Siyasi Düşünceler Tarihi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
17. Yüzyıl İngiliz Devrimleri: Modern Devletin Biçimlenişi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Thomas Hobbes’un modern devleti neyi ifade etmektedir?
Mutlak iktidarın gerekliliğini savunan Hobbes’un kuramına göre mutlak iktidar, modern devletin kendisidir.
Hobbes’un aynı adlı kitabı olan Leviathan kelimesi ne anlama gelmektedir?
Hobbes’un egemen devletin simgesi olarak kullandığı Leviathan kelimesi, Kutsal Kitap’ın Eski Ahid bölümünde söz edilen çok güçlü ve büyük bir su canavarının adıdır.
Stuart Hanedanı’nın ilk iki kralı olan I. James ve I. Charles hangi kuramı benimsemişlerdi?
Mutlak monarşiye eğilim gösteren I. James ve I. Charles kralların kutsal hakkı kuramını benimsemişlerdi. Bu kuram, kralların yönetme hakkının Tanrı’dan geldiği ve bu nedenle kralların bu yeryüzünde hiç kimseye karşı sorumlu olmayıp sadece Tanrı’ya hesap verdiklerini savunur.
Püritenlik nedir?
Püritenlik, 17. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve Anglikan Kilisesi’ni Katolikliğin kalıntılarından temizlenmeyi isteyen dinsel öğreti ve reform hareketidir.
1640 Devrimi’nin nedenleri nelerdir?
• Hükümetin baskıcı yönetim anlayışını bırakması, • Kralın sürekli bir ordusu olmaması, • Ağır ve haksız vergilerin kaldırılması, • Kralın ticaret ve sanayinin gelişmesini sınırlayan düzenlemelerine son verilmesi, • Krala bağlı Anglikan Kilisesi’nin üstünlüğünün kaldırılarak dinsel özgürlüğün sağlanması.
Kral I. Charles ve Parlamento arasındaki iç savaşın nedeni ve sonucu nedir?
Kralın Anglikan Kilisesi’nden bağımsız olan dinsel cemaatlerin isteklerini kabul etmeyince, 1642 yılında kral ve Parlamento arasında iç savaş çıkar. Ticaret burjuvazisi, kendi çıkarları ile çiftçilerin, küçük köylülerin, zanaatkarların ve kalfaların çıkarlarını birleştirerek bir sınıf ittifakını kurdu. Bu sınıflar, eski düzeni yıkmak için savaşın finansmanı için katkıda bulundular. Bu katkılar ve Oliver Cromwell gibi komutanlar sayesinde donanımlı bir ordu kurulur. Bu ordu, 1648’da kraliyet ordusunu yendi ve Kral I. Charles esir alındı. Kral, Parlamento tarafından yargılanıp suçlu bulundu ve 1649’da idam edildi.
Kral I. Charles’ın idamından sonra ne olmuştur?
Kralın idamından sonra İngiltere’de Commonwealth adı altında Cumhuriyet kuruldu. Fakat gerçekte bu Oliver Cromwell’in başında bulunduğu bir diktatörlüktü. 1660 yılında Oliver Cromwell’in ölümüyle krallık geri geldi.
Hobbes’a göre siyaset felsefesinin amacı nedir?
Hobbes’a göre siyaset felsefesinin amacı, toplumda savaşa ve barışa sebep olan faktörleri saptayarak kalıcı bir düzen ve barış ortamının sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Bu amacın başarılı olması için devletin özünün açıkça ortaya konmasına bağlıdır.
Devletin anlamının ve görevlerinin anlaşılabilmesi için Hobbes’un kullandığı ayrıştırıcı-birleştirici yöntem nedir?
Hobbes’a göre bir şeyi anlayabilmek için, onu oluşturan parçaları ayırıp, aradaki ilişkileri inceleyip, en sonunda da bütün parçaları birleştirip bir bütün haline getirmek gerekir. Buna ayrıştırıcı-birleştirici yöntem denir.
Hobbes’a göre insan doğası nedir?
Hobbes’a göre insan, hayvan gibi yaşamını sürdürebilme içgüdüsüne sahiptir. Dolayısıyla her insan davranışında kendini koruma vardır. Sadece insanda olan ve hayvanda bulunmayan iki özellik vardır: 1. Konuşmak: Konuşma doğal değildir. İnsan kendi isteğine göre konuşmayı yaratır. Konuşma sayesinde aklını geliştirir, neden-sonuç ilişkileri kurabilecek kadar akıl yürütme becerisini elde eder. 2. Geleceği düşünmek: Gelecekte haz ve acıların olabileceğini düşünen insan, gelecekte güvenli bir duruma ulaşmak için, sürekli rasyonel hesap yapar.
Hobbes’a göre doğa durumu nedir?
Hobbes’a göre doğa durumu mantıksal bir varsayımdır. Fakat yine de ona belli bir tarihsellik ve gerçeklik anlamlarını da yükler. Doğa durumu, Hobbes’un homo homini lupus (insan insanın kurdudur) şeklindeki bir savaş durumudur. Bu durum herkesin herkesle savaştığı bir durumdur.
