Çağdaş Türk Yazı Dilleri 1 Dersi 1. Ünite Özet
Dil, Diller Ve Türk Dili
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Dil ve Diller
Dil, insan-varlık ilişkisinde bilme, insan-insan ilişkisinde bildirişme aracıdır. Bildirişimi sağlayan her türlü gösterge, her türlü araç dil sayıldığı için F. De Saussure dili, “bildirişimi sağlayan göstergeler dizesi” olarak tanımlamıştır. Dil, varlığın insan algısı içindeki bilgisini işaret eder ve toplumların eşyayı, varlığı algılama, anlamlandırma ve anlatma özelliklerine göre değişiklikler gösterir. İnsan varlığı beş duyusuyla algılar. Dolayısıyla beş duyunun her biriyle saymaca bir dil sistemi yaratmak mümkündür. Bu diller, göz dili (görsel göstergeler), kulak dili (işitsel göstergeler), burun dili (kokuyla ilgili göstergeler), dil/tat dili (tat almayla ilgili göstergeler), ten dili (dokunmayla ilgili göstergeler) şeklinde adlandırılabilir. Dilleri oluşma biçimlerine, kullanılma yeri ve işlevlerine göre, doğal, yapay ve özel diller şeklinde gruplara ayırmak mümkündür. Toplum dilbilimsel açıdan diller, ölçünlü, bölgesel, toplumsal ve işlevsel dil türleri biçiminde sınıflandırılabilir. Dilleri yazı dili olup olmadıkları bakımından da yazı dilleri ve konuşma dilleri biçiminde tanımlayabiliriz.
Dilin kökeni ile ilgili görüşler iki temel anlayış içinde değerlendirilir. Bunlar tek kökenlilik ve çok kökenlilik kuramlarıdır. Tek kökenliliğe göre başlangıçta tek dil vardı ve daha sonra bu dilden ağızlar, lehçeler, doğmaya başladı ve farklılaşma ilerledikçe bu lehçeler yeni diller haline geldiler. Çok kökenliliğe göre ise, insanlar farklı coğrafyalarda farklı gruplar halinde yaşamaya başladığı için her grup ayrı bir dil oluşturdu ve daha doğuş aşamasında diller farklıydı.
Türk Dili / Türkçe
Türkçe, Türklerin konuştuğu dilin adıdır. Türkçe dil adları, kavim adlarının sonuna getirilen +cA / + çA ekiyle yapılır (Türkçe, İngilizce, Almanca gibi). Türkçe, Türk kelimesinin kavram alanı içinde yer alan bütün boy, soy, oymak ve aşiretlerin konuştukları ortak dilin adıdır. Aradaki farklılıklar lehçe / uzak lehçe, şive / yakın lehçe ve ağız terimleriyle ifade edilir. Bunlar bir dilin çeşitli sebeplerce oluşmuş alt kollarıdır. Türk dilinin üç uzak lehçesi vardır. Bunlar Yakutça, Çuvaşça ve Türkçedir. Türkçe kolu kendi içinde üç ana gruba ayrılır:
- Kıpçak / Kuzey grubu: Kırgız, Kazak, Başkurt, Tatar, Nogay, Kumuk, Karaçay-Balkar, Karaim Türkçeleri
- Karluk / Doğu grubu: Özbek ve Uygur Türkçeleri
- Oğuz / Batı grubu: Türkiye, Azerbaycan, Türkmen ve Gagavuz Türkçeleri
Türkçe dar anlamda Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî dili, geniş anlamda ise dünya üzerindeki bütün Türk soylu halkların değişik coğrafyalarda, çeşitli lehçeler halinde konuştukları dilin adıdır. Türk Dili / Türkçe terimi ile ifade edilen anlamları, en dar olanından en geniş olanına doğru şöyle sıralayabiliriz:
- Türkçe, Türkiye’de yaşayan Türklerin ana dilidir.
- Türkçe, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi dili olması nedeniyle, Türk kökenli olan ve olmayan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak dilidir.
- Türkçe, Anadolu ve civar sahalarda; Irak, İran, Suriye, Kıbrıs, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Sırbistan, Hırvatistan ve ayrıca Almanya başta olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin konuştuğu dildir.
- Türkçe, Çuvaşça ile Yakutça (ve kimilerine göre Halaçça) dışında kalan Türk lehçelerinin ortak adıdır.
- Türkçe, Çuvaşça ve Yakutça da dâhil, 20’si yazı dili toplam 50 civarında, tarihi ve çağdaş Türk lehçesinin ortak adıdır.
