Osmanlı´da İskan ve Göç Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Osmanlı Coğrafyasında Dıştan İçe Ve İçten Dışa Göç
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Hangi ihtilaller Avrupa’yı siyasi ve sosyal yapı açısından yeniden şekillendirmiştir?
1789, 1830 ve 1848 ihtilalleri Avrupa’yı siyasi ve sosyal yapı açısından yeniden şekillendirdi.
1848 ihtilalleri ne şekilde ortaya çıkmıştır?
1848 ihtilalleri Batı Avrupa ülkelerinde sosyalist hareketler, Almanya ve İtalya’da milli birlik, Orta Avrupa ülkelerinde millî istiklal şeklinde tezahür etti.
Macar bağımsızlığı ne zaman ve kimin liderliğinde ilan edilmiştir?
15 Nisan 1849’da Kossuth liderliğinde Macar bağımsızlığı ilan edildi.
Macar kuvvetleri kimler tarafından etkisiz hale getirilmiştir?
Macar kuvvetleri Rus ve Avusturya ordusuna bağlı askeri birlikler tarafından Ağustos 1849’da etkisiz hale getirildi. Macarların çoğu tutuklandı ya da öldürüldü. Başta Kossuth olmak üzere yüksek rütbeli asker, sivil birçok ihtilal lideri çareyi Osmanlı topraklarına ilticada buldu.
Vidin şehrinde Tuna Nehri boyuna kurulan mülteci kampına kimler yerleştirilmiştir?
Silahsızlandırılan mülteciler Vidin şehrinde Tuna Nehri boyuna kurulan mülteci kampına yerleştirildi. Kampın ekmek, pirinç, et, yağ vb. gibi günlük iaşe maddeleri ve yakacak ihtiyacı kamu tarafından karşılanmaktaydı. Ayrıca mültecilere nakit para dağıtılmaktaydı. Kamptaki mülteciler Macar, Polonyalı ve İtalyan kökenliydiler.
Mültecilerin bir kısmı neden Müslüman olmayı tercih etmiştir?
Mültecilerin bir kısmı Müslüman olmayı tercih etti. Özellikle Ruslardan korkan Polonyalı mülteciler din değiştirmeye daha meyilliydiler. Zira Osmanlı-Rus anlaşmalarına göre din değiştirenler iade edilmiyordu. Din değiştirenlerin ilk düşüncesi Osmanlı’nın Rusya’ya karşı muhtemel bir savaşta ortak hareket etmesi ihtimaliydi. Müslüman olanlara maaş bağlandı ve yeni bir yerleşim yeri tahsis edildi.
Avusturya’nın hangi girişimi sonucu mültecilerin bir kısmı geri dönüş dilekçesi vermiştir?
Avusturya, mültecileri yurtlarına döndürmek için bir taraftan 1849’da kısmi af ilan ederken diğer taraftan Vidin’e bir temsilci gönderdi.
Geri dönüş kararının alınmasında hangi koşullar etkili olmuştur?
Geri dönüş kararının alınmasında Vidin kampındaki belirsizlik, vatana duyulan özlem, savaşın yeniden başlayacağına dair verilen umutların yok olması ve alışkın olunmayan iklim koşulları etkili oldu.
Kossuth ve arkadaşları ne düşünüyorlardı?
Kossuth ve arkadaşları ise Avusturya’nın ileride hiçbir devletle işbirliği yapamayacağı, müttefiklerini kaybettikten sonra parçalanacağı ve Macarların böylece istiklale kavuşacağı inancındaydılar.
Ali Paşa neyi garanti etmişti?
Avusturya ikili ilişkileri gerginleştirmeme adına mültecilerin iadesi talebinden vazgeçti. Buna karşılık Ali Paşa da Macar mültecilerinin sınırdan ve Rumeli’den uzak Kütahya’ya gönderilip Avusturya aleyhine hiçbir faaliyette bulunamayacak bir şekilde muhafaza edeceklerini garanti etti.
Polonyalı mültecilerin isteği neydi?
Polonyalı mülteciler ise Osmanlı coğrafyasının herhangi bir yerinde koloni halinde yaşamak istiyorlardı.
Şubat 1850’de mülteci liderleri ve ileri gelenleri nereye nakledilmeye başlandı?
Şubat 1850’de mülteci liderleri ve ileri gelenleri Malta, Halep ve Kütahya’ya nakledilmeye başlandı.
Osmanlı Devleti Kütahya grubunu neden özenle korumuştu?
Kütahya kafilesi sayıca en az olanıydı. Ancak başta Kossuth olmak üzere Macar Özgürlük Savaşı’nın önde gelen isimleri bu grup içerisinde yer alıyordu. Bu sebeple Osmanlı Devleti Kütahya grubunu özenle korumuş ve onlara mümkün olduğunca misafirperver davranmıştı.
Kütahya’daki mültecilerden kim sorumluydu?
Kütahya’daki mültecilerden Süleyman Refik Bey sorumluydu.
Avusturya neden endişelenmekteydi?
