Genel Dilbilim 2 Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Anlatı Çözümlemesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Anlatı nedir?
Geçmişle ilgili bir dizi olayın, belli bir zaman sırasına göre
aktarıldığı söylem türüne anlatı denir.
Anlatı söylemi ve anlatı metni arasındaki fark nedir?
Anlatı söylemi, anlatı metinlerine hakim olan söylem türüdür. Ancak zaman zaman farklı metin türlerinde de anlatısal söylem ile karşılaşmak olasıdır. Bu nedenle, anlatısal söylem ile anlatı metni dilbilimde iki ayrı, ama ilişkili kavrama gönderim yapılarak kullanılmaktadır. Anlatı metinleri, kendine özgü kurucu parçaları olan ve geçmiş deneyimlerin ya da daha genel bir söyleyişle bitmişlik taşıyan olayların oluş sırasına göre anlatıldığı metinlerdir (Labov, 1972).
Anlatı metinlerinin kaç türü vardır?
Anlatı metinleri sözlü ya da yazılı olarak iki türde üretilebilir.
Labov ve Waletzky'ye göre bütünüyle biçimlenmiş tipik
bir anlatı metninin kurucu ögeleri nelerdir?
Özet, yönlendirme, karmaşık olay dizisi, değerlendirme, güçlendiriciler, karşılaştırıcılar, bağıntılayıcılar, açımlayıcılar, sonuçlar ve bitiş.
Yönlendirme nedir?
Yönlendirme hem anlatılan olayların yeri, zamanı ve gerçekleşme koşulları hem de anlatıda geçen kişilerin kimlikleri ve davranış biçimleri hakkındaki bilgileri içerir. Anlatının önplanını kuran karmaşık olaylar dizisiyle aktarılan anlatı öyküsünün, arkaplanını oluşturarak metin alıcısının olaylar, durumlar, kişiler arasında ilişkiler kurabilmesine yardımcı olur.
Değerlendirme nedir?
Anlatı metninin iletişimsel anlamını belirginleştiren kurucu öğesidir. Anlatının niçin anlatıldığını ve anlatıcının bu anlatı aracılığıyla aktarmaya çalıştığı iletişimsel niyetini sezdirir. Bu
yönüyle değerlendirme anlatıcının söz ile yani anlatısıyla vurgulama, yönlendirme, hatırlatma, uyarma vb. gibi bir edim gerçekleştirmesini sağlar. Değerlendirme öğesi içeren anlatılarda olayların can alıcı noktasının, olayların anlatıcının yaşamındaki rolünün ve anlatıcının ya da diğer anlatı kişilerinin olaylar karşısındaki duygusal ve fiziksel tepkilerinin
yansıtıldığı görülür. Değerlendirme öğesini temsil eden sözceler bir anlatı içinde dağınık olarak metnin farklı yerlerinde bulunabilir.
Bir anlatı metninde değerlendirme hangi yöntemlerle gerçekleşir?
Değerlendirme 4 şekilde gerçekleşir. Dış değerlendirme, içe yerleşik değerlendirme, eylem aktarımı yoluyla değerlendirme ve olayların geciktirilmesi yoluyla değerlendirme.
Dış değerlendirme nasıl gerçekleşir?
Dış değerlendirme iki biçimde gerçekleşebilir:
• Anlatıcı, anlatısını anlatırken anlatı öyküsünü keser ve anlatım zamanına geri dönerek bu öyküyü neden anlattığını anlatır.
• Anlatıcı öyküyü kesmeden öykünün bir yerinde o an duyumsadıklarını ve(ya) düşündüklerini anlatım zamanıyla aktarır.
İçe yerleşik değerlendirme nasıl gerçekleşir?
İçe yerleşik değerlendirme de iki ayrı biçimde gerçekleşebilir.
• Anlatıcı, anlatı öyküsünde geçen olaylar sırasında duyumsadıklarını, anlatıda yer alan diğer kişilere söylediklerini olay zamanından anlatım yaparak aktarır.
• Anlatıcı anlatı öyküsünde geçen bir olayı ya da olayda yer alan diğer kişi(ler)in duygularını, olayı değerlendiren üçüncü bir kişinin sesiyle olay zamanından anlatım yaparak
aktarır.
Eylem aktarımı yoluyla değerlendirme nedir?
Eylem aktarımı yoluyla değerlendirme, anlatıcının anlatı öyküsünde yer alan kişilerin söylediklerini değil, yaptıklarını aktararak gerçekleştirdiği değerlendirme biçimidir. Eylem aktarımı dışa veya içe yerleşik olarak sunulabilir.
Olayların geciktirilmesi yoluyla değerlendirme nedir?
