Türkçe Biçim Bilgisi Dersi 1. Ünite Özet
Temel Kavramlar
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Biçim Bilgisi
Biçim bilgisi; dilbilgisinin ve dilbilimin, dildeki anlamlı ve işlevli en küçük birimler olan kelimelerin ve eklerin yapı, işlev ve kullanımını inceleyen koludur.
Şu konular üzerinde yoğunlaşır:
- Söz yapımı kurallarının belirlenmesi ve araştırılması,
- Çekim kurallarının belirlenmesi ve araştırılması,
- Kelime türlerinin belirlenmesi ve bu belirlemede kullanılabilecek biçim bilgisi ölçütleri,
- Kelimelerin birleşebilme ilkeleri,
- Yeni türetilen kelimelerin anlamlarının araştırılması,
- Dilbilgisi kategorileri ve ilişkilerinin incelenmesi,
- Dil karşılaştırmalarında, kökence akraba olmayan diller arasında tipolojik benzerliklerin belirlenmesi için ölçütler elde edilmesi.
Biçim bilgisi; ses bilgisi, söz dizimi ve anlam bilimi yanında dilbilgisinin temel bölümlerinden birini oluşturur ve iş birliği içindedir.
Biçim bilgisi içinde ele alınan durum ekleri ve çatı gibi konular, doğrudan söz dizimi içinde de değerlendirilir.
Biçim bilgisinde ele alınan konular, anlamla da ilgilidir. Sözcük türlerinin belirlenmesinde, söz dizimi ve anlam bilimi ölçütleri de kullanılır
Biçimbirim
Yapı ve ses açısından anlamlı veya işlevli daha küçük birimlere ayrılamayan ögelere biçimbirim denmektedir. Biçimbirimler, biçim bilgisinin araştırma konusunu oluşturur.
Bir kök veya gövdeden ibaret, tek başına kullanılabilen, anlamlı veya işlevli ögeler biçimbirim olabilecekleri gibi kök ve gövdelere eklenerek onların anlamını, niceliğini, türünü değiştiren veya metindeki diğer kelimelerle ilişkilerini gösteren ekler de birer biçimbirimdir.
Biçimbirimler, kullanılışlarına göre bağımsız biçimbirimler ve bağımlı biçimbirimler olmak üzere iki gruba ayrılır. Cümlede tek başına kullanılabilen, başka bir ögeye ihtiyaç duymayan biçimbirimlere bağımsız biçimbirimler denir. Ancak başka bir ögeyle, daha doğrusu bağımsız bir biçimbirimle birlikte ortaya çıkabilen biçimbirimler de vardır. Bunlara bağımlı biçimbirimler denmektedir.
Biçimbirimlerin altbiçimbirimleri (allomorph) de vardır. Biçimbirimler kullanımda, altbiçimbirimler olarak ortaya çıkarlar.
Kök ve Gövde
Kelime kök ve gövdeleri; anlamları veya söz dizimsel işlevleri olan, tek başlarına kullanılabilen bağımsız biçimbirimlerdir. Bunlar, Türkçede kelimenin anlamını değiştirmeyen çekim eklerini alarak daha büyük dil birliklerinin oluşturulmasına veya yapım ekleriyle yeni anlamlı kelimelerin ortaya çıkmasına yararlar.
Yapım eki almamış, anlamlı veya işlevli daha küçük parçalara ayrılamayan kelimelere kök denir.
Türkçede kelime köklerinin genellikle tek heceli olduğu, tek heceli olmayanların da yine tek heceli köklerden türemiş olduğu kabulü vardır.
Bazı kökler bugün de tek başlarına kullanılabilir. Örnek olarak “ver-“ fiilinden türemiş çok sayıda kelime vardır.
Köklerden yeni kelimeler oluşturulurken Türkçenin ses özellikleri göz önünde bulundurulur. Buna göre köke gelen ek, ünlü ve ünsüz uyumlarına girer. Ayrıca eklenme sırasında, sonda bulunamayan ünsüz çiftleri veya Türkçede bulunmayan ikiz ünlü ortaya çıkarsa kökle ek arasına yardımcı sesler girer.
Türkçede eklenme sırasında kök ve gövdelerde herhangi bir değişiklik olmadığı görüşü yaygındır. Ancak Türkçeyle ilgili bu yaygın kanının, ben ve sen zamirlerinin yönelme eki alınca bana, sana biçimlerine dönüşmesi gibi istisnaları bulunmaktadır. Ayrıca eklenme sırasında ortaya çıkan pek çok ses olayı vardır (Demir, Yılmaz 2011; Aslan, 2006).
