Sporda Risk Yönetimi Dersi 4. Ünite Özet

Sporda Risk Yönetimi

Sporda Risk ve Risk Yönetimi

Birçok alanda olduğu gibi spor da riskli bir iştir. Spor tesis işletmelerinde iç ya da dış kaynaklı olan ve başarı hedeflerini etkileyen olaylara bağlı olarak negatif, pozitif ve bazen de hem negatif hem de pozitif sonuçlar ortaya çıkabilir. Spor içerisinde negatif sonuçları olan olaylar riskleri oluşturmaktadır. Spor kulübünün yapısı ve takımlarının yer aldıkları faaliyet alanları bakımından dört ana risk kaynağı vardır. Bunlar:

  • Sahalar
  • Araç-gereç ve malzemeler
  • Program
  • İnsanlar

Spordaki buna benzer yüksek risk grupları, risk yönetimi için yeni uğraşlar sunmaktadır. Dolayısıyla sporda risk yönetimi aslında iyi bir iş yönetimidir. Sporda risklerin yönetilmesiyle sorumluluk alanları ve bu alanlara bağlı riskler belirlenmiş olur ve sportif faaliyetlerin yapıldığı çevre koşulları açık ve net olarak ortaya konur.

Sporda risk yönetimi; riskleri tanımlamak, spor kulüplerini ve organizasyonlarını korumak ve oluşan hasarı önlemek için program geliştirme ve bu programı uygulama sürecidir. Sporda risk yönetiminin amacı spor organizasyonundaki bireyleri (antrenör, sporcu, seyirci vb.), spor organizasyonunun mülkünü (saha, bina, tesis vb.), spor organizasyonunun gelirini ve spor organizasyonunun ününü korumaktır.

Risk yönetiminin tanımlarından da anlaşıldığı gibi spor organizasyonlarını risk yönetim yaklaşımı açısından dört önemli yönetim alanında incelemek mümkündür:

  • Finans Yönetimi
  • Sigorta Yönetimi
  • Tesis Yönetimi
  • Sakatlık Yönetimi

Sporda Risk Yönetim Süreci

Bir hizmet, ürün ya da sonuç elde etmek için yapılan sürekli faaliyetlerle proje kavramları çoğu zaman karıştırılmaktadır. Bu iki kavram birbirlerinden oldukça farklıdır. Örneğin, bir boya fabrikasında üretilmekte olan standart boyanın daha ucuza, farklı bir yöntemle üretimini, belli bir süre içinde ve bütçeyle araştırmak bir proje çalışmasıdır. Buna karşılık aynı boya üretim yöntemi için, maliyet azaltma konusundaki küçük denemeler, proje olarak değerlendirilmezler.

Riskle karşılaşıldığında, akıl ve deneyimler ışığında bir tepki gösterilir. Geleneksel sezgi yoluyla ortaya çıkan tepki, risklerden kurtulmada başarı sağlayamaz. Başarı için risklerin önceden saptanmasının yanı sıra, bunların gerçekleşmesi halindeki kayıp ve zararın tahmin edilmesi, potansiyel fırsatların görülmesi ve bunlara karşı nasıl bir tepki gösterileceğinin bilinmesi gereklidir.

Sporda risk yönetimi içerisinde amaç; spor kulübü ve takımının hedeflerine ilişkin risklerin belirlenerek, en kritik olanlarını öncelikle kontrol altına alabilmek ve riskler oluştuğunda, kulübün ya da takımın çalışmasındaki başarısı üzerindeki etkisinin detaylı anlaşılması ve risklerin öncelikli olarak sıralamasını sağlamaktır. Riskler hakkında elde edilen bilgi arttıkça riske karşı daha doğru tepkiler geliştirilerek risklerle daha kolay başa çıkılabilir. Sporda risk yönetimi, süreklilik arz eden dört temel süreçten oluşur:

  • Planlama
  • Tanımlama
  • Değerlendirme
  • Önlem alma ve kontrol

Bir risk yönetim programı, riskin tanımlanması, risk işleyişi, risk uygulaması ve riskin değerlendirilmesini içerir. Risk yönetim programı, risk yönetimi komitesi tarafından yönetici ya da iş sahipleri, danışmanlar, çalışanlar, gönüllüler ve katılımcılara sunularak hazırlanmalıdır. Komite aynı zamanda, yasal ve sigorta konularında uzman danışmanlara sahip olmalıdır. Bu işlemlerden sonra komitenin, aşağıdaki görevleri yerine getirmesi gerekmektedir:

  • Felsefe ve politikanın açıklanması,
  • Organizasyonun güçlü ve zayıf yönlerini tanımlayan bir ihtiyaç değerlendirmesinin yapılması,
  • Özel, ölçülebilir ulaşılabilir ve gerçekçi ve zamanı belli amaçların oluşturulması.