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Bir dilin dünya dilleri arasındaki yeri ve değeri; dünya çapındaki yaygınlığı, diplomasi dili, uygarlık dili, geçer bölge dili, resmî dil, ulusal dil ve yazı dili olmasıyla ölçülür. Bu ölçütlerin yaygınlığı, eskiliği ve geçerliliği bir dilin diğer diller arasındaki yerini, konumunu, işlevselliğini ve değerini belirler. Türkçe günümüzde edebiyat ve bilim dalı olarak kabul edilen birçok dünya dilinden daha eskidir ve daha eski yazılı metinlere sahiptir. Ural ve Altay dilleri arasında en eski yazı dili Türkçedir. Türkçe başta Göktürk, Uygur, Arap, Latin, Kiril alfabeleri olmak üzere, 10’dan fazla alfabe ile yazıya geçirilmiş, yazılı metinleri dünyanın çok değişik coğrafyalarında çok sayıda kütüphanede ve müzede saklanan bir dildir. Dünya dillerini değerlendiren “Nostratik Teorisi” Hami, Sami, Kartvel, Hint-Avrupa, Ural, Altay, Dravid dil ailelerinin aslında aynı kökten geldiğini ve bu dillerin daha eski bir dilden türediklerini savunur. “Avrasyatik Teorisi” ise, Ural, Altay, Hint-Avrupa, Gilyak, Kore-Japon-Aynu, Çukçi, Eskimo-Aleut dillerinin aynı kökten geldiğini savunmaktadır. Dünya dillerinin bilinen yaygın tasnifleri ve Türk dilinin dünya dilleri arasındaki yerini kısaca şöyle tespit etmek mümkündür:
Yapıları Bakımından Diller ve Türkçe
- Tek Heceli Diller: Çince, Tibetçe, Vietnamca, Siyamca, Endonezyaca, Baskça.
- Eklemeli Diller: Türkçe, Moğolca, MançuTunguzca, Korece, Japonca, Fince, Macarca, Ugorca, Permce, Estçe, Eskimoca, Kızılderili dilleri, Gürcüce.
- Bükümlü / Çekimli Diller: Kök bükümlü ve gövde bükümlü olarak ikiye ayrılır. Almanca, Flemenkçe, İngilizce, İskandinav dilleri, Latince, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rumence, Rusça, Bulgarca, Sırpça, Lehçe, Yunanca, Arnavutça, Keltçe, Litvanca, Hititçe, Hint-İran dilleri, Sanskritçe, Avestçe, Ermenice, Akadca, İbranice, Arapça, Bantu dilleri.
Kökenleri Bakımından Diller ve Türkçe
Altay Dilleri
- Türk Dilleri: Tarihi Türk Lehçeleri: Orhun / Göktürk, Peçenek, Kuman / Kıpçak, Eski Uygur, Çağatay, Bulgar, Hazar Çağdaş Türk Lehçeleri: Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Gagavuz Türkçesi, Kırım-Tatar Türkçesi, Karaçay-Balkar Türkçesi, Kumuk Türkçesi, Nogay Türkçesi, Karaim Türkçesi, Tatar Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Altay Türkçesi, Şor Türkçesi, Hakas Türkçesi, Tuva Türkçesi, Uygur Türkçesi, Dolgan Türkçesi, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Karakalpak Türkçesi, Yakut Türkçesi, Çuvaş Türkçesi
- Moğol Dilleri: Moğolca, Buryat, Kalmuk
- Mançu-Tunguz Dilleri: Sibir Kolu: Evenkçe (Tunguzca), Even (Lamut) Mançur Kolu: Mançur, Çjurçjen Amur Kolu: Nanayca (Goldca), Udeyce (Udegeyce)
- Uzak Doğuda Hiçbir Gruba Dâhil Olmayan Diğer Diller: Japonca, Ryukyus, Korece, Ayn
Ural Dilleri
- Fin-Ugor Dilleri: Ugor Kolu: Macarca, Mansiy (Vogul), Hantıy (Ostyaç)
- Baltık-Fin Kolu: Fince, Estonca, İcor, Karel, Vepss, Vod, Liv, Saam (Lopar) Perm Kolu: Komi-Zıryan, Komi-Permyaç, Udmurtça Voljsk Kolu: Mari (Çeremis), Mordov
- Samoyed Dilleri: Nene (Yurak-Samoyed), Nganasan (Tavgiy), Eneç (Yenisey-Samoyed), Selkup (OstyakSamoyed)
Hint-Avrupa Dilleri
- Avrupa Kolu: Germen Dilleri: Almanca, Flemenkçe, İngilizce, İskandinav dilleri Roman / Latin Dilleri: Fransızca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca, Rumence Slav Dilleri: Rusça, Bulgarca, Sırpça, Lehçe, Çekçe, Slovakça, Yunanca, Arnavutça, Keltçe, Litvanca, Hititçe
- Hint-İran Kolu: Tarihi Sanskritçe, Avestçe, eski, orta ve yeni Farsça, Tacikçe, Urduca, Bengalce, Ermenice.