Olayların geciktirilmesi yoluyla değerlendirmede anlatıcı anlatı öyküsünü kesip olaylar sırasında yaşadığı duygulara yer verir. Bu tür değerlendirmede olayların sonucu geciktirilmektedir. Anlatıcı bu yolla metin alıcısında sonucun ne olduğu konusunda merak uyandırma çabasındadır. Bu tür değerlendirme de dışa veya içe yerleşik olarak sunulabilir.
Anlatının iki temel işlevi nedir?
Anlatının iki temel işlevi vardır. Birinci işlev anlatının gönderge işlevi olarak adlandırılır. Bu işleviyle anlatı metni, metin alıcısını bir konuda bilgilendirmektedir. Bu işlevi kullanarak anlatıcı, bir deneyimini zaman sırası içinde, bu sırayla uyumlu bir tümce kümesi biçiminde özetler ve sözel olarak metin alıcısına aktarır. Ancak, anlatı aynı zamanda metin üreticisi için yaşadığı olayları aktarırken onları yorumlamasını da sağlayan bir araç veya bir kaynaktır. Anlatının ikinci işlevi bu olgu çerçevesinde ortaya çıkar. İkinci işlev anlatının değerlendirici işlevidir. Bu işlev, anlatıcının belirli olayları, belirli bir düzen içinde ve belirli bir amaç doğrultusunda anlatarak anlattığı olayları kendi biyografisine dönüştürebilmesine olanak verir. Kimi sözlü anlatı örnekleri sadece birinci işlevi yerine getirir. Çünkü her anlatı doğal olarak bu işlevi yerine getirir. Örneğin sıradan günlük anlatılar çoğu zaman böylesi örneklerdir. Kimi anlatı örneklerindeyse ikinci işleve yönelik düzenlemeler ortaya çıkar. Bu tür örnekler anlatıcının biyografisini sunar. Sıradan günlük anlatılardan ayrılır ve kişisel deneyim anlatıları olarak adlandırılır (Labov, 1997). Anlatının değerlendirici işlevi, anlatıcının anlatı öyküsüyle olaylar hakkında aktardığı bilgiyi nasıl yorumladığını da anlatısında sunabilmesini sağlar.
Anlatısal güvenilirlik nedir?
Anlatısal güvenilirlik, metin alıcısının, anlatıda anlatıcı tarafından yeniden biçimlendirilen karmaşık olayların
gerçekte de bu biçimde olduğuna olan inancının
ölçüsü ile ilişkilenir. Anlatı öyküsü ne kadar inandırıcıysa anlatı da alıcısı için o kadar güvenilirdir.
Anlatısal değerlilik ve güvenilirlik arasındaki fark nedir?
En yüksek anlatısal değerlilik taşıyan olay, anlatıcının en çok önemsediği ve anlatısında metin alıcısı üzerinde en yüksek etkiyi yaratmak üzere öne çıkardığı olaydır. Anlatısal güvenilirlik ise, anlatı öyküsünde yer alan olayların metin alıcısı tarafından ne ölçüde “gerçekten olmuş olaylar” olarak kabuledilebildiği ile ilgilidir.
Anlatısal nesnellik stratejisi nedir?
Anlatısal nesnellik stratejisi, anlatıcının, anlattığı olayların gerçekte de bu biçimde olduğunu iddia edebilmek amacıyla anlatısında, tercihen kendi duyduğu, gördüğü olaylara dayanarak olay aktarımı yapmasıdır.
Dil aktarımları nedir?
Dil aktarımları, iletişimde olaylar ile konuşma ve düşüncelerin aktarılması sırasında ortaya çıkan dilsel düzenlemeleri
gösterir. Anlatı metinlerinde ise de olay aktarımının
yanı sıra konuşma ve düşüncenin sunumu sırasında ortaya çıkan dilsel düzenlemelerin tümüdür. Bu kavram, anlatı metinlerinde ve özellikle kişisel deneyim anlatılarında metin türünün doğası gereği özel bir önem taşır.
Konuşma aktarımı nedir?
Konuşma aktarımı, bir anlatıcının kendisine ait olmayan ya da kendisine ait olsa da anlatım anından daha önce söylemiş olduğu bir sözü aktarmasıdır. Bu durumda biri aktarılan söz, biri de aktaran söz olmak üzere iki ayrı söz iç içe geçmiştir.
Sözeylem nedir?