Sporda Risk Faktörleri

Sportif yaşam tarzının, sporcunun fiziksel, fizyolojik, zihinsel, psikolojik ve biyomotorik özelliklerini etkilediği bilinmektedir. Performans genel tanımı ile davranışın göreceli olarak kısa zamanlı ve sınırlı bir kısmıdır. Genellikle performans somut bir işi yapmaya yönelik eylem olarak nitelendirilebilir. Diğer bir ifadeyle performans; bir fiziksel aktivitenin gerektirdiği fizyolojik, biyomekanik ve psikolojik verim olarak tanımlanmaktadır.

Sporcuların üst düzeyde performans limitlerine ulaşmasına etki eden birçok iç ve dış risk faktörleri bulunmaktadır. Araştırmacılar insan performansını değişik sınıflandırmalarla açıklamaya çalışmışlardır.

Sporda başarı yani performans bileşkesi yetenek, zihinsel, psikolojik ve sosyal özelliklerin yanı sıra fiziksel ve fizyolojik uygunluğa bağlıdır. Sportif performans aerobik anaerobik güç, kuvvet, dayanıklılık ve esnekliği içeren kondisyon boyutundan, koordinasyon, reaksiyon zamanı, kinestetik algılama ve çevikliği içeren beceri boyutundan, fiziksel yapı, boy, kilo, motor kapasiteyi içeren fiziksel özellikler boyutundan ve bireyin kişiliğini, gereksinimlerini, motivasyonunu psikolojik özelliklerini içeren psikolojik ya da davranışsal boyuttan oluşmakta ve bu dört boyut performansı belirlemektedir.

Performansı belirleyen faktörler:

  • bireysel (cinsiyet, yaş, vücut yapısı, sağlık durumu, hijyen, biyolojik ritim, beslenme, ergonejik yardım),
  • malzeme (zemin, ayakkabı, giysi, cirit, sırık),
  • antrenman (tipi, şiddeti, kapsamı),
  • antrenör (yetenek seçimi, plan-program),
  • taktik, ısınma, bilim (sosyal ve tıp bilimleri işbirliği),
  • psikolojik (dürtülenme, eğilimler, yetenek, inançlar, gelenekler),
  • sosyal (nüfus spor yapan kişi sayısı, rehberlik, basın yayın, beden eğitimi, destek kurumları),
  • çevresel (yükselti, rüzgar, hava basıncı, sıcak, soğuk, gürültü, hava kirliliği, karanlık, nemlilik, manyetik alanlar, ültraviyole ışınları, mevsim, iklim, ekoloji, coğrafya),
  • şans faktörü,
  • metabolik (aerobik-anaerobik kapasiteler),
  • kas-sinir sistemi, sürat, kuvvet, teknik, kalp damar sistemi ve diğerleri olarak belirtilmektedir.

Kişilerin bilgi, kişilik, ekonomik ve kültürel durumları doğrultusunda gerçekleşen risk algısına yönelik dört farklı kuram bulunmaktadır. Bunlar:

  • Bilgi kuramı: Bilgi kuramına göre spor tesislerinin, spor malzemelerinin ya da sportif etkinliklerin tehlikeli olup olmamasına ilişkin algılar, ancak bunların tehlikeli olduğunun bilinmesi durumunda ortaya çıkar.
  • Kişilik kuramı: Bu kurama göre ise göre kişilerin kendi aktiviteleri içerisinde risk alma ya da almama durumu kişiliğe bağlı olarak ortaya çıkar.
  • Ekonomik kuram: Ekonomik kurama göre, eğer kişiler katıldıkları etkinliğin sonucunda ekonomik olarak daha iyi duruma gelecekleri ve ödüllendirileceklerini düşünürlerse bu tür durumlarda daha fazla risk alırlar. Kültürel kuram: Bu kuramda ise kişilerin risk algıları, içinde bulundukları, yaşadıkları sosyal çevre ve sosyal davranışlar doğrultusunda oluşmaktadır

