Eleştiri Tarihi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Iı. Meşrutiyet Döneminde Eleştiri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Dil konularındaki eleştiriler daha çok hangi edebiyatçılar etrafından gerçekleşmiştir?
Dil konularındaki eleştiriler daha çok, Ömer Seyfettin, Ali Canip, Ziya Gökalp, Hamdullah Suphi, Yakup Kadri, Halit Ziya, Cenap Şahabettin, Mehmet Fuad, Raif Necdet, Şahabettin Süleyman gibi isimler ön plana çıkmıştır.
Bilge Ercilasun, Yeni Lisan hareketine bağlı eleştiri faaliyetini hangi dönemler adı altında incelenebileceğini belirtmiştir?
Bilge Ercilasun, Yeni Lisan hareketine bağlı eleştiri faaliyetini Genç Kalemler Öncesi, Genç Kalemler Devresi ve Genç Kalemler Sonrası adı altında üç dönemde incelenebileceğini belirtmiştir.
Halit Ziya, Yeni Lisan hareketine neden karşı çıkmaktadır?
Halit Ziya, Yeni Lisan, Servet-i Lehçe ve Kelimatta Hayal isimli yazılarında, yeni Şiirlerin Türkçeye benzemeyen bir dille kaleme alındığını, Arapça ve Farsça kelimeleri atmakla Türkçeleşmenin sağlanamayacağını, böyle bir tutumun zengin ve nüanslı bir sanat dilini za- yıflatacağını, sanatta ve hayatta değişme ve tekâmülün esas olduğunu ve dolayısıyla doğal bir işleyiflin dikkate alınması gerektiğini düşündüğü için karşı çıkmaktadır.
Dil konularındaki eleştiriler daha çok hangi hareket etrafından gerçekleşmiştir?
Dil konularındaki eleştiriler daha çok “Yeni Lisan” hareketi etrafından gerçekleşmiştir.
Yeni Lisan hareketiyle nasıl bir edebiyat akımı oluşturulmaya çalışılmıştır?
Yazılarda dilde sadeleşmenin benimsenmesine, sadeleşmenin prensipleri belirlenmesine ve Türkçenin yeterliliğiyle güzelliği ispatlanmaya, bu dilin etrafında bir edebiyat oluşturulmaya çalışılmıştır.
Dönem edebiyatçısı Yahya Kemal, hangi dergilerin tanırımını yapar?
• Çocuk Dünyası • İçtihad • Sebilürreşat • Türk Yurdu • Safahat-ı Şiir ve Fakir • Takip ve Tenkid • Terbiye Mecmuası
Yeni Lisan eleştirilerine cevap veren, eleştirileri karşılayan Ali Canip, konuyu daha çok hangi problemler etrafında şekillendirir?
Yeni Lisan eleştirilerine cevap veren, eleştirileri karşılayan Ali Canip, konuyu daha ziyade dil-edebiyat, dil-millet, dil-tekâmül ve üslup problemleri etrafında şekillendirir.
Ali Canip, dili nasıl tanımlar?
Ali Canip, dilin edebiyatın temeli olduğunu belirtir. Dilin kelimelerden ibaret olmadığını; milletlerin oluşumunda dilin ve edebiyatın önemli bir yeri olduğunu ve Milletleri birbirinden farklı kılan dilin felsefesi olduğunu söyler.
Yeni lisancıların dil anlayışları, hangi dil görüşü ikiliği etrafında döner?
• Dilde Avam • Havas Dili
Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip’in dil ve edebiyatın en esaslı meselelerinden birisini gündeme getirerek cevabını aradıkları önemli soruları sıralayınız?
• Türk edebiyatının “istiare zemini” ne olacaktı? • Batılılar sanatta ve edebiyatta konularını ve hayallerini eski mitolojilerinden çekip çıkarıyorlardı. Biz ne yapmalıydık?
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları hangi edebiyatçılar tarafından yazılmıştır?
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları, • Ali Canip • Ömer Seyfettin • Ziya Gökalp tarafından yazılmıştır.
