Yaşlı Psikolojisi Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yaşlılıkta Psikososyal Gelişim Iı: Sosyal Gelişim
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Sosyal gelişim ve aile ilişkisi nasıldır?
Sosyal gelişim kişiler arası ilişkiler çerçevesin- de yaşam boyunca meydana gelen sosyal ve duygusal değişiklikleri içermektedir. Bireylerin sosyal gelişim süreçlerini belirleyen en temel sosyal yapı ise ailedir. Öncelikle bir aile içinde sosyalleşen bireyler daha sonra akranlarla etkileşime girmekte ve arkadaşlık ilişkileri geliştirmeyi öğrenmektedir. Yaşamın tüm evrelerinde olduğu gibi yaşlılıkta da aile ve arkadaşlar sosyal gelişimin merkezinde yer almaktadır.
Yaşlılık dönemindeki sosyal gelişimde bireyler için neler ön plandadır?
Yaşlılık dönemindeki sosyal gelişim sürecinde bireyler, bir yandan büyükannelik/ büyükbabalık, emeklilik, yetişkin çocuklara ebeveynlik, genç nesillere rehberlik gibi yeni roller kazan- makta bir yandan da fiziksel gücün, eşin ve ak- ranların kaybına uyum sağlamaya çalışmaktadır.
Bireyler sosyal ilişkileri sayesinde hangi becerilerini geliştirirler?
Bireyler sosyal ilişkiler sayesinde sevme-sevilme, saygınlık, ait olma, güç, statü gibi sosyal gereksinimlerini doyurmakta ve sosyal becerilerini geliştirmektedirler.
Sosyal gelişim alanında en yakın temel sosyal ilişki kaynağı nedir?
Sosyal gelişim kişiler arası ilişkiler çerçevesinde ortaya çıkan ve devam eden bir gelişim alanıdır. Bireylerin gelişim sürecinde sahip oldukları en temel iki sosyal ilişki kaynağı aile ve arkadaşlardır.
Yaşlılıkta sosyal gelişimde akran ilişkileri özellikleri nelerdir?
Akran ilişkileri de zaman içinde niteliksel açıdan büyük değişiklikler içermektedir. Akranlar çocuklukta çok iyi birer oyun arkadaşıdır. Ergenlikte ise akranları en iyi sırdaşlar, rol modeller ve romantik ilişki adayları olarak görmekteyiz. Yetişkinlik, yaşam boyu gelişimde sosyal çevrenin genişlediği bir dönemdir. Bu dönemde çok sayıda yeni ilişki kurulmakta, kimileri ölene kadar devam etmekte, kimileri ise değerlerimize, yaşam biçimimize, anlayışımıza uygun olmadığı için kısa sürmektedir. Yetişkinler, ortak etkinlikler yapabildikleri, sosyal destek alabildikleri, kendilerini değerli hissettikleri olgun ilişkiler geliştirmeye önem vermektedir. Yetişkinlerin bu özelliğine bağlı olarak orta yaşlarda sosyal çevre- nin giderek daraldığı ve daha az ancak samimi iliş- kilerden oluşan bir arkadaş ağının oluşturulduğu görülmektedir.
Yaşlılık döneminde sosyal ilişkilerin özellikleri nelerdir?
Yaşlı bireyler bedensel güçlerinin azalmasıyla birlikte ortaya çıkan fiziksel kayıplarının yanında sosyal ilişkilerinde de kayıplar yaşamaktadırlar. Çünkü yaşlılık yaşamın son evresidir ve bu dönemdeki bireyler akranlarının ölümü nedeniyle bazı sosyal ilişkilerini kaybetmektedirler. Hayatta kalanlarla ise fiziksel sınırlılıklar nedeniyle eski sıklıkta görüşememektedirler. Üstelik yaşlıların akranlarına ulaşabilecekleri sosyal ortamlar bulmaları ya da kendilerini anlayabilecek bireylerden oluşan yeni bir çevre oluşturmaları da zordur. Yaşlılıkta sosyal çevre daralsa da, yeni roller ve ilişkiler aracılığı ile toplumsal yaşama katılabilen yaşlılar yaşamın en doyum verici yıllarını yaşamaktadırlar.
Sosyal kervan nasıl tanımlanır?