Sakatlık ile İlgili Risk Faktörleri; Her türlü performans sporu çok çeşitli yaralanma ve sakatlanma riskleri de içermektedir. Literatüre göre spor kazaları ve sakatlıkları genellikle bu risk faktörlerinin kombinasyonlarından oluşmaktadır. Koruyucu önlemler nedensel faktörlere ya tek tek ya da birlikte yönelmelidir. Bu risk faktörlerinin birbirlerini etkileyebilecekleri unutulmamalıdır. Spor sakatlıklarının sebepleri arasında yorgunluk ve aşırı yüklenme, önceden geçirilmiş ve tam tedavi edilmemiş sakatlıklar, soğuk, aşırı gerilme ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı gelişen kas ve eklem sertlikleri, yetersiz antrenman nedeniyle oluşan kas zayıflıkları, kaslar arası güç dengesizliği, spor araç ve gereçlerinde yetersizlik, bedensel hazırlığın tam olmaması, ısınma eksikliği, spor dalının sporcuya uygun olmaması, yetersiz teknik, ruhsal yönden hazır olmama, aşırı rekabet, yarışmalı sporlar ve hastalıklar gibi risk faktörleri sayılabilir.

Finans ile İlgili Risk Faktörleri; sporda risk yönetimi sadece sakatlanmayı önleyici bir süreç değildir. Bunun dışında spor kulüplerinin varlığını sürdürebilmesi ve ününü koruması da risk yönetiminin bir faaliyet alanıdır. Spor kulüpleri varlıklarını ve ününü bir takım finansal destekler aracılığıyla sürdürmekte ve finansal risk faktörlerini de beraberinde getirmektedir. Spor kulüplerinin bu finansal gelirlerini; seyirci geliri, yayın hakkı satış geliri, sponsorluk geliri, transfer geliri ve üye aidatı, derneklerce yapılan yayınlar, tertiplenen piyango, eğlence, temsil, konser ve spor yarışması gelirleri, bağışlar, yardımlar, reklâm geliri gibi diğer gelirler şeklinde sıralanabilir.

Sosyo-Psikolojik Risk Faktörleri; Konsantrasyon yeteneği, riski kabullenme, riske meyil, yaralanmaya bireysel meyil ve motivasyonun yoğunluğu sporcunun psikolojisinde belirleyicidir. Spor sahalarındaki gerilim adrenalin salgılanması sonucu görülür. Fakat sporcunun üzerindeki genel stres kaynakları, bireysel ve sosyoekonomik etkenlerden de etkilenir. Bu streslerle baş edemeyen sporcular performans düşüşleri ve yaralanmalarla yüz yüze kalırlar.

Korku Faktörü; korku, kontrol edilmediğinde spordaki önemli risk faktörlerinden birisidir. Korkuyu azaltmaya yönelik olarak yapılacak ilk şey, korkunun bilincine varma, başka bir deyişle korkuyu itiraf etmektir. Sporcunun kendisini, rakibini oyun içinde kendi görevlerini, seyirciyi hatta hakemi yeterince tanıması ve hedeflerini açık ve uygun bir şekilde belirlemesi, korkunun performansı engellemesini ortadan kaldıracaktır.

Aile Faktörü ; Sporcuların aileleri onların en büyük destekleyicileri olmalarına rağmen, zaman zaman çeşitli nedenlerle hem sporcuların yaralanmalarına yol açıcı risklerden, hem de performanslarını düşürücü risklerden biri olabilir. Sporcunun medeni durumuna bağlı olarak ebeveynleri, kardeşleri veya eşi ile çocukları aile yaşantısında etkin durumdadırlar ve bu sebeple de aslında sporcu için risk faktörü haline dönüşebilirler.

Antrenör, Yönetici ve Hakem Faktörü; sporcu antrenör ilişkisi çok önemli bir konudur. Antrenörü ile yeterli diyalog kuramayan sporcu, antrenman veya yarışmada bir tür kendini kanıtlama arayışına girer. Bu arayış onun oyun düzeni içinde yapmaması gereken bir hareketi yapmasına, vermemesi gereken bir pası vermesine, kullanmaması gereken bir topu kullanmasına, girmemesi gereken bir mücadeleye girmesine neden olur. Yöneticilerin sporculara karşı davranış şekilleri, sporcuların kişilikleri, deneyimleri, eğitim-kültür düzeyleri ve yaşları oranında sporcuları farklı biçimlerde etkiler.