Savaş durumunu doğuran nedenler zinciri nedir?
• İnsanlar doğa durumunda eşittirler. Doğal eşitlik, insanların birbirlerini öldürebilme eşitliğidir. • Haz peşinde koşup aynı şeylere arzu duyan insanların birbirleriyle sürekli bir rekabet içinde bulunmalarıdır. Bu rekabet aynı zamanda düşmanlıktır. • Her insan, tehdit olabilecek diğer insanlara karşı düşmanca davranır. • Kendi düşüncelerinin doğru olduğunu kabul eden her insan, kendisini diğerlerinden üstün görür. Bu üstünlüğü kabul ettirmek için de diğerleriyle savaşır.
Hobbes’un rekabet, güvensizlik ve onur yüzünden savaşın hüküm sürdüğü doğa durumunun özellikleri nelerdir?
Doğa durumunun özellikleri şunlardır: • Doğa durumu, uygarlığı ve toplumu içermez. • Doğa durumunda ahlaki değerler ve hukuk kuralları bulunmaz. • Doğa durumunda mülkiyet bulunmaz. • Doğa durumundaki tek hak, doğal haktır. Doğal hak, her insanın kendi yaşamını korumak için kendi erkini istediği gibi kullanma özgürlüğüdür. Doğal hak, güçlünün hakkı ilkesiyle özdeştir. • Doğa durumu erk artırımına yol açar.
Doğal yasalar ne demektir?
İnsanları birleştirerek toplum kurmaya sebep olan şey, başkaları tarafından öldürülme korkusudur. Barış koşullarının ne olduğunu gösteren doğal yasalar, doğal hukuk öğretisi tarafından var oldukları kabul edilen evrensel kurallardır. Hobbes’a göre doğal yasalar, Tanrı’dan kaynaklanmazlar ve fiziksel bir zorlama gücüne sahip değildir. Dolayısıyla bu yasalar ahlaki kurallardır.
Commonwealth kelimesinin anlamı nedir?
Commonwealth, Fransızcadaki Republique kelimesi gibi hem devlet hem de cumhuriyet anlamındadır. Hobbes, bu kelimeyi devlet anlamında kullanmaktadır.
Toplum sözleşmesinin özellikleri ve sonuçları nelerdir?
Toplum sözleşmesinin özellikleri ve sonuçları şunlardır: • Toplum sözleşmesi, doğa durumu gibi bir kurgudur. • Toplum sözleşmesi yurttaşlar arasında oybirliğiyle gerçekleştirilir. Egemen, sözleşmenin taraflarından biri değildir. • Bireyler, sözleşme ile doğal hakları olan güç kullanma haklarından vazgeçerler ve egemene itaat etme sözü verirler. • Sözleşme ile birlikte doğa durumundaki durağan olmayan eşitlik ortadan kalkar. Devlet, egemen ile uyruklar arasındaki eşitsizlik üzerine kurulur. • Egemen oylamasında azınlıkta kalanlar bu sözleşmeyi kabul etmek zorundadırlar. • Hobbes’a göre devlet, monarşi, aristokrasi ve demokrasi şeklinde yönetilebilir. Ancak Hobbes, kişisel olarak monarşiyi tercih eder. Monarşide kralın kişisel çıkarı ile halkın genel çıkarı birdir. • Halk yarattığı devleti meşru görmesi, kendisini devletle özdeşleştirmesi gerekir. Egemen halkı temsil eder, ancak halkın egemen dışında bir varlığı yoktur. • Toplum sözleşmesi sürekli yinelenir. • Sözleşmeden doğan devlet, egemenlikle donatılmıştır ve onu elinde bulundurup kullanan egemendir.
Egemenin özellikleri nelerdir?
Egemenlik, devletin özünü oluşturur. Egemenin dört önemli özelliği bulunmaktadır: • Egemenlik bağımsızdır ve ondan daha üstün bir erk yoktur. Egemen, tüm siyasal ve kamusal güçleri elinde toplamıştır ve ülkede onu sınırlayabilecek başka güç yoktur. Egemenin bu kadar güçlü olması, insanların barış içinde yaşamalarının zorunlu koşuludur. • Egemen erk süreklidir. Egemenlik ve egemen farklıdır, dolayısıyla egemenlik egemene bağlı değildir. • Egemen erk bölünmezdir. Bölünmezlik ilkesi olmasaydı savaş haline, yani doğa durumuna geri dönülürdü. • Yasama gücüne sahip egemen, beğenmediği yasaları değiştirme hakkına sahiptir.
Hobbes’a göre pozitif yasaların özellikleri nelerdir?
Hobbes’a göre pozitif yasaların çeşitli özellikleri şunlardır: • Yasa, doğal yasanın gösterdiği barışı ve güvenliği amaç edinir. • Sadece pozitif yasa zorlayıcı güçle donanmıştır. • Pozitif yasalar adalettir. • Yasanın yurttaşlara ilan edilmesi gerekir. • Yasa geriye işleyemez. • Yasa açık ve gerekli olmalıdır.
