Uluslararası Örgütler Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Bölgesel Ekonomik Örgütler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Tercihli Ticaret Düzenlemesi ne anlama gelmektedir?
Tercihli Ticaret Düzenlemesi (Preferential Trade Arrangement: PTA): Ekonomik bütünleşmenin en basit biçimidir. Tercihli ticaret anlaşmasıyla iki veya daha fazla ülke kendi aralarında belirli bazı ürünlerin ticaretinde, örneğin üçüncü ülkelere göre daha düşük gümrük tarifesi uygulanarak, tercihli-ayrımcı bir ticaret düzeni oluşturulur.
Serbest ticaret bölgesi nedir?
Serbest ticaret anlaşmasıyla taraf ülkeler arasındaki ticareti engelleyen tarife ve kota gibi uygulamaların kaldırıldığı Serbest Ticaret Bölgesi (Free Trade Area: FTA) yaratılır. Bölge içindeki ticaret gümrük vergisinden muaftır ancak üyeler üçüncü ülkelere karşı kendi gümrük tarifelerini belirleyebilirler. Bir başka ifadeyle üye ülkeler birbirlerinden bağımsız dış ticaret politikası izleyebilirler.
Gümrük birliği nedir?
Gümrük Birliği (Customs Union): Serbest ticaret bölgesi koşullarına ek olarak üye olmayan ülkelerden yapılacak ithalata ortak gümrük tarifesi uygulanmaktadır. Gümrük birliği üyeleri arasındaki ticareti kısıtlayan veya engelleyen gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılması nedeniyle malların serbest dolaşımı sağlanmış olur. Genellikle
gümrük birliği kapsamında imalat sanayi ürünleri bulunurken, tarım ürünleri ve hizmetler de kapsama dahil edilebilir. Gümrük birliğinde üye ülkeler kendi aralarında tamamen serbest ancak üçüncü ülkelere karşı ortak bir dış ticaret politikası uygulayacakları için bu alandaki ulusal egemenlik yetkilerini uluslarüstü bir otoriteye devrederler. Bu nedenle gümrük birliği daha ileri seviyede bir entegrasyon türüdür.
Avrupa kıtasının en önemli ekonomik bütünleşme hareketi nedir?
Avrupa kıtasındaki en önemli ekonomik bütünleşme hareketi Avrupa Birliği’dir. 1957 yılında Roma Antlaşmalarıyla kurulan AET’nin dışında kalmayı tercih eden İngiltere, diğer Avrupa ülkelerinden Avusturya, Danimarka, Norveç, Portekiz, İsveç ve İsviçre ile serbest ticaret bölgesi kurarak adeta kıtada alternatif bir ticaret bloğu yaratmıştır. Böylece İngiltere serbest ticaret bölgesinin sağladığı üçüncü ülkelerle bağımsız ticaret politikası izleme olanağından yararlanarak eski sömürgeleriyle ticaret ilişkilerini sürdürmüştür. Aynı zamanda AET dışında kalan ülkeler kendi aralarında sanayi ürünlerinin ticaretinde uygulanan gümrük tarifesi ve diğer ticari kısıtlamaları azaltarak daha geniş bir pazar yaratmışlardır.
Avrupa Serbest Ticaret Birliği nasıl kurulmuştur?
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kurulduğunda başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesi bu bütünleşme hareketinin dışında kalmayı tercih etmiştir. AET ülkeleri kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımını sağlamayı, pazarlarını birleştirmeyi, üçüncü ülkelere karşı ise ortak bir ticaret politikası uygulamayı hedeflemişlerdir. İngiltere açısından AET içinde yer almak, İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) ülkelerine karşı AET’nin ortak ticaret politikasını uygulamasını gerektireceğinden sahip olduğu ayrıcalıklı ticaret ilişkilerini kaybetmesi anlamına gelecekti. Bu durum İngiltere’nin başlangıçta Avrupa bütünleşmesinin dışında kalmasının nedenlerinden birisi olmuştur. Diğer taraftan İngiltere gibi Avrupa’da Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İsviçre, İzlanda, Norveç ve Portekiz gibi ülkelerin artan sanayi ürünleri üretimlerine pazar bulma arayışları devam etmekteydi. İngiltere öncülüğünde bir araya gelen bu Avrupa ülkeleri 4 Ocak 1960 tarihinde imzaladıkları Stockholm Sözleşmesi ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (European Free Trade Association: EFTA)’ni kurmuşlardır. EFTA ile üye ülkeler kendi aralarındaki ticarette gümrük vergileri ve diğer engelleri tamamen kaldırmayı öngörmüşlerdir. Ticaretin serbestleştirilmesi sadece sanayi ürünleri için hedeflenmiş, Danimarka, Norveç ve Portekiz gibi oldukça gelişmiş tarım ve balıkçılık sektörüne sahip ülkeler olmasına rağmen tarım ve balıkçılık özellikle serbest ticaretin kapsamı dışında bırakılmıştır. EFTA bir serbest ticaret anlaşması olduğu için üye ülkeler arasında üretim faktörü hareketliliğini de öngörmemiştir. Ayrıca EFTA’ya taraf ülkeler üçüncü ülkelere karşı bağımsız bir dış ticaret politikası izlemeye devam etmişlerdir.
