Gümrük Mevzuatı Dersi 4. Ünite Özet
Gümrük İşlemlerinde Özellik Taşıyan Konular
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Fikri ve Sınai Hakların Korunması
Fikrî ve sınai haklar, başta hak sahiplerinin menfaatleri olmak üzere kamu sağlığı ve güvenliği, kamu gelirleri, araştırma, geliştirme ve yatırımların desteklenmesi, ticari hayatta istikrar ve güven sağlanması ve dürüst kişilerin haklarının korunmasıyla yakından ilgilidir.
Genel Olarak Fikri ve Sınai Haklar ve İlgili Düzenlemeler
Dünya Fikrî Haklar Örgütü (World Intellectual Property Organization-WIPO) himayesinde yapılan çalışmalarda fikrî haklar altında sınai haklar a ve telif hakkı na yer verilmekte ve telif hakları da eser sahibinin hakları ile eser sahibinin haklarıyla bağlantılı haklar şeklinde ikiye ayırmaktadır. Bu ayrımda sınai haklar; marka, patent, tasarım, faydalı model ve coğrafi işaretler, entegre devre topografyası, yenilikçi bitki ıslahı gibi özgün unsurların ilk sahipleri veya uygulayıcıları adına tescili üzerine eşya üzerinde, üreticisinin veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak şekilde yer almasını ve bu eşyayı üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan haklardır. Telif hakları, eserin oluşturulması ve alenileştirilmesiyle kendiliğinden doğmaktadır. Bu nedenle sınai hakların aksine, fikrî hakların korunmasında tescile gerek yoktur.
Patent: Belirli bir yerde ve sürede; buluşun üçüncü kişiler tarafından üretilememesi, satılamaması, kullanılamaması ve ithal edilememesini temin eden geçici bir tekel hakkıdır. Yirmi yıl süreyle koruma altındadır. Faydalı Model: Ülkesel ve küresel seviyede öncekine göre yenilik taşıyan ve sanayiye uygulanabilen buluşların, belirli bir süre sahibine üretim ve pazarlama tekeli sağlayan hakkıdır. On yıl süreyle koruma altındadır. Marka: Bir kişiye ait mal ve hizmetleri, başka kişilere ait mal ve hizmetlerden ayırmaya yarayan sözcük, şekil, harf, sayı veya eşyanın şekli ya da ambalajı şeklindeki göstergelerdir. On yıl koruma altındadır ve bu süre tekrarlanabilir. Endüstriyel Tasarım: Bir eşyanın tamamına ya da belirli bir kısmına ait çizgiler, şekiller, renkler, biçimler, dokular ya da süslemeler gibi duyusal olarak algılanabilen unsurlarının meydana getirdiği görsel şeklidir. Beş yılda bir tekrarlanmak üzere toplam yirmi beş yıl koruma altındadır. Coğrafi İşaret: Belirli bir yörede ya da bölgede ün salmış ve o yöre ya da bölgeyle özdeşleşmiş eşyaya ilişkin göstergelerdir. Yenilenmek şartıyla sınırsız süre koruma altındadır. Entegre Devre Topografyası: Ticari satış amacıyla üretilen, elektronik devre oluşturan ve bunların dizilişini gösteren, en az bir aktif elemanı olan bağlantılı unsurların bir kısmının ya da tamamının bir yüzeyde bir araya getirilmiş ara veya son şeklidir. On yıl koruma altındadır. Yenilikçi Bitki Islahı: Bitkilerin biyolojik ve genetik yapısının değiştirilerek yeni veya farklı bitki elde etmek amacıyla yapılan ıslahtır. Yirmi beş (ağaç, asma, patates için otuz) yıl koruma altındadır.
Sınai Mülkiyetin Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi, WIPO Kuruluş Anlaşması ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPs) ile Avrupa Birliği kaynaklı mevzuatta fikrî ve sınai hakların korunmasına ilişkin hüküm bulunmaktadır.
Sınai Mülkiyetin Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi’nde, kapsamına aldığı sınai haklar için “milli muamele” ve “rüçhan hakkı” olmak üzere iki temel ilke kabul edilmiştir. Türkiye, 14.8.1975 tarihli 7/10540 saylı Bakanlar Kurulu Kararıyla uygun bulunması üzerine 12.5.1976’da WIPO’ya üye olmuştur.