Egemenin hakları nelerdir?
Egemenin yasama, yürütme ve yargı gücü dışındaki hakları şunlardır: • Savaşa ve barışa karar verir. • Danışmanlarını, bakanlarını, yüksek idarecilerini ve memurlarını seçer ve gerektiğinde görevden alır. • Para basmak, vergi toplamak gibi kamu maliyesin ilişkin hakları vardır. • Toplumda soyluluk gibi paye ve unvanları dağıtır. • Kamusal düzeni bozucu olarak kabul ettiği her düşünceyi yasaklar. Ancak yasak sadece siyasal konuları kapsar. • Mülkiyeti tanımlayıp belirler. Ortak iyiliğin gerektirdiği durumlarda, özel mülkiyete karışabilir. • Kilise tamamen egemene bağlıdır ve din adamları egemenin memurlarıdır.
Egemenin temel görevi nedir?
Egemenin temel görevi, halkın esenliğini sağlamak ve uyrukları için barış, özgürlük, adalet ve refahı içeren mutlu bir yaşam ortamı kurup sürdürmektir.
Hobbes’un Leviathan’a yüklediği görevler nelerdir?
• Adaletin eşit bir şekilde uygulanması, • Vergilendirmenin üretim yerine tüketim üzerinden yapılması, • Halkın eğitilmesi, • Halkın refahının artırılması, • Halkı tembellikten uzaklaştırıp yeni iş alanlarının açılması, • Çalışamayacak durumda olan yurttaşların işsizlik sigortasına bağlanması, • Mülkiyetin korunması, • Haksız kazançlar ile tekelleşmelere izin verilmemesidir.
Hobbes’a göre devlet ile özgürlük ilişkisi nedir?
Egemen, hem halkın önündeki çok önemli bir engeldir hem de karşısında herhangi bir engel olmaması nedeniyle gerçekte özgür olan tek kişidir. Uyruğun özgürlüğü de devletin özgürlüğüne katılması, yani yasalara uyma zorunluluğu demektir. Birey yasalara itaat ederek yasaların kendine tanıdığı eylemleri başka insanlar tarafından engellenmeden özgürce yapabilmektedir.
Hobbes’a göre bireyin yasalara itaat etme dışındaki devlet içindeki diğer özgürlükleri nelerdir?
• Birey, sözleşmenin amacına ters gördüğü egemenin buyruklarını yerine getirmemekte özgürdür. • Yasaların düzenlemediği alanda, insanlar, akıllarınca kendileri için en yararlı gördükleri şeyleri yapmakta özgürdürler.
Hobbes’a göre uyrukların egemene itaat etme zorunluluğunun ortadan kalktığı durumlar nelerdir?
• Egemenin uyruğu koruyamayacak kadar güçsüzleşmesi, • Uyruğun bir savaşta esir düşüp bir başkasına boyun eğmesi, • Egemenin hem kendisi hem kalıtçı için egemenlikten vazgeçmesi, • Uyruğun sürgüne gönderilmesi, • Savaşta yenilen egemenin yenenin boyunduruğu altına girmesi.
Hobbes’a göre modern devlet nedir?
Modern devlet, siyasal iktidarı kişisel olmaktan çıkarıp kurumsal ve merkezi bir şekilde örgütleyen, meşruluğunu kendi içinde bulan ve yurttaşlarının kendisine gönüllü olarak itaat etmesini sağlayan egemenlikle donatılmış üstün bir erktir.
1688 Devrimi’nin sonuçları nedir?
• Dinsel alan: Anglikan Kilisesi’nin siyasal iktidar üstündeki gücü kırılarak dinsel hoşgörü ve özgürlük adına adımlar atıldı. Böylece dinsel çoğulculuk, laiklik ve sekülerlik zihniyetinin toplumda yerleşmesi için zemin hazırlandı. • Ekonomik alan: Özel mülkiyet devletin keyfi müdahalelerinden kurtarıldı. 1694’te İngiliz Bankası kuruldu ve bankanın kredileri sayesinde hem ticaret ve sanayiye önemli aktarımlar oldu hem de büyük bir kraliyet donanması kuruldu. Teknolojik gelişmeler ve buluşlar devlet tarafından teşvik edildi. • Siyasal alan: 1689’da kabul elden Haklar Yasası ile kralın yasaları yürürlükten kaldırma yetkisi elinden alındı. Ayrıca Parlamento’nun izni olmadan vergi ve asker toplaması engellendi, yargısız tutukluluk haline son verildi ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere bireysel haklar tanındı. Bununla birlikte İngiltere anayasal monarşi haline geldi.
Düzleyiciler kimdir ve savundukları görüşler nelerdir?
