Orta Çağ-Yeni Çağ Avrupa Tarihi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Aydınlanma Ve Antik Rejimin (Ancient Regime) Sonu (1748-1789)
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Aix-la-Chapelle Antlaşması ne zaman imzalanmıştır?
Avusturya Veraset Savaşları’nın sonunda 18 Ekim 1748’de imzalanmıştır.
Aix-la-Chapelle Antlaşması o dönemde nasıl bir önem arz etmektedir?
1748 Aix-la-Chapelle Barışı’ndan itibaren Avrupa’da 1756’ya kadar devam eden bir barış ve diplomatik arayış dönemi başladı.
Avrupa Veraset Savaşları dönem Avrupası’nda nasıl ortamın oluşmasına sebep olmuştur?
Avusturya Veraset Savaşları, Avrupa’nın güç dengelerini değiştirdi, kıtanın iki büyük gücü İngiltere ve Fransa savaş yüzünden ekonomik sıkıntı içine girdi. 17. yüzyılda Avrupa’nın önde gelen üç büyük devleti 1750’lere gelindiğinde artık ikinci sınıf devletler derecesine düşmüştü. Bunlar İspanya, Hollanda ve İsveç idi. Buna mukabil 18. yüzyılda Avrupa, Rusya ve Prusya’nın yükselişine şahitlik etti. Güç dengelerindeki bu değişim ve Avusturya Veraset Savaşları’nın (1740-1748) savaşa taraf devletleri sürüklediği malî krizler 1755’e kadar Avrupa’da barışı temin etti.
Aix-la-Chapelle’in getirdiği barış ortamında Fransa’nın tutumu nasıl olmuştur?
Bu barış döneminde Fransa ekonomisini selamete çıkaracak tedbirler aldı. Buna karşılık askerî tedbirler almaktan ve hazırlıklar yapmaktan da geri durmadı. Zira sömürgelerdeki en büyük rakibi İngiltere ile muhtemel bir savaşta hazırlıksız yakalanmak istemiyordu. Bunun için de özellikle donanmasını güçlendirmeye yönelik adımlar attı. Giderek aleyhine dönmeye başlayan Avrupa’daki diplomatik dengeleri de yeniden inşa etmeye yönelik girişimlerde bulundu.
Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra İngiltere’nin Fransa’ya karşı nasıl bir siyaset izlemiştir?
Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra İngiltere, hem ticarî olarak etkisini arttırmak hem de Fransa’yı doğudan siyasî olarak kuşatmak için Rusya ile diplomatik münasebetler kurmaya başlamıştır.
Fransa Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra İngiltere’nin takındığı tavır karşısında ne tür bir yaklaşım izlemiştir?
Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra İngiltere, hem ticarî olarak etkisini arttırmak hem de Fransa’yı doğudan siyasî olarak kuşatmak için Rusya ile diplomatik münasebetler kurmaya başlamıştır. Fransa, aleyhine olacak bu yakınlaşmayı engellemek, bu mümkün olmazsa da dengelemek adına karşı bir ittifak sistemi kurmaya çalıştı.
Fransa’nın Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra kurmak istediği ittifakta hangi ülkeler vardır? Fransa bu ittifakın kurulması sonucunda nasıl bir fayda sağlamak istemiştir?
Bu ittifak kurulduğu takdirde hem Rusya etrafında bir düşman hattı oluşturulacak hem de Rusya’nın İngiltere ile irtibatı kesilmiş olacaktı.
Fransa’nın Avusturya Veraset Savaşları’ndan sonra kurmak istediği ittifakın kurulması dönemin şartlarında neden zordur?
Bunun önündeki en büyük engel Fransa’nın Doğu Avrupa’daki nüfuzunun önceki dönemlere göre daha az olmasıydı. Ayrıca Prusya Kralı II. Friedrich, Fransa ile bir ittifaka dâhil olarak Rusya’yı karşısına almaktan çekiniyordu. Osmanlı İmparatorluğu ise 1739 Belgrad Antlaşması’ndan itibaren dış politikada “barış siyaseti” takip ettiği için Rusya aleyhine olacak bir ittifakın parçası olmak istemiyordu.
1741’de çariçe ilan edilen Elizabeth’in saltanatı döneminde Rusya’da ne tür gelişmeler meydan geldi?
