Fiziksel Rehabilitasyon Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yaşlı Bireylerde Akut Sağlık Sorunları Sonrası Bakım
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Akut hastalıkların özellikleri nelerdir?
- Hızlı ve aniden gelişirler.
- Acil bakım gerektirirler.
- Sıklıkla, aynı anda birçok alanda bakım gerektirirler
- Amaç, problemin bakımı ve tedavisidir.
- Yaşlılarda, akut hastalık tedavisi bir veya daha fazla kronik hastalığı alevlendirebilir.
Kronik hastalıkların özellikleri nelerdir?
- En az 6 ay boyunca görülürler.
- Toplumdaki yaşlıların %80'i ortalama olarak 3 farklı kronik hastalığa sahiptir.
- En büyük eksiklikler ortaya çıkana kadar ilerler.
- Mutlaka bakım verenlerin yardımı gerekir.
- Amaç hastalığın tedavisi değil, hastalık yönetimi ve hastalıkla mücadelenin öğretilmesidir.
Yaşlıların akut dönemde yaşam kalitelerinin artırılması için bakım hizmeti gerektiren sağlık problemleri nelerdir?
- İnme (felç-hemipleji)
- Omurga ve omurilik yaralanmaları
- Organ kayıpları (amputasyon)
- Kalça kemiği kırıkları
- Kafa ve beyin yaralanmaları
- Nörolojik hastalıklar (multiple skleroz, motor nöron hastalıkları, polinöropatiler, kas hastalıkları ve Parkinson hastalığı)
- Yanıklar
- Romatizmal hastalıklar
- Damarsal hastalıklar (eklem iltihabı ile birlikte seyredebilir).
- Eklem hasarına neden olan hastalıklar [eklem kireçlenmeleri (diz, omuz, kalça, boyun)
- Protez eklem ameliyatları (Diz ve kalça eklem değişiklikleri)
Yaşlı bakımından sorumlu sağlık ekibinin yaşlılık dönemdeki en önemli hedefi ne olmalıdır?
Yaşlı bakımından sorumlu sağlık ekibinin bu dönemdeki en önemli hedefi yaşlı hastanın mümkün olduğunca hastanede kalış süresini kısaltmak ve sağlık durumunu en kısa sürede iyileştirmek olmalıdır.
Yaşlı bireylerde hastane ölümleri oranı kaçtır?
65-74 yaş arası yaşlı bireylerde hastane ölümleri %5 oranındayken 85 yaş ve üstü bireylerde bu oran %10’lara çıkmaktadır.
Yaşlı bireylerde hastane ölümüne neden olan en önemli risk faktörleri nelerdir?
- Ciddi derecede beslenme bozuklukları ve kilo kayıpları
- Algısal/zihinsel kayıplar
- Günlük yaşamda bağımlılığın artması
- Uzun süreli tedavi gerektiren hastalıkların olumsuz etkileri
- Akut hastalıkların giderek kötüleşmesi
Yaşlı hastalarda akut bakım hangi amaçla yapılmaktadır?
Akut bakım, yaşlılarda öncelikli olarak hastanın hayatının kurtarılması, eski sağlığına kavuşturulması ve hastalığın
yan etkilerinden kurtulması amacıyla yapılmaktadır.
Yaşlı bireyin akut bakımında sıklıkla görev alan sağlık personelleri kimlerdir?
- Yaşlı tıp birimi (geriatri, gerontoloji)
- Fizyoterapist
- İş-meşguliyet terapisti
- Konuşma ve dil terapisti
- Hemşire
- Sosyal hizmet uzmanı
Fakat hastanın sağlık durumundaki çeşitlilik doğrultusunda bu ekip daha da genişleyebilir veya daralabilir.
Yaşlı bireylerin hastaneye yatma durumundan dolayı maruz kaldıkları hastane riskleri nelerdir?
- Fonksiyonel gerilemelerin olması (daha önce
yapabildiği bir aktiviteyi yapamama) - Var olan hastalığının tedavisi sırasında tedaviye
bağlı gelişebilen yan etkiler ve hastalıklar - Hastanede yapılan tedavinin yeterli kalmayıp taburculuk sonrasında hastaya daha iyi bakım hizmeti verilebilmesi amacıyla hastanın huzurevi veya bakımevine gönderilmesi
Hastanede yatarak tedavi edilen yaşlı hastalarda en önemli sorunlar nelerdir?
- Uygulanan tedavilerin yan etkileri
- Yatış süresinin uzamasına bağlı gelişen yatak istirahati
Yatmaya bağlı yaşlı hastaların vücudunda meydana gelen değişiklikler nelerdir?
- Kas-iskelet sistemi değişiklikleri
- Deri değişiklikleri
- Üreme sistemindeki değişiklikler
- Nörolojik değişiklikler
- Kalp-damar sistemi değişiklikleri
- Ruhsal (psikolojik) problemler
- Solunum sistemi değişiklikleri
- Beslenme ve sindirim sistemi problemleri (Gastro-intestinal sistem problemleri)
Yatarak tedavi olan hastalarda, kas kütlesinde hangi değişiklikler görülmektedir?
Yatarak tedavi olan yaşlı hastalarda, kas kütlesinde azalma olur. Hastanın herhangi bir nedene bağlı olarak tedavi amacıyla hastanede yatış süresi uzar ise kas kütlesi ve kas kuvvetindeki azalma daha da çok artar. Kas kütle ve kuvvetindeki azalma hastanın hayatını tehdit etmese bile, günlük yaşamındaki bağımsızlığını ve fiziksel kapasitesini önemli derecede düşürür.
Kas iskelet sistem değişikliklerinde temel prensip felsefesi nedir?
Kas iskelet sistem değişikliklerinde temel prensip “kullanılmayan kas zayıflar veya erir, kemik yıkılır” felsefesine dayanır.