Önderleri John Lilburne ve Richard Overton’un olduğu Düzleyicilerin ideali, ekonomide bir küçük üretici ütopya, siyasette ise bir küçük burjuva demokrasidir. Bu hareketin savunduğu görüşler şunlardır: • Halk her bakımdan özgür olmalıdır. • Tüm toplumsal farklılıkların yok edilerek, soyluların ayrıcalıklarına ve ticarette tekelleşmelere son verilip hukuki eşitlik sağlanmalıdır. • Bireylerin doğuştan sahip olduğu devredilmez haklar, özellikle mülkiyet hakkı güvence altına alınmalıdır. • Siyasal haklar mülkten bağımsız olmalıdır. • Avam Kamarası üstün konuma getirilmelidir. Ancak kişi hak ve özgürlükleri, bir anayasal sistem sayesinde Parlamento’ya karşı korunmalıdır. Bu hakların çiğnenmesi durumunda halkın direnme hakkı olmalıdır. • Toplumsal ve siyasal yaşam Kilise’nin kurallarından bağımsız olmalı ve dinsel hoşgörü ortamı sağlanmalıdır.
Kazıcılar kimdir ve savundukları görüşler nelerdir?
En önemli önderi Gerrard Winstanley olan ve mülksüzlerin çıkarlarını temsil eden Kazıcılar, topraklarından çıkarılmış bir kır proletaryası üyelerinin doğrudan eylemle bir tür tarımsal komünizme geçirmek istemişlerdir. Bu hareketin düşünceleri şunlardır: • Doğal yasalar ortaktır. Dolayısıyla özel mülkiyet bu yasalara aykırıdır. • Özel mülkiyet, insanların büyük çoğunluğunu yoksulluğa, köleliğe sürükler ve düşmanlık ile savaşı körükler. • Gerçek özgürlüğün gerçekleşmesi için herkesin toprağı kullanma ve elde edilecek ürünlerden eşit ölçüde yararlanma hakkına sahip olması gerekir. • Özel mülkiyet, ticaret ve para sistem kaldırılmalıdır. • Cumhuriyet şeklinde düzenlenecek siyasal yapıda herkesin seçme ve seçilme hakkı olmalıdır. • Kilise, kamusal bir eğitim kurumuna dönüştürülmelidir. • Bu düzene, şiddete başvurmadan insanlar ikna edilerek geçilmelidir.
Proletarya nedir?
Antik Roma’da çocuklarından başka bir serveti olmayan kişilerin oluşturduğu en alt sınıf olan Proletarya, Modern Çağ’da herhangi bir üretim aracına sahip olmayan emekçiler sınıf anlamına gelir.
Komünizm nedir?
Temelde Karl Marx ve Friedrich Engels’in kuramlarıyla özdeşleştirilen komünizm, üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız ve devletsiz bir toplum modeli anlamına gelir.
John Locke’a göre doğa durumu nedir?
Tarihsel olmayan bir doğa durumu kurgulayan John Locke’a göre insanlar rasyonel varlıklar oldukları için doğal yasaya uygun bir şekilde yaşarlar. Bu yüzden doğa durumu, barış, eşitlik ve özgürlük durumudur.
Locke’a göre doğal yasa ve doğal haklar ne demektir?
Bütün insanlara hitap eden ve nasıl davranılması gerektiğini belirten doğal yasa, insanların doğuştan sahip olduğu temel doğal hakları bulunduğunu ortaya koyar. Bu doğal haklar yaşam, özgürlükler ve mallara sahip olma haklarıdır. Her birey, doğa yasası gereğince doğal haklarını korumaya ve bu haklara saldıran kişileri yargılayıp cezalandırmaya yetkilidir. Ama aynı zamanda doğal yasa, eşitliği ve başkasının haklarına zarar vermemesi gerektiğini öğretir.
Locke’a göre doğa durumundaki eşitlik nedir?
Locke’a göre doğal yasaya karşı gelen ve başkalarının temel haklarını çiğneyen bir kişiyi, herkesin eşit olarak yargılama ve cezalandırma hakkı vardır.
Locke’a göre özgürlük nedir?
İnsanların hakları açısından eşit olmaları, özgür olmaları demektir. İnsanın özgürlüğü, başkaların iradesine ve otoritesine bağımlı olmaması anlamına gelir. Ancak özgürlüğün sınırı doğal yasayla belirlenir ve bu yasaya göre kimsenin başka birine zarar verme özgürlüğü yoktur.
Locke’a göre savaş nedir ve nasıl engellenebilir?
Her insanda akıl olmasına rağmen bazıları akıllarını kullanmazlar ve doğal yasaya göre hareket etmezler. Buna göre rasyonel ve irrasyonel olan iki sınıf insan vardır. Doğal yasayı anlamadıkları için mülk edinememiş irrasyonel insanlar, mülk sahibi rasyonel insanlara saldırırlar. Bu saldırganları yargılama hakkına sahip rasyonel insanlar, bu haklarını kullanırken aşırıya kaçıp adil davranmayabilirler. Böylece savaş daha da büyür. Bu savaş durumundan kurtulabilmenin tek yolu, yargılama ve cezalandırma erkini elinde tutacak bir otoritenin yaratılmayla bir sözleşme yaparak devlet durumuna geçmektir.
