Mahalli İdareler Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yerel Yönetimin Kavramsal Yapısı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Yerel yönetimlerin tanımı nedir?
Yerel yönetimler, ülke sınırları içinde yerleşik değişik büyüklüklerdeki köy, kasaba, kent gibi yerleşim yerlerinde yaşayan başta insan olmak üzere tüm canlıların ortak ve yerel nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla belli bir hukuk düzeni içinde oluşturulmuş anayasal kuruluşlardır.
Devletin tanımı nedir?
Devlet; adına ülke denilen belli bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanların ortak nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan siyasal bir organizasyondur.
Devlet nasıl bir organizasyondur?
Devlet, başta yürütme, yasama ve yargı erkleri olmak üzere, yerel yönetimleriyle, üniversiteleriyle, sendikalarıyla, vakıflarıyla, sivil toplum kuruluşları ve dernekleriyle ayrı görevleri olmakla birlikte, üst amaçta birbirleriyle uyumlu çalışması gereken bir organizasyondur.
Devletler görevlerini yerine getirebilmek nasıl örgüt kurmuşlardır?
Devletler bu tür görevleri yerine getirebilmek için faaliyet alanları, tüm ülkeyi kapsayan bir “merkezi yönetim” örgütü kurmuşlardır. Ülkemizdeki, il ve ilçelerde merkezi yönetimin taşra örgütü de bulunmaktadır
Demokratik arayışlarla yerel nitelikteki ortak ihtiyaçları karşılayabilmek için merkezi yönetimin yanı sıra hangi yönetim birimleri kurulmuştur?
Demokratik arayışlarla yerel nitelikteki ortak ihtiyaçları karşılayabilmek için merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetim birimleri de kurulmuştur.
Merkezi yönetim, görev ve yetki açısından tüm ülkeden, yerel yönetimler ise hangi alanlardan sorumludurlar?
Merkezi yönetim, görev ve yetki açısından tüm ülkeden, yerel yönetimler ise kendi sınırları içindeki alanlardan sorumludurlar. Her iki yönetim de hizmetlerin finansmanı için gereken gelirleri, esas olarak ülke sınırları içinden sağlayacaktır.
Kaç yıllarından itibaren uluslararası kalkınma örgütleri, yerelleşmeyi etkin bir kalkınma stratejisi olarak önermişledir?
1980’li yılların başından bu yana uluslararası kalkınma örgütleri, yerelleşmeyi etkin bir kalkınma stratejisi olarak önermişler, hükümetleri borçlar ve/veya mali yardımlarla yerelleşme politikalarında teşvik etmişlerdir.
Yerel yönetimlerin gelir ve harcama sorumluluklarının artırılmasının sonucu ne olabilir?
Yerel yönetimlerin gelir ve harcama sorumluluklarının artırılmasının, kamu kesiminde kaynakların tahsisinde ve hizmetlerin sunumunda etkinliği artıracağı düşüncesi önemli rol oynamıştır. Bu yolla ekonomik büyümenin artırılabileceği düşünülmüştür.
1990’lardan sonra, bazı gelişmekte olan ülkelerde uygulamaya konulan mali yerelleşme reformlarının sonucu ne olmuştur?
1990’lardan sonra, bazı gelişmekte olan ülkelerde uygulamaya konulan mali yerelleşme reformlarının bölgelerarası eşitsizlik, yüksek enflasyon ve yerel yönetimlerin teknik yetersizliklerine bağlı olarak temel kamu hizmetlerinin sunumunda aksamalar şeklinde olumsuz sonuçlar da görülmeye başlanmıştır. Bu durum, mali yerelleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin yanında fiyat istikrarı üzerindeki etkilerinin de incelenmesi sonucunu doğurmuştur.
Düşük gelir düzeyine sahip gelişmekte olan ülkelerde, kamu kesimlerinin mali açıkları ve halkın temel kamu hizmetlerine olan ihtiyacı yüksektir. Bu durum karşısında merkezi yönetimler, nasıl sorunlarla karşılaşırlar?
Düşük gelir düzeyine sahip gelişmekte olan ülkelerde, kamu kesimlerinin mali açıkları ve halkın temel kamu hizmetlerine olan ihtiyacı yüksektir. Bu durum karşısında merkezi yönetimler, toplumun talepleri karşısında zorlanınca, uluslararası kuruluşların da teşvikiyle iyi tasarlanmamış mali yerelleşme reformlarını uygulamaya koyabilmişlerdir. Yerel yönetimler de bu tip ülkelerde yetersiz kaynaklarla temel altyapı faaliyetlerini gerçekleştirme amacıyla bütçelerini zorlamış ve borç almaktan çekinmemişlerdir. Ödenemeyen borçları ise merkezi yönetim tarafından üstlenilerek kamu açıklarını artırmış, enflasyonu da tetiklemiştir.
Yerelleşmenin en geniş tanımını nedir?