Uzun süre hareketsiz yatmanın en önemli yan etkilerinden biri nedir?
Kemiklerde zayıflık ve kırılganlığın artması uzun süre hareketsiz yatmanın (osteoporoz) en önemli yan etkilerinden birisidir.
Hastanede yatarak tedavi edilen hasta derisinde gelişen en önemli sorunların sebebi nedir?
Bası yaraları ve dolaşım sistemine ait problemlere bağlı olarak gelişen şişlik (ödem) hasta dersinde gelişen en önemli sorunların sebebidir.
Bası yaralarının hastane ortamında görülme oranı kaçtır?
Bası yaraları, hastane ortamında görülme oranı %3 ile 11 arasında değişmektedir. İnmeli hastalar ve kalça kırığı olan yaşlı hastalarda bu oran %60-70’lere kadar ulaşabilmektedir.
Bası yaraları kimlerde görülmektedir?
Bası yaraları en sık, hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda, daha sonra bakımevlerinde uzun süredir yatarak bakılan, hareketsiz hastalarda görülmektedir. Nadir olarak da evde izlenen hastalarda tespit edilmiştir. Hastanede gelişen bası yaralarının yaklaşık %10-15’i yatağa bağımlı ve idrar problemi olan (altının ıslak olmasından kaynaklı) hastalarda görülmektedir. Hastanın yaşı ne kadar ileri ise bası yarası gelişme riski de o kadar yüksektir.
En önemli bası yarası nedenleri nelerdir?
İçsel faktörlere bağlı olanlar:
- Aynı bölgeye uzun süreli bası olması
- Sürtünme
- Tahriş
- Nem
Dış faktörlere bağlı olarak görülenler:
- İleri yaş
- Kansızlık
- Enfeksiyon
- Ciltte aşırı kuruluk
- Kas kütlesinde azalma
- Şeker hastalığı (diyabet) veya diğer kronik hastalıklar (böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kalp yetmezliği, gibi)
- Yetersiz beslenme, aşırı derecede zayıflık
- Duyu kaybı (hissizlik) veya hareketsizlik
- Bazı ilaçların yan etkileri (aşırı kortizon kullanımı gibi)
Bası yaraları nasıl meydana gelmektedir?
Hastalarda bası yaraları, derinin diğer dokular ve kemik yüzeyleri arasında sıkışmasıyla meydana gelir.
Bası yaralarının en sık görüldüğü bölgeler nelerdir?
Kemik çıkıntılarının en fazla olduğu bölgelerde daha sık görülür. Sırtüstü yatan hastalarda en sık kuyruk sokumu çevresinde ve topuklarda, yan yatan hastalarda da kalça ve ayak bileklerinde, oturma pozisyonunda ise kalçalardadır.
Bası yaraları anatomik doku kaybına göre 4 evrede incelenir. Bunlar evreler nelerdir?
- Evre 1: Basmakla solmayan kızarıklık vardır. Fakat cilt bütünlüğü bozulmamıştır.
- Evre 2: Derinin üst tabakasında kayıp vardır. Yara, pembe-kırmızı, kabuksuz ve yüzeyseldir. Yırtıklar veya henüz yırtılmamış şişlikler gözlenebilir.
- Evre 3: Ciltte tam kayıp vardır. Deri altı yağ dokusu görülür. Fakat kas, kemik, eklem tutulumu yoktur. Yarada kabuklanma olabilir.
- Evre 4: Ciltte tam kayıpla birlikte kemik, eklem, kas dokusunun etkilenimi vardır. Doku ölümleri gerçekleşir. Yara kısmında kabuklanma veya yaralar olabilir. Yaranın olduğu yerde sıklıkla boşluk veya oyuk vardır.
Yatarak tedavi gören hastalarda temel prensip nedir?
Yatarak tedavi gören hastalarda temel prensip bası yarasının gelişmesini önlemektir.
Yatarak tedavi gören ve bası yarası açısından riski olan hastalarda dikkat edilmesi gereken faktörler nelerdir?
- Hastanın mümkün olduğunca çok hareketliliğinin sağlanması (oturma, ayakta durma, yürüme)
- Gün içinde hastanın aktif ve hareketli olduğu sürenin artırılması
- Enfeksiyondan korunma
- Topukların korunması ve sık sık pozisyon değiştirmek (hasta 2 saat aralıklarla mutlaka çevrilmelidir)
- Deri temizliğinin sağlanması ve sürdürülmesi
- Yatak ve çarşafların düzgünlüğüne dikkat etmek (kırışık olmamalı)
- Yeterli beslenmenin sağlanması ve sürdürülmesi
- Hastanın yattığı yerin nemli olmamasına dikkat etmek (ter veya idrar nedeniyle)
Bası yarası gelişmiş hastalarda tedavi ilkeleri nelerdir?
- Yaranın değerlendirilmesi (çapı, derinliği, evresi, akıntının olup olmadığı, kokusu, civardaki dokuların durumu)
- Enfeksiyon kontrolüne yönelik girişimlerin uygulanması
- Yara bakımı (yara temizliği, bakımı)
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan ödem nelere sebep olmaktadır?
Vücudun herhangi bir bölgesinde, dokular arasında meydana gelen sıvı artışı nedeniyle damarlarla hücre arasındaki mesafe artar. Bu da ilgili dokunun yeterli kanlanmamasına, oksijen ve besin alımının yetersizliğine neden olur. Durdurulamayan ve kontrol altına alınamayan sıvı artışı daha sonra yaraya dönüşebilir ve bu da ciddi deri problemlerine yol açabilir.
Yatarak tedavi olan yaşlı hastalarda dolaşımın artırılması için ne yapılması gerekir?
