Örtü Altı Üretim Sistemleri Dersi 7. Ünite Özet
Seralarda Üretim Teknikleri I
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Seracılığın Gelişimi
Seralar, bitkilerin mevsimleri dışında yetiştirilmesine olanak sağlayan yapılardır; seracılık seralarda yapılan tarımsal üretim faaliyetleridir. Örtüaltı tarımı içinde “seracılık" üretici açısından en kârlı olan yetiştiricilik şeklidir. Soğuk iklim kuşağındaki ülkelerde, ki bu ülkeler arasında en önemli ve tipik örnek ülke Hollanda’dır, seralar yüksek yatırım gerektiren, yüksek teknoloji ve enerji girdilerinin kullanıldığı iklim kontrollü yapılardır. Ülkemizinde içinde bulunduğu ılıman iklim kuşağı ülkelerinde bitkisel üretim basit yapılar altında, iklim koşullarına bağımlı olarak ve düşük teknoloji kullanımı ile yaygınlaşmıştır.
Soğuk iklim kuşağı ülkelerinde seracılığın gelişiminde önemli kilometre taşları:
- Kuzey Avrupa ülkelerinde ortaya çıkışı, 20. yüzyılın başlangıcı.
- Venlo tipi cam seralar, 1935.
- CO 2 gübrelemesi, 1960.
- Enerji krizinden sonra tasarruf önlemleri, 1970’li yıllar.
- Bilgisayarlı iklim kontrolü, 1980’li yıllar.
Ilıman iklim kuşağı ülkelerinde seracılığın gelişiminde önemli kilometre taşları:
- Plastiğin örtü materyali olarak kullanılmaya başlaması, 1960’lı yıllar.
- Plastik örtü materyalindeki gelişmeler
- Çok çatılı ve yüksek yapılar, 1980’li yıllar.
- Çatı havalandırmalı yüksek yapılar, 1990’lı yıllar.
Türkiye’de Seracılık
Türkiye’de seracılığın gelişiminde önemli kilometre taşları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Plastiğin örtü materyali olarak kullanılmaya başlaması, 1960’lı yıllar.
- Dünya enerji krizi, plastik seracılığın yaygınlaşması, 1970’li yıllar.
- Sera örtü materyallerindeki gelişmeler, 1980’li yıllar.
- Sera yatırımlarına ve serada yetiştiriciliğe uygulanan %25’lik kaynak kullanımı ve destekleme fonu teşviki, 1990-95.
- Yüksek teknolojinin kullanıldığı modern seraların ve topraksız tarımın girişi, 1990’lı yıllar.
- Sürdürülebilir üretim tekniklerinin ve danışmanlı/sertifikalı üretimin yaygınlaşmaya başlaması, 2000’li yıllar.
Seracılığımızın özellikleri ve önemli bazı gelişmeler şöyle özetlenebilir:
- Seracılık iklimin uygun olduğu sahil kuşağımızda, özellikle Akdeniz Bölgesi’nde, yaygındır.
- Basit önlemlerle sera içerisinde homojen bir ısı dağılımı sağlanamamaktadır.
- Seraların çoğundaki yetersiz havalandırma oranı sera içi neminin aşırı yükselmesine neden olmaktadır.
- Seraların 3/4’ünden fazlası plastik örtü materyali ile kaplıdır.
- Seralarımızda yetiştirilen türlerin büyük bir çoğunluğunu (%96) sebzeler oluşturmaktadır.
- Sera işletmeleri, teknoloji kullanımlarına, yapısal özelliklerine ve büyüklüklerine göre iki gruba ayrılmaktadır: Geleneksel yetiştirme tekniklerinin kullanıldığı küçük aile işletmeleri ve yüksek teknolojinin uygulandığı modern büyük işletmeler.
- Türkiye’de işletmelerin büyük çoğunluğu küçük aile işletmeleri şeklindedir.
- Seracılık yatırımları, özellikle iklim kontrollü modern işletmelerin kuruluşu, jeotermal enerji gibi alternatif kaynakların bulunduğu bölgelere kaymaktadır.
- Küçük aile işletmelerinde üretim geleneksel şekilde toprakta gerçekleştirilmektedir. Modern işletmelerde topraksız tarım teknikleri kullanılmaya başlanmıştır.
- Bitkisel üretim materyali ile ilgili olarak hibrit tohumluk temininde dışa bağımlılığımız sürmektedir.
- Fide üretimi iklim kontrollü seralarda, sadece bu üretime özelleşmiş işletmelerde yapılmakta olup; hazır fide kullanımına talep giderek artmaktadır.
