Türk Tiyatrosu Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Dram Sanatı Ve Tiyatro Sanatı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Dram sanatı tarihi içinde, üçüncü olarak ortaya çıkan dramatik sanat dalı nedir?
17. yüzyıla kadar, dram sanatının iki temel biçimi egemendi. Bunlardan biri tiyatro, öteki ise dramatik danstı. Her ikisinin de kendi içinde çeşitleri, farklı görünümleri vardı. Görünümleri (mimden köy seyirlik oyunlarına kadar uzanan), ülkeden ülkeye kültürden kültüre değişiklikler gösteriyordu. Dram sanatı tarihi içinde, üçüncü olarak ortaya çıkan dramatik sanat dalı operadır.
17. yüzyıla kadar dram sanatı kaç kategori altında toplanmıştır ve bunlar nelerdir?
17. yüzyıla kadar, dram sanatının iki temel biçimi egemendi. Bunlardan biri tiyatro, öteki ise dramatik danstı. Her ikisinin de kendi içinde çeşitleri, farklı görünümleri vardı. Görünümleri (mimden köy seyirlik oyunlarına kadar uzanan), ülkeden ülkeye kültürden kültüre değişiklikler gösteriyordu.
Dram sanatı tarihi içinde, üçüncü olarak ortaya çıkan dramatik sanat dalı olan operanın ilk örneği ve özellikleri nelerdir?
Dram sanatı tarihi içinde, üçüncü olarak ortaya çıkan dramatik sanat dalı operadır. İlk opera, 1594’te, İtalya’da yazılmış ve sahnelenmiştir. “Dafne” adını taşıyan bu operanın librettosu Ottavio Rimuccini ve Giulio Geccini tarafından yazılmış, müziği ise Jacopo Peri tarafından bestelenmiştir. “Dafne” adını taşıyan ilk opera yapıtında diyaloglar ve koro parçaları, sadece diyaloğun dramatik etkisini arttırmak amacıyla, müzik eşliğinde ezgili ve resitatif (anlatısal) olarak söyleniyordu.
modern anlamda balenin doğuşu hangi esere dayandırılmaktadır?
Balenin ortaya çıkışı çok eskilere, hatta İ.Ö. 5. yüzyıla kadar dayandırılıyor ve Roma dönemindeki pandomimde, öykü anlatmasından dolayı balenin atası sayılabilecek bir danstan sözediliyorsa da, modern anlamda balenin doğuşu, Jean Georges Noverre’in, 1760 yılında yayımladığı, öykü anlatımına dayanan dansı içeren, “Letters on the Dance and Ballet” eserine dayandırılmaktadır.
ilk sinema örneği ne zaman ve hangi tür ile başlamış olarak kabul edilmektedir?
Yüz yılı henüz yeni aşmış olan, kısa tarihine rağmen, dram sanatının önemli ve etkili temsilcilerinden biri de sinemadır. Sinema, 1895 yılında, Lumière’in ilk belgesel filmleriyle başlar. Daha sonra, 1897’de, George Meliès ile sürer. (Vincenti, 1993; 22) Günümüzde, dev bir sektör haline gelen sinemanın önemli bir bölümünü öykülü, kurmaca filmler oluşturmakta, böylece sinema, dram sanatı içinde önemli bir yer tutmaktadır. Çizgi filmleri, belgeseller içinde yer alan dramatik bölümleri de bu kapsamda değelendirmek gerekir.
Sinemanın keşfinden sonra, dram sanatı açısından önemli olan bir araç olan televizyonda ilk drama yayımlama girişimi ne zaman olmuştur?
Sinemanın keşfinden sonra, dram sanatı açısından önemli olan bir araç daha bulundu. Bu da televizyondu. Televizyonda ilk drama yayımlama girişimi 11 Eylül 1928’de, Amerika’da gerçekleştirildi. BBC’nin, 30 Mart 1930’da başlattığı deneme yayınlarının ardından, ilk drama yayını aynı yılın Temmuz ayında, Pirandello’nun “Ağzı Çiçekli Adam” la oldu.
Hıristiyanlığın ortaya çıkışıyla birlikte dram sanatının o dönemdeki temsilcisi olan tiyatroya karşı tutum nasıl olmuştur?
Hıristiyanlığın ortaya çıkışıyla birlikte dram sanatının o dönemdeki temsilcisi olan tiyatro önce yasaklanmış, sonra dramın etkili bir yöntem olduğu keşfedilmiş, dinsel öykülerin dramatize edilerek, okuma yazma bilmeyen halka, dinin etkili olarak anlatılmasında kullanılmıştır. İncil’deki öykülerle İsa’nın yaşamını ele alan “mysterium”lar (yalvaç oyunu) canlandırılıyordu. Bazı vaazlarsa canlı tablolarla gösteriliyordu. Öte yandan, 16.yüzyıldan başlayarak, günlük hayat içinde, noel törenlerinde ve karnavallarda, dramatik özellikteki şakaların yapıldığını, oyunların oynandığını kaynaklardan öğreniyoruz. Dramın bu dönemde, Latince öğrenmede ya da konuşma alıştırmalarında da kullanıldığını artık biliyoruz.