Yatarak tedavi olan yaşlı hastalarda dolaşımın artırılması için egzersizler ve hareketliliğin artırılması (yatak içi pozisyonlar ve ayağa kalkma, yürüme) önemlidir. Eğer hastada şişlik gelişmişse mutlaka şişlik tedavisi yapılmalıdır.
Yaşlı hastalarda üreme sistemine ait en sık görülen problemler nelerdir?
- Üriner sistem enfeksiyonları
- Böbrek yetersizlikleri
- İdrar tutamama
- Prostat kanseri
Hastalarda üreme sistemine ait problemlerin yaşanmaması için alınabilecek önlemler nelerdir?
- Enfeksiyon gelişme riski yüksek olduğu için mümkün olduğu ölçüde idrar çıkışı için sonda kullanılmamalıdır. Fakat mutlaka kullanılacaksa sondanın temizliğine dikkat ederek hasta ve yakınlarının da konuyla ilgili olarak bilgilendirilmeleri ve eğitilmeleri gerekmektedir.
- Eğer hastada enfeksiyon gelişmişse uzman hekim tarafından en kısa zamanda antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.
- Yaşlı için sakıncası yoksa bol su içmesi sağlanarak ilaçların vücuttan atılımı hızlandırılabilir.
- İdrar tutamama problemi olan hastalarda perine egzersizleri gösterilerek öğretilebilir.
- İdrarını tutamayan ve şeker hastası yaşlılarda kilo kontrolü, sıvı toplaması ve şişlik bakımından dikkatli takip yapılmalıdır.
Hastanede yatan hastalarda görülen ruhsal problemler nelerdir?
Hastalık teşhisinin konduğu ve tedavinin başladığı ilk dönemler ve hastanede yatış süresince hastalarda depresyon, üzüntü, yalnızlık duygusu, kaygı düzeyinde artış, terk edilme korkusu gelişebilir.
Akut bakım gerektiren yaşlı hastalarda karşılaşılabilecek kalp-damar sistemine ait problemler nelerdir?
- Uzun süre yatmaya ve aniden ayağa kalkmaya bağlı gelişen tansiyon düşüklüğü (ortostatik hipotansiyon)
- Kalbin iş gücünün artması
- Pıhtı oluşumu ve damarlarda tıkanıklık
Hastanın bakımıyla ilgilenen sağlık personelinin ne yapması gerekmektedir?
Hastayı günlük olarak ve günde birkaç defa kalp hızı, kalp sesi, nabız, kan basıncı, ayaklarda ödem ve deride
renk değişikliği (özellikle solukluk, morarma) bakımından değerlendirmesi ve kayıtları alması gerekmektedir.
Hastalarda kalp-damar sistemine ait problemlerin görülmemesi için yapılması gerekenler nelerdir?
- 2 saat arayla hastanın pozisyonunun değiştirilmesi
- Egzersiz uygulamalarının yapılması
- Eğer alınmasında sakınca yoksa sıvı alımının artırılması
- Hastanın büyük tuvaletini yapmasını kolaylaştıracak önlemlerin alınması (hastaya büyük tuvaletini yaparken ıkınmaktan kaçınmasının öğretilmesi)
- Ortostatik hipotansiyon gelişmemesi için hastanın ayağa kaldırılması gereken durumlarda aşamalı olarak ve hastayı alıştırarak kaldırılmasının sağlanması, hastanın bu konuda eğitilmesi
Hastanede yatan ve bakım gerektiren yaşlılarda hareketsizlik, solunum sistemindeki hangi değişikliklere sebep olmaktadır?
Metabolizma hızının düşmesine, oksijen gereksiniminin azalmasına, karbondioksit üretiminde artmaya ve solunumun azalmasına neden olur. Bütün bunlar, hastalarda balgam birikimine ve solunum sıkıntısında artışa neden olmaktadır.
Akut bakım gerektiren hastada beslenme ile ilgili karşılaşılabilecek problemler nelerdir?
- Kabızlık
- İştahsızlık
- Reflü
Hastanın beslenme ile ilgili değerlendirmede yapılması gerekenler nelerdir?
Hastanın mutlaka diş, çiğneme, yutma güçlüğü, iştah, uygulanan özel diyet varlığı, bulantı, kusma, mide yanması ve kabızlık bakımından değerlendirilmesi ve tespit edilen durumlar açısından tedavisinin sağlanması gerekmektedir.
Hastanın beslenme problemlerinin önlenmesi ve bakımının sağlanmasında dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?
- Mümkün olduğunca her gün aynı saate denk gelecek şekilde tuvalet alışkanlığının kazandırılması ve devamlılığının sağlanması
- Mümkünse sıvı alımının artırılması
- Posalı gıda tüketiminin sağlanması
- Egzersiz uygulamalarına önem verilmesi
- Düzenli beslenme programının uygulanması
- Reflü gelişmesini önlemek amacıyla yatmadan 2 saat önce gıda alımını önlemek, yatarken hastanın baş ve boynunu yastıkla desteklemek
Ayrıca hastanın kişisel bakımı ve temizliğinin de sağlanması çok önemlidir. Hastanın genel vücut temizliği,
ağız-diş bakımı, giyinme-soyunma gibi günlük yaşam aktivitelerinde de mutlaka yardımcı olunmalıdır.
Hastanın yardımcı olunması gereken günlük yaşam aktiviteler nelerdir?
- Gün içinde 3 kere yemekten sonra ağız gargarası yapılmalıdır. Bunun için hazır satılan gargaralardan veya karbonatlı sudan yararlanılabilir.
- Protez diş temizliği mutlaka sağlanmalıdır.
- Tedavi sırasında ağızda yara ve kanama olabilir. Bu nedenle, süngerli çubuk ile dişler temizlenebilir.