Yerelleşmenin en geniş tanımını şu şekilde yapabiliriz; yerelleşme; gelir ve giderler dolayısıyla görevler dahil her türlü yönetim sorumluluklarının, merkezi yönetimden, merkezi yönetimin taşra birimlerine, merkezin kontrolü altındaki diğer birimlere, merkezi yönetimin dışındaki özel birimlere aktarılmasıdır
Yerelleşmenin dar tanımınI nedir?
Yerelleşmenin dar tanımında ise; merkezi yönetimin yukarıda belirtiğimiz her türlü yönetim sorumluluklarını, kendi taşra birimlerine, sivil toplum örgütlerine veya özel kuruluşlara vermesi, özelleştirme yapması yerelleşme değildir. Yerelleşme; yasayla kurulmuş ve tüzel kişiliğe sahip, organları seçimle oluşturulmuş özerk birimlere bazı sorumlulukların verilmesidir.
Yerelleşme çoğu kez merkezileşmenin neresindedir?
Yerelleşme çoğu kez merkezileşmenin tam tersi olarak ifade edilse de, yerelleşme merkezileşmenin bir alternatifi değildir.
Yerelleşme; yerelleşen yetkinin türüne göre kaça ayrılabilir?
Yerelleşme; yerelleşen yetkinin türüne göre; politik, idari ve mali yerelleşme olarak üçe ayrılabilir.
Politik yerelleşmenin tanımı nedir?
Politik yerelleşmede; vatandaşların seçilmiş yerel temsilcilerine politika yapıcı olarak daha fazla yetki verip, karar alma sürecinde yetki ve sorumluluklarını artırmak söz konusudur.
İdari yerelleşme tanımı nedir?
İdari yerelleşme ise; kamu hizmetlerinden bazılarının yönetim düzeyleri arasında aktarımıdır.
Mali yerelleşmenin tanımı nedir?
Mali yerelleşme en çok gündemde yer alan bir türdür. Mali yerelleşmeyi; merkezi yönetimin yerel yönetimlere, özgelirlerinde ve giderlerinde, bütçelerinin açık vermesinde ortaya çıkan borçlanmalarında veya gelecek nesillerin faydasına olacak önemli kaynak kullanımı gerektiren yatırımlarındaki borçlanmalarda yaptığı yetki ve sorumluluk aktarımı şeklinde tanımlayabiliriz.
Sanayi devrimini izleyen dönemlerde, göçler şeklinde ortaya çıkan 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlanarak artan kentleşme hareketi inanılamayacak boyut ve etkilere sahip olmasının sonucu ne olmuştur?
Kentleşmenin bu boyutu yerel yönetimlerin de önemini artırmıştır.
Büyük kentlere örnek hangileridir?
Büyük kentler deyince; nüfusu 30 milyonun üstündeki Tokyo, 20 milyonun üstündeki Mexico City, Shanghai, Seul, Sau Paulo, 15 milyonu geçen Mumbai,
Kentleşmeye ilişkin literatürde, büyük kentlere verilen metropol adının yanı sıra, hangi deyimler kullanılmaktadır?
Kentleşmeye ilişkin literatürde, büyük kentlere verilen metropol adının yanı sıra, daha büyük bir coğrafi alanı, daha yoğun bir nüfus birikimini ifade etmek için megapol veya megapolis deyimleri kullanılmaktadır.
Yoğunluktaki kentleri boğulmaktan kurtarmak için uydu kentler, cazibe merkezleri, sanayi merkezleri kurulması gibi gerçekleştirilmelerinde güçlükler olan sorunlar nelerdir?
Kentleşmenin neden olduğu sorunlardır.
Metropollerde sorunun çözümünü zorlaştıran etkenlerden biri nedir?
Metropollerde sorunun çözümünü zorlaştıran etkenlerden biri de; yerel nitelikte mal ve hizmet sunmak durumunda olan yerel yönetim birimlerinin sadece kendi bölgesinde yerleşmiş nüfusa değil, çevresine ve geçici nüfus adı verilebilecek ve metropol alana sabah gelip akşam dönen ya da birkaç gün kalan nüfusa da hizmet sunma zorunda kalmasıdır. Bu zorunluluk, eğitim, sağlık, banka, ticaret, spor, eğlence vb. alanlardaki hizmetlerin metropol alanda gerçekleşiyor olmasından kaynaklanmaktadır.
Teknoloji alanında ortaya çıkan yenilikler de sorunun çözümünde kolaylıklar getirmesinin yanın da ne gibi sorunlar getirmektedir?
Maliyetleri de artırabilmektedir.
İnsanlar neden toplu halde yaşamak zorunda kalmışlardır?
İnsanlar başta güvenlik olmak üzere birçok nedenle toplu halde yaşamak zorunda kalmışlar ve kendilerine elverişli gelen bir alanda yerleşip, ortak çıkarlarını korumak ve ihtiyaçlarını gidermek üzere örgütlenmişlerdir.
Komün tanımı nedir?
Komün şu şekilde tanımlanabilir; “Belli bir toprak parçası üzerinde toplu bir halde ve komşuca ilişkiler içinde yaşayan insanlardan oluşan, doğal yerleşme birimi niteliğindeki topluluklardır.”