İsim ve Fiil Kökleri
Türkçede kelimeler, isim ve fiil olmak üzere iki gruba ayrılır. Ayrıca zamirler, sayılar, edatlar, bağlaçlar gibi az sayıda kelimeden oluşan kök grupları da vardır. Ayrıca zamirler, sayılar, edatlar, bağlaçlar gibi az sayıda kelimeden oluşan kök grupları da vardır; ancak bunlar gerek türetmede gerekse çekimde isim ve fiil köklerine göre birtakım sınırlamalara tabidir.
İsim ve fiil kökleri, morfolojik açıdan alabildikleri çekim ekleri yardımıyla birbirlerinden kesin olarak ayrılırlar. Kelime türleri bölümünde de göreceğimiz gibi isimler ve fiiller, farklı çekim eklerini alırlar. Buna göre isimlere çoğul, iyelik, durum ve bildirme ekleri gelir.
Kök ve Anlam
Bir kelimeye, bir anlamın ne zaman ve hangi gerekçeyle yüklendiğini takip etmek bazen mümkündür.
Dildeki köklerin çoğunun ilk anlamlarını, nasıl ve ne zaman ortaya çıktıklarını, bir ses öbeğine bir anlamın nasıl ve ne zaman yüklendiğini belirlemek; çoğu kez imkânsızdır.
Doğadaki seslerin taklidi olan ve yansıma kelimeler (onomatopoetic words) olarak adlandırılan kelimelerde; gösteren ve gösterilen kavram arasında bir ilişki bulunduğu, ismin ses yapısında doğadaki sesin etkili olduğu ileri sürülebilir.
Enklitikler
Enklitikler; ekleşme özelliği taşıyan son çekim edatları, kuvvetlendirme ve pekiştirme işlevi taşıyan bağlaçlar, birleşik çekimleri oluşturmakta kullanılan imek fiili gibi dil birlikleridir. Bunlar, ek değildir ancak ek gibi davranır; ünlü ve ünsüz uyumu gibi eklere özgü ses oylarına tabidir, ancak eklerden farklı olarak vurgulanmazlar.
Kelime
Kelime; ses açısından, vurgusu ve kelime aralarını gösteren sinyallerle birbirinden ayrılan, yazı dilinde araya konan bir boşlukla sınırları gösterilen ses birlikleridir. Biçim bilgisi açısından kelime; yapım ve çekime taban oluşturan, aldığı eklerle kendi içinde bir birlik meydana getiren unsurlardır. Anlamsal ve sözlüksel açıdan, sözlüklerde kodlanmış bağımsız en küçük anlam taşıyıcısı; söz dizimi açısından ise cümlede yeri kaydırılabilen veya başkalarınca değiştirilebilen parçadır (Bussmann, 2002).
Konuşurlar, yine de ana dillerindeki kelimeleri ayırmada içgüdüsel bir bilgiye sahiptir. Bir dilin konuşurları, yazı dilinde neyin bağımsız bir kelime olarak kabul edileceğini ve kelimeleri tanımayı eğitimleri sırasında öğrenirler. Ancak bu, yazı dilinde kelime sınırlarının çok belirgin olduğu anlamına gelmez.
Öbekler, konuşma sırasında tek kelime gibi söylenir. Kelimeleri teker teker söyleyerek aralarındaki boşlukları çok açık biçimde belli etmek mümkündür ancak doğal dillerde durum çoğu zaman bunun tersidir; her kelimeden sonra ara verilmez. Türkçede, kelime tanımında ve kelime sınırlarının belirlenmesinde kullanılabilecek bazı ölçütler bulunmaktadır.
Türkçenin tipik bir yapısal özelliği olan ses uyumlarına göre kelime bünyesindeki heceler ya art ya da ön ünlülü olabilirler. Ayrıca düz ünlülerden sonra düz, yuvarlak ünlülerden sonra dar yuvarlak veya düz geniş ünlüler gelebilir. Bu yönleriyle ses uyumları, kelime sınırlarını belirlemede kullanılabilecek bir ölçüttür.
Kelime Yapımı
Dilin en fazla yenilenen bölümü söz varlığıdır. Konuşurların ihtiyaçlarındaki değişmelere paralel olarak dillerde bir taraftan yeni kavramları karşılamak üzere sürekli yeni sözler ortaya çıkarken diğer taraan artık konuşurlar için önemini yitirmiş kavramları gösteren kelimeler kullanımdan kalkar. Yeni kavramlar için her dil, kendine özgü söz yapımı araçlarına ve tekniklerine sahiptir.
Eklemeli bir dil olduğu için, ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak göreceğimiz gibi, Türkçe mevcut kök ve gövdelere, türetme ekleri getirilmek suretiyle yeni kelimeler oluşturulabilmektedir.