Edebiyat ve eleştiri anlayışı geliştirilirken fikirlerinden yararlanılan basilica batılı düşünürler kimlerdir?
• Taine • Durheim • Bergson • Höffding • Charles Lalo • Gustave Le Bon • Eugéne Véron • Antoine Albalat • Gustave Lanson olmuştur.
Genç Kalemler hareketinin en dikkate değer yönü ne olmuştur?
Genç Kalemler hareketinin en dikkate değer yönü, dili, sadece dilbilimsel açısından ele almamaları, dile ayrıca üslûp, sosyoloji ve estetik gibi değişik açılarından da bakmış olmalarıdır.
Cenap Şehabeddin, Süleyman Nazif, Yakup Kadri gibi çok güçlü kalemlerin eski dilin savunmasında etkisiz kalmalarının asıl sebebi nedir?
Genç Kalemler hareketinin dili, sadece dilbilimsel açısından ele almamaları, dile ayrıca üslûp, sosyoloji ve estetik gibi değişik açılarından da bakmış olmalarıdır. Bu meseleleri dört ayrı disiplin çerçevesinde ele almaları ve kültür tarihimizde ilk defa görülmesidir.
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları hangi dergide çıkmaya başlamıştır?
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları Genç Kalemler dergisinde çıkmaya başlamıştır.
II. Meşrutiyet döneminin ilanıyla ortaya çıkan eleştiri çeşitleri nelerdir?
• Batı merkezli bir görünüm • Millî düşünceye bağlı anlayış
Başlangıçta imzasız yazılmış olan Yeni Lisan başlıklı makaleler serisi kim tarafından yazılmıştır.
Başlangıçta imzasız yazılmış olan Yeni Lisan başlıklı makaleler Ömer Seyfettin tarafından yazılmıştır.
Genç Kalemler hareketinin ikinci önemli yönü nedir?
Genç Kalemler hareketinin ikinci önemli yönü dil ve edebiyatın en esaslı meselelerinden birisini gündeme getirmiş olmaları ve buna bir çözüm yolu önermeleridir.
II. Meflrutiyet Döneminin ilanı, Osmanlı imparatorluğunda nasıl bir ortam oluşturmuştur?
II. Meflrutiyet Dönemi, Osmanl› imparatorluğunun son yıllarındaki önemli siyasal gelişmeleri ifade eden bir dönem olduğu gibi, edebiyat hayatı bakımından da aynı çeşitliliği temsil eder. II. Meşrutiyet’in ilanıyla gazete ve dergilerin, kitap bası- mının artması; edebiyat, fikir, siyaset alanlarında da pek çok konunun konuşulup tartışıldığı bir ortam oluşturur.
Millî edebiyat meselesini ilk ortaya atan edebiyatçı kimdir?
Millî edebiyat meselesini ilk ortaya atan Ali Canip’ tir.
Dönem edebiyatçısı Yahya Kemal yazılarında Milleti en iyi edebiyatın tanımladığını nasıl anlatır?
Edebiyatın aşk ve ihtiras ile zeka ve zerafet gibi iki temel değerinin bulunduğunu ve Türklerin her ikisini de kendinde toplayan yegane millet olduğunu ama fikir ve tahlil konusunda ise zayıf olduğunu anlatır.
Dönem edebiyatçısı Yahya Kemal hangi yazılarında Milleti en iyi edebiyatın tanımladığını anlatır?
• Tenkit Tecrübesi • Bir Hasbıhal
Dönem edebiyatçısı Yahya Kemal eser tanıtımı ve değerlendirmesi bağlamında, Hamid’ in hangi eserlerini değerlendirir?
• Makber • Ölü • Ruhlar
Genç Kalemler mensupları, o zamana kadar hiç gündeme getirilmemiş; • Türk edebiyatının “istiare zemini” ne olacaktı? • Batılılar sanatta ve edebiyatta konularını ve hayallerini eski mitolojilerinden çekip çıkarıyorlardı. Biz ne yapmalıydık? sorularına çözüm yolu olarak hangi düşünceleri ileri sürdüler?
