve İklim Risk Yönetimi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ülkemizde afet yönetiminin artık iklim değişikliği ve afet risk yönetimi ile ilgili politika ve tedbirlerde birlikte ele alınması gerekliliği hangi sebeplere dayanmaktadır?
Türkiye, depreme ilave olarak iklim değişikliği ile beraber şiddeti ve sıklığı hızla artan seller, kuraklık, çeşitli bölgelerde baş gösteren su sıkıntısı vb. gibi doğa kaynaklı hidro-meteorolojik afetlerden önemli zararlar görmekte. Örneğin seller, artık yol açtıkları acılar ve ekonomik kayıplar açısından Türkiye’de en sık görülen ve en çok ekonomik kayba neden olan doğa kaynaklı afetler arasında üst sıralarda yer almakta. Bu yüzden hızla artmakta olan hidro-meteorolojik afetler ve etkileri, şiddetlenen küresel iklim değişikliği Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ve toplum güvenliğinin önündeki en büyük tehditlerden biridir.
Bu nedenle artık afet yönetimi, iklim değişikliği ve afet risk yönetimi ile ilgili politika ve tedbirlerde birlikte ele alınmalıdır.
İklimi değiştirdiği bilinen belli başlı doğal nedenli etmenler nelerdir?
İnsanı da doğanın bir parçası olarak düşünüp insani etkileri de doğal etkiler olarak kabul etmezsek; iklimi değiştirdiği bilinen belli başlı doğal nedenli etmenler şunlardır:
Doğal Etkiler:
• Güneşten salınan enerjideki değişimler
• Dünyanın ekseninde ve yörüngesindeki değişimler
• Kıtaların sürüklenmesi ve değişen konumları
• Volkanik aktiviteler
• Toz bulutları ve göktaşları
• Okyanus sirkülasyonlarındaki değişimler
• Dağ oluşumları ve büyük dağ sıraları
İklimi değiştirdiği bilinen belli başlı insan nedenli etmenler nelerdir?
İnsanı da doğanın bir parçası olarak düşünüp insani etkileri de doğal etkiler olarak kabul etmezsek; iklimi değiştirdiği bilinen belli başlı insan nedenli etmenler şunlardır:
İnsani Etkiler:
• Ormansızlaştırma, tarımsal faaliyetler ve fosil yakıtlarının yakılması nedeniyle sera gazlarının artırılması,
• Tarımsal atıkların yakılması, fosil yakıtlarının yakılması, vb. nedeniyle atmosfere salınan aerosollar ve parçacıkların artması,
• Ormansızlaştırma ve çölleşme nedeniyle dünya yüzeyinin albedosundaki (güneş ışınlarını yansıtma özelliğindeki) değişim,
• Uçak ve gemi egzoz yoğuşma izleri ile bulut oluşturma.
• Atmosferde kimyasal değişimler.
Doğal sera etkisi ne demektir?
Yeryüzünde ve atmosferde tutulan ısı enerjisi, atmosfer ve okyanus dolaşımıyla Yeryüzünde dağılır ve uzun dalgalı yer ışınımı olarak atmosfere geri verilir. Bunun bir bölümü, bulutlarca ve atmosferdeki sera etkisini düzenleyen sera gazlarınca - su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazot monoksit (N2O), ozon (O3), vb. - soğurularak atmosferden tekrar geri salınır. Bu sayede Yerküre yüzeyi ve alt atmosfer ısınır. Yerkürenin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen bu sürece doğal sera etkisi denmektedir
Küresel ısınma ne demektir?
Sanayi devrimi dünyanın ortalama hava sıcaklığı 15°C idi. Yani yaşama uygun hava sıcaklığını atmosferin sera etkisine borçluyuz. Atmosferin sera etkisi olmasaydı dünyada ortalama hava sıcaklığı -18°C olacaktı. Yani, atmosferin sera etkisi hava sıcaklığını 33°C arttırmıştır. Sanayi devriminden sonra atmosfere salınan sera gazları nedeniyle de dünyanın ortalama hava sıcaklığı 15,6°C ye yükselmiştir.
Bunedenle, küresel ısınma, küresel ortalama sıcaklık artışının uzun-dönemli eğilimi anlamına gelir. İklim değişikliği ise adından da anlaşılacağı gibi küresel ortalama sıcaklık artışıyla sonuçlanan küresel iklimdeki değişikliktir.
Aşırı hava olayı ne demektir?