1748-1755 tarihleri arasında Rusya’da ise yeni bir dönem başladı. Büyük Petro’nun iktidar yıllarında başlatılan ve Çariçe Anna (1730-1740) döneminde devam ettirilen reformlar 1741’de çariçe ilan edilen Elizabeth’in saltanatı devrinde giderek terkedildi. Özellikle devlet kademelerindeki Alman etkisi kırılmaya ve bunun yerine yeniden Ruslar ikame edilmeye çalışıldı. Elizabeth, Anna devrinde kurulan nazırlar heyetini kaldırdı ve onun yerine Ruslar’dan oluşan senatoyu kurdu. Çariçe Elizabeth’in hükümdarlık yılları Rusya’da ekonomik bir canlanmaya da sahne oldu. Çariçe, ülkedeki iç gümrükleri kaldırarak ticareti canlandırdı. Kömür ihracı arttı. Bu tedbirler sayesinde ekonomisi güçlenen Rusya’nın nüfusundaki artış da ülkenin elini güçlendirdi. Nüfus artışı, 1756’da başlayacak Yedi Yıl Savaşları’nda ülkenin asker temininde zorluk yaşamamasını sağladı. Çariçe Elizabeth döneminde Rus eğitim tarihinde de önemli adımlar atıldı ve ülkenin ilk üniversitesi 1755’te Moskova’da kuruldu.
Çariçe Elizabeth döneminde diplomatik ilişkiler nasıl olmuştur?
Çariçe Elizabeth dönemi Rusya’da diplomatik bir hareketliliğe de sahne oldu. Özellikle Fransa’ya yakın bir politika takip eden Prusya’yı dengelemek adına İngiltere, Rusya ile bir ittifak kurmak üzere diplomatik temaslara başladı. Rusya, İngiltere’nin bu talebini avantaja çevirmek için ağır ekonomik isteklerde bulundu. Buna rağmen Rus devlet adamları Fransa ve İngiltere yanlıları olmak üzere iki hizbe bölünmüşlerdi. Bestuzhev, ülkenin selametini İngiltere’ye yaklaşmakta görürken, en önde gelen rakibi Vorontsov ise Fransa’ya yakın bir dış politika takip edilmesini savunuyordu.
1748’den itibaren artan Prusya tehlikesi karşısında Avusturya nasıl bir yol izlemiştir?
1748’den itibaren artan Prusya tehlikesi Avusturya’yı da giderek zora soktu. Bunu aşmak için Avusturya devlet ricali kadim düşmanları olan Fransa’ya yaklaşmayı dahi denediler. Bu minvalde Kaunitz 1750’de diplomatik temaslarda bulunmak üzere Paris’e gönderildi fakat bu girişimden 1754’e kadar olumlu bir sonuç çıkmadı. Zira Fransız devlet adamlarının önemli bir kısmı Avusturya ile müttefik olunması hâlinde Prusya’nın kızdırılacağından endişe ediyor, bir kısmı da kadim bir düşmanla ittifak kurmanın kabul edilir bir durum olmadığını savunuyorlardı. Bunun üzerine Viyana hükümeti, Prusya tehlikesine karşın Rusya ile de ilişkilerini iyi tutmaya çalıştı.
1748-1755 arasında Prusya diplomatik ve ekonomik yönden nasıl bir yol izlemiştir?
Avusturya ve Rusya’nın düşmanlıklarını üzerine çeken Prusya için de 1748-1755 tarihleri arası bir arayış dönemi oldu. Zira Rusya ve Avusturya’nın ilk fırsatta kendisine savaş ilan edeceklerini gayet iyi bilen Prusya Kralı II. Friedrich, bunun önünü almak için bir taraftan Fransa ile olan ilişkilerini korumaya çalıştı, diğer taraftan da İngiltere ile temasa geçti. Diplomatik temaslar yanında ülkenin ekonomisini iyileştirmek ve asker sayısını arttırmak adına da birtakım tedbirler aldı.
1755-1756 yıllarında Avrupa’da Diplomatik Devrim yaratan Antlaşmalar nelerdir?
- İngiltere-Rusya İttifak Antlaşması
- Westminster Antlaşması
- Birinci Versay Antlaşması
İngiltere-Rusya İttifak Antlaşmasının şartları nelerdir?
Antlaşmaya göre bir saldırı ihtimaline karşılık Rusya 50 kadırga hazır bulunduracaktı. Ayrıca İngiltere’nin 100 bin sterlin vermesi karşılığında Livonya’da 50 bin asker muhafaza edecekti
Yedi Yıl Savaşlarının başlaması nasıl olmuştur ve hangi ülkenin yürüttüğü politikalar sebep olmuştur?
Büyük Friedrich, ordularını Ağustos 1756’da Lehistan hâkimiyetindeki Saksonya’ya sevketti. Prusya kralı bu hareketiyle Fransa, Avusturya ve Rusya ittifakı kurulmadan bu birliği parçalamayı hedefliyordu. Zira Ağustos gibi geç bir aydan sonra Rus ve Avusturya birliklerinin kendisine saldırma ihtimali düşüktü. Ayrıca kral, Saksonya’da hızlı hareket ederek kısa sürede askerî başarılar elde etmeyi ve düşmanlarının kendisi aleyhine birleşmesini engellemeyi planlıyordu. Büyük Friedrich bu hedeflerinde de büyük oranda yanıldı ve tarihe ilk dünya savaşı diye geçen Yedi Yıl Savaşları’nın başlamasına sebep oldu.
