Bahçe Tarımı 1 Dersi 6. Ünite Özet
Bahçe Bitkilerinde Çoğaltma Teknikleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Bahçe Bitkilerinde Çoğalma
Bahçe tarımı kapsamında çok çeşitli büyüme ve gelişme özelliklerine, farklı biyolojik ve fizyolojik yapılara sahip geniş bir bitki topluluğundan söz etmekteyiz. Bu nedenle bahçe bitkileri’nin, çoğaltım teknikleri açısından büyük bir çeşitlilik ve zenginliğe sahip olduğunu ifade edebiliriz.
Bahçe bitkileri başlıca iki yöntemle çoğaltılır:
- Generatif (eşeyli=tohumla) çoğaltma
- Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma
Generatif (Eşeyli = Tohumla) Çoğalma
Eşeyli çoğaltımın temel kaynağı tohumdur. Canlı bir tohumun oluşması için çiçeklerin ve eşey hücrelerinin meydana gelebilmesi, tozlanma ve döllenme olması gereklidir.
Tohumu oluşturan üç ana kısım; embriyo, endosperm (besidoku) ve testa (tohum kabuğu)’dır.
Meyve türlerinde tohumla çoğaltma, üzerine aşı yapılacak ve kök sistemini oluşturacak olan anaçların elde edilmesinde ve yeni çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla kullanılır. Bunun dışında tohumla çoğaltma, ticari meyve ve asma yetiştiriciliğinde ya da çok yıllık odunsu süs bitkilerinin çoğaltılmasında tercih edilen bir yöntem değildir. Tohumlarda fiziksel safiyetin %97-98 olması gerekir.
Hibrit Tohum Kullanımı
Tamamen saflaştırılmış ana ve baba hatların melezlenmesi yoluyla elde edilen birinci generasyon tohumlarına ‘F1 döl kademesindeki hibrit tohum’; kısaca F1 hibrit tohum adı verilir. Bu tohumların üretimde kullanılmasıyla, standart niteliktekiçeşitlere göre çok daha yüksek verim elde edilir, bitkiler güçlü ve tamamen birörnek olur; hastalık, zararlı veya düşük sıcaklık, kuraklık gibi olumsuz çevre koşullarına daha iyi dayanırlar, erkenci ve kaliteli ürünler oluştururlar. Elde edilişleri tamamen doğal yollarladır. Gen aktarımı, ilaç veya hormon kullanımı gibi spekülatif uygulamalarla hiçbir ilgisi olmayan üretim şeklidir.
Tohum Alınması ve Temizlenmesi
Bahçe bitkilerinin bir kısmı çok yıllık odunsu bitkiler olduğu halde, bazıları da tek yıllık otsu bitkilerdir. Değişik meyve, sebze ve süs bitkisi türlerinde oluşan tohumların alınması farklı yöntemlerle yapılmaktadır. Genel olarak tohumu alınacak olan meyvelerin tam olgunluğa erişmiş, çeşidin kendine özgü rengi ve şekli almış olmasına dikkat etmek gereklidir. Kiraz, vişne, erik ve şeftali gibi sert çekirdekli meyve türlerinde, tam olgunlaşan meyveler toplandıktan hemen sonra tohumlar (çekirdekler) çıkartılmalıdır. Elma, armut, ayva gibi yumuşak çekirdekli meyve türlerinde tohum çıkarmak daha fazla emek ister. Dilimlenen, ezilen veya çekirdek evi çıkartılan meyveler öncelikle su dolu kaplara konur, burada fermentasyon oluşması sağlanır. Meyve etleri oluşan kimyasal parçalanma sonucunda rahatlıkla tohumlardan ayrılır.
Sebzelerde tohum alma; ya ‘ıslak işlemler zinciri’ ya da ‘kuru işlemler zinciri’ takip edilerek gerçekleştirilir. Domates, hıyar, kabak, patlıcan, kavun gibi herhangi bir şekilde meyve eti içinde yerleşmiş durumdaki tohumların çıkartılmasında ıslak işlemler zinciri kullanılır. Bu amaçla öncelikle tohumların meyve etinden ayrılması için fermentasyon işlemi, ardından tohumların temizlenmesi için yıkama ve son olarak da kurutma işlemi uygulanır. Buna karşın bitkinin herhangi bir yerinde asılı duran veya salkım şeklinde kuruyan meyveler içindeki tohumlar, kurutulduktan sonra hasat edilirler. Bamya, turp, fasulye, lahanalar, marul ve kıvırcık salataların tohumları, kuru işlemler zinciri kullanılarak elde edilir.