- Hastanın banyo yapması mümkün değilse gün içinde sabunlu bez ile vücut temizliğinin yapılması veya hastaya yardımcı olunması sağlanmalıdır.
- Hastanın sık sık çamaşır değiştirmesi sağlanmalıdır.
- Kendi başına giyinme-soyunma aktivitelerini yapamayan hastalara yardımcı olunmalıdır.
Akut bakım ihtiyacı olan hastada öncelikli olarak bakılması gereken parametreler nelerdir?
- Zihinsel fonksiyonlar: Yaşlılarda bunama veya Alzheimer gibi hastalıkların olup olmadığı
ayırt edilmelidir. Bunun yanı sıra paranoya, halüsinasyonlar, unutkanlık, duygusal dengesizlik (ağlarken birden sebepsiz gülme), uyku bozuklukları da tabloya eşlik edebilir. - Depresyon: Kronik hastalığı olan yaşlı hastaların %29’unda depresyon bulguları gözlenebilir. Hastada iştah kaybı, kilo kaybı, hâlsizlik, yorgunluk ve uyku bozukluğu şikâyeti vardır. Genellikle, yaşlılar durumlarını kabul edemezler. Teşhis edilememiş depresyon, diğer sağlık durumlarının da tedavisini güçleştirir, rehabilitasyonun başarısını düşürür ve ölüm oranını arttırır.
- Fonksiyonel zayıflık: Fonksiyonel zayıflama, günlük yaşam aktiviteleri olarak bilinen ve kişinin günlük yaşamındaki bağımsızlığını belirleyen denge, banyo, giyinme-soyunma, tuvaletini yapma, yer değiştirme, mesane ve bağırsak kontrolü, beslenme, alışveriş, ev işi yapma gibi yetenekleri belirtir.
- Travma
- Enfeksiyon
- Kullanılan ilaçlar: Bazı durumlarda, hastayı tedavi etmek amacıyla kullanılan ilaçların fazlalığı veya yan etkileri hastanın hayatını tehlikeye sokabilmektedir. Bu nedenle, kullanılan ilaçlar ve yan etkileri mutlaka bilinmelidir.
- Beslenme durumu
Yaşlılarda kalça kırığına neden olan başlıca riskler nelerdir?
- Bilincin azalması
- Bağımsız yaşayabilme kapasitesinde düşme
- Kemik erimesi
- Hareket güçlüğü
- Denge ve yürüme güçlükleri
- Görme yeteneğinde azalma
- Genel sağlık problemleri
- Uygun olmayan çevre koşulları (engebeli kaldırımlar, ıslak zeminler, yeterince aydınlatılmamış ortamlar gibi)
Kalça kırığı dolayısıyla ameliyat olmuş yaşlı hastanın hastane ortamında ameliyat sonrası bakımı nasıl yapılmalıdır?
- Mutlaka hastanın sık aralarla doktor, hemşire tarafından yaşam bulguları, bilinç düzeyi, dolaşım ve damar sorunları, yara alanı, solunumu, kalp-damar sistemi, üriner sistem (mesane-bağırsak fonksiyonları, idrar çıkışı), sıvı ve elektrolit dengesi, ağrı, beslenmesi izlenmeli ve değerlendirilmelidir. Hastada tespit edilen durumlar doğrultusunda ilgili sağlık ekibinden tedavi amacıyla destek alınmalıdır.
- Yaşlı bakımıyla ilgilenen sağlık personelinin yapılan ameliyat ve ameliyatın yan etkileri, olası riskleri hakkında bilgisi olmalıdır. Kalça kırığı ameliyatları sonrasında gelişebilecek en önemli ve tehlikeli risklerden birisi pıhtı oluşumu ve bacaklarda aşırı bir göllenmedir. Bu durumun görülme riski, ileri yaş, venöz damarların akışında tıkanıklık, gerçekleştirilen ameliyat ve hareketsizlikle artar. Bu nedenle, hastanın her gün mutlaka bacaklarının şişlik, gerginlik, sıcaklık artışı, kızarıklık, ağrı bulguları bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir. Belirtilen bulgulara rastlanması durumunda, hastanın bacağının mümkün olduğunca hareket ettirilmemesi, hastanın hiçbir şekilde ayağa kaldırılmaması ve yürütülmemesi sağlanmalıdır. En kısa zamanda doktor tarafından reçete edilecek ilaçlarla hastanın tedavisinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
- Yaşlı hastanın ayrıca, sinir ve damarlara ait problemler bakımından değerlendirilmesi de önemlidir. Ameliyatlı bacağın renk, sıcaklık farkı, duyu kaybı, kuvvet kaybı bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Hastada yatmaya bağlı yatak yaralarının gelişmemesi için mümkün olan en erken dönemde ayağa kaldırılması ve yürütülmesi gerekmektedir. Hasta yatak yaraları bakımından sürekli kontrol edilmeli, yatak örtülerinin kırışık ve hastanın altının nemli olmaması sağlanmalıdır.
- Hastanın bir an önce ayağa kalkması ve yürüyebilmesi için fizyoterapi ve rehabilitasyon programına en erken dönemde başlanmalıdır. Ayrıca, enfeksiyon gelişimini engellemek amacıyla hastaya solunum egzersizleri ve öksürük egzersizleri düzenli olarak yaptırılmalıdır. Enfeksiyonu önlemek amacıyla ayrıca hastanın yeterli sıvı alımı sağlanmalı, vücuda yapılacak girişimlerde temizliğe önem verilmelidir.
