Fiziksel Rehabilitasyon Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yaşlı Bireylerde Duyusal Değişiklikler Ve Çevresel Düzenlemeler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
"Yaşlı" kavramı kaç yaş bireyler için kullanılmaktadır?
“Yaşlı” kavramı, 65 yaş ve üzeri bireyler için kullanılmakta olup 65-74 yaş arası genç yaşlı, 75-84 yaş arası yaşlı, 85 yaş ve üzeri ise kırılgan yaşlı kategorisine girmektedir.
Yaşlanma sürecinde görme işlevleriyle ilgili değişiklikler nelerdir?
- Görme alanında azalma
- Görme keskinliğinde değişiklikler
- Gözde aydınlatma gereksiniminin artması
- Karanlık-aydınlık uyumunda gecikme
- Kontrastlığı artırma ihtiyacı
- Göz uyum gücünde azalma
- Renkli görme ve derinlik algısında değişiklikler
Yaşlanma sürecinde görme alanındaki değişiklikler nelerdir?
Yaşlanma süreciyle hem merkezî hem de periferik (merkezden uzak, dışa veya yanlara doğru) görme alanlarında azalma hızlanmaktadır. Yaşlılığın erken döneminde göz bebeği boyutunda azalma gözün merkezden uzak kısımlarının daha az ışık alması ile sonuçlanırken yaşlılığın ilerleyen döneminde ise retina metabolizmasında azalma ile sonuçlanmaktadır. Üst göz kapağında gevşeme ve göz küresinin arkasında yağ kaybı mekanik nedenlere bağlı olarak gelişmekte ve sonucunda yaşlanma ile birlikte yukarıya bakışta güçlük yaşanmaktadır. Yukarı bakışta güçlük, günlük yaşamda yaşlı bireylerin baş üstü görsel uyaranları takip etmesini zorlaştırmaktadır. Merkezden uzak veya dış/yan görme alanında kayıplar yaşlının tam karşıya bakarken başının her iki yanında olan nesneleri, hareketleri, şekilleri ve renkleri tespit edememesine yol açmaktadır.
Görme keskinliği nedir?
Görme keskinliği, görme alanındaki nesnelerin detaylarını gözün ayırt edebilme kapasitesidir.
Görme kesinliğinde yaşlılık döneminde azalma nedenleri nelerdir?
- Lens kalınlığında artış ve esnekliğinde azalma
- Göz bebeği ve iriste değişiklikler
- Beyinde ve retinada bazı değişiklikler
Yaşlı bireyler neden daha güçlü ışık kaynağına gereksinim duyarlar?
Görme keskinliği yaşlanma sürecinde azaldıkça daha güçlü ışık kaynağına gereksinim duyulmaktadır. Özellikle artan yaşla birlikte göz bebeği boyutunda azalma ve retinadaki bazı hücrelerde kayıplar (cone ve rod) gözün aydınlatma gereksinimini artırmaktadır.
Işığa duyarlılığı azaltmak için yaşlı bireylerin yaşam alanlarındaki müdahaleler nelerdir?
• Yansımayı önleyici değişiklikler: Parlak, cilalı yüzeylerden kaçınmak.
• Yürüme ve yer değiştirmeye yardımcı araçlar, örneğin yürüteç ve tutunma barları
parlak materyallerden seçilmemeli veya üzeri mat renkli malzeme ile kaplanmalıdır.
• Topluma açık alanlarda yaşlı bireylerin göz kamaşmasına yol açacak ışık kaynaklarına karşı dikkatli olunmalıdır.
• Market ve eczanelerde satılan ürünlerin parlak plastik materyallere sarılmaması,
isim etiketleri, cadde ve trafik işaretlerinin mat yüzeylerle parıltısının azaltılması
yaşlı bireylerin ışığa duyarlılığını azaltmaktadır.
• Güneşli günlerde ışığa hassasiyet yaşlı bireyler için önemli bir sorun olabilir.
Yaşlıların güneş gözlüğü, kasket, siperli şapka veya şemsiye kullanmaları teşvik
edilmelidir.
• Gün doğumu ve gün batımı sırasında güneşin yol açtığı yansımalar, gece karanlıkta kafa lambası ile gelen kişi, kara yollarını bölmek için ince ışık kaynağı kullanma göz kamaşmasına yol açabilir ve yaşlılar için tehlikeli olabilir.
• Işığa duyarlılığı olan yaşlı bireylerin odalarını aydınlatmak için sarı renkli florasan yerine beyaz renkli florasan kullanımı sade bir renk olarak sarı rengin kuvvetini ve sertliğini azaltması için önerilmektedir.
