Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler Dersi 5. Ünite Özet
Oydaşmacı Kurumsallaşmış Rejim: İsviçre
- Özet
İsviçre Modeli Federalizm
İsviçre Konfederasyonu İsviçre halkı ve kantonlardan oluşan federal bir devlettir. Ancak 1999 İsviçre Konfederasyonu Anayasasında, devlet şeklinin federal bir devlet olduğu ibaresi yer almamaktadır. İsviçre modeli federalizm, bir Konfederasyondan yola çıkmış, zaman içinde kurumlar dönüşüme uğrayarak federal bir devletin doğmasına neden olmuştur. Bu nedenle, federalizm, İsviçre siyasal sisteminin en temel ilkesi olarak kabul edilmektedir.
1999 İsviçre Federal Anayasası 51. Maddesi şu şekildedir: 1. “Her kanton demokratik bir anayasaya sahip olmalıdır. Bu anayasaya sahip olmalıdır. Bu anayasa halk oylaması ile kabul edilmeli ve seçmenlerin çoğunluğunun talebi üzerine değiştirilebilmelidir. 2. Kanton anayasaları Konfederasyonun güvencesi altındadır. Bu güvence anayasaları, Federal Anayasa ile çatışmadığı ölçüde geçerlidir.
Yasama organı olan Federal Meclis, Ulusal Konsey ve Devletler Konseyi olmak üzere iki kanattan oluşur. Federal Konsey, Konfederasyon’ un yürütme organıdır. Yargı organı, Yüksek Federal Mahkemedir.
İsviçre siyasal sistemi, özgün bir model olarak hiçbir sınıflandırılmaya dâhil edilemeyen bir sistemdir. Meclis Hükümeti olarak nitelendirilen bu sistem, ne bir başkanlık sistemi ne de parlamenter bir sistemdir. Başkanlık sistemi değildir, çünkü yürütme, Konfederasyon, Kantonlar ve mahalli idareler düzeyinde bir kuruldan oluşur. Hükümet, meclisin iradesine bağlı olmadığından, Parlamenter sistem de değildir.
İsviçre siyasal sisteminin en temel özellikleri; halkoylaması ve halkın kanun teklifi mekanizmalarıdır.
Anayasa değişiklikleri ve önemli kanun yapımı sürecinde sonucu belirleyecek olan halkoylamasıdır. Meclis, halkoylamasına sunduğu kanun tasarıları ya da Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesini güvence altına almak için Federal makamlardan, kantonlardan, siyasi partilerden, derneklerden görüş alır. Halkın kanun teklifi ile kamuoyu herhangi bir konuda anayasa değişikliği teklifinde bulunabilir. Böylece, halk bu yöntemle siyasi makamlar üstünde baskı uygular.
Arend Lijphart’a göre İsviçre Demokrasisi, oydaşmacı demokrasi yönetiminde alınan kararların, oy çokluğuna göre değil oybirliğine göre alındığı bir sistemdir. Ancak bazı yazarlar, bu görüşü reddetmektedir. Onlara göre de İsviçre siyasal sistemi sui generis bir yapıya sahiptir. Bu da Federal bir kültürle beslenen federalizm, temelleri tarihe dayanan doğrudan demokrasi ve her kararı müzakere etme isteği unsurlarına dayanmaktadır.
Siyasal Kurumlar ve Siyasal Kurumların İşleyişi
Yasama (Federal Meclis): Ulusal Konsey ve Devletler Konseyi olmak üzere İsviçre Parlamentosu iki kanatlıdır. Ulusal konsey iki yüz milletvekilinden Devletler Konseyi kırk altı milletvekilinden oluşur. Kantonlar, Ulusal Konsey’de nüfuslarına oranla temsil edilirler, bu oran her on yılda bir gözden geçirilir. Ulusal Konsey seçimleri dört yılda bir yapılır, milletvekilleri yeniden seçilebilirler. Altı Kanton bir milletvekili ile temsil edilirken, diğer yirmi kanton ikişer milletvekili ile temsil edilir. Devletler Konseyi seçimleri de dört yılda bir yapılır.
Yasama faaliyeti, federal makamların denetimi, kantonlarla ilişkiler, milli güvenliğin korunması görevlerini Ulusal Konsey ve Devletler Konsey’i ayrı ayrı toplanarak yerine getirir. Milletvekilliği bir meslek olarak değerlendirilmemektedir. Milletvekilliği dönemi boyunca maaş yerine bir tazminat ödenir. Milletvekilleri, kendi mesleklerini ifa etmeyi sürdürürler. Ulusal Konsey ve Devletler Konsey’i birlikte toplanarak, yasama niteliği taşımayan yetkiler kullanır: Federal Konsey üyelerini ve Federal hâkimleri seçer, federal kurumlar arasındaki uyuşmazlıkları çözer ve af yetkisini kullanır. Ulusal Konsey ve Devletler Konseyi, genellikle kanun teklif ve tasarılarını hakkında ilgili komisyonun görüşüne uygun olarak hareket ederler.