- Sami Dilleri: Akadca, İbranice, Arapça, Aramice, Fenikece.
- Çin-Tibet Dilleri: Çince, Tibetçe, Tayca, Dunganca
- Bantu Dilleri: Orta ve Güney Afrika’da konuşulan çok sayıda dilden oluşur.
- Kafkas Dilleri: Abazaca, Adigece, Çeçence, İnguşça, Kabartayca, Gürcüce, Avarca, Lezgice.
Türk Dilinin Yaşı ve Tarihi Gelişimi
Türk Dilinin Yaşı: Sümerce bugün yaşamamakla birlikte, bilinen en eski yazılı metinler Sümerceye aittir. Osman Nedim Tuna, Sümer ve Türk Dillerinin Tarihi İlgisi ile Türk Dilinin Yaşı Meselesi adlı eserinde Sümerler ve Türkler arasında dil bakımından tarihi bir ilgi bulunduğunu tespit etmiş ve bunun sonucu olarak da “Bugün yaşayan dünya dilleri arasında, en eski yazılı belgeye sahip olan dil Türk dilidir” sonucuna varmıştır. Bir dilin zenginliği, onun eskiliği, sürekliliği, edebiyat ve bilim dili oluşuyla söz konusu edilebilir. Türk yazı dilinin ilk metinleri olarak bilinen Göktürk yazıtlarında tespit edilen kavram alanı-kelime ailesi ilişkileri, soyut kavramların kullanılışı, oturmuş, düzenli bir işleyişin varlığı, bu dilin uzun bir süre işlenmiş olduğunu göstermektedir. Yenisey yazıtlarında görünen sözcükler, Orhun yazıtlarındaki söz varlığı, Türkçenin hemen o dönemde oluşmuş bir dil olmadığını, çeşitli gelişmeler ve anlam olaylarıyla çok daha eskiye, birkaç bin yıl öncesine uzanan gelişmiş bir dil niteliği taşıdığını göstermektedir. Türkçenin ilk yazılı metinlerini MS VII. yüzyılın sonu olarak (Çoyr/ 687-692) kabul etsek bile, Türk dili, bugün edebiyat ve bilim dalı olarak kabul edilen birçok dünya dilinden daha eski yazılı metne sahip bir dil durumundadır. Ural ve Altay dil aileleri içinde Türkçeden daha eski yazılı metne sahip bir dil bulunmadığı gibi, Yunan-Latin dillerini hariç tutarsak, Avrupa’da bugün Türkçeden daha eski yazılı metne sahip herhangi bir dil yoktur.
Türk Dilinin Tarihi Gelişimi: Bir dilin tarihini yazı dili öncesi ve yazı dili dönemi biçiminde ikiye ayırarak incelemek gerekir. Diller önce konuşma dili olarak var olur, daha sonra yazı dili haline gelirler. Yazı dili öncesi dönem, belgelerle incelenemediği için özellikleri hakkında tam ve kesin bilgiler vermek mümkün değildir. Türkçenin ilk sözlü edebî ürünlerinin hangi tarihe ait olduğunu belirtmek de mümkün değildir. Türk dilinin kökeni hakkında iki önemli görüş vardır. Bunlardan birincisi, Türk dilinin Altay dil ailesine mensup olduğunu ve Ana Altayca denilen bir ana dilden türediğini savunan görüştür. Bu görüşe göre Altay dilleri; Türkçe, Moğolca, Tunguzca, Mançuca, Nanayca, Japonca, Korece ve Aynucadır. İkinci görüşe göre, Türkçe Ana Hun Dili adı verilen bir ana dilden doğmuştur. Bu görüşe göre, Türk dilleri kendi başına bir aile oluştururlar. Doğup geliştikleri Ana Hun Dili, milattan önceki yıllarda üç lehçeye ayrılmıştır. Bu lehçelerden, Batı Hun Lehçesi bugünkü Çuvaşçayı, Kuzey Hun Lehçesi Yakutçayı, Doğu Hun Lehçesi de Türk-Tatar dillerini, yani diğer Türk lehçelerini doğurmuştur. Altay dilleri teorisinin kurucusu Ramstedt’dir. P. Aalto, Kore dilini de Altay dilleri ailesine dâhil etmiştir. Amerikalı dilci Street ise bu dillere Japon ve Aynu dillerini de eklemiştir. K. Grönbech, Benzing ve özellikle de Alman asıllı G. Doerfer ile İngiliz asıllı Sir Gerard Clauson bu teoriye karşı çıkmışlardır. Onlara göre Altay dilleri arasındaki yakınlık, bir akrabalık ilgisinden çok karşılıklı ödünçlemelerden ibarettir.
