Uluslararası Örgütler Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Birleşmiş Milletler Sistemi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Uluslararası işbirliğini geliştirmek ve barış ve güvenliği sağlamak” amacıyla kurulan ilk uluslararası örgüt nedir?
Uluslararası işbirliğini geliştirmek ve barış ve güvenliği sağlamak” amacıyla kurulan ilk uluslararası örgüt, 1919’da Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Milletler Cemiyeti (MC) örgütüdür. BM ile MC, dünya savaşları sonrasında kurulmalarıyla ve uluslararası barış ve güvenliği korumayı amaç edinmeleriyle birbirlerine benzer. Ancak benzerliklerinden çok farklılıkları göze çarpar. MC açıkça bu amacı gerçekleştirmekte başarısız olmuştur, çünkü İkinci Dünya Savaşı çıkmıştır. BM ise en azından bu boyutta bir silahlı çatışmanın çıkmaması nedeniyle başarılı sayılabilir. Kuruluşlarındaki en önemli farklılık ise, MC’nin kuruluşunda ABD ve Sovyetler Birliği yokken, BM’nin kuruluşunda her ikisinin de kurucu ve Güvenlik Konseyi’nin beş sürekli üyesinden biri olarak yer almalarıdır.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletlerin kurduğu ilk küresel siyasal örgüt nedir?
MC, I. Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletlerin kurduğu ilk küresel siyasal örgüttür. Kurulmasını asıl isteyen ABD Başkanı Woodrow Wilson idi. Onun ilan ettiği 14 Noktada ifadesini bulan ilkelerin, yeni kurulacak olan uluslararası düzenin temeli olacağı ve açık diplomasi yoluyla dış politikada yeni bir dönem açacağı düşünülüyordu. Savaşı bitirecek barış antlaşmalarını yapmak için Paris’te toplanan konferansta, böyle bir küresel Örgütün kurulması ve kuruluş antlaşmasının da barış antlaşmasının bir parçası olması kabul edildi. Ama ABD seçimlerini kaybeden Wilsondan sonra, yeni ABD yönetimi tekrar yalnızcılık politikasına dönerek MC’ye üye olmaktan kaçındı. Sovyet Birliği ise zaten en baştan dışarıda bırakılmıştı. Örgüt içinde başta olan İngiltere ve Fransa ise örgütün amacının ne olması gerektiği noktasında anlaşamıyorlardı. Özellikle Almanya’nın Ren bölgesini işgal etmesiyle birlikte, savaştan sonra kurulan MC güvenlik sistemi bir gölge hâlini aldı. Öldürücü darbe ise İtalya’nın Habeşistan’ı (bugünkü Etiyopya) işgal etmesi olmuştur. 52 üye saldırıya karşı tavır aldıysa da etkin bir müdahalede bulunmadılar. Japonya, Almanya ve İtalya üyelikten çekildi. 1937 yılı MC için olaylara gözünü kapatarak geçti. II. Dünya Savaşı öncesinde, son bir adım olarak Finlandiya’yı işgal eden Sovyetler Birliği’ni yeni katıldığı örgütten çıkardı. Savaştan sonra da son toplantısını yaparak tüm varlığını BM’ye bıraktı.
Birleşmiş Milletler Bildirisine katılan ülkeler hangileridir?
BM’nin kurulmasına daha savaş devam ederken karar verilmiştir. Bunun ilk adımı Londra’da, Büyük Britanya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika Birliği ve Belçika, Çekoslavakya, Yunanistan, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Polonya, Yugoslavya adına sürgünde hükümetleri tarafından, Fransa adına General de Gaulle tarafından imzalanan 12 Haziran 1941’de St. James Sarayı bildirisi ile atılmış, 14 Ağustos 1941’de Büyük Britanya başbakanı Winston Churchill ile ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt arasındaki görüşme sonrasında ilan edilen Atlantik Bildirisi ile ABD’yi de içine almıştır. Bu bildiride iki ülke, Nazi tiranlığının yok edilmesinden sonra, tüm ulusların kendi sınırları içinde güvende olacağı ve tüm insanların korkudan ve ihtiyaçtan kurtulmuş bir biçimde yaşayabileceği bir barışın kurulduğunu görmeyi umduklarını açıklamışlardır.