Seyirci Faktörü; seyircinin sporcu yada takımın ev sahibi olduğu konumda ortaya koyduğu teşvik edici davranış veya deplasmanlarda ortaya koyacağı olumsuz tezahürat sporcuyu etkileyen faktörlerden birisidir

Para Faktörü; Sporcular, sporu meslek olarak seçtiklerinde yaptıkları spor dalına ve başarı oranlarına göre para kazanmaya başlarlar. Özellikle bazı spor dallarında kazanılan bu para yüzbinlerce dolarla ifade edilecek rakamlara ulaşmaktadır. Çok genç yaşta büyük rakamlar kazanmaya başlayan sporcuda kişiliğine bağlı bazı değişik davranış şekilleri gelişebilmektedir.

Cinsiyet Faktörü; Fizyolojik açıdan egzersize uyum sağlama ve performansta ulaşılan seviye bakımından kadın ile erkek arasında farklar bulunmaktadır. Vücut yağ oranı erkeklerde, kadınlardan daha düşüktür. Oksijen kullanma kapasitesi kadınlarda erkeklerden daha düşüktür. Kadınlarda eklem ve bağ yapıları daha incedir. Bu incelik esneklik özelliğinin kadınlarda, erkeklerden daha fazla olmasını getirir. Yani psikolojik ve fizyolojik açıdan kadınlar ile erkekler arasında farklılıklar vardır

Tesis ve Malzeme ile İlgili Risk Faktörleri; spor tesis işletmeleri varlıklarını sürdürebilmek ve geliştirebilmek için yapılan tüm faaliyetlerde bir takım risklerle karşı karşıyadırlar. Spor tesis işletmelerinin başarısı, bu risklerin üstesinden gelinmesiyle doğru orantılıdır. Riskin özelliğinin bilinmesi, riskin tanınması ve başarılı bir şekilde yönetilmesi önemli bir noktadır. Eğer risk ve riskle ilgili bütün kavramlar bilinir ve kavranırsa, riske sebep olabilecek bütün ihtimaller göz önüne alınarak çözümler üretilebilir. Spor tesis işletmelerinde tesise, araç gerece, bireylere, yapılan sözleşmelere ve dışsal öğelere bağlı riskler bulunmaktadır.

Sahanın Fiziki Koşullarının Yarattığı Riskler; Oyun alanının açık veya kapalı olmasının getirdiği riskler vardır. Açık alanlarda özellikle hava koşullarının yol açacağı olumsuzluklar riskleri oluşturur. Kapalı alanlarda ise antrenman yapan veya yarışan sporcular için salonun yetersiz ısınması beraberinde çeşitli sağlık sorunlarını getirebileceği gibi, yaralanma riski ve performans düşüklüğüne de yol açabilir.

Zeminin Yarattığı Riskler; en önemli konu zeminin düzgünlüğüdür. Düzgünlüğünü yitirmiş zeminde sporcular, adeta tuzaklara dolu bir alanda gibidir. Birçok açık saha, sahanın üzerindeki yoğun sportif aktiviteden, hava koşullarının getirdiği sorunlardan ve bakımsızlıktan, düzgünlüğünü yitirecek tehlikeli bir zemin haline gelmektedir. Bazı spor dalları minder üzerinde yapılmaktadır. Burada minderin düzgünlüğünü yitirmiş olması da aynı sorunu getirir. Sonuçta düzgünlüğünü yitirmiş zeminde ortaya konacak performans düşmekte ve yaralanma riski artmaktadır

Giysi ve Ayakkabının Yarattığı Riskler; sporcu için kullandığı spor giysisi büyük önem taşır. Giysinin vücuda uygunluğu veya uygunsuzluğu bile onun performansını etkiler. Giysinin ağırlığı, teri emme oranı, yapımında kullanılan kumaşın cinsi, giysinin kesim tarzı, dikiş noktalarının vücudu rahatsız edip etmemesi, giysinin vücuda uygunluğu hep göz önünde bulundurulması gereken noktalardır. Spor ayakkabısı ve spor yapılan zeminin özellikleri alt ekstremitede karşılaşılabilecek yaralanmaların sıklığı ve ciddiyeti açısından önem taşımaktadır.

