Peyzaj Çevre ve Tarım Dersi 7. Ünite Özet
Peyzajda Bitkisel Tasarım
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Peyzaj mimarlığı; temel olarak peyzajın planlanması, yönetilmesi, onarılması, korunması ve tasarımı ile ilgilenen bir bilim ve sanat alanıdır. Peyzaj tasarımının özünde de, belirli ihtiyaçları karşılamak ve/veya sorunları çözümlemek üzere yaratıcı bir süreç dahilinde peyzajda ekolojik, ekonomik, fonksiyonel ve estetik tasarımlar meydana getirme gayesi vardır.
Peyzaj tasarımının amacına uygun olarak, bitkiler sadece peyzajda estetik amaçlı değil, aynı zamanda tasarımla oluşturulmak istenen çözüme ekolojik, ekonomik ve fonksiyonel açılardan katkılar sağlamaları yönünden kullanılmaktadır.
Bitkilerin Sınıflandırılması
Bitkiler, bilimsel anlamda türlerin fiziksel özelliklerine göre sınıflandırılmakta, tohumlu ve tohumsuz olmalarına göre gruplandırılmaktadır. Bunun yanı sıra hortikültürde bitkiler farklı şekillerde de sınıflandırılabilmektedir. Bu yöntemler arasında; bitkilerin kullanım amacına, iklimsel isteklerine, yükseklik ve yaşam kuşaklarına, ekolojik adaptasyonlarına, sap (gövde) ve yaprak dokusuna, büyüme özelliklerine, yaşam süresine göre yapılan çeşitli sınıflandırmalar yer almaktadır.
Bitkilerin Yaşam Formlarına Göre Sınıflandırılması: Bitkiler, yaşam formlarına göre ağaçlar, çalılar, sarmaşıklar ve yer örtücüler olarak gruplandırılır.
Ağaçlar: Genellikle toprak üzerinden itibaren çapı en az 7,5 cm ebadında tek bir perenniyal (çok yıllık) odunsu gövde ve bu gövde üzerinde bir taç oluşturan, yetişkin bitki boyu en az 4 metre civarında olan bitkilerdir.
Çalılar: Toprak üzerinden itibaren her birinin çapı en fazla 7,5 cm ebadında birden fazla çok yıllık odunsu gövde oluşturan, en fazla 4 metreye kadar boylanabilen, zemine dik veya yatayda gelişebilen bitkilerdir.
Sarmaşıklar: Odunsu sarmaşıklar, çok yıllık gövdelere sahip olan, başka bitki veya cisimlere tutunarak toprak üzerinde yükselen veya zemin üzerinde yayılan bitkilerdir.
Yer örtücüler: Genellikle otsu bitkiler olup zemini kaplayan yayılıcı bitki türleridir.
Bitkilerin, özellikle ağaç ve çalıların sınıflandırılma yöntemleri, bu sınıflandırmalar kapsamında verilen ölçü ve tanımlamalar literatürde farklılık gösterebilmektedir. Özellikle ağaç ve çalıların ayrımında kesin bir bilimsel tanımlama mevcut değildir. Ağaca benzeyen çalılar ve çalıya benzeyen ağaçlara sıklıkla rastlanmaktadır.
Hortikültür: Bilim ve sanatı birleştirmesiyle diğer botanik ve bitki bilimlerinden ayrılan, bitki, çiçek ve sebze üretimi, yetiştirilmesi, pazarlaması ve kullanımıyla ilgilenen bilim ve sanat dalıdır.
Bitkilerin Gövde ve Yaprak Yapısına Göre Sınıflandırılması: Gövde yapısına göre bitkiler otsu ve odunsu bitkiler olarak sınıflandırılabilirken, yaprakları açısından yaprak döken, yarı herdem yeşil (yaprak dökmeyen) ve herdem yeşil bitkiler olarak ayrılabilmektedir.
Odunsu bitkiler sert, sağlam ve dayanıklı gövdeleri olan, gövdesi kabukla kaplı ve genellikle kahverengi ve tonlarında kalın gövdeler oluşturan çok yıllık bitkilerdir.
Herdem yeşil bitkiler yaz-kış yapraklarını dökmeyen bitkilerdir. Yaprak yapısına göre bitkiler geniş yapraklı, dar yapraklı ve iğne yapraklı bitkiler şeklinde de sınıflandırılmaktadır.
