aofsoru.com

Bahçe Tarımı 1 Dersi 3. Ünite Özet

Bahçe Bitkilerinin Ekolojik İstekleri

Ekoloji

Bir bölgenin iklim ve toprak koşulları ile yer ve yöneyinden oluşan tüm çevresel faktörlere ekoloji denir.

İklim

Yeryüzündeki atmosferik olayların değişimini inceleyen, ortalama değerler olarak ifade eden ve iklim faktörleri ile ilgili bilimsel çalışmalar yapan bilim dalıdır.

Sıcaklık

Bitkilerin yeryüzünde yayılımını ve bir bölgede verimli bir şekilde yetiştiriciliğinin yapılmasını sınırlayan en önemli iklim faktörüdür. Herhangi bir bitki tür veya çeşidinim bir bölgede belli bir gelişme dönemini tamamlaması için sınır olarak kabul edilen temel sıcaklık temel alınarak bu derecenin üzerindeki günlük sıcaklık dereceleri toplamına etkili sıcaklık toplamı isteği denir.

Optimum Sıcaklık bitki tür veya çeşitlerinin içinde bulunduğu her bir yaşamsal evreye göre ihtiyaç duyduğu ideal sıcaklık derecesidir. Bitkilerin gelişme dönemlerinde gece ve gündüz sıcaklık derecelerindeki farklar da önemlidir. Düşük sıcaklıkların yararlı etkileri soğuklama katlama ve vernalizasyon olarak adlandırılır.

Soğuklama isteği, bir bitkinin dinlenmesinin kırılması için gerekli olan +7 °C’nin altındaki sıcaklıklarda geçen sürenin saat olarak toplamıdır. Katlama, meyve çekirdeklerinin ve bazı tohumların dinlenmelerinin kırılarak çimlenebilmeleri için nemli kum vb. içerisinde belli süre düşük sıcaklıkta bekletilmeleri işlemidir. Vernalizasyon, bazı kışlık sebze türlerinin vegetatif gelişme döneminden generatif gelişme dönemine geçişi için, tohum veya fide dönemlerinde belirli sürelerle (4-8 hafta) düşük sıcaklığa (4-10 °C) maruz bırakılmaları işlemidir.

Düşük sıcaklığın hücre içi organizasyonun bozulmasına yol açmaktadır. Ayrıca bitkinin içerisinde bulunduğu gelişme dönemi bitkinin dondan zararlanma derecesine önemli oranda etki etmektedir.

Kış soğuklarından korunmak için alınması gereken önlemler şu şekildedir:

  • Kış soğuklarının etkili olduğu bölgelerde, soğuğa dayanıklı türlerin yetiştirmek
  • Kış aylarında aşırı azotlu gübreleme yapmamak.
  • Kışa girerken aşırı sulama yapmamak.
  • Fosforlu ve potasyumlu gübrelerle bitkilerin soğuk toleransını arttırmak
  • Malçlama yapmak ve bitkileri örtü altına almak.

İlkbahar Geç Donları:

  • İlkbahar geç donlarının görüldüğü yerlerde geç çiçek açan türlerin yetiştirilmesi.
  • Meyve bahçeleri ve bağların, vadi ve çukur alanlar yerine eğimli arazilere kurulması.
  • Bahçe tesisinde sıraların, soğuk havanın akıp gidebileceği şekilde oluşturulması
  • Ağaçlara terbiye sistemi uygulanırken alçak yerine, yüksekten taçlandırma tercih edilmesi.
  • Kış budamasının özellikle bağlarda nispeten geç yapılarak uyanmanın geciktirilmesi.
  • Don olayının olduğu zamanlarda meyve bahçeleri ve bağlarda ateş yakılması, dumanlama, sisleme ve yağmurlama yapılması ve havayı karıştıran mekanik pervanelerin kullanılması.
  • Don tehlikesi geçene kadar bitkilerin örtü altına alınması. Sonbahar Erken Donları, sonbahar aylarında hava sıcaklığının ani olarak kış soğukları seviyesine düşmesi ile ortaya çıkan hava olayıdır. Transpirasyon, yüksek sıcaklık, kuru hava, rüzgâr gibi faktörlerin etkisiyle bitkilerin yapraklarındaki stoma açıklıklarından terleme yoluyla su kaybı olayıdır.