İnsan topluluklarının en gelişmiş şekli nedir?
İnsan topluluklarının en gelişmiş şekli olan bir diğer kuruluşta devlet olarak anılır. Devlet, işlevlerini daha iyi yerine getirebilmek için belli bir hukuki yapıya dayandırarak idari karakterdeki bazı toplulukları kendisi oluşturabilir.
Kentleşme, dar anlamda tanımı nedir?
Kentleşme, dar anlamda, kent sayısının ve kent nüfusunun artması olarak tanımlanabilir.
Kentleşmenin geniş anlamdaki tanımı nedir?
Kentleşmenin geniş anlamdaki tanımı ise, sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kent sayısının artması ve toplum yapısında artan oranda örgütlenme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim sürecidir.
Kentin anakent/büyükşehir olarak nitelenebilmesi için daha hangi özelliklerinin bulunması gerekir?
- Birincisi; geniş bir yerleşim alanını kapsamalıdır. Söz konusu alanda çeşitli düzey, sayı ve genişlikte diğer yerel yönetim birimleri yer alabilmektedir.
- İkincisi; geniş bir sosyal, ekonomik ve kültürel etki alanı bulunmalıdır. Çünkü büyükşehirlerin yönetiminden beklenen veya gerçekte yüklendiği hizmetlerin dışsallığı geniş bir alanı ilgilendirmektedir. Öyle ki, bazı hizmetlerin sadece büyükşehir çevresinde değil, ulusal hatta uluslararası boyutlarda etkileri bulunmaktadır. Dolayısıyla hem bulundukları ülkenin eğitim, sağlık, kültür, ekonomi, turizm vb. merkezi bulunmakta hem de bu özelliklerinin bazıları uluslararası alanda gözönünde tutulmaktadır.
- Üçüncüsü; söz konusu kentlere diğer yerleşim alanlarından hızlı bir göç olmakta ve gelişme sürecine bağlı olarak bu olay devamlılık kazanmaktadır. Böylece söz konusu kentin yerleşim alanı genişlemekte ve bunun sonucu söz konusu kent içinde çok sayıda yerel yönetim biriminin yer aldığı bir büyükşehir oluşmaktadır.
Büyükşehir yönetiminde nasıl yönetim biçimleri ortaya çıkmıştır?
Tek kademenin varolduğu büyükşehir yönetimleri, iki kademenin olduğu büyükşehir yönetimleri, özel yönetim bölgeleri ve yönetimler arası işbirliğinden oluşan büyükşehir yönetimleri. Ama değişmeyen şey; bu birimlere özel ekonomik ve mali ayrıcalıklar tanınmış olmasıdır.
Ülkemizde de büyükşehir ölçeğindeki belediyeler için kaç kademeli bir yönetim sistemi getirilmiştir?
İki kademeli bir yönetim sistemi getirilmiştir.
İnsan ihtiyaçları kaç bölümden oluşur?
Özel ihtiyaçlar ve kamusal ihtiyaçlar. Özel ihtiyaçlar insanların fizyolojik varlıklarından doğan ihtiyaçlardır. Acıkmak, üşümek gibi. Kamusal ihtiyaçlar ise toplu halde yaşamalarından doğar
Özel ya da kamusal nitelikteki ihtiyaçların giderilmesinin sonucu nedir?
Ekonomik faaliyetlere girişilmesinin temel etkenidir. Çünkü ihtiyaçlar ya bir malın tüketilmesi ya da bir hizmetten yararlanılması ile giderilebilir.
Üretilecek mal ve hizmetlerin maksimum tatmini sağlayacak biçimde üretilmesi, ürünün ihtiyaç sahiplerine nerede, ne biçimde, ne miktarda, hangi fiyatlarla sunulacağına ilişkin problemler nasıl çözülür?
Günümüzde bu problemlerin çözümünü ya piyasa ekonomisinde ya da karma ekonomik düzende görmekteyiz. Piyasa ekonomisinin üretici birimleri olan firmalar, kârlarını koşullar elverdiği ölçüde maksimize etme çabasında olurlar. Bu nedenle de, tüketimden mahrum bırakılamama özelliği olan kamusal malları üretmeleri söz konusu değildir. Çünkü faydanın ölçülmesi ve fiyatının oluşması imkânı yoktur. Bu firmalar, ancak, yarı kamusal malları üretebilirler. Bu durumda da, üretimlerini sadece tüketici tercihini yansıtan özel faydayı gözönünde tutarak yaparlar. Dışsallıkları gözönüne almadıklarından, kaynakların etkin kullanılması ilkesinden uzaklaşılabilir. Gerek kamusal gerekse yarı kamusal mal ve hizmetleri merkezi yönetim ve yerel yönetimler, mal ve hizmetin özelliğine göre bölüşerek kamu kesiminde üretirler
Karma ekonomik düzene sahip ülkelerde, özel malları esas itibariyle firmalar üretirler. Ancak, merkezi yönetim ve yerel yönetimler ekonomik teşebbüsler oluşturarak, bazı özel malları da üretmektedirler. Önceki yıllarda çok duyulan kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) ve belediye iktisadi teşebbüsleri (BİT) bu tür mal ve hizmet üretmekteydi. Merkezi yönetime bağlı K İT’lerde bir türlü giderilemeyen bütçe açıklarının hazine tarafından karşılanmasının doğurduğu adaletsizlikler ve mali sorunlar sonucu ne olmuştur?
