Türkçe Biçim Bilgisi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Fiil Çekimi: Zaman, Görünüş, Kip
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
'Ontolojik zaman' nedir?
Ontolojik zaman; eylemlerin gerçekleştiği, tecrübe ettiğimiz, algıladığımız, yaşadığımız zamandır.
'Gramatikal zaman' nedir?
Gramatikal zaman, olayların zaman sırasını ifade etmek için bazı dil araçlarıyla anlattığımız ‘dilsel zaman’ı ifade eder. Yani; ontolojik zamanın dil birimleriyle ifade edilebilir hâle gelmesidir.
'Mutlak zaman' ve 'göreceli zaman' arasındaki fark nedir?
Eylem zamanı ‘şimdi ve bura’ ölçüt alınarak bildirildiğinde ‘mutlak zaman’ ifade edilmiş olur. Örneğin; "Dün ödevini bitirdi" cümlesinde eylem zamanı şimdi ve buraya göre geçmişte, "Yarın ödevini bitirecek" cümlesinde gelecektedir. Göreceli zaman bildirimlerinde ise eylem zamanını belirlerken konuşma anının dışında ikinci bir gösterim noktasının daha referans alınmasına ihtiyaç duyulur. Örneğin; "Sen geldiğinde Ali gitmişti" cümlesinde eylem zamanının belirlenebilmesi için, konuşma anı dışında sen geldiğinde ile ifade edilen ikinci bir gösterim merkezine daha ihtiyaç duyulur.
'Zaman kayması' nedir?
Bir zaman ekinin yaygın olarak bildirdiği zamanının dışında başka bir zamanı bildirmesiyle ise zaman kayması adı verilen durum ortaya çıkar. Buna göre "Sanatçı 1996 yılında, geçirdiği bir trafik kazası sonucu genç yaşta hayatını kaybediyor" cümlesinde -(X)yor biçimbirimi, şimdiki zamanı değil geçmiş zamanı bildirmiş; böylece zaman kayması meydana gelmiştir.
Türkçedeki üç temel zaman ve bunların biçimbirimleri nelerdir?
- Geçmiş Zaman: Türkçede mutlak geçmiş zamanı bildiren biçimbirimler –DX ve –mXş’tır.
- Şimdiki Zaman: Türkçede şimdiki zamanı işaretleyen biçimbirimler –(X)yor, -mAktA ve –(A/X)r’dır.
- Gelecek Zaman: Türkçede gelecek zaman –(y)AcAk biçimbirimi ile ifade edilir.
'Anafora' nedir?
Anafora; cümledeki ya da metindeki dilsel bir unsurun, başka bir unsurla ilişkilendirilmemiş, soyutlanmış şekliyle anlam bakımından bulanık olduğu; anlamının, bir öncül (ya da soncul) ile ilişkili olarak yorumlanabildiği ifadelerdir (Carter, 1987).
'Görünüş' nedir?
Görünüş, zaman ve kip gibi fiille ilgili gramer kategorilerinden biridir. Görünüş, kılınış üzerinde işlem yapan ve onu belirli bakış açılarıyla görünür hâle getiren dilbilimsel kategoridir.
'Kılınış' nedir?
Kılınış (aktionsart, actionality), eylemin zamansal iç yapısıyla ilgili bir kategoridir. Kılınış, eylemin iç zaman yapısını ve evrelerini konu alır.
Eylemlerin karakter farklılıklarını belirleyen özellikler nelerdir?
- Bazı eylemler kritik bir durum değişikliğine ya da dönüşüm evresine sahip olurlar: öl-, bul-, boğul-.
- Bazı eylemler ise belirgin bir dönüşüm evresi ya da durum değişikliği bildirmezler, homojen bir iç yapıya sahiptirler: oku-, yaşa-, yürü-.
- Dönüşüm bildiren eylemler için kritik dönüşüm evresi, eylemin başlangıç sınırında (yat-, otur-) ya da bitiş sınırında (ulaş-, bitir-, öl-) bulunabilir.
- Bazı eylemler, oluşum süreci bakımından anlıkken (patla-, hapşur-) bazıları daha uzun bir sürece sahip olabilir (donmak).
- Süreçli eylemlerin bir kısmı kesintisiz bir sürece sahipken (sahip ol-) bir kısmı tekrarlayan daha küçük eylem parçalarından oluşabilir (ovala-, ufala-, silkele-).