- Seralarda meyve tutumunu sağlamak amacıyla arı kullanımı yaygınlaşmaktadır.
- Seralarımızın tamamında damla sulama sistemi kullanılmakta, genellikle kimyasal gübreler de üretim dönemi boyunca damla sulama sistemi ile uygulanmaktadır.
- Özellikle iklim kontrolü yapılmayan seralarda hastalık ve zararlılarla savaşta en çok kullanılan yöntem kimyasal savaştır.
- Üretici örgütlenmesi etkin değildir.
- Sahil seracılığının yanında “Yayla seracılığı”nın hızla gelişmekte olduğu görülmektedir.
Türkiye, uygun iklimsel ve coğrafi koşullar, pazar ülkelere yakınlık, ucuz işgücü, sulama suyu miktarı ve kalitesi, alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının varlığı gibi nedenlerle seracılık açısından önemli avantajlara sahiptir.
Sertifikalı Üretim
Yoğun ve bilinçsiz girdi kullanımı ürünlerde kalıntı sorunu, toprağın fiziksel yapısının bozulması, tuzlanma, çoraklaşma gibi önemli çevre sorunlarını da beraberinde getirmekte; toprak ve yer altı sularında kirlilik ortaya çıkmaktadır.
2001’de Fransa’ya gönderilen biberlerde tarımsal ilaç kalıntısı bulunması; Almanya’ya 2002 yılında ihraç edilen biberlerin geri dönmesi; Rusya’nın 2008 yılında domates, patates, patlıcan, üzüm ve limon ithalatını, pestisit ve nitrat kalıntısı gerekçesiyle durdurması; AntalyaKumluca’da yürütülen bir çalışmada suları analiz edilen kuyuların %50 ’sinin nitrat içeriğinin Dünya Sağlık Örgütü sınırının üzerinde bulunması ve sera topraklarındaki tuzluluğun artışı mevcut üretim sisteminin olumsuzlukları ile ilgili ülkemizden verilebilecek örneklerdir.
Nitrat kalıntısı: Vücut ağırlığının her bir kg'ı için 20 mg nitrit azotu bünyede zehir etkisi göstermektedir. Bu nedenle bitkilerin nitrat dolayısıyla nitrit kapsamının yüksek oluşu sonucu bazı ülkelerde hayvanlarda nitrit zehirlenmesinden sık sık söz edilmektedir. İnsanlarda görülen ve methemoglobinemia adı verilen hastalığın da nitritin kandaki hemoglobin ile birleşmesi sonucu meydana geldiği bildirilmektedir.
Ulusal ve uluslararası platformda, tüketici endişelerine cevap vermek, ürün kalitesini ve ürüne karşı güveni artırmak, ürünlerin izlenebilirliğini sağlamak, çevreyi korumak, çalışma şartlarını sorgulamak amacıyla " İyi Uygulama "lara dayalı çeşitli standartlar ve sertifikasyon sistemleri ortaya çıkarılmıştır. Sertifikası olan bir ürünün; insan sağlığı açısından zararlı kimyasal, mikrobiyolojik, fiziksel kalıntılar içermediği; çevreyi kirletmeden veya doğal dengeye zarar vermeden üretildiği, üretimi sırasında üretimle ilgili insanların veya diğer canlıların olumsuz olarak etkilenmediği, üretimi sırasında tüketicinin bulunduğu ülkenin tarımsal mevzuatı ve ürünün yetiştirildiği ülkenin tarımsal mevzuatına uygun işlemler yapıldığı anlaşılır.
Tarımsal üretimle ilgili olan dünyada en yaygın kullanım alanı bulan sertifikasyon standardı GlobalGAP’tir. Avrupa’da tarımsal gıda endüstrisi sektöründeki lider perakendecilerin bir araya gelerek oluşturdukları, kâr amacı gütmeyen bir oluşum olan EUREP, Avrupa Perakendecileri Ürün Çalışma Grubu (Euro Retailer Produce Working Group), tarım ve bahçe ürünleri sektöründeki uygulamalarının sertifikasyonu için İyi Tarım Uygulamaları’nı (Good Agricultural Practices, GAP) 2001 yılında bir üretim standardı (EUREPGAP Protokolü) olarak yürürlüğe sokmuştur.
İyi Tarım Uygulamaları
İyi Tarım Uygulamaları (İTU) " tarımsal üretimde sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilir işlemleri esas alan ve kaliteli ve güvenilir ürün elde edilmesini sağlayan uygulamalardır ".
