Eğitim Tarihi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yakın Çağ’Da Osmanlı Ve Diğer İslam Devlet Ve Toplumlarında Eğitim
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Yakın Çağ ne zaman başlamıştır?
Batı medeniyetinin gelişim evrelerine göre yapılan yaygın sınıflamaya göre Yakın Çağ, 1789 Fransız Devrimi ile başlayıp günümüze kadar devam etmektedir. Türkiye tarihinin ana evrelerini esas alan bazı Türk tarihçileri ise Yakın Çağ’ı, Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecine girdiği 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile başlatmaktadır. Tarihleme konusundaki görüş farkına rağmen bu çağın kapsadığı tarihî dönem, her iki görüşe göre de aşağı yukarı aynı olup daha da önemlisi Yakın Çağ Osmanlı/İslam eğitim modernleşmesi ile eş zamanlı olarak başlamıştır
Çevre ülkeleri ve merkez ülkeleri ifadeleri ne için kullanılır?
Çevre ülkeleri; iktisat tarihi literatüründe ekonomik bakımdan geri kalmış veya geri bırakılmış ülkeler için kullanılır. 19-20. yüzyıllarda gelişmişliğin ana göstergeleri sermaye birikimi ve sanayileşmeyi gerçekleştirmekti. Bu nedenle sanayileşmiş Batı ülkeleri de merkez ülkeleri olarak adlandırılmaktadır.
Modernite’nin dayanağı ve amacı nedir?
Modernlik ve çağcıllık anlamında bir isim olan modernite, akılcı ve bilimci karakteri dolayısıyla devlet ve toplum düzenini değiştirmekten yanadır. Modernite, felsefi olarak Aydınlanma Çağı’na, siyasi olarak Fransız Devrimi’ne ve ekonomik olarak da Sanayi Devrimi’ne dayanmaktadır. Akılcılık, bilimcilik, millî egemenlik ve laiklik, modernitenin temel değerleri olup sanayileşme, kentleşme, bürokratikleşme, ulus devlet ve demokrasi ise onunla birlikte gelişen bütünleyici değerlerdir.
Modern eğitimin doğası ve işlevi nedir?
Modern eğitim, modernitenin temel değerleriyle uyum içinde olup yani akılcı, bilimci, demokratik ve sekülerdir. Devlet ve toplum hayatında eskinin yerini yeninin, dinî olanın yerini akla ve bilime dayalı olanın almasından yanadır.
Moderniteyi doğuran Rönesans, Reform, Aydınlanma ve Sanayi Devrimi gibi tarihî süreçleri yaşamayan çevre ülkelerinde 19. yüzyılda ortaya çıkan modernleşme çabalarının asıl amacı neydi?
19. yüzyılda ortaya çıkan modernleşme çabalarının asıl amacı, Batı emperyalizmine karşı kendini savunacak güce ulaşmaktı. Bu nedenle Osmanlı Devleti, Japonya, Mısır ve İran gibi modernleşme tecrübesi yaşayan ülkelerde işe askerî eğitimle başlanmıştı.
Merkez ve çevre ülkelerinde modern eğitimin doğuşuna zemin hazırlayan süreçleri arasındaki fark nedir?
Merkez ülkelerinde modern eğitim, hem 15. yüzyıldan itibaren yaşanan ve Batı medeniyetine yön veren tarihî evrelerin doğurduğu bir ürün hem de onlarla birlikte gelişen eş zamanlı bir süreçtir. Bu nedenle merkez ülkelerinde eğitim yenileşmenin hem nedeni hem de sonucudur. Oysa çevre ülkelerinde modern eğitim, merkez ülkelerine karşı kendilerini savunmak için gerekli bilgi, beceri ve teknolojileri edinmelerini sağlayacak insan gücünü yetiştirmek amacıyla inşa edilmeye çalışılmıştır.
Osmanlı Devleti’nde modernleşmenin askerî eğitimden başlama nedeni nedir?
Osmanlı devlet adamları ve aydınları İmparatorluğun Batı karşısında çözülüp geri çekilmesinin nedeninin askerî eğitim ve teknolojide geri kalmışlık oluğunu düşünüyorlardı. Batının her alanda üstünlüğü ele geçirdiğini asla kabul etmemişlerdi. Bu yüzden modern ve güçlü bir orduya sahip olmayı devlet ve milletin bekası için yeterli görüyorlardı
Osmanlı Devleti’nde 18. yüzyılda başlayan modernleşme hareketinin sonucu olarak eğitim alanındaki gelişmeler nelerdir?