Yürütme (Federal Konsey): Yürütme organı olan ve yedi üyeden oluşan Federal Konsey, ülkenin izleyeceği siyaseti belirler, mevzuatı hazırlar, anlaşmaları imzalar, idari teşkilatı yönetir ve Kantonların faaliyetlerini gözetim altında tutar. Federal Konsey Başkanı, ne bir başbakan, ne de Devlet Başkanıdır. Federal Konsey üyelerini seçemez ve hükümet politikalarını belirleyemez. Federal Konsey kararları heyet halinde verilir.
Yargı (Federal Mahkeme): Yargı yetkisi, kanton mahkemeleri tarafından kullanılır. Federal kanunların uygulanmasını denetlemek yetkisi, İsviçre Anayasası tarafından, Yüksek yargı organı Federal Mahkeme’ye verilmiştir. Federal Mahkeme ilk derece Federal Mahkemeler, Federal İdare Mahkemesi ve Federal Ceza Mahkemesi ile kanton mahkemeleri tarafından verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Federal İdare Mahkemesi federal idarenin eylem ve işlemlerine karşı yapılan başvurulara bakar. Federal İdare Mahkemesi’nin bazı kararlarına karşı Federal Mahkeme’ye temyiz başvurusunda bulunulabilir. Federal Ceza Mahkemesi ise ilk derece mahkemesi olarak, Konfederasyon ‘un yargı yetkisine giren terör suçları, vatana ihanet, kara para aklama suçu, organize suçluluk gibi suçlara ilişkin yargılamayı yapar. 2007 yılında yürürlüğe giren 17 Haziran 2005 tarihli Federal Mahkeme Hakkında Kanunla İkincil Anayasa Başvurusu düzenlenmiştir. Anayasa şikayetine benzeyen bu yargı yolu ile Federal Mahkeme vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği yönündeki şikayetleri inceler.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi: İsviçre’de Hükümet ile Meclis’in görev ve yetkileri büyük ölçüde iç içe olduğu için yasama ve yürütme erkinin işleyişi bakımından kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanması belirgin değildir. İsviçre Konfederasyonu Anayasası’nın 148. maddesi uyarınca Federal Meclis, Konfederasyon’ un en yüce makamıdır.
Federal Meclis; hükümet idare, federal mahkemeler üzerinde yüksek denetim uygulayan makamdır. Federal Meclis, Federal Konsey’e talimat verebilir, ayrıca Federal Konsey’in aldığı kararları reddedebilir. Federal Konsey, faaliyetleri hakkında her yıl Federal Meclis’e bir rapor sunar. Bu rapor üzerindeki görüşmeler sonucu Federal Meclis, Federal Konsey’e öneride bulunabilir ya da talimat verebilir. İlk bakışta, yürütme ve yargı üzerinde yasamanın üstünlüğü benimsenerek, yürütme ve yargı erkinin yasamaya bağımlı hale getirildiği düşünülebilir. Nitekim hükümet görevini gören Federal Konsey’in her üyesinin, Federal Meclis tarafından genel seçimlerden sonra ayrı ayrı seçilmesi de bu kanıyı kuvvetlendirmektedir.
Yasama ve yürütme erkinin işleyişi bakımından kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanması belirgin değildir. Hükümet ile Meclis’in görev ve yetkileri büyük ölçüde iç içedir. Dış ilişkiler, kantonlarla ilişkiler, milli savunma, maliye her iki erkin ortak sorumluluk alanlarıdır.
İsviçre Anayasasının 180. maddesi uyarınca hükümet izleyeceği siyaseti kendi belirler. Federal Konsey’in basit bir idari faaliyetin ötesine geçen, Konfederasyon’ un tüm siyasal işlemlerini kapsayan geniş bir faaliyet alanı vardır. Kaldı ki yasaların uygulanması görevi hükümetindir. Hatta bazı acil durumlarda, aslında Federal Meclis tarafından alınması gereken bazı tedbirler hükümet tarafından alınabilmektedir.
İsviçre siyasal sisteminde, yasama ile yargı erki arasındaki ilişkilerde; güvenoyu isteği, gensoru, siyasi sorumluluk gibi kurumlar yer almaz.
Yasama, yürütme ve yargı erkinin çeşitli görev ve yetkileri o derece örtüşmektedir ki bu üç erkten hiç biri temel görev ve yetkisinin sınırları içinde kalmayı başaramamıştır. Bu durumun İsviçre’nin kuvvetler ayrılığı anlayışının bir parçası olduğu düşünülebilir.
