Rusya Tarihi Dersi 4. Ünite Özet
Rusya İmparatorluğu
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Petro Devrinde Rusya
Devrin Genel Özellikleri ve Mutlakıyetin Kurulması
XVII. Yüzyıl boyunca ülkenin sosyal-ekonomik ve siyasi hayatının bütün alanlarında meydana gelen değişim XVIII. Yüzyıl’ın ilk yarsında zirveye ulaştı. Ortaçağ Rus devleti bu süreç içinde Rusya imparatorluğuna dönüştü. Ekonomisinde, üretici güçlerin şeklinde ve seviyesinde, ordusunda, siyasi idaresinde, yönetim ve mahkeme organlarının yapısında ve işleyişinde, halkın sınıf yapısında, kültürel hayatında ve günlük yaşamında büyük değişiklikler meydana geldi.
Hakimiyet Mücadeleleri ve Sofya (1682-1689)
XVII. Yüzyıl’ın sonlarında saray grupları arasında hakimiyet mücadelesi arttı. 1682’de III. Fyodor Alekseyeviç (1676-1882) varis bırakmadan öldü. Çar Aleksey en büyük oğlu Fyodor’u kendinden sonraki Çar göstermiş ve onu halka tanıtmıştı.
Fydor sağlığı zayıf bir kişiydi. Ancak zeki, iyi eğitim görmüş ve dindar bir yapıya sahipti. Fyodor 6 yıl tahtta kaldıktan sonra 20 yaşında öldü. Karısı ve tek çocuğu ise ondan önce ölmüşlerdi. Veraset kanunu olmayınca iki boyar aile Miloslavskiler ve Narişkinler taht için mücadeleye girdiler.
Sonuçta Rusya tahtında iki Çar oldu. Çariçe Natalya’nın 10 yaşındaki oğlu Petro ve Mihaylovskaya’nın oğlu İvan. Ancak biri çocuk diğeri ise akli yönden zayıf olduğundan yönetim önce Sofya ve onun en yakın adamı olan knez Vasiliy V. Golitsin’de oldu. Sofya ve Golitsin 1682’den 1689’a kadar yedi yıl ülkeyi idare ettiler.
Süregelen olaylardan sonra hakimiyet tamamen Petro’nun eline geçti. Hakimiyet ortağı olan İvan ise fiili olarak hiçbir işe karışmadı ve 1696’da öldü. Böylece Rusya tarihinde I. Petro çağı (1682-1725) başlamış oldu.
I. Petro’nun Avrupa Gezisi
Petro’nun dış gezileri büyük bir misyonun parçasıydı. Bu gezilere yaklaşık 250 kişilik bir kafileyle katılım söz konusuydu. Çar, bizzat bu gezilerde yer alsa da onun kimliği ölüm pahasına gizli tutulmakta olup kendisi “Petro Mihaylov” olarak bilinmekteydi.
Çar’ın yokluğunun Moskova’da fark edilmemesi mümkün değildi. Bu durumda hakimiyet üç kişiden oluşan naipler kurulunun elinde toplanıyordu. Ancak gerçek idare Moskova Valisi ve ilk Rus Polis şefi Prens Fyodor Romodanovsky’nin elindeydi. Probrenski Dairesi adı verilen polis teşkilatı gizlilik konusunda öylesine titizdi ki, ne zaman ve nasıl kurulduğu bile bilinmiyordu. Onun Rusya’da naiplik görevini de-facto yerine getiren kişi olarak ilginç bir konumu vardı ve bu konumuyla “yedek Çar” statüsünden hiç de aşağı kalmayan bir yer işgal ediyordu.
Petro’nun Dönüşü
Petro, Rusya’ya döndükten sonraki ilk gününde kimseyi uyarmadan ve ani bir kararla çevresindeki boyarların sakallarını kör bir ustura ile kesmeye başladı. Artık bu öylesine bir hareket değildi. Çünkü sakal Ortodokslar için Tanrı vergisi saygınlığın simgesi olarak görülüyordu.
Petro daha sonra streletsi ile hesaplaşma dönemine girecekti. Binlerce streletsi iki infaz dalgası ile yakalanarak öldürüldü.
Büyük Kuzey Savaşı
1700 yılı Petro’nun hükümdarlık döneminde bir başka geçiş dönemini temsil eder. Ülkede terör olayları durmuş, düzen sağlanmıştı. Osmanlı Devleti ile yapılan barış antlaşması da Kırım Tatarlarına vergi ödeme yükümlülüğünün sona erdiğini gösteriyordu.