Birleşmiş milletlerin kaç üyesi vardır?
Birleşmiş Milletler Bildirisi, o sırada hepsi bağımsız olmasa da aynı tarafta savaşan 26 ülke tarafından ilan edilmiş, daha sonra 21 ülke daha katılmıştır. Türkiye de bu 21 ülkeden biridir. Bildiri’nin bir başka önemi, 1945’te San Francisco’da toplanan kurucu konferansa sadece Mart 1945’e kadar Almanya ve Japonya’ya savaş ilan edip bu bildiriye katılan devletlerin davet edilmiş olması ve BM’nin kurucu üyeleri olmalarıdır. Türkiye bu koşulu yerine getirerek örgütün kurucu 51 üyesinden biri olmuştur.
Birleşmiş milletlerin kuruluştan 1960’lara kadar olan dönemi nasıl geçmiştir?
Kuruluştan 1960’lara kadar olan döneme Soğuk Savaş koşulları egemendir. Bu koşullar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünden 1950 Kore müdahalesine, yeni üye kabulünden organlara üye seçimine kadar pek çok konuyu etkilemiştir. 1960’larda bağımsızlıklarını elde etmeye başlayan sömürgelerin oluşturduğu ve 1955 Bandung Konferansı ile kurulan Bağlantısızlar hareketi örgütte hareket ettirici güç halini almış, özellikle self-determinasyon hakkının ve vesayet sistemi içindeki ve dışındaki sömürgelerin bağımsız olma süreçlerinin takipçisi olmuştur.
Birleşmiş milletlerin 1970 ve 1980’li dönemleri nasıl geçmiştir?
1970 ve 1980’ler örgütün nispeten geri planda kaldığı, özellikle iki süper gücün mücadelesi içinde etkisizleştiği bir dönemdir. Bu belirlemeyi yaparken dikkate alınan en önemli ölçüt, bir sonraki ana başlıkta incelenecek olan amaçların başında gelen, uluslararası barış ve güvenliğin korunması amacıdır. 1990’larla birlikte örgüt bir yeniden canlanma dönemine girmiştir.
Birleşmiş milletlerin 1990’lı yıllarda canlanmasını sağlayan nedir?
1990’larla birlikte örgüt bir yeniden canlanma dönemine girmiştir. Bunun nedeni, 1989’da Berlin duvarının yıkılması ve 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılıp 15 kurucu cumhuriyetin bağımsız olmaları ve ideolojik rekabetin sona ermesidir. Bu dönemde ortaya çıkan sorunlara müdahale için en uygun araç olarak BM görülmüş ve örgütten beklentiler artmıştır. Bu beklentilere uygun yeni araçlar sağlanmayan örgüt, hemen 1990’ların başından itibaren reform süreci başlattıysa da, bu süreci tamamlamak ve ana organları değiştirmek mümkün olmamıştır.
Birleşmiş milletlerin amacı nedir?
BM Antlaşması’nın Giriş kısmında amaçların ipucu da verilmektedir. Burada, BM halklarının;
- İnsanlığı savaşın acılarından kurtarmaya,
- Temel insan haklarına, insanın onuru ve değerine, kadınlarla erkeklerin ve büyük ya da küçük ulusların eşitliğine olan inancı doğrulamaya,
- Uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklere saygı ve adaletin korunacağı koşulları oluşturmaya,
- Daha büyük bir özgürlük içinde toplumsal gelişmeyi ve daha iyi standartları sağlamaya kararlı oldukları söylenmektedir.
Birleşmiş Milletlerin 1945’te kaç üyesi vardır?