Tohumdan Bitki Gelişimi
Tohumun içinde bulunan embriyonun büyümeye başlaması, endospermdeki besin maddelerinin embriyonun büyümesinde kullanılması sonucunda, embriyonun tohum kabuğundan dışarı çıkması olayına çimlenme denir. Tohumların çimlenmesi için gerekli nem, sıcaklık ve ışık koşulları sağlandığında çimlenme gerçekleşir.
Spor Oluşturan Bitkiler
Yosunlar, ciğerotları, eğreltiotları spor oluştururlar ve bu yolla eşeysiz olarak çoğalırlar. Sporlar tohum gibi algılanmakla birlikte eşeyli bir üreme şekli değildir. Nem yeterince bulunur ve sıcaklık da optimum koşullarda tutulursa sporlar çimlenir.
Vegetatif Çoğaltma (Eşeysiz Çoğaltma)
Bitkilerin kök ve sürgün oluşturabilen veya başka bir bitki ile kaynaşıp gelişebilen beden parçaları ya da kol, soğan ve yumrular gibi özelleşmiş vegetatif organları ile çoğaltılmasına, eşeysiz çoğaltma denir. Diğer bir deyişle eşeysiz çoğaltma; kök, sürgün, gövde veya yaprak gibi vegetatif bitki kısımlarıyla yapılan çoğaltmadır.
Bitkilerin kök ve sürgün oluşturabilen veya başka bir bitki ile kaynaşıp gelişebilen beden parçaları ya da kol, soğan ve yumrular gibi özelleşmiş vegetatif organları ile çoğaltılmasına, eşeysiz çoğaltma denir. Diğer bir deyişle eşeysiz çoğaltma; kök, sürgün, gövde veya yaprak gibi vegetatif bitki kısımlarıyla yapılan çoğaltmadır.
Vegetatif Çoğaltmanın Kullanılma Nedenleri
a) Kaliteli ve ismine doğru çeşit yetiştirmek
b) Tohumla çoğaltmanın mümkün olmaması
c) Çoğaltma kolaylığı
Vegetatif Olarak Çoğaltılan Bitkilerde Genetik Değişiklikler
Mutasyonlar: Bir tomurcuktan meydana gelen bir bitki kısmında, vegetatif çoğaltma yoluyla yeni bireylere geçebilen, ani ve kalıtsal bir değişiklik meydana gelirse buna tomurcuk mutasyonu adı verilir.
Mutasyonlar doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi çeşitli yapay (radyoaktif veya kimyasal) mutasyon oluşturucu uygulamalar sayesinde araştırıcılar tarafından da oluşturulabilmektedir.
Himeyreler: Bir tepe tomurcuğu veya tepe sürgününün büyümesi, bu bölgelerde çok sayıdaki meristem hücrelerinin bölünmesi ile gerçekleşir. Bu sırada hücrelerden birinde bir mutasyon oluşabilir ve hem mutant yavru hücre, hem de mutasyona uğramamış hücreler çoğalmalarına devam ederler. Böylece yan yana büyüyüp çoğalan mutasyona uğramış ve mutasyona uğramamış hücre gruplarına sahip olan yeni sürgünler meydana gelebilir. İşte bu oluşuma himeyre (kimera) adı verilir.
Vegetatif Çoğaltım Yöntemleri
Çoğaltım, özel değer taşıyan bitkileri kontrollü bir biçimde üretmektir. Bitkilerde başarılı bir çoğaltım yapılabilmesi için;
a. Bitkiyi iyi tanımak.
b. Hangi yöntemle (çelik, aşı, daldırma, soğanlarla,stolonlarla vb.) en başarılı şekilde çoğaltılacağı hakkında bilgi sahibi olmak,
c. Çoğaltım tekniğinin iyi uygulamak, temiz ve dikkatli, özenli çalışmak gereklidir.