Ancak aynı yıl bu kez daha uzun sürecek, daha tehlikeli ve mali kaynakları tüketen başka bir savaş açılmaktaydı. Bu İsveç’e karşı başlatılan Büyük Kuzey Savaşı idi. Bu savaşın sonunda Rusya, artık Avrupa için dikkat edilmesi gereken bir güç olacaktı. İsveç İmparatorluğu’nun birer parçasını oluşturan Doğu Baltık ülkeleri durumlarından memnun değillerdi. İsveç yayılma politikası göstermiş ve bu durum da Kuzey Avrupa’da tepkiyle karşılanmıştı
Rus ordusu İsveç tarafından kesin bir yenilgiye uğradı. Ancak bundan hemen sonra XII. Charles’ın Polonya üzerine yürümesi Petro’ya zaman kazandırdı. Gücünü yeniden toplayan Petro İsveç’in doğudaki en seyrek nüfuslu Baltık şehirlerinden İngerya’ya yöneldi. Petro’ya göre burası eski bir Rus toprağıydı. Böylece Rusya, Baltık’a ve Batı’ya açılan yollara yeniden sahip olmuştu.
30 Ağustos 1721’de imzalanan Nystadt Antlaşması uyarınca İsveç, İngeriya, Letonya ve Estonya’yı Ruslara teslim etti. Bu antlaşma ile Rusya’nın Baltık’a sağlam bir şekilde yerleşmesi “Avrupa’ya açılan pencere” elde etmesi ve kıtanın kuzeyinde baskın bir güç olan İsveç’in yerini alması sağlandı.
I. Petro’nun Reformları
- İdari Reformlar
- Kilise Reformları
- Askeri Reformlar ve Rütbeler Tablosu
- Kültürel Reformlar
Petro’nun Mirası
1725’de Petro’nun ölümü Rusya’da çoğunlukla görüldüğü üzere iktidar için mücadeleler, hükümdarın mirasını bir süre tehlikeye atan az çok şüpheli dönemler ile belirgin yeni ve uzun bir dönemin kapısı açılmıştır.
Petro Sonrası Rusya
I. Katerina (1725-1727), II. Petro (1727-1730), Anna İvanovna (1730-1740), VI. İvan (1740-1741), Elizabeth (1741-1762), III. Petro (1762)
I. Petro’nu ölümünden II. Katerina’nın tahta çıkışına kadar geçen dönem belirsizliklerle doludur. Petro, baştaki hükümdarın kendisinden sonra tahta geçecek kişiyi belirlemesi ve buna saygı göstermeyenleri ölüm cezasına çarptırmayı içeren bir yasa hazırlamıştı. Böylece iktidar bir lütuf değil, kişisel bir yetenek olarak görülmekteydi. Ancak bu yasa Petro’dan sonra gerektiği gibi uygulanmadı.
XVIII. Yüzyıl’ın İlk Yarısında Sosyal-Ekonomik Gelişim
Köy ekonomisi. Dvoryanlar ve Köylüler: XVII. Yüzyıl’ın sonu-XVIII. Yüzyıl’ın başlarında tarım sisteminde önemli bir değişim yoktu. İş aletleri, tarım teknolojisi ve köy ekonomisi kültürü daha önceki dönemler gibiydi. Köy ekonomisinde ürün artışı sadece kuzeyde ve güneyde yeni toprakların benimsenip tarım alanlarına dönüştürülmesine bağlıydı.
Toprak Sahipleri: Anna ve Elizabeth dönemleri ve onların yöntemleri, adaleti katı kurallarla sağlayan hizmet devletin de dengeleri değiştirerek Petro Miras’ının temelini sarstı. Alınan önlemler toplumsal etkileriyle hizmet sınıfındakiler için daha kolay, köylüler için ise daha ağır oldu. Petro Miras’ının bölünmezliğini getiren yasa kaldırıldı. Zorunlu hizmet süresi kısaltıldı; kendi mülklerinin başında durabilmeleri için toprak sahiplerine rotasyon uygulanarak uzun izinler tanındı, soylu kesimin çocuklarının küçük yaşlardan itibaren seçkin askeri birliklere yerleştirilmeleri ve hizmet sürelerinin bu tarihten itibaren başlatılması mümkün oldu. Hizmet sınıfının 1762’deki kurtuluşu için gereken ortam hazırlandı.
Köleler: Çariçe Anna devlete ait toprakları hizmet karşılığı ödül olarak dağıtmaya başladı. Daha önce toprağa bağımlı ve vergilerini ödedikleri sürece hayatlarını kendi başlarına düzenleme özgürlüğüne sahip olan köylüler, bir anda toprak sahibinin emri altında yaşayan kölelere dönüştüler. Anna’dan sonra tahta geçenler aynı sistemi devam ettirdiler. Bu yüzyılda giderek daha çok sayıda kölenin topraktan kopartılması da meydana geldi.