Merkezi yönetime bağlı K İT’lerde bir türlü giderilemeyen bütçe açıklarının hazine tarafından karşılanmasının doğurduğu adaletsizlikler ve mali sorunlar sonucunda KİT’lerin özelleştirilmesi konusunda genel bir kabulün doğduğu ve özelleştirmelere gidildiği bilinmektedir.
Yerel yönetimlerin içinde, özellikle belediyelerin kurmuş oldukları şirketler aracılığıyla kâr amacı gütmeden ama sürümden kazanarak kârlı sonuçlarla karşılaştığı özel nitelikli mal ve hizmet üretimleri de son yıllarda hayli artmıştır. İstanbul’dan örnek şirketler hangileridir?
- İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ: Her türlü dış mekân süs bitkisi ve ilgili malzemelerin de satışının yapıldığı bir şirkettir.
- Büyük İstanbul, Eğitim, Turizm ve Sağlık Yatırımları ve Tic. AŞ: Kısa adı BELTUR olan bu şirket, Yıldız Korusu, Emirgan Korusu gibi altı farklı tesiste müşterilerine kafeterya ve büfe hizmeti sunmaktadır. Malta Köşkü ve Hidiv Kasrı gibi köşklerde düğün hizmeti de vermektedir.
- İstanbul Halk Ekmek AŞ: Sağlıklı ve kaliteli ekmek ve unlu mamullerin satışı yapılmaktadır.
Yerel yönetimlerin içinde, özellikle belediyelerin kurmuş oldukları şirketler aracılığıyla kâr amacı gütmeden ama sürümden kazanarak kârlı sonuçlarla karşılaştığı özel nitelikli mal ve hizmet üretimleri de son yıllarda hayli artmıştır. Eskişehir Büyükşehir Belediyesine bağlı 10 şirket arasından bazı örnekler hangileridir?
- Belkent: Her türlü alt ve üst yapı inşaat işleri, turizm hizmetleri, taşımacılık hizmetleri, ticari işletmecilik, iletişim hizmetleri yapmaktadır.
- Estram: Tramvay ile Eskişehir’de kentsel ulaşım ve toplu taşıma yapmak şirketin iştigal konusudur.
Belediyelerin mal ve hizmet üretim ihtiyaçlarının piyasada serbest rekabet koşulları içinde sağlanması ve ihalelerde müteahhit ve satıcıların aralarında anlaşarak fiyatı ve yükleniciyi önceden belirleyecek tertipler yapmalarını önlemek, sağlıklı ve kaliteli mal ve hizmet sunma amaçlarıyla yürüttükleri bu hizmetler konusunda nasıl görüşler de vardır?
Karşı görüş sahipleri nitelikleri itibariyle sadece o mal veya hizmeti kullanana yarar sağlayan bölünebilir veya özel mal ve hizmet denilen üretim konularının, piyasaya bırakılması ve piyasanın üretim koşullarının belediyelerce daha sık denetlenmesini istemektedir. Bu şekilde, belediyelerin asli görevlerine yoğunlaşıp, vatandaşa daha iyi hizmet vereceklerini belirtmektedirler.
Her ülkede yönetim görevi ve sorumluluğu kaça ayrılmıştır?
Her ülkede yönetim görevi ve sorumluluğu merkezi yönetim ve yerel yönetim olmak üzere iki ayrı örgüt arasında paylaştırılmıştır.
Federal yapıdaki ülkelerde yönetim görevi ve sorumluluğu kaça ayrılmıştır?
Her ülkede yönetim görevi ve sorumluluğu merkezi yönetim ve yerel yönetim olmak üzere iki ayrı örgüt arasında paylaştırılmıştır. Federal yapıdaki ülkelerde bu ikisinin arasında bir de federe devletler yer almaktadır.
Çeşitli ülkelerde federe devletler hangi adlarla da anılmaktadır?
Çeşitli ülkelerde federe devletler; üye devlet, kanton, eyalet, cumhuriyet, devletçik gibi adlarla da anılmaktadır.
Günümüzde, yerel yönetimlerin belli niteliklere sahip bulunmaları zorunlu ön koşul olarak kabul edilmektedir. Bu nitelikler nelerdir?
Günümüzde, yerel yönetimlerin belli niteliklere sahip bulunmaları zorunlu ön koşul olarak kabul edilmektedir. Bu nitelikler şunlardır:
- Merkezi yönetimden ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptirler.
- Ayrı bir malvarlığına sahiptirler.
- Kendi bütçelerini yapma yetkileri vardır.
- Seçimle işbaşına gelenlerden oluşan karar organlarına sahiptirler.
- Kendilerine özgü gelirleri vardır.