İTU, çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılmasını, doğal kaynakların korunmasını, tarımda izlenebilirliği ve sürdürülebilirliği ve gıda güvenliğinin sağlanmasını amaçlar. İyi Tarım Uygulamaları, tarımsal faaliyetlerin çevreye ve doğaya en az zarar verecek şekilde yapılması ve dolayısıyla tüketicilere ‘güvenilir ve izlenebilir' ürünleri sunmak amacıyla getirilen minimum şartlardır.
İTU, entegre ürün yetiştiriciliği (Integrated Crop Management, ICM) ilkelerini esas alır (Bkz. Sayfa 141, Şekil 7.1).
Seralarda İyi Tarım Uygulamaları
Toprak Hazırlığı
Topraksız tarım son yıllarda modern seralarda uygulama alanı bulmuşsa da, genelde seralarımızda üretim geleneksel şekilde toprakta gerçekleştirilmededir.
Organik Madde İçeriğinin Artırılması : Sera topraklarının organik madde içeriğinin %5’in üzerinde olması önerilmektedir; oysa ılıman iklim kuşağı seralarının hemen hemen %75’inde organik madde içeriği düşüktür (%1.7-3.4). Yüksek sıcaklığın neden olduğu hızlı mineralizasyon organik madde kaybını arttırır. Mineralizasyon: Organik bileşiklerin ayrışarak salverilmesidir.
Yeşil gübreleme, toprakta gerekli organik maddeyi sağlamak amacıyla yetiştirilen, bol vegetatif aksam meydana getiren bitkilerin, gelişmelerinin belli bir devresinde (toprak üstü organlarının tam oluştuğu devrede, baklagillerde çiçeklerin 1/10 açıldığında) toprak altına gömülmesidir. Yeşil gübreleme toprağı organik madde yönünden zenginleştirir. Ayrıca toprak mikroorganizmalarına besin kaynağı sağlaması nedeniyle, toprakta mikroorganizmaların nicelik ve işlevleri üzerine de olumlu etki yapar.
Tuzluluğun Giderilmesi : Yoğun gübre kullanımı, drenaj sisteminin yetersizliği, sahil şeridinde yer altı suyuna aşırı yüklenme, sulama suyu kalitesinin düşük olması ve deniz suyunun yer altı suyuna nüfuz etmesi gibi nedenlerle sera topraklarında tuzluluk sorunu ortaya çıkar. Sera toprakları tuzlanmış ise (>%0,35) yaz aylarında bol su uygulanarak yıkanır. Suyun az olduğu yerlerde sulamanın küçük hacimlerde yapılması, toprak işleme ve malçlama ile tuz birikimi önlenebilir.
Toprak pH’sının Düzeltilmesi : Sera sebzeleri 5,5-7,0 pH dereceleri arasında iyi gelişmektedir. Toprağın pH’sı bu sınırlarda değil ise toprak pH’sını yükseltmek için kireç, düşürmek için kükürt ilave edilebilir.
Toprak Dezenfeksiyonu : Sera topraklarının iklim olaylarına (yağış, don gibi) açık olmayışı, ardı ardına aynı veya akraba türlerin yetiştirilmesi (monokültür) sonucunda toprak kaynaklı hastalıklar ve nematodlar hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Bu nedenle toprağın dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Sera topraklarının fiziksel dezenfeksiyonu buharla veya güneş enerjisi ile (solarizasyon) yada biofumigasyon şeklinde gerçekleştirilmededir. Akdeniz havzasında yaygın bir şekilde kullanılan solarizasyon, PE örtü altındaki nemli toprakta güneş radyasyonunun oluşturduğu ısısal, kimyasal ve biyolojik değişim olarak tanımlanabilir. Solarizasyon uygulaması yılın en sıcak dönemine (Temmuz, Ağustos) denk getirilmelidir ve uygulama süresi 4-6 (en az 4) hafta olmalıdır.
Üretim Materyali
Bitkisel üretime temiz tohum ve sağlıklı bitkisel materyal ile başlamak esastır. Bazı hastalık etmenleri tohumla taşınabileceğinden, tohum güvenilir bir kaynaktan temin edilmelidir. Hastalık-zararlı kontrolü amaçlı tohum ilaçlaması yapılabilir.
Serada sebze yetiştiriciliğinde, doğrudan tohum ekimi yerine seraya fide dikimi ile üretime başlandığından kaliteli fide üretimi yetiştiricilikte başarı sağlamak için çok önemlidir. Fide üretici tarafından üretilecekse şu hususlara dikkat edilmelidir:
- Fide üretimi ayrı seralarda yapılmalıdır.
- Fide harcı olarak torf kullanılmalıdır.