TRIPs, fikri ve sınai hakların ihlal edilmesi halinde uygulanabilecek, gümrüklerde el koyma ve imha işlemlerine ilişkin çerçeve kuralları düzenlemesi nedeniyle önemlidir. Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü’nün kuruluş aşamasında TRIPs’e taraf olmuş ve 2000’den itibaren uygulamaya başlamıştır.
Türk hukukunda genel olarak fikrî haklar Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK); sınai haklar ise Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ve Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanunla (EDTK); gümrük işlemleriyle bağlantılı fikrî ve sınai hakların korunması ise Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğiyle düzenlenmiştir.
Fikrî ve sınai hakların “milletlerarası alanda” korunması amacıyla, diğer bir ifadeyle bu hakların ihlali halinde uygulanması öngörülen düzenlemeler, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğidir. Gümrük Yönetmeliğinde fikrî ve sınai hakları ihlal eder nitelikteki eşya, sahte eşya ve korsan eşya şeklinde tanımlanmıştır. Bu eşyayla birlikte veya ayrı olarak aynı koşullarda gümrüğe sunulan logo, etiket, stiker, broşür, kullanım kılavuzu, garanti belgesi, ambalaj malzemesi gibi her türlü marka simge de sahte kabul edilmektedir.
Fikrî ve Sınai Mülkiyet Haklarını Korunmasına İlişkin Gümrük İşlemleri
Gümrük Kanununa göre fikrî ve sınai haklar mevzuatı çerçevesinde koruma altına alınan hakların ihlali halinde eşyanın alıkonulması veya gümrük işlemlerinin durdurulmasına yönelik gümrük işlemleri, başvuru nedeniyle veya re’sen (kendiliğinden) tespit edilmesi şeklindeki iki gerekçeyle yerine getirilmektedir. İlk olarak hak sahibinin veya temsilcisinin ihlallere ilişkin yaptığı yazılı başvuru üzerine gümrük idaresi harekete geçmektedir. Başvuru üzerine, gümrük idaresinin kayıtlarına girdiği tarihten itibaren otuz iş günü içinde bu başvuru incelenerek sonucu başvurana bildirilmektedir. İkinci olarak gümrük idaresi, böyle bir başvuru olmasa da eşyanın fikrî ve sınai mülkiyet haklarını ihlal ettiğine dair açık delillere ulaşması halinde, re’sen (kendiliğinden) harekete geçerek, hak sahibinin geçerli bir başvuruda bulunabilmesi için eşyayı üç iş günü süresince alıkoyabilmekte ve gümrük işlemlerini durdurulabilmektedir. Bu durumda gümrük idaresi, hak sahibi veya temsilcisi ile beyan sahibi veya eşyanın zilyedine eşyanın alıkonulduğunu veya gümrük işlemlerinin durdurulduğunu takip eden ilk iş günü içerisinde bildirmektedir. Belirtilen kişiler ise kararın tebliğinden itibaren, çabuk bozulabilir eşya için üç iş günü, diğer eşya için on (mazeret sebeplerinin varlığı ve gümrük idaresince kabulü üzerine ilave on) iş günü içinde ihtiyati tedbir kararı alması ve ihtiyati tedbir kararının alındığı tarihten itibaren de on gün içinde yetkili mahkemede dava açması ve bu durumu gösteren belgeleri gümrük idaresine ibraz etmesi gerekmektedir.
Eşyanın gümrük işlemlerinin durdurulduğunun veya alıkonulduğunun tebliğ edilmesini takip eden on iş günü, bozulabilir eşya için ise üç iş günü içerisinde, hak sahibi tarafından eşyanın fikrî ve sınai hakları ihlal eder nitelikteki eşya tanımına uyduğuna ilişkin olarak hazırlanmış; fikrî ve sınai hakları ihlal eden unsurlarına detaylı şekilde yer veren bir dilekçenin ve eşyanın imha edilmek üzere gümrüğe terk edildiğine ilişkin eşya sahibi veya eşya sahibince yetkilendirilen ve bu konuda resmi makamlarca onaylanmış bir belge ibraz eden beyan sahibi tarafından verilmiş bir muvafakatnamenin doğrudan gümrük idaresine ibraz edilmesi ve bu süreler içerisinde eşya sahibi veya beyan sahibi tarafından itiraz edilmemesi ve gümrük idaresi tarafından kabul edilmesi halinde uygulanmaktadır.