Osmanlı Devleti’nde 18. yüzyılda başlayan modernleşme hareketinin sonucu olarak eğitim alanında iki ayrı gelişme olup bunlar, geleneksel eğitim ve modern eğitimdir. Geleneksel eğitimin yanında modern eğitimin gelişmesiyle birlikte Müslüman tebaa ve devlet bürokrasisi için hizmet üreten eğitim kurumları iki alt sistem içinde yer almıştır olup bu yapı ikili sistem olarak adlandırılabilir. Fakat İmparatorluktaki bütün eğitim kurum ve faaliyetlerini kapsayan yapı çoklu sistem olarak nitelenebilir.
Eğitimde ikili ve çoklu sistem nedir?
Geleneksel ve modern eğitimin bir arada bulunduğu her ülkede en az ikili sistem söz edilebilir. Mesela modern eğitimin 19. yüzyılın ikinci yarısında Eğitim Bakanlığının çatısı altında toplanmasıyla İngiltere’de, geleneksel eğitimle birlikte iki alt sistemden oluşan ikili sistem [dualsystem] ortaya çakmıştı. Fransa hariç diğer Batı Avrupa devletlerinde de durum İngiltere’dekine benzerdi. Fakat Osmanlı eğitim örgütlenmesini de bu ikili sisteme oturtma yaklaşımı, tarihî olgularla çelişmektedir. Tanzimat’tan itibaren Meşihat’a bağlı medreseler hariç bütün eğitim kurumları Maarif Nezaretine bağlanarak hukuki bakımdan iki başlı yahut ikili bir sistem ortaya çıkmış olmakla beraber, gayrimüslim cemaat okulları, yabancı devletlerin okulları ve misyoner okulları büyük devletlerin himayesinde, devletin gözetim ve denetiminden uzak bir şekilde faaliyet göstermişlerdi.
Ulema nedir?
İlim sahibi, bilgin demek olan âlimin çoğuludur. Osmanlılarda özellikle dinî ilimlerde yetkin kimselere ulema deniyordu.
12. Nizam-ı Cedid nedir?
Nizam-ı Cedid yeni düzen anlamına gelmekte olup Sultan III. Selim tarafından Osmanlı Devleti’ni eski güç ve ihtişamına kavuşturmak amacıyla başlatılan reform hareketine verilen isimdir.
Tanzimat’tan önceki eğitim reformlarının temel özellikleri nedir?
Tanzimat’tan önceki eğitim reformlarının temel özellikleri şunlardır: 1) İstisnai uygulamalar hariç bütün modernleşme projeleri askerî eğitimin geliştirilmesine yöneliktir. 2) Bu dönemde açılan askerî okullar İmparatorlukta Batı dillerinin öğretildiği ve hatta eğitim dili olduğu ilk kurumlardır. 3) Yabancı dil eğitimi, yabancı öğretmenler ve sahip oldukları kitap koleksiyonları sayesinde bu okullar, modernitenin temel değerleri ve Batı düşüncesinin İmparatorluğa giriş kanalları oldular. 4) Tanzimat arifesinde yeni kurulan devlet bürokrasisinin personel ihtiyacını karşılamak için modern sivil okullar da açılmıştır.
Tanzimat Devri eğitim hareketlerinin Osmanlıcılık ideolojisi bakımından olumlu özellikleri nelerdir?
Osmanlıcılık eğitimde çoklu sisteme karşıdır; eğitim birliğini savunur. Çocuk ve gençlerde duygu ve düşünce birliğini sağlamak için soy, sop, dil ve din yönünden karma eğitimi vurgular. Bu konuda 1869 MUN ile hukuki zemin oluşturuldu. Ancak eğitim birliği 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhîd-i Tedrisat Kanunu’na kadar gerçekleştirilemedi.
Babıâli nedir?
Sultan II. Mahmut zamanından itibaren Osmanlı Hükûmet merkezi ve iradesi anlamında kullanılmıştır. Coğrafi konum itibarıyla günümüzde merkezinde İstanbul Valiliğinin bulunduğu yaklaşık 2-3 km çapında bir bölgeyi içine almaktadır. Sadaret ve nezaretlere ait binalar burada bulunuyordu.
Osmanlı sivil eğitiminde modernleşmenin, askerî eğitimden yarım yüzyıl kadar geç başlamasının en önemli nedeni nedir?
Osmanlı sivil eğitiminde modernleşme, askerî eğitimden yarım yüzyıl kadar geç başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, sivil eğitimin, geleneksel olarak dinî otoritenin temsilcisi olan ulemanın nüfuzu altında bulunmasıydı. Bununla beraber, sefir, düşünür veya bilim adamı olarak Batıyı tanıma fırsatı bulan Osmanlı aydınları, 19. yüzyılın başlarında, Batının Osmanlı’ya karşı sağlamış olduğu üstünlüğün, eğitim, bilim ve fen alanlarındaki üstünlükten kaynaklandığını fark etmeye başlamışlardı.
Selim Sabit Efendi kimdir?