Türk yazı dilinin bugün için bilinen en eski yazılı belgeleri Göktürkler dönemine aittir. Ancak, özellikle Orhun metinlerinde görülen dil, oldukça işlenmiş, mükemmel bir ifade yeteneğine ulaşmış bir dildir. Bütün uzmanların ortak kanaati, bu dilin mutlaka birkaç asır işlenmiş olduğu yönündedir. Türkler VII-VIII. yüzyıllardan başlayarak XIII. yüzyıla kadar uzanan dönemde tek yazı dili halinde yaşamıştır. Bu ilk dönem kendi içinde Göktürkçe ve Uygurca olarak ikiye ayrılır. Eski Türkçeden sonraki devrede, Türkçe farklı yazı dillerine bölünmüştür. İslamiyet’in kabulüyle birlikte birçok yeni kavramın toplum hayatında yer alması ve yeni bir yazının kullanılması gibi dış sebepler ile Türkçenin kendi içyapısında meydana gelen doğal değişmeler ve gelişmeler farklı lehçelerin ve yazı dillerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Böylece Türk dili, XII.-XIII. yüzyıldan itibaren Kuzeydoğu Türkçesi ve Batı Türkçesi şeklinde iki kola ayrılmıştır. Kuzeydoğu Türkçesi XIII. ve XIV. yüzyıllarda, eski Türkçenin yeni bir devamı gibi yaşamış ve eski ile yeni arasında geçiş görevi üstlenen bir devir olmuştur. Batı Türkçesi XII. yüzyıldan itibaren oluşmaya başlamış ve ilk yazılı eserlerini XIII. yüzyılda vermiştir. Türklüğün ve Türk dilinin en çok işlenmiş, en verimli yazı dilidir. Batı Türkçesinin ilk dönemi XIII ila XV. yüzyılın sonu arasındaki dönemi kapsayan Eski Türkiye / Eski Anadolu Türkçesidir. Batı Türkçesi XVII-XVIII. yüzyıllardan itibaren kendi içinde farklılaşarak iki ayrı yazı dili haline gelmiştir. Bunlardan doğuda olanına Azerbaycan, batıda olana Osmanlı veya Türkiye Türkçesi adı verilmektedir.
Türk dilinin tarihi gelişmesini iki ana döneme ayıran araştırmacılar, genellikle başlangıcından XIII. yüzyıla kadar olan döneme Eski Türkçe, XIII. yüzyıldan günümüze kadar olan dönemine de Yeni Türkçe demektedirler.
Ahmet Caferoğlu başta olmak üzere birçok araştırmacı da Türk dilinin tarihi gelişimini yazı dili öncesi ve sonrasıyla birlikte şöyle tasnif etmektedir:
- Altay Devri
- En Eski Türkçe Devri
- İlk Türkçe Devri
- Eski Türkçe Devri
- Orta Türkçe Devri
- Yeni Türkçe Devri
- Modern / Çağdaş Türkçe Devri
Türk Dünyası ve Türk Dili
Türk Dünyası: Türk dünyası dediğimiz ve Türklerin tarih boyunca yaşadığı coğrafya, 20-90 doğu boylamları ile 33-65 kuzey enlemleri arasında yer alır. Türk dünyası en çok kabul gören tasnife göre dört bölüme ayrılır. •
- Altay-Sibirya Türkleri
- Batı Türkleri
- Doğu Avrupa Türkleri
- Türkistan Türkleri
Yönlere göre yapılan tasnife göre Türkler; Doğu Türklüğü, Kuzey Türklüğü ve Batı Türklüğü şeklinde gruplandırılır. Kabaca, Hazar denizinin doğusunda kalan Türklere Doğu Türklüğü, kuzeyinde kalanlara Kuzey Türklüğü ve bu sınırın güneyi ile batısında kalanlara da Batı (Güneybatı) Türklüğü denmektedir.