İmparatorluk Rusyası ve II. Katerina (Büyük Katerina)
(1762-1796)
II. Katerina hakimiyetinin ilk yıllarında çok dikkatli hareket etmek zorundaydı. Bir saray darbesiyle iktidara getirilen Çariçe muhafızlarının dışında çok az desteğe sahipti. Saltanatının başlarında bazı krizlerin tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
1766’nın sonlarında Katerina, Rusya’ya aydınlanma ilkelerine dayalı önemli değişiklikleri tanıtmaya kendini hazır gördü ve bu amaçla Yasama Komisyonu’nu topladı. Bu toplantıdan hiçbir sonuç alınamamıştı. Hiçbir yasa hazırlanmamış, meclis ele aldığı konular üzerinde sonuç alıcı bir karar verememişti.
Pugaçev İsyanı
Yasama Komisyonundaki toplumsal düşmanlık Pugaçev İsyanında kendisini gösterdi. Ülkede düzene ilişkin bir muhalefet yoktu, ancak önemli boyutlara varan sınıf düşmanlıklarıyla toplumsal ilişkileri, vergi yükümlülüklerini vb. düzene bağlama konusunda pek çok pratik öneri ortaya çıktı. Bu düşmanlıklar 6 yıl sonra Yemelyan Pugaçev’in liderliğindeki “Büyük İsyan” ile sonuçlandı.
II. Katerina Döneminde Rusya’nın Dış Politikası
Rusya 1783’de Kırım’ı ilhak etti ve bu Kırım’dan Osmanlı Devleti’ne büyük bir göç dalgasına neden oldu. Rusya’nın Kırım’ı ilhak sebebini Potemkin’in Katerina’ya yazdığı notta görmek mümkündür. Potemkin burada Kırım’ın Rusya’nın Karadeniz’deki ve güneydeki güvenliği için mutlaka ihlal edilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Lehistan’ın ilk paylaşımı 1772’de gerçekleşti. Bu Rusya açısından aynı zamanda Çar Aleksey döneminde ulaşılan sınırların pekişmesi anlamına geliyordu.
Aydınlanma Çağı
II. Katerina kendi zamanında ve tarihte hem övülmüş hem de eleştirilmiştir. Taraftarları sadece Rusya’nın Batılılaşmasında ve uluslararası konumunda başladığı ilerlemelere odaklanırken muhalifleri belirttiği hedeflerden başaramadıklarına özellikle köleliğin artan büyümesine dikkat çekmektedir. Katerina kendi reformlarına inanmış ama aynı ölçüde katı gerçekleri de fark etmişti. Yönetme Kurallarında yazdığı gibi insanların doğal itibar ve özgürlükleriyle “akıllı varlıklar” olduğuna, ama aynı zamanda eğitilmeleri gerektiğine inanıyordu. Uzun hakimiyet döneminde pek çok yetersizlikler, tutarsızlıklar ve gaddarlıklar vardı. Çoğu kez eleştirilse de kendine aşırı güveni olan Katerina’nın tarihçiler başarılarının kalıcılığı yönünde hemfikirdirler.
Pavel (1796-1801)
Uzun ve gerilimli bir bekleme döneminden sonra 1796’da Pavel tahta çıktığında onun hükümdarlığının annesininkinden farklı olacağı açıktı. Katerina saltanatı sırasında Pavel’i iktidardan uzak tutmuştu. Buna karşılık o annesine, gözdelerine, danışmanlarına ve onun temsil ettiği her şeye tepkiliydi. Radişçev, Novikov gibi sürgündeki muhalifleri serbest bıraktı. Pavel, II. Katerina’nın güvendiği ve ülke yönetimine ortak ettiği toprak sahiplerine güvenmiyordu. Köylüler tarafından destekleniyordu.
Buna rağmen köleliğin koşullarının iyileştirilmesi konusunda yaptığı en ileri çalışma, toprak sahibine haftanın üç günü hizmet yükümlülüğü ile işleyen köle işçiliğine sınırlama getiren bir kanun çıkartmasaydı. Bu Rus imparatorluk hukuk mevzuatında köleliğe sınırlama getiren ilk ciddi teşebbüs oldu. II. Katerina zamanında soylulara tanınan ayrıcalıklar askıya alındı. İyi eğitim almış ve kültürlü bir insandı; iyi bir topluma ilişkin kendi öz modelini geliştirmişti. Ancak kaprisli ve sinirli yapısı sebebiyle kendi görüşü çevresinde olumlu ne varsa bunları sürekli yıkmayı tercih etti.
XIX. Yüzyılın Birinci Yarısında Rusya
I. Aleksandr (1801-1825)
12 Mart 1801’de Rusya’da bir saray darbesi yaşandı. I. Pavel öldürüldü ve tahta oğlu I. Aleksandr çıktı. I. Aleksandr ilan ettiği manifesto ile ülkeyi büyükannesi II. Katerina’nın koyduğu kurallara esasen idare edeceğini bildirdi. Ayrıca, Napolyon Fransa’sı ile yapılan savaş I. Aleksandr döneminin tarihsel perspektifini kapsamaktadır.