Türkiye’nin ilk modern pedagogudur. Fatih Medresesini bitirdikten sonra girdiği Darülmuallimin [Erkek Öğretmen Okulu]’in ilk mezunları arasında yer aldı. Mekteb-i Osmanîye öğretmen olarak atandığı Paris’te öğrenimine devam etti. İstanbul’da bir süre öğretmenlik ve yöneticilik yaptı; günümüzdeki Talim ve Terbiye Kurulunun temelini oluşturan Meclis-i Maarif-i Kebir’de ikinci başkan ve üye olarak görev aldı. Uzun süre Darülmualliminde öğretmenlik meslek dersleri verdi. Usul-i cedidi bir süre öğretmenlik yaptığı bir ilkokulda bizzat uyguladı. Eserleri, Balkanlardan Orta Asya’ya, Kazan’dan Mısır’a çok geniş bir coğrafyada yenilikçi eğitim hareketleri üzerinde etkili oldu.
Tanzimat Devri’nin Müslüman kız çocuklarına sağladığı en önemli avantaj nedir?
Tanzimat Devri, Müslüman kız çocuklarına orta öğrenim görme olanağı sağlayarak, İslam tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Bu, Türk ve İslam eğitim ve kültür tarihinde başlı başına bir devrimdi. Çünkü bundan önce kız çocuklar, ancak on / on bir yaşlarına kadar öğrenim görebiliyorlardı. Ancak zengin veya aristokrat ailelerin kızları, özel öğretmenleri aracılığıyla evlerinde daha ileri yaşlarda da öğrenim görebiliyorlardı. Bunlar arasından şair ve edipler de çıkmıştı. Fakat örgün öğretime devam etme şansları yoktu. İşte Tanzimat’la birlikte bu olanak ndilerine verildi. 1859’dan itibaren açılan ve inas rüştiyesi denen kız ortaokulları kendilerine bu yolu açtı. Dahası, 1870’te İstanbul’da kız okullarına öğretmen yetiştirmek amacıyla açılan Dârülmuallimât adlı kız öğretmen okulu, onlara, İslam tarihinde belki de ilk kez devlet memuru olma fırsatını verdi. Kısa süre sonra, kızların devam ettiği ilk ve ortaokullarda kadın öğretmenler de görev yapmaya başladı.
Tanzimat Devri’nde, gayrimüslim Osmanlılar ve yabancılar arasında eğitimin nasıl gelişmiştir?
Gayrimüslimler arasında da laik eğitime geçiş hızlandı. Bu durum, din adamlarının direnmelerine rağmen gerçekleştirildi. Bunda Avrupa ile yapılan ticari iş birliği sonucunda ortaya çıkan güçlü gayrimüslim burjuvazinin de rolü oldu. Geleneksel eğitim kurumları, bu sınıfa mensup çocukların eğitim gereksinimlerini karşılayamadı. Bunlar, iyi bir yabancı dil eğitimi veren laik okullar istiyorlardı. Bunda gayrimüslimler arasında güçlenen milliyetçilik akımının da etkisi vardı. Çocuklarını Amerikan ve Avrupalı misyonerlerin açmış olduğu okullara göndermek istemeyen cemaatler, çareyi kendi okullarını bunlara gerek bırakmayacak kadar geliştirmekte buldu. Balkanlardaki Hristiyanlar, modern eğitim sistemlerini kurarak bunu başardı. Fakat Anadolu ve Orta Doğu’da yaşayan çocukları, misyoner okullarına büyük bir rağbet gösterdi. Bunda Ermeniler başı çekti ve Osmanlı Devleti dağılana kadar, binlerce Gregoryen Ermeni çocuğu bu okullarda Katolik veya Protestan mezheplerinin öğretileri doğrultusunda eğitildi. Bu okullar, Hristiyan Araplar arasında da oldukça etkili oldu. Misyoner okullarının bu bölgelerde etkili olma nedeni, buraların Balkanlara göre daha yoksul olmasıydı. Bu yoksulluk onları, misyonerlerin sunduğu sağlık ve sosyal yardım hizmetlerine muhtaç etmişti. Dinin sağladığı psikolojik reaksiyon sayesinde misyoner okulları, hemen hiçbir yerde, Müslüman toplumlar üzerinde fazla etkili olamadı.
Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin (MUN) genel özellikleri nedir?