Işık

Bitkilerin büyüme ve gelişimlerinde hormon, enzim ve proteinlerin sentezinde ışığın rolü vardır. Bazı bahçe bitkilerinde ise, yetiştiricilik için ışık gerekli olsa da bitkilerin tüketilen kısımlarının beyaz veya beyaza yakın renkler olması istendiğinden bu kısımların ışık alması engellenerek etiyollefltirme uygulaması yapılmaktadır. Işığın bitkiler üzerindeki etkilerinde ışığın kalitesi, ışığın yoğunluğu (ışık entansitesi) ve ışıklanma süresi (fotoperiyod)önemlidir. Bitkilerin günlük olarak ihtiyaç duydukları ışıklanma süresi fotoperiyod; bitkilerin ışıklanma süresine gösterdikleri tepki ise fotoperiyodizm olarak adlandırılmaktadır.

Nem

Yetiştiricilikte nem faktörü denildiğinde hava nemi ve toprak nemi olmak üzere iki yönlü etki söz konusudur. Bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılan yerde en uygun hava oransal neminin % 60-70 arasında olması istenir.

H a va neminin düşük olduğu koşullarda ortaya çıkan olumsuzluklar şu şekildedir:

  • Nemin düşük olduğu kuru havalarda bitkiden transpirasyon yoluyla su kaybı fazla olur.
  • Bitkilerin yaprak ve sürgün gibi yeşil aksamlarında solgunluk ve solma görülür.
  • Bitkilerin çiçeklenme döneminde çiçek tozlarının canlılığında düşüş, dişicik tepesinde kuruma ve dişicik borusunda polen çimlenmesinin engellenmesi gibi nedenlerle tozlanma ve döllenmede sorunlar yaşanabilir ve verim düşer.
  • Bitki eğer meyveli dönemde ise, bitki bünyesindeki su kaybının karşılanamaması durumunda meyvelerde büzüşme, koflaşma, renklenmede sorunlar görülebilir.
  • Sebzelerin kaba ve lifli yapıda olmasına ayrıca, tat ve aroma maddelerince fakir olmasına neden olabilir.

Hava neminin yüksek olduğu durumlarda ortaya çıkan olumsuzluklar ise, şu şekildedir:

  • Özellikle külleme, mildiyö ve dip çürüklüğü gibi fungal (mantari) hastalıklarda artış görülür.
  • Bitkilerde terleme azalacağından köklerle su alımı dolayısıyla da besin maddesi alımı azalır.
  • Büyüme ve gelişme yavaşlar.

Toprak neminin azlığı durumunu değerlendirecek olursak ortaya çıkan olumsuzlukları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Tohumun çimlenebilmesinde toprak nemi olmazsa olmaz koşulların başında geldiğinden yetersiz nem tohum çimlenmesini engellemektedir.
  • Bitkilerin topraktan besin maddelerini alımında önemli rolü olan saçak kökler gelişemez ve böylece bitkiler topraktan besin maddelerini yeterince alamazlar.
  • Bitkilerde susuzluk, solgunluk, sararma ve ileri durumlarda özellikle otsu bitkilerde ölümler görülmektedir.
  • Tomurcuk dönemindeki anormalliklere; zayıf gelişmelere neden olmaktadır.
  • Meyvelerin iriliğini, şeklini, rengini ve kalitesini olumsuz etkiler.