Siyasal Kültür ve Siyasal Katılma
Seçim sistemi: İsviçre’nin seçim sistemini anlayabilmek için ülkenin federal yapısını göz önünde bulundurmak gerekir. İsviçre siyasal sisteminin özelliklerinden biri de makam sahiplerinin atanması değil seçilmesidir. Yalnızca Meclis ve hükümet değil, hâkimler ve mahalli idareler de seçilmektedir. Yirmi altı kanton ve çok sayıda mahalli idarenin olduğu İsviçre’ de bu nedenle çok sayıda seçim yapılmaktadır. Bu yapının gereği olarak seçimler, Konfederasyon ve kantonlar düzeyinde yapılır.
Oy verme işlemleri sandık başında yapılabileceği gibi, mektup aracılığıyla, bazı hallerde ise elektronik ortamda yapılabilir. İsviçre dışında yaşayan İsviçre vatandaşları ve hükümlüler oy kullanma hakkına sahiptirler. Bazı Kantonlarda ise hala doğrudan demokrasi ile seçim yapılmaktadır.
İsviçre kural olarak, yarı doğrudan demokrasiyi benimsemiş bir ülke olduğu için halk karar aşamasında elinde önemli bir güç bulundurmaktadır. Konfederasyon düzeyinde seçimler, genel oyla, doğrudan seçimle nisbi temsil esasına göre yapılır. Federal Meclis’in bir kanadı olan Ulusal Konsey, doğrudan nisbi temsil hesabına göre seçilir. Her Kanton bir seçim çevresi oluşturur. Milletvekillikleri, seçime katılan listeler arasında, aldıkları oy oranına göre paylaştırılır. Oyların dağıtılmasında federal kanunlar ve Kanton kanunları, en yüksek ortalama ya da d’Hondt sistemini tercih etmektedir. Nispi temsil sistemi, dört farklı dilin konuşulduğu, kültürel çeşitliliğin olduğu İsviçre’de, toplumdaki tüm siyasi eğilimlerin parlamentoda temsilini sağlayarak temsilde adaleti gerçekleştirmek amacıyla benimsenmiştir.
Siyasi partiler: İsviçre’nin siyasal rejimi çok partili bir sistemdir. Hükümette temsil edilen dört siyasal parti,
- Merkez Demokratik Birliği (UDC-SVP) geleneksel olarak çiftçilerin ve orta sınıf Protestan halkın partisidir.
- Radikal Demokratik Parti (PRD); burjuvaziyi, temsil eder.
- Hristiyan Demokratik Parti (PDC) Katolikleri temsil eder.
- İsviçre Sosyalist Partisi (PSS) işçilerin çıkarlarını savunan partidir.
İsviçre’de siyasal partilerin ulusal parti niteliği taşımadığı, partilerin daha çok Kanton düzeyinde kaldığı düşünülse de, son otuz yılda özellikle Merkez Demokratik Birliği (UDC), izlediği politikalarla ulusal düzeyde temsil edilen bir parti haline gelmiştir. İsviçre mevzuatında siyasi partilerin işleyişi ya da siyasi partilerin finansmanı hakkında hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Bunun nedeni olarak da bu konularda düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmaması gösterilmektedir.
Çekimserlik: İsviçre’de seçimlere katılım oranı çok düşüktür. İsviçre’de seçimlere katılma oranı % 42 ila % 46 arasında değişmektedir. 1971 yılında kadınlara, yurtdışında yaşayan İsviçre vatandaşlarına oy hakkı tanınması ve seçmen yaşının on sekize düşürülmesi de katılım oranında bir değişiklik yaratmamıştır. Seçimlere katılım, oylama konusunun halkı yakından ilgilendiren somut ve güncel bir konu olup olmamasına göre değişiklik göstermekle birlikte, İsviçre’de seçimlere katılım oranı çok düşüktür. Araştırmacılar çekimserliğin, siyasi yapı, siyasetin ve siyasetçilerin niteliği ve meşruiyeti ve toplumun gelişmişlik düzeyi ile bağlantılı olduğunu belirtmektedir.
Doğrudan Demokrasi: İsviçre’de doğrudan demokrasi araçları olarak nitelendirilen iki uygulama vardır: halk oylaması ve halkın kanun teklifi.
Halkoylaması: Halkoylaması zorunlu ve ihtiyari olarak ikiye ayrılır.
- Zorunlu Halkoylaması: İsviçre Hukukunda halkoylaması, halkın teklifi ya da Federal Meclis tarafından yapılan bazı işlemler için halkın, ya da hem halkın hem de Kantonların görüşüne başvurulmasını ifade eder. Anayasal düzenleme gereği bazı işlemler mecburi olarak halkoylamasına sunulur. Bu hallerde zorunlu halkoylamasından bahsedilir.