Vegetatif çoğaltım; aşı, çelik, daldırma, ayırma, özelleşmiş organlar kullanarak yapılan çoğaltma ve doku kültürü yoluyla çoğaltma gibi yöntemlerden oluşmaktadır.
Çelikle Çoğaltma
Yeni bir bitki elde etmek amacıyla, bitkilerin gövde, dal, kök ve yapraklarından kesilerek hazırlanan parçalara çelik adı verilir. Uygun çevre koşullarında çeliklerin kök ve sürgün oluşturmaları sağlanarak yeni bitkiler elde edilir.
Çelik Tipleri
Çelikler bazı özelliklerine göre gruplandırılırlar. Bitki türü ve kullanım amacına göre bu çelik tiplerinden tercih yapılmalıdır.
Adi çelikler: türlere bağlı olarak 10-90 cm uzunluğunda bir dal parçasıdır. Ökçeli ve dipçikli çeliklerin alt uçlarında daha yaşlı olan dalın kısa bir parçası bulunur. Bu çeliklerin dip kısımlarında yara yüzeylerinin geniş olması ve besin maddelerinin daha fazla bulunması nedeniyle köklenmeleri daha kolay olmaktadır. 2-4 yaşlı dallardan 1-2 m boyunda hazırlanan çeliklere ise sırık çelikler denir, söğüt ve kavak ağaçlarının çoğaltılmasında kullanılır.
Dal Çelikleri: Bitkilerin 1 veya 2 yaşlı dallarından hazırlanır. En fazla kullanılan çelik tipidir. Şekilleri ve hazırlanma yöntemleri, köklendirilecek bitkinin tür ve çeşidi ile köklendirme ortamına göre değişmektedir.
Odun çelikleri: Kış dinlenme dönemi içinde, bir veya iki yaşlı dallardan 10-25 cm uzunlukta hazırlanırlar. Elverişsiz çevre koşullarına karşı daha dayanıklıdırlar ve çabuk bozulmazlar.
Yarı odun çelikleri: Büyüme mevsiminin sonlarına doğru, kısmen odunlaşmış sürgünlerden alınmış, genellikle yapraklı yaz çelikleridir.
Yeşil çelikler: Yaprağını döken türlerde o yılın henüz odunlaşmamış olan taze ilkbahar sürgünlerinden, yaz başlangıcında yapraklı olarak hazırlanırlar.
Yaprak - Göz çelikleri: Üzerinde bir yaprak sapı, bir yaprak ayası ve bir göz bulunan kısa bir dal parçasından oluşurlar.
Yaprak Çelikleri: Yaprak ayası tek başına veya yaprak sapı ile birlikte alınabileceği gibi, yapraktan kesilecek parçalar da çelik olarak kullanılabilir.
Gövde Çelikleri: Olgunlaşmış yapraksız gövde parçalarıdır, anaç bitki gövdelerinin her parçada bir göz bulunacak şekilde kesilmesiyle elde edilirler.
Kök Çelikleri: Bitki köklerinden kesilen kök parçalarıyla yapılan çoğaltma şeklidir.
Çeliklerde Köklenmeyi Etkileyen Faktörler
- Bitkinin kalıtsal
- Ana bitkinin genel durumu
- Ana bitkinin beslenme durumu
- Ana bitkinin yaşı
- Çelik alma zamanı
- Dışsal Faktörler:
- Köklendirme ortamı
- Sıcaklık
- Nem
- Işık
Köklenmeyi Artırıcı Uygulamalar
Yaralama: Yaralanan kısımdaki hücreler bölünmeye ve yeni kökler oluşturmaya başlar.
Çeliklerde Büyümeyi Düzenleyici Madde Uygulamaları:
Oksinler’ çeliklerde köklenmeyi uyarır. Indol-3-Bütirik asit (IBA) ve 1-Naftalenasetik asit (NAA), en fazla kullanılan oksinler olup köklenmesi zor olan çeliklerde başarıyı artırırlar.