Kütahya’daki mülteci sayısı azalmakla birlikte burada bulunan mülteci liderleri Avusturya için hâlâ korkulması gereken bir gruptu. Zira mülteci liderlerinin en önemlileri burada bulunuyorlardı. Avusturya bunların serbest bırakılmaları halinde değişik ülkelere dağılan mültecileri yeniden organize etmelerinden endişelenmekteydi.
Mültecilerden İslamiyet’e geçenler nereye gönderilmişlerdi?
Mültecilerden İslamiyet’e geçenler Halep’e gönderilmişlerdi.
Rusya ve Avusturya’yı geri adım atmaya zorlayan ne olmuştur?
Babıâli’nin mültecileri iade etmeme politikasındaki kararlı tutumu ve Avrupa kamuoyunda oluşan olumlu hava, Rusya ve Avusturya’yı geri adım atmaya zorlamıştır. Uluslararası konjoktürün aleyhine döndüğünü gören Avusturya ve Rusya tavırlarını ve mülteci politikalarını yumuşatma ihtiyacı duyacaklardır. Bu ise Babıâli için diplomatik bir başarı olarak algılanacaktır.
Yahudilerin dağılımı nasıl olmuştur?
Yahudiler daha M.Ö. 586’da Babil’e sürülmüşlerdi. 2. ve 4. yüzyıllarda ise Romalılar ve Hıristiyanlar tarafından ikinci defa sürgün edilmişlerdir. Bunun neticesinde Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına dağılmışlardır. 13 ve 16. yüzyıllar arası ise İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz ‘den kovulmuşlardır.
Osmanlı’ya sığınan ilk Yahudi cemaatleri nereye yerleştirilmiştir?
Osmanlı’ya sığınan ilk Yahudi cemaatleri İstanbul, Edirne, Selanik, İzmir, Manisa, Bursa, Gelibolu, Amasya, Patros, Larissa ve Manastır’a yerleştirildi.
Yahudi meselesi nasıl ortaya çıkmıştır?
Avrupa’da aydınlanma çağı ve liberal anlayış sonucu gelişen laiklik sayesinde Yahudilere karşı azalmış gibi görünen dini düşmanlık yerini, milliyetçilik ve ırkçılığın devreye girmesiyle siyasî, sosyal ve iktisadî yönü ağır basan Yahudi aleyhdarlığına bıraktı. Böylece Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, Polonya ve Rusya gibi ülkelerde teoriye dayandırılan, örgütlerce desteklenen siyasî bir Yahudi düşmanlığı başlatılmış oldu. Bunun sonucu Avrupa’da halledilmesi gereken önemli bir Yahudi meselesi ortaya çıktı.
Yahudiler kendilerinin bir millet olduğunu Avrupa’ya nasıl kabul ettirdiler?
Yahudiler 20 asırlık bir sürgün döneminde dinî Siyonizm inancını ve umudunu daima muhafaza etmişlerdir. Bununla beraber Yahudi aydınları politik faaliyetlerini etnik millet zemini üzerinde yürütmelerinin hedeflerine varma açısından daha akılcı bir yaklaşım olacağına inanıyorlardı. Siyasi örgütlenme, yayın ve propaganda yoluyla Avrupa diplomatik ve entellektüel çevrelerine Yahudilere bir yurt temin edildiğinde, Avrupa için Yahudi meselesinin ortadan kalkacağı kolaylıkla anlatılabilirdi. Bu yolla Yahudiler kendilerinin bir millet olduğunu Avrupa’ya kabul ettirdiler.
Yahudilerin vatan olarak belirledikleri coğrafya neresi idi?
Vatan olarak belirlenen coğrafya Filistin idi. Ancak, diplomatik ve politik faaliyetlerine dayanak teşkil edecek şekilde Filistin’de ne toprakları ve ne de nüfusları vardı.
Avrupa ve Rusya’da Yahudi aleyhdarlığı şiddetlenince Yahudiler nerelere göç etmeye başlamıştır?
Avrupa ve Rusya’da Yahudi aleyhdarlığı şiddetlenmiş ve Yahudilere karşı yapılan saldırılar tahammül sınırını aşmıştır. Bunun üzerine Doğu ve Güney Doğu Avrupa ve Rusya’da bulunan Yahudilerden 650 bini 1880-1914 arası Amerika, İngiltere, Kanada ve Osmanlı topraklarına göç etmeye başladı. Osmanlı coğrafyasına gelenler Anadolu, Suriye, Filistin ve Selanik’e yönlendirildiler.
Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerine neler mani olmuştur?
II. Abdülhamid’in devlet ve hâkimiyet anlayışı, Müslüman Arapların tepkileri Yahudilerin münhasıran Filistin’e yerleşmelerine mani olmuştur.
Filistin ve Osmanlı topraklarında ne kadar Yahudi bulunuyordu?