1945’te 51 devletle kurulan BM’nin 2017 itibariyle 193 üyesi bulunmaktadır. Kurucu üyeler dışında yeni üye kabulü, Güvenlik Konseyi’nin vetoya tabi bir oylamayla tavsiyesi üzerine Genel Kurul’un 2/3 oy çokluğu ile kabulüyle gerçekleşmektedir. Üyelik koşulu, 4. maddeye göre, barışsever bir devlet olmak ve üyeliğin getirdiği yükümlülükleri kabul ettiği gibi örgüte göre bu yükümlülükleri yerine getirme yeterliğine ve iradesine sahip olmaktır. Üyelik başvurularının örgütün ilk kurulduğu dönemde bir süre Doğu ve Batı blokları arasındaki ideolojik çatışma nedeniyle Güvenlik Konseyi’nde vetoyla karşılaşmasına karşın bu sorun daha sonra aşılmış, bağımsızlığı elde eden devletlerin başvurmaları halinde üyeliğe kabulleri neredeyse otomatikleşmiştir. Ancak bunun bir kural halini aldığı da kesin olarak söylenemez. Çünkü 100 civarında devlet tarafından tanınmasına karşın Kosova üyelik başvurusu yapmamaktadır çünkü Güvenlik Konseyi’nde vetoyla karşılaşacağı bilinmektedir.
Birleşmiş Miletler seçim için kaç coğrafi bölgeye ayrılmıştır?
Tüm üyeler seçimler için 5 coğrafi bölgeye ayrılmıştır: Asya, Afrika, Latin Amerika ve Karayipler, Doğu Avrupa, Batı Avrupa ve Diğerleri. Doğu Avrupa grubunda 23, diğerlerinde 30 civarında devlet yer alır. ABD, Kanada ve Avustralya seçimlere girerken Batı Avrupa ve Diğerleri arasından girerler. Burada amaç, bütün coğrafi bölgelerin yeterli ölçüde temsil edilmesini sağlamaktır. BM’nin iki merkezi bulunmaktadır. Uluslararası Adalet Divanı (UAD) hariç diğer tüm ana organlar New York’taki merkezde yer alırlar. MC’nin merkezi olan Cenevre ise ikinci merkezdir (UNOG) ve başta uzmanlık örgütleri olmak üzere kimi birimler burada çalışır. UAD ise Hollanda’da Lahey’dedir.
Birleşmiş milletlerin kaç organı vardır?
BM bir hükümetler arası uluslararası örgüttür. Yani üye devletler arasında işbirliğini amaçlar. Ancak bu hiç bağlayıcı karar alamadığı anlamına gelmez. Örgüt’ün altı ana organı vardır. Hepsi de çeşitli düzeylerde bağlayıcı kararlar alabilirler.
Birleşmiş milletlerde genel kurulun görevler nelerdir?
Genel Kurul, tüm üye devletlerin temsil edildiği ve birer oya sahip olduğu en genel katılımlı organdır. Üye ülkelerin egemen eşitliği ilkesinin en iyi ortaya çıktığı organdır. Devletler, Genel Kurul çalışmalarına beşten fazla temsilciyle katılamazlar. Genel Kurul her yıl olağan toplantısını Eylül- Aralık ayları arasında yapar. Gereksinim doğması halinde bu dönem dışında olağanüstü toplantı da yapabilir. Her oturum süresi için bir başkan seçilir. Gündeminin oluşturulması ve kararlarının hazırlanması süreci, Genel Kurul’a bağlı alt organlarda toplantıdan önce gerçekleşir.
Genel kurula bağlı alt komiteler nelerdir?
Bu komiteler şunlardır:
- Siyasi İşler ve Güvenlik Komitesi
- Ekonomik ve Mali İşler Komitesi
- Toplumsal, İnsancıl ve Kültürel İşler Komitesi
- Vesayet İşleri Komitesi
- İdari İşler ve Bütçe Komitesi
- Hukuk İşleri Komitesi
- Özel Siyasi Komite
Genel görüşme nedir?
"Genel görüşme” adı altında üye devletler kendileri açısından öncelik taşıyan konuları içeren bir konuşma yaparlar. Bu konuşmaların sıralaması, konuşmayı yapacak olan kişinin devlet başkanı ya da büyükelçi olmasına göre değişir. ABD Başkanı, ev sahibi ülke olması nedeniyle ilk konuşan kişi olur. Genel Kurul’da BM’nin resmi dilleri olan İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Rusça ve Çince konuşma yapılabilir. Bu dillerden birinde yapılan konuşmalar diğer dillere örgüt görevlileri tarafından çevrilir.
Genel Kurul kararlarında olağan olan nedir?