- İhtiyari Halkoylaması: Anayasanın 141. maddesi ihtiyari halkoylamasını düzenlemektedir. İhtiyari halkoylaması sekiz Kantonun ya da elli bin vatandaşın talebi üzerine yapılır. Federal kanunlar, acil durumlarda kabul edilen ve yürürlük süresi bir yılı aşan ancak Anayasaya uygun Federal kanunlar, süresiz ve yükümlülüklerin geriye alınamadığı uluslararası anlaşmalar, İsviçre’nin bir uluslararası organizasyonu katılımını öngören anlaşmalar ve bir hukuki düzenleme gerektiren anlaşmalar ihtiyari halkoyuna sunulurlar.
İster zorunlu ya da ister ihtiyari olsun halkoylamaları çoğu kez yürürlüğü durdururlar. Halkoylaması konusu yapılan işlem, süreç sonuna kadar yürürlüğe giremez.
Halkın kanun teklifi: Halkın kanun teklifi, Anayasanın tümünü ya da bir kısmını değiştirmeye yönelik olarak yüz bin vatandaş tarafından imzalanarak verilen öneridir. Bir teklifin halkoyuna sunulması sürecinde,
Öncelikle;
- Bir komite (bir dernek ya da teklif vermek amacı ile toplanmış bir grup) bir metin hazırlar ve bu metni Federal makamlara sunar.
- Şekil şartlarına uygun hazırlanmış bir teklif
- Resmi Gazete’ de, teklifi verenlerin adıyla birlikte yayınlanır ve böylece imza toplama süreci başlar.
- Teklifin Resmi Gazete’ de yayınlanmasından itibaren on sekiz ay içinde yüz bin imza toplanırsa, önce mahalli idareler tarafından listeler kontrol edilir.
- İmzaların şeklen kontrolünü yapan Federal makamlara verilir.
- Hükümet ve Meclis söz konusu teklifin Anayasa ve uluslararası hukukun emredici hükümlerine uygunluğunu inceler.
- Teklif, oylamaya sunulur.
Meclis anayasanın bir kısmının değiştirilmesine yönelik teklifin anayasaya ya da uluslararası hukukun emredici normlarına uygun olmadığı sonucuna varırsa teklif yok hükmünde olur. Ancak hemen belirtelim ki Federal Meclis genelde bu yola başvurmamaktadır. Meclis, basit bir dille yazılmış teklifi onaylarsa, halkoylamasına sunar. Anayasanın tamamının ve bir kısmının değiştirilmesine yönelik bu tür bir teklifin onaylanması için çifte çoğunluk diğer bir değişle halkın ve Kantonların oyunun çoğunluğu ile kabul edilmesi gerekir.
Kamu Politikalarının Oluşumu ve Belirlenmesi
İsviçre, bir serbest piyasa ekonomisidir. Bankacılık ve finans, tarım, hizmet sektörü, saat endüstrisi, makina endüstrisi ülkenin temel gelir kaynaklarıdır. Devlet ekonomiye mümkün olduğu kadar müdahale etmez. Tarım ve ulaştırma sektörleri dışında devlet desteği verilmez. Federal sistemin bir sonucu olarak, vergi oranlarının belirlenmesi kantonların yetkisindedir. Sermaye ve nüfus dolaşımı vergi oranları konusunda kantonlar arası rekabeti artırmaktadır.
Sendikalar, Hükümet üzerinde baskı uygulayarak kamu politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamışlardır (Oesch, 2008). Bu durum, lobicilik faaliyetlerinden farklıdır. Söz konusu kurumlar, üye sayılarının çokluğu ile bir halkoylaması tehdidinde bulunarak Hükümet üstündeki baskılarını arttırabilirler. Hükümet ve Meclis diğer baskı gruplarının memnun olmaması riskini göze alarak halkoylaması taleplerini kabul etmektedirler. İsviçre’de kamu politikalarının oluşumunda gruplar, hükümet nezdinde çıkarlarını savunan dernekler ve sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar ve işveren örgütleri etkindir.
Sonuç
Dört dilin konuşulduğu ve farklı kültürlerin yer aldığı İsviçre’nin ortak paydası siyasal sistemidir. İsviçre halkının çoğunluğu, siyasal partiler ve yürütme üzerinde baskı yaratarak karşı bir güç olmalarına olanak sağlayan, siyasal sistemden memnundur.
İsviçre’nin federal yapısı gereği, idari örgütlenmesinde merkezi olamayan bir yapı benimsenmiştir. Kantonlar gerçek anlamda karar alma gücüne sahiptir.