Peyzaj Tasarım
En basit anlatımıyla tasarım, yaratma sürecidir. Peyzaj tasarımında bitkisel materyal kullanılan ana elemanlar içinde yer alır. Tasarımın sürecinde farklı ölçeklerde projeler hazırlanır. Bunlardan biri de bitkisel peyzaj projeleridir. Bitkisel projeler, tasarım alanında bilimsel ve mesleki gerekliliklere uygun şekilde hangi bitkilerin, hangi sayılarda, hangi konumlara ve ne şekilde ekileceğini/dikileceğini gösterirler. Peyzaj tasarımının amacı, bu alanlarda ekolojik, fonksiyonel, ekonomik ve estetik ilkeler dahilinde;
- arazinin biçimlendirilmesi,
- ihtiyaca bağlı kullanımlar için alanların belirlenmesi ve farklı kullanımların birbiriyle ilişkisinin tanımlanması,
- yaya ve taşıtlar için dolaşım (sirkülasyon) ihtiyacının, seviyelerinin ve güzergahlarının belirlenmesi,
- mekan ve sınır oluşturulması,
- araç parkı için uygun alanların belirlenmesi,
- manzara ve estetik olanakların tespit edilerek değerlendirilmesi,
- gürültü, kötü görüntü, toz, rüzgar gibi olumsuz unsurların tespit edilmesi ve bunlara karşı koruma sağlanması,
- drenaj ve sulama çözümlerinin geliştirilmesi,
- erozyon kontrolü,
- toprağın iyileştirilmesi,
- bozulmuş arazilerin rehabilitasyonu,
- tasarım yoluyla mevsime bağlı doğal iklimlendirmenin sağlanması (kışın ısınma, yazın soğutma masraflarının azaltılması),
- bitkisel ve yapısal tasarım elemanlarının seçimi, yerleştirilmesi ve dengelenmesi gibi sayısız konuyu kapsamaktadır.
Ekolojik Olma: Peyzaj mimarlığı mesleğinin temelinde doğanın korunması ve kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması anlayışı bulunmaktadır. Peyzaj tasarımı, ekolojik bir bakış açısıyla tasarım alanında tüm kaynakların sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesini hedeflemektedir. Bu amaçla, çalışma alanı ve çevresindeki tüm unsurların bütüncül bir bakış açısıyla envanterlenmesi, analiz edilmesi ve tasarım süreçlerine ekolojik ilkeler kapsamında dahil edilmesi önemlidir.
Fonksiyonel Olma: Fonksiyon; işe yararlılık, kullanışlılık ya da amaca elverişlilik anlamına gelmektedir. Genel olarak, peyzaj tasarımında kullanılan tüm elemanların bir fonksiyonunun olması gereklidir. Her mekanın tasarımın amacına, beklentilere/ihtiyaçlara ve tasarım alanının özelliklerine uygun şekilde tasarlanması önemlidir.
Ekonomik Olma: Ekolojik olan aynı zamanda ekonomiktir. Bu bağlamda tasarımda ekonomiklik sağlamanın en basit yolu ekolojik çözümlere ağırlık vermektir. Örneğin; yerel yapısal ve bitkisel materyalin seçilmesi, bu malzemelerin temini, bakımı, hastalık ve zararlılarla mücadele için harcanacak maliyetleri önemli ölçüde düşürdüğü gibi aynı zamanda çevrenin ve kaynakların korunmasını ve devamlılığını da sağlamaktadır.
Estetik Olma: Estetik, ölçülü güzellik anlamında kullanılmaktadır. Estetik tasarımlar gerçekleştirebilmek için özellikle uyum (harmoni), zıtlık (kontrast) ve ayıklama konularına dikkat etmek gerekmektedir.
Bitkisel Tasarım
Tasarımda bitkilerin temel olarak estetik, fonksiyonel ve yapısal rolleri bulunmaktadır. Peyzaj tasarımının diğer tasarım uygulamalarından en önemli farkı da tasarım alanının dinamikliği ve tasarımda kullanılan başlıca tasarım materyalinin bitkilerden meydana gelmesidir. Bitkisel tasarımlar yaparken bitkisel materyalin iyi tanınması, mevsimlere, yıllara bağlı olarak göstereceği değişimlerin iyi analiz edilerek tasarımın amacına uygun şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Kötü kokuları, zehirli meyveleri ve dikenli dal ve meyveleri olan bitkilerin kullanımına dikkat edilmelidir. amaca uygun bitki seçimi yapmak, doğru yerde doğru bitki kullanmak hayati öneme sahiptir.
Tasarım bir bütün olarak görülmeli, yapısal tasarımla bitkisel tasarım birlikte değerlendirilmelidir. Yapısal ve bitkisel çözümler birbirinin tamamlayıcısıdır.
Mekan Oluşturma ve Yönlendirme: Mimari Sözlük’e göre, mekan “insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk” şeklinde tarif edilmiş ve “mimari bir mekan oluşturmanın geniş anlamdaki doğadan veya peyzaj mekanından insanın kavrayabileceği bir bölümü sınırlamak” olduğu ifade edilmiştir. Mimari tasarımlarda mekanın üç elemanı olan zemin, yanal yüzeyler (duvarlar) ve çatı nispeten daha kolay oluşturulabilirken, açık bir alan olan peyzajda mekan oluşturmak daha zordur.
Peyzajda mekan çeşitli faaliyetler (oyun, dinlenme, spor, gözlem, piknik, konser vb.) için kullanılan alandır.
Çim alanlar, yer örtücü ve yayılıcı bitkiler, kısa boylu otsu bitkiler zemin oluştururken; çalılar, ağaçlar, sarılıcı ve tırmanıcı bitkiler yanal yüzeylerin oluşumunda rol oynarlar. Ağaçların taçları, pergolalar üzerindeki sarmaşıklar da çatı işlevi görürler.
Üzerinde yoğun faaliyetlerin yapılacağı zemindeki bitkilerin bu aktivitelere dayanıklı, aynı zamanda kullanıcı için konforlu türlerden seçilmesi gereklidir.
Bitkilerle oluşturulan yanal yüzeyler de peyzajda sınır oluşturucu ve kuşatıcı etkiye sahiptir.
Ağaç taçları, sarılıcı ve tırmanıcı bitkilerle kuşatılmış pergola çatıları güneş ışığından, sıcaktan ve nispeten yağıştan koruma sağlar. Rahatlatıcı ve güven vericidir.
Perdeleme: Bitkiler farklı amaçlarla perdeleme yapmak için başvurulan başlıca peyzaj tasarım materyalidir. Görüntü perdelemesi, gürültü perdelemesi ve rüzgar perdelemesi bunlar arasında sayılabilir.
Görüntü perdelemesi kötü görüntülerin görünmemesi amacıyla oluşturulabileceği gibi, komşu parseller veya mekanlar arasında mahremiyet sağlamak amacıyla da meydana getirilebilir.
Gürültü perdelemesi ise yine bitkisel tasarımlar suretiyle gürültü seviyesinin azaltılması uygulamasıdır.
İklimsel ve Çevresel Fayda Sağlama: Yeşil alanlar, özellikle yapılaşmanın fazla olduğu kentsel alanlarda iklimin daha dengeli olmasına yardımcı olan başlıca kaynaklardır. Bitkiler gerek sağladıkları gölge sayesinde doğrudan, gerekse buharlaşma ve terleme yoluyla dolaylı olarak havanın serinlemesine yardımcı olurlar.
Bitkilerin bir diğer önemli çevresel faydası toprağı tutan kökleri ve toprak üzerindeki aksamları sayesinde yağışların yeryüzüne düşme hızını azaltmasıdır. Yeşil alanlar sayesinde yağışlar daha kolay bir şekilde toprağa nüfuz eder ve yüzey akışı önemli ölçüde azaltılmış olur. Bu sayede su döngüsünün sürekliliği ve su kaynakları korunmuş olur.
Peyzaj tasarımının amacına uygun ekolojik çözümler oluşturmak ve yerel türleri tercih ederek mevcut peyzajdaki bitkilerin mümkün olduğunca değerlendirilmesini sağlamak gereklidir. Rüzgarın ve güneşin etkilerinin bitkiler sayesinde kontrol edilmesi yoluyla peyzaj içinde mikroklimalar oluşturmak mümkün olmaktadır.
Besin Sağlama: Bitkiler tüm canlılar için önemli besin kaynaklarıdır. Birçok kemirgen, kuş ve böcek türü bitkiler, meyveleri ve tohumları ile beslenir. Bitkiler insanlar için de gıda temini sağlarlar. Estetik amaçlarla kullanılacak türlerin de meyve ve tohumlarından faydalanılıyor olması bitkisel tasarım sayesinde aynı zamanda birden fazla yarar elde edilmesi anlamına gelir. Otsu bitkilerle yapılacak düzenlemelerde aromatik ve tıbbi bitkiler tercih edilebilir.
Estetik Değer Katma: Sahip oldukları renk, form ve doku gibi özellikler sayesinde bitkiler çevreyi güzelleştirir.
Temel tasarım eleman ve ilkelerinin uygun şekillerde kullanılması suretiyle bitkilerin peyzaja kattığı estetik değer yükseltilebilir. Parlak renklerin, kaba dokuların ve dikey formların sağladığı görsel etki daha fazladır.
Temel Tasarım Elemanları ve İlkeleri
Bitkisel tasarım sürecinde peyzaj tasarım eleman ve ilkeleri önemlidir. Nokta, çizgi, odak noktası, form, doku, renk ve görsel ağırlık gibi unsurlar peyzaj tasarım elemanları olarak adlandırılmaktadır. Peyzaj tasarım ilkeleri ise tekrar, çeşitlilik, denge, ritim, vurgu, ölçek, uyum, zıtlık, simetri ve sekans gibi unsurlardan meydana gelmektedir.
Bitkilerin mevsimlere, yıllara göre gösterdiği değişimler sahip oldukları özelliklerin ve görsel etkilerin de farklılaşmasına neden olur. Gövde, form, yaprak, renk ve ölçek vb. özellikleri değişir. Bu değişimler göz önüne alınmadan yapılacak bitkisel tasarımlar başarısız sonuçlar doğurur.
Tasarım Elemanları: Tasarım elemanları, görsel niteliklerle ilgilidir. Görsel nitelikler, insanlar üzerinde farklı duygu ve düşüncelerin oluşmasına neden olurlar.
Odak Noktası: Bir alanda insanların dikkatinin ilk yöneldiği unsurdur. Bu unsur yapısal olabildiği gibi bitki materyali de olabilir. Estetik olabildiği gibi çirkin olarak algılanan unsurlardan da oluşabilir. Odak noktası yönlendirici bir etki yapar.
Form: Form, bir mekanın dış hatlarıyla meydana gelen şeklin 3 boyutlu kütlesidir. Form, genellikle bir tasarımın tarzını belirleyen baskın bir görsel elemandır. Tasarımın tarzı formal veya informal (natüralistik) olabilir. Formal tarzda insan eliyle oluşturulmuş düzgün geometrik şekiller ve düzenler söz konusudur. Tasarıma simetri hakimdir.
Bitkilerin dış kenarları veya siluetleri değişik formlar meydana getirir. Bitkilerin budanması yoluyla da insan yapımı formlar oluşturmak mümkündür.
Vazo (saksı) formlu çalıları tek kullanmak peyzaj tasarımında daha çok tercih edilirken, yayılıcı ve öbeklenen bitkilerin grup halinde kullanılması uygundur.
Doku: Doku, objelerin yüzeylerinin yapısıyla ve bunun algılanma şekliyle ilgili bir kavramdır. Bitkilerde doku; gövde, dallar, yapraklar, çiçekler vb. bitki bölümlerinde gözlenir. Yapraklar dokunun algılanmasında ön plana çıkan kısımlardır. Bitkilerin dokusunu; kaba doku, orta doku ve ince doku olarak üçe ayırmak mümkündür.
Bir peyzaj tasarımında ince dokulu bitkilerin alanın dış kenarlarına yerleştirilmesi, sahip oldukları uzaklaştırıcı etkiden dolayı mekanın daha büyükmüş gibi hissedilmesine neden olur. Kaba dokulu bitkiler ise yakınlaştırıcı etkiye sahip olup mekanın daha küçük algılanmasını sağlarlar.
Renk: bitkisel materyaldeki renk özellikleri zamana, mevsime bağlı olarak en fazla değişkenlik gösteren ve geçici olan elemanlar arasında yer alır. Yaz renkleri daha fazla çeşitlilik gösterir. Kış renkleri daha donuk ve durgundur. Sıcak renkler yakınlaştırıcı etki yapıp mekanın daha küçük algılanmasına neden olurlar.
Tasarım İlkeleri: Tasarım ilkeleri tasarımın özellikle estetik ve fonksiyonel bazı amaçlarının yerine getirilmesinde kullanılan unsurlardır.
Oran ve Ölçek: Tasarımdaki en önemli mutlak ölçü, insan ölçeğidir. İnsan ölçeği, boşluklar veya açık mekanlardaki psikolojik konforun sağlanmasında önemlidir.
Tasarımın yapıldığı peyzajdaki bitkisel materyal, yapısal unsurlar ve boşluklar belirli bir oran içinde olduğunda daha dengeli, uyumlu ve psikolojik konforun yüksek olduğu bir tasarım gerçekleştirilmiş olur.
Nispi oran, bir objenin diğer objelere bağlı olarak büyüklüğünü ifade eder. Mutlak oran ise, o objenin ölçeği veya büyüklüğüdür.
Denge: Denge; form, renk, doku ve ölçü elemanlarıyla sağlanabilmektedir. Denge genellikle simetrik ve asimetrik denge olmak üzere iki sınıfta ele alınmaktadır.
Görsel ağırlık, belirli özellikleriyle bir bitkinin veya bitki grubunun, tasarımda daha fazla önem arz etmesini, ön plana çıkmasını ifade eden bir kavramdır. Büyük ölçüler ve kaba dokular, değişik yapıdaki formlar, parlak renkler yüksek görsel ağırlık oluşturur. Düşük görsel ağırlık ise, yatay çizgiler, küçük formlar, ince dokular ve mat renklerde bulunur.
Tekrar ve Ritim: Tekrar, objelerin veya bu objelere ait özelliklerin belirli bir desen oluşturacak şekilde kullanılmasıyla elde edilen bir tasarım ilkesidir. Çok fazla tekrar tasarımın monotonlaşmasına neden olur. Dolayısıyla mekana hareket ve heyecan katarken kullanılan tekrarın dengesine dikkat etmek gerekmektedir.
Uyum ve Zıtlık: Benzer özellikteki objelerin bir arada kullanılmasıyla elde edilen estetik özellik uyum (harmoni), birbirine benzemeyen ya da birbirinin tersi özellikteki objelerin kullanılmasıyla elde edilen estetik özellik ise zıtlık (kontrast) olarak adlandırılmaktadır.
Renkler açısından kırmızının zıttı yeşil, mavinin zıttı turuncu ve sarının zıttı mordur.
Zıtlık veya uyum sadece bitkilerle bitkiler arasında değil, bitkilerle yapısal unsurlar ve hatta arazi topoğrafyası arasında da olabilir.
Çeşitlilik: Çeşitlilik, monotonluğun kırılmasına yardımcı olan bir tasarım ilkesidir. Çeşitlilik ilkesinin arzu edilen estetik ve fonksiyonel değerleri sağlayacak, ancak peyzajı kimliksizleştirmeyecek ölçüde kullanılması gereklidir. Çeşitlilik bitki türlerinde, formlarında, renkte, dokuda çeşitlilik oluşturulmasıyla elde edilebilir.
Vurgu: Vurgu, daha fazla ön plana çıkartılmak istenen peyzaj elemanlarının çeşitli yöntemlerle belirli hale getirilmesidir. Odak noktaları oluşturmak suretiyle istenilen bir obje vurgulanabilir.
Bitkilerle Sürdürülebilir Tasarımlar
Bu bölümde bitkisel tasarımlar sayesinde güneşten ve rüzgardan ne şekilde faydalanabileceği, bitkilerin su kaynaklarının korunmasındaki rolü, peyzajdaki mevcut bitkilerden faydalanma yolları kısaca anlatılacaktır.
Güneş: Güneş ve gölgenin hangi durumlarda, hangi kullanımlar için arzu edileceği ve ne şekilde değerlendirileceği alanın kullanım amacına, iklimsel ve mevsimsel koşullara bağlıdır. Tasarımdan önce peyzajda hakim olan iklimsel koşullar ile güneşli, yarı güneşli ve gölgeli alanların tespit edilmesi gereklidir. Gölge ağaçlarının bazı faydaları aşağıda verilmiştir:
- Gerek iç gerekse dış mekanlarda ısıtma ve soğutma maliyetlerinin azalmasını sağlarlar.
- Yaz sıcaklıklarını 10 °C’ye kadar düşürebilirler.
- Sert zeminlerden yansıyan ısı miktarını azaltırlar.
- Yapıların ve canlıların sıcaktan korunmasına yardımcı olurlar.
- Yaban yaşamını cezbeder ve sürekliliğini sağlarlar.
- Bulundukları mekana estetik ve değer katarlar.
- Toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olurlar.
- Oksijen üretimini artırıp, karbon emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olurlar.
Rüzgar: Özellikle kışın esen sert ve soğuk rüzgarlar ile kar fırtınalarına karşı koruma sağlanırken, yazın esen ılık ve hafif rüzgarların yapılan uygun yönlendirmelerle ortamı serinletmesi arzu edilir. Bitkisel rüzgar perdeleri, çeşitli çevresel faydalar sağlamak üzere bir veya daha fazla sıradan meydana gelen ağaç ve çalılardan tesis edilmiş bitkisel bariyerlerdir.
Bitkilerin yarı geçirgen yapısı sayesinde bitkilerden filtrelenerek geçen rüzgarın hızında ve şiddetinde önemli miktarda bir azalma meydana gelerek bitkisel perdenin arkasında korunaklı bir alan yaratılabilmektedir.
En temel kural, rüzgar perdesinin rüzgar yönüne dik ve sürekli sıralar şeklinde tesis edilmesidir.
Rüzgar perdesi tasarımında dikkat edilecek konular aşağıdaki gibidir:
- Rüzgar yönü ve perdenin yönelimi
- Bitkilendirme sıklığı, mesafesi ve yüksekliği
- Bitki seçimi
Standart bir rüzgar perdesi bitki listesinden bahsetmek mümkün değildir. Rüzgarın, peyzajın ve bitkilerin özelliklerine, ayrıca tasarımın amacına göre çok farklı bitkilerden yararlanılabilir. Önemli olan kullanılan bitki veya bitki kombinasyonlarıyla rüzgarın filtrelenerek etkisinin azaltılması ve korunaklı alanların oluşturulabilmesidir.
Yağış: Peyzaj tasarımında yerel iklim şartlarına ve yağış düzenine uygun bitkilerin seçilmesi gereklidir. Yerel bitkiler, bulundukları alandaki mevcut iklim şartlarına adapte olmuş türler olduklarından haricen sulama gerektirmez ve su kaynaklarını ihtiyaçtan daha fazla tüketmezler. Yerel türler haricinde tercih edilecek türlerin de fazla sulama ve bakım gerektirmeyen bitkiler arasından seçilmesi önemlidir.
Peyzaj tasarımında sert zemin yerine mümkün olduğunca çakıl benzeri geçirgen zeminler oluşturmak ve drenaj çözümleri geliştirmek yüzey akışını azaltarak yağışla gelen suyun toprak tarafından emilmesine yardımcı olacaktır. Bitkiler yağışın yüzeye geliş hızını da azaltarak suyun aşındırıcı etkisini önemli ölçüde giderirler.
Mevcut Bitki Varlığı: Bitkilerin kaynakların etkin kullanımını sağlamak, ekonomik, ekolojik ve fonksiyonel çözümler oluşturmak konusunda sayısız faydası bulunmaktadır. Bitkisel uygulama yapıldıktan sonra proje ile hedeflenen görsel ve işlevsel sonuçlara ulaşabilmek için belirli bir zaman geçmesini beklemek gerekmektedir. Bu noktada çalışma alanındaki mevcut bitkiler çok kıymetli kaynaklardır. Uygulama sırasında da mümkün olduğunca mevcut bitki varlığının korunmasına gayret edilmelidir. Mevcut bitki çevrelerinde yapılacak kazı ve dolgulara dikkat edilmelidir. Özellikle ağaçların taç izdüşümleri boyunca bitkilerin korunacağı alanlar oluşturulmalıdır.