Ancak yeni kelime ihtiyacını karşılamanın tek yolu, eklerle yeni kelime türetme değildir. Bunun dışında birleştirme, kelime türünü değiştirme, var olan kelimelere yeni anlamlar yükleme, harf veya hece seçerek kısaltma, kopyalama gibi teknikler kullanılmaktadır.
Birleştirme
Türetme dışında en çok kullanılan yeni kelime yapma yollarından biri, birden çok kelimeyi tek bir kavramı ifade etmek için kullanmak yani birleşik kelime oluşturmaktır.
Türkçede birleşik kelime oluşturmanın farklı teknikleri vardır.
Birleşik İsimler
İsim olarak kullanılan birleşik kelimelerin önemli bir bölümü; belirtisiz isim tamlaması, sıfat tamlaması, eş anlamlı veya zıt anlamlı ikilemeler gibi Türkçenin söz dizimi kurallarına göre oluşur. Bunların bir kısmı;
- Belirtisiz isim tamlaması,
- İyelik eki düşmüş yapılar,
- Sıfat + isim,
- İyelik ekli isim + sıfat,
- İsim + sıfatfiil,
- Cümle biçiminde olanlar,
- İkilemeler,
- -lX ekli sıfat tamlaması,
- -lX eki düşmüş sıfat tamlaması,
- Zarf öbeği.
Birleşik Fiiller
Birleşik kelime yapısındaki fiiller, birleşiği oluşturan ilk kelimenin isim veya fiil olmasına göre iki gruba ayrılır. İsim + Yardımcı fiil
İki Ögesi de Fiil Olan Birleşikler
Kopyalama
Dillerde yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri de başka dillerden kelime almaktır. Kopyalama, başka dillerle olan doğrudan veya dolaylı ilişkiler sonucu ortaya çıkar.
Dil ilişkileriyle ilgili çalışmalarında Johanson alıntı, ödünçleme gibi başka çağrışımları da olan terimler yerine dildeki durumu daha iyi yansıtan kopyalama terimini önermiştir (2007). Alıntı ve ödünçleme kelimeleri, sanki bunlar dilde eğreti duruyormuş; kullanıldıktan sonra geri verilecekmiş gibi bir çağrışım yaratmaktadır.
Kısaltma
Kelimelerin ilk harerinin veya belli hecelerinin seçilmesi sonucu yeni kelimeler oluşturmaktır.
Kelimelerin harf veya heceleriyle yapılan kısaltmalar yanında bir bölümleri alınarak yapılan kısaltmalar kırpma olarak da adlandırılır.
Yeni Anlam Kazanma
Yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri, var olan bir kelimeye yeni anlamlar yükleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu tür yapılarda dilin söz dağarcığında sayıca bir genişleme olmamakta, ancak kelimelerin anlamında bir genişleme görülmektedir.
Bir kelimenin tamamının değil de aşağıdaki örneklerde olduğu gibi anlamının var olan kelimelere kopyalanması, literatürde anlam kopyalaması olarak geçer (Johanson, 2007).
Yazım
Türkçedeki ilgi çekici söz yapım yollarından biri de görsel araçlarla farklı kavramları karşılayan kelimeler ortaya çıkarmaktır. Sözlükçülükte alışılmış olan, aynı etimolojik kökenden gelen, çok anlamlı kelimeleri tek maddede, anlamlarını yaygın olandan daha seyrek olana doğru sıralayarak vermektir.
Vurgu
Türkçe kelimelerde vurgu genelde son hecededir. Kelime ek aldıkça vurgu sona doğru kayar. Ancak vurgunun kelimelerin anlamını ayırdığı örnekler de vardır.
Dilsel Yaratıcılık
Yeni kelime türetme yollarından biri de hiç olmayan sözleri uydurmak, bir yerde dilsel yaratıcılık göstermektedir.
Bir zamanlar popüler dilciliğin sevdiği bir tartışma konusu olmakla birlikte Türkçenin söz yapım ilkelerine göre türetilmiş görünen bu tür kelimelerin bir kısmı, Türkçenin türetme kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle çok tartışılmış; bunların uydurma olduğu ileri sürülmüştür. Ancak aradan geçen zamanda bu kelimelerin bir kısmı daha önce var olanların yerini almışlardır (Tekin, 2013b).
Tür Değiştirme
Bazı kelimeler, yapısal hiçbir değişiklik olmadan Türkçede farklı kelime türlerine dâhil olabilmektedir.
Tekrar
Yeni anlamlar ve işlevler bir kelimenin tamamının, bir kısmının, yakın veya zıt anlamlısının tekrarlanmasıyla karşılanabilmektedir.
Özel Adların Genelleşmesi
Özel adlar, marka adlarının yaygınlaşarak genel anlamlı kelimelere dönüşebilmektedir.