- Sınırlı da olsa, belli bir özerkliğe sahiptirler.
Yerel yönetimlerin merkezi yönetimden ayrı olarak mal ve hizmet sunmasının değişik yaklaşımlarla açıklaması yapılmaktadır. Bu yaklaşımlar nelerdir?
Yerel yönetimlerin merkezi yönetimden ayrı olarak mal ve hizmet sunmasının değişik yaklaşımlarla açıklaması yapılmaktadır. Bu yaklaşımlar;
- Geleneksel ve Tarihsel Yaklaşım,
- Hukuki Yaklaşım,
- Siyasi Yaklaşım,
- Ekonomik Yaklaşım.
Günümüzdeki eğilim kamu düzeninin ve hizmette standart eşitliğinin sağlanması yönlerinden merkeziyetçilik lehinde bazı görüşlerin ileri sürülmesine rağmen, gelişme hangi yöndedir?
Yerinden yönetimin merkezden yönetime oranla giderek gelişmesi yönündedir.
Tarihsel gelişme sürecinde ele alınırsa; ilk çağlarda merkeziyetçiliğin çok daha hâkim olduğu görülür ve bu durum ilk çağlardaki hangi anlayışın bir sonucudur?
Tarihsel gelişme sürecinde ele alınırsa; ilk çağlarda merkeziyetçiliğin çok daha hâkim olduğu görülür ve bu durum ilk çağlardaki devlet anlayışının doğal bir sonucudur.
Orta çağda durum değişmiş ve hükümdarlar çeşitli siyasal gerekçeler ve nedenlerle yetkilerini derebeyleriyle paylaşmak zorunda kalmışlardır. Bu değişiklik giderek hangi sonucunu doğurmuştur?
Bu değişiklik giderek merkeziyetçilikten yerinden yönetime geçiş sonucunu doğurmuştur.
Yeni Çağlarda ise, feodalitenin yıkılması sonucu ne olmuştur?
Yeni Çağlarda ise, feodalitenin yıkılması nedeniyle merkeziyetçilik yeniden ön plana çıkmaya başlamıştır.
Demokrasi döneminde durum değişmiş ve bazı ülkeler genel nitelikleri açısından kendi tarihsel ve sosyolojik yapılarına uygun düşen yumuşatılmış merkeziyetçi sistemi, bazı ülkeler ise yerinden yönetim sistemini benimsemişlerdir. Ilımlı merkeziyetçi sistemi benimseyenlere örnek olarak hangi ülkeler gösterilebilir?
Ilımlı merkeziyetçi sistemi benimseyenlere örnek olarak Fransa ve İtalya, yerinden yönetim sistemini benimseyenlere örnek olarak ABD ve İskandinav ülkeleri gösterilebilir.
Yerel yönetimlerin gerekliliği nedenlerini açıklayan hukuki yaklaşım aslında bir neden değil bir sonuçtur. Bunun nedeni nedir?
Çünkü yerel yönetimlerin varlık gerekliliği aslında siyasal ve ekonomik bazı etkenlerin varlığı ile açıklanabilir. Bunların sonucu olarak hukuki etken, bu yönetimlerin siyasal bir örgütlenme olan devletin yönetsel yapısı içinde nasıl bir hukuki yapıya kavuşturulmaları gerektiğini ve gerekeceğini araştırmanın nedenidir.
Kamusal düzenin sağlanıp, insanların ihtiyacı olan mal ve hizmetlerin üretilmesi için, kamu kesiminin örgütlenmesinde birbirinin karşıtı olan kaç eğilim vardır?
Bu eğilimlerden birincisi hizmetlerin merkezden yönetilmesidir. Buna “merkeziyet” veya “merkezden yönetim” denir. İkincisi ise hizmetlerin büyük bir kısmının merkezden ayrı yerlerde, farklı kurumlara gördürülmesidir ki buna da “adem-i merkeziyet” veya “yerinden yönetim” denilmektedir. Bunun sonucunda, çeşitli yönetim sistemleri ve türleri ortaya çıkmaktadır.
Merkezi yönetim nasıl tanımlanabilir?
Her devlette var olması doğal olan yasama, yürütme ve yargıya ilişkin tüm yetkiler, kısacası kamu gücünün tamamı, merkezi bir otoritede toplanır ve her iş merkezden yönetilirse merkeziyetçi bir sistemin var olduğu anlaşılır. Bu durumda, ister yerel düzeyde, ister ülke düzeyinde olsun tüm kamu hizmetleri, merkezi yönetimin tüzel kişiliğinde toplanır ve merkez ya da merkez hiyerarşisine tabi örgütlerce gerçekleştirilir.
idari merkeziyet nasıl tanımlanır?
Yasama ve yargı erk ve yetkilerinin merkezi yönetimde bulunmasına siyasal merkeziyet, yürütme erkine ilişkin idari konulardaki yetkilerin merkeze sıkı bir şekilde bağlı olmasına idari merkeziyet denilmektedir. Siyasi merkeziyetin idari merkeziyete kıyasen daha geniş bir kavram olduğu görülmektedir.