Locke’a göre mülkiyet nedir?
Locke’a göre mülkiyet, yaşamı, özgürlükleri ve malları kapsar.
Locke’un toplum sözleşmesinin özellikleri nelerdir?
Doğa durumu gibi kurgu şeklinde ortaya konan toplum sözleşmesinin bazı sorunları şunlardır: • Sözleşmeye katılanlar ülkedeki bütün insanlar değil, bir azınlıktır. Kadınlar, yabancılar, çocuklar ve deliler bu sözleşmenin dışında bırakılmıştır. Ayrıca yoksullar ve emekçilerden oluşan mülksüzler de sözleşmede yer almamaktadır. Bu yüzden seçme ve seçilme haklarına da sahip değillerdir. • Locke’un toplum sözleşmesi, iki farklı sözleşmeden oluşmaktadır. Birinci sözleşme, katılanların oybirliğiyle halk haline gelmeleridir. Burada her kişi, doğal yasaya göre kendisinin ve başkalarının korunmasına uygun gördüğü her şeyi yapma erki ve doğal yasayı çiğneyenleri yargılayıp cezalandırma erkini yaratılan birliğe yani devlete devredilir. İkinci sözleşmede ise çoğunluk ilkesine göre devletin yönetim biçimi saptanır. • Bireyler, yaşam, özgürlükler ve mallar üzerindeki doğal haklarını saklı tutar, devretmezler. • İnsanlar, toplum sözleşmesini ve ondan kaynaklanan siyasal yönetimi ortak rızalarıyla gerçekleştirirler. Ayrıca siyasal yönetime güven duyarak doğal erklerini emanet edeler.
Locke’a göre en iyi siyasal yönetim biçimi nedir?
Locke’a göre Hobbes’un kuramındaki mutlak monarşi yönetimi, savaşı içeren bir doğa durumudur. Bu yüzden en iyi yönetim şekli karma yönetim modelidir. Bu model, 1688 Devrimi ile İngiltere’de hayata geçirilen anayasal monarşidir.
Locke’un yönetim modeline göre devlette kaç güç vardır?
Locke’un yönetim modeline göre devlette üç güç vardır. Bunlar yasama gücü, yürütme gücü ve federatif güçtür. • Yasama gücü: Topluluğu ve üyelerini korumak için oluşturulmuş devlet erkinin nasıl kullanılacağını yasalar aracılığıyla belirler. • Yürütme gücü: Gerektiğinde fiziksel güç kullanarak yasaların uygulanmasını sağlar. • Federatif güç: Devletin uluslararası alanda diğer devletlerle olan ilişkilerinin düzenlenmesiyle ilgidir. Locke’un yargı gücüne yer verilmemesinin nedeni, o dönemde İngiltere’de yargıçların özerk bir statüye sahip olmalarıdır. Locke’un asıl amacı, yasamanın bağımsızlığını güvence altına almaktır.
Locke’un siyasal yönetim modelinde güçler kimin elindedir?
Locke’un uygar yönetim olarak dile getirdiği siyasal yönetim modelinde iki temel güç farklı ellerdedir. Yasama gücü, Lordlar Kamarası ve Avam Kamarası’ndan oluşan bir Parlamento tarafından kullanılır. Parlamento, çoğunluk ilkesi doğrultusunda yasaları yapar. Yürütme gücü ve federatif güç ise krala verilmiştir.
Yasama ile yürütme güçlerinin farklı kişilere bırakılmasının nedenleri nelerdir?
Yasama ile yürütme güçlerinin farklı kişilerde olmasının iki nedeni bulunmaktadır: • Yürütme gücünün, yasaları uygulayıp yürütmek için sürekli olmasıdır. Yasama gücünün ise sürekli olması gerekmez. • Yönetimin mutlak bir nitelik almasının engellenmesidir.
Yasama ile yürütmenin birbirinden bağımsız bırakılması, siyasal yönetimi nasıl sınırlandırmıştır?
• Siyasal yönetim, kuruluş amacı nedeniyle mutlak bir iktidara sahip olamaz. • Doğa durumundaki insanlar doğal yasadan kaynaklanan mülkiyet erkini siyasal yönetime devredemezler. • Halk adına hareket eden siyasal yönetim yaşam, özgürlükler ve mallar haklarını korumakla yükümlüdür.
Locke’a göre kralın tiran sayılabilmesi için ne gibi durumların ortaya çıkmış olması gerekir?
• Kralın bireylerin doğal haklarını çiğnemesi, Kralın kamusal iyiliği gözetmemesi, • Kralın Parlamento’yu ortadan kaldırması, • Kralın Parlamento’nun yaptığı pozitif yasaları hiçe sayması, • Kralın iktidarını kişisel isteklerine göre kullanması, • Kralın görevi ihmal etmesi yüzünden yasaların uygulanamaması.