• Tek bir ışık kaynağı yerine yumuşak bir aydınlatma, perde veya panjur kullanma, hafif renkli camlardan oluşan pencereler, duvara monte veya tavana bakan ışık kaynağı ışığa duyarlılığı azaltmak için kullanılmalıdır.
Karanlığa uyum ne demektir?
Karanlığa uyum, belirli bir süre karanlıkta kaldıktan sonra gözlerin görmeye ilişkin hassas olma becerisidir.
Yaşlı bireylerin karanlığa uyumda gecikme yaşamasının nedenleri nelerdir?
- Gözün retina tabakasında bulunan ve gece görme gibi düşük yoğunluklu ışıklara hassasiyeti olan rod hücrelerinde azalma
- Retinada metabolik değişiklikler
- Retinaya özellikle rod hücrelerinin bulunduğu alana yeterli oksijen desteğinde azalma
Karanlığa uyumda gecikmeyi azaltmak için yaşlı bireylerin yaşam alanlarına yapılabilecek müdahaleler nelerdir?
- Yaşlı bireylerin bulunduğu ortamda gece lambası kullanmak.
- Karanlıkta kırmızı renkli ışık kaynağı kullanmak karanlığa uyum süresini azaltmakta ve yaşlı birey için yeterli görmeye yardımcı olmaktadır.
- Yaşlı bireylerin cebinde küçük bir ışık kaynağı taşımaları tavsiye edilmektedir.
- Yaşlı bireyler karanlık bir odaya girerken odanın girişini hafif bir ışık kaynağı ile aydınlatmak yaşlının karanlığa uyumuna ve görme işlevine yardımcı olacaktır.
- Yaşlı bireyin karanlık olan bir odaya girdiğinde sensörlü bir ışık kaynağının devreye girmesini sağlayan bir düzenek kurulması yararlı olacaktır.
Göz uyum yeteneği nedir?
Göz uyum yeteneği, gözün değişik mesafelerdeki nesnelerin keskin şekillerini bağımsız olarak seçmeye kendisini alıştırma yeteneğidir.
Yaşlı bireylerde renk algılama, fark etme ve ayırt etme becerilerinin yetersizlik göstermeye başlamasının nedenleri nelerdir?
Retinadaki kon (cones), bipolar ve ganglion hücrelerinde değişimlerdir. Ayrıca yaşla birlikte lens kalınlaştıkça ve sarı renge dönüştükçe dalga boyu daha kısa olan renklere karşı hassasiyet azalmaktadır.
Yaşlı bireyler özellikle hangi renkleri ayırt etme zorlanmaktadır?
Mavi, yeşil ve mor renkleri. Ayrıca hafif pastel renkleri ve tek renkleri ayırt etmek yaşlı bireylerde güç olabilir.
Yaşlı bireylerde renkler ayırt etmede yapılması gereken müdahaleler nelerdir?
- Koyu renkli mobilyaların olduğu yerde koyu renkli duvar ve kapı rengi kullanılmamalıdır.
- Daha uzun dalga boylu renkler olan kırmızı, sarı ve turuncu renkleri ayrıştırabilmeleri daha kolay olup yaşlı bireyler için arka plan zıtlığına karşı odak noktası olarak bu renkler kullanılmalıdır.
- Yaşlı bireylerde daha soğuk renkleri kullanmak, özellikle yaşam alanında sakinliği ve huzuru sağlamak için tercih edilebilir.
- Zıt parlak sarı, kırmızı, turuncu ile soğuk mavi, yeşil ve eflatun renkler derinlik algısı kaybı ile ilişkili güçlükleri azaltmaya yardımcı olabilir.
Kontrastlık nedir?
Kontrastlık (zıtlık), renklerin tonları arasında ayrım yapabilme becerisidir.
Yaşlı bireylerde kontrastlık becerisinin azalmasından sorumlu nedenler nelerdir?
Gözün retina tabakasında ve beyinde görme yollarındaki sinir hücrelerinin kayıplarıdır.
Kontraslık becerisinde yaşla oluşan yetersizliği azaltmak için yaşlı bireylerin
yaşam alanlarına yapılabilecek müdahaleler nelerdir?
- Yaşlı bireyin çevresindeki nesnelerin renk seçiminde kontrast tonları eşleştirmeyi koyu gölgeye karşı açık ile yapılmalıdır.
- Kontrastlık için iki renk seçimi yapılmalıdır.
- Yaşlı bireylerin yaşam alanlarında arka fon koyu renk üstüne parlak detay yaşlı tarafından arka fon parlak üstüne koyu detaya kıyasla daha kolay ayırt edilebilir.
- Duvar ve halı renk seçimlerinde kontrastlığa özen gösterilmelidir.