SREX raporunda “aşırı bir hava olayı”, “belirli bir yerde ve yılın belirli bir zama-nında nadiren görülen bir olay” olarak tanımlanmıştır. SREX raporunda yer alan “aşırı” ya da “uç” hava ya da iklim olayı aşağıdaki şekilde anlaşılmalıdır:
• Etkisi yüksek olan (ama gerçekten çok aşırı yani katostrofik bir olay değil);
• %10 gibi nispeten düşük bir eşik değerinin üzerinde olan;
• Uzun bir geri dönüş süresi olan;
• Görülmemiş (mevcut kayıtlarda bulunmayan);
olaylar.
İklim değişikliğine karşı uyarlama (adaptasyon) çalışmaları ne işe yarar?
İklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerden birincisi sera gazı emisyonlarının azaltımı, diğeri ise iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyarlama (adaptasyon) sağlanmasıdır. Uyarlama çalışmaları ile iklim değişikliğinin sektörler üzerine olumsuz etkileri azaltılarak, karşılaşabilecek zararlar en aza indirilebilecek ve iklim değişikliğinin olumlu fırsatlarından yararlanılabilecektir.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine dirençli bir ülke için öncelikle hangi konularda uyarlama çalışmaları yapılmalıdır?
Küresel iklim değişikliği ile ülkelerin ekonomik büyümesi ve gelişmesi birbirlerine çok yakın bir şekilde bağlantılıdır. Sürdürülebilir bir kalkınma, diğer bir deyişle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine dirençli bir ülke için öncelikle aşağıdaki konularda uyarlama çalışmaları yapılmalıdır (EUR-OPA ve UNISDR, 2011):
• Enerji verimliliği
• Sürdürülebilir tarım
• Su kaynakları yönetimi
• Afet risklerinin azaltılması
Afet risk yönetiminin temel unsurları nelerdir?
Afet risk yönetiminin temel unsurları şunlardır:
• Tehlike Analizi
• Risk Analizi
• Risk Azaltma
• Önleme
• Sakınım
• Risk ve Zarar Azaltma
• Risk Transferi
• Risk İletişimi
• Olay Komuta Sistemi
• Planlama
• Tahmin ve Erken Uyarı
• Tatbikatlar
• Eğitim
İklim Risk Yönetimi neden önemlidir?
Türkiye’deki afet yönetimi, iklim değişikliği ve kalkınma girişimleri için sorumlu kurum ve kuruluşlar, küresel iklim değişikliği ve hidro-meteorolojik afetler ile mücadelede dil ve fikir birliğine gidebilmesi, yapısal ve yapısal olmayan önlemleri doğru uygulayabilmesi için “afet risk yönetimi stratejisi”yle birlikte “iklim değişimine uyarlama”, artık tüm politika, plan ve programlarda “İklim Risk Yönetimi” adı altında bütünleşik/birleşik bir şekilde düşünülerek ele alması gerekir.
UNDP'nin verilerine göre İklim Risk Yönetimi yaklaşımının genel adımları bağlamında İklim Analizi nedir?
Mevcut iklim özelliklerinin, iklim değişkenliğinin ve eğilimlerinin, farklı zaman aralıklarında iklimin tahmin edilebilirliğinin ve iklimin nasıl değişebileceğinin senaryoları, vb. yerel olarak derlenmesi ve belirlenmesidir.
UNDP'nin verilerine göre İklim Risk Yönetimi yaklaşımının genel adımlarından biri olan Risk ve Etkileri Belirleme nedir?
İklim değişikliğinin, şu an ki değişiminin (uzun süreli gözlem bilgilerine göre), orta vadede (mevcut durum ve gözlemlerdeki eğilimlere göre) ve uzun vadede (projeksiyon ve öngörülere göre) mevcut ve olası etkilerinin belirlenmesi, Risk ve Etkileri Belirleme adımında yapılır.
UNDP'nin verilerine göre İklim Risk Yönetimi yaklaşımının genel adımları bağlamında Karar Analizi ve Destek neleri kapsar?
Ulusal ve yerel karar vericilerin başlatacağı veya destekleyeceği proje ve programlara karar vermesinin iklim değişkenliği ve değişimi ile ilgili bilimsel bulgularla desteklenmesi. Karar analizinde, kurumsal politikalar ve kapasite analizleri, iklim risk yönetiminde öncelikli sektörlerin ve coğrafik bölgelerin belirlenmesinin birlikte yapılmasını kapsar.