Günümüzde de, eğitimcileri-öğreticileri, dramı öğretimde kullanmaya itmiş olan özellikleri nelerdir?
Dramda her şeyin somut olarak sunulması, böylece, benzerlik, ayrım ve çelişkilerin daha çarpıcı olarak ortaya konması, daha kolay alımlanması ve görsel belleğin daha güçlü olması, günümüzde de, eğitimcileri-öğreticileri, dramı öğretimde kullanmaya itmiştir.
Yaratıcı drama nedir?
Dramın, yaratıcılıkta, kendini ve toplumu tanımada, içinde yaşadığı toplumla arasındaki ilişkiyi saptamada, birey olarak ait olduğu toplumla arasındaki dengeyi kurmada, ileşitişim kurma ve kurduğu iletişimi güçlendirmede, yaratıcılıkta, tutum, davranış edinmede ve onları değiştirmede, kullanılmasına yaratıcı drama denmektedir.
“Yaratıcı Drama” olarak adlandırılan disiplin ve yöntemle ne hedeflenmektedir?
“Yaratıcı Drama” olarak adlandırılan bu disiplin ve yöntemle, bir grup içinde yer alan kişilerin duygu, düşünce, tutum, davranış ve sorunları, dramatize edilerek irdelenmektedir. Dram, bir yöntem olarak kullanılarak, duygu ve düşüncelerin daha iyi ifade edilmesine, tutum ve davranışların anlaşılmasına ya da değişikliğe uğratılmasına, sorunların saptanmasına ve yaratıcı çözümlerin aranıp bulunmasına katkıda bulunmaktadır.
Genel olarak dramın kaynağı birbirinden kolay koparılamayacak ve birbirini tamamlayan beş ana nedene dayandırılmaktadır, bunlar nelerdir?
Genel olarak dramın kaynağı birbirinden kolay koparılamayacak ve birbirini tamamlayan beş ana nedene dayandırılmaktadır. Bunlardan biri “büyü”, ikincisi “çalışma”, üçüncüsü “iletişim”, dördüncüsü öykü anlatılıcılığı ve oyun oynama içgüdüsü, beşincisi ise, tartımlı dans ve müziktir.
Dram sanatının ağırlıklı olarak nerden doğduğu egemen bir görüş olarak karşımıza çıkmaktadır?
Dram sanatının ağırlıklı olarak “büyüden”, büyü amaçlı ritüellerden ve mitoslardan doğduğu egemen bir görüş olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anlatı nedir?
Anlatı en genel anlamıyla, anlamlı ve bağlantılı bir dizi olayın temsilidir.
Bütün anlatılarda yer alan dört temel öğe nelerdir?
Bütün anlatılarda, dört temel öğe olan, kişi, uzam, zaman ve eylemlerin olması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
“dramatik sanatlar”ın temelini oluşturan Dramatik Anlatı nedir?
Dramatik anlatı, birbirinden kopartılmış, farklı kurumlar içine alınmış, birbiriyle ilişkisiz gibi duran, “dramatik sanatlar”ın temelidir. Temellerinde bulunan “anlatı”nın benzer bir biçimde kullanımı bu sanatları birbirleriyle olan derin akrabalık ilişkisini ortaya koymaktadır. Bu sanatları, tiyatro, opera, anlatısal-kurmaca sinema filmi, televizyon dizisi, radyo oyunu, kukla oyunu, gölge oyunu, mim, çizgi film, skeçler, bazı dramatik reklamlar, bazı videoklipler,... oluşturmaktadır. Hepsinin temelinde “anlatı” vardır ve anlatılardaki temel öğeler bu sanatlarda aşağıda açıklayacağımız biçimde kullanılmaktır.
Dram Sanatı ve özellikleri nelerdir?
Dram Sanatı: Kişi, uzam, zaman ve eylemler içeren anlatıların, “sen-ben” ilişkisi içinde, “şimdi” ve “burada”lık duygusu yaratacak biçimde, içinde yer aldığı araca göre farklı biçimlerde yansılanarak oluşan, tiyatro, opera, bale, kurmaca sinema filmi, kukla oyunu, radyo oyunu, gölge oyunu gibi sanatları içeren sanatın genel adıdır. Bu bilgilerin ışığında, yazınsal anlatı ile dramatik anlatı, sahip oldukları temel öğelerin kullanım farklılıklarından dolayı şöyle bir karşıtlık bağıntısı içinde yan yana gelmektedirler. Dram sanatı şemsiyesi altında yer alan sanatların ise, bu temel üzerinden, içinde yer aldıkları araca göre farklı tanımlarını yapmak mümkündür. Bunlardan, bu çalışmada üzerinde yoğun olarak durduğumuz tiyatronun tanımını söyle yapabiliriz.