Fikrî mülkiyet haklarını ihlal eden eşyaya ilişkin işlemler hak sahibi dışındaki bir kişi tarafından başlatıldığında, eşyanın gümrük işlemlerinin durdurulduğuna ilişkin bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yirmi işgünü içinde anlaşmazlığa ilişkin hukuki sürecin başlatılmaması halinde bu teminat çözülmektedir. Dava açma ve ihtiyati tedbir kararı alma için verilen sürenin on işgünü uzatılması halinde, yirmi günlük süre en fazla otuz iş gününe kadar uzatılabilmektedir. Fikrî ve sınai hakların gümrük işlemleri sırasında korunmasına ilişkin uygulamaların iki tür istisnası bulunmaktadır: Bunlardan ilki, gümrük muafiyetleri kapsamına giren ve ticari nitelik taşımayan yolcu beraberi eşya ile hediyelik eşyaya ilişkindir. İkinci istisna ise, koruma altına alınmış ve hak sahibinin izni ile üretilmiş eşyanın, hak sahibinin onayladığından farklı şartlarda üretilmesi veya başka şartlarda bir marka taşıması ya da gümrük işlemine tabi tutulması durumudur.
Yolcular ve Posta-Hızlı Kargo Taşımacılığı
Yolcu beraberi ya da posta-hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen eşyaya ilişkin gümrük işlemlerini belirleyen ilke ve uygulamaların önemli bir kısmı, bunların tavsiye kararına veya anlaşma/sözleşme hükmüne bağlandığı Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ), DTÖ ve Avrupa Birliği düzenlemelerine dayanmaktadır. Gümrük Kanununda gümrük vergileri tanımlanmış ve gümrük vergilerinden muafiyet ve istisna tanınacak haller belirtilmiştir. Ayrıca Kanunda, posta gümrük işlemleri ile posta-kargo taşımacılığı yoluyla gelen eşyanın gümrük işlemlerinin dolaylı temsil yoluyla yapılabilmesine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca gümrüklerde iş takibi başlığı altında posta-kargo taşımacılığına konu, belirli nitelikteki eşyanın gümrük işlemlerinin, posta idaresi veya hızlı kargo taşımacılığı yapan işletmelerce vekaletname ibraz edilmeden, dolaylı temsilci olarak yapılabilmesi yönünde düzenleme bulunmaktadır.
Yolcu İşlemleri
Gümrük kıymeti 150 Euro’yu geçmeyen eşya, gümrük vergilerinden istisnadır. Yolcuların kendi kullanımlarına mahsus ticari mahiyette olmayan kişisel eşyası, hediye etmek amacıyla getirdikleri ve gümrük kıymeti 430 Euro’yu geçmeyen eşyası da muafiyet kapsamındadır. Çok sık görülmese de şeref nişanları, milletlerarası ilişkiler çerçevesinde alınan hediyeler, numuneler, ticari değeri olmayan materyaller ile turistik malzemeler gibi çok çeşitli eşya da gümrük vergilerinden istisnadır. Bu nitelikteki eşyayı, muafiyet ve istisna tutarlarını belirlemeye ve ticari nitelikte olmayan ancak vergiye tabi tutulan eşyadan alınacak tek ve maktu tarifeyi uygulamaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Yolcu eşyasının yolcunun beraberinde olması şart değildir. Yolcu işlemlerinin kapsamını; eşyanın niteliği, yolcunun statüsü, yaşı, beyanı, kara kapılarından yapılan çıkış-giriş sayısı ve varış noktası gibi çeşitli unsurlar belirlemektedir.
Türk gümrük mevzuatına göre kişisel eşya, belirli limitlere tabi olan; tütün ve tütün mamulleri, alkollü içkiler, kozmetikler, gıda maddeleri, giyim ve yolculuk eşyası, elektronik eşya, müzik ve spor aletleri, oyunlar, sağlık cihazları, mutfak eşyası ve kedi, köpek, kuş ve akvaryum balığı şeklindeki hayvanlardır. Muafiyetlerin bazılarından on sekiz yaşını doldurmamış kişiler (çocuklar) yararlanamaz. Kara kapılarından çıkış-giriş yapan yolcular ise bir ayda en fazla on defa gümrük muafiyetlerinden yararlanabilmektedirler.