• MUN Osmanlı Devleti üzerinde Tanzimat Devri’ne yaşanan Büyük Güçler (İngiltere, Fransa ve Almanya) arasındaki nüfuz mücadelesinde Fransa’nın rakiplerine açık bir üstünlük sağladığı bir dönemin eseridir. Fransız eğitim yasasından aynen alınmıştır. Beraberinde getirdiği yapı, yalnız Osmanlı maarifini şekillendirmekle kalmamış; Cumhuriyet eğitim sisteminin de omurgasını teşkil etmiştir. • Nizamname, Tanzimat arifesinde (1838) kurulması hedeflenen ve büyük ölçüde gerçekleştirilen üç kademeli modern eğitimi; (i) hukuki zemine oturtmuş, (ii) sistem bütünlüğüne kavuşturmuş; (iii) sistemi oluşturan yönetim organları ve okul sistemini de tanımlamıştır. • Getirdiği en önemli yeniliklerden biri, Osmanlıcılık politikasına uygun olarak, orta ve yükseköğretim kurumlarını, tüm dinî ve etnik kökenden gelen öğrencileri kabul edecek şekilde yapılandırmasıdır. Bu kurumlarda resmî dil olan Türkçenin yanı sıra, devam eden öğrencilerin ana dillerinin öğretilmesi; öğrencilerin din derslerini kendi dinlerine mensup din adamlarından alabilmesi öngörülmüştür. Ne var ki bu nizamnamenin karma eğitime yönelik hükümleri, pratikte karşılaşılan sorunlar yüzünden uygulanamamıştır. • Nizamnamenin öngördüğü üç kademeli eğitim sistemi, tam olarak Sultan II. Abdülhamid zamanında (1876-1909) gerçekleştirilebilmiştir. Bu yapı, II. Meşrutiyet Devrinde (1908-1918) bazı düzenlemelerle daha da geliştirilmiş ve nihayet, önemli bir eğitim mirası olarak Türkiye Cumhuriyeti eğitim sisteminin altyapısını meydana getirmiştir.
Osmanlı Dönemi’nde karma eğitim sisteminden kasıt nedir?
Osmanlı Dönemi’nde karma eğitim kavramı, ayrı cinslerin değil, ayrı kökenden gelenlerin bir arada öğrenim görmelerini ifade etmek için kullanılmıştır.
Örgün eğitim nedir?
Örgün eğitim, belirli yaş gruplarındaki bireylere yönelik olarak okul adı verilen mekânlarda bir program dâhilinde düzenli olarak yürütülen eğitimdir.
Sıbyan mekteplerinin genel özellikleri nedir?
Sıbyan mektepleri, geleneksel Osmanlı eğitim sisteminden devralınan ilkokullardı. Dört yıllık ilköğrenimi zorunlu hâle getiren MUN’ye göre, kızların 6- 10 ve erkeklerin de 7-11 yaşları arasında mektebe gitmeleri zorunluydu. Bu kurala uymayan ana babalar için para cezası öngörülmüştü. Okullaşma hedeflerinin tutturulabilmesi ve sıbyan mekteplerinin yaygınlaştırılabilmesi için, her mahalle ve köyde en az bir sıbyan mektebinin bulunması gerekiyordu. Ancak bir yandan iflas derecesindeki Osmanlı maliyesi, diğer yandan da yaşanan büyük öğretmen açığı, ilköğretimde öngörülen okullaşma hedefini büyük ölçüde geçersiz kıldı. Gayrimüslim çocuklarının eğitimlerini de düzenleyen nizamnameye göre, Müslüman ve Hristiyanların karışık yaşadığı yerlerde her toplum için ayrı bir mektep bulunacak; okulların yapım, bakım ve öğretmen giderleri ilgili toplum tarafından karşılanacak; Hristiyan öğrenciler bu mekteplerde dinlerini öğrenecek ve Osmanlı tarihini kendi dillerinde okuyacaklardı.
Rüştiyeler’in genel özellikleri nedir?
Rüştiyeler, sıbyan mekteplerinden sonra girilen ve eğitim süresi dört yıl olan ortaokullardı. Erkek ve kızlar için ayrı rüştiyeler vardı. 1869 MUN 500 evi geçen kasabalarda -cinsiyet ayırt etmeksizin- rüştiye açılmasını ve bu okulların inşa ve bakım masraflarıyla öğretmen maaşlarının Vilâyet Maarif İdaresi Sandığından karşılanmasını öngörüyordu.
Osmanlı Dönemi’nde açılan ilk Sultanî hangisidir?
İlk sultani 1868 yılında Galatasaray’da açılan Mekteb-i Sultanî, yani bugünkü Galatasaray Lisesidir.
MUN ile kurulan Osmanlı okul sistemini Cumhuriyet Dönemi okul sistemi ile karşılaştırıldığında benzerlik ve farklılıkları nelerdir?
1869 MUN ile kurulan Osmanlı okul sistemi Cumhuriyet Dönemi okul sistemiyle büyük bir benzerlik göstermektedir. Tek yapısal fark 1913 TİKM ile ilköğretim kademesinin yeniden düzenlenmesidir. Bu kapsamda rüştiyeler (ortaokullar) ilkokullarla birleştirilmiş; okulöncesi eğitim okul sistemine dâhil edilmiştir. 1924 yılında ortaokullar tekrar açılmış ve böylece okul sürelerindeki farklılaşma hariç 1869 MUN sistemine dönülmüştür.
Kız sanayi mekteplerinin amacı nedir?