- Fide kapları serada 1 m yükseklikteki tezgâhlara veya yoksa zemine serilen temiz polietilen örtülerin üzerine yerleştirilmelidir.
- Fide gelişim döneminde aşırı sulamalardan kaçınılmalıdır.
- Fide yetiştirilen seranın havalandırma açıklıkları, zararlıların girişini engellemek üzere böcek neti ile kapatılmalı veya fidelerin üzeri Agryl ile örtülmelidir.
Agryl Örtü: Bitki etrafında mikroklima yaratmak ve bitkileri zararlı saldırısından korumak amacıyla doğrudan bitki üzerine serilen, kimyasal kullanımını azaltarak çevreye duyarlı: geri dönüşümlü, hafif, %100 polipropilenden üretilen örtülerdir.
Hazır fide üretiminin başlıca avantajları şunlardır:
- İklim koşullarının kontrol edilebilmesi,
- Hastalık ve zararlılardan ari, temiz fide elde edilmesi,
- Homojen bitki gelişimi sağlanması,
- Alan, enerji ve işçilik tasarrufu,
- Aşılı fide üretilmesi.
Hazır fide üretimi, iklim kontrollü seralarda yapılır; zararlı bulaşmalarını önlemek amacıyla tüm açıklıklar böcek neti ile kapatılır ve hijyenin sağlanması ve korunması özel önem taşır. Tohum ekimi (harcın doldurulması, ekim, kapak atma, sulama) el değmeden özel makinelerle yapılır ve fide viyolleri çimlenme başlangıcına kadar çimlenme odalarında tutulur.
Viyol: Çok gözlü fide yetiştirme tepsisidir.
Hazır fide kullanımının en önemli avantajlarından birisi de aşılı fidenin hazırlanmasıdır. Aşılı fide özellikle, sera sebze yetiştiriciliğinde önemli sorunlara neden olan toprak kaynaklı hastalıklar ve nematodlara karşı benimsenen ve gittikçe yaygınlaşan bir uygulamadır. Benzer organik yapıya sahip iki bitki parçasının kesilip birleşerek, tek bir bitkiymiş gibi büyümelerine devam etmesini sağlayan vejetatif çoğaltım şekline “ aşılama ”, bu şekilde elde edilmiş sebze fidelerine ise “ aşılı fide ” adı verilmektedir. (Bkz. Sayfa 144, Şekil 7.2). Aşılı fide üretiminde bugün en çok kullanılan yöntem “Tek Taraflı Yanaştırma Aşı (Eğimli Kesik Aşı)” olarak adlandırılan tek gövdeli aşılama şeklidir.
Aşılı fideler anacın genotipine bağlı olarak Fusarium, Verticillium ve kök mantarlaşması, nematod gibi biyotik stres koşullarına ve düşük sıcaklık, yüksek sıcaklık, kuraklık, su fazlalığı ve tuzluluk gibi abiyotik stres koşullarına dayanıklılık sağlayarak; güçlü ve yoğun kök yapıları ile topraktan daha fazla su ve besin maddeleri alarak bitki verimini, kalitesini, gelişmesini, su kullanım etkinliğini, hasat süresini arttırırlar; erkencilik sağlarlar.
Dikim
Dikim sıklığı yetiştirilecek olan tür ve çeşide, yetiştirme döneminin uzunluğuna, iklimin mevsimsel değişimine, bitkiye verilen terbiye şekline ve budamasına bağlı olarak değişir.
Askıya Alma ve Budama
Seralarda domates, hıyar, kavun, patlıcan, fasulye, kullanılan çeşide bağlı olarak biber askıya alınarak yetiştirilir. Askıya almanın nedenleri şöyle özetlenebilir:
- Bitkilerin ışık gören yüzeyini artırmak,
- Bitkiler arasında hava hareketi sağlamak,
- Bitkileri ayakta tutmak,
- Birim alandaki bitki sayısını artırmak,
- Bitki bakım işlemlerini kolaylaştırmak,
- Hastalık ve zararlı kontrolünü kolaylaştırmak,
- Verim ve kaliteyi yükseltmek.
Budamalar yetiştirilen türün isteklerine göre zamanında yapılmalı, budamalarda gecikilmemeli, bitkilerin üzerinde yara açılmamalıdır.