Rusya’yı, 31 Aralık 1756’da Avusturya-Fransa ittifakına dâhil olmaya iten neden nedir?
Saksonya’nın Prusya tarafından işgalinin ilk ve en önemli sonuçlarından biri Rusya’nın Fransa-Avusturya ittifakına yönelik tereddütlerinin giderilmesiydi. Zira Prusya’nın bir sonraki hedefinin Rusya olması kuvvetle muhtemeldi ve bu durumda St. Petersburg’un güçlü müttefiklere ihtiyacı vardı. Bu yüzden Rusya, 31 Aralık 1756’da Avusturya-Fransa ittifakına dâhil oldu.
1756’daki hızlı başarılarına rağmen Prusya neden Osmanlı İmparatorluğu ile bir ittifak antlaşması imzalamak üzere çabaladı?
1756’daki hızlı başarılarına rağmen Prusya 1757’de Avusturya ve Rusya orduları karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Adeta askerî anlamda kuşatıldı ve bu durumdan kurtulmak için Osmanlı İmparatorluğu ile bir ittifak antlaşması imzalamak üzere çabaladı.
Prusya neden Osmanlı İmparatorluğu ile bir ittifak antlaşması imzalama girişiminde başarılı olamadı?
Başta Sadrazam Koca Ragıb Paşa olmak üzere Osmanlı bürokratlarının büyük bir kısmı Avrupa’nın geneline yayılan bu savaşa müdahil olmak istemiyorlardı.
1957 ve 1958 yılları arasında Prusya zor durumda olmasına raĞmen hangi gelişmeler sayesinde durumu lehine çevirmeyi bilmiştir?
1757’de Prusya’nın imdadına Fransa, Avusturya ve Rusya arasındaki anlaşmazlıklar yetişti. Zira her üç devletin de savaştan beklentileri başkaydı. Ayrıca bu üç ülke ordusunun birlikte koordineli bir şekilde tek bir hedefe yoğunlaşması ve kesin bir başarı elde etmesi oldukça zordu. Büyük Friedrich, düşmanları arasındaki bu fikir ayrılıklarını ve koordinedeki aksakları kendi lehine çevirmeyi bildi. 1758 yılı Prusya için yeni bir ümit kaynağı oldu.
Yedi Yıl Savaşlarının sona ermesinde Rusya’da ki hangi gelişmeler etkili olmuştur?
5 Ocak 1762’de 34 yaşındaki Petro, III. Petro olarak Rusya çarı ilan edildi ve bu, Rusya tarihinde olduğu kadar Avrupa tarihinde de önemli gelişmelerin miladı oldu. Selefi Çariçe Elizabeth’in aksine II. Friedrich’e büyük bir hayranlık duyan III. Petro, çar olduktan kısa bir süre sonra Rusya’nın Prusya ile olan savaşına son verdiğini ilan etti ve Rusya böylece Yedi Yıl Savaşları’ndan çekildi. Bu, Prusya tarihinde bir “mucize” olarak yorumlandı.
III. Petro, Danimarka’yı işgal etmek üzere avantajlı hale gelmişken hangi gelişme Petro’ya engel oldu?
III. Petro, Danimarka’yı işgal etmek üzere bir ordu hazırladı ve 1762 Haziran’ında yola çıktı fakat hedefine ulaşamadan daha yolda iken Petro aleyhine bir darbe tertip edildi ve II. Katerina, 28 Haziran 1762’de askerin desteği ile çariçe ilan edildi.
II. Katerina’nın çariçe olduktan sonra diplomatik tutumu nasıl olmuştur?
II. Katerina, hâlâ devam eden Yedi Yıl Savaşları’nda Rusya’nın artık tarafsız kalacağını ilan etti. Çariçenin bu tutumu Prusya’yı kurtardığı kadar, 1756’dan beri devam eden savaşın da kısa sürede sona ermesini sağladı.
Yedi Yıl savaşları fiilen ve resmen ne zaman son bulmuştur?
Aralık 1762’ye gelindiğinde artık Avrupa’da Yedi Yıl Savaşları fiilen sona ermişti. 10 fiubat 1763’te imzalanan Paris Antlaşması ile bu durum hukukî bir zemin kazandı.
Paris Antlaşmasının İngiltere’ye getirileri neler olmuştur?
Bu antlaşma ile birlikte İngiltere’nin siyasî nüfuzu arttı ve Fransa’nın Kuzey Amerika ile Hindistan’daki sömürgelerini neredeyse tamamen ele geçirdi. Ayrıca Fransa’nın Karayipler ve Batı Afrika’daki sömürgelerinin çoğuna da hâkim oldu.
Paris Antlaşmasının Fransa’ya etkisi ne olmuştur?