Genç Kalemler mensupları, Bizim “istiare zemini”miz halk kültürümüzdür. Edebiyatımız, halk kültürüne, halkın duyuş ve hissediş tarzına yönelirse, sanatçılarımız halk kültürünü, folklorunu, menkıbelerini “istiare zemini” olarak kabul ederse biz de Batılılar gibi orijinal bir edebiyat yaratılabiliriz, düşüncesini ileri sürmüşlerdir.
Servet-i Fünûn mensubu edebiyatçılar kimlerdir?
• Ahmet Şuayp • Hüseyin Cahit • Halit Ziya • Tevfik Fikret • Cenap Şahabettin • Süleyman Nafız • Ahmet Hikmet • İsmail Safa
Servet-i Fünûn mensubu edebiyatçıları, nasıl bir edebiyat eleştirisi yerleştirmeye çalışmışlardır?
Servet-i Fünûn mensubu edebiyatçılar Hippolyte Taine’in sosyal çevre, ırk ve zamana dayalı eleştiri anlayı- şına bağlı bir edebiyat eleştirisini yerleştirmeye çalışırlar.
Bireysel ve sanatsal merkezli bir edebiyat görüşünü Servet-i Fünûn’un bıraktığı noktadan devam ettirmek isteyen kimlerdir?
Bireysel ve sanatsal merkezli bir edebiyat görüşünü Servet-i Fünûn örnekliğinde devam ettirmek isteyen Fecr-i Ati mensuplarıdır.
Fecr-i Ati mensupları, dil ve edebiyat anlayışları bakımından, kimler tarafından değişik eleştirilere maruz kalırlar?
Genç Kalemlerin dil anlayışıyla bu grup mensuplarının dili kullanma tarzları arasındaki ayrılıklar bu tartışmaların merkezini oluşturur.
Eleştiride sanat eseri karşısındaki duygulanmayı duymak ve sanatın sahip olduğu vukufa (derinliğe) eleştirmenin de sahip olması gerektiğini belirten Ali Canip, Eleştirmeni nasıl tarif etmiştir?
Ali Canip, iyi bir eleştirmenin zor yetiştiğini; çünkü eleştirinin zekâdan çok doğğuyu fark etmeye, yetenekten çok çalışmaya, dehadan çok alışkanlığa ihtiyaç duyduğunu belirtir. Eleştirmenin, eleştiri konusu eser karşısında sadece hazza dayanmaması gerektiğini, eseri sosyal ve tarihsel gerçeklikler çerçevesinde de ele alması gerektiğini ifade eder.
II. Meşrutiyet döneminde eleştirinin başlıca niteliklerini belirlemeye çalışan edebiyatçı kimdir?
Bu dönemde eleştirinin başlıca niteliklerini belirlemeye çalışan isim ise Ömer Seyfettin’dir.
Ömer Seyfettin hangi yazılarında eleştirinin ne olduğu, nasıl yapıldığı, kimler tarafından yapılabileceği ve eleştiri-edebiyat ilişkisi, eleştiririn sınırları hakkında önemli tespitlerde bulunur?
1918 tarihli ve Akşam Gazetesinde çıkan Tenkidin Faydası, 1919 tarihli ve Büyük Mecmua’da çıkan Tenkit ve Terbiye yazılarında eleştirinin ne olduğu, nasıl yapıldığı, kimler tarafından yapılabileceği ve eleştiriedebiyat ilişkisi, eleştiririn sınırları hakkında önemli tespitlerde bulunmuştur.
Ömer Seyfettin hangi yazılarında dönem edebiyatının değerlendirmesini yapar?
• Edebiyatta Artta Kalış • Millî şiirler • Ali Canip Bey ve Sanatı • Ey Türk Uyan • Harp Edebiyatı • Edebiyatta Arz ve Talep
Ali Canip, Milli edebiyatı anlamak için Refik Halid’in hangi eserlerinin okunması gerektiğini söylemiştir?