Rusya’nın Avrupa Siyaseti ve 1812 Savaşı
XIX. Yüzyılın başlarında Avrupa ülkelerinin dış siyasetleri esasen Fransa’ya karşı bir mücadeleden ibaretti. 1804’de Napolyon kendini imparator ilan ettikten sonra yapılan savaşlar ona karşı koalisyonların kurulması ile sonuçlandı. Rusya bu koalisyonların en faal ülkesi konumuna geçti.
Mart 1812’de Napolyon Rusya’ya karşı savaş hazırlıklarını sona erdirdi. 12 Haziran 1812’de 678 bin kişilik Fransız ordusu Rusya’ya saldırdı. Fransız ordusunun ünlü generallerinin komutası altındaki Napolyon ordusu Ruslara galip gelmeyi planlamaktaydı.
Şubat 1813’de imzalanan Rusya-Prusya ittifakına daha sonra Avusturya da katıldı. Müttefikler 4-7 Ekim’de Napolyon’u Drezden’de mağlup ettiler ve onu izleyerek 18 Mart’ta Paris’e girdiler. Fransa ile Rusya, Avusturya, Prusya ve İngiltere arasında imzalanan Paris Antlaşmasına göre Fransa 1793’deki sınırlarına geri döndürüldü. Burbonların hakimiyeti tekrar sağlandı.
Bu dönemde ayrıca başarısız bir isyan olan Dekabrist isyanı yaşanmış, başkaldıranlar başarılı olamamış ve idam edilmiştir.
I. Nikola (1825-1855)
30 yaşında tahta geçen I. Nikola 30 yıl tahta kaldı. Nikola’nın hakimiyeti gericilik, duraklama ve baskı dönemi olarak adlandırılmaktadır. Nikola bir askerdi ve kendi ordusunun başlıca mimarları arasındaydı. Hayatını ülkeye yönelik bütün tehditlere karşı durmaya adamıştı. İlk olarak polisleri güçlendirdi. Siyaseti katı bir disiplin olarak algılayan bakış açısına sahipti. Askeri konulardaki bilgisi dışında idari konularda birikime sahip değildi. Ancak buna rağmen devletin tüm kurumlarını denetleyerek, liberalleri rahatsız ediyordu. Anayasa reform paketi ile ilgili çalışmaları durdurmuştu.
P. D. Kiselyov’un Reformları
1837-1841 yıllarında P. D. Kiselyov tarafından devlet köylülerinin reformu hayata geçirildi. Bu reformlara esasen devlet köyleri, Maliye Bakanlığının emrinden alınarak 1837’de kurulan Devlet Emlak Bakanlığının idaresine verildi. Köy ve köyden elde dilen kazançlar yeniden düzenlendi.
Rusya’nın Yakın Doğu Siyaseti
XIX. Yüzyıl’ın 20’li yıllarında yeniden büyüyen Doğu meselesinden Rusya Balkanlarda durumunu sağlamlaştırmak için istifade etmeye çalışmaktaydı. Osmanlının balkan topraklarında çıkan karışıklıklar ve orta asyada çeşitli devletlere yönelik politikalar yakın doğu siyasetinin temelini oluşturmaktadır.
Kırım Savaşı’nın Rusya’daki Sonuçları
Kırım Savaşı XIX. Yüzyılda derin sosyal ve siyasal değişiklikler için önemli bir unsur oldu. Kırım Savaşının arka planları ve nedenleri Doğu sorununa odaklanıyordu. Bu sorun da Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte içine girilen uluslararası güç mücadelesine bağlıydı. I. Nikola’nın dış politikası başarısızlıkla sonuçlanmış ve Rusya askeri anlamda ciddi yaralar almıştı. Kırım Savaşı ve sonuçları II. Aleksandr’ın ülke içinde gerçekleştireceği reform hareketleri için bir gerekçe teşkil etti.
XIX. Yüzyılın Ortalarında Rus Kültür-Edebiyat Hayatı
Rusların büyük kısmı tarafından Ortodoksluğun Deccal’e karşı savaşı olarak görülen 1812’den sonra “Kutsal Rusya” kavramı toplumda kullanılır hale geldi. Çarlığın aynı kavramı benimsemesi sadece Aydınlanma’nın değerinin değil, I. Nikola tarafından itilen bağımsız orta sınıfın görmezden gelinmesini gerektiriyordu. Bu ve benzeri fikirlerin sadece otokrasinin yarattığı kişiler tarafından savunulduğu zannedilmemelidir.
Gogol, Tyutçev, Çadayev, Griboyedov, Puşkin bu dönemlerde önde gelen sanat ve edebiyat insanlarından bazılarıdır.