Bebeklikten ölüme kadar her bireyin bir yandan yeni ilişkilerle genişleyen, diğer yandan da bazı ilişkilerin bitmesiyle daralan bir sosyal kervanı vardır.
Yaşlı bireylerin resmi grup ve kulüplere üyelik rolleri nelerdir?
Yaşlı bireylerin resmi grup ya da kulüplere üyelik yolu ile oluşturdukları sosyal ilişkilerin de yaşamlarındaki rolü azımsanmayacak derecede değerlidir. Çünkü dernek, sivil toplum kuruluşları ya da benzeri toplum yararına işlerde görev alan yaşlıların, burada geliştirdikleri ilişkiler kendilerini üretken ve faydalı hissetmelerine aracılık etmektedir. Sonuç olarak yaşlıların yaşamın- da dikkat çeken ilişki türlerinin üçü de yaşlıların kendilerini kabul etmelerine, kendilerini değerli hissetmelerine ve uyumlu bireyler olarak gelişmeye devam etmelerine fırsat vermektedir.
Yaşlıların sosyal ilişkisinde öne çıkan ilişki türleri nelerdir?
Bunlar: (a) eş, kardeş, çocukluk arkadaşları gibi bireylerle kurulan yakın ilişkiler, (b) gençlik yıllarından beri devam eden dostlarla kurulan sosyal ilişkiler, (c) resmi grup ya da kulüplere üyelikler aracılığı ile geliştirilen ilişkilerdir.
Yaşlılık döneminde kayıplar, gerilemeler bireyleri nasıl etkilemektedir?
Yaşlılık kayıplar, gerilemeler, ölüm korkusu, ekonomik kısıtlılıklar gibi güçlükleri içeren bir dönem olduğu için yaşlı bireylerin uyum sağlamakta zorlanmaları olağandır. Ancak bu uyum güçlükleri arttığında ya da yaşlıların günlük yaşamlarını sürdürmelerini engelleyecek düzeye ulaştığında depresyon ve intihar düşünceleri gibi uyumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir.
Yaşlılıkta sosyal çevre ile ilişkileri güçlü olmasının faydaları nelerdir?
Sosyal çevre ile ilişkileri güçlü olan yaşlıların sosyal çevrelerinden aldıkları destek sayesinde karşılaştıkları uyum güçlükleri ile başa çıkabildikleri ve uyumlarını sürdürebildikleri görülmektedir. Bir başka ifade ile yaşlılar sosyal çevreleri sayesinde toplumsal yaşama katılabilmekte ve toplumla bağlarını devam ettirebilmektedir. Sonuç olarak, yaşlılar azalan sosyal etkinliklerine rağmen, kendilerine ilgi gösteren ve önem veren kişilerle aktiviteler gerçekleştirerek yaşam doyumu elde etmektedirler.
Yaşlılık döneminde akran ilişkileri özellikleri nasıldır?
Yaşlı bir birey akranlarla ilişki kurmayı yaşamın ilk yıllarında öğrenmiş, akran ilişkileri sayesinde çeşitli sosyal beceriler geliştirmiş ve bu ilişkiler içinde sevgi, güven, ait olma gibi bazı psikolojik gereksinimlerini karşılamıştır. Buradan da anlaşıldığı gibi yaşlıların akranlarla ilişki kurma gereksinimleri, becerileri ve deneyimleri çok önceki yıllara dayanmaktadır. Kimi yaşlıların önce- ki yıllardan kazandıkları akran ilişkileri de çeşitli yönlerden değişime uğrayarak, ölene kadar sürebilmektedir. Üstelik bunu başaran yaşlılar geçmişten gelen bu köklü arkadaşlık ilişkisi içinde kendilerini son derece güvende hissetmektedir. Diğer yandan bireyler yaşamın ilk yıllarından beri öğrendikleri sosyal becerileri kullanarak yaşlılık döneminde yeni ilişkiler de geliştirebilmektedir. Buradan da anlaşıldığı gibi yaşlıların sosyal gelişim özellikleri önceki dönemlerle bağlantılıdır.
Yaşlılık döneminde fiziksel ve bilişsel sınırlılık yaşamı nasıl etkilemektedir?