Refik Halid’in Hakk-ı Sükût’unun ve Nebbaş’ının okunması gerektiğini söylemiştir.
Reşat Nuri, millî edebiyat tartışmalarına hangi üç makaleyle katılarak bu hareketi destekler?
Reşat Nuri, millî edebiyat tartışmalarına Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası’nda Edebiyat-ı Milliye Meselesi başlıklı üç makaleyle katılarak bu hareketi destekler.
Fuat Köprülü, Servet-i Fünun anlayışına bağlı bir yaklaşımla millî edebiyat fikrini nasıl görür?
Fuat Köprülü, Servet-i Fünun’da çıkan Edebiyat-ı Milliye ve Halk ve Edebiyat yazılarında tam olarak katılmasa da, yer yer eksik bulsa da Taine’den hareket ederek Servet-i Fünun anlayışına bağlı bir yaklaşımla millî edebiyat fikrini “boş akislerle sürüklenen yeni bir fikir” olarak görür ve edebiyatı ırktan ziyade tekâmüle ve çevreye bağlar.
1908’den itibaren Genç Kalemler ve Türk Yurdu dergilerinde hâlihazırdaki edebiyatı eleştirmiş Ali Canip, kaç yılından sonra edebiyatta bir sistem ara- yışı içerisinde görülür?
1913’ten sonraki yazılarında ise daha sistemli bir metot takip ettiğini gördüğümüz Ali Canip, bu yazıarında bir polemik ve eleştirilere cevap havasından ziyade tam bir sistem arayışı içerisinde görülür.
Millî lisan ve millî edebiyat konularını gerçek anlamda bir sistematiğe kavuşturan gerek makaleleriyle ve gerek kitaplarıyla Ziya Gökalp olmuştur. Onun millî dil konusundaki görüşlerini özetleyiniz.
• Ziya Gökalp’in dil anlayışı, Lisânî Türkçülüğün Umdeleri başlığı altında topladığı, esas düşüncelerden hareketle incelendiğinde, müzmin bir hastalık olarak yüzyıllardır süregelmiş bulunan dil konusunun karmaşıklığı metotlu, gerçekçi, millî kalmak kaygısını taşıyan bir görünüşün ışığı altında bir kültür davası olarak ele alınmıştır. • Ziya Gökalp, dilin millî hayat ve millî uyanış için özel önemini görmüş ve onu Türkçülük hareketinde aşılması gereken bir merhale olarak kabul etmiştir. • Ziya Gökalp, halkın kullandığı dilin yanında bir Osmanlıca fikrine karşı koymuş ve herkes tarafından anlaşılabilen bir ortak millî dil ihtiyacına işaret etmiştir. • Tamamen, saf bir sadeleşmeyi savunan tasfiyecilerin aksine, dilin sadeleştirilmesi meselesinde ılımlı bir yol tutan Ziya Gökalp, Türkçeye girmiş bütün yabanc gramer şekillerini reddederken, dilin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş bulunan kelimelerin korunmasından yanadır. • Siyasi birliğe hazırlık olarak, önce bir kültür birliği sağlama ihtiyacı üzerinde duran Ziya Gökalp, Türkiye dışındaki Türkler için İstanbul Türkçesi’nin kabul edilmesini istemiştir. • “Yeni kavramlar çağın, ilim kelimeleri ümmetin, konuşma dili kelimeleri milletin konuşmasıdır. Türkçe içtimai vicdanımızın bu üç safhasına bütünüyle uygun hassas bir ayna olmadıkça kuruluşunu tamamlamış ve mükemmelleşmiş bir dil sayılamaz.” formülünü Türkçeye uygulamaya çalışan Ziya Gökalp, Türkçeye Türk halkının bildiği ve tanıdığı her kelime millîdir, temel düşüncesini getirmiştir.”