- Yaşlı hastada ameliyat sonrasında kalça protezi takılmışsa protezin yerinden oynamaması ve çıkmaması için koruyucu önlemlerin alınması ve hasta bakıcılarının konuyla ilgili olarak eğitilmesi gerekmektedir. Eğer ameliyat kalçanın arkasından yapılmış ise bacakların mutlaka birbirine değmeyecek bir şekilde açık olması sağlanmalı, bunun için bacakların arasına yastık yerleştirilmeli, kalçanın 90° üstündeki öne doğru hareketi yaptırılmamalı (bacağın bükülmemesi gerekmektedir) ve ameliyatlı bacağın içe doğru döndürülmemesi sağlanmalıdır.
Kalça kırığı dolayısıyla ameliyat olmuş yaşlı hastada hipotansiyonu önlemek için ne yapılması gerekir?
- Yatak baş yüksekliğinin mümkün olduğunca kalp seviyesinden daha yüksek olmasına dikkat edilmelidir.
- Yatan hastayı kaldırırken mutlaka aşamalı olarak kaldırmak gerekir. Önce yatak içinde oturtmak, daha sonra ayaklarını yataktan sarkıtacak şekilde oturtmak ve daha sonra ayağa kaldırmak gerekir. Bütün bu aşamaları hastayı pozisyona alıştırarak yapmak gerekir.
- Zorlu hareket veya egzersiz çalışılacaksa mümkün olduğunca yemekten bir saat sonrasının seçilmesi daha doğrudur.
- Dolaşımı artırmak için ayak egzersizleri yaptırılmalıdır.
İnme nedir?
İnme, damarsal kaynak dışında açık bir neden saptanamayan, hızla gelişen, beynin işlevlerinin belli bölümlerinin veya genelinin kaybına bağlı olarak gelişen, 24 saatten uzun süren veya ölümle sonuçlanan bazı bulgularla karakterize nörolojik (beyin ve sinir sistemi) bir sendromdur. İnmede sorun vücudun bir yarısındadır (sağ veya sol). Vücudun bir tarafının kullanımında ve işlevlerinde problemler vardır. İnme, hastalarda mobilite (hareket ve yürüyebilme kapasitesi), bilinç durumu, görme, konuşmayı etkileyen ve çoğu zaman kalıcı hasar bırakan bir sağlık sorunudur.
İnmenin sebeplerinde değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri yer almaktadır. Bu risk faktörleri nelerdir?
Değiştirilebilir risk faktörleri:
- Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
- Şeker hastalığı
- Alkol-sigara tüketimi
- Yüksek kolesterol
- Şişmanlık
- Hareketsiz yaşam tarzı
- Kötü beslenme
Değiştirilemez risk faktörleri:
- Yaş
- Irk
- Cinsiyet
- Genetik faktör-ailede inme öyküsünün varlığı
İnme nedeni ile yatan hastada inmeye bağlı olarak gelişebilecek sağlık sorunları nelerdir?
- Bilinç bozuklukları
- Davranış problemleri
- Fiziksel harekette bozulma
- Solunum problemleri
- Pıhtı gelişmesi
- Bası yarası
- Nöbet/havale
- Enfeksiyon
- Düşmeler-kazalar
- Mesane-bağırsak problemleri
- Omuz-dirsek-ele ait problemler (ağrı, omuz çıkığı gibi)
- Yetersiz beslenme, yutma problemleri
- Kaslarda katılık/sertleşme
- Konuşma bozuklukları
Akut inme hastasının acil bakımı 4 basamakta gerçekleşmektedir. Bunlar nelerdir?
- İnme ve beynin damarlarında meydana gelebilecek tıkanma belirtilerinin erken tanınması ve bilinçli erken müdahalenin yapılması
- Derhal acil medikal hizmet bağlantısının kurulması ve ulaşımının sağlanması
- Hastanenin önceden haberdar edilmesi ile öncelikli hastane transferi
- Hastanede derhal acil servise transfer, acil klinik muayene, laboratuar ve görüntüleme değerlendirmelerinin yapılması, kesin tanı ve uygun tedavinin uygulanması
İnmeli hasta değerlendirme sürecinde etkin tedavinin erken başlatılmasını sağlayacak faktör hangisidir?
Acil medikal hizmeti çalışanı (uzman acil doktoru), nörolog, radyolog, laborant arasında iyi bir iletişim ve iş birliği olmasıdır.
İnmeli hasta tedavi ekibi kimlerden oluşur?
İnmeli hasta ekibi uzman nörolog, fizyoterapist, hemşire, iş-uğraşı terapisti, konuşma ve dil terapisti ve sosyal hizmet uzmanından oluşur.
İnmeli hastanın hastane içinde erken dönem tedavi ve rehabilitasyonunun amacı nedir?
Hastada gelişebilecek ikincil sorunları önlemek (örneğin basınç ülserleri, dolaşımın bozulmasına bağlı damar pıhtılaşması), bozukluk ve engelliliği en aza indirgemek ve hastanın fonksiyonunu en yüksek seviyeye ulaştırmaktır.
İnmeli hasta tedavisinde genel öneriler nelerdir?
- Beyni ilgilendiren belirgin ve kalıcı hasarı olan hastalarda, 72 saat süre ile nörolojik durum, nabız, kan basıncı, ateş ve oksijen miktarının aralıklı kontrolü gerekmektedir.
- Oksijen miktarının %95’in altına düşürülmemesi, düşmesi durumunda oksijen desteğinin sağlanması,
- Yutma problemi olan veya ciddi etkilenmiş yaşlı hastalarda elektrolit ve sıvı dengesinin düzenli olarak takip edilmesi,
- Akut inmeli hastalarda kan basıncının düşürülmesi önerilmediği için buna dikkat edilmesi,
- Kan basıncının ani düşürülmemesine dikkat edilmesi,
- Hastanın ateşinin artması durumunda enfeksiyon varlığından şüphelenilmesi gerekir.
İnmeli hastalarda tedavi genel olarak hangi ayrıntıları içerir?