Yaşlılık gelişimsel açıdan fiziksel ve bilişsel sınırlılıkları içeren bir dönemdir. Bu dönemde fiziksel açıdan kasların güçsüzleşmesi, kemiklerin zayıflaması, hücrelerin yapısının bozulması gibi nedenlerle bireylerin bağışıklık sistemi zayıflamakta, hastalıklar artmakta, duyu organlarının işlevlerinde kayıplar meydana gelmekte ve hareket yeteneği sınırlı olmaktadır. Bilişsel açıdan bakıldığında ise beyin ve hafızanın yapısında meydana gelen değişikliklere bağlı olarak bireylerin yeni bilgi ve becerileri öğrenme konusunda iyice yavaşlamalarına ve unutkanlıkların artmasına neden olmaktadır. Tüm bu gelişmeler yaşlıların çalışamaz hale gelmesiyle sonuçlanmakta ve ekonomik kaynaklarını azaltmaktadır.
Yaşlılık dönemindeki fiziksel ve bilişsel sınırlılıklar sosyal yaşamı nasıl etkilemektedir?
Yaşlılık döneminde de bireylerin fiziksel ve bilişsel alanda yaşadıkları değişiklikler sosyal gelişimlerini etkilemektedir. Yaşlılıkta fiziksel ve bilişsel alanlardaki sınırlılıklara bağlı olarak genellikle sosyal yaşam alanın daralması, alım gücünün azalması ve sosyal ilişkilerin sınırlı hale gelmesi ile karakterize olmuş bir sosyal yaşam biçimi ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde sağlık durumu, ekonomik koşullar ve etkinlik alanının değişmesiyle birlikte yaşlı bireyleri yeni toplumsal roller de beklemektedir. Bu roller çocukların yetişkin bireyler olması, torun sahibi olma, emeklilik, eşin ve akranların kaybı gibi deneyimlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Yaşlı bireylere destek olabilmek için onların sosyal gelişim özelliklerinin ve rollerinin anlaşılması kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle bu bölümde yaşlı bireylerin akran ilişkilerinde, medeni halinde ve sosyal rollerinde yaşadıkları değişikliklerin uyum sürecini nasıl etkilediği ele alınmıştır.
Yaşlılık döneminde arkadaşlığın rolü nedir?
Her gelişim döneminde olduğu gibi yaşlılıkta da arkadaşlığın bireylerin sosyal gelişimini etkileyen bir role sahip olduğu görülmektedir. Ancak yaşlılıkta arkadaşlık diğer gelişim dönemlerinden farklı olarak ruh sağlığını güçlendiren temel faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü arkadaşlığın yaşlıların yaşamında uyumu kolaylaştıran kritik işlevleri bulunmaktadır. Bu nedenle yaşlı bireyler arkadaşlığa samimiyet ve güven duygularından oluşan özel bir ilişki anlamını yüklemektedirler.
Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde arkadaşlığın önemi nedir?
Bebeklik ve çocuklukta arkadaşlar oyun oynama ve sosyal becerileri geliştirme ihtiyacını karşılayan kimselerdir. Ergenlikte ise arkadaşlar bireylerin kendilerine özgü kimlik geliştirme sürecinde yer alan ana dinamiklerden biri olup, kendine özgü bir sosyal çevre oluşturma ve değerler sistemini geliştirmede etkili role sahiptir. Bir diğer ifade ile ergenlikteki arkadaşlık ilişkileri bireylerin yetişkinlik yıllarındaki sosyal yaşama hazırlanmalarına aracılık eden sosyal kaynaklar arasında yer almaktadır. Ergenliğin ardından gelen gençlik yıllarında bireylerin arkadaş çevresi genişlemektedir. Hatta gençlik yılları bireylerin arkadaş çevresinin en geniş olduğu yıllardır.
Yaşlılık döneminde arkadaş seçimi özellikleri nelerdir?
Yaşlıların arkadaş seçim kriterlerinin de önceki dönemlere göre farklılaştığı belirtilmektedir. Buna göre bireyler yaşlılıktan önceki dönemlerde genellikle kendilerine benzeyen kişilerle arkadaşlık etme eğilimi sergilerken, yaşlılık döneminde arkadaşlık ilişkilerinde bu yönde bir benzerliğin olup olmamasını önemsememektedirler. Ayrıca yaşlı bireylerin arkadaş seçiminde yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken ve değerler açısından da herhangi bir ayrım gözetmedikleri dikkat çekmektedir. Buna bağlı olarak yaşlılık dönemindeki bireylerin arkadaş seçiminde önceki gelişim dönemlerine kıyasla daha esnek bir anlayış benimsediklerini söylemek mümkündür. Bunu yaşlılıkta arkadaş seçenekle- rinin sınırlı olması ile açıklamak mümkündür. Bir başka ifade ile yaşlılar, kendileriyle arkadaşlık edebilecek bireyler bulmakta zorlandıkları için var olan seçenekler arasında herhangi bir ayrıma başvurmamaktadırlar.
