Dünya Ekonomisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Gelişmekte Olan Ülkeler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ülkelerin geri kalmışlığını gösteren belirtiler nelerdir?
Geri kalmışlığın belirtilerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür
- Bir ülkede okuryazar olmayanların çoğunlukta olması
- Kadının erkekten aşağıda tutulması
- Beslenme yetersizliği
- Sağlığı korumada yetersizlik
- Ulusal ve ekonomik bütünlüğün zayıflığı
- Yapısal işsizlik
- Kişi başına ulusal gelirin düşüklüğü
- Sınırlı bir sanayileşme
- Tarımla uğraşan nüfusun çokluğu
- Şişkin bir hizmet kesimi
- Ekonomik bakımdan kapitalist ülkelere bağımlılık
- Baskıcı siyasal rejimler
- Bozuk gelir dağılımı
Geri kalmışlığın nedenleri nelerdir?
Geri kalmışlığı ülkelere özgü ırk, din, coğrafi konum gibi endojen nedenlere bağlayan görüşler yüzyılımızın başında reddedilmiştir. Lenin geri kalmışlığın nedenini ülkelerin birbirleri ile giriştikleri ilişkilerin bir sonucu olarak görmektedir. Ona göre, hemen hemen bütün geri kalmış ülkeler için geçerli olan tarihsel bir neden günümüzdeki geri kalmışlığın genel çerçevesini çizmektedir. Bu da Batı kapitalizmi ve emperyalizm yani sömürgeciliktir.
Emperyalizm nedir?
Emperyalizm: Bir devletin, sınırlarını genişletmesine, başka ülkeleri gerek siyasi, gerek ekonomik, gerek kültürel kontrolü altına almasına denir.
Coğrafi keşiflerden bu yüzyıla kadar geçen süreç içerisinde kapitalizmi kısaca açıklayınız?
XV. ve XVI. yüzyıllarda büyük coğrafi keşiflerle başlayan Batı sömürgeciliği doğal zenginliklerin ve değerli madenlerin talan edilmesine dayanmaktadır. Kapitalizm daha başından itibaren ulusal sınırları aşıp dünyaya yayılma gereksinimi içinde olan bir ekonomik sistemdir. Üretimin sürdürülebilmesi için ucuz ham maddelerin hiç aksamadan elde edilmesi gerekmektedir. Kârlılığın ve sermaye birikiminin sürekliliği için ise üretilenlerin satılması gerekmektedir. Sürekli ham madde ve pazar gereksinimi içindedir. Bunlara ulaşmak için gerektiğinde silaha sarılmış, I. ve II. Dünya Savaşları gibi paylaşım savaşlarına girişmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlıklarını kazanan sömürge ülkelerle kurulan ekonomik ilişkiler sonucunda ortaya çıkan iş bölümü dünya gelirinin adil dağılımını engellemiştir. Gelişmiş ülkeler yüksek katma değerli sınai malların üretiminde uzmanlaşırken diğerleri ucuz ham madde ve tarımsal üretimde uzmanlaşmışlardır.
Komprador nedir?
Komprador: Marksistler, günümüzde yabancı işletmelerle iş birliği yapan ve ortaklık kuran yerli iş adamlarına ülkedeki iş gücünü yabancılar lehine istismar ettikleri gerekçesiyle komprador adını vermektedirler. Ayrıca hâli vakti iyi, zenginliği diğerlerine göre fazla olan sermaye sahiplerine de komprador denilmektedir.
Burjuvazi'yi tanımlayınız?
Burjuvazi: Ekonomik bakımdan gelişmiş olan ülkelerde ya da endüstri toplumlarında, üretim araçlarıyla, bunların üretimi için gerekli olan ham madde ve araçları, yani makinaları ve fabrikaları mülkiyetlerinde bulunduranların meydana getirdiği
sınıfı tanımlar.
Sosyalizm'i tanımlayınız?
Sosyalizm: (Toplumculuk), üretim ve mübadele araçlarının topluma mal edilmesini öngören doktrinlere verilen addır. Temel olarak, fert yerine toplum öne alınmış, toplumun yararı, ferdin yararından daha önemli sayılmıştır.
Latin Amerika'da ekonomik gerileyişin sebeplerini kısaca açıklayınız?
- İthal ikameci sanayileşme politikası benimsenmiş ve korumacı tedbirlere başvurulmuştur.