Eylemler kılınışlarına göre kaça ayrılır ve bunlar nelerdir?
Johanson’un Türkçeden hareketle yaptığı sınıflandırmaya göre eylemler, kılınışlarına göre genel olarak dönüşümlü ve dönüşümsüz olmak üzere ikiye ayrılır.
Dönüşümlü ve dönüşümsüz eylemler arasındaki fark nedir?
Dönüşümlü eylemler, doğal bir dönüşüm evresine sahiptir. Kılınış ibaresinin türüne göre eylemin başlangıç ya da bitiş sınırında bulunabilen bu doğal dönüşüm evresi; bir durum değişikliğine, dönüşümün gerçekleştiği bir zirve noktasına işaret eder. Dönüşümsüz eylemlerde ise bu tür bir kritik sınır ya da dönüşüm evresi bulunmaz (oku-, yürü-) (Johanson, 2000).
Görünüşsel bakış açıları nelerdir?
Görünüşsel bakış açıları; eylemlerin başlangıç sınırı, bitiş sınırı ve sürekten oluşan kılınışları üzerinde yaptıkları işlemlere göre ‘sınıra duyarlı bakış açıları’ ve ‘sınıra duyarlı olmayan bakış açıları’ biçiminde sınıflandırılabilir. Sınıra duyarlı bakış açıları, eylemleri başlangıç ve bitiş sınırlarıyla ilişkili olarak izleme imkânı sunar (sınırlar arası bakış, sınır sonrası bakış). Sınıra duyarlı olmayan bakış açıları ise eylemi, herhangi bir sınırına ya da evresine özel bir vurgu yapmaksızın ‘bir bütün’ olarak sunar.
Türkçede fiil çekim ekleriyle işaretlenebilen bakış açıları nelerdir?
Aslında (S: 110, Tablo 5.4)’de belirtildiği gibi Türkçede fiil çekim ekleriyle işaretlenebilen sınıra duyarlı baakış açıları sınırlar arası bakış, sınır sonrası bakış ve sınır öncesi bakış; sınıra duyarlı olmayan bakış açıları ise öngörülülük ve bitmişlik'tir.
Türkçede sınırlar arası bakışı işaretleyen –(X)yor, -mAktA ve –(X/A)r biçimbirimleri hangi bakımdan birbirlerinden ayrılırlar?
Türkçede sınırlar arası bakışı işaretleyen –(X)yor, -mAktA ve –(X/A)r biçimbirimleri; ‘odaklılığın derecesi’ bakımından birbirinden ayrılır. Örneğin; "Ali sık sık sinemaya gider" cümlesinin söylenebilmesi için Ali’nin konuşma anında mutlaka sinemaya gidiyor olması gerekmez; ama "İşte, Ali geliyor" cümlesinde, konuşma anında da gerçekleşen eylemsel bir içerik ve yoğunluk vardır; gelme eylemi o anda gerçekleşmektedir. Bakılan noktada eylemsel bir hareketlilik görülür. Bu durum, söz konusu biçimbirimlerin odaklılık değeriyle ilgilidir.
'Odaklılık' nedir?
Odaklılık (focality), eyleme bakılan noktadaki görüntüleme alanının darlığı ve buna bağlı psikolojik yoğunlukla, eylemsel hareketlilikle ilgili ölçüsel bir parametredir (Johanson, 2000; Aydemir, 2010). Yüksek odaklılığı gösteren görünüş işaretleyicileri, konuşma anında da gerçekleşen eylemsel bir yoğunluğa işaret ederler. Düşük odaklılığı ya da odaksızlığı gösteren görünüş işaretleyicileri ise ya düşük bir eylemsel yoğunluğu ya da eylemsel yoğunluğun yokluğunu anlatır.
Öngörülü bakışı işaretleyen biçimbirimler hangi anlamlar taşıyabilir?
Öngörülü bakış, bir gösterim noktasından henüz gerçekleşmemiş ancak umulan, tahmin edilen, niyet edilen bir olaya yöneldiği için (Johanson, 1999; Uğurlu, 2003) bu bakışı işaretleyen biçimbirimlerin istek, plan, farklı derecelerde kesinlik vb. bazı kiplik anlamları taşıması kaçınılmazdır (Demir ve Yılmaz, 2005; Aslan Demir, 2008; Aydemir, 2010).
'Kip' ve 'kiplik' arasındaki fark nedir?