İdari merkezden yönetimin doğrudan veya dolaylı olarak oluşması, işin niteliğini değiştirmez. Bunun nedeni nedir?
Çünkü merkezi yönetim, yetkilerini doğrudan kullanabileceği ve hizmet üretebileceği gibi, ülkenin çeşitli yerlerinde bulunan merkezi yönetim yetkililerine önemli sayılabilecek konularda karar alma ve bunları uygulama yetkisi verebilir ki burada karşımıza yetki genişliği kavramı çıkar.
Yetki genişliği tanınması hali de gerçekte hangi sistem içinde yer almaktadır?
Yetki genişliği tanınması hali de gerçekte merkeziyet sistemi içinde yer almaktadır. Çünkü merkezi yönetimin memuru, burada, almış olduğu ve uygulamada bulunduğu kararlarında merkezi yönetimin adına hareket etmektedir.
Merkeziyetin yokluğu anlamında olan ve adem-i merkeziyet olarak da ifade edilen yerinden yönetim kavramı, yetki dereceleri ve uygulama alanları açısından kaça ayrılır?
Merkeziyetin yokluğu anlamında olan ve adem-i merkeziyet olarak da ifade edilen yerinden yönetim kavramı, yetki dereceleri ve uygulama alanları açısından sınıflandırılmaktadır. Yerinden yönetimler, sahip oldukları yetkilerin derecesine göre siyasal yerinden yönetim ve idari yerinden yönetim şeklinde ikiye ayrılır.
Bir Güney Amerika ülkesi olan Uruguay’ın başkenti Montevideo’da 1933 tarihli Montevideo Deklarasyonu devleti nasıl tanımlamıştır?
Daimi bir nüfusu, belirli bir ülkesi, hükümeti ve diğer devletlerle ilişkiye girmeye yetkisi olmalıdır, şeklinde tanımlamıştır. Bugün bile KKTC veya Kosova gibi daha birçok yerde, devletin tanınıp tanınmaması konusunda gündeme gelen bu sözleşme egemenlik unsurunun sağlanmasına ilişkin etkin bir otoritenin varlığı, otoritenin kamu düzenini kurma ve devam ettirmek konusunda ehliyetinin olması konusunu vurgulamaktadır.
Devletler, siyasi yapıları bakımından değişik şekillerde kurulabilirler. Bunlar nelerdir?
Devletler, siyasi yapıları bakımından değişik şekillerde kurulabilirler. Bunlardan başlıcaları; üniter devlet, konfederasyon ve federasyondur.
Üniter devlet tanımı nedir?
Üniter devlet, siyasal yönden merkeziyetçiliği simgeler. Bu tür devletlerde bir yasama organı ve bir yargı sistemi vardır. İdari yetkiler çoğunlukta merkezi yönetimce kullanılır. Günümüzde üniter devletlere örnek olarak Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan gibi ülkeleri gösterebiliriz.
Konfederasyon tanımı nedir?
Konfederasyon, bir devletler birliğidir ve günümüzde örneği hemen hemen kalmamıştır. Birden fazla bağımsız devletin, uluslararası hukuki kişiliklerini korumak şartıyla belli bir amaçla, özellikle ortak savunmalarını sağlamak üzere biraraya gelip kurdukları bir devlet topluluğudur.
Federasyon tanımı nedir?
Federasyon ise uluslararası kişiliğe sahip olmayan federe devletlerin oluşturdukları bir devlet şeklidir. Federasyonda, federal devlet üstün yetkilere ve tek bir hükümete sahiptir. Uluslararası kişiliğe sahip olan federal devlettir. Ancak, federal anayasa ile federal devlete bırakılmış olanların dışında kalmak koşuluyla, federe devletler de yasama ve yargı bağımsızlığına sahiptir. İşte bu nedenle, siyasal yerinden yönetim deyince federasyon olarak devlet yapısını kurmuş ülkelerde federal devletler akla gelmelidir. Bir başka deyişle federasyon, siyasal yerinden yönetimin somut bir örneğidir. Amerika Birleşik Devletleri, İsviçre, Almanya ve Hindistan gibi ülkeler örnek olarak verilebilir.
Siyasal yerinden yönetim örnekleri hangileridir?
Siyasal yerinden yönetim örneklerini ABD’de elli eyalette (federe devlette) görmekteyiz. Örneğin; Connecticut, Arizona, Kuzey Carolina, Ohio, Pensilvanya, Utah, Missisipi ve Michigan gibi. Bu eyaletlerde ayrı bir siyasal yerinden yapı örneğini; idam cezası, kürtaj ve vergi gibi konularda birbirinden farklı kanunlar çıkaran yapıdan hatırlarız. Almanya’da 16 eyalet veya land diye adlandırılan federe devletçikleri görmekteyiz. Örneğin, Bremen, Bavyera, Hessen, Kuzey Ren Westfalya gibi. Hindistan’da 28 eyalet vardır. Örneğin; Pencap, Gucarat, Utar Pradeş, Maharaştra gibi. İsviçre’de 26 Kanton’dan oluşur. Örneğin; Cenevre, Friburg, Zürih, Bern, Obualden ve Basel-Stadt gibi.