Kız sanayi mekteplerinin amacı çalışma yaşamının iş gücü ihtiyacını karşılamak değil, iyi donanımlı, ideal eş ve örnek anneler yetiştirmekti. Programlarındaki şu dersler ideal eş, örnek annede bulunması istenen bilgi ve becerileri işaret etmektedir: Yemek, ütü, dikiş-nakış, telkârî, müzik ve özellikle piyano, ev idaresi ve sağlık.
Cerre Çıkma nedir? Cevap:
Medrese öğrencilerinin İslam dininde kutsal sayılan üç aylarda (Recep, Şaban ve Ramazan) köy ve kasabalara dağılıp halka Kur’an okumak, vaaz ve nasihat etmek gibi dinî hizmetler götürmesi, buna karşılık halktan nakdî (para) ve aynî yardım (giyecek, yiyecek vb.) toplama süreci/yöntemidir.
Birinci Dünya Savaşı öncesi yıllarda İslam devletleri ve toplumlarında görülen modern eğitim hareketleri arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?
Osmanlı Devleti ve İran ile bir ara devlet içinde devlet gibi hareket eden Mısır’da modernleşme askerî reformlarla başlamıştır. İkinci modernleşme alanı devlet bürokrasisinin yenileşmesi olmuştur. Modern eğitimin öncelikli görevi, sivil ve askerî bürokrasinin nitelikli personel ihtiyacını karşılamaktır. Üç ülkede de modernleşme laik bir karakterde gelişirken geleneksel eğitim varlığını sürdürmüştür. Mısır İngiltere’nin sömürgesi olunca kendi gelişim mecrasından çıkmış; din/eğitim bir siyasal mücadele aracına dönüşmüştür. Geleneksel eğitim ve mollalar da İran’da pozisyonunu korumuştur. Osmanlılarda ise geleneksel eğitim ve ulema sürekli olarak etkinliğini kaybetmiştir.
Elitist eğitim nedir?
Bir eğitim sisteminin belli bir sosyal grubun eğitimini öncelikli amaç olarak belirlemesidir. Türkçede seçkinci eğitim olarak da adlandırılmaktadır. Burada seçkin olarak nitelenen sosyal grup, ülkelerin siyasal, ekonomik ve kültürel şartlarına göre değişmektedir. Dolayısıyla seçkinci eğitim sisteminin hedef kitlesi, bazen bir sosyal ve/veya ekonomik sınıf, bazen siyasi ve/veya dinî bir kesim olabilir. Elitist eğitimin alternatifi kitle eğitimidir. Batılı güçler Hindistan örneğinde olduğu gibi sömürge ülkelerinde, edindirdikleri eğitim, kültür ve sahip kıldıkları içinden geldikleri sınıfınkine göre yüksek yaşam standardı ile kendilerine bağlı bir sınıf oluşturmuşlardır.
Modernitenin temel ve bütünleyici değerleri nelerdir?
Akılcılık, bilimcilik, millî egemenlik ve laiklik, modernitenin temel değerleri olup sanayileşme, kentleşme, bürokratikleşme, ulus devlet ve demokrasi ise onunla birlikte gelişen bütünleyici değerlerdir.
Modernleşme kavram olarak neyi ifade etmektedir?
Modernleşme “çağdaşlaşma” ve “yenileşme” sözcükleriyle aynı anlamda kullanılmaktadır. Fakat bir kavram olarak devlet ve toplum yaşamında Batının etkisiyle meydana gelen değişme ve yenileşmelerin tamamını veya her birini ifade etmektedir.
Modern eğitim ne anlama gelmektedir?
Modern eğitim ise modernitenin temel değerlerine göre yapılandırılmış eğitim olarak tanımlanabilir.
Osmanlı eğitim sisteminde ikili sistem neyi ifade etmektedir?
Geleneksel eğitimin yanında modern eğitimin gelişmesiyle birlikte Müslüman tebaa ve devlet bürokrasisi için hizmet üreten eğitim kurumları iki alt sistem içinde yer almıştır olup bu yapı ikili sistem olarak adlandırılabilir.
Osmanlı Devleti'nde ilk modern eğitim hareketleri kaçıncı yüzyılda ortaya çıkmıştır?
Osmanlı Devleti’nde ilk modern eğitim hareketleri, 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Ulema ne demektir?
Ulema, ilim sahibi, bilgin demek olan âlimin çoğuludur.
Nizam-ı Cedid ne anlama gelmektedir?
Nizam-ı Cedid “yeni düzen” anlamına gelmekte olup Sultan III. Selim tarafından Osmanlı Devleti’ni eski güç ve ihtişamına kavuşturmak amacıyla başlatılan reform hareketine verilen addır.
Tanzimat'tan itibaren, asli görevlerini yerine getirmenin dışında, İmparatorluğun siyasi, sosyal ve kültürel hayatının şekillenmesinde ve nihayet modern Türkiye’nin doğuşunda etkili olan okullar hangileridir?