- Masada yemek yerken servis örtüsü ile tabak renklerinin yeterli kontrastlık içermesine dikkat edilmelidir.
- Yaşlı bireylerin birbirine yakın renkleri ayırt etme güçlüğü nedeniyle ayağı takılıp düşme tehlikesine karşı masa örtüsü ile zemin rengi, sandalye-masa-koltuk ayakları ile zemin renginin yeterli kontrastlığa sahip olması gerekir.
- Banyo eşiği ile zemin rengi, merdivenlerde basamak kenarı ile basamak yüzeyinin kontrast renklerden oluşması yaşlılarda düşmeyi önleyici olacaktır.
- Evde telefon, aydınlatma anahtarı, ve diğer bazı araç-gereçlerde siyah fon üstüne beyaz detaylar kullanılabilir.
Yaşın ilerlemesine bağlı gelişen işitme kayıplarında sorumlu olan faktörler nelerdir?
- İletimsel işitme kayıpları
- Duyu-sinir işitme kayıpları
- Kombine işitme kayıpları (hem iletimsel hem de duyu-sinir işitme kayıpları)
Hem kulakta hem de sinir sisteminde meydana gelen fizyolojik gerilikler sonucu yaşlı bireylerde hangi işitme becerilerinde güçlükler oluşmaktadır?
- Yüksek tonda işitme kayıpları
- konuşulanları ayırt etme becerisinde azalma
- Arka plan gürültüyü uygun şekilde
filtrelemede güçlük
İletimsel işitme kaybı nedir?
Dış ve orta kulak veya her ikisinde gerçekleşen işlev kayıpların sonucu ortaya çıkan değişikliktir.
İletimsel işitme kaybını tetikleyen nedenler nelerdir?
- Kulak kiri
- Kulak zarında delinme
- Orta kulakta serum ve kireçlenme
Yüksek işitme kaybı olan yaşlılar için hangi müdahalelerde bulunulmalıdır?
Ev içerisinde yer alan saat, alarm, sigara ve doğal gaz dedektörü ve kapı zili gibi sesli cihazlar yaşlının duyabileceği mesafe içerisine yerleştirilmelidir.
Duyu-sinir işitme kaybı nedir?
Çevredeki ses dalgalarının kulakta elektriksel sinyallere dönüştürülmesi veya beyine sinir uyarımlarının aktarılması sırasında gerçekleşen işlev kaybıdır.
Yaşlılığa bağlı gelişen duyusal işitme kaybı nasıl oluşur?
Cochlea organındaki duyusal saç hücrelerinin dejenerasyonu ve epithelial zayıflama sonucu yüksek frekanslı sesleri işitmede kayıp oluşur. Yaşlılığa bağlı gelişen sinirsel (nöral) işitme kaybı ise cochlea sinirindeki dejeneratif değişiklikler ve sinir yolağı boyunca bulunan sinir hücrelerindeki kayıplar sonucu gelişir.
Duyu-sinir işitme kaybı olan yaşlılar için yapabilecek stratejiler nelerdir?
- Televizyon, stereo sistemler veya radyodan yayılan ses sinyalleri bas ve tiz sesler ayarlanarak daha duyulabilir hâle getirilmelidir. Bu cihazların kalın olan bas ses artırılırken ince olan tiz sesler azaltılmalıdır.
- Yaşlı bireyin karşısında konuşan kişinin mikrofon kullanması yüksek frekanslı sesi biraz azaltmak için kullanılabilir ve bu da yaşlı bireyin konuşma sesini işitmesine yardımcı olur.
- Yaşlı bireyin yaşadığı ortamda yüksek frekanslı sesler çıkaran kapı zili, telefon, saat alarmı, gaz alarmı gibi cihazlara ses uyaranı dışında ayrıca görsel uyaranlar da eklenmelidir.
- Her iki kulakta duyu-sinir işitme kaybı şiddetli olan yaşlılar, şayet yukarıda belirtilen yöntemlerden yarar görmezlerse koklear implant için uygun adaylar olabilir. İşitme kaybı, işitme kayıp süresi, beyine yerleştirilen koklear implantın kullanım süresine göre yaşlının konuşulanları algılama seviyesi belirleyici olmaktadır.
Yaşla ilişkili işitme kaybı için risk faktörleri nelerdir?
- Alkol kullanma; diğer beslenme faktörleri ile etkileşime girebilir (özellikle B12 vitamini).
- Aile öyküsü; işitme kaybının başlangıcı ve şiddetini etkileyebilir.
- Östrojen ve aldosteron hormonu; işitme kaybına karşı koruyucu olabilir.
- Progesteron hormonu riski artırabilir.
- Yasadışı ilaç kullanımı; extacy işitme sinirleri için toksik etki oluşturabilir.