EFTA'nın yönetim organları nelerdir?
EFTA Konseyi Örgüt’ün en üst düzey yönetim organıdır. Yılda iki kez bakanlar düzeyinde, sekiz kez de Cenevre’de faaliyet gösteren daimi temsilciler olan büyükelçiler düzeyinde toplanır. EFTA Anlaşmasının uygulanmasını sağlamak, anlaşmazlıkların çözümü ve diğer uluslararası örgütlerle olan ilişkileri yürütmek Konsey’in görevleri arasındadır. Konsey, çeşitli konularda faaliyet gösterecek Komiteler kurabilmektedir. EFTA bütçesi Konsey tarafından onaylanır. Konsey’e üye ülkeler altışar aylık dönemler itibariyle dönüşümlü başkanlık yaparlar. Kararlar ve tavsiyeler genelde oy birliği ile alınmaktadır ve bağlayıcıdır. Örgüt’ün günlük işleyişi Sekretarya tarafından sağlanır. Cenevre’de faaliyet gösteren Genel Sekreterlik AB üyesi olmayan ülkelerle olan STA’ların görüşülmesi ve yönetimi ile ilgilenmekte ve EFTA Konseyi’nin faaliyetlerine destek sağlamaktadır. Genel Sekreter’in yardımcılarından birisi Cenevre’de, diğeri ise AEA ile ilgili olarak Brüksel’de görev yapmaktadır. İsviçre Frangı cinsinden hazırlanan EFTA bütçesinin neredeyse tamamı Norveç ve İsviçre tarafından karşılanmaktadır.
Avrupa Ekonomik Alanı hangi işlevi yerine getirmektedir?
Avrupa Ekonomik Alanı (AEA), AB üyesi ülkeler ile İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç arasında malların, hizmetlerin, kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımını öngörmektedir. Dolayısıyla EFTA ülkeleri ile AB arasında STA’nın ötesine geçilmiş ve bir ortak pazar yaratılmıştır. Bir başka ifadeyle EFTA üyesi üç ülke AB iç pazarının parçası olmuştur. Ayrıca Anlaşma araştırma-geliştirme, eğitim, sosyal politika, çevre, tüketicinin korunması, turizm ve kültür gibi alanlarda da işbirliğini kapsamaktadır. 1992 yılında yapılan referandumda çok az farkla da olsa İsviçre’de AEA’na katılım reddedilmiştir. İsviçre AB ile ilişkilerini ikili anlaşmalarla düzenlemiştir.
EFTA'nın kurucu üyeleri hangi ülkelerdir?
EFTA kurucu ülkeleri şunlardır: Avusturya, Danimarka, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre ve İngiltere. Sonradan Finlandiya, İzlanda ve Lihtenştayn da EFTA’ya katılmıştır. Günümüzde ise EFTA üyesi olarak sadece İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre bulunmaktadır.
Amerika kıtasındaki bölgesel bütünleşme hareketleri nasıl eğilimler göstermektedir?
Amerika kıtasındaki bölgesel bütünleşme hareketleri üç farklı yönelim sergilemektedir. İlki kıtanın güçlü ekonomileri olan ABD ve Kanada’nın AB’nin yakalamış olduğu ortak pazar avantajına karşı Meksika’yı da aralarına alarak daha geniş pazarda bir ticaret bloğu oluşturma girişimidir.