Eyalet veya kanton olarak belirtilen federe devletlerin, federal devletin yetkisi dışında bırakılmış hususlarda yasama, yürütme ve yargı yetkisine sahip oldukları unutulmamalıdır. Federe devletler, yerel yönetim kavramına dahil edilemezler. Bunun nedeni nedir?
Çünkü federe devlet sınırları içinde çok sayıda ve yetkileri yasalarla belirlenmiş belediye ve köy gibi yerel yönetimler vardır. Ancak bunlar siyasal değil, idari yerinden yönetim gereksinimlerinden doğmuştur.
İdari yerinden yönetim nasıl ortay çıkmıştır?
İdari yerinden yönetim, merkeziyetçi sistemin, yerel nitelikli ortak ihtiyaçları gereği gibi karşılayamaması sonucunda ortaya çıkmış bir sistemdir. Gereği gibi dememizin nedeni, yerel ihtiyaçların, öncelik sırası bilinerek, zamanında, az kaynakla çok fayda sağlayacak şekilde, nitelikli ve demokratik bir biçimde karşılanmasında karşılaşılan sorunlar nedeniyledir. İdari yerinden yönetim sisteminde yasama ve yargı konularındaki bütün yetkiler, merkezi yönetime aittir. Ancak, yerel hizmetlerin bir kısmının yerine getirilebilmesi için yönetim yetkisi verilen ve karar organları seçmenlerce seçilerek oluşturulan, değişik adlarla anılan yerel ve bölgesel yönetimler oluşturulmuştur.
Hizmet Yerinden Yönetimi nasıl bir yönetim şeklidir?
Hizmet Yerinden Yönetimi: Burada belli bazı kamu hizmetlerinin merkezi yönetimin hiyerarşisi dışında, bağımsız örgütlere bırakılmasından söz edilmektedir. Bu örgütlere, hizmet alanları ile sınırlı özerklik verilerek, hizmetleri ile ilgili konularda yürütme ile ilgili kararlar almak yetkisi verilmektedir. Örneğin; belirli amaçların yerine getirilebilmesi için kanunla kurulan, tabipler odası, ticaret odası, baro, sanayi odası gibi meslek odaları ile üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri hizmet yerinden yönetim kuruluşlarıdır
Mahalli Yerinden Yönetim nasıl bir yönetim şeklidir?
Mahalli Yerinden Yönetim: Ülkenin belli bir bölgesinde oturan bireylerin, o yerde yerleşmelerinden dolayı doğan ortak ihtiyaçlarını kendi organları aracılığı ile saptamak ve gereğini yapmak konusunda özerklik verilerek, yetkilendirilmesidir. Bu durumda, mahalli yerinden yönetim söz konusudur. Türkiye’deki örnekleri belediyeler ve köylerdir. İdari yerinden yönetimin bir sonucu olarak ortaya çıkan yerel yönetimlerin ayrı bir tüzel kişiliği ve bunun sonucu olarak da idari özerkliği söz konusudur.
Yerel yönetimlerin ayrı bütçeleri ve kendi gelir kaynakları bulunmaktadır. Ayrı bütçeye sahip olmaları hangi anlama gelir?
Ayrı bütçeye sahip olmaları da, aslında mali özerkliğe de sahip olmaları anlamına gelebilir.
Yerel yönetimlerin varoluş nedeni, hukuksal yaklaşıma göre, neyin sonucudur?
Yerel yönetimlerin varoluş nedeni, hukuksal yaklaşıma göre, idari yerinden yönetimin bir sonucudur.
Yetki genişliği tanımı nedir?
Yetki genişliği; merkezi yönetimin bazı belirlenmiş yetkilerini, merkezi yönetimin uzantısı olan taşradaki kendi memurlarına devretmesidir. Bu devirin yapılmasının amacı, her işin merkezden yürütülmesinin bazı önemli ve acil işlerin gecikmesine neden olmasını önlemektir.
Yerinden yönetim tanımı nedir?
Yerinden yönetim ise; merkezden yönetimin tam karşıtıdır. Yerinden yönetimde, yürütmeye ilişkin bazı yetkiler, merkezi yönetime ait olmayıp, karar organları seçimle işbaşına gelen yerel organlara aittir. Yerel yönetim organları, merkezi yönetimden kendilerine devredilmiş olan yetkilerin tümünü, kendilerini seçerek işbaşına getirmiş seçmenlere dayanarak, kendi adlarına kullanırlar.
Yerel yönetimlerin varoluş nedenlerinden biri olan hukuki yaklaşımın temelinde hangi inanç yatar?
Yerel yönetimlerin varoluş nedenlerinden biri olan hukuki yaklaşımın temelinde demokrasi inancı yatar. Bu nedenle çok eskiden beri yerel yönetimler demokrasinin temel kurumlarından biri olarak kabul edilmişlerdir.