Kiplik; konuşurun bilginin gerçekliğine dair tutumunu, inançlarını, ayrıca yükümlülüklerini, isteklerini, dileklerini, yeterliliklerini vb. ifade eden anlamsal bir kategoridir. Kip ise kipliğin ifadesini sağlayan, biçimsel açıdan gramatikalleşmiş morfolojik işaretleyiciler yani eklerdir ve fiil çekim kategorisiyle ifade edilir. Bir başka ifadeyle kiplik anlamsal, kip ise biçimbirimsel bir kategoridir.
Bilgi kipliği hangi işlevlerde kullanılır?
Bilgi kipliği (epistemic modality); konuşurun, bilginin gerçekliğine dair tutum ve yargılarını, eylemin gerçekleşme ihtimaline yönelik değerlendirmelerini yansıtır. Örneğin, "Ayşe belki de uçağı kaçırmıştır" cümlesini söyleyen bir konuşur, aktardığı bilginin gerçeklik değerinden emin değildir. Konuşurlar, aktaracakları bilgilerin gerçekliğine dair çeşitli olasılıkları değerlendirirler ve bu değerlendirmelerinin sonuçlarını, farklı ekleri ve kelimeleri seçmek yoluyla, inanma/itimat etme ya da tersine inanmama/itimat etmeme, şüphelenme, tahmin etme vb. tutumlar hâlinde ifadelerine yansıtırlar (de Haan, 1999). Bilgi kipliği; bu tür olasılıkları, varsayımları, hipotetik durumları, gerçek dışı önermeleri yansıtır.
Eylem kiplikleri arasındaki fark nedir?
Eylem kipliği (event modality) kendi içinde yükümlülük kipliği (deontic modality) ve dinamik kiplik (dynamic modality) olmak üzere ikiye ayrılır. Yükümlülük kipliğinde konuşuru/eyleyiciyi harekete geçiren koşullar, dış nedenler ve otoritelerdir; dinamik kiplikte ise konuşuru harekete geçiren etkenler, iç dinamikler ya da iç dinamiklerle ilgili nedenlerdir.
Eylem kipliklerini yansıtan ögeler nelerdir?
Emir, zorunluluk/gereklilik, izin; dış kaynaklı etkenlere ve otoritelere bağlı olarak gerçekleştiği için yükümlülük kipliğini; istek, gönüllülük, dilek ve yeterlilik ise içsel etkenlerden kaynaklandığı için dinamik kipliği yansıtır.
Gönüllülük kipinin emir kipinden farkı nedir?
Tablo 5.8 (sayfa 114) incelendiğinde emir kipi ile gönüllülük kipi teklik ve çokluk 2 ve 3. kişilerin ortak biçimbirimlerden oluştuğu görülür. Ancak karşıladıkları semantik değerde önemli farklılıklar vardır. Gönüllülük kipi 2 ve 3. kişi biçimbirimleriyle ifade edilen isteklerde, konuşur ve dinleyici arasında toplumsal mesafeden çok yakınlık vardır. Statüye dayalı güç üstünlüğü ve dayatma gibi koşullar yoktur. İfade, belirli oranlarda yönlendiricidir; ama yönlendirme emirdeki kadar yüksek dereceli ve güçlü değildir. Cümle, emretme niyetiyle söylenmez; basit bir isteme, teklif, öneri vb. bildirir. Bu işlev 17, 18 ve 19. örnekler incelendiğinde daha iyi fark edilecektir. Oysa emir kipinde buyurucunun üstünlüğüne dayanan güç ilişkisi vardır ve ifade, belirli bir yaptırım gücü içerir.
(17) Biz yemek yiyeceğiz, işin yoksa sen de gel, müsaitse Ali de gelsin.
(18) Ders çalışmayı ihmal etmesinler.
(19) Montunun önünü kapat istersen, üşürsün.
Türkçede birleşik çekimler hangi eklerin üzerine gelebilmektedir?
Türkçede birleşik çekimler; -(y)DX, -(y)mXş, -(y)sA ile yapılır. -(y)DX biçimbirimi; geliyordu, gelmişti, gelecekti, gelirdi örneklerinde görüldüğü gibi görünüş ve zaman bildiren biçimbirimlerin; ayrıca gelmekteydi, gelmeliydi, geleydi, gelseydi, gelebilirdi vb. örneklerdeki gibi emir ve gönüllülük dışındaki bütün kip eklerinin üzerine gelebilmektedir.