Çeliklerin Dikilmeleri, Bakımı ve Muhafazası
Çeliklerin köklendirilmek üzere dikileceği arazinin toprağı çok iyi işlenmeli ve tavalar hazırlanmalıdır. Çelikler bu tavalara, iki gözü toprak dışında kalacak şekilde, sıra üzeri 10-20 cm, sıra arası 25-30 cm ara ile dikilmelidir. Sulama, gölgeleme, yabancı ot alma, zararlı ve hastalıklarla mücadele işlemleri özenle yapılmalıdır. Çelikler nemli koşullarda, mümkünse nemli peat-kum karışımlarında 4- 7°C sabit sıcaklıklarda muhafaza edilebilirler.
Aşı ile Çoğaltım
Aşılama, iki bitki parçasını tek bir bitki oluşturacak şekilde kaynaştırmak ve bir bitkiymiş gibi büyümelerine devam edecek şekilde birleştirmek sanatı olarak tanımlanabilir. Yeni bitkinin üst kısmını veya tacını oluşturacak bölümüne kalem (ya da çeşit); alt kısmını veya kökünü meydana getirecek bölümüne de anaç adı verilir.
Çok yıllık bahçe bitkilerinin yetiştiriciliğinde aşının kullanılmasının nedenleri şunlardır:
a. Başka bir vegetatif yöntemle çoğaltılamayan klonların çoğaltılmasında aşı kullanılır.
b. Anaçların bazı iyi özelliklerinden yararlanmak amacıyla aşı kullanılır.
c. Bodur anaç kullanılarak kısa boylu ağaçlardan oluşan, birim alana daha fazla sayıda fidan dikimini mümkün kılan, kaliteli ürün veren meyve bahçeleri tesis edilebilmektedir.
d. Islah yoluyla elde edilen yeni çeşitlerin ürünlerini kısa sürede görebilmek için aşı kullanılır.
e. Yaralanan ağaçlarda onarım aşıları yapılabilir ve ağaç gelişmesine devam eder.
f. Aşılama, yıllar sonra büyük ağaçlarda bile çeşit değiştirmeyi olanaklı hale getirir.
g. Virüs testlemeleri aşı ile yapılabilir; bunlardan başka uyuşmazlık sorununu gidermek için ara anaç kullanımı mümkün olabilir.
Aşılamanın Sınırları
Aşılama işlemi Kapalı Tohumlu (Angiosperm) bitkilerin Çift Çenekliler grubunda (Dikotiledonlar) ve Açık Tohumluların (Gymnosperm) kozalaklı bitkilerinde yapılabilir. Aşılanacak bitkiler botanik bakımdan birbirlerine ne kadar yakın akraba ise aşının kaynaşma şansı o kadar yüksektir.
Aşıda Kaynaşmayı Etkileyen Faktörler
Aşının tutması üzerine birçok faktör etki edebilir. Bunlar aşağıda belirtilmiştir:
- Fizyolojik ve yapısal farklılıkları fazla olan bitkiler arasında “uyuşmazlık” sorunu ortaya çıkmaya başlar.
- Bazı türlerde aşının tutması, diğer türlere göre daha zordur. Örneğin antepfıstığında ve cevizde aşılama, elma ve armuttaki kadar kolay değildir.
- Kaynaşmayı sağlayan kallus dokusunun oluşumu için çevrenin nem ve sıcaklığı büyük önem taşır. Sıcaklığın gereğinden az veya fazla olması, kallus dokusunun iyi oluşmasını engeller.
- Anacın su ihtiyacının tam karşılanmış olması, kolay kabuk vermesi, susuz kalmamış olması gerekir.
Kalem Aşıları
Anaç ve kalemin uyumu haricinde kalem aşılarında aşağıdaki konulara dikkat etmek gerekir:
- Aşı işlemi, yılın uygun zamanında yapılmalıdır.
- Kesilmiş yüzeyler sıkıca üst üste getirilmelidir.
- Aşı yüzeyi tamamen aşı macunu ile kapatılmalıdır.
- Aşı noktasının altından süren sürgünler kopartılmalıdır.
Genel olarak kalemler uygun koşullarda ve sürelerde saklanmalıdır.