Yüzyılın başında Avrupa’nın en nüfuzlu devleti olan Fransa, bu antlaşma ile kıta üzerindeki gücünü ve otoritesini büyük oranda kaybetti.
Paris Antlaşmasının ardından Fransa’nın tutumu ne olmuştur?
Gücünü ve otoritesini büyük oranda kaybeden Fransa bunu telafi edebilmek için Lehistan ve Osmanlı İmparatorluğu ile yeniden iyi ilişkiler kurmaya çalıştı.
Yedi Yıl Savaşlarının Rusya’ya getirileri ne olmuştur?
Yedi Yıl Savaşları’ndan en kârlı çıkan devletlerden biri hiç kuşkusuz Rusya oldu. Fazla bir toprak kazancı olmamasına rağmen siyasî nüfuzu arttı ve artık Doğu Avrupa’nın en güçlü devleti hâline geldi. Buna mukabil Prusya ve özellikle de Avusturya’nın savaştan ağır darbeler alarak ayrılmaları, sonraki süreçte Rusya’nın nüfuzunun daha da artmasına vesile oldu. Avusturya’nın zayıflayarak savaştan ayrılması Lehistan’daki kral seçimi tartışmalarında, Prusya’yı da yanına alan Rusya’nın işini daha da kolaylaştırdı.
Yedi Yıl Savaşlarının bir Dünya Savaşı olarak görülmesinin nedeni nedir?
Yedi Yıl Savaşları, Kıta Avrupa’sı kadar, Kuzey Amerika’dan Hindistan’a, Batı Afrika’dan Karayipler’e kadar uzandığı için “Birinci Dünya Savaşı” olarak tarihe geçti.
II. Katerina’yı Kuzey Sistemini kurmaya iten sebepler nedir?
Yedi Yıl Savaşları’nda Fransa’nın nüfuzu oldukça azalmış, Avusturya savaşın getirdiği malî yük sebebiyle savaş sonrasında etkin bir dış politika takip etmekten giderek uzaklaşmış, savaşta Avusturya ve Rusya gibi iki büyük güçle mücadele etmek zorunda kalan Prusya da giderek Rusya’ya yaklaşmıştı. Bu şartlar Doğu Avrupa’da Rusya’nın giderek güçlenmesini sağladı ve II. Katerina bu şartları daha olumlu hale getirmek adına “Kuzey Sistemi” adı verilen bir ittifaklar sistemi kurmaya çalıştı.
Kuzey ittifakının temelleri ne zaman atıldı?
“Kuzey İttifakı” sisteminin fikrî temelleri II. Katerina ve Rusya Dışişleri Bakanı Panin tarafından daha 1763’ten itibaren atılmaya başlanmıştı.
Rusya Kuzey ittifakını kurarak neyi amaçlamaktaydı?
Yedi Yıl Savaşları’ndan maddî olarak ağır bir yük altına girmiş şekilde çıkan Rusya, bu ittifak sayesinde dış politikada barışçıl ve güvenli bir siyaset izlemeyi hedeflemişti. “Kuzey Sistemi”ne İsveç, Lehistan, Danimarka, Prusya ve İngiltere dâhil edilecekti. Böylece Rusya hem Fransa karşısında bir savunma seddi oluşturacak hem de Danimarka ve İsveç gibi kendisini tehdit eden güçleri kendi saflarına katacaktı. Zira Rusya’nın batı kısmı işgale açık bir bölge idi ve bu da Rusya’yı batı sınırındaki gelişmeleri yakından takip etmeye ve bunlara müdahil olmaya zorluyordu.
Lehistan Kralı III. August ölmesinin ardından yeni kralın seçiminde ülkelerin görüşleri ne yöndeydi?
Fransa ve Avusturya, Lehistan asıllı birinin kral seçilmesini savunurken Rusya, kendi desteklediği Poniatowski’nin kral seçilmesi için baskı yapmaya başladı.
Poniatowski’nin krallığını ilk başta tanımamalarına rağmen daha sonra tanıyan devletler kimlerdir? Bunu yaparak neyi amaçlamaktadırlar?
Poniatowski’nin krallığı Fransa, Avusturya ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından resmen tanınmadı. Bâbıâli, ülke içindeki muhalefeti örgütleyerek Poniatowski’yi tahttan indirmek istedi fakat Lehistan’daki Rus askerî varlığı ve baskısı buna imkân vermedi. Bu Rus oldubittisi karşısında muhalefeti de örgütleyemeyen Fransa, Avusturya ve Bâbıâli, Poniatowski’nin tamamen Rusya kuklası olmasını önlemek için seçilmesinden yaklaşık bir yıl sonra onun krallığını tanımak zorunda kaldılar.
Lehistan iç karışıklığı sonucunda Osmanlı’nın tutumu ve çıkan Osmanlı-Rusya savaşının nedenleri nelerdir?