- Kurulan sanayilerin uluslararası rekabet gücü kazanmasının gerekleri ihmal edilmiştir.
- Teknolojiyi kurmanın güçlüklerine bağlı olarak, bu tür sanayiler kurulamamış ve ithalata bağımlılık devam etmiştir.
- Gevşek mali politikalar uygulanmış ve dış borçlara giderek daha bağımlı hâle gelinmiştir.
- Sermayeye en fazla ihtiyaç duyulan dönemde sermaye dışarı kaçmış, yabancı kaynaklar kurumuştur.
ABD ve Latin Amerika arasındaki ilişkiyi kısaca özetleyiniz?
ABD ve Latin Amerika ülkeleri arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisi bulunmaktadır. Bu ülkelerdeki borçlanma ABD bankacılık sistemini de tehdit etmektedir. ABD için göz ardı edilemeyecek bir pazar olan Latin Amerika’da ekonominin düzelmesi ABD’nin de işine gelmektedir. Bu ülkelerdeki sosyal, siyasal ve ekonomik problemler yanı başlarındaki ABD’yi rahatsız etmektedir. Latin Amerika’dan kaynaklanan göç potansiyeli ve uyuşturucu ticareti ABD’nin iç huzurunu tehdit etmektedir. Bu nedenle ABD bu bölgeye yardım etme eğilimindedir.
Asya'da ülkeler arasında ekonomik ve teknolojik gelişmişlik düzeyleri arasındaki farklılıklar görülmektedir. Asya ülkelerini teknolojik ve ekonomik gelişmişliklerine göre sınıflayınız?
Bunlar arasında aşağıdaki gibi bir gruplama yapılabilir:
- Japonya dünyanın en büyük finans merkezlerinden birisidir. Askerî harcamaları kısıtlıdır. İleri teknolojiye yatırım yapan ve yeni buluşlar üreten bir devlettir.
- Singapur, Hong Kong, Tayvan ve Güney Kore ihracata dayalı sanayileşme stratejisi ile yeni sanayileşen ülkeler grubunu oluşturmuş ve Asya’nın dört kaplanı ya da ejderhalar gibi sıfatlarla anılır hâle gelmişlerdir.
- Güneydoğu Asya’nın Tayland Malezya ve Endonezya gibi daha büyük ülkeleri özellikle Japon sermayesinden aldıkları itici güçle imalat ve montaj sanayini geliştirmişler ihracattan pay kapma yarışına katılmışlardır.
- Güneydoğu Asya’da yer alan Vietnam, Kamboçya, Kuzey Kore, Miyarmar gibi komünist toplumlar ise bölgedeki gelişmelerin gerisinde kalmışlardır.
Japonya'yı örnek alarak kalkınmayı hedefleyen Asya ülkelerinin dikkate aldıkları ya da almaları gereken hususlar nelerdir?
- Eğitim ve öğrenmeye verilen önemdir.
- Tasarrufların yüksekliği. Uygulanan mâli tedbirler, vergiler, ithalat politikaları hep tasarrufların sanayi yatırımlarına yönelmesini teşvik eder niteliktedir.
- Ekonomik kalkınmayı destekleyen siyasal çevrenin varlığı.
- İthal ikamesine ya da tüketime dayalı politikaların tam tersine kaderlerini ihracata bağlamalarıdır. Döviz kurunu ihracatı teşvik edecek şekilde düşük tutmuşlardır.
- Japonya gibi Batılı olmayan bir gücün ekonomik başarılarının hayranlıkla izlenmesi.
Çin ve Hindistan'ı bölgenin ekonomik dengeleri açısından tartışınız?
Çin ve Hindistan Asya’da üzerinde durulması gereken iki önemli ülkedir. Nüfus çokluğu açısından dünyanın en öndeki ülkeleridir. Bu kalabalık nüfuslardan gelen kalkınma talebinin enerji ve çevre kaynakları üzerindeki etkisi büyüktür. Her iki ülkenin de en önemli problemleri hızlı nüfus artışı, düşük gelir düzeyi ve bozuk gelir dağılımıdır. Bu ülkelerin nüfusunu besleyebilmek için tarıma yatırım yapılmaktadır. Her yıl ekonomilerine katılan milyonlarca işsizi masetmek için sanayi ve hizmet sektörlerine de önem verilmektedir. Ayrıca her iki ülke de yüksek askerî harcamalara katlanmaktadırlar. Nüfusun eğitilmesi konusunda büyük güçlükler çekilmektedir. Her iki ülke de zamana karşı yarış hâlindedir.