Toprak neminin fazlalığının olumsuz etkileri ise şu şekildedir:

  • İlkbaharla birlikte uyanmayı takiben hızlı bir yağışlarla birlikte toprak neminin yüksek olması istenir. Ancak çiçeklenme dönemine rastlayan yağışlar meyve tutumuna engel olmaktadır.
  • Kar ve dolu şeklinde olan şiddetli yağışlar mekanik zararlanmalara neden olmaktadır.
  • Aşırı nemden dolayı kökler boğularak su büyüme ve gelişme engellenir.
  • Aşırı nemden dolayı havasız kalan toprakta yaşayan küçük canlıların faaliyeti engellenir.
  • Toprak kökenli hastalık etmenlerinin artmasına neden olur.

Rüzgâr

Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde iklim faktörlerinden birisi olan rüzgârın etkileri öncelikle hızına bağlıdır.

Hafif (2-5 m/s hızla) esen rüzgârlar yetiştiricilikte yararlı olarak bilinmekte olup bu tip rüzgârların yararlı etkileri şu şekilde özetlenebilir:

  • Bitkilerde terlemeyi artırarak bitki büyüme ve gelişmesine olumlu yönde etki yapar.
  • Çiçeklenme döneminde özellikle rüzgârla tozlanan bahçe bitkilerinde çiçek tozlarının taşınmasına yardımcı olarak tozlanmayı ve meyve tutumunu arttırmaktadır.
  • Özellikle meyve olgunlaşma döneminde bazı bölgelerde esen nemli rüzgârlar hava nemini yükselterek meyve kalitesini arttırırlar.
  • İlkbahar aylarında özellikle Akdeniz gibi erkenci bölgelerde esen ılık rüzgârlar havanın ısınmasına neden olarak erkenciliği teşvik eder.

Özellikle 10 m/s ve yüksek hızla esen rüzgârlar bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir.

  • Bitkilerde dalların ve genç sürgünlerin kırılmalarına neden olur.
  • Çiçek ve küçük meyve dökümlerine neden olur.
  • Hızlı esen sıcak rüzgârlar terlemeyi arttırarak bitkilerin aşırı su kaybetmesine neden olur.
  • Yine hızlı esen sıcak rüzgârlar çiçek tozlarının canlılıklarını olumsuz etkiler.
  • Dişicik tepesinin kurumasına neden olup tozlanma engellenir ve meyve tutumu azalır.
  • Hızlı esen soğuk rüzgârlar ise, çiçek ve meyvelerde donmaya varan soğuk zararı oluşturur.

Alınacak bazı tedbirlerle, hızlı esen rüzgârların bahçe bitkileri yetiştiriciliğindeki zararlı etkilerini azaltmak mümkündür:

  • Fidanların aşı noktalarının bölgedeki hâkim rüzgârların yönüne doğru dikilmesine dikkat edilmelidir.
  • Dikim sırasında fidanların yanına destek çubukları konularak fidanların bunlara tutturulmalıdır.
  • Bahçelerin etrafına, özellikle de rüzgârın etkili olduğu yöne, rüzgâr kıran görevi görebilecek hızlı büyüyen, yüksek boylu ağaçların dikilmesi etkili olmaktadır.
  • Hızla esen sıcak rüzgârların etkisini azaltmak için ise, bitkilerde terlemeyi azaltan maddeler, püskürtme yoluyla uygulanabilmektedir.

Yer Ve Yöney

Yer, yetiştiricilik yapılacak olan alanın coğrafi konumunu; yöney ise eğimli bir arazinin baktığı yönü ifade etmektedir. Yer ve yöney seçiminde belirleyici faktörlerin en önemlisi yetiştirilecek bahçe bitkisinin türüdür. Bunun temeli, her yönün güneşlenme ve ışıklanma potansiyelinin ve hava hareketinin aynı olmamasına ve bu durumun bitkileri yetişme dönemlerine göre farklı etkilemesine dayanmaktadır.

Toprak

Toprak, bitkilerin yetiştiği ortam olmanın ötesinde yapısı sürekli değişen fiziksel, kimyasal ve biyolojik açıdan her üç özelliği de bünyesinde bulunduran bir sistemdir. Toprağın bitkiler açısından işlevlerini yerine getirmesinde toprağın fiziksel yapısı, taban suyu seviyesi, pH’ı, tuzluluk durumu, besin maddesi içeriği ve toprak yorgunluğu gibi faktörler etkilidir.