Yolcu beraberinde getirilen silahlar, giriş izninin olmaması halinde, olağan gümrük işlemlerine tabi tutulmaktadırlar. Tüketim maddeleri ve cep telefonları sadece yolcu beraberi kişisel eşya olarak ve üç yılda bir adet olmak üzere getirilebilmektedir. Cumhurbaşkanı, devlet başkanları ve aile fertleriyle refakatlerine memur olanlar, Türkiye’deki elçi ve aileleri, resmî bir ziyaret veya görev ile Türkiye’ye gelen delegelerle sivil ve askeri heyetler, izinle Türk limanlarına gelen yabancı harp ve askerî okul gemilerinin subay ve öğrencileriyle mürettebatı, diplomatik temsilciliklerde görevli misyon şefleri ve diploması memurları, milletlerarası resmî kuruluşların Türkiye’de ikamet eden misyon şefleri ile Ticaret Bakanlığı tarafından gümrük idarelerine bildirilen kişiler ise gümrük denetimine tabi değildirler.
Yolcu beraberinde taşıtlar açısından yabancı plakalı, (yabancı ülkede tescil edilmiş özel kullanıma mahsus) kara taşıtları tam muafiyet kapsamında geçici ithalat rejimine; yerli plakalı, (Türkiye’de tescil edilmiş özel kullanıma mahsus) kara taşıtları ise geçici çıkış düzenlemelerine tabidirler. Benzer düzenlemeler ticari kullanıma mahsus kara taşıtları için de geçerlidir.
Geçici ithalat rejimi kapsamında gümrük vergilerinden tam muaf tutularak geçici ithal edilen kişisel kullanıma mahsus yabancı plakalı kara taşıtları kişi, süre, kullanım şekli bakımından özel düzenlemelere tabidir. Bu kapsamda taşıt getirilebilmesi, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik olma şartına bağlıdır. Bu şartın tespitinde, gümrük idaresine başvuran yolcuların Türkiye’ye giriş yapmak istediği tarihten geriye doğru 365 gün içerisinde en az 185 gün yurt dışında bulunması durumuna bakılmaktadır. Taşıtlara, yolcuların Türkiye’de kalabileceği süreye bağlı olarak, 730 güne kadar süre verilebilmektedir. Sürelerin tamamının kullanılmasından sonra, yeniden Türkiye’ye taşıt getirilebilmesi için yolcu ve taşıtın, çıkış tarihinden itibaren en az 185 gün süreyle yurtdışında bulunmaları şarttır.
Gümrük kapılarından geçen yolcuların beraberindeki nakit ve nakit yerine geçen unsurlar ile ziynet eşyaları çeşitli sınırlamalara tabi tutulmuştur. Gümrük idaresince, açıklamada bulunmayan yolculara taşıdıkları değerin, tutar konusunda gerçeğe aykırı açıklamada bulunan yolculara ise taşıdıkları değer ile açıkladıkları değer arasındaki farkın onda biri kadar idarî para cezası kesilir. Yurt dışına çıkışta ise bankacılık sistemi dışında çıkarılması yasak olanlar haricinde, Türk parası ve Türk parası ile ödemeyi sağlayan belgelerde 25.000 TL, dövizde ise 10.000 Euro ve eşiti efektifin altındaki miktarın yolcu beraberinde çıkarılması mümkün olup aşan miktarların Nakit Beyan Formu ile gümrük idaresine beyan edilmesi zorunludur. Yolcular, kendilerine ait değeri 15.000 ABD dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyayı yurda getirebilmekte veya yurt dışına çıkarabilmektedirler.