1908 itibarıyla Filistin topraklarında bulunan Yahudi nüfusu 1876’ya kıyasla üç misli artarak 80 bine ulaşmıştır. Bu arada Siyonistler 40 bin dönüm toprak satın almışlar ve 33 yerleşim yeri kurmuşlardır. Kemal Karpat’ın tahminine göre 1862-1914 arası Osmanlı topraklarına 120 bin Yahudi göç etmiştir. 1917 Bolşevik ihtilalinden kaçan Rus Yahudileri de Türkiye’ye sığınmışlardır.
Rusların kitlesel boyutta ilticası ne zaman gerçekleşmiştir?
Rusların kitlesel boyutta ilticası ise Bolşevik İhtilali sonrası Kızıl Ordu’nun Beyaz Ordu (Gönüllü Ordu)’yu mağlup etmesiyle gerçekleşmiştir. İç savaşta Kızıl Ordu başarılı oldu ve çarlık taraftarı olan yaklaşık iki milyon asker ve sivil Rus mülteci konumuna düştü.
İstanbul’a yönelik Rus mülteci akını ne zaman gerçekleşmiştir?
İstanbul’a yönelik Rus mülteci akını 1920 yılında General Denikin’in kumadasındaki Beyaz Ordu’nun mağlup olması üzerine gerçekleşmiştir. 1920 Sonbaharı’nda Kırım’ın Kızılordu hâkimiyetine geçmesi sonrası General Vrangel emrindeki askerî birlikler ve siviller olduğu halde İstanbul’a sığınmıştır.
Rus mültecilerin İstanbul’daki dağılımı nasıldı?
Kasım 1920’de Rus mültecilerin İstanbul’daki sayıları 167 bin kadardı. Bunun 69 bini Limni, Çatalca ve Gelibolu’daki kamplara yerleştirildi. Sivil mülteciler Beyoğlu ve Adalara iskân edildi. Yine Vrangel’in açıklamasına göre şehirde ve civardaki Fransız kamplarında yaklaşık 4.500 kişi bulunuyordu.
Beyaz Rusların iaşe masraflarını karşılayabilmek için kimlerin katkıları olmuştur?
Beyaz Rusların iaşe masraflarını karşılayabilmek için başta İtilaf devletleri olmak üzere birçok ülke yardım faaliyetinde bulunmuştur. Bu konuda en önemli katkıyı yapan organizasyonlardan birisi Milletler Cemiyeti olmuştur.
Rus mülteciler İstanbul’da yaşamı nasıl etkilemiştir?
Geçici iskân döneminde Rus mültecilere İstanbul’da ev tahsis edilmesi kiraların fırlamasına sebebiyet vermiştir. Öte yandan, İstanbul’daki yangınzede ve İzmir göçmenleri ev sıkıntısı çekmekteydiler. Bu da Müslüman göçmenlerin Rus mülteci iskânına tepki duymalarına sebebiyet veriyordu. Öte yandan, Rus mültecilere gerek yerli ve gerekse uluslararası yardım kuruluşları yardım etmekteydi. Mülteciler bir süre sonra kendi geçimlerini temin etmek adına iş bulma ve hayatlarını idame ettirme kaygısı içine düştüler. Beyaz Ruslar İstanbul halkını daha ziyade kültürel açıdan etkilediler.
Osmanlı Devleti getirilecek müslüman esirleri nasıl değerlendirmeyi düşünüyordu?
Osmanlı Devleti, müttefikleri ile yaptığı anlaşma çerçevesinde Almanya ve Avusturya’nın esir kamplarındaki Müslüman ve Türk esirleri Anadolu’da iskân etmek üzere Türkiye’ye nakletmeye başladı. Getirilecek Müslüman esirlerden zanaatkâr olanlar, güvenlik gerekçesiyle ikamet sahaları değiştirilen gayrimüslimlerin oluşturduğu iktisadî boşluğu doldurmak üzere ihtiyaç nispetinde Osmanlı beldelerine dağıtılacaktı.
İran-Osmanlı sınırında nüfus göçü nasıl gerçekleşmiştir?
İran-Osmanlı sınırında her iki yönde nüfus göçü gerçekleşmiştir. Osmanlı coğrafyasından İran sahasına sınır boyundaki aşiret mensupları geçerken, İran’dan Osmanlı coğrafyasına gelenler, aşiret mensupları, işsizler ve siyasî mülteciler olmak üzere üç gruba ayrılabilir.
Sınır boylarındaki halk ülke dahiline ve haricine neden göç etmeye başladı?
Osmanlı coğrafyasından da İran sahasına gidenler ve göç edenler olmaktaydı. Tanzimat döneminde eşitlik ilkesinden hareketle serhat halkının vergi muafiyeti iptal edilince sınır boylarındaki halk ülke dahiline ve haricine göç etmeye başladı. Bu sebeple sadece Bayezid sancağı topraklarından Rusya ve İran’a göç edenler 20 bin haneyi bulmuştu.
1848 tarihli Türk-İran anlaşması neyi içeriyordu?
1848 tarihli Türk-İran anlaşmasına göre, tâbiiyetleri belli olan aşiretler, gerekirse kuