Toprak Bilgisi ve Bitki Besleme Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Toprakların Fiziksel Özellikleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Birikme horizonu ne demektir?
Üstten yıkanan veya seyrek olarak taban suyu tablasının yükselmesine bağlı olarak orta derinliklerde biriken malzemenin yoğunlaştığı alana birikme horizonu denir ve B simgesi ile gösterilir.
A1 horizonunun topraktaki en dinamik katman olmasının sebebi nedir?
Güneşin, yağmurun, tozun, rüzgârın, yaprağın ve havanın toprakla buluştuğu A1horizonu, toprakta en dinamik katmandır. Burada organik madde kapsamı yüksek, ıslanma-kuruma ve ısınma-soğuma süreçleri belirgin, mikrobiyel etkinlikler doruktadır. Toprak oluşturan olayların yüksek hızının yanı sıra sürekli yıkanma ve birikme olayları ile karşı karşıyadır. Aynı zamanda bitki köklerinin en fazla yayıldığı horizondur. Organik maddenin ve iyi havalanmanın sonucu olarak toprağın en koyu renkli horizonu burasıdır. Kalınlığı ortam koşullarına bağlıdır.
Geçiş horizonu olan katmanlar hangi simgelerle gösterilirler?
A3 ve B1 Horizonları; geçiş horizonu olan bu katmanlarda kimi ürünler yıkanırken, diğerleri birikmektedir. Yıkanma olaylarının egemen olduğu horizon A3, birikmenin egemen olduğu horizon da B1 simgesi ile gösterilir. İki horizonun kesin çizgilerle ayrılamadığı durumlarda AB, BE veya EB gibi ortak simgeyle gösterilen bir sistem de uygulanmaktadır. Çoğu toprakta ne A3 ve ne de B1 horizonunu ayırt etme olanağı bulunmaz.
Turba veya peat adı verilen bataklık kömürü neden çok değerli bir bitki yetiştirme ortamıdır?
Turba veya peat adı verilen bataklık kömürü, seralar, fidanlıklar gibi yoğun tarım alanları için çok değerli bir bitki yetiştirme ortamıdır. Çünkü hem olağanüstü fiziksel özellikler taşır, hem de çok yavaş ayrıştığı için, bitkilere zarar verecek ürünler oluşturmaz.
İskelet adı verilen taş ve çakıllar toprağın üretkenlik işlevleri açısından nasıl etki etmektedir?
İskelet adı verilen taş ve çakıllar, 2 mm den büyük çapa sahiptir. İskelet büyüklüğündeki taneler:
• Sürüm, ekim gibi işlemleri zorlaştırır,
• Erozyonu kısmen engeller,
• Toprak yüzeyinin daha çabuk ısınıp soğumasını sağlar,
• Kimi toprak canlılarına barınma ortamı oluşturur.
Mil taneleri toprak bünyesinde hangi öneme sahiptir?
Mil taneleri, birim alanda kumlardan daha fazla sayıda bulunduklarından daha fazla yüzey alanına sahiptir. Ayrıca yüzeylerinde bir miktar kimyasal elektrik yük taşıdıklarından, bitkilere sınırlı ölçüde de olsa besin maddesi desteği sağlayabilirler. Mil tanelerinin killer için elverişli olan büyüklükleri dolayısıyla, kireç, organik mumlar, sakızlar, reçineler gibi çeşitli çimento maddeleri killeri bunlara yapıştırır. Bu tür kümeleşme, toprakta su tutma ve havalanma gibi istenen fiziksel özelliklerin sağlanması yönünden önemlidir. Mil taneleri toprakların kabuk bağlamasında (kaymak tabakası oluşumu) en önemli rolü oynar.
Mekanik analiz nasıl uygulanır?
İşe eleme yöntemiyle başlanır. Bu amaçla en iriden en küçük çaplıya doğru azalan bir elek seti hazırlanarak, sarsıcıya yerleştirilir. Belirli ağırlıkta toprak alınıp, en üstteki eleğe konulur. Bu yöntemle kimi zaman kuru toprak elenebilirse de, tanelerin çoğunlukla birbirine yapışmış olması, doğru sonuç almayı zorlaştırır. Daha doğrusu, elek setini suya daldırıp çıkararak, ya da yukardan yıkama yaparak ıslak eleme uygulamaktır. Böylece her bir elek aralığında kalan topraklar kurutulup tartıldığında, başlangıçtaki toprak miktarına oranlanarak, yüzdeleri bulunmuş olur. Bu yöntem basit görünmekle birlikte, özellikle kaba tanelerin yüzdelerine göre ayrılmasında en sağlıklı sonuçları verir.
Ağır bünyeli topraklar neden çoğu zaman sorunludur?
Ağır bünyeli topraklar su geçirimliliği ve havalanma yönünden çoğu zaman sorunludur. Ayrıca:
• Islanınca plastik özellik kazanarak sıkışma,
• Kesek oluşumu,
• Kuruyup kerpiçleşme,
• Kuruyunca çatlayıp profil boyunca derin yarıklar oluşturma gibi sorunları olabilmektedir.
Agregat kümelerinin oluşmasında temel etmenler nelerdir?
Agregat kümelerinin oluşmasında temel etmenler birim hacimde olağanüstü yüksek sayılarda taneciğin bulunması ve uygun mikrobiyel etkinliklerin varlığıdır. Buna göre toprak öncelikle bir miktar kil içermelidir. Öte yandan mikroplar uygun sıcaklık ve nem durumu, elverişli toprak reaksiyonu, yeterli oksijen gibi koşullara gerek duyar. Yani ortam her zaman hafif nemli, havadar, ılık olursa, agregatlaşmayı sağlayacak mikroorganizma etkinlikleri yoğunlaşır. Son olarak milyonlarca, milyarlarca kil tanesinin çevresinde toplanabileceği, daha büyük tanelerin (daha çok millerin ve bir ölçüde de kum tanelerinin) varlığı gerekir.
Aktinomiset adı verilen mikroorganizma grubu başta olmak üzere çeşitli mikroplar, bir arada bulunan toprak tanelerini file gibi saran ve hif adı verilen uzantılarıyla, agregatlaşma sürecinin işlemesini kolaylaştırır.
Granüler ve furda yapı hangi alanlarda gelişir?
Granüler ve furda yapı, toprağın mekanik işlemlerle fazla karıştırılmadığı, organik madde desteği yeterli doğal çayır, funda, otlak, çalı, orman gibi bitki örtüleri altında ve yüzey horizonlarında gelişir. Sürekli işlenen ve üzerinde ağır araçlar gezinen tarım arazilerinde granüler yapının varlığını sürdürmesi zor olup, uygun sürüm araçlarıyla ve toprağın her zaman tav durumunda sürülmesini gerektirir.
Toprak yapısındaki organik maddenin toprak kümelerini yapıştırıp güçlendirmek için kullandığı çimento maddeleri nelerdir?
Toprak yapısında organik madde,
-
Bir araya gelen toprak tanelerini suya dayanıklı agregatlara ve pedlere çevirecek olan mikroorganizmalara besin desteği sağlamak ve
-
Çeşitli zamklarla, toprak kümelerini yapıştırıp güçlendirmek gibi iki önemli görev yapar.
Çimento maddeleri;
-
Yağlar, mumlar, sakızlar, reçineler içeren ahır gübresi, çöp kompostu, yonga, ağaç kabuğu vb doğal ürünler olduğu gibi,
-
Petrol ürünleri, silikon, çeşitli toprak düzenleyici kimyasallar gibi yapay ürünler de olabilir.
Sodyum ve kalsiyum toprağı nasıl etkiler?
Toprakta kümeleşmeyi kolaylaştırıcı etkiyi yapan iyonlar arasında kalsiyum başta gelir. Sodyum ise, kümeleri bozucu etki yapmaktadır.
Toprak işlemenin toprak üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
Toprak işleme, daha çok toprak yapısını geriletici işlevlere sahiptir. Organik ve mineral tanelerin birbirine karışması ve toprakta havalanmanın artması, mikrobiyel etkinlikler için uyarı olur. Böylece toprakta organik madde miktarı hızla azalır.
Toprak işlemenin yapı üzerindeki bir diğer olumsuz etkisi, toprağı karıştırarak işleyen diskli araçlar veya ayakları vuruşla çalışan döner çapa gibi araçların, pedleri vurarak parçalamasıdır. Bu mekanik etki, toprak kümelerini parçalayarak, yüzeyi su ve rüzgâr erozyonuna açık hale getirmektedir.
Çok kuru veya çok nemli toprakta birkaç kez sürüm yapıldığında, toprak yapısı hızla geriler. Kuru toprakta örselenme, ufalanma önem kazanır. Yaş toprakta ise, işleme aracı ve traktör, toprakta sıkışmaya neden olur. Her iki durumda toprak yapısı geriler ve bozulan yapıya bağlı olarak daha fazla toprak işleme gerekir. Daha fazla harcama, daha fazla zaman kaybı, daha kötü toprak özellikleri...
Topraktaki yoğunluk hesabı nasıl yapılır?
Pratik amaçlarla yoğunluk hesabı için bir ölçü silindiri alınır. Belirli bir düzeyde su doldurulur. Sonra belirli ağırlıkta toprak alınıp, içine dökülür. Ölçü silindirinin tabanı birkaç kez zemine vurularak sıkışan hava kabarcıkları dışarı atılır. Silindir düzeyindeki yükselme okunup, toprak ağırlığı bu değere bölünür.
Toprakta bulunan gözeneklilik neden o toprağın verimli olduğunu gösterir?
Gözeneklilik, toprakta su ve hava dolaşımını düzenlediği için, en önemli verimlilik göstergelerinden biridir. İdeal toprakta gözeneklerin bir bölümü mikroskobik olup, bunlar su tutma görevi yapar. Gözle görülür büyüklükteki diğer boşluklar da havalanma ve su iletimi sağlar. Yapısı gelişmiş, orta bünyeli topraklar, hem yeterli miktarda boşluğa sahip oldukları, hem de bu boşlukların büyüklük dağılımları dengeli olduğu için fiziksel verimlilik yönünden genellikle ideal özellikler taşır.
Organik maddenin rengi toprağa düştükten sonra nasıl koyulaşmaya başlar?
Organik madde, başlangıçta kavak tozu gibi beyaza yakın açık renklerde de olsa, toprağa düştükten bir süre sonra, humuslaşma sürecinin etkisi altında giderek koyulaşır, killerin çevresini saran organik ürünler, onların da koyu renkli görünmesini sağlar. Toprağın organik madde bakımından zengin olması renginin koyuluğunu sağlar.
Toprağın kıvam sınırlarını ayırmak üzere geliştirilen kavramlar hangileridir?
Toprağın kıvam sınırlarını ayırmak üzere, üç kavram geliştirilmiştir. Bunlar:
• Büzülme sınırı (limiti),
• Plastiklik sınırı (plastik limit) ve
• Akışkanlık sınırı (likit limit) olarak adlandırılır.
Büzülme sınırı, kurumakta olan toprağın büzülmesinin sona erdiği noktadır, yaklaşık olarak toprak renginin açılmaya, alaca olmaya başladığı noktadır. Plastiklik alt sınırı, nemlendirilen toprağın plastik özellik göstermeye başladığı noktadır. Akışkanlık sınırı plastik üst limit olarak da adlandırılır. Bu noktada toprak artık plastik özellik gösteremez ve kendi ağırlığıyla akmaya başlar.
Toprak nemliliğinin işlevleri nelerdir?
Bitkiler,
• Bitki besin hammaddelerinin topraktan alınması,
• Bünyelerindeki besinlerin üretilmesi ve bitki organları arasında taşınması,
• Dik durabilmeleri ve
• Sıcak havalarda terleyebilmeleri
Toprak nemliliğinin bir diğer önemli işlevi, yamaçların dayanımını artırması ve erozyonu sınırlandırmasıdır. Islak topraklar, rüzgâr erozyonunun önlenmesinde çok etkilidirler. Ayrıca nemlilik, yüzeyde bitki örtüsü gelişimini özendirerek, her türlü erozyona karşı koruma sağlar.
Tarımsal sulama programlarının oluşturulmasında hangi yöntemler uygulanmaktadır?
Tarımsal sulama programlarının oluşturulmasında,
• Elle yoklama,
• Uzaktan algılama,
• Yaprak dokularındaki nem tansiyonunun ölçülmesi,
• Buharlaşma kaplarından eksilen su miktarı
gibi çok sayıda yöntem bulunmasına karşın, hemen her yöntemin önemli sakıncaları bulunmaktadır. Uygulamada en güvenilir yöntem, bitki kök derinliğine kadar olan bölümün nem kapsamının düzenli olarak izlenmesi ve eksilen suyun toprağa geri verilmesidir.
Tarla kapasitesi ne demektir?
Kuvvetli bir yağış veya sulama sonrası toprak boşluklarının tamamına yakın bölümü su ile dolar, yalnızca çok küçük boşluklarda, sıkışıp hapsedilmiş hava kalır. Bu su, yerçekiminin etkisinde önce en büyük gözenekleri boşaltır. Sonra sıra diğer gözeneklere gelir. Sonuçta öyle bir noktaya varılır ki, yerçekimi etkisinde sızma durur. Yani suyu toprakta tutan kuvvetlerle onu derinlere taşıyan kuvvetler dengeye gelmiştir. Bu noktaya tarla kapasitesi denir.