II. Meşrutiyet Döneminde bilhassa millî edebiyat meseleleri içerisinde şiir konusunda daha çok hangi tartışmalar yapılmıştır?
II. Meşrutiyet Döneminde bilhassa millî edebiyat meseleleri içerisinde şiir konusunda daha çok hece-aruz tartışmaları yapılmıştır ve şiirin diğer problemleri de bu vezin meselesine bağlı olarak tartışılmıştır.
Ali Canip, Milli edebiyatı anlamak için hangi edebiyatçının yazılarının okunması gerektiğini söylemiştir?
Ali Canip, Milli edebiyatı anlamak için Refik Halid’in yazılarının okunması gerektiğini söylemiştir.
Yeni Lisan makalesi, hangi başlıklar altında toplanmıştır?
• Millî Dil • Millî Edebiyat
Ali Canip hangi yazılarında, Taine’in “ırk, muhit, an” anlayışının artık çürümüş olduğunu ve edebiyattaki değişlikliği açıklamak için bunların artık yetmediğini belirtir?
• Garp Mektebinin Amilleri • Millî Lisan • Millî Edebiyat
Fuat Köprülü, hangi anlayışına bağlı bir yaklaşımla millî edebiyat fikrini “boş akislerle sürüklenen yeni bir fikir” olarak görür?
Fuat Köprülü, Taine’den hareket ederek Servet-i Fünun anlayışına bağlı bir yaklaşımla millî edebiyat fikrini “boş akislerle sürüklenen yeni bir fikir” olarak görür.
Ali Canip, Milli Edebiyat meselesini nasıl tanımlamıştır?
Ali Canip, “Millî edebiyat meselesine gelince; bu o kadar yanlış anlaşılıyor ki yine anlatama- yacağımdan korkuyorum. Edebiyat deyince yalnız şiir hatırlamamalı. O esasen kalbi ve vicdanidir. Bu meselenin idraki için onun hikâye kısmına bakmalı. Aşk-ı Memnu’da yaşar gibi görünen şeyler bu muhitin adamları değildir. Hele Bravo Maestro ve Mösyö Kanguru gibi mevzuların Türk edebiyatıyla hiçbir münasebeti yoktur. Bunlar kozmopolit bir edebiyatın malıdır diye tanımlar.
1913 den sonraki Edebiyat anlayışı hangi verilerinden yararlanılarak eleştiri anlayışı genişletilmiştir?
• Felsefe, • Sosyoloji, • Estetik • Dilbilimi verilerinden yararlanılarak eleştiri anlayışı genişletilmiştir.
Servet-i Fünuncular, hangi edebiyat anlayışını önemsemişlerdir?
Servet-i Fünuncular, Taine’in “ırk, muhit, an” anlayışını önemsemişlerdir.
Tasfiyecilik nedir?
Dilde aşırı sadeleşmeyi savunan edebiyat akımıdır.
Genç Kalemler hangi harekete karşı çıkarak eleştriyorlardı?
Genç Kalemler dilde aşırı sadeleşmeyi savunan ve adına “Tasfiyecilik “ denilen hareketi eleştiriyordu.
Celal Sahir, dilin sadeleşmesi fikrini nasıl savunur?
Celal Sahir, Servet-i Fünun’da çıkan Lisanımız isimli üç makalesinde dilin birkaç kişinin isteğine göre bir şekle sokulamayacağını, dilimize Osmanlı Türkçesi demenin uygun olacağını, Arapça ve Farsça kelimelerin dilimizin kurallarını bozmadığını, ileri seviyedeki bütün dillerin başka dillerden kelimeler aldığını, aldıkları bu kelimeleri de kendilerine göre değişikliklere uğrattıklarını ifade eder ve dilin sadeleşmesi fikrine katılır.
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları hangi tarihte çıkmaya başlamıştır?
Yeni Lisan hareketinin en önemli eleştirel yazıları 1911 yılında çıkmaya başlamıştır.