Genel Kurul kararlarında olağan olan, hazır bulunan ve oy kullananların salt çoğunluğudur. UAD üyeleri hariç diğer organlara seçim 2/3 oy çokluğu ile gerçekleşir. Ancak Genel Kurul’un kendi kararıyla ekleme yapabildiği “önemli konularda” 2/3 çoğunluk aranır.
Birleşmiş milletler örgütünde güvenlik konseyinin görevleri nelerdir?
Güvenlik Konseyi, örgütün en başta gelen amacı olan uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından birincil sorumlu organdır (madde 24). Kuruluşunda 11 üyeli olan Konsey, 1963’te yapılan değişiklikten bu yana 15 üyeye sahiptir. Bu sayının artırılması gerektiği, Konsey’de bir demokrasi açığı olduğu eleştirileri dile getirilip bu yönde çalışmalar da yapıldıysa da bir uzlaşma sağlanamadı. 15 üyenin 5’i P5 (Permanent Five) denilen sürekli üyelerdir. Bunlar, ABD, Rusya Federasyonu, Çin, Büyük Britanya ve Fransa’dır. Çin’in temsili ilk zamanlarda sorun olduysa da 1971’den beri Çin Halk Cumhuriyeti tarafından temsil edilmektedir. SSCB’ye ait olan kol-tuk ise bu devletin 1991’de dağılması üzerine onun ardıl devleti olarak Rusya Federasyonu’na geçmiştir. Geri kalan 10 üye, Genel Kurul tarafından, 2/3 oy çokluğu ile ve 2 yıllığına seçilir, araya bir dönem girmeden tekrar seçilemez. Bu kuralın amacı, hep aynı devletlerin Konseyde yer almasını engellemek, tüm devletlere seçilmek için şans tanımaktır. Sürekli ol-mayan üyelerin, 23. maddeye göre, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına katkıda bulunabilecek orta büyüklükte devletler arasından ve adil bir coğrafi temsil sağlanacak biçimde yapılması gerekmektedir. Ancak ilk koşula pek de uyulduğu söylenemez. Çok küçük devletler de Konsey’e seçilmişlerdir. Konsey’in halen kullandığı bir başka önemli yetki barış güçlerinin kurulması ve yönetilmesidir. Konsey misyonun kurulmasına karar verir, görev tanımını yapar. Görev süresinin uzatılması ya da sona erdirilmesi de Konsey’in yetkisindedir. Kabul eden devlet istese dahi Konsey misyona son verebilir.
Ekonomik ve Sosyal Konseyin görevleri nelerdir?
Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC) örgütün ekonomik, toplumsal ve kültürel konulardaki çalışmasını yürütmek üzere düşünülmüş ve Dum Barton Oaks önerilerinde olmadığı halde San Francisco Konferansında küçük devletlerin isteği üzerine kurulmuş bir ana organdır. 3 yıl için seçilen 54 üyeden oluşur. Üye devletleri Genel Kurul seçer. Çalışma alanında incelemeler yapmak, raporlar hazırlamak, antlaşmalar hazırlamak ve Genel Kurul’a tavsiyelerde bulunmak ana görevleri arasındadır.
Vesayet Konseyinin görevleri nelerdir?
Vesayet Konseyi bugün işlevsiz kalmış bir ana organdır. Amacı, vesayet altındaki topraklarda yaşayanların geliştirilmesi ve özerklik ya da bağımsızlık kazanmak üzere ilerlemelerinin sağlanması olarak belirlenmiş olan vesayet sistemini yürütmek üzere tasarlanmıştır. Ancak uygulamada self-determinasyon sorunlarını Genel Kurul kendisi ele almış ve asıl hedefin bağımsızlık olduğunu belirlemiştir. Vesayet sistemi altında olmayan ve XI. Bölümde düzenlenen özerk olmayan topraklar için de aynı hedefi koymuştur. Bunun sonucunda Vesayet Konseyi daha çok devletlerden gelen raporları ve yönetilen topraklarda yaşayanlardan gelen şikayetleri dinlemekten ibaret bir iş yapmış, 1 Ekim 1994’te son BM vesayeti altındaki toprak olan Palau’nun da bağımsız olması üzerine 1 Kasım 1994’ten itibaren çalışmalarını askıya almıştır.
Uluslararası Adalet Divanının görevleri nelerdir?