Posta ve Hızlı Kargo İşlemleri
Posta-kargo yoluyla gelen ve serbest dolaşıma girecek eşyanın niteliği kural olarak; önemli değeri olmayan, gümrük vergilerinden muaf olan ya da ticari olmamakla birlikte vergileri ödenmek suretiyle ithal edilebilen eşya şeklindedir. Yolcunun beraberinde getiremediği eşyası gelişinden bir ay önce veya en fazla üç ay sonra postahızlı kargo yoluyla ve 30 kilogram sınırına tabi olmadan getirilebilmektedir. İthali yasak eşyanın ise posta-kargo yoluyla da serbest dolaşıma sokulması mümkün değildir. Gümrük Kanununda 150 Euro’yu aşmayan gümrük kıymeti olan eşya açısından muafiyet kabul edilmiştir. Önceleri her türlü eşya için geçeli olan bu parasal limit, halihazırda yalnızca kişisel kullanıma mahsus kitap ve benzeri basılı yayın için geçerlidir. Posta-kargo taşımacılığı yoluyla gelen ve gümrük kıymeti 1.500 Euro’yu geçmeyen belirli nitelikteki eşyadan tek ve maktu bir vergi tahsil edilmesi de ikinci parasal limiti oluşturmaktadır. Posta-kargo yoluyla gelen eşyaya ilişkin gümrük işlemleri; gümrük idaresi, posta idaresi veya hızlı kargo taşımacılığı yapan ve operatör olarak adlandırılan işletmeler tarafından yerine getirilmektedir. Eşyanın muafiyete tabi olması veya tek ve maktu vergi olarak adlandırılan vergileri ödenerek ithal edilebilen eşya olması halinde gümrük işlemleri ise dolaylı temsilci yetkisine sahip posta idaresi ve hızlı kargo taşımacılığı yapan işletmelerin personeli tarafından yerine getirilmektedir.
Sınır Ticareti
Sınır ticaretine ilişkin gümrük işlemlerinin yerine getirilmesi ve sınır ticareti merkezlerinin denetimi konusunda Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Ayrıca kaldırılmadan önce Ekonomi Bakanlığı da dış ticaretin düzenlenmesi görevi çerçevesinde sınır ticaretine ilişkin çeşitli görev ve sorumlulukları yerine getirmiştir. Sınır ticaretinin il düzeyinde uygulanmasından ise, Valiler sorumlu tutulmuştur.
Sınır Ticaretinin Tanımı ve Kapsamı
Sınır ticareti; sosyal ve ekonomik gelişmişlik düzeyi görece düşük olan sınır illerinde yaşayanların günlük ihtiyaçlarını daha ucuz ve kolay yoldan, sınır komşusu olan ülkelerden karşılamaları amacıyla yapmalarına izin verilen özel dış ticaret şeklidir. Sınır ticaretinin kapsam, usul ve esaslarını belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Sınır ticaretine ilişkin gümrük işlemlerinin yerine getirilmesi ve sınır ticareti merkezlerinin denetimi konusunda Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Sınır ticaretinin il düzeyinde uygulanmasından ise, Valiler sorumlu tutulmuştur. Sınır ticaretinin kapsamını, sınır ticareti kapsamına alınan iller ve sınır ticaretine konu edilebilecek eşya belirlemektedir. Türk gümrük mevzuatı içerisinde böyle bir ticarete ilişkin düzenlemeye yer verilmesinde ekonomik amaçların öne çıktığı görülmektedir. Türkiye uygulamasında sınır ticareti, ülkemizin doğu ve güneydoğusunda bulunan ve Ermenistan haricindeki ülkeleri kapsamına alan bir işlem olarak öngörülmüştür. Sınır ticaretinin kapsamını belirleyen ikinci durum, eşya yönünden getirilen sınırlamadır.
İhracı ve ithali ilgili mevzuatla yasaklanmış veya ithali belli kurum ve kuruluşlara bırakılmış maddeler; ticaret politikası önlemleri kapsamındaki kota, korunma, damping ve sübvansiyona karşı vergi önlemlerine tabi ürünler; petrol ve petrol ürünleri ile Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun kapsamında kontrole tabi eşya sivil kullanım amaçlı patlayıcı maddeler ile amonyum nitrat ve benzeri içerikli patlayıcı yapımında kullanılabilecek maddeler sınır ticaretine konu edilemez. İhracı ve ithali izne tabi eşyanın sınır ticaretine konu edilmesi ise ancak ilgili mercilerin izni üzerine mümkündür. İthalat limiti, her bir komşu ülke için 75 Milyon ABD doları tarım ve 75 Milyon ABD doları sanayi eşyası olmak üzere yıllık toplam 150 milyon ABD doları olarak belirlenmiştir. Esnaf ve tacirler ise otuz gün içinde azami 75.000 ABD doları tutarında ithalat yapabilmektedir. Valilikler, belediyeler ve il özel idareleri tarafından veya bunlar adına kurulan vakıf, dernek ve firmalar sınır ticareti kapsamında ithalat ve ihracat yapamazlar.