Halkın direnebilmesinin koşulu nedir?
Halk, yönetimin tek yargıcıdır. Direnme hakkının kullanılabilme koşulu, yapılan şeyin halkın tümüne ya da büyük çoğunluğuna yönelik olması gerektiğidir.
Locke’a göre iç savaş nasıl çıkabilir?
Locke’a göre, kralın haksız olmadığını ileri sürüp halkın yargıçlığını kabul etmemesi durumunda başvurulacak tek yer Tanrı’dır. Dolayısıyla bu anlaşmazlık sadece iç savaş yoluyla çözülebilir. Locke’un kuramı, Hobbes’un kuramının tersine, savaş durumuna devlet kurulmasıyla son verildiğini ama devletin varlığının savaş olasılığını ortadan kaldırmadığını, her an devlet durumundan savaş durumuna geri dönülebileceğini belirtmektedir.
Locke’un liberal devlet modelinin etkileri nelerdir?
• Locke’un savunduğu liberal devlet modeli, 1688 Devrimi’yle İngiltere’de oluşturulan parlamenter monarşinin teorik bir biçimidir. • Kuramında yer alan siyasal iktidardan hesap sorma hakkı ve yönetime karşı direnme ve devrim hakkı, Amerikan Bağımsızlık Hareketinin gerekçesi olarak kullanılır. • Amerikan devrimcileri Locke’un ilkelerinden esinlenirler. • Bazı yorumculara göre Aydınlanma, Locke ile başlamaktadır.
Kralların kutsal hakkı ne anlama gelmektedir?
Kralların Kutsal Hakkı: Kralların yönetme hakkının Tanrı’dan geldiği, bu nedenle kralların bu yeryüzünde hiç kimseye karşı sorumlu olmayıp sadece Tanrı’ya hesap verdiklerini savunan kuramdır.
Leviathan kitabının yazarı kimdir?
Thomas Hobbes’un egemen devletin simgesi olarak kullandığı bu sözcük, Kutsal Kitap’ın Eski Ahid bölümünde söz edilen çok güçlü ve büyük bir su canavarının adıdır Hobbes’un, özellikle Leviathan (1651) adlı kitabında yer alan siyasal kuramını oluştururken İngiltere’deki devrimden ve iç savaştan etkilendiği ve bu yüzden siyasal düzen kaygısı taşıyarak mutlak iktidarla bezenmiş otoriter bir devlet anlayışına ulaştığı çok açıktır.
Püritenlik kavramını tanımlayınız.
Püritenlik: XVII. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve Anglikan Kilisesi’ni Katolikliğin kalıntılarından arındırmayı amaçlayan dinsel öğreti ve reform hareketidir. Yaşamın dinsel ve ahlaki ilkelere göre düzenlenmesini savunan Püritenliğin köktenci gruplarından biri, bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde varlığını sürdüren Quaker mezhebidir.
Parlamento’nun Avam Kamarası kanadında yer alan ve başta Püritenlik olmak üzere Anglikan Kilisesi’nden bağımsız dinsel cemaatlerin üyesi olan burjuva temsilciler, kraldan ne tür isteklerde bulunmuştur?
Devrimin nedenleri olarak da okunabilecek bu istekler şöyle sıralanabilir: a/Hükûmetin baskıcı yönetim anlayışını terk etmesi; b/Kralın sürekli bir ordusunun olmaması; c/Ağır ve haksız vergilerin kaldırılması; d/Kralın ticaret ile sanayinin gelişmesini engelleyen düzenlemelerine son verilmesi; e/Krala bağlı Anglikan Kilisesi’nin üstünlüğünün kaldırılıp dinsel özgürlüğün sağlanması.
Hobbes'un ayrıştırıcı-birleştirici yöntemi ne anlama gelmektedir?
Hobbes, devletin ne olduğunun ve nasıl işlediğinin anlaşılabilmesi için “ayrıştırıcı-birleştirici” yöntemin kullanılması gerektiğini belirtir. Kendi deyişiyle “bir şeyi anlayabilmek için, onu oluşturan parçalardan hareket edilmelidir.” Daha açıkçası, bir saatin nasıl işlediğinin kavranabilmesi amacıyla gerçekleştirilen işlem devlete de uygulanmalıdır: Devlet parçalarına ayrıştırılmalı, bu parçaların eylemleri ile kendi aralarındaki ilişkiler incelenmeli, sonra da parçaların birleştirilmesiyle devlet yeniden kurulmalıdır.
Hobbes öldürebilme eşitliği ile neyi kastetmektedir?
Öldürebilme Eşitliği: Bedensel bakımdan en zayıf bir insan bile, aklını kullanıp hileye başvurarak uzaktan vuran bir silah yaparak ya da başkalarıyla birleşerek en güçlü olarak kabul edilen bir insanı öldürebilecek kadar güçlüdür. Kısacası doğal eşitlik, insanların birbirlerini öldürebilme eşitliğidir.