- Endüstrilyel kimyasallar; özellikle toluene ve styrene.
- Erkek cinsiyet; erken yaşta başlangıç ileri yaşlarda şiddetli işitme kaybı riski.
- Tıbbi durumlar; şeker hastalığı (diabet), böbrek yetmezliği, aterosklerozis, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kafa travmaları.
- İlaçlar; steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar, diüretikler, salisilatlar, asetaminophen.
- Gürültü; mesleki, serbest zaman ve askeri alanda oluşan sesler.
- Sigara kullanımı; işitme kaybı üzerinde küçük bir etkisi vardır.
- Vitamin alımı; B12, C, E veya beta karotenin işitme kaybı riskini azalttığına dair kanıt yok.
- Folik asit ve omega 3 yağ asitlerinin kullanımı yaşla ilişkili işitme kaybını yavaşlatabilir.
İşitme kaybı olan yaşlı bireylere yönelik yapılabilecekler nelerdir?
- Çevredeki gürültüleri azaltmak amacıyla akustik malzemeler kullanılabilir.
- Mutfak ve oturma odası gibi gürültülü alanlarda ses yalıtım malzemesi ile duvarların kaplatılması.
- Pencerelerin dışarısı ile olan teması kesmesi için tam vakumlama özelliğine sahip olacak şekilde kapanması.
- Radyo, televizyon, klima, bulaşık ve çamaşır makinesi gibi ses çıkartan ev araçlarının olabildiğince elimine edilmesi.
- Vızıltı sesi çıkartan florasan aydınlatmaların değiştirilmesi.
- Telefonların volüm yüksekliği kontrol edilmelidir.
- İşitme kaybı olan yaşlının yüzüne bakarak konuşulmalıdır.
- Konuşmaya başlamadan önce yaşlının görsel dikkati çekilmelidir.
- Yaşlıyla düşük tonda ve orta hızda konuşma yapılmalıdır.
- Yaşlı bireyi ürkütmeden önden yaklaşarak konuşmaya başlayın.
- Gölge veya karanlığı azaltarak yeterli aydınlatma ile görsel destek gibi sözel olmayan ipuçları kullanın.
- Bağırarak konuşmayın.
- Yaşlı birey söylenileni anlayamadı ise ifade tekrarlanmalıdır.
Yaşlı bireylerde tat ve koku duyusunu etkilediği faktörler nelerdir?
- Nörolojik faktörler:
- Alzheimer hastalığı
- Yüz felci
- Yüz sinirinin bir dalında hasar (chorda tympani)
- Epilepsi
- Kafa travması
- Kronik alkol kullanımı ve uzun süreli aç kalma (korsakoff sendromu)
- Multiple sklerozis
- Parkinson hastalığı
- Tümör ve lezyonlar
- Beslenme faktörleri:
- Kanser
- Süreğen (kronik) böbrek yetmezliği
- Karaciğer hastalıkları (hepatit)
- B3 vitamin eksikliği
- B12 vitamin eksikliği
- Hormonal faktörler:
- Beyinde adrenal bez hormonlarının üretiminde yetersizlik
- Adrenal bezde gen mutasyonu
- Cushing sendromu
- Diabetis mellitüs (şeker hastalığı)
- Turner sendromu
- Özel faktörler:
- Allerjik rinit
- Bronşial astım
- Sinüzit
- Ağız kuruluğuna yol açan sağlık sorunları (diyabet, parkinson, sjogren sendromu ve diğer sorunlar)
- Viral enfeksiyonlar:
- Akut viral hepatit
- Grip benzeri enfeksiyonlar
Tat tomurcukları nerede bulunmaktadır?
Tat tomurcukları, dilin ön kısmında yer
alıp tatlı ve tuzlu tatlardan sorumludur.
Yaşla birlikte tat duyusu ile ilgili olarak ağız ve çevresinde meydana gelen değişiklikler nelerdir?
- Ağız ve dudakların esnekliğinde azalma
- Tükürük akışında azalma
- Burun salgısı yapısında değişiklikler
- Ağız salgısında değişiklikler
- Diş eti iltihabı ve hastalıkları
- Takma diş kullanma
- Dilde yarıklar
Yaşla birlikte ağız ve çevresinde meydana gelen değişiklikler sonucu yiyeceklerden tat alma duygusu azalan bireylere yiyecek hazırlanırken yapabilecek düzenlemeler nelerdir?
- Yiyecek ve içeceklerin renklendirilmesi, o öğünde kullanılan bitki, sebze veya meyvenin
yoğunluğunun daha iyi algılanmasına yardımcı olabilir. - Yemek hazırlanırken aromatik kokulardan yararlanılması yemeğin tadıyla karışmasına yol açarak tat duyusundaki dezavantajı giderebilir.