Uluslararası Adalet Divanı BM’nin ana yargı organıdır. 92. maddede açıkça belirtildiği gibi, büyük ölçüde MC’nin ana yargı organı olan Uluslararası Sürekli Adalet Divanı (USAD) örnek alınarak düzenlenmiştir. Merkezi de onun merkezi olan Lahey’dedir. BM Antlaşması’nın XIV. Bölümü UAD’ı düzenler. Ancak UAD Statüsü asıl BM Antlaşması’ndan ayrı ve onun eki olarak hazırlanmıştır. Böylece BM Antlaşması’na taraf olan her devlet UAD Statüsü’nün de tarafıdır. UAD’ın iki görevi vardır: Devletler tarafından kendisine sunulan hukuksal uyuşmazlıkları uluslararası hukuka göre çözüme kavuşturmak ve yetkili BM organlarına gerekli durumlarda danışma görüşü vermek.
Uluslararası adalet divanının yargıçları kaç tanedir?
UAD her biri farklı uyruktan 15 yargıçtan oluşur. Görev süreleri 9 yıldır, ancak her 3 yılda bir yargıçların üçte birinin süresi dolar ve seçime gidilir. Bu uygulamanın amacı, Divanda hem sürekliliği hem de değişimi sağlayabilmektir. Ayrıca, Divan üyelerinin dünya üzerindeki belli başlı hukuk sistemleri temsil edilecek biçimde seçilmesi gerekir. Süresi dolan yargıç yeniden seçilebilir. Her BM üyesi devlet, Uluslararası Sürekli Hakemlik Mahkemesi’ndeki ulusal gruplarından bir kişiyi aday gösterebilir. Bu kişilerin, kendi ülkelerinde en üst yargı görevlerine gelebilecek özellikleri taşımaları ya da uluslararası hukukta kabul edilmiş bir yetkinliğe sahip hukukçular olmaları gerekir. Seçim Genel Kurul’da ve Güvenlik Konseyi’nde ayrı ayrı oylamalarla yapılır ve her ikisinde de yeterli oyu alan kişi seçilmiş olur. Güvenlik Konseyi’ndeki oylamada veto yoktur ve 8 oy yeterlidir. Genel Kuruldaki oylamada ise oyların salt çoğunluğu aranır.
Birleşmiş milletlerde Sekreterlik ve Genel Sekreterin görevleri nelerdir?
Sekreterlik ve Genel Sekreter örgütün ana organlarındandır. Sekreterlik yönetsel organdır ve başında Genel Sekreter bulunur. Sekreterlik çalışanlarını Genel Sekreter atar. Hem Genel Sekreter hem de Sekreterlik çalışanları sadece örgüte karşı sorumludurlar. Diğer ana organların kendisine verdiği görevleri yerine getirir, onların toplantılarını hazırlar, talep ettikleri raporları sunarlar. Uluslararası memurlar olarak da diplomatik ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanırlar. Sekreterlik çalışanları, üye devletlerin vatandaşları arasından, boş olan görev için yapılan sınavlarla seçilir. Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi’nin vetoya tabi bir oylamayla tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından seçilir. Bu güne kadar Konsey’in tavsiye ettiği kişinin Genel Kurul tarafından seçilmediği olmamıştır. Antlaşma’da Genel Sekreter seçiminde aday gösterme ve adayların sahip olması gereken koşullar gibi bir düzenleme olmadığından, seçim zaman içinde oluşan kural ve geleneklere göre yapılır. 5 yıllık en fazla 2 dönem kuralı da böyle ortaya çıkmış ve Genel Kurul tarafından kabul edilmiştir.
Barış İçin Birleşme kararının bölümleri nelerdir?