Hobbes'a göre ''commonwealth'' ne anlama gelmektedir?
Toplum sözleşmesi Leviathan’da şöyle tanımlanmaktadır: “Bu [sözleşme] oydaşmadan ya da uzlaşmadan fazla bir şeydir; herkes herkese, senin de hakkını ona bırakman ve onu bütün eylemlerinde benim yaptığım gibi yetkili kılman koşuluyla, kendimi yönetme hakkımı bu adama ya da bu kurula bırakıyorum ve onu yetkili kılıyorum, demişcesine, herkesin herkesle bir ve aynı kişide gerçekten birleşmesidir. Böylece tek bir kişide birleşmiş olan kalabalık, COMMONWEALTH [Devlet], Latince CİVİTAS olarak adlandırılır.
Hobbes'un bölünmezlik ilkesi ne anlama gelmektedir?
Hobbes'a göre egemen erk bölünmezdir. Bölünmezlik ilkesi, devlet erkinin farklı güçlere dağıtılmasının reddedilmesidir. Daha açıkçası, egemenliğin bölünmesinin, parçalanmasının anlamı, onu yok etmekten, yani doğa durumuna geri dönmekten başka bir şey değildir.
Hobbes yasama, yürütme ve yargı erkleri aracılığıyla egemene ne tür haklar atfetmektedir?
Egemenin, egemenliğinin özelliklerinden ötürü yasama hakkını elinde bulundurduğunu görmüştük. Bundan sonra gelen haklarının başında, yaptığı yasaların iyi bir biçimde uygulanmasını sağlamak (yani yürütme gücü) ve bu yasalarla ya da olaylarla ilgili olarak ortaya çıkabilecek bütün anlaşmazlıkları dinleyip karara bağlamak (yani yargı gücü) gelir. Savaşa ve barışa egemen karar verir. Danışmanlarını, bakanlarını, yüksek idarecilerini ve memurlarını seçmek ve gerektiğinde görevden almak yetkisine sahiptir. Ayrıca egemen, para basmak, vergi toplamak gibi kamu maliyesine ilişkin haklarla da donanmıştır. Tüm bu haklarını ya da yetkilerini görevlendirdiği kişiler eliyle kullanabilir. Toplumda soyluluk gibi paye ve unvanların dağıtılması yine egemenin tekelindedir.
Hobbes'a göre egemenin temel görevi ve sınırları nelerdir?
Egemen, yukarıda sıraladığımız mutlak hakları sayesinde görevlerini layıkıyla yerine getirebilmektedir. Görevleri tek bir cümlede özetlenebilir: “Halkın esenliği en yüce yasadır.” Aslında bu, egemenin temel görevidir ve devletin yaratılış amacını ifade etmektedir. Çünkü egemenin halkın esenliğini sağlaması, yalnızca güvenliği gerçekleştirip yaşamları koruması değil, ayrıca uyrukları için barış, özgürlük, adalet ve refahı içeren mutlu bir yaşam ortamı kurup sürdürmesidir. Egemenlik hakkını korumak da egemenin görevlerinden biridir ve bu görev aynı zamanda egemenin “sınırını” işaret eder.
Yönetim Üzerine İki İnceleme kitabının yazarı kimdir?
John Locke (1632-1704), tıpkı Thomas Hobbes gibi bir devrim dönemi düşünürüdür; yine onun gibi bir devrimden, yani 1688 Devrimi’nden etkilenerek siyasal kuramını ortaya koymuştur. 1690 yılında yayımlanan Yönetim Üzerine İki İnceleme adlı kitabında sergilediği devlet modeliyle, büyük ölçüde, devrimden sonra İngiltere’de kurulan siyasal yapıyı teorik olarak doğrulamayı amaçlamıştır.
1688 Devrimi'nin siyasal alandaki sonuçları nelerdir?
Parlamento, 1689’da “Haklar Yasası”nı kabul etti. Buna göre kralın yasaları yürürlükten kaldırma yetkisi elinden alındı, Parlamento’nun izni olmadan vergi ve asker toplaması engellendi, yargısız tutukluluk hâline son verildi ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere bireysel haklar tanındı. Artık mutlak monarşi olasılığı tamamen ortadan kalkıp İngiltere anayasal (meşruti) monarşi hâline geldi. Bunun ardından, İngiltere’nin “modern demokrasinin beşiği” olarak nitelendirilmesine yol açacak olan süreç işlemeye başladı.
1688 Devrimi'nin dinsel alandaki sonuçları nelerdir?
Çatışmalara son veren istikrarlı bir dönem içine girildi. Anglikan Kilisesi’nin siyasal iktidar üstündeki gücü tümüyle kırıldı ve dinsel hoşgörü ile özgürlük taleplerini karşılamaya yönelik adımlar atıldı. Böylece dinsel çoğulculuk, (din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamında) laiklik ve (gündelik yaşamın dinsel kurallardan soyutlanması anlamında) sekülerlik zihniyetinin toplumda yer etmesi için gerekli olan zemin oluşmaya başlamıştır.