Tanzimat’tan itibaren modern askerî okullar, asli görevlerini yerine getirmeye çalışmalarının dışında, İmparatorluğun siyasi, sosyal ve kültürel hayatının şekillenmesinde ve nihayet modern Türkiye’nin doğuşunda etkili olmuşlardır. Bu açıdan sözü edilen okullardan ikisi, Mekteb-i Tıbbiye ve Mekteb-i Harbiye öne çıkmaktadır.
Osmanlı/Türkiye modernleşmesinde Mekteb-i Tıbbiye'yi önemli kılan şeyler nelerdir?
Osmanlı/Türkiye modernleşmesinde Mekteb-i Tıbbiyenin yeri ve önemi çok büyüktür. Onu böylesine önemli kılan şeyler şöyle özetlenebilir:
- Mekteb-i Tıbbiye ülkede eğitim ve öğretimin tümüyle yabancı bir dilde yapıldığı ilk devlet okuludur.
- Mekteb-i Tıbbiye, modernitenin temel değerlerinin Osmanlı ülkesine giriş kapısı olmuştur.
- Mekteb-i Tıbbiye, modernitenin temel değerlerinin giriş kapısı olmanın yanında, bu fikirlerin entelektüel tutum, siyasi tavır ve eyleme dönüştüğü bir okul olmuştur.
Sultan II. Mahmud’un bir reformcu olarak seleflerinden farkı nedir?
Sultan II. Mahmud’un bir reformcu olarak seleflerinden farkı, Osmanlı yenileşme hareketini sivil alana da taşımasıdır. Nitekim en büyük reformu devlet teşkilatını yeniden yapılandırıp Batı tipi bir bürokrasi kurmasıdır.
Tanzimat Devri eğitim hareketlerinin genel özellikleri nelerdir?
Tanzimat Devri eğitim hareketlerinin genel özellikleri şunlardır:
- Osmanlı Devleti, Fransız Devrimi’nin yaydığı fikirlerin etkisiyle Hristiyan milletlerin ayrılıkçı faaliyetlere başlaması üzerine, 19. yüzyıla kadar başarıyla yürüttüğü Osmanlı Millet Sistemi’nin yerine, farklı kökenlerden gelen halkları Osmanlı milleti adı altında kaynaştıracak bir ulus devlet inşa etmeyi amaçlamıştır. Bu amacı ideal olarak benimseyen Osmanlıcılık ideolojisi, eğitime stratejik bir misyon yüklemiştir.
- Bu devirde 1774’te başlanan modern askerî okul sisteminin kuruluşu tamamlanmış; Sultan II. Mahmud’un temellerini attığı modern sivil eğitim sistemi de yapılanma bakımından ileri bir aşamaya gelmiştir. Zira ilköğretimde yenileşme süreci başlatılmış, modern ortaokul ve liseler açılmış, üniversite kurma teşebbüsleri ise kalıcı sonuç vermemiştir.
- 1869 yılına kadar eğitim reformları plansız ve programsız olarak gelişmiştir. Daha açık bir ifadeyle bu yıllarda eğitim örgütü ve okulların gelişimi, belli bir programa ve sisteme göre değil, ihtiyaçlara göre şekillenmiştir. İlkokullar (sıbyan mektebi) yenileştirilmeden ortaokulların (rüştiye), askerî ortaokullar açılmadan, askerî liselerin (askerî idadî) açılması vb. bu duruma örnek oluşturmaktadır.
- 1869 yılında yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile Osmanlı eğitim sistemi, Fransız eğitim sistemine göre yeniden düzenlenmiştir. Bu tarihe kadar da var olan Fransız etkisi, bir yıl önce açılan Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultânî, 1868) ve bu nizamnameyle zirveye ulaşmış ve Cumhuriyet’e kadar devam etmiştir.Osmanlı Devleti, Fransız Devrimi’nin yaydığı fikirlerin etkisiyle Hristiyan milletlerin ayrılıkçı faaliyetlere başlaması üzerine, 19. yüzyıla kadar başarıyla yürüttüğü Osmanlı Millet Sistemi’nin yerine, farklı kökenlerden gelen halkları Osmanlı milleti adı altında kaynaştıracak bir ulus devlet inşa etmeyi amaçlamıştır. Bu amacı ideal olarak benimseyen Osmanlıcılık ideolojisi, eğitime stratejik bir misyon yüklemiştir.