I. Meşrutiyet döneminde temel eleştiri konuları nelerdir?
Yeni lisan ve millî edebiyat eleştirisi, tiyatro eleştirisi, hikâye ve roman eleştirisi, hece-aruz tartışmaları
Ziya Gökalp’in milli dil konusundaki görüşleri nelerdir?
1) Ziya Gökalp’in dil anlayışı, lisânî Türkçülüğün Umdeleri başlığı altında topladığı, esas düşüncelerden hareketle incelendiğinde, müzmin bir hastalık olarak yüzyıllardır süregelmiş bulunan dil konusunun karmaşıklığı metotlu, gerçekçi, millî kalmak kaygısını taşıyan bir görünüşün ışığı altında bir kültür davası olarak ele alınmıştır.
2) Ziya Gökalp, dilin millî hayat ve millî uyanış için özel önemini görmüş ve onu Türkçülük hareketinde aşılması gereken bir merhale olarak kabul etmiştir.
3) Ziya Gökalp, halkın kullandığı dilin yanında bir Osmanlıca fikrine karşı koymuş ve herkes tarafından anlaşılabilen bir ortak millî dil ihtiyacına işaret etmiştir.
4) Tamamen, saf bir sadeleşmeyi savunan tasfiyecilerin aksine, dilin sadeleştirilmesi meselesinde ılımlı bir yol tutan Ziya Gökalp, Türkçeye girmiş bütün yabancı gramer şekillerini reddederken, dilin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş bulunan kelimelerin korunmasından yanadır.
5) Siyasi birliğe hazırlık olarak, önce bir kültür birliği sağlama ihtiyacı üzerinde duran Ziya Gökalp, Türkiye dışındaki Türkler için İstanbul Türkçesi’nin kabul edilmesini istemiştir.
6) Yeni kavramlar çağın, ilim kelimeleri ümmetin, konuşma dili kelimeleri milletin konuşmasıdır. Türkçe içtimai vicdanımızın bu üç safhasına bütünüyle uygun hassas bir ayna olmadıkça kuruluşunu tamamlamış ve mükemmelleşmiş bir dil sayılamaz.” formülünü Türkçeye uygulamaya çalışan Ziya Gökalp, Türkçeye Türk halkının bildiği ve tanıdığı her kelime millîdir, temel düşüncesini getirmiştir.
Edebiyatta Artta Kalış, Millî şiirler, Ali Canip Bey ve Sanatı, Ey Türk Uyan, Harp Edebiyatı, Edebiyatta Arz ve Talep gibi yazılarında da yer yer eser eleştirisi ile dönem edebiyatının değerlendirmesini yapan yazar kimdir?
Ömer Seyfettin
1922’de Tevhîd-i Efkâr’da çıkan Tenkit Tecrübesi ve Bir Hasbıhal Münasebetiyle yazılarında milleti en iyi edebiyatın tanıttığını; edebiyatın aşk ve ihtiras ile zeka ve zerafet gibi iki temel değerinin bulunduğunu ve Türklerin her ikisini de kendinde toplayan yegane millet olduğunu ama fikir ve tahlil konusunda ise zayıf olduğunu söyleyen yazar kimdir?
Yahya Kemal
I. Meşrutiyet sonrasında Türk Derneği, Türk Yurdu, Türk Ocağı, Türk Bilgi Derneği gibi Türkçü derneklerde ve bunların yayın organı durumundaki Türk Yurdu, Büyük Emel, Halka Doğru, Bilgi Mecmuası, Türk Duygusu, Yeni Hayat, Türk Sözü gibi yayın organlarında söz konusu edilen temel problem nedir?
Dil
'Biz dünküleri tezyif etmiyoruz. Onların tarihe karışmış kıymetlerini koparıp atmaya çalışmıyoruz. Yalnız onların bu günkü kalemlere örneklik edemeyeceğini söylüyoruz. Çünkü gençler, kendilerine bunları örnek aldıkları takdirde, yaratıcılı-ğın yerini taklit alır: yeniliğin çarkları durur' fikrini savunan grup kimdir?