1766’dan itibaren II. Katerina ve II. Friedrich, Lehistan’daki “Dissidentler’in” yani Ortodokslar’ın ve Luteranlar’ın da Katolikler’le eşit haklara sahip olması için Poniatowski’ye baskı yapmaya başladılar. Rusya, Ortodokslar’ın, Prusya da Protestanlar’ın hâmiliğine soyunarak Lehistan’ın içişlerine müdahale etmeyi düşünmekteydi. Buna mukabil ülkedeki Katolikler’in bir kısmı da bu reformların yapılmasına karşı geldi. Muhalefet, Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da desteğini alarak giderek büyüdü ve Lehistan yeniden bir iç kaosa sürüklendi. Bunu fırsat bilen Rusya ise Lehistan’daki askerî birliklerinin sayısını arttırdı ve muhalifleri silah zoruyla etkisiz hâle getirmeye başladı. Bu yüzden muhalifler, daha kolay destek bulmak amacıyla Türk sınırına yakın bölgelerde konuşlandılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun müdahalesini ve yardımını önlemek için Rus birlikleri Türk sınırına kaydırıldı. Bu durum Bâbıâli ile Rusya arasında diplomatik olarak gerilimli günlerin yaşanmasına sebep oldu ve ilişkiler, muhalifleri bastırmak üzere Rus askerinin Temmuz 1768’de Balta’da Osmanlı topraklarına girmesi ve Türk vatandaşlarını katletmesiyle tamamen koptu. Bâbıâli, Balta’daki katliamdan sonra Ekim 1768’de Rusya’ya savaş ilan etti.
16. ve 17. yüzyılda Avrupa’nın nüfus oranlarında büyük değişimlere sebep olan önemli etkenler nelerdir?
- Veba Salgını
- Kıtlık
18. Yüzyılda Avrupa’da tarımda liderliği çeken ülkeler kimlerdir?
Hollanda ve İngiltere
18. Yüzyıl’da loncalar hakkında Adam Smith’in görüşleri nelerdi? Loncaların o dönemdeki akıbeti nasıl oldu?
Adam Smith 1776’da klasik üretim sisteminin yeni üretim yapılarını engellediğini, bu yüzden loncaların kapatılmasını savundu. Smith’in tezleri 1780’lerde Fransa’da yankı buldu. Fransa Maliye Nazırı Turgot, loncaların kapatılmasını istedi, ancak bu öneri aşırı radikal bulunduğu için kabul edilmedi. 18. yüzyılın sonlarına doğru ise modern sanayileşmenin artması ile birlikte Avrupa’nın birçok ülkesinde loncalar kapatıldı.
Aydınlanma Yüzyılı neyi ifade eder?
Aydınlanma Yüzyılı, Batı toplumunda 18. yüzyılda gelişen ve akılcı düşünceyi eski, geleneksel önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.
Aydınlanmacı anlayışa göre devletin görevini nasıl izah eder?
Aydınlanmacı anlayışa göre devlet, insanların mutluluğu için vardır. Varlık sebebi kendinden menkul, kutsal ve eleştirilmez de değildir. Toplumla devlet bir mukavele esasına göre karşılıklı görev ve sorumluluklara sahiptir. Toplum ile devletin karşılıklı sorumlukları Aydınlanma dönemi düşünürlerinden Jean-Jacques Rousseau’nun “Toplumsal Sözleşme” adlı eserinde ele alınmış ve savunulmuştur.
Aydınlanmacı anlayışa göre dini nasıl izah eder?
Aydınlanmacıların birçoğuna göre din, insanın vicdanı ile ilgili bir konu olmalı, devlet insanların dinlerine müdahil olmamalı, insanlar dinlerini özgürce yaşayabilmeliydiler. Devlet, farklı dindeki insanlara toplumsal düzeni bozmadıkları sürece müdahil olmamalı, hatta farklı dindeki insanları koruması altına almalıydı.
Aydınlanmanın temsilcileri kimlerdir?
Aydınlanmanın ilk temsilcileri olarak genellikle Rene Descartes ve Gottfried Wilhelm Leibniz kabul edilir. Almanya’da Johann Gottfried Herder, Immanuel Kant, Christian Wolff; Fransa’da Denis Diderot, Claude Adrien Helvétius, Baron de Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire; Büyük Britanya’da David Hume, John Locke ve Thomas Paine Aydınlanma Yüzyılı’nın en önemli temsilcileridir.
Aix-la-Chapelle Barışı’ ndan sonra Avrupa' da durum nasıl oluşmuştur?