Bazı İslam Ülkelerinin geri kalmışlıklarını (Irak, Suriye, Afganistan vs.) ve gerekçelerini kısaca tartışınız?
Bazı gözlemciler İslam âlemindeki insanları uyandırmak ve çağa adapte edebilmek için sadece teknik beceri vermekle sınırlı olmayan aynı zamanda parlamenter rejim söylemine, laik yurttaşlık kültürüne dayanan yoğun bir eğitim programına gereksinim olduğunu ileri sürmektedirler. Ancak bu programın ne dereceye kadar başarılı olacağı da şüphelidir. Çünkü köktendinciliğin güçlü olduğu ülkelerde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar yok sayılmaktadır. Eğitim alma şansları ya sınırlıdır ya da hiç yoktur. Oysa gelişmişlikle, eğitimli kadın nüfus arasındaki yüksek korelasyon pek çok araştırmada ispat edilmiş bir olgudur. Irak’ta kıt eğitim olanakları ile yetiştirilmiş mühendis ve teknisyenlerin bilgileri savaşa hizmet etmek üzere seferber edilmiştir. Mısır’ da ise üniversite mezunları yetersiz iş olanakları nedeni ile eksik istihdamla çalışmaktadır. Bu ülkelerdeki eğitim sonucunda sanayi sektörünü inşa edecek girişimci ruh yaratılamamıştır. Bunda zengin petrol yataklarına sahip olmaktan kaynaklanan garip bir çelişki yatmaktadır. Zaten zengin olan bu insanların kendi becerilerine dayalı bir zenginlik yaratma azmi kırılmaktadır. Girişimci ruha sahip Araplar ise çareyi yabancı ülkelere göç etmekte bulmaktadırlar.
Afrika Kıta'sı ülkelerini mali, sosyal ve siyasi olarak kısaca tartışınız?
Kara Afrika’da yer alan bağımsız ülkelerin büyük çoğunluğu eski İngiliz ve Fransız sömürgeleridir. II. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bu nedenle büyük çoğunluğu genç ulus devletlerdir. Afrika’daki bağımsız ülkelerin sınırları Avrupalılar arasındaki sömürge pazarlıklarına göre çizilmiştir. Bağımsızlıklarını kazanan ülkeler siyasi kurumlarını eski sömürgeci devletlerden kopya etmişlerdir. Ancak demokrasi denemeleri uygun ekonomik ve sosyal koşulların bulunmaması nedeni ile genellikle başarısızlığa uğramaktadır. Tıpkı Latin Amerika gibi sık sık askeri darbeler yaşanmaktadır. Afrika ekonomik ve sosyal anlamda üçüncü dünyanın da üçüncü dünyası olarak tanımlanmaktadır. Pek çok gözlemciye göre Afrika ile tarihin aynı döneminde yaşanıldığına inanmak mümkün değildir. Kıta ile ilgili raporlar son derece karamsar ifadeler kullanmaktadırlar. Afrika’yı insanlar ve çevre bakımından bir felâket bölgesi, ölüm döşeğinde, tamamen kenara itilmiş ve dünyanın geri kalan kısmından dışlanmış olarak tanımlamaktadırlar.
Afrika’nın (siyasi, mali, sosyal vs.) problemlerini açıklayınız?
Afrika’nın problemleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır;
- Verimlilikteki artış nüfus artışından daha yavaştır.
- Borç artarken, borç ödeme kapasitesi hızla düşmektedir.
- Batılı bankacılar kredi vermeye isteksizdir.
- Sanayi üretimi düşüktür.
- Savaşlar, etnik çatışmalar, hükümet darbeleri, siyasal istikrarsızlık kol gezmektedir.
- Yeni devlet yöneticileri diktatörlüğü ya da tek parti yönetimini tercih etmektedir.
- Beşeri kaynaklara, girişimcilik kültürünü geliştirmeye, bilimsel ve teknik araştırmalara yatırım son derece düşüktür.
1980’li yıllarda gelişmekte olan ülkeler arasında geniş kabul gören ekonomi politikalarını Williamson, “Washington Kararları” adını verdiği listede toplamıştır. Williamson’un listesini sıralayınız?