Dilcikli aşı, yarma aşı, kakma aşı, kabuk aşısı, kenar (yan) aşı, kemer aşı ve köprü aşı şeklinde adlandırılan uygulama biçimlerinin ayrıntılı anlatımı ders kitabında sayfa 122-123 de mevcuttur.
Göz Aşıları
Üzerinde birkaç tomurcuk bulunan, kısa bir gövde parçasından oluşan kalemlerin kullanıldığı kalem aşılarından farklı olarak altında odun dokusu bulunan veya bulunmayan küçük bir kabuk parçası ve bunun üzerinde bulunan tek bir tane göz ile yapılmaktadır. Kabuğun odundan kolay ayrılabildiği dönemlerde kolay ve başarılı biçimde yapılır. T aşısı, yama aşı, yongalı göz aşısı biçiminde uygulamalarının ayrıntıları ders kitabında sayfa 123-124-125 de anlatılmaktadır.
Göz Aşılarının Uygulandığı Dönemlere Göre Sınıfandırılması
Sürgün göz aşıları: Sonbaharda veya erken ilkbaharda ekilen tohumlardan gelişen çöğürlerin haziran ayında aşılanmasıdır.
Durgun göz aşıları: Yaz aylarında, temmuz sonu ve ağustosta yapılır.
Anaç Tipleri
Tohumdan yetişen çöğürler (generatif anaçlar) veya vegetatif yollarla çoğaltılan klon anaçlar (vegetatif anaçlar) kullanılmaktadır.
Anaç-Kalem Uyuşmazlığı
Uyuşmazlık belirtileri şunlardır:
- Aşının tutmaması veya aşı tutma oranının düşük olması,
- Sürgünlerinin yukarı değil, yatay şekilde büyümeleri,
- Aşılı fidanların 1-2 yıl içerisinde ölmeleri,
- Yapraklarda sararma, dallarda cılızlaşma,
- Genç sürgünlerin kuruması, ağaçların tümüyle kuruması,
- Aşı yerinden yukarıya doğru olan kısmın kuruması, anacın çokça sürgün vermesi,
- Aşı yerinin alt ve üstünde şişkinleşmeler oluşması,
- Ağaçların birkaç yıl geçtikten sonra aşı yerinden kırılmaları,
- Birleşme noktasında farklılaşmış kallus hücrelerinin oluşum yerine kesintisiz parankima hücrelerinin olması,
Asmalarda Aşılı Fidan Üretimi
Aşılama zamanını, fidanların açık araziye dikilebileceği koşulları dikkate alarak belirlemek gerekir. Anaçlık çeliklerin üzerindeki gözlerin köreltilmesi gereklidir. Aşı kalemleri tek gözlü olarak hazırlanmalı; anaç ve kalemin çapları birbirine eşit olmalıdır. Aşılamada 6-12 mm kalınlığındaki materyal kullanılabilir. Aşılı çelikler öncelikle 70-80°C’de eriyen parafin içerisine daldırılıp çıkartılır. Böylece aşı yerinden hem su kaybı önlenir, hem de enfeksiyonlara karşı korunmuş olur. Kaynaştırma aşamasında 3 hafta süreyle 25°C sıcaklık ve % 85 nem koşullarına sahip, zaman zaman havalandırılan odalarda bekletmek gereklidir.
Sebzelerde Aşılı Fide Üretimi
İngiliz dilcikli (Yanaştırma), Yarma, Kakma (Koltuk), Eğimli Kesik ve Tüp aşılama teknikleri kullanılmaktadır. Anaç ve kalemde açılan dilcikler birbirine geçecek şekilde veya son zamanlarda daha yaygın olarak anaç ve kalemde hazırlanan eğimli kesim yüzeylerinin birbirine tam temas etmesini sağlayan kıskaçlar kullanarak doğrudan yanaştırma şeklinde aşılama yapılmaktadır.
Daldırma ile Çoğaltma
Ana bitkinin dallarını bitkiden ayırmadan değişik şekillerde toprağa gömerek, gömülen yerden köklenmesini sağlamak ve sonra keserek ayırmak şeklinde yapılan vegetatif üretim şeklidir.