- Yaşlı bireyler yemek öncesi ağız ve diş temizliği yaparak dil üzerinde istenmeyen tatları giderebilirler.
- Yaşlıların tat duyusundaki dezavantajlarını gidermek ve yiyeceklerden daha fazla tat almalarını sağlamak amacıyla yemek hazırlarken baharat (fesleğen, reyhan, zerdeçal,kimyon, karabiber), salça ve doğal lezzet sağlayıcı sebzeler (domates, zencefil) kullanmak yararlı olacaktır.
- Yemek hazırlama sürecinde tereyağı, safran, köri, portakal suyu, limon suyu, vanilya, nar ekşisi gibi lezzet verici ürünler kullanılarak yaşlı bireylerin yemekten daha fazla tat ve keyif almalarına yardımcı olunmalıdır.
- Konserve yiyeceklerin tercih edilmesi durumunda, konserve kutusunda şişkinlik gözlenmesi yaşlı bireylerin bu kutu içerisindeki yiyeceği tercih etmemesi için bir uyarıdır.
- Hazır yiyeceklerin üzerindeki tarihi ve saklama koşulları kontrol edilmelidir. Günü geçmiş yiyecekler tat açısından değişime uğrarlar.
- Dondurucudan çıkmış yiyecekler çabuk tüketilmelidir. Yiyeceğin ısınma sonrası tadı ve yapısı değişime uğrayabilir.
Yaşla birlikte koku duyusu azalmasında rol oynayan faktörler nelerdir?
- Devamlı kokuya maruz kalma ve bunun sonucu koku keskinliğinde azalma
- Çevresel kirliliğe maruz kalma
- Sigara kullanma
- Koku tomurcuklarında ileri yaşlarda yaklaşık %75’lik azalma
- Solunum hastalıkları sonucu burun anatomisi ve fizyolojisinde değişiklikler
- Yaşlılık sürecinde parkinson ve alzheimer gibi nörolojik bozukluklara bağlı duyusal değişiklikler
Koku duyusu kaybına karşı yaşlı bireyin yaşam alanlarında yapılabilecek bazı düzenlemeler nelerdir?
- Koku duyu kaybı fazla olan yaşlılarda gaz sızıntısına karşın otomatik elektrik kesintisi sağlayan bir güvenlik mekanizması kullanılmalıdır.
- Yaşlıların düzenli olarak vücut temizliklerini yerine getirmeleri, parfüm ve deodorant gibi kokular kullanmaları yararlı olacaktır.
- Günlük kıyafetlerinin düzenli değiştirilmesi ve temizlenmesi için yıkanmalarına özen gösterilmelidir.
- Yaşlı bireylerin yaşam alanlarında özellikle yemek yapılan mutfak ve yemek yenilen alanların düzenli olarak havalandırılmalıdır.
- Yaşlı bireylerin koku duyusunu ve deneyimlerini geliştirmeleri için hoş koku yayan çiçek ve bitkileri yaşam alanlarında bulundurmaları önerilmektedir.
Dokunma hissi nedir?
Dokunma hissi; içerisinde hafif dokunma, ağrı, ısı, vibrasyon, kinestezi (hareket hissi) ve sterognosis (dokunduğu nesneyi görmeden tanıyabilme) gibi ayrı süreçleri içeren karmaşık insan reaksiyonlarıdır.
Yaşlı bireylerde ağrı duyusunun algılanmasını etkileyen faktörler nelerdir?
- 60 yaş sonrası miyelinli olmayan sinir liflerinin yoğunluğu azalmaktadır: 65-75 yaşlarında ağrı duyusunu alan miyelinsiz sinir liflerinde yaklaşık %50 azalma olur.
- Miyelinli liflerin yoğunluğu azalır: 65-75 yaş arasındaki bireylerde miyelinli sinir lifleri yaklaşık %35 oranında azalır.
- Yaşla birlikte uzuvlardaki sinir iletim hızı azalır.
- Duyu sinirlerinde nörokimyasal değişiklikler görülür.
- Üst beyin, orta beyin ve alt beyinde sinir hücre ölümleri, sinirlerin uyarıyı alan uzantılarında (dendirit) kayıplar.
- Sinir hücreleri arasında uyarının geçişi için gerekli nörokimyasallarda azalma
Yaşlı bireylerde ısı düzenlenmesinde rol oynayan faktörler nelerdir?
- Deri yapısında değişimler (deride incelme)
- Dolaşımda azalma
- Süreğen (kronik) hastalıkların etkileri
- Kişisel sağlık davranışlarında (sigara, aktif olmamak)
Yaşlanma sürecinde yaşlı bireyin vücut ısısını, değişen çevresel şartlara uyumlu hale getirmede yaşanan sorunlar nelerdir?