Modern çağda proleterya kavramı ile ifade edilmek istenen kimlerdir?
Proletarya: Antik Roma’da çocuklarından (proles) başka bir serveti olmayan kişilerin oluşturduğu en alt sınıftır. Modern Çağ’da Karl Marx tarafından yeniden gündeme getirilen bu sözcük, kapitalist sınıf karşısında yer alan ve bir kapitale, yani herhangi bir üretim aracına sahip olmayan emekçiler sınıfı anlamına gelmektedir.
Düzleyiciler olarak bilinen siyasal hareketin amacı nedir?
Önderleri John Lilburne ile Richard Overton’un olduğu Düzleyicilerin ideali, ekonomide bir küçük üretici ütopyası, siyasette ise bir küçük burjuva demokrasisi olarak nitelendirilebilir.
Kazıcılar olarak bilinen siyasal hareketin özel mülkiyete bakışı nasıldır?
En önemli önderi Gerrard Winstanley olan ve mülksüzlerin çıkarlarını temsil eden Kazıcılar hareketi, topraklarından çıkarılmış bir kır proletaryası üyelerinin doğrudan eylemle bir tür tarımsal komünizme geçme çabasıydı. Kazıcılara göre toplumsal kötülüğün kaynağı, açgözlülük ve hırstan kaynaklanan özel mülkiyettir. Özel mülkiyet, insanların büyük çoğunluğunu yoksulluğa, köleliğe mahkûm etmekte ve düşmanlık ile savaşı körüklemektedir.
John Locke'un akılcılık kavramı neyi ifade etmektedir?
Akılcılık: Locke'a göre insanlar akla sahiptir. Doğa durumunda, akıllarını kullanarak doğal yasayı kavrayıp buna uygun bir yaşam sürerler. Yine akılcıl oldukları için göreceğimiz üzere, doğa durumunu terk edip bir sözleşmeyle devlet durumuna geçebileceklerdir.
John Locke'a göre doğal yasa ve doğal haklar ne anlama gelmektedir?
Doğal yasa gerçekte akıl yasasıdır. Doğa durumunda, tüm zamanlar ve yerler için geçerli olan evrensel ilkeler vardır. Bütün insanlara seslenen ve nasıl davranılması gerektiğini belirten bu ilkeler, Locke’un deyişiyle doğal yasadır. Akılla kavranan doğal yasa, insanların doğuştan sahip olduğu temel doğal hakların bulunduğunu ortaya koyar. Bunlar, “yaşam, özgürlükler ve mallara” sahip olma haklarıdır.
John Locke eşitlik kavramı ile neyi ifade etmektedir?
Eşitlik: Doğa durumundaki eşitlik, her insanın eşit bir biçimde akla sahip olması ve doğal haklarından yararlanması demektir. Bu bağlamda Locke, doğal yasanın her insana saldırgan kişi ya da kişileri “yargılama ve cezalandırma” hakkı tanımasının da eşitliği içerdiğini belirtir. Daha açıkçası, doğal yasaya karşı gelen ve başkalarının temel haklarını çiğneyen bir kişiyi, herkesin eşit olarak yargılama ve cezalandırma hakkı bulunmaktadır.
Locke'a göre özgürlüğün sınırı nedir?
Locke'a göre doğa durumundaki bu özgürlük, “başıboşluk” anlamına gelmez. Özgürlüğün sınırı doğal yasayla belirlenir: “Her insanın kendi kişiliğini ve mallarını kullanmada denetlenemez bir özgürlüğü olmasına karşın”, bu kullanımı engellemeyen herhangi bir kişiye zarar verme özgürlüğü yoktur.
Locke'a göre geniş ve dar anlamıyla mülkiyet ne anlama gelmektedir?
Locke’a göre biri geniş diğeri dar olan iki anlama sahiptir. Geniş anlamıyla mülkiyet, yaşamı, özgürlükleri ve malları ifade etmektedir. Dar anlamıyla mülkiyet ise sadece malları kapsamaktadır.
John Locke'a göre çoğunluk ilkesi ne anlama gelmektedir?
Çoğunluk İlkesi: Bir toplumda, bir toplulukta ya da bir mecliste çoğunluğun kararının geçerli olarak kabul edilmesidir. Locke’un deyişiyle “bir topluma katılmakla, çoğunluğa karar verme ve uygulama hakkını tanımak aynı şeydir.”
Güçler ayrımı kuramı kim tarafından ortaya atılmıştır ve anlama gelmektedir?
Güçler Ayrımı Kuramı'nın Montesquieu tarafından ortaya konduğu kabul edilir ve başta XVIII. yüzyıldaki Amerikan ve Fransız anayasaları olmak üzere tüm demokratik anayasalarda şu ya da bu şekilde yer bulur. Bu kuramın klasik biçimine göre yasama, yürütme ve yargı güçleri farklı kişilerden oluşan farklı organların ellerine bırakılmış ve aralarında bir denge-fren sistemi kurulmuştur.