1748 Aix-la-Chapelle Barışı’ndan itibaren Avrupa’da 1756’ya kadar devam eden bir barış ve diplomatik arayış dönemi başladı. Zira Avusturya Veraset Savaşları, Avrupa’nın güç dengelerini değiştirdi, kıtanın iki büyük gücü İngiltere ve Fransa savaş yüzünden ekonomik sıkıntı içine girdi. 17. yüzyılda Avrupa’nın önde gelen üç büyük devleti 1750’lere gelindiğinde artık ikinci sınıf devletler derecesine düşmüştü. Bunlar İspanya, Hollanda ve İsveç idi. Buna mukabil 18. yüzyılda Avrupa, Rusya ve Prusya’nın yükselişine şahitlik etti. Güç dengelerindeki bu değişim ve Avusturya Veraset Savaşları’nın (1740-1748) savaşa taraf devletleri sürüklediği malî krizler 1755’e kadar Avrupa’da barışı temin etti.
Barış döneminde Fransa' nın tutumu nasıl olmuştur?
Bu barış döneminde Fransa ekonomisini selamete çıkaracak tedbirler aldı. Buna karşılık askerî tedbirler almaktan ve hazırlıklar yapmaktan da geri durmadı. Zira sömürgelerdeki en büyük rakibi İngiltere ile muhtemel bir savaşta hazırlıksız yakalanmak istemiyordu. Bunun için de özellikle donanmasını güçlendirmeye yönelik adımlar attı.
Barış döneminde Fransa neden ve nasıl bir ittifak kurmak istiyordu?
Fransa’nın kurmak istediği ittifakta Lehistan, İsveç, Prusya ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yer alması planlanıyordu. Bu ittifak kurulduğu takdirde hem Rusya etrafında bir düşman hattı oluşturulacak hem de Rusya’nın İngiltere ile irtibatı kesilmiş olacaktı. Ancak Fransa’nın hedeflediği bu ittifakı kurmak hiç de kolay değildi. Bunun önündeki en büyük engel Fransa’nın Doğu Avrupa’daki nüfuzunun önceki dönemlere göre daha az olmasıydı. Ayrıca Prusya Kralı II. Friedrich, Fransa ile bir ittifaka dâhil olarak Rusya’yı karşısına almaktan çekiniyordu.
Barış döneminde İngiltere' nin tutumu nasıl olmuştur?
Fransa’nın ittifak arayışları peşinde olduğu 1748-1755 tarihleri arasında İngiltere de boş durmadı. Öncelikle Rusya ile bir ittifak antlaşması imzalamak üzere girişimlerde bulundu. Zira İngiliz devlet adamları da her ne kadar Aix-la-Chapelle Barışı ile Avrupa kıtasında göreceli bir barış dönemine girilse de, yakın bir gelecekte özellikle Karayipler, Hindistan ve Kuzey Amerika’da Fransa ile sömürge mücadelelerinin başlayacağını öngörmekteydiler. Bunun için Fransa’yı muhtemel bir savaşta kıta Avrupa’sına mahkûm etmek ve böylece hareket kabiliyetini kısıtlamak için ittifak görüşmelerine hız verdiler. İngiltere devlet adamları bir taraftan ittifak görüşmeleri yürütürken diğer taraftan da Avusturya Veraset Savaşları’nın ekonomide sebep olduğu krizi aşmak için çalıştılar.
Çariçe Elizabeth döneminde Rusya' da olan belli başlı değişimler nelerdir?
Büyük Petro’nun iktidar yıllarında başlatılan ve Çariçe Anna (1730-1740) döneminde devam ettirilen reformlar 1741’de çariçe ilan edilen Elizabeth’in saltanatı devrinde giderek terkedildi. Özellikle devlet kademelerindeki Alman etkisi kırılmaya ve bunun yerine yeniden Ruslar ikame edilmeye çalışıldı. Elizabeth, Anna devrinde kurulan nazırlar heyetini kaldırdı ve onun yerine Ruslar’dan oluşan senatoyu kurdu. Çariçe Elizabeth’in hükümdarlık yılları Rusya’da ekonomik bir canlanmaya da sahne oldu. Çariçe, ülkedeki iç gümrükleri kaldırarak ticareti canlandırdı. Kömür ihracı arttı. Bu tedbirler sayesinde ekonomisi güçlenen Rusya’nın nüfusundaki artış da ülkenin elini güçlendirdi. Nüfus artışı, 1756’da başlayacak Yedi Yıl Savaşları’nda ülkenin asker temininde zorluk yaşamamasını sağladı. Çariçe Elizabeth döneminde Rus eğitim tarihinde de önemli adımlar atıldı ve ülkenin ilk üniversitesi 1755’te Moskova’da kuruldu.
Barış döneminde Avusturya' nın tutumu nasıl olmuştur?