- Isı artışına tepki olarak, yaşlı bireyler kılcal kan akışını artırma becerisini genç bireyler kadar gösteremez.
- Terleme yetersizleşir.
- Soğuk havalarda vücut iç ısısını korumak amacıyla damarların büzüşme refleksi yaşla birlikte daha az etkilidir.
Değişen çevresel ısı şartlarına karşı yaşlı bireylerin yetersiz refleks tepkileri gidermek için alınacak önlemler nelerdir?
- Sıcak günlerde serin yerleri tercih etme
- Sıcak ortamda aktivite düzeyini azaltma
- Güneşi yansıtan renkleri tercih etme (beyaz)
- Güneşli havalarda şapka ve güneş gözlüğü kullanma
- Terlemeyen ve nefes alabilen gözenekli kıyafetler tercih etme
- Yaşlı bireylerde soğuk günlerde yeterli kalınlıkta kıyafet giyinme
- Güneşi yansıtmayan renkleri tercih etme (siyah)
- Eldiven, bere ve gerekirse ayaklar için yün çorap kullanma
- Su geçirmeyen yağmurluk giyinme
- Vücut ısısını korumak amacıyla ıslanmayı engelleyen su geçirmez ayakkabı kullanımı tercih edilmelidir.
Hipotermi nedir?
37°C olan normal vücut sıcaklığının 35°C’nin altına düşmesi hâlinde meydana gelen rahatsızlığa hipotermi denir.
Hipotermi için riskli olan yaşlı bireyler kimlerdir?
- 65 yaşından büyük olan kişiler
- Soğuğa reaksiyon olarak titreme ve ciltte beyazlaşma belirtileri vermeyen yaşlı kişiler
- Psikoz tedavisi için ilaç kullanan yaşlı kişiler
- Tiroid işlevleri iyi çalışmayan hormon sistem bozukluğu olan yaşlılar
- Kafa travması, felç, Alzheimer, Parkinson ve diğer nörolojik hastalıkları olan yaşlılar
- Şiddetli eklem romatizması olan yaşlılar
- Damar hastalıkları, dolaşım sorunları, süreğen (kronik) ülser ve uzuv kaybı olan (ampute) yaşlılar
Yaşlı bireylerin hipotermi riskine karşı alınması gereken bazı özel önlemler nelerdir?
- Oda ısısı en az 21°C olmalıdır.
- Yaşlı bireye yeterli kıyafet giydirilmelidir (uzun içlikler).
- Yeterli beslenmesi sağlanmalı ve sıcak içecekler içirilmeli.
- Ortam ısısı dijital ısı ölçer ile takip edilmeli ve yaşlının kaldığı ortamda otomatik devreye giren ısınma sistemi tercih edilmelidir.
Evde yaşlı bireylerin tüm aktivitelerinin merkezi olup duyusal yetersizliği desteklemek ve günlük yaşam becerilerinde bağımlılığı azaltmak üzere yapılacak çevresel düzenlemeler nelerdir?
- Yeterli ve doğru aydınlatmanın kullanılması
- Zıt renklerin kullanımı sağlanarak şekil-zemin algısının kolaylaştırılması
- Koku ve işitme duyularının kullanıldığı cihazlara görsel uyaranların da eklenmesi
- Ses yankısına karşın akustik özellikte malzemelerin oturma odası ve mutfak gibi yoğun yaşam alanlarındaki duvarlara monte edilmesi
Huzurevinde yaşamlarını sürdüren ve duyu kayıpları görülen yaşlı bireylerin aktivite ve katılım düzeylerini risk oluşturmadan koruma ve geliştirme amacıyla fiziksel çevrenin düzenlenmesine ilişkin yapılabilecek değişiklikler nelerdir?
- Uygun aydınlatma: Duyu kaybı olan yaşlı bireyler için bağımsızlığı artırırken aynı zamanda güvenlik sağlar. Özellikle koridorlarda doğrudan aydınlatma uygulanmamalıdır.
- Masa lambası
- Duyu kaybı olan yaşlılar için beyaz florasan tercih edilmektedir. Çünkü beyaz florasan aydınlatma alanına yumuşak bir ton verir, aynı zamanda yaşlılar için tehlikeli olabilecek ışık titreşimlerini de azaltır.
- Pencere uygulamaları parıltıyı azaltacak şekilde tercih edilmelidir. Bu amaçla perde ve güneşlik kullanılmalıdır.
- Tavan, akustik malzemeden kapatılmalı, ses ve dışardan gelen gürültüyü absorbe etmeli yaşlıların konuşma seslerine karışmamalıdır.