Genç Kalemler
'Dilde ikilik olmaz. Aynı kelimeyi âlimler başka, avam başka türlü kullanamaz. Çünkü o zaman halk, âlimler tarafından yazılan kitapları asla anlamaz ve bu defa kendi yazıcılarına, yani âşık Garipler’e, Köroğlular’a koşar.' fikri hangi gruba aittir?
Genç Kalemler
'Yeni Lisan Türkler için, yalnız bir edebiyat meselesi değildir. O her şeyden önce bir dil ve hayat meselesidir. Çok zor şartlar altında bulunan Türk milletini, dünküler kurtaramaz. Çünkü onlar yenilere yabancıdır ve yabancı kalacaklardır. Millî kütüphanelerimiz bomboş duruyor. İki köhne telifle, üç tercüme otuz milyon halkı tatmin edemez.' fikri hangi gruba aittir?
Genç Kelemler
Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan ve dil konularındaki görüşlerinden birini yazınız.
1) Türk dilini, bu edebiyat zalimlerinin ellerinden kurtararak, halka kendi diliyle faydasına yarayacak şeyler yazacak, memleketimizde okumak muhabbetini uyandırmaya çalışacağız.
2) Bir millet ancak lisanda yaşayabilir; buna değer vermeyenler, yeterince Türklüğünü duyamayanlardır.
3) Müşterek bir lisanı olmayan millet, rabıtasız sürüler sayılır. Lisan en kavi bir bağdır.
4) Türkçe, bizim manevi ve mukaddes vatanımızdır. Bu manevi vatanın istiklali, kuvveti, resmî ve millî vatanımızın istiklalinden daha mühimdir. Çünkü vatanını kaybeden bir millet, eğer lisanına ve edebiyatına hâkim olursa mahvolmaz, yaşar ve yine bir gün gelir siyasî istiklalini kazanır; düşmanlardan intikam alır. Fakat bir millet lisanını bozar, kaybederse hatta siyasî hâkimiyeti kalsa bile, tarihten silinir. Esirleri onu yutar.
5) Kendi düşündüklerimizi halkın, yani milletin lisanıyla yazalım ve İstanbul Türkçesini bütün Türklüğün edebî lisanı yapalım.
6) İstanbul Türkçesi: Ne softaların ve ulemanın konuştuğu gibi çok Arapçalı lisan; ne hala divanlardaki eski edebiyat lisanını kullanarak birçok Arapça, Acemce terkipler yapan muharrirlerin hususi lehçeleri; ne ihtiyar ve muhafazakâr memurların konuştukları basmakalıp tabirli Babıâli Lisanı; ne Tanzimat maarifiyle tahsil görmüş kadınların lisanı; ne gayri Türkler (yabancılar)’in konuştukları lisan, İstanbul Türkçesi değildir. İstanbul Türkçesi, İstanbul’da yerli Türk hanımlarının konuştuğu tabii ve sade Türkçedir.
7) Her lisanın kendine mahsus bir bünyesi vardır. şimdiye kadar Türk sarfı yazanlar, Arapçanın yahut Fransızcanın sarflarını numune ittihaz ederek, Türkçeyi bu iki lisanın kalıplarına sokmaya çalışmışlardır.
8) Lisanımızın kendi kendine Türkçeleşmesini beklemek boştur. Biz cehdedip Türkçeleştirmeli; kendimizi eski edebiyat lisanının intibalarından, selikamızdan olmayan klişe terkiplerden kurtarmalıyız.
Genç Kalemler hareketinden üç yazar ismi yazınız.
Ömer Seyfettin, Ali Canip, Ziya Gökalp
Ziya Gökalp’in millî dil konusundaki görüşlerini özetleyiniz.
1) Ziya Gökalp’in dil anlayışı, Lisânî Türkçülüğün Umdeleri başlığı altında topladığı, esas düşüncelerden hareketle incelendiğinde, müzmin bir hastalık olarak yüzyıllardır süregelmiş bulunan dil konusunun karmaşıklığı metotlu, gerçekçi, millî kalmak kaygısını taşıyan bir görünüşün ışığı altında bir kültür davası olarak ele alınmıştır.