- Bu devirde 1774’te başlanan modern askerî okul sisteminin kuruluşu tamamlanmış; Sultan II. Mahmud’un temellerini attığı modern sivil eğitim sistemi de yapılanma bakımından ileri bir aşamaya gelmiştir. Zira ilköğretimde yenileşme süreci başlatılmış, modern ortaokul ve liseler açılmış, üniversite kurma teşebbüsleri ise kalıcı sonuç vermemiştir. • 1869 yılına kadar eğitim reformları plansız ve programsız olarak gelişmiştir. Daha açık bir ifadeyle bu yıllarda eğitim örgütü ve okulların gelişimi, belli bir programa ve sisteme göre değil, ihtiyaçlara göre şekillenmiştir. İlkokullar (sıbyan mektebi) yenileştirilmeden ortaokulların (rüştiye), askerî ortaokullar açılmadan, askerî liselerin (askerî idadî) açılması vb. bu duruma örnek oluşturmaktadır.
- 1869 yılında yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile Osmanlı eğitim sistemi, Fransız eğitim sistemine göre yeniden düzenlenmiştir. Bu tarihe kadar da var olan Fransız etkisi, bir yıl önce açılan Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultânî, 1868) ve bu nizamnameyle zirveye ulaşmış ve Cumhuriyet’e kadar devam etmiştir.
- Tanzimat Devri, kızların eğitimi bakımından önemli atılımlara sahne olmuştur. Bunların en önemlisi, on yaşından sonra kızların okula gitmesini engelleyen geleneğin terk edilmeye başlanması, kız ortaokulları (inâs rüştiyesi) ve kız öğretmen okulu (Dârülmuallimât, 1870) açılmasıdır.
- İlk örgün mesleki ve teknik eğitim kurumları açılmıştır. Bu alanda da kız okullarının açılmasına ayrı bir önem verilmiştir.
- Eğitim sistemi içinde özel okullar (mekâtib-i hususiye) açılmıştır. Yabancı ve azınlık okulları da bu statüde faaliyet göstermiştir.
- Osmanlı topraklarında Hristiyan misyoner gruplar tarafından da okullar açılmıştır.
- Batıda gelişen modern pedagoji akımları, eğitim hayatını etkilemeye başlamıştır. İlk modern pedagoglar bu devirde yetişmiş, ilk modern pedagoji kitapları bu yıllarda yayınlanmış; bunların etkisiyle okullarda yeni yöntemler “usul-i cedid” adı verilen yenileşme çalışmaları başlatılmıştır.
Tanzimat Devri eğitim politikalarının şekillenmesinde rol oynayan unsurlar nelerdir?
Tanzimat Devri eğitim politikalarının şekillenmesinde rol oynayan unsurlar:
- Saray ve Babıâli
- Osmanlıcılık
- Gelenekçiler-Modernleşmeciler
- Pedagojik Yenileşme
- Büyük Devletler
Sultan II. Abdülhamid döneminde eğitimin genel özellikleri nelerdir?
Sultan II. Abdülhamid Devri Osmanlı modern eğitim hareketlerinin büyük hız, derinlik ve genişlik kazandığı yıllardır. Bu dönemde eğitimin genel özellikleri şunlardır:
- II. Abdülhamid Devri’nde Tanzimat’ın başlattığı reformlar devam ettirilip büyük oranda tamamlanmıştır. Bu nedenle 1869 yılında yürürlüğe konan 1869 MUN’yi uygulama sahasına taşıyarak Osmanlı/Türkiye modern eğitim sistemini kuran Sultan II. Abdülhamid’dir.
- Tanzimatçıların tüm dinlere ve ırklara mensup unsurlardan bir Osmanlı milleti oluşturmayı hedefleyen Osmanlıcılık siyaseti, Hristiyanların ayrılıkçı isyanlarının da etkisiyle terk edilerek Müslüman tebaayı asli unsur olarak kabul eden İslamcılık siyaseti izlenmeye başlanmış ve bu süreç eğitimi de etkilemiştir.
- Daha ziyade devletin stratejik önceliklerinin şekillendirdiği, yeni bir devlet düzeni ve sosyal yapı önermeyen İslamcılığın yükselişine rağmen, II. Abdülhamid Devri’nde devlet, geleceğini her alanda modernleşmenin devamında görmüş; buna paralel olarak medreseleri kendi hâline bırakmıştır.
- Eğitimde modernleşme, sekülerleşmenin de güçlenmesini ve kalıcılığını sağlamıştır. Seküler hukuk sisteminin ihtiyaç duyduğu personeli yetiştirmek üzere yüksek öğretim seviyesinde bir hukuk okulu (Mekteb-i Hukuk-ı Şahane, 1880) açılması da bu görüşü desteklemektedir.
- Bu dönemde okul, öğretmen ve öğrenci sayısı, Tanzimat Dönemi’ne göre katlanarak artmıştır. Bununla beraber söz konusu artış, ilk ve ortaöğretimde okullaşma oranını %10’un üzerine çıkaramadı. Bu dönemde eğitim alanında kaydedilen büyük gelişmelere rağmen, 1892-1893’te modern okulların tüm ilkokullara oranı, yaklaşık %14 gibi düşük bir seviyedeydi.