1748’den itibaren artan Prusya tehlikesi Avusturya’yı da giderek zora soktu. Bunu aşmak için Avusturya devlet ricali kadim düşmanları olan Fransa’ya yaklaşmayı dahi denediler. Bu minvalde Kaunitz 1750’de diplomatik temaslarda bulunmak üzere Paris’e gönderildi fakat bu girişimden 1754’e kadar olumlu bir sonuç çıkmadı. Zira Fransız devlet adamlarının önemli bir kısmı Avusturya ile müttefik olunması hâlinde Prusya’nın kızdırılacağından endişe ediyor, bir kısmı da kadim bir düşmanla ittifak kurmanın kabul edilir bir durum olmadığını savunuyorlardı. Bunun üzerine Viyana hükümeti, Prusya tehlikesine karşın Rusya ile de ilişkilerini iyi tutmaya çalıştı.
Barış döneminde Prusya' nın tutumu nasıl olmuştur?
Avusturya ve Rusya’nın düşmanlıklarını üzerine çeken Prusya için de 17481755 tarihleri arası bir arayış dönemi oldu. Zira Rusya ve Avusturya’nın ilk fırsatta kendisine savaş ilan edeceklerini gayet iyi bilen Prusya Kralı II. Friedrich, bunun önünü almak için bir taraftan Fransa ile olan ilişkilerini korumaya çalıştı, diğer taraftan da İngiltere ile temasa geçti. Diplomatik temaslar yanında ülkenin ekonomisini iyileştirmek ve asker sayısını arttırmak adına da birtakım tedbirler aldı.
Barış dönemi sonrası ittifaklar nasıl oluşmuştur?
Avrupa’da ittifak arayışları ile geçen 1748-1755 tarihleri arasında 1755 yılı bir kırılma noktası oldu. Zira önce İngiltere ile Prusya, ardından da Fransa ile Avusturya ittifak antlaşması imzaladı.
Rusya ile İngiltere arasında imzalanan antlaşmanın şartları nelerdir?
30 Eylül 1755’te Rusya ile İngiltere arasında bir ittifak antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre bir saldırı ihtimaline karşılık Rusya 50 kadırga hazır bulunduracaktı. Ayrıca İngiltere’nin 100 bin sterlin vermesi karşılığında Livonya’da 50 bin asker muhafaza edecekti.
Avrupa’da “diplomatik devrim” in başlamasına sebep olan olay nedir?
İngiltere, şayet Prusya ittifakı hayata geçirilirse kıta Avrupa’sındaki bir savaşta Prusya’nın sağlayacağı askerî destekle Fransa’yı zora sokacağını ve denizlerde rahat edeceğini hesaplıyordu. İngiltere hesaplarında yanılmadı ve bu antlaşmadan sonra II. Friedrich, İngiltere ile olan görüşmelere hız verdi. Nihayet 16 Ocak 1756’da İngiltere ile Prusya arasında Westminster Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile birlikte Avrupa’da “diplomatik devrim” başladı.
Westminster Antlaşması' nın Rusya tarafında yansımaları nasıl olmuştur?
İngiltere’nin Prusya ile antlaşma imzalamasına en sert tepkiyi Rusya verdi. Zira Rusya, muhtemel bir Rusya-Prusya savaşında destek almak için 30 Eylül 1755’te İngiltere ile ittifak antlaşması imzalamıştı. Westminster Antlaşması ile İngiltere’nin Rus desteğini Prusya aleyhine değil daha çok Fransa aleyhine kullanmayı düşündüğü, Rusya-Prusya çatışmasına sıcak bakmadığı anlaşıldı. Bu yüzden Westminster Antlaşması, Rusya’nın bütün bu beklenti ve planlarını boşa çıkardı. Rusya, kendi aleyhine olan bu antlaşmayı tanımadığını ve İngiltere ile yaptığı 1755 ittifak antlaşmasını terk taraflı olarak feshettiğini ilan etti.
Birinci Versay Antlaşması hangi ülkeler arasında imzalanmıştır?
Westminster Antlaşası ile birlikte Fransa’nın, Avusturya ile ittifak kurmasına bir engel kalmadığı gibi, bu bir zorunluluk hâline geldi. İki ülke diplomatlarının müzakereleri sonucunda Fransa ile Avusturya arasında 1 Mayıs 1756’da Birinci Versay Antlaşması imzalandı.
Birinci Versay Antlaşması' nın önemi nedir?
Antlaşmaya göre her iki ülke de müttefikinin toprak bütünlüğünü garanti ediyordu. Ayrıca antlaşmada bunu sağlamak için gerek görüldüğü takdirde Fransa’nın Avusturya’ya 24 bin asker göndereceğine dair de bir madde vardı.
Yedi Yıl Savaşları’nın başlamasına sebep olan olay nedir?