Spor Malzemelerinin Yarattığı Riskler; yapılan spor eğer bir takım oyunu ise oyunda kullanılan top da bir risk faktörü taşır. Burada öncelikle eğer basketbol, voleybol, hentbol gibi el ile oynanan bir spor dalı söz konusu ise parmaklar ve bilek; futbol ise ayak bileği, kafa ve boyun risk altındadır. İşte bu nedenler düşük performans ve yüksek yaralanma riski doğurabilir. Gerek aletler kullanılarak yapılan spor dallarında, gerekse aletlerin kullanıldığı bazı çalışmalarda, aletlerin sabitliğinin yitirilmiş olması beraberinde bazı riskleri getirir. Ayrıca yapılan spor dalına göre sporcular bazı koruyucu malzemeler kullanır. Bu malzemelerin sporculara uygun ebatlarda olanlarının kullanılması sporcunun yaralanma riskini azaltır.

Aydınlatma Durumunun Yarattığı Riskler; Gerek açık saha yarışmalarında, gerekse kapalı salonlarda yapılan yarışmalarda sahanın yeterli derecede aydınlatılmaması bir risk taşır. Yetersiz aydınlatma sporcunun performansını olumsuz yönde etkileyeceği gibi, kendisi ve çevresi için yaralanma riski oluşturabilecek faktörleri de tam olarak görememesine neden olur.

Antrenman ile İlgili Risk Faktörleri; Antrenman çeşitli koşullarda yaralanma riski doğurur. Bu koşullardan ilki yeterli ısınma yapılmaması, ikincisi yanlış antrenman yapılması ve üçüncüsü sporcunun sürantrene hale geldiği koşullarda bile yüklenmesidir. Sporda ısınma, sporcuların kendi performanslarını arttırmaları ve ilerde ciddi problemler yaratabilecek sakatlanma riskini azaltmaları için, gerek antrenman öncesi gerekse müsabaka öncesi yapılması gereken önemli bir etkinliktir.

Çevre ile İlgili Risk Faktörleri; Saat farklarının oluştuğu antrenman ve yarışma ortamlarında sporcular çeşitli riskler altına girerler. Bununla ilişki olarak iki kavram ön plana çıkmaktadır. Bunlar sirkadiyen ritim ve jet lag terimleridir.

İnsan vücudu 24 saatlik bir gün periyodu içinde pek çok fizyolojik ve psikolojik ritimler yaşar. Bu ritimlerin tümüne sirkadiyen ritim adı verilir. Spor sırasında vücudun adaptasyonu için kas tonusu ve kuvvetine etki eden endokrin sistemde özel sirkadiyen ritimler de bulunur

Egzersizde Risk ve Risk Yönetimi

Egzersizin ise insan sağlığı üzerine olan olumlu etkileri kabul görmekte ve sporun günlük hayatımıza yerleştirilmesinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Egzersiz bireylerin fiziksel olarak daha zinde ve sağlıklı olmalarına katkı sağlar. Düzenli egzersiz yapmak kalp dolaşım sistemi başta olmak üzere birçok hastalığa hatta kansere yakalanma riskini de azaltır. Egzersiz ile form tutma, ölüm riskinin azalmasına neden olmanın yanında kardiyovasküler hastalıklar, kronik solunum yolu hastalıkları, diabetes mellitus, obezite, kanser, osteoporoz gibi hastalıkların gelişim riskinin azalmasına ve bu hastalıkların semptomlarının kontrol altına alınmasına katkıda bulunur.

Bireye özel egzersiz reçetesi oluşturmak için egzersize başlamak isteyen birey bir ön değerlendirmeden geçirilir. Risk faktörleri ile hastalık taramaları yapıldıktan sonra bireyin mevcut form durumu analiz edilir ve bireye özel egzersiz reçetesi düzenlenir. Organize egzersiz programlarına başlamadan önce kişilerin ACSM (Amerikan Spor Hekimliği Cemiyeti) kriterleri doğrultusunda koroner arter hastalığı için seçilmiş risk faktörleri açısından ve kardiyovasküler, pulmoner veya endokrin hastalık risklerine ilişkin bulgu ve semptomlar açısından değerlendirilmesi gerekmektedir (s: 78, Tablo 4.1).


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v