- Solunum ve kalp bakımı,
- Sıvı ve elektrolit dengesinin değerlendirilmesi,
- Ateş,
- Kan basıncının kontrolü,
- Nöbet,
- Yutma ve beslenme problemleri,
- Bası yaraları,
- Kafa içi basınç artışı gibi durumların önlenmesi ve tedavisi
Yaşlı inmeli hastanın erken bakım ve tedavisinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
- Öncelikle, hastanın ayrıntılı değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Özellikle hastanın hayati fonksiyonları, fonksiyonel durumu ve günlük yaşamda bağımsızlık seviyesi, zihinsel durumu, özür şiddeti, psikolojik durumu mutlaka değerlendirilmelidir. Değerlendirmelerin inmeli hastalar için geliştirilmiş özel test ve ölçeklerle yapılması önemlidir.
- Hastalar genellikle felçli taraf vücut bölgesini ihmal eder ve kullanmaktan kaçınırlar. Böyle bir durumda, etkilenen uzvuna (kol ve bacağına) sürekli uygun pozisyonu vermek, etkilenen taraf uzvunu yaralanmalardan korumak ve bu uzvunun farkındalığını artırıcı aktiviteler yaptırmak (giyinirken önce etkilenen uzvunu giydirmek, saati hasta koluna takmak, televizyona hasta tarafından bakmasını sağlamak gibi) gerekmektedir.
- Hastada konuşma problemi varsa konuşma terapisine yönlendirmek ve bu konuda destek almak, hastayla iletişimi kolaylaştırıcı önlemler almak (kısa cevap alınabilecek sorular sormak, hastadan başını sallaması, göz işareti yapmasını istemek gibi) gerekmektedir.
- Uzman doktordan onay alındıktan sonra hastanın durumu uygunsa fizyoterapist tarafından egzersiz tedavisi ve ayakta durma, yürüme eğitimi çalışılmalı, hasta gerekli durumlar konusunda bilgilendirilmeli, hasta yakını ve hastanın verilen tedavi programına uyması sağlanmalıdır.
- Hastanın kişisel bakımı ve temizliğini sağlamaya yönelik gerçekçi bir plan uygulamak gerekir.
- Hastanın idrar boşaltımında veya tuvalet ihtiyacının giderilmesindeki problemler için gerekli önlemler alınmalı, mesane ve bağırsak eğitimi verilmelidir. Bunun için hastanın sıvı alımı ve idrar çıkışını kontrol etmek, idrar tutma eğitiminde eğer yapmasında tıbbi bir sakınca yoksa hastaya 2-4 saatte bir sürgü vermek, tuvalet ihtiyacını ertelememesi için girişimlerde bulunmak (hastanın uzanabileceği yakınlıkta çağrı aleti olmalı, elbiseleri kolay çıkarabileceği türden olmalı), kontrollü sıvı alımını sağlamak (sıvıları birden almak yerine zamana yaymak) gerekir.
- Hasta erken dönemlerde sonda ile tuvalet ihtiyacını görür. Bu dönemde, enfeksiyon riskine karşın dikkatli olunmalı, sık sık hastayı enfeksiyon bulguları bakımından değerlendirmeli ve temizliğe dikkat edilmelidir.
- Hastanın zihinsel problemleri varsa dikkat süresini artırmak, hafıza ve problem çözme yeteneğini geliştirmeye yönelik girişimlerde bulunmak gerekebilir.
- Hastayı düşme, yaralanma riskine karşın korumak ve eğitmek gerekir. Bunun için yatak seviyesinin uygun olması, yatak kenarlığının olması, ihtiyaç duyması durumunda çağrı aletinin kullanımını sağlamak, hasta ayağa kaldırıldığında alçak topuklu kaymayan ayakkabı veya terlik giydirmek, hastanın ayakta durmak ve yürümek için yeterli kas kuvveti yoksa desteklemek veya destek için yardımcı cihaz kullandırmak, fizyoterapist tarafından önerilen ayakta durma, bir yerden bir yere geçiş ve yürüme tekniklerinin kullanılmasını sağlamak önemlidir.
- Yaşlı inmeli hastalarda korku, depresyon ve sinirli ruh hâli sıklıkla karşılaşılan psikolojik sorunlardır. Böyle durumların tespiti hâlinde ruh ve sinir hastalıkları uzmanından yardım almak ve hastanın değerlendirilerek tedavisinin yapılmasını sağlamak gerekir.
- Bası yaralarının gelişmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
- Yatan hastalarda ayak şişliğinin değerlendirilmesi, önlenmesi veya geliştiyse tedavisinin yapılması önemlidir. Eğer şişlik gelişmişse ayak ve bacak masajı, ödem çoraplarının kullanımı, bandajlama, ayak egzersizlerinin düzenli yapılması, mümkünse hastanın ayağa kaldırılıp yürütülmesi, uzun süre ayaklarını sarkıtarak oturmamasının sağlanması gerekir.
- Kabızlık, felçli yatan hastada sıklıkla görülen bir problem olduğundan hastanın beslenme programı da düzenlenmelidir.
Parkinson nasıl bir hastalıktır?
Parkinson genellikle ileri yaşlarda görülen sinir sistemi hastalığıdır. İlerleyici bir nörolojik hastalıktır. Parkinson hastalığında, beyinde sinir hücreleri arasındaki iletiyi sağlayan ve bu iletimin devam ettirilmesi için gereken maddeyi üreten hücrelerin hasara uğraması ve zamanla sayılarının giderek azalması durumu söz konusudur. Bu hücre kayıpları %80’i geçtiğinde hasta hareketleri iyice kısıtlanır ve hasta tamamen bağımlı hâle gelir.
Parkinson hastalığında hangi belirtiler görülmektedir?