Sözeylemler koşmak, yemek yapmak ya da yürümek gibi eylemlerden farklı olarak sözle gerçekleştirilen eylemlerdir. Sözle gerçekleştirilen bu tür eylemlerden kimileri, konuşan kişinin söz söylemek dışındaki iletişimsel amaçlarına da hizmet edebilir. Örneğin “Camı kapatın! Üşüyebilirsiniz.” gibi bir sözce ile konuşucu hem bir söz söyleme eylemi gerçekleştirmiştir hem de bu sözceyi kullanarak alıcıyı bir konuda uyarmıştır. Önceki ünitelerde ilgili kimi yerlerde de açıkladığımız gibi söz söylemeyle birlikte gerçekleşen sözeylemler tehdit etmek, tebrik etmek, uyarmak, teşekkür etmek gibi sözeylem eylemleri kullanılarak
da açık bir biçimde dile getirilebilir.
Dolaylı konuşma aktarımı nedir?
Dolaylı konuşma aktarımında aktaran kişi söylenenleri kendi sözcükleriyle yeniden ifade eder. İçerik korunur, ancak biçim dönüşüme uğrar. Kişi, zaman, yer göstericileri, kiplikler, anlatımsal biçimler, sorular, ünlemler, kesik tümceler silinerek anlatıcının anlatımında yorumlanacak biçimde (Ayşe, Ali’nin onu tekrar görmek için ertesi gün oraya gideceğini
söyledi.) değiştirilir.
Bağımsız konuşma aktarımı nedir?
Bağımsız konuşma aktarımı, sözün herhangi bir değişiklik yapılmadan, sözcüğü sözcüğüne söylendiği gibi (Ayşe: “Yarın senedi imzalamaya geleceğim.” dedi.) aktarılmasıdır. Bu aktarım türü, aktarımın nesnel olmasını sağlar. Bu tür aktarımda, anlatıcı kendi sözünü keserek metinde kimliğini bir şekilde belirttiği diğer bir sese yer verir. Bağımsız konuşma aktarımı, aktaran kişinin varlığını gösteren tırnak işareti ya da aktarım tümcesi içerir.
Dil aktarımının 4 boyutu nedir?
Dil aktarımının boyutları şu şekildedir:
• Ses (Aktarılan ifadenin kaynağı olarak kim ya da ne gösterilmektedir?)
• İleti (Özgün içeriğin metin alıcısına hangi aktarım yoluyla sunulduğudur.)
• İşaret (Anlatıcının bir dilsel aktarım yaptığını gösterme şeklidir.)
• Tutum (İleti ya da özgün konuşmacıya ilişkin olarak metin üreticisinin-aktarımı yapanın yaptığı yorumlardır.)
Ses'in kaç türü vardır?
Ses'in 5 türü vardır. Bunlar; anlatıcı, belirli diğerleri, belirsiz diğerleri, topluluk ve belirlenemez özellikteki diğerleridir.
İletinin sunuluş biçimleri nelerdir?
İletinin sunuluş biçimleri şunlardır:
• Anlatı (Gerçekleşmiş bir dizi eylemin zaman sırası içinde aktarımı yapıldığında)
• Alıntılama (Bağımsız konuşma ve düşünce aktarımı yapıldığında)
• Yansıtma (Bağımsız dolaysız konuşma ve düşünce aktarımı yapıldığında)
• Yeniden dile getirme (Dolaylı ya da bağımsız dolaylı konuşma ve düşünce aktarımı yapıldığında)
• Özetleme (Sözeylem anlatı aktarımı ve “düşünce eylem” anlatı aktarımı yapıldığında)
Tanıtsallık nedir?
Tanıtsallık, konuşucunun aktardığı önermedeki bilgiye nasıl ulaştığını gösteren dilbilgisel ulamdır. Konuşucu aktardığı önermedeki bilgiye kişisel gözlemiyle ulaşabildiği gibi (Dün yağmur yağdı.) bu bilgiye çıkarım yoluyla sonuç çıkararak da (Yağmur yağmış. Yerler ıslak.) ulaşabilir. Ya da aktardığı
önermedeki bilgiye bir başka yolla öğrenerek de (örneğin bir başkasından duyarak) ulaşmış olabilir (Ali, yağmur yağıyor dedi.). Yukarıda parantezler içinde örneklediğimiz ifadeler görüldüğü gibi tanıtsal yapılar (-DI, -mIş, .... dedi) içeren ifadelerdir. Tanıtsal yapılar, aktarılan bilginin güvenilirliğini, bilgiyi içeren tümcenin dayandığı bilgi kaynağını, bilginin kesinlik derecesini, önermenin doğruluk olasılığını ya da bu olasılığa yönelik beklentiyi niteleyen birimlerdir (Mithun, 1986). Bu yapılar, konuşucunun kodladığı tanıtın türüne bağlı olarak metninde yer verdiği bir bilginin doğruluğunu ne kadar üstlendiğini tümcenin anlamına “olduğunu gördüm”, “olduğunu duydum”, “olduğunu kanıtlayan bir şey gördüm”,
“bunun olduğu bilgisini bir başkasından duydum”
gibi tutumlar ekler (Crystal, 1991).