Meyve Tutumuna Yardım
Serada hava hareketinin azlığı ve oransal nemin yüksek olması, ayrıca böcek faaliyetinin olmayışı nedeniyle seraya arı (Bombus terrestris) kovanı yerleştirilir. Arı kullanılan seralarda pestisit kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Bitki Besleme
Yetiştiricilik esnasında toprak/yaprak analizleri esas alınarak yapılacak bir gübreleme hem kullanılan kimyasal gübre miktarının aşırı olmasını önleyecek, hem de gereksinim duyduğu bitki besin maddeleri sağlanmış bitki daha sağlıklı olacaktır. Yaprak analizi yapılarak bitkilerin yeterli beslenip beslenmediğine karar verilebilir.
Sulama
Sulamanın amacı, var olan koşullara göre bitkide verim ve kalite azalması olmaksızın uygun zaman ve miktarlarda sulama suyunu bitki kök bölgesine depolamaktır. Sera sebze yetiştiriciliğinde damla sulama yöntemi tercih edilmelidir. Sulama zamanının saptanmasında bitkiye, toprağa ve sera içi iklimine bağlı olarak çok sayıda yöntem kullanılabilir. Bunlar, bitki ve toprak izleme teknikleri ile su bütçesi hesaplamaları olarak sayılabilir. İyi Tarım Uygulamalarında sulama suyu kullanımı ile ilgili kayıt tutulması, sulama suyu kaynağının yılda en az bir kez mikrobiyal, kimyasal ve mineral kirleticiler bakımından analiz edilmesi tavsiye edilmektedir.
Malçlama
Toprak yüzeyinin organik (sap, saman gibi) ya da inorganik (plastik örtüler gibi) materyallerle örtülmesidir. Başlıca önemli avantajları toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmesi, toprak sıcaklığını artırması, toprak nemini muhafaza etmesi, yabancı ot kontrolü, erkencilik, verim ve kalite artışı, meyvelerin toprağa temasını önlemesi olarak sayılabilir.
Entegre Hastalık ve Zararlı Yönetimi
İyi Tarım Uygulamaları, özellikle tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının yol açtığı sorunları ortadan kaldırmaya yönelik olarak geliştirildiğinden, ilkeleri arasında bitki korumaya ilişkin zorunlu veya tavsiye niteliğinde çok sayıda uygulama yer almaktadır. Esas olarak Entegre Mücadele tekniklerinin kullanımı zorunludur. Entegre mücadele: Kültür bitkilerinde zarar oluşturan etmenlerin popülasyon dinamikleri ve çevre ile ilişkilerini dikkate alarak uygun tüm savaşım yöntemlerini ve tekniklerini uyumlu bir şekilde kullanarak, bunların popülasyonlarını ekonomik zarar eşiğinin altında tutmayı amaçlayan bir hastalık - zararlı yönetim sistemidir.
Entegre Hastalık Yönetimi : Entegre üretim, hastalıkların kontrolünde temel ilke olarak hastalıkların çıkışını engellemeyi benimsemektedir. Bunun için alınabilecek kültürel önlemler aşağıda özetlenmiştir:
- Drenaj,
- Sera yapısının iyileştirilmesi,
- Sıcaklığın ve oransal nemin kontrolü,
- Solarizasyon,
- Toprak kaynaklı hastalıklara karşı topraksız tarım tekniklerini kullanma,
- Hastalıklara dayanıklı veya toleranslı çeşitlerin kullanılması,
- Üretime sağlıklı üretim materyali ile başlanması,
- Aşılı fide kullanımı,
- Birim alandaki bitki sayısının azaltılması,
- Bakım işlemlerinin dikkatli yapılması,
- Aşırı sulama ve azotlu gübrelemeden kaçınmak,
- Üretimde kullanılan aletlerin uygun bir yöntemle dezenfekte edilmesi,
- Virüs hastalıklarını taşıyabilecek zararlıların seraya girişini engellemek,
- Seradaki hastalıklı bitkilerin ve bitki artıklarının yok edilmesi,
- Her türlü bitki artığının sera çevresinden uzaklaştırılması,
- Seraya girişlerin kontrollü olması ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi
Entegre Zararlı Yönetimi : Entegre zararlı yönetimi, zararlı popülasyonunu azaltmak amacı ile uygun teknikleri kullanan ve zararlı popülasyonunu ekonomik zarar eşiğinin altı Hastalıkların kontrolünde olduğu gibi, zararlıların kontrolünde de ilk yapılacak zararlıların seraya girişini engellemektir. Bunun için:
- Örtü malzemesi olarak zararlıların görme yeteneğini bozan anti-virüs katkılı PE örtü kullanılabilir,
- Sera girişine kabin yapılır,
- Havalandırma açıklıkları böcek teli ile kapatılır,
- Sera çevresinde, zararlılara konukçuluk edebilecek yabancı otlar yok edilir.