Parkinson hastalığında genellikle, istem dışı titreme, güçsüzlük, kas ve hareketlerde sertlik, hareketsizlik, hareketlerin yavaşlaması gibi durumlar görülür. Titreme genellikle el ve parmaklarda, daha sonraları kollarda da başlayabilir. Zamanla tablo ilerler. İlk bozulan refleks yazı yazma refleksidir. Bu hastaların bir kısmında bunama belirtileri de görülebilir. Parkinson’lu hastalarda görülen diğer belirtiler duruş bozuklukları, denge, yürüme problemleri, maske yüz (ifadesiz yüz), davranış bozuklukları, ruhsal çöküntü hâli (depresyon), tükürük salgısında artma, terleme, kabızlık, idrar yapma kusurları (idrar tutamama veya kabızlık), demans (bunama), uyku bozuklukları, hafıza kaybı ve yavaş düşünmedir.
Parkinsonlu bir hastanın tedavi ve bakımı sırasında dikkat edilecek önemli hususlar nelerdir?
- İlaçların olası yan etkilerine karşın [bulantı ve kusma, postüral tansiyon düşüklüğü (ortostatik hipotansiyon), hayaller, sanrılar] hasta sürekli değerlendirilmeli ve korunmalıdır.
- Sıvı tüketimi artırılmalıdır.
- Hasta gün içinde sık sık yatak içinde oturtulmalı, eğer sağlık açısından bir sakıncası yoksa ayağa kaldırılarak yürütülmelidir.
- Hastanın egzersiz uygulamaları mutlaka yaptırılmalı, hasta refakatçisine de öğretilerek sürekli uygulanması sağlanmalıdır.
Omurga kırıklarının en sık görülen şekli hangisidir?
Omurga kırıklarının en sık görülen şekli çökme kırıklarıdır. Bu tip kırıklarda omurganın
ön tarafı çöker. Sıklıkla, menopozlu kadınlarda ve kemik erimesi olan kadın yaşlılarda
görülür.
Omurganın ön ve arka tarafının etkilendiği yaralanmalar ne tarz yaralanmalardır?
Omurganın ön ve arka tarafının etkilendiği yaralanmalar patlama tarzı kırıklara neden olur. Patlama kırıklarında omurgaların içinden geçen omurilik yaralanması ve buna bağlı olarak felç görülme sıklığı oldukça yüksektir. Omurga üzerine binen yük arttıkça ve kırığın şekli kötüleştikçe kemik kırığının yanı sıra çevre dokularda da hasar oluşur.
Omurga ve omurilik yaralanmalarında en tehlikeli ve sinir hasarı en fazla olan yaralanma tipi nedir?
Omurları birbirine bağlayan ve bir arada tutan yumuşak dokular, diskler ve eklemlerde de yaralanma olabilir. Bu durumda iki omurun birbiri ile bağlantısı kopar ve omurga çıkığı görülür. Bu yaralanmalar, en tehlikeli ve sinir hasarı en fazla olan yaralanma tipidir.
Kafa yaralanmaları en çok kimlerde görülmektedir?
Kafa yaralanmaları sıklıkla, 5 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üstü yaşlılarda görülmektedir.
Kafa yaralanmaların en büyük sebebi nedir?
- Denge kaybı
- Düşme
- Beyin kanamaları
Kafa yaralanma belirtileri nelerdir?
- Bilinç düzeyinde değişiklikler (şuurun tamamen veya yarım kaybı, hafıza kaybı, bulunduğu yeri algılayamama)
- Baş ağrısı
- Görme bozuklukları
- E ve ayaklarda uyuşma
- Huzursuzluk
- Ayağa kalkınca sendeleme
- Burun, kulak veya ağızdan kan veya berrak renkli sıvı gelmesi
Kafa yaralanmalarının erken döneminde neler yapılmalıdır?
- Hastanın burun veya kulağından gelen sıvı sızıntıları kontrol edilmeli, akıntı varsa engel olunacak önlemler doktor kontrolünde sağlanmalı
- Yapılacak müdahalelerde mutlaka temiz pedler kullanılmalı
- Eğer hastanın kafa bandajı varsa sıkı olmaması kontrol edilmeli
- Hastanın kol ve bacaklarında felç gelişebilme ihtimaline karşın kol ve bacak hareketleri sık sık kontrol edilmelidir.
- Hastalarda enfeksiyon açısından çok dikkatli olunmalıdır.
- Antibiyotik saatlerine dikkat edilmeli ve uyulmalıdır.
Alzheimer hastalığı nedir?
Alzheimer hastalığı, beynin öncelikle hafıza olmak üzere, bütün zihinsel fonksiyonlarda ilerleyici bir kayba neden olan, beyinde anormal protein birikmesine bağlı gelişen ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen demans ise hafıza, dil/konuşma, matematik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp demektir.
Alzheimerli hastalarda görülen belirti ve bulgular nelerdir?
- Hafıza sorunları (günlük yaşamı önemli derecede etkileyecek bir hafıza kaybı)
- Düşünme zorluğu
- Karar vermede güçlük
- Kelime bulma güçlüğü
- Matematiksel işlemlerde güçlük
- Kişilik ve davranış değişiklikleri
- Kaybolmalar
- Eskiden yapabildiği işleri yapmada güçlük
Alzheimer tedavisinde, egzersiz uygulamaları çok önemlidir. Bu egzersiz uygulamalarının yararları nelerdir?
- Kas kuvvet ve performansını artırır
- Günlük yaşam bağımsızlığını artırır
- Uyku kalitesini artırır
- Dengeyi geliştirerek düşmeleri önler
- Ruh hâlini iyileştirir
- İlaç kullanımını azaltabilir
Alzheimerlı hasta ile çalışırken dikkat edilecek hususlar nelerdir?