Daldırma Tipleri
Adi (Basit) Daldırma, Uç Daldırması, Bileşik (Yılankavi) Daldırma, Tepe Daldırması, Hendek daldırma, Hava daldırması şeklinde tipleri vardır.
Özelleşmiş Gövde ve Köklerle Çoğaltma
Gıda maddesini depo eden özelleşmiş bazı organlar bulunmaktadır, bu organlar vegetatif çoğaltma için kullanılabilirler. Depo organları çeşitleri şu şekildedir.
Soğanlar: Köklerin gelişme noktası olan ve ana yüzeyi oluşturan bazal tabakanın üzerinde sıkışmış görünümdeki etli pul yapraklarının üst üste dizilmesiyle oluşmuş bir gövde ekseninden ibaret özelleşmiş toprak altı organlarıdır. Tunikli (kabuklu) ve Tuniksiz (kabuksuz) olmak üzere iki türü vardır. Yumrular: Yedek besin maddelerinin depolanması ile irileşmiş olan toprak altı gövdesinin uç kısmıdır.
Kormlar (Corm=Soğanımsı gövde): Gövde ekseninin kuru pul benzeri yapraklar ile kaplanmış, kalınlaşıp etli yapı kazanmış dip kısmıdır.
Rizomlar: Toprak altında veya toprak yüzeyinde toprağa paralel olarak büyüyen az çok silindirik zengin besin maddelerini depolamış olan yatay bir gövdedir.
Ayırarak Çoğaltma
Tek bir bitkiyi, birkaç tane tek başına yaşayabilecek yeni bitki parçalarına ayırma işlemidir.
Kollarla Çoğaltma
Örneğin çilek (Fragaria), yayılarak geliştirdiği kolların toprağa değdiği yerlerinde kök ve sürgün oluşturarak yeni bitkiciklerini oluşturması şeklindedir.
Doku Kültürü ile Çoğaltım
Bitkilerin sahip olduğu bir doku parçasından, hatta hücreden tam bir yeni bitki oluşturabilme yeteneği (totipotensi) sayesinde doku kültürleri geliştirilebilir.
Doku kültürünü oluşturan bileşenler:
- Bitkiden ayrılmış (izole edilmiş) herhangi bir doku parçası veya organ,
- Yapay olarak hazırlanmış besin ortamı,
- Mikroplardan arındırılmış steril koşullar, yerler ve malzemeler,
- İklim koşulları ayarlanmış kontrollü yetiştirme odaları,
- Dış koşullara aktarma aşamasında gerekli olan sera veya benzeri kapalı alanlar.
Doku kültürü yönteminin sağladığı bazı önemli avantajlar:
- Virüsten arındırılmış bitki elde etmek
- Çoğaltım katsayısını yükseltmek
- Klasik vegetatif çoğaltım yöntemleriyle çoğaltılması zor olan bitki türlerini çoğaltmak
- Bitkilerin ülkeler arasında taşınması ve ticareti sırasında hastalık ve zararlılar bakımından karantina zincirinin devamını sağlamak.
Doku kültürü ile çoğaltmanın aşamaları şöyledir:
- Başlangıç (ilk geliştirme veya kurulum) aşaması: Bitki materyalinin alınması, besin ortamlarının hazırlanması ve dokuların besin ortamına dikilmesidir.
- Sürgün çoğaltma (kardeşlenme, proliferasyon) aşaması: Her bir sürgün veya mikro-çelikten, en fazla sayıda yeni sağlıklı sürgün elde etme aşamasıdır.
- Köklendirme aşaması: Sürgünler, oksin hormonu içeren ortamlara aktarıldıklarında köklenme için uyarılırlar. Bitki türü ve çeşidine göre en uygun büyüme düzenleyici cinsi ve dozu ayarlanmalıdır.
- Dış koşullara aktarma (aklimatizasyon) aşaması: Yapay besin ortamlarında ve kontrollü iklim odalarında tüp ve cam kapların içinde yetiştirilen bitkilerin normal atmosfer koşullarına uyum sağlamaları ve toprağa aktarılmaları, en kritik aşamalardan birisidir.