UNDP'nin verilerine göre İklim Risk Yönetimi yaklaşımının genel adımlarından biri olan Kurumsal ve Politika Araştırmaları nedir?
İklim risk yönetimi politikalarının, yönetimsel ve yönetişimsel yönleri için kamu kurumları ve sektörleri arasındaki uyarlama ve önleme sorumlulukların, paydaş analizi ve paydaş-odaklı araştırmalar ile belirlenmesi, Kurumsal ve Politika Araştırmaları kapsamında yapılır.
UNDP'nin verilerine göre İklim Risk Yönetimi yaklaşımının genel adımları bağlamında Kapasite Geliştirme ne demektir?
Belirlenen risklere, kalkınma ve gelişme önceliklerine göre tespit edilen zorluk ve problemleri çözmeye yönelik kapasite geliştirilmesi için gereken kurumsal ve yasal çalışmalar Kapasite Geliştirme çatısı altında incelenir.
Dünya ölçeğinde 1991–2000 yılları arasında yaşanan doğal afetlerde hayatını kaybeden insanların ölüm nedenlerinin %90’ının sebebi nedir?
Dünya ölçeğinde 1991–2000 yılları arasında yaşanan doğal afetlerde hayatını kaybeden insanların ölüm nedenlerinin %90’ı da kuvvetli meteorolojik ve hidrolojik olaylardan kaynaklanmaktadır.
Hidro-meteorolojik karakterli afetleri diğer afetlerden ayıran en önemli özellik nedir?
Hidro-meteorolojik karakterli afetleri diğer afetlerden ayıran en önemli özellik, bunların yapılacak izleme veya ölçümlerle önceden tespit edilerek önlenebilmesi veya erken uyarılarla can kayıplarının en aza indirilebilmesidir. Diğer bir deyişle hidro-meteorolojik afetlerin “Önceden Tahmin Edilerek Erken Uyarılarının Yapılabilmesi”, deprem gibi diğer afetlerden onları farklı kılan tek ve en önemli özelliktir. Bu özellikten yararlanarak, afet yönetim programlarının bir parçası olan meteorolojik tahmin ve erken uyarı ile son yıllarda can kayıplarında önemli düşüşler sağlanmıştır.
Bugüne kadar iklim değişikliğinin direk etkisinden dolayı dünyada ne kadar insan "küresel iklim göçmeni" olmuştur?
Bugüne kadar iklim değişikliğinin direk etkisinden dolayı Dünya’da 26 milyon insan, “küresel iklim göçmeni, “iklim göçmeni” veya “çevre göçmeni” şeklinde adlandırılan “göçmen” olmuştur. Bu tür göçmenlerin sayısının 2050 yılına kadar Dünyada 150 milyonu bulması beklenmektedir.
Türkiye’de küresel iklim değişiminin ülkemizdeki su kaynaklarına olası kötü etkileri hangi başlıklar halinde özetlenebilir?
Türkiye’de küresel iklim değişiminin ülkemizdeki su kaynaklarına olası kötü etkileri başlıklar halinde şu şekilde özetlenebilir:
• Yağışta yazın büyük azalma olacak fakat buharlaşma artabilecek.
• Yağışların mevsimsel dağılımı ve şiddeti değişecek. Ani sellerde artışlar beklenmekte.
• 1987’den beri zaten ortalamanın altında gerçekleşen kar örtüsü daha da azalabilecek.
• Akımları sadece miktarı azalmayacak aynı zamanda pik zamanları da değişecek.
• Kuraklığın sıklığı ve şiddeti artabilecek.
• “Su stresi” artacak. Şehir ve ülke sınırlarını aşan nehirlerin kullanımı dâhil birçok uluslararası, ulusal ve yerel su kaynağının paylaşımında problemler çıkabilecek.
• Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması ile ülkemizde hâkim olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava, daha sık, uzun süreli kuraklıklara, orman yangınlarına ve tropikal hastalıklarda artışlara neden olabilecek.
• Kuş cenneti ve benzeri milli parklar tahrip olup, kuşların göç yolları ve konaklama yerleri değişecek.
İklim değişikliği nedeniyle, 2010 yılında Türkiye’nin Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu da kapsayan güney bölümünde yağış miktarlarının ne kadar azalacağı öngörülmektedir?
İklim değişikliği nedeniyle, yağış açısından da önemli değişiklikler yaşanabilecektir. Özellikle kış aylarında, Türkiye’nin Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu da kapsayan güney bölümünde yüzde 20 ila 50 arasında yağış miktarlarının azalacağı öngörülmektedir.