- Hasta ile bebek diliyle konuşmamak gerekir. Mümkün olduğunca yetişkin biriyle konuşurken kullanılan ifadeler kullanılmalı. Fakat bu ifadeler basit ve anlaşılır olmalıdır. Asla karmaşık bir dil kullanılmamalıdır.
- Hasta ile sürekli aynı ses tonu kullanılarak konuşulmalıdır.
- Hasta ile iletişim kurulurken hastanın anlayabileceği şekilde önünde durarak ve göz teması kurarak konuşmak gerekir.
- Sadece sözel ifadeler kullanılmamalı, aynı zamanda, gerekirse yazı yazarak ve göstererek de anlatılmak istenen hakkında konuşulmalıdır.
- Hastalık dışında hastanın tedavisini etkileyebilecek faktörler unutulmamalı. Bunlar işitme ve görme kayıpları, ağrı, ilaçların yan etkisi vb.dir. İhtiyaç varsa gözlük gereksinimi ve/veya işitme problemleriyle başa çıkma stratejileri geliştirilmelidir.
- Aynı anda birkaç komut verilmemelidir. Onun yerine yavaş yavaş komut verilmeli, komutlar karmaşık olmamalı, eğer gerekiyorsa sık sık tekrar edilmelidir.
- Hasta ile çalışırken göreve değil hastaya odaklanmak gerekir. Öncelikle, hasta ile ilişkileri düzeltmek gerekir. Bunun için yakınlarından hoşlandığı aktiviteler hakkında bilgi alınabilir.
- Hasta ile hastanede çalışırken sadece hastane koşullarına yönelik çalışmamak gerekir. Hastanın hastaneden taburcu olacağı unutulmamalı, hasta dışarda karşılaşabileceği farklı çevreler (örneğin kaldırımlar) ve bu çevrelere uyum konusunda da eğitilmelidir.
- Bakım esnasında hastaların tercihleri, hoşlanıp hoşlanmadığı durumlar göz önünde bulundurulmalıdır.
- Düzenli olarak egzersiz yaptırılmalı ve hastanın egzersize katılımı sağlanmalıdır.
- Unutulmamalıdır ki demans ve Alzheimer gibi hastalıklar kişinin değil, ailenin
hastalığıdır. Bu hastaların yakınlarına büyük görev düşmektedir. Mümkün olduğunca hastanın bakımını üstlenen aile ferdinin yükü hafifletilmelidir. - Hastanın boş zamanlarında oyalanması için çeşitli uğraşlar yaratarak yaşama bağlanmasını sağlamak önemlidir.
- Hastanın yemek yeme, giyinme-soyunma gibi günlük yaşam aktivitelerine yardımcı olmak, ilaçlarını düzenli almasını sağlamak gerekir.
Yaşlılarda sıklıkla görülen romatizmal hastalıklar nelerdir?
- Kireçlenme (osteoartrit)
- Kemik erimesi (osteoporoz)
- İltihaplı eklem romatizmaları (romatoid artrit)
- Gut
Osteoartrit nedir?
Osteoartrit, en sık görülen romatizmal hastalıktır. Eklemlerin normal yapısını bozar.
Halk arasında kireçlenme olarak da bilinir. En çok diz, kalça eklemlerinde daha az sıklıkta da omurga, el ve ayak parmak eklemlerinde görülür.
Osteoartitin en belirgin bulguları nelerdir?
- Eklem sertlik ve tutuklukları
- Ağrı
- Kemik çıkıntılarına bağlı olarak eklemde şiş bir görünüm
- Hareket sırasında çıtırtılar
- Uzun süre dinlenip tekrar hareket etmek istediğinde kısa süren bir tutukluk
Osteoartrit nasıl tedavi edilmektedir?
Doktorun önereceği ilaç tedavisinin yanı sıra hasta eğitimi ve günlük yaşam aktivitelerinde değişiklikler, egzersiz tedavisi, fizyoterapi ve rehabilitasyon, kaplıca
tedavileri sıklıkla uygulanan tedavilerdir. Hastalığın ilerlediği evrelerde ihtiyaç duyulması durumunda özellikle, diz ve kalça eklem protez ameliyatları yapılabilmektedir.
Osteoporoz nedir?
Osteoporoz, kemik kütlesinde azalma, kemik yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığı ve kırık riskinin artması ile karakterize bir kemik hastalığıdır. Hastalığa bağlı
kırıklar (özellikle, kalça kırıkları) engellilik ve ölüm oranını arttıran önemli faktörlerdir.
Menopoz sonrası kadınlarda sıklıkla görülür.
Osteoporozdan korunma temelinde ne yatmaktadır?
- Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı (güneş ışınlarından yararlanma)
- Düzenli spor alışkanlığı
- Sigara, aşırı alkol, kafein tüketiminden kaçınma
- Düşmelerin engellenmesi
Romatoid artrit nedir?
Romatoid artrit (RA), el, ayak eklemleri, boyun, omuz ve kalça eklemlerinde ağrı, gerginlik, hassasiyet ve belirgin sabah tutukluğu ile karakterize yaşlılık dönemi iltihabi eklem romatizmal hastalığıdır.
Romatoid artrit hastalarında görülen belirtiler nelerdir?
Sabah kendilerini kötü hissederler, yataktan kalkmada güçlük çekerler, hâlsizlik, hafif ateş, iştahsızlık, kilo kaybı görülebilir. Hastalığın ilerleyen evrelerinde günlük aktivitelerde kısıtlılık yaşarlar.
Romatoid artritin tedavisi için uygulanan yaklaşımlar nelerdir?
- İlaç tedavisi
- İlaçsız tedaviler
- Spor ve egzersiz alışkanlıkları
- Hastanın eklemlerini koruyabilmesi için eğitimi
- Fizyoterapi
- Rehabilitasyon
- Eklemlerin korunması için yardımcı cihaz kullanımı