Barış İçin Birleşme kararı üç bölümden oluşmaktadır. (A) kararı öncelikle Güvenlik Konseyi’ne görevini hatırlatmaktadır ama Güvenlik Konseyi bunları yerine getiremiyor olsa bile üye devletlerin BM Antlaşması’nda belirlenen yükümlülüklerinin sürdüğünü belirttikten sonra kararın özüne geçmektedir. Buna göre, eğer Güvenlik Konseyi, sürekli üyeler arasında uzlaşma sağlanamamasından dolayı barışa yönelik tehdit, barışın bozulması veya saldırı eylemi olan herhangi bir durumda uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması sorumluluğunu yerine getiremez olursa, Genel Kurul bu konuyu, barışın bozulması veya saldırı eylemi durumunda gerekirse silahlı kuvvet kullanmak da dahil olmak üzere ortak ve uygun önlemlerin alınması için üye devletlere tavsiyelerde bulunmak üzere derhal görüşecektir. Eğer Genel Kurul o sırada toplantıda değilse bu isteğin yapılmasını izleyen 24 saat içinde toplanacaktır. Böyle bir toplantıyı Güvenlik Konseyi’nin herhangi bir üyesi ya da BM üyelerinin çoğunluğu isteyebilir. Bu yetkinin kullanılabilmesi için Güvenlik Konseyi’nin veto nedeniyle çalışamaz durumda olması gerekir. Güvenlik Konseyi’nin görüşüp de herhangi bir önlem alınmaması yönünde karar verdiği durumlarda Genel Kurul onun yerine önlem kararı veremez.
39. madde Güvenlik Konseyi’ne hangi işlevleri yüklemiştir?
39. madde Güvenlik Konseyi’ne iki işlev yüklemektedir: Önce bir barışa yönelik tehdit, barışın bozulması veya saldırı eylemi olup olmadığını belirleyecektir. Sonra da durum hakkında tavsiyede bulunabilecek ya da alınacak önlemleri saptayabilecektir. Yani, Güvenlik Konseyi 39. maddede sayılan durumları gerçekleştiğini saptasa bile zorlama önlemlerine başvurmak zorunda değildir. Tarafların uyuşmazlıklarını çözmeleri için tavsiyelerde bulunabilir ya da alınacak önlemleri saptayabilir. Bu tercih yapma olanağı, alınacak önlemlerin belirlenmesi için Güvenlik Konseyi’nde ikinci bir oylama yapılması gerektiği anlamına gelmektedir. Beş sürekli Güvenlik Konseyi üyesi, 39. maddede sayılan durumlardan birinin saptanmasından sonra bir de zorlama önlemi alınıp alınmayacağı konusunda ikinci bir veto hakkına sahip olurlar.
Barış gücü yerleştirilen durumlar nelerdir?
Barış gücü yerleştirilen bu durumlar şu başlıklar altında toplanabilir:
- Ateşkes ve silah bırakışması anlaşmalarının gözetimi,
- Geçiş noktalarında ve sınır boyunca kontrol,
- Düşman güçler arasına girmek,
- iç huzursuzluk olan ülkelerde hükümetin isteğiyle düzeni sağlamak,
- BM kontrolü altındaki bir bölgede bölgenin güvenlik ve savunmasına yardım etmek,
- Yerel güçlerin zararsız hale getirilmesine ve silahtan arındırılmasına yardım etmek,
- Plebisit veya seçim yapılacak bir bölgede güvenliği sağlamak,
- Sorunlu bölgelerde ya da afete uğrayan bölgelerde yardım operasyonu yürüten BM görevlilerini ve operasyonu korumak.
Türkiye’nin güvenlik konseyi üyesi olma süreci nasıl olmuştur?
Türkiye tüm üyeliği boyunca Güvenlik Konseyi’nde dört kez sürekli olmayan üye olarak yer aldı. Bunlar; 1951-52, 1954-55, 1961 ve 2009-2010 dönemleridir. 2015-2016 dönemi için bir kez daha 2011’de aday olduysa da bu seçimi kazanamamıştır. Uzun bir aradan sonra 2009-2010 dönemi için kazanılan Konsey üyeliğinin Türkiye’ye önemli bazı konularda avantaj sağlayacağı düşünülüyordu. Türkiye, adaylık sürecinde başlatmış olduğu, dünyanın kendisiyle çok fazla ilgisi olmayan bölgeleriyle ilişki kurma, onlarla işbirliği yapma girişimlerini Güvenlik Konseyi üyeliği süresince de devam ettirdi. Bu çerçevede, 1990’la birlikte başlatmış olduğu ve 2000’lerde daha da hızlanan faal bir üye haline gelme süreci, Güvenlik Konseyi geçici üyeliği ile en üst noktasına ulaştı. Bu dönemde Türkiye için önemli olan iki somut konu Konsey gündemine geldi: Mavi Marmara gemisi olayı ve İran’ın nükleer çalışmaları.