Piyasa ekonomisinde üretilecek mal ve hizmetlerin miktar ve bileşimini piyasa talebi belirler. Piyasa talebi, para ile yapılır. Buna karşılık kamu ekonomisinde aynı konuda siyasal talep söz konusudur. Siyasal talep, ne ile yapılabilir?
Siyasal talep, oy ile yapılabilir.
Oylamanın özellikle kamusal nitelikteki belirli mal ve hizmetler için bazen yapılamaması ve ortaya çıkan sonucun tüm toplumun tercihlerini yansıtamaması, piyasa ekonomisine göre tüketicilerde neye engel olur?
Oylamanın özellikle kamusal nitelikteki belirli mal ve hizmetler için bazen yapılamaması ve ortaya çıkan sonucun tüm toplumun tercihlerini yansıtamaması, piyasa ekonomisine göre tüketicilerin fayda maksimizasyonunu gerçekleştirmelerine engel olur.
Belirtilen fayda maksimizasyonunu gerçekleştirmek, yerel yönetimlerde merkezi yönetime göre daha kolay gerçekleştirilebilir. Bunun nedeni nedir?
Çünkü yerel yönetimlerin faaliyet alanları daraldıkça, bu alanlarda yaşayan bireylerin bazı konularda tercihlerini yansıtmaları daha kolaydır. Her bir hizmette sık sık yapılabilir. Ayrıca maliyeti de azdır. Teknolojik gelişmelerle elektronik ortamda da yapılabilmektedir.
Yerel siyasal oylamalarda bireyler kendi tercihlerini nasıl yansıtmaktadırlar?
Yerel siyasal oylamalarda bireyler kendi tercihlerini merkezi yönetime kıyasla daha kolaylıkla ve etkinlikle yansıtabilmekte ve yerel birimlerde gelir ve ihtiyaç benzerliği arttıkça, bu etkinliğin de piyasa talebi yoluyla sağlanması öngörülen etkinliğe yaklaşacağı varsayılmaktadır.
Belirli bir bölgeyi ilgilendiren kamusal hizmetlerin yerel yönetimler tarafından sunulmasının ekonomik gerekçesi nedir?
Belirli bir bölgeyi ilgilendiren kamusal hizmetlerin yerel yönetimler tarafından sunulmasının ekonomik gerekçesi, kaynakların optimum etkinlikte kullanılmasını gerçekleştirmek, bu yolla kaynaklardan mümkün olan en çok faydayı sağlamaktır.
Merkezi yönetim; adil gelir dağılımını sağlamak, fiyat istikrarı ile iktisadi dengenin oluşması için çaba göstermek, kaynak tahsisinde ve kullanımında etkinliği aramak ve bu yolla ekonomik kalkınma ve büyümenin sağlanması görevlerini yerine getirmeye çalışır. Bu politikaları hangi araçlarla yürütür?
Bu politikaları, kullanabilme yetkisine sahip olduğu para politikası, faiz politikası, vergi ve harcama politikası ile borç politikası gibi iktisadi ve mali araçlarla yürütür.
Kaynak kullanımında etkinliği gerçekleştirmek için, kamu ekonomisinde üretilecek mal ve hizmetler, kime bırakılmalıdır?
Kaynak kullanımında etkinliği gerçekleştirmek için, kamu ekonomisinde üretilecek mal ve hizmetler, onu en etkin şekilde sunacak idari birimin görev alanı içine ve sorumluluğuna bırakılmalıdır. Bu şekilde belirlenmiş idari örgütlenme, kıt kaynakların etkin kullanımına yardımcı olacaktır.
İdari örgütlenme belirlenirken hangi etkenler karşımıza çıkar?
İdari örgütlenme belirlenirken; hizmetin faydasının yayıldığı alan ve bireylerin tercihlerini yansıtabilme olanakları iki önemli etken olarak karşımıza çıkar. Hizmetin faydasının yayıldığı alan ulusal sınırlar ise o hizmetin merkezi yönetim tarafından üretilmesi doğaldır. Savunma, diplomasi, adalet gibi örnekler verilebilir. Hizmetin faydasının yayıldığı alan belirli bir bölge ise yani dar bir coğrafi alansa, o bölgeden sorumlu yönetimin bu tip hizmetleri üretmesi uygun olur.
Bölgesel, kamusal hizmet örneğinin dışında, bölgesel yarı kamusal mal ve hizmet örnekleri de yerel yönetimlerce daha etkin kaynak kullanımı ile üretilirler. Bunlara örnek hangileridir?
Su, kanalizasyon, itfaiye, mezarlık ve park hizmetleri gibi.
Yerel yönetimlerin eşit miktarda faktör kullandıkları varsayımı altında merkezi yönetime kıyasla daha kaliteli hizmet üretmesi beklenmesinin nedeni nedir?
Çünkü, üretim etkinliğini sağlayacak kararların zamanında ve yerel halkın istediği şekilde alınabilmesi merkezi yönetim için daha güçtür. Yerel yönetimler hizmet kalitesini, sorumluluk ve yetki alanının gereklerine göre daha gerçekçi biçimde saptayabilir.