İkinci yönelim ise 80’li yıllardan itibaren dünya ekonomisiyle bütünleşmeye çalışan ülkelerin girişimleridir. Uzun yıllar sömürge yönetimleri altında kalan ve bu nedenle de ekonomik ve siyasi anlamda gelişme fırsatı yakalayamayan, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da diktatörlük rejimleri altında istikrarsızlıkları devam eden Latin Amerika ülkeleri kendi aralarında gerçekleştirecekleri ekonomik bütünleşmeler aracılığıyla hem egemenliklerini güçlendirmeyi hem de ekonomik gelişmeyi yakalamayı hedeflemişlerdir. Ancak bu ülkeler ekonomik yapı olarak birbirlerinden oldukça farklıdır. Örneğin Arjantin, Meksika ve Brezilya’da sanayi sektörü gelişmiş iken Ekvador ve Paraguay ise tarıma dayalı ekonomilere sahiptir. Çoğu Latin Amerika ülkesi 1980’lerde serbest piyasa, serbest ticaret ve özelleştirme üçlüsüne dayanan geniş kapsamlı yapısal reformlar gerçekleştirmiştir. Latin Amerika’nın küresel ekonominin bir parçası olmaya karar vermesiyle, içe dönük ithal ikameci sanayileşme yaklaşımı dışa dönük bir strateji ile değiştirilmiştir. Bu ekonomik reform programları Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından teşvik edilmiş ve desteklenmiştir. Bu ülkelerin birçoğu açık bölgeselcilik anlayışı çerçevesinde dünya ile serbest ticaret yapma fikrine sıcak bakmışlardır.
Üçüncü yönelim ise Latin Amerika ülkelerinde sömürgecilik dönemi sonrasında bölgesel bağımsızlığı koruma geleneğine dayanmaktadır. Bu nedenle Latin Amerika ülkelerinin, özellikle İngiltere ve ABD’ye karşı savunmasızlığını azaltmak için siyasi ve ekonomik olarak dayanışmalarını sağlayacak birçok girişim gerçekleşmiştir.
Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması ile ne amaçlanmaktadır?
Anlaşma ile ABD, Kanada ve Meksika arasında, belirli sektörlerde ticaretin önündeki engellerin GATT kuralları çerçevesinde belirli bir süre içinde tamamen kaldırılması öngörülmüştür. Nitekim bu süreç 2008 yılında tamamlanmıştır. NAFTA, üyeleri arasında ticaretin serbestleştirilmesini, tarife dışı engellerin kaldırılmasını ve karşılıklı yatırımların teşvikini amaçlayan klasik serbest ticaret anlaşmalarının ötesine geçmiştir. Anlaşma fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik hükümler içermekte, belirli alanlarda kamu ihalelerine erişim hakkı tanımakta, çeşitli hizmet sektörlerine (finans, telekomünikasyon gibi) ilişkin üyeler arasında ayrıcalıklar tanımakta ve Kuzey Amerika Çevre İşbirliği ile İşgücü İşbirliği anlaşmaları aracılığıyla çevre ve işgücü piyasası alanlarını da gözeten bir perspektif taşımaktadır.
NAFTA nasıl uygulanmaktadır?
Anlaşmanın uygulanması Serbest Ticaret Komisyonu aracılığıyla gerçekleştirilir. Komisyonda üç ülke bakan seviyesinde temsil edilmektedir. NAFTA’nın işleyişi hükümetlerarası müzakere temeline dayanmaktadır. Yılda en az bir defa toplanan Komisyon’a dönüşümlü olarak başkanlık yapılmakta ve kararlar oybirliğiyle alınmaktadır. Komisyon’un temel görevi Anlaşma’nın uygulanmasını denetlemek, taraf devletler arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümünü sağlamaktır. Komisyon’un altında her biri kendi ülkesinde faaliyet gösteren üç ayrı ulusal sekreterden oluşan NAFTA Sekreterliği bulunmaktadır. Ticari ve yatırım anlaşmazlıklarının çözümü için faaliyet gösteren sekretarya aynı zamanda taraflar arasındaki ticaretin gelişmesi için faaliyet gösteren komite ve çalışma gruplarının faaliyetlerini koordine eder.
Latin Amerika Entegrasyon Birliği ne zaman kurulmuştur?
Latin Amerika Entegrasyon Birliği (ALADI) 1980 yılında İkinci Montevideo Anlaşması ile kurulmuştur.
Güney Ortak Pazarı hangi ülkeler tarafından kurulmuştur?
Güney Ortak Pazarı (Southern Common Market: MERCOSUR), 1991 yılında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay tarafından Asuncion Antlaşması’nın imzalanmasıyla kurulmuştur. Kurucu Anlaşma’ya göre diğer ALADI üyelerinin katılımına açık olan MERCOSUR’a Venezuela 2006 yılında dahil olmuştur.
Afrika Birliği bünyesinde hangi örgütleri barındırmaktadır?
Afrika Birliği, 1963’te kurulan Afrika Birliği Teşkilatı ve 1994’te kurulmuş olan Afrika Ekonomik Topluluğu’nu da içine alan uluslararası bir örgüttür.
Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu hangi ülkeler tarafından kurulmuştur?
Afrika’daki bölgesel ekonomik örgütler içinde en güçlüsü Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (Economic Community of West African States: ECOWAS)’dur. 1975 yılında bir araya gelen 15 Batı Afrika ülkesi (Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gambiya, Gana, Gine, Gine Bissau, Liberya, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal, Sierra Leone, Togo, Yeşil Burun Adaları (Cape Verde)) aynı Avrupa Ekonomik Topluluğu gibi aralarında ortak pazar oluşturmak üzere yola çıkmışlardır. Örgüt’ün kuruluşunda bölgedeki Fransa etkisini azaltmak ve önemli bir petrol ihracatçısı olarak bölgedeki ekonomik ve siyasi otoritesini artırmak amacıyla Nijerya liderlik yapmıştır.
Doğu Afrika Topluluğu'nun başlıca hedefleri nelerdir?
Örgüt’ün başlıca hedefleri arasında, bölgedeki ticaretin serbestleştirilmesi, sermayenin ve işgücünün serbest dolaşacağı bir ortak pazarın kurulması yer almaktadır. 2009 yılında Doğu Afrika Topluluğu Ortak Pazarı’nın kurulmasına ilişkin protokol imzalanmış, 2013 yılında ise Parasal Birliğin kurulmasına karar verilmiştir.
Orta Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun kuruluş süreci nasıl gerçekleşmiştir?
1964 yılında Kamerun, Gabon, Orta Afrika, Çad ve Kongo tarafından Orta Afrika Gümrük ve Ekonomik Birliği (UDEAC) kurulmuştur. 1984 yılında Birliğe Ekvator Ginesi de katılmıştır. Bu girişim ile Burundi, Ruanda ve Zaire’nin bir araya geldiği Büyük Göller Devletlerinin Ekonomik Topluluğu (CEPGL) birleşmiş, Sao Tome ve Principe ada devletinin de katılımıyla Orta Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (Economic Community of Central African States: ECCAS) 1983 yılında kurulmuştur.
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ne zaman hangi ülkeler tarafından kurulmuştur?
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (Association of Southeast Asian Nations: ASEAN) Ağustos 1967’de Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland tarafından kurulmuştur. 1967 Bangkok Deklarasyonu’nda belirtildiği gibi, ASEAN’ın hedefleri, bölgedeki ekonomik büyümeyi, sosyal ilerlemeyi ve kültürel gelişmeyi hızlandırmak ve bölgedeki ülkeler arasındaki ilişkilerde adalete ve hukukun üstünlüğüne saygı göstererek ve BM Şartı’nın ilkelerine bağlı kalınarak bölgesel barış ve istikrarı sağlamaktır. Aslında ASEAN’ın kuruluşunun altında yatan temel neden bir bölgesel entegrasyon oluşturulması fikrinden çok, Vietnam Savaşı döneminde Komünizmin bölgede yayılmasını engellemekti. Ekonomik gelişmişlik seviyesi bakımından olduğu kadar dil, tarih, din ve kültür gibi bir dizi toplumsal alanlarda da farklılık gösteren ülkeleri bir araya getirebilmek için sadece katılımcı ülkelerin bölgesel çıkar alanlarında işbirliği yapmalarını esas alan bir bütünleşme modeli benimsenmiştir. Kuruluşundan günümüze beş yeni ülke Örgüt’e katılmıştır. Brunei 1984’te üye olmuş, onu Soğuk Savaşın sona ermesinin ardından 1995’de Vietnam, 1997’de Laos ve Myanmar ve 1999’da Kamboçya izlemiştir. Timor Leste ise tam üyelik başvurusu yapmıştır.
Asya Kaplanları terimi hangi ülkeler için kullanılmaktadır?
Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Güney Kore ekonomilerini tanımlamak için Asya kaplanları kavramı kullanılır
Avrasya Ekonomik Topluluğu kaç yılında hangi ülkeler tarafından kurulmuştur?
Avrasya Ekonomik Topluluğu 10 Ekim 2000 tarihinde Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya Federasyonu ve Tacikistan tarafından kurulmuş bir uluslararası ekonomik entegrasyondur. Özbekistan da 2005 yılında AVET’e katılmıştır. Avrasya Ekonomik Topluluğu Anlaşması ile taraflar arasında işbirliği ve bütünleşmeye yönelik daha önce imzalanan tüm anlaşmaların ve alınan ortak kararların, yeni anlaşmaya aykırı olmadığı sürece geçerli olduğu vurgulanmıştır.