Sınır Ticaretine İlişkin Gümrük İşlemleri ve Vergilendirme Rejimi
Sınır ticareti yoluyla ithalat ya da ihracat yapılabilmesi için öncelikle bir gümrük beyannamesi düzenlenmesi gerekmektedir (2016/8478 s. Karar, m.18). Ayrıca ithalatta “Sınır Ticaret Belgesi”, “Menşe Şahadetnamesi”, “İthalat Uygunluk Belgesi”; ihracatta da “Sınır Ticaret Belgesi” ile eşyanın faturası ile ihracatçı birliğince onaylanmış gümrük beyannamesi yetkili gümrük idaresine verilmelidir.
Çevre ve Güvenlik
Çevrenin Korunması ve Gümrük İşlemleri
2004’te çevre yönünden hassasiyeti olan eşyanın illegal ticaretin engellenmesi için hareket eden milletlerarası örgütler tarafından bu düzenlemelerinin uluslararası ticaretle bağlantılı hükümleri hakkında bir bütünlük oluşturmak ve farkındalığı yükseltmek amacıyla Yeşil Gümrük Girişimi oluşturulmuştur. Yeşil Gümrük Girişiminin paydaşlarını Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (INTERPOL), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), DGÖ ve çevre konulu çok taraflı düzenlemelerin mevcut sekretaryaları oluşturmaktadır. Çevre odaklı gümrük işlemlerinin bir kısmı Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES)’den kaynaklanmaktadır. Türkiye uygulamasında, Sözleşme kapsamına giren türler için CITES Belgesi düzenlemek ve diğer işlemleri yerine getirmekle görevli yönetim mercii olarak Tarım ve Orman Bakanlığı; türlerin ticaretinin o türün neslinin devamına zarar verip vermeyeceğine ilişkin görüş bildirmek ve tavsiyede bulunmakla görevli bilimsel mercii olarak Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Başkanlığı belirlenmiştir.
Biyolojik çeşitlilik ve genetiği değiştirilmiş canlı organizmalardan kaynaklanan risklerin engellenmesi yönündeki çabaların sonucu Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonunu tamamlayan Cartagena Protokolü, 2000’de kabul edilmiştir.
1987’de imzalanan Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü, ozon tabakasına zarar veren insan yapımı kimyasalların üretiminin ve tüketiminin kontrol altında tutulmasını amaçlamaktadır. Bu konuda Viyana Sözleşmesi, Montreal Protokolü, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü gibi çok taraflı düzenlemeler çerçevesinde milletlerarası çaba gösterilmiştir. Kalıcı organik kirleticiler 2001’de imzaya açılan Kalıcı Organik Kirleticilere ilişkin Stockholm Sözleşmesi hükümleriyle düzenlenmiştir.
Tehlikeli atıkların ticareti kadar taşınması konusundaki düzenlemeler, Basel Konvansiyonu kapsamında düzenlenmiştir. Diğer taraftan benzer nitelikteki eşyaya ilişkin Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) da halen yürürlüktedir.
Türk hukukunda gümrük işlemlerini de ilgilendiren yönü olan çevre odaklı düzenlemelerden ilki ve en önemlisi Çevre Kanunudur. Çevre Kanununun temel amacı bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır.
Milletlerarası Güvenlik ve Gümrük İşlemleri
İhracat kontrollerinin kaynağını Birleşmiş Milletler örgütünün ambargo kararı ile Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması, Biyolojik ve Toksin Silahlar Sözleşmesi ile Kimyasal Silahlar Sözleşmesi gibi ülkeleri bağlayan uluslararası düzenlemeler oluşturmaktadır. İhracat kontrollerinin önemli bir kısmı kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin uluslararası düzenlemelerden kaynaklanmaktadır. Kitle imha silahları, çift kullanımlı eşya, bunların üretiminde kullanılan hammadde, ara madde ve teknoloji ihracat kontrollerinin konusunu oluşturmaktadır. Çift kullanımlı eşya; hem sivil hem de askerî amaçla kullanma özelliğine sahip kitle imha silahlarının geliştirilmesinde kullanılabilecek nitelikteki eşyadır. Harp araç, gereç ve silahları bakımından kontrole tabi listelerde yer alan eşyanın ihracat ve ithalatına ilişkin izin işlemleri, Milli Savunma Bakanlığı’nın ve hem askerî hem de sivil amaçlı kullanılan ve çift kullanımlı malzeme olarak adlandırılan eşyanın sivil kullanıma yönelik ihracat işlemleri ise Ticaret Bakanlığı’nın sorumluluğundadır.