Türk Dilinin Bugünkü Durumu ve Yayılma Alanları: Türk dili, dünya dilleri arasında konuşulduğu coğrafyanın büyüklüğü bakımından birinci, ana dili olarak üçüncü ve konuşan insan sayısı bakımından beşinci sıradadır. Bugün Türkler, ana hatları ile Balkanlardan Büyük Okyanus’a, Kuzey Buz Denizi’nden Tibet’e kadar olan sahada yaşarlar. Bütün bu alanda Türk nüfusu yer yer farklı yoğunlukta bulunmakta ve Türkçe farklı lehçeler halinde konuşulmaktadır. Zengin söz varlığı, yaygın kullanımı, bilimsel alanlara ait terminolojisi, soyut kavramları karşılamadaki üstün yeteneği, zengin deyimleri, çok düzenli yazım, ses ve şekil yapısıyla Türkçe dünyanın önde gelen bilim ve edebiyat dillerinden biridir. Türkçe; Göktürk, Uygur, Arap, Latin, Kiril alfabeleri başta olmak üzere, 10’dan fazla alfabe ile yazıya geçirilmiş bir dildir. Günümüzde Türk dünyasında Latin, Arap ve Kiril alfabeleri kullanılmaktadır. Farklı lehçeler halinde de olsa, Türkçe bugün Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye gibi yedi bağımsız devletin resmî dilidir. Bütün bu alanlarda yaşayan Türkler şu üç lehçeden biri ile konuşmaktadırlar.
- Türkçe (y grubu)
- Çuvaşça (r grubu)
- Yakutça (t grubu)
Çuvaşça ve Yakutça yüzyıllar boyunca konuşma dili olarak yaşmış, ancak XIX-XX. Yüzyıllarda yazı dili haline gelmiştir. Çuvaşlar, Moskova ile Kazan arasında İdil (Volga) ırmağı boylarında yaşarlar.
Yakutlar Sibirya’da Katanga, Ölenek, Lena ve Kamçatka’da Kelima ırmakları çevresinde yaşarlar.
Türkçe kolundan doğmuş yakın lehçeleri de konuşan nüfus sayısı ile birlikte de şöyle tasnif edebiliriz:
- Batı / Güneybatı Türkçesi:
- Türkiye Türkçesi: Türkiye, Irak, Suriye, Kıbrıs, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Kosova ve Almanya başta olmak üzere Türkiye Türklerinin bulunduğu ülkelerde ( Toplam 69.000.000 kişi)
- Gagavuz Türkçesi: Moldova, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan (247.164)
- Azerbaycan Türkçesi: Kuzey Azerbaycan, İran, (Güney Azerbaycan), Gürcistan ve Türkiye (24.791.106)
- Türkmen Türkçesi: (Türkmenistan, İran (Horasan), Afganistan ve Pakistan (4.018.297)
- Kuzeydoğu / Doğu Türkçesi:
- Özbek Türkçesi: Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Afganistan, Tacikistan ve Pakistan (21.000.000)
- Uygur Türkçesi: Çin (Doğu Türkistan) (17.000.000)
- Karakalpak Türkçesi: Özbekistan (Karakalpak özerk bölgesi) (600.000)
- Kazak Türkçesi: Kazakistan, Moğolistan ve Doğu Türkistan (11.000.000)
- Kırgız Türkçesi: Kırgızistan ve Doğu Türkistan (3.300.000)
- Kazan (Tatar) Türkçesi: Tataristan ve Başkurdistan (16.000.000)
- Nogay Türkçesi: Kuzey Kafkasya ve Rusya (300.000)
- Başkurt Türkçesi: Başkurdistan, Tataristan ve Rusya (2.500.000)
- Kırım Türkçesi: Kırım, Özbekistan ve Romanya (16.000.000 Kazan Türkçesi ile birlikte)
- Karaçay Türkçesi (Kuzey Kafkasya ve Rusya) (400.000)
- Malkar Türkçesi (Kuzey Kafkasya ve Rusya) (200.000)
- Kamuk Türkçesi: Kuzey Kafkasya ve Rusya (282.178)
- Altay Türkçesi: Rusya ve Altay Özerk Cumhuriyeti (180.000)
- Hakas (Abakan) Türkçesi: Rusya, Hakas Bölgesi, Çin’in Karasu eyaleti (150.000)
- Tuva Türkçesi. Rusya, Tuva bölgesi ve Moğolistan
- Karay Türkçesi: Polonya ve Litvanya
Diğer ülkelerdeki 8.900.000 kişiyi ve 4.300.000 Çuvaş ile 1.000.000 Yakut’u eklersek tahmini Türk dilini konuşan nüfus 190-200 milyon kişi civarındadır.