Toprağın Fiziksel Yapısı

Toprağın fiziksel yapısı denildiğinde toprakta bulunan parçacıkların irilikleri ile taş, kum, çakıl ve kil bulundurma oranları dikkate alınmakta ve topraklar buna göre isimlendirilmektedir.

Toprağın Derinliği ve Taban Suyu

Bitkilerin kök yapılarının oluşmasında bitki türünün kendine özgü özelliklerinin yanı sıra toprak derinliği de önem kazanmaktadır. Özellikle çok yıllık odunsu bitkilerin pek çoğu derine gidebilen (5 m’ye kadar) kazık kök yapısına sahip olduğundan iyi bir büyüme ve gelişme için topraktaki geçirimsiz katmanın ve taban suyu seviyesinin düşük olması istenir.

Toprak pH’sı

Toprak pH’ı (toprak reaksiyonu): Toprağın asitlik ve alkali olma durumunu ifade etmektedir.

Toprak Tuzluluğu

Aşırı ve yanlış gübrelemeler, aşırı sulamalar, tuzlu yer altı sularıyla sulama yapılması ve kötü drenaj gibi nedenlerle topraktaki sodyum, klor, sülfat ve karbonat iyonlarının birikimidir.

Tuzluluk sorunu olan topraklarda alınacak tedbirler şu şekildedir:

  • Tuzlu topraklar, organik gübreleme yapılarak ıslah edilmeye çalışılabilir.
  • Sadece gerektiği kadar sulama yapılmalıdır.
  • Örtü altı tarımında sera toprağının tuzlanan en üst katmanı (yaklaşık 5 cm derinliğinde) uzaklaştırılıp yerine daha iyi kalitede toprak eklenebilir.
  • Aşırı tuzlu topraklarda topraksız yetiştiricilik yöntemi uygulanabilir.
  • Drenaj kanalları açılarak toprağın bol su ile yıkanması sonucu tuzun da topraktan uzaklaştırılması sağlanabilir.
  • Genetik olarak tuza toleransı yüksek bitki tür ve çeşitleri yetiştirilebilir.

Toprağın Besin Maddesi İçeriği ve Toprak Yorgunluğu

Toprağın verimsizleşebilmektedir. Kirleşme teorisi, uzun yıllar belli bir yerde aynı bitki türünün yetiştirilmesi sonucu tercihen belli besin elementlerinin bitki tarafından daha fazla kullanılması ve böylece bunların toprakta şiddetli olarak eksikliğinin oluşması sonucu toprakta besin elementlerinin dengesinin bozulması şeklinde açıklanmaktadır. Toksin teorisi, bazı bitkilerin yetişme dönemleri boyunca salgıladıkları bazı maddeleri toprağa salmaları ve uzun yıllar bu bitkilerin yetiştirilmeleri durumunda bu maddelerin toprakta birikerek toksik seviyeye ulaşması veya toprakta kalan bitki artıklarının parçalanarak toksik maddelere dönüşmesi ile açıklanmaktadır. Mikroorganizmalar teorisi ise bu durumu, bir bitkinin bir yerde uzun yıllar yetiştirilmesi sonucu topraktaki bazı mikroorganizmaların uyarılarak miktarının artması, bazılarının ise azalması sonucu toprağın mikroorganizma dengesinin bozulması ile açıklar. Toprak yorgunluğunun giderilmesi için, bu şekildeki bahçeler sökülerek arazide birkaç yıl tarla tarımı yapılması önerilmektedir. Ancak zorunlu hallerde arazi sürekli kullanılmak durumunda ise parsellerdeki bitki türlerinin yerleri değiştirilebilir. Yetişme dönemleri ve iklim koşulları elverdiği sürece sebze türleri arasında dönüşümlü yetiştiricilik yapılması etkilidir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email