Birleşmiş Milletler (BM)ve Milletler Cemiyeti (MC) hangi noktada birbirlerine benzemektedir?
BM ile MC, dünya savaşları sonrasında kurulmalarıyla ve uluslararası barış ve güvenliği korumayı amaç edinmeleriyle birbirlerine benzerler.
Birleşmiş Milletlerin kurulması adımı hangi bildiri ile gerçekleşmiştir.
BM’nin kurulmasına daha savaş devam ederken karar verilmiştir. Bunun ilk adımı Londra’da, Büyük Britanya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika Birliği ve Belçika, Çekoslavakya, Yunanistan, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Polonya, Yugoslavya adına sürgünde hükümetleri tarafından, Fransa adına General de Gaulle tarafından imzalanan 12 Haziran 1941’de St. James Sarayı bildirisi ile atılmıştır
Birleşmiş Milletler terimini ortaya atan kişi kimdir?
Birleşmiş Milletler terimini ortaya atan ABD Başkanı Roosevelt olmuştur ve daha sonra 1945 San Francisco Konferansı’nda vefat etmiş olan Roosevelt’e ithafen örgütün ismi olarak kabul edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Bildirisi kaç ülke tarafından ilan edilmiştir?
Birleşmiş Milletler Bildirisi, o sırada hepsi bağımsız olmasa da aynı tarafta savaşan 26 ülke tarafından ilan edilmiş, daha sonra 21 ülke daha katılmıştır.
Birleşmiş Milletler örgütü nasıl bir örgüttür?
BM uluslararası hukuka uygun olarak devletler arasında yapılan bir antlaşmayla kurulmuş hükümetler arası bir örgüttür. Amaçları belirleyen 1. maddesindeki hedeflere ulaşmak üzere üyeler arasında işbirliği öngörür. Örgütün üye devletleri bağlayıcı karar verme yetkisi kurucu antlaşmasında sayılan durumlarla sınırlıdır.
Birleşmiş Milletler örgütünde kaç kurucu üye ülke bulunmaktadır?
Birleşmiş Milletler örgütünde 51 kurucu üye ülke bulunmaktadır
BM Antlaşması’nın amaçları ve ilkeleri nelerdir?
BM Antlaşması’nın Giriş kısmında amaçların ipucu da verilmektedir. Burada, BM halklarının,
• İnsanlığı savaşın acılarından kurtarmaya,
• Temel insan haklarına, insanın onuru ve değerine, kadınlarla erkeklerin ve büyük ya da
küçük ulusların eşitliğine olan inancı doğrulamaya,
• Uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklere saygı ve adaletin korunacağı koşulları
oluşturmaya,
• Daha büyük bir özgürlük içinde toplumsal gelişmeyi ve daha iyi standartları sağlamaya
kararlı oldukları söylenmektedir.
BM’nin 2017 itibariyle kaç üyesi bulunmaktadır?
BM’nin 2017 itibariyle 193 üyesi bulunmaktadır.
BM örgütü'nün yeni üye kabulü nasıl gerçekleşmektedir?
Kurucu üyeler dışında yeni üye kabulü, Güvenlik Konseyi’nin vetoya tabi bir oylamayla tavsiyesi üzerine Genel Kurul’un 2/3 oy çokluğu ile kabulüyle gerçekleşmektedir.
BM örgütüne üye olma koşulu nedir?
BM örgütüne üye olma koşulu, barışsever bir devlet olmak ve üyeliğin getirdiği
yükümlülükleri kabul ettiği gibi örgüte göre bu yükümlülükleri yerine getirme yeterliğine ve iradesine sahip olmaktır.
BM Antlaşması’nda üyelikten ayrılma nasıl gerçekleşir?
BM Antlaşması’nda üyelikten ayrılma hükmü yer almamaktadır. Ancak dileyen devletin ayrılabileceğine kuşku yoktur. Üyeliğin askıya alınması ve üyelikten çıkarma ise mümkündür. BM ilkelerini sürekli olarak çiğneyen devletlerin üyeliği,5. maddeye göre, Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi ve Genel Kurul’un 2/3 oy çokluğu ile askıya alınabilir.