Yaşlı bireylerin arkadaş seçiminde cinsiyet rolü nedir?
Yaşlı bireylerin arkadaşlık ilişkilerinde cinsiyet de belirleyici bir role sahiptir. Buna göre yaşlı kadınlar erkeklere kıyasla daha yakın arkadaşlık ilişkileri kurabilmekte, yaşlı erkekler ise eşlerine daha fazla bağımlılık gösterdikleri için daha az sayıda yakın ilişki geliştirmektedirler. Yaşlı kadınlar aynı zaman- da yeni insanlarla daha kolay tanışmakta ve daha çabuk sosyalleşmektedir. Örneğin bir düğünde, öğlen yemeğinde ya da turda yaşlı kadınlar yeni birileriyle tanışabilmekte ve geçici arkadaşlıklar kurabilmektedirler. Yaşlı kadınlar bu özellikleri sayesinde toplumun bir parçası olma duygusunu yaşlı erkeklerden daha yoğun yaşayabilmektedir.
Yaşlılık döneminde medeni durum nasıl etkilenmektedir?
Medeni durum açısından yaşlıları bekâr yaşlılar ve evli yaşlılar olarak ikiye ayırmak mümkündür. Çünkü yaşlılık dönemindeki bireylerin bir bölümü bekârdır. Bu yaşlılar ya hiç evlenmedikleri için ya da evliliğin ilk yıllarında ölüm, boşanma gibi sebeplerle evlilikleri sona erdiği ve daha sonra da evlenmedikleri için bekâr yaşlılar grubunda yer almak- tadırlar. Bu grupta yer alan yaşlıların bazıları kendi tercihleri nedeniyle kimileri de sahip oldukları koşullar nedeniyle evlenmemiştir. Ancak yaşlıların evlenmeme nedenlerinden çok yaşamlarını nasıl geçirdikleri önemli görülmektedir. Çünkü yapılan araştırmalarda evli yaşlıların bekâr yaşlılardan daha uzun yaşadıkları ancak yaşam doyumları açısından arasında bir fark olmadığı bulunmuştur. Bu bulgu ruh sağlığı üzerinde medeni durumdan çok deneyimlerin etkili olduğunu göstermektedir. Bir başka ifade ile yaşlılık döneminde bireylerin mutluluk düzeyi evli ya da bekâr olma durumundan çok akrabaları, arkadaşları, yaşlılıkta geliştirdiği yeni ilişkileri ve rollerinden keyif alması ile ilişkilidir.
Yaşlılıkta döneminde karşılaşılan sorunlardan boş yuva sendromu nedir?
Yaşlılık döneminde karşılaşılan kritik konular- dan biri de Boş Yuva Sendromudur. Son çocuğun da yetişkin bir birey olması ve evden ayrılmasıyla ortaya çıkan boş yuva sendromu yaşlı çiftin ilişkisinin yeni bir boyut kazanmasına yol açmaktadır. Yaşlı çift, o güne kadar çocuklarıyla birlikte yaşadıkları evde bundan böyle baş başa yaşayacak olmanın getirdiği farklı bir sürece girmektedir. Bu süreçte çiftin rolleri ve yaşam biçimi değişmektedir. Bu değişim başlangıçta derin bir üzüntü içermektedir. Özellikle de anneler, çocuk yetiştirmede en büyük sorumluluğu üstlendikleri için çocuklarının olma- dığı bir evde yaşamaya alışmakta güçlük çekmektedirler. Ancak zaman içinde bireyler evde çocukların olmadığı bu yeni aile yapısına uyum sağlamakta, hatta evlerini çok sevmektedir. Öyle ki, bu evrede kimi zaman çocukları tarafından yatılı misafir edil- mek istenen ebeveynler ısrarla evlerine dönmek istemekte, çocuklarının evi dahi olsa başka bir yerde kalmaktan rahatsız olmaktadırlar.