II. Meşrutiyet döneminde eğitimin genel özellikleri nelerdir?
Bu dönem, Sultan II. Abdülhamid Devri ile Cumhuriyet Dönemi arasında bir geçiş süreci olup hemen her alanda Türkiye Cumhuriyeti için bir kuluçka evresi olmuştur. Büyük ümitlerle girilen ve İmparatorluğun yeniden ayağa kalkması için hemen her alanda bir dizi reform yapılan bu dönemdeki eğitim hareketlerinin genel özellikleri şunlardır:
- 1908 Jön Türk İhtilâli’nden sonra fikir ve basın - yayın hayatında görülen canlanma, eğitim konularının da kamuoyu ile paylaşılmasına zemin hazırlamış; eğitim sorunları gazete ve dergilerde tartışılmaya başlanmıştır. Ayrıca ilk ciddi eğitim dergileri bu dönemde yayımlanmıştır.
- Gayritürk Müslüman tebaa arasında da ayrılıkçı hareketlerin artması, bunun neticesinde Osmanlı Devleti’ni Türk dünyası ile bütünleştirerek tekrar eski ihtişamına kavuşturma fikrinin her kesimden destek bulması ile güçlenen Türkçülük düşüncesi, eğitim sistemi üzerine de etkili olmaya başlamıştır.
- Balkan devletlerinin kuruluş ve yükselişinde öğretmenlerin oynadıkları rol göz önünde bulundurularak öğretmenlere birer kurtarıcı gözüyle bakılmaya başlanmıştır.
- Eğitimde niceliğin yerine niteliğin arttırılması fikri öne çıkmıştır. Satı Bey’in 1909’da İstanbul Darülmualliminindeki (öğretmen okulu) öğrencileri seviye sınavından geçirip dörtte üçünü ihraç etmesi bu yönelimin ürünüdür.
- Sultan II. Abdülhamid Devri’nde oluşturulan eğitim sisteminin tamamlanıp geliştirilmesine çalışılmıştır. Bu dönemdeki gelişmelerin en önemlileri; ilkokul (iptidai) ve ortaokulların (rüştiye) birleştirilmesiyle altı yılık ilköğretim okullarının kurulması, okulöncesi eğitimin başlaması, kız lisesi ve üniversitesinin açılmasıdır.
- İlk defa geleneksel eğitimi sürdüren medreselerin ıslahına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
- Yabancı ve azınlık okullarını kontrol altına alma teşebbüsü öngörüldüğü gibi gelişmemiştir.
II. Meşrutiyet Devri’nde ilköğretim alanında yapılan en önemli reform nedir?
II. Meşrutiyet Devri’nde ilköğretim alanında yapılan en önemli reform 1913’te Geçici İlköğretim Kanunu’nun (Tedrisat-ı İbtidâiye Kanun-ı Muvakkati: TİKM) yürürlüğe konmasıydı.
Cerre çıkma ne demektir?
Cerre Çıkma: Medrese öğrencilerinin İslam dininde kutsal sayılan üç aylarda (Recep, Şaban ve Ramazan) köy ve kasabalara dağılıp halka “Kur’an okumak, vaaz ve nasihat etmek” gibi dinî hizmetler götürmesi, buna karşılık halktan nakdî (para) ve aynî yardım (giyecek, yiyecek vb.) toplama süreci/ yöntemidir.
İran'daki medrese adı verilen modern okulların diğerlerinden farkı nedir?
Osmanlılardan farklı olarak İran’da Mısır’da olduğu gibi modern okullara da medrese deniyordu. Bu medreselerin diğerlerinden farkı programlarında pozitif bilimlere ait derslere yer vermeleri, eğitim ve öğretimde “usul-i cedidi” [yeni yöntemleri] kullanmalarıydı.
Mısır’da 7. yüzyılda temelleri atılıp 19. yüzyıla kadar varlığını sürdüren eğitim sisteminin ana unsurları nelerdir?
Mısır’da 7. yüzyılda temelleri atılıp sonraki üç asırda şekillenen eğitim sistemi, 19. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştü. Bu sistemin ana unsurları küttâblar, medreseler ve camiler idi. Ayrıca kitapçı dükkânları da birer eğitim kurumu işlevi görüyordu.
Osmanlı zamanında Mısır'ın en önemli ve etkin medresesi hangisidir?
Osmanlı zamanında Mısır’ın en önemli ve etkin medresesi 972’de açılan Ezher idi.
Ceditçilik ve “usul-i cedid mektepleri” hızla çoğalınca hangi iki unsur tarafından tehdit olarak algılanmıştır?
Ceditçilik ve “usul-i cedid mektepleri” hızla çoğalınca iki unsur tarafından tehdit olarak algılanmıştır: 1 - Çar idaresi, 2 - Mutaassıp Müslüman kitle.