Bu kararı kaldırma yetkisi Güvenlik Konseyi’ne aittir. Üyelikten çıkarma da 6. maddeye göre aynı biçimde gerçekleşir. Ancak bugüne kadar örneği görülmemiştir.
BM’nin resmi dilleri hangileridir?
BM’nin resmi dilleri; İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Rusça ve Çince'dir.
Barış gücü operasyonları kaç grupta sınıflandırılabilir?
Genel olarak barış gücü operasyonları ikiye ayrılabilir: Gözlemci gruplar ve askeri güç içerenler. Gözlemci gruplar az sayıda kişiden oluşan ve görevi sorun olan yere gidip Genel Sekreter’e ve Güvenlik Konseyi’ne rapor vermek olan gruplardır.
Türkiye'nin BM'nin yapısı ile ilgili rahatsız olduğu durumlar nelerdir?
Türkiye de diğer bütün üyeler gibi Konsey’in çalışma yöntemlerinin beş sürekli üyeye ve kapalı resmi olmayan görüşmelere dayanmasından şikayetçidir. Sistemin üye olmayanların da izleyebileceği şekilde şeffaflaştırılması gerektiğini düşünmektedir. Konsey üyesi olmayan ancak Konsey’in gündemine aldığı bir sorunun tarafları, Konsey
tarafından görüşmelere davet edilmelidir.
Barış gücü yerleştirilmesine neden olan durumlar hangileridir?
Barış gücü yerleştirilmesine neden olan genellikle iki durum vardır. Birincisi, devam eden bir silahlı çatışma olan ve tarafların bunu durdurup tarafsız bir üçüncü tarafın aralarına girmesini kabul ettiği durumlardır. İkinci durum ise, tarafların kendi aralarında bir çeşit uzlaşmaya varıp bunun uygulanmasında tarafsız bir üçüncü tarafın yardımına gereksinim duydukları durumlardır.
ECOSOC'un kuruluş amacı nedir?
ECOSOC, dünya üzerinde barışın tesis edilebilmesi amacı çerçevesinde çatışma
çıkmasına neden olabilecek ekonomik ve toplumsal sorunların ortadan kaldırılması
için faaliyet göstermektedir.
Barış gücü hangi durumlarda karışıklığın olduğu ülkeye yerleşir?
Barış gücü yerleştirilen bu durumlar şu başlıklar altında toplanabilir:
a. Ateşkes ve silah bırakışması anlaşmalarının gözetimi,
b. Geçiş noktalarında ve sınır boyunca kontrol,
c. Düşman güçler arasına girmek,
d. İç huzursuzluk olan ülkelerde hükümetin isteğiyle düzeni sağlamak,
e. BM kontrolü altındaki bir bölgede bölgenin güvenlik ve savunmasına yardım etmek,
f. Yerel güçlerin zararsız hale getirilmesine ve silahtan arındırılmasına yardım etmek,
g. Plebisit veya seçim yapılacak bir bölgede güvenliği sağlamak,
h. Sorunlu bölgelerde ya da afete uğrayan bölgelerde yardım operasyonu yürüten BM görevlilerini ve operasyonu korumak.
Malala Yousufzai'nin BM barış elçisi olarak seçilme nedeni nedir?
Malala Yousufzai, ülkesi Pakistan’da kızların okula gitmesini engelleyen Taliban zorlamasına karşı çıkan ve anonim bir blog yazıyordu. Ancak kimliği ortaya çıktıktan
sonra da bu konudaki duruşundan vazgeçmedi. 2012’de okuldan eve dönerken vurulunca kızların eğitim hakkının dünya çapında simgesi oldu. 2013’te bu amaçla bir vakıf kurdu. 2014’te en genç Nobel Barış Ödülü sahibi oldu. Genel Sekreter Guterres Malala’yı 2017’de Barış Elçisi seçti
Devletler, Genel Kurul çalışmalarına en fazla kaç temsilciyle katılabilirler?
Devletler, Genel Kurul çalışmalarına beşten fazla temsilciyle katılamazlar.
BM Örgütü’nün kaç ana organı vardır?
BM Örgütü’nün altı ana organı vardır.