Kişi, uzam, zaman ve eylemler içeren anlatıların, “sen-ben” ilişkisi içinde, “şimdi” ve “burada”lık duygusu yaratacak biçimde, sahnede ya da sahne yerine geçecek bir alanda, oyuncu, kukla, gölge veya çeşitli nesneler kullanılarak, yansılama yoluyla oluşan, seyircisiyle buluştuğunda varolan ve her buluşmada yeniden yaratılan sanata ne ad verilir?
Tiyatro: Kişi, uzam, zaman ve eylemler içeren anlatıların, “sen-ben” ilişkisi içinde, “şimdi” ve “burada”lık duygusu yaratacak biçimde, sahnede ya da sahne yerine geçecek bir alanda, oyuncu, kukla, gölge veya çeşitli nesneler kullanılarak, yansılama yoluyla oluşan, seyircisiyle buluştuğunda varolan ve her buluşmada yeniden yaratılan sanata tiyatro denir.
Yazınsal anlatının özellikleri nelerdir?
Yazınsal anlatının tek anlatım aracı, sözcüklerdir (kelimeler). Bu alanda yer alan sanatlar (öykü, roman, fıkra, epik şiir) kişileri, bir anlatıcının (yazarın ya da başka bir anlatıcının) ağzından, daha çok “o, onlar” diye aktarmaktadır. Uzam, yine anlatıcının tasviriyle (betimlemesi) ortaya konmakta, karşımıza, başka bir yer, “orası” olarak çıkmaktadır. Yazınsal anlatıda zaman ise daha çok geçmiş zaman kipleriyle belirtilmektedir. Dile getirilen eylemler/olaylar, geçmişe yerleştirilerek aktarılmaktadır. Bu aktarmada, olayların olup bitmiş olduğu anlatımla vurgulanmaktadır. Yazınsal anlatı içinde yer alan edim ve eylemlerinse aktarma aracı yine sözcüklerdir. Ne olup bittiği, olaylar arasındaki neden-sonuç bağı sözcüklerle alımlayıcıya (okura) aktarılmaktadır.
Dramatik anlatının özellikleri nelerdir?
Dramatik anlatıda ise, her şey, çeşitli araçlarla (oyuncu, kukla, gölge, çizgi, ses vb.) canlandırılmaktadır. Alımlayıcılar, anlatı içinde yer alan kişilere gözle (tiyatro ve sinemada olduğu gibi) ya da kulakla (radyo oyununda olduğu) gibi tanık olmaktadır. Anlatıcı (yazar, yönetmen) kendini gizlemektedir. Kişiler, “sen-ben” ilişkisi içinde, dayanışmaları, çatışmaları, mücadeleleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bu kişiler bizim yanımızdaymış ya da biz onların yanındaymışız gibi bir illüzyon (yanılsama) yaratmaktadırlar. Uzam, bu kez “burası”na dönüşmektedir. Zamansa, “şimdiki zaman” haliyle karşımıza çıkmaktadır. Sanat yapıtında konu edilen olaylar, ister geçmişte, ister gelecekte geçmiş olsun, hep “şu anda” olup bitiyormuş illüzyonu yaratmaktadır. Eylemlerse, canlandırma yoluyla aktarılmaktadır. Bu canlandırma, tiyatro, sinema, opera ve balede oyuncu, çizgi filmde çizgi, kukla oyununda kukla, gölge oyununda gölge, radyo oyununda ses yoluyla yapılmakta, bunu çeşitli ses ve görüntü efektleri desteklemektedir. Bu canlandırma, sanatsal bir taklit olarak gerçekleştirilrmektedir. Alımlayıcıda “mış gibi” illüzyonu yaratılmaktadır
Dram sanatı içinde yer alan tiyatronunun niteliklerini ve temel özelliklerini açıklayınız.
Kısaca, anlatıların, “sen-ben” ilişkisi içinde, “şimdi” ve “burada”lık duygusu yaratacak biçimde, sahnede ya da sahne yerine geçecek bir alanda, oyuncu, kukla, gölge veya çeşitli nesneler kullanılarak, yansılama yoluyla oluşan, seyircisiyle buluştuğunda varolan ve her buluşmada yeniden yaratılan sanata tiyatro denir.