- Duvar boyalarında kullanılacak renk ışık parıltısını artırmayan daha mat renklerden oluşmalıdır.
- Kapı ve pervazların duvar rengiyle kontrast olacak şekilde boyanmalıdır.
- Yaşam alanlarının yüzey rengi ile duvar renklerinin kontrast olması yaşlı bireyler için ayrıntıları kolay fark etmeye ve düşme tehlikesine karşı koruyuculuk sağlayabilir.
- Özellikle görme problemi yaşayan yaşlılar için duvar yüzeylerinin özel bir dokuyla kaplanması yaşlının dokunma duyusunu kullanarak dezavantajlı durumunu ortadan kaldırabilir.
- Zemin kaplama: Yer kaplama için
kullanılan malzemenin parıltı yapmaması önemlidir. Vinil malzeme de bu sorunu oluşturulabilir ancak üzeri mat bir malzeme ile kapatılırsa sorun teşkil etmez. - Mobilyaların işlevsel olması, ergonomik olması ve ışık parıltısına yol açmayan malzeme ile kaplı olması önemlidir. Mobilya için seçilen renk zemin rengi ile zıt olmalı, görme kaybı olan yaşlılar için tehlike oluşturmamalıdır.
- Yatak ve sandalyelerin rahat, dengeli ve yaşlı bireylerin işlev düzeylerini destekleyen özellikte olması gerekir. Yatak başuçları ve sandalye yakının günlük yaşam becerileri için ilave aydınlatılması gerekir. Yatak odasında pencere, duvar, yer ve mobilya renklerinin birbirine benzer renklerden oluşmaması ve ışığı parlatmaması gerekir.
- Banyo içindeki lavabo, duvar seramikleri, klozet ve banyo yüzeyi, krom havlu barlar, tutunma barları gibi parlayan malzemeler yaşlıların denge ve görme işlevleri için tehlikelidir. Bunun için kaymaz, sabit mat renkli zemin ve duvar kaplaması tercih edilmelidir. Banyo içinde yere yakın olan klozet, lavabo ayakları, yıkanma bölümü ve tabure gibi malzemelerin renkleri güvenlik nedeniyle yer yüzeyi rengi ile kontrast olmalıdır.
- Mümkün olduğunca mutfak ile yemek yeme salonunu ayırmak ortamın daha az gürültülü olmasına yardımcı olmaktadır. Yemek servisi sırasında da tabaklar ve fincan ile altlıkları arasına kağıtlar yerleştirilmesi, çatal-kaşıkların bir arada peçeteye sarılı olarak sunulması, masaların üzerine tabak ve diğer malzemeler konulduğunda daha az ses çıkması için masa örtüsü kullanılması, sandalye ve masa ayaklarının ses çıkarmayan plastik pabuçla kaplı olması gibi düzenlemeler ortam gürültüsünü azaltarak yaşlılar arasında sözel iletişimi kolaylaştıracaktır.
Rehabilitasyon merkezlerinde yapılması gereken çevresel düzenlemeler nelerdir?
- Rehabilitasyon merkezlerinde kullanılan pek çok araç-gereçlerin bulunduğu mekanların hafif ışık kaynakları ile aydınlatılması parıltının etkilerini azaltmaya yardımcı olacaktır.
- Tedavi masası ve egzersiz matları yer aldığı yüzey renklerinin üzerine basılan zeminin rengi ile kontrast olmalıdır.
- Sesleri azaltmak için akustik tavan ve duvar malzemelerine ilave olarak bu alanın ayrı bir alan olarak planlanmalıdır. Ayrıca yaşlı bireylerin rehabilitasyon alanında perdelerle oluşturulan bölmelerde tedavi alması gürültü sorunu için yararlı bir uygulamadır.
- Yaşlı bireyler rehabilitasyon alanında tedavi görürken genel müzik yayını yapılmaması önerilmektedir.
- Tedavi masası veya egzersiz matının üzerini kâğıtla kaplamak yerine çarşaf kullanmak ve bu çarşaf renginin de yer kaplama malzemesinin rengi ile kontrast olması görme kaybı olanlar için uygun düzenlemelerdir.
Merdiven ile ilgili yapılacak düzenlemeler nelerdir?
- Merdivenlerde basamağın yatay yüzey ile dikey yüzey renkleri kontrast olmalıdır.
- Basamak yatay yüzeyinin kenar kısmına ince şerit renk çekilmesi, görme kaybı olan yaşlılara merdiven çıkarken basamağın başlama noktasını, merdiven inerken ise basamağın bitiş noktası olduğunu görsel olarak hatırlatır.