Büyük Friedrich, Ağustos 1756’da Lehistan hâkimiyetindeki Saksonya’ya sevk etti. Prusya kralı bu hareketiyle Fransa, Avusturya ve Rusya ittifakı kurulmadan bu birliği parçalamayı hedefliyordu. Zira Ağustos gibi geç bir aydan sonra Rus ve Avusturya birliklerinin kendisine saldırma ihtimali düşüktü. Ayrıca kral, Saksonya’da hızlı hareket ederek kısa sürede askerî başarılar elde etmeyi ve düşmanlarının kendisi aleyhine birleşmesini engellemeyi planlıyordu. Büyük Friedrich bu hedeflerinde de büyük oranda yanıldı ve tarihe ilk dünya savaşı diye geçen Yedi Yıl Savaşları’nın başlamasına sebep oldu.
İkinci Versay Antlaşması’nın imzalanması nasıl olmuştur?
Prusya’nın Lehistan topraklarında hızla yayılmasının ve Avusturya’ya ait Bohemya’ya saldırmasının bir diğer önemli sonucu da Fransa ile Avusturya arasında 1 Mayıs 1757’de İkinci Versay Antlaşması’nın imzalanması oldu. Bu antlaşma bir saldırı ittifakı idi ve Fransa, Avusturya’ya askerî yardımda bulunmayı taahhüt ediyordu. Bu ittifaka Mart 1757’de İsveç de dâhil oldu ve böylece Prusya dört bir taraftan kuşatıldı.
III. Petro' nun Rusya çarı ilan edilmesinin önemi ne olmuştur?
5 Ocak 1762’de 34 yaşındaki Petro, III. Petro olarak Rusya çarı ilan edildi ve bu, Rusya tarihinde olduğu kadar Avrupa tarihinde de önemli gelişmelerin miladı oldu. Selefi Çariçe Elizabeth’in aksine II. Friedrich’e büyük bir hayranlık duyan III. Petro, çar olduktan kısa bir süre sonra Rusya’nın Prusya ile olan savaşına son verdiğini ilan etti ve Rusya böylece Yedi Yıl Savaşları’ndan çekildi. Bu, Prusya tarihinde bir “mucize” olarak yorumlandı.
“Kuzey Sistemi” nin oluşmasına sebep olan gelişmeler nelerdir?
Yedi Yıl Savaşları’nda Fransa’nın nüfuzu oldukça azalmış, Avusturya savaşın getirdiği malî yük sebebiyle savaş sonrasında etkin bir dış politika takip etmekten giderek uzaklaşmış, savaşta Avusturya ve Rusya gibi iki büyük güçle mücadele etmek zorunda kalan Prusya da giderek Rusya’ya yaklaşmıştı. Bu şartlar Doğu Avrupa’da Rusya’nın giderek güçlenmesini sağladı ve II. Katerina bu şartları daha olumlu hâle getirmek adına “Kuzey Sistemi” adı verilen bir ittifaklar sistemi kurmaya çalıştı.
Lehistan' ın birinci taksimi nasıl olmuştur?
5 Ekim 1763’te Lehistan Kralı III. August öldü ve ülkede yeni kralın kim olacağına dair şiddetli tartışmalar başladı. Fransa ve Avusturya, Lehistan asıllı birinin kral seçilmesini savunurken Rusya, kendi desteklediği Poniatowski’nin kral seçilmesi için baskı yapmaya başladı. II. Katerina’nın desteklediği Poniatowski, 5.584 asilzâdenin oyuyla Polonya kralı ve Litvanya büyük dukası seçildi. Poniatowski’nin krallığı Fransa, Avusturya ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından resmen tanınmadı. Bu Rus oldu bittisi karşısında muhalefeti de örgütleyemeyen Fransa, Avusturya ve Bâbıâli, Poniatowski’nin tamamen Rusya kuklası olmasını önlemek için seçilmesinden yaklaşık bir yıl sonra onun krallığını tanımak zorunda kaldılar.
Lehistan’ın İkinci Taksimi nasıl olmuştur?
Rusya ve Prusya, 23 Ocak 1793’te Lehistan’ı ikinci kez aralarında taksim ettiler. Taksim için meşru gerekçe olarak da Fransa İhtilali’nin giderek Lehistan’da da yayılmaya başladığı ve ülkenin bir anarşiye sürüklendiğini gösterdiler. İkinci taksim Mart 1793’e kadar Avusturya’dan saklandı. İkinci taksim Rusya için mutlak bir zaferdi. Zira 250 bin km2’lik bir arazi ve 3 milyondan fazla bir nüfus elde etmişti. Buna mukabil Prusya’nın kazanımı, 58 bin km2’lik bir arazi ve 1 milyonluk bir nüfustu. Lehistan’ın taksim edilmesi Doğu Avrupa’da Rusya’nın nüfuzunun tescillenmesi anlamına geliyordu.
Aydınlanmacı anlayışa göre devlet ne için vardır?
Aydınlanmacı anlayışa göre devlet, insanların mutluluğu için vardır. Varlık sebebi kendinden menkul, kutsal ve eleştirilmez de değildir. Toplumla devlet bir mukavele esasına göre karşılıklı görev ve sorumluluklara sahiptir.