Williamson’un listesini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Mali disiplinin sağlanması
- Kamu harcamalarındaki önceliklerin sağlık, eğitim ve altyapıya yönlendirilmesi
- Vergi tabanının genişletilmesi ve marjinal vergi oranlarının kısılmasını içeren bir vergi reformunun yapılması
- Gerçekçi ve rekabetçi döviz kurları
- Mülkiyet haklarının korunması
- Deregülasyon (Devletin piyasalara müdahale etmemesi)
- Serbest Ticaret
- Özelleştirme
- Doğrudan yabancı yatırımlar karşısındaki engellerin kaldırılması
- Finansal serbestleşme
90'lı yılların ortalarındaki dünya kişi başı gelir dağılımlarını ve ülkeler arsındaki farklılıkları kısaca tartışınız?
1997 yılında kişi başına gelirin dünya ortalaması 5130 dolar olarak hesaplanmıştır. Ancak düşük gelirli ülkelerin kişi başına geliri 350 dolar, gelişmiş ülkelerinki ise 25 bin 700 dolardır. Dolayısı ile en yoksul ile en zengin ülkelerin gelir ortalamaları arasında 73 kat fark bulunmaktadır. 1997 yılında Türkiye’nin 3130 dolarlık kişi başına geliri dünya ortalamasından düşüktür. Dünya sıralamasında 48. ve üst orta gelirli ülkeler grubunun son sırasında yer almaktadır. Gerek dünya ülkeleri arasında gerekse ülkelerin içinde gelir dağılımı bozulmaktadır.
New York’ta yapılan BM Genel Kurulunda sekiz hedef olarak ilan edilen BKH (Binyıl Kalkınma Hedeferi) nelerdir?
2000 yılının Eylül ayında New York’ta yapılan BM Genel Kurulunda sekiz hedef olarak ilan edilen BKH (Binyıl Kalkınma Hedeferi) aşağıda sıralanmaktadır:
1. Açlık ve fakirliğin kökünü kurutmak
2. Temel eğitime evrensel erişim
3. Cinsiyet eşitliği ve kadınların dâhil edilmesi
4. Çocuk ölümlerini azaltmak
5. Anne sağlığını arttırmak
6. HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklarla savaşmak
7. Çevresel sürdürülebilirliğin elde edilmesi
8. Kalkınma için küresel ortaklık geliştirmek
2015 sonrası yeni kalkınma gündemini hayata geçirme aracı olarak 17 “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH)” amaçları nelerdir?
2015 sonrası yeni kalkınma gündemini hayata geçirme aracı olarak 17 “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH)” aşağıdaki gibi belirlenmiştir:
1. Yoksulluğun tüm biçimlerinin her yerde ortadan kaldırılması
2. Açlığın sona erdirilmesi, gıda ve daha iyi beslenme güvencesinin sağlanması; sürdürülebilir tarımın desteklenmesi
3. Sağlıklı yaşamların güvence altına alınması ve her yaşta esenliğin desteklenmesi
4. Kapsayıcı ve eşitlikçi, nitelikli eğitimin güvence altına alınması ve herkes için yaşam boyu öğrenimin desteklenmesi
5. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi
6. Herkes için suyun ve hijyenin erişilebilirliği ve sürdürülebilir yönetiminin güvence altına alınması
7. Herkes için uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjinin güvence altına alınması
8. Kesintisiz, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin, tam ve üretken istihdamın ve herkes için insana yakışır işlerin desteklenmesi
9. Dayanıklı altyapıların inşası, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmenin desteklenmesi ve inovasyonun güçlendirilmesi
10. Ülkeler içinde ve arasında eşitsizliklerin azaltılması
11. Şehirlerin ve insan yerleşimlerinin kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılınması
12. Sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarının güvence altına alınması
13. İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele konusunda acilen eyleme geçilmesi
14. Sürdürülebilir kalkınma için okyanuslar, denizler ve deniz kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı
15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımının korunması, geliştirilmesi ve desteklenmesi, ormanların sürdürülebilir yönetimi, çölleşme ile mücadele, karasal bozulmanın durdurulması ve iyileştirilmesi ve biyo-çeşitlilik kaybının engellenmesi
16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçı ve kapsayıcı toplumların desteklenmesi, herkes için adalete erişimin sağlanması ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumların inşası
17. Uygulama araçlarının güçlendirilmesi ve kalkınma için küresel ortaklığın canlandırılması