Tasfiye İşlemleri
Gümrük işlemleri, bu işlemler dolayısıyla gümrük idareleriyle muhatap olan kişilerin gümrük mevzuatı ve ilgili mevzuat uyarınca yerine getirmekle yükümlü olduğu işleri tamamlaması ve gümrük idaresinin de bunları denetlemesi şeklinde en az iki tarafı olan işlemlerdir.
Tasfiye edilecek eşyaya ilişkin işlemler sadece gümrük idaresi tarafından yerine getirilir. Tasfiye işlemleri esas itibariyle Gümrük Kanununda düzenlenmiştir.
Tasfiye Edilecek Eşya
Gümrük Kanunu uyarınca, şartların gerçekleşmesi halinde; yolcu beraberi eşya ambarlarında bekleme süresi dolan eşya, süresi içinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmayan eşya, fikri ve sınai hakların korunması çerçevesinde tasfiye kararı verilen eşya, süresi içerisinde alınmayan tahlilden arta kalan numunelik eşya, beyannamesi tescil edilmesine rağmen süresi içinde işlemleri tamamlanmayan eşya, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım tayin edilmesine ilişkin beyannamenin tescilinden sonra otuz gün içinde işlemleri bitirilmeyen antrepoda bulunan eşya, antrepo sayımlarında fazla çıkan eşya, gümrüğe terk edilen veya gümrüğe terk edilmiş sayılan eşya, posta gönderileri ile gelen ve tasfiye edilebilecek duruma gelen eşya, çabuk bozulma ve telef olma tehlikesine maruz bulunan veya saklanması masraflı ve külfetli olan eşya, genel düzenleyici işlemlerle ithali yasak olan eşya ile ithali, belli kuruluşların vereceği ve gümrük idaresine ibrazı veya beyanı zorunlu olan lisans, izin, uygunluk belgesi veya bu belgeler yerine geçen bilgiye bağlı olan eşya, özet beyan fazlası eşya ile kanunlarında Gümrük Kanununa göre tasfiye edileceği belirtilen eşya ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda belirtilen hallere konu olan eşya hakkında tasfiye işlemleri yerine getirilir.
Tasfiye Yolları
Tasfiye işlemlerinde kullanılan yollar ise; ihale yoluyla satış, yeniden ihraç amaçlı satış, perakende satış, kamu kuruluşları ile özel kanunlarla kurulan vakıf ve derneklere tahsis, imha ve özel yollar olarak belirlenmiştir. Gümrük Kanununa göre, belirli şartlarda, ihale ilanının yayımlandığı veya perakende satış kararının alındığı tarihe kadar gümrük idaresinden; ihaleye çıkarılacak veya perakende satılacak eşyanın, bir gümrük rejimine tabi tutulması veya gümrük bölgesi dışına yeniden ihracı; ithali yasak veya kısıtlamaya tabi olması nedeniyle yeniden ihraç amaçlı satış suretiyle tasfiyesi yapılacak eşyanın ise gümrük bölgesi dışına yeniden ihracı talep edilebilmektedir. Bu taleplerin kabulü, varsa cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri ve diğer giderler ile eşyanın döviz cinsinden CIF değerinin %1’i, bu uygulamadan ikinci kez yararlanmak istenmesi hâlinde ise CIF değerinin %3’ü, talebin eşyanın ihale ilanı yayımlandıktan veya perakende satış kararı alındıktan sonra ve satışının gerçekleşmesinden önce yapılması hâlinde ise eşyaya ait varsa cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri ve diğer giderler ile eşyanın döviz cinsinden CIF değerinin %10’u oranında bir tutarın ödenmesine bağlanmıştır.