- Merdivenlerin üç boyutlu doku özelliği olan yüzey kaplama veya halı ile kaplatılması kayarak ve takılarak düşme tehlikesine neden olabilir.
- Merdivenin hem başlangıcına hem de merdivenlerin bittiği tepe noktaya aydınlatma lambaları yerleştirilmelidir.
- Merdivenlerin ilk ve son basamaklarına mutlaka gece lambası yerleştirilmelidir.
- Merdivenleri oluşturan basamakların dikey ve yatak yüzeylerinin kaplama rengi mutlaka ışığı parlatmayan mat renklerden seçilmelidir.
Yaşlı bireylerin araç kullanımına ilişkin dikkat edilecek hususlar nelerdir?
- 65 yaş sonrası araç kullanmaya devam etmek isteyen bireyler olası görme kusurlarında yeterli düzeltme sağlayabilecek gözlük veya kontak lens kullanımına önem vermelidir.
- 65 yaş üstü bireylerin trafiğe çıkmadan önce karmaşık ve hareketli görme becerilerine ilişkin eğitim seanslarına katılmaları önerilmektedir.
- Üst görme alan kaybı yaşayan yaşlı bireyler, trafikteyken baş üstü yol işaretleri ve trafik kurallarına ilişkin uyarıları görmek amacıyla yukarı doğru bakma gereksinimi için dikkatli olmalıdır.
- Derinlik algısı ve mesafe tayin etmede güçlük çeken yaşlı bireylerin araç kullanmaktan kaçınmaları gerekir.
- Karanlığa uyum sağlamada güçlük çeken ve ışık parıltısına toleransı azalan yaşlı bireyler, gece araç kullanmaktan kaçınmalıdır. Ayrıca yaşlı bireylerin baş hizasından
gelen ışıklara bakmaktan kaçınmaları, bölünmüş yolları kullanmaları ve iyi
aydınlatılmış yollarda araç kullanmaları önerilmektedir. - Yaşlı bireyler için trafik işaretleri yeterli büyüklükte ve kontrast renklerden oluşturulmalıdır.
- Yaşlı bireyler yeşilden kırmızı ışığa geçişte aracı durdurmak için geç reaksiyon verebilmekte, bu nedenle trafik ışıklarının olduğu bölgelerde araçlarını resmî azami hız limitinden %10 daha yavaş kullanmaları önerilmektedir.
- Gece araç kullanan yaşlı bireyler için yol takibi, yol ortasındaki çizgiler veya yol kenarındaki işaretlerle sürdürülmektedir. Bu işaretlerin genişlik mesafesi yaşlı bireyler için artırılmalıdır.
Huzurevinde tekerlekli sandalyede yaşayan yaşlı bireyler için fiziki şartlar ne olmalıdır?
Huzurevi girişi mümkünse basamaksız olmalıdır. Giriş zemin seviyesinin üzerinde ise yapılacak tekerlekli sandalye kullanıcıları için rampa genişliği en az 90 cm, eğim %5 olmalıdır. Kapı açılma genişliği en az 80 cm olmalı, elektrik düğmesini açma yüksekliği yerden 100 cm, termostat yüksekliği en fazla 120 cm yukarıda olmalıdır. Oturma pozisyonundayken elektrik prizinin yüksekliği en az 45 cm yukarıda olmalıdır. Elektrik sigorta panel kutusu yerden en fazla 135 cm olmalıdır. Pencere camının başlangıç noktası yerden en fazla 90 cm olmalıdır.
Banyoda yapılabilecek değişiklikler nelerdir?
Banyoda yapılabilecek değişiklikler; genellikle banyo küvetine giriş ve tuvalete oturmada güçlük yaşanmaktadır. Bu bölgelere tutunma barı yerleştirilmelidir. Tutunma barlarının çapı kullanacak kişinin kavrayabileceği genişlikte ve paslanmaz çelik veya krom malzemeden yapılmalıdır (parlamaya yol açmaması için üzeri mat bir renkle kaplanabilir). Tuvalet oturma yüksekliği bireyin boy uzunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 45 cm olmalıdır. Tuvalet banyo duvarının 45 cm uzağında olmalıdır. Banyo ve duş kabini zeminine kaygan olmayan malzeme yerleştirilmelidir. Yüksekliği ayarlanabilir duş musluğu ve 150 cm esnek su hortumu ve en az 150x120 cm düz duş kabini düzenlenmelidir. Duvara sabitlenmiş 90x90 cm L şeklinde duş oturma sandalyesi bulundurulmalıdır. Banyo içinde tekerlekli sandalye ile rahat manevra yapılabilmesi için 150 cm çapında boşluk olmalıdır. Lavabo yüksekliği en az 80 cm olmalıdır.