2) Ziya Gökalp, dilin millî hayat ve millî uyanış için özel önemini görmüş ve onu Türkçülük hareketinde aşılması gereken bir merhale olarak kabul etmiştir.
3) Ziya Gökalp, halkın kullandığı dilin yanında bir Osmanlıca fikrine karşı koymuş ve herkes tarafından anlaşılabilen bir ortak millî dil ihtiyacına işaret etmiştir.
4) Tamamen, saf bir sadeleşmeyi savunan tasfiyecilerin aksine, dilin sadeleştirilmesi meselesinde ılımlı bir yol tutan Ziya Gökalp, Türkçeye girmiş bütün yabancı gramer şekillerini reddederken, dilin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş bulunan kelimelerin korunmasından yanadır.
5) Siyasi birliğe hazırlık olarak, önce bir kültür birliği sağlama ihtiyacı üzerinde duran Ziya Gökalp, Türkiye dışındaki Türkler için İstanbul Türkçesi’nin kabul edilmesini istemiştir.
6) “Yeni kavramlar çağın, ilim kelimeleri ümmetin, konuşma dili kelimeleri milletin konuşmasıdır. Türkçe içtimai vicdanımızın bu üç safhasına bütünüyle uygun hassas bir ayna olmadıkça kuruluşunu tamamlamış ve mükemmelleşmiş bir dil sayılamaz.” formülünü Türkçeye uygulamaya çalışan Ziya Gökalp, Türkçeye Türk halkının bildiği ve tanıdığı her kelime millîdir, temel düşüncesini getirmiştir.
Temaflaya Dair, Efkar-ı Münekkidin ve Efkâr-ı Umumiye, Bizde Temaşagiran ve Münekkitler, Yine Tezer Hakkında, Tezer’in Tekrarı ve Finten’den Bir Muhavere isimli yazılarında tiyatro metninin edebî boyutundan teknik özelliklerine, sahnede temsil edilmesine, yerli oyuncu yokluğuna ve edebiyatımızdaki önemli bazı tiyatro eserlerine dair tespitlerde ve eleştirilerde bulunan yazar kimdir?
Celal Sahir
Epope Nedir? ve 1919’da Büyük Mecmua’da Epope Asrî Bir Nevi Midir? ve Yine Epopeye Dair yazılarında destanların milletle olan bağlantısına temas eder ve modern zamanlarda artık epope yazılamayacağını çünkü destanların inanç konusu olmaktan çıktığını söylen yazar kimdir?
Ali Canip
I. Meşrutiyet döneminde temel eleştiri konularını yazınız.
Yeni lisan ve millî edebiyat eleştirisi
Tiyatro eleştirisi
Hikaye ve roman eleştirisi
Hece-aruz tartışmaları
Millî edebiyat meselesini ilk ortaya atan kimdir?
Ali Canip
Dilin millî hayat ve millî uyanışı için özel önemini görmüş ve onu Türkçülük hareketinde aşılması gereken bir merhale olarak kabul eden, Siyasi birliğe hazırlık olarak, önce bir kültür birliği sağlama ihtiyacı üzerinde duran yazar kimdir?
Ziya Gökalp
Hazz›n Bediî Hayatta Mevkiî adlı eser kimindir?
Ali Canip
Haluk’un Defteri ve Bugünkü Fikret yazısında sadece Tevfik Fikret ve şiirini eleştirmekle kalmaz, Servet-i Fünun anlayışını da hastalıklı bulan fakat yine de bir şiir kalitesi bulunduğunu inkâr etmeyen yazar kimdir?
Ali Canip
Edebiyat Meraklısı Bir Gence Mektup yazısında bu kez Yahya Kemal’i sıkı bir eleştiri süzgecinden geçiren yazar kimdir?
Ali Canip
Anane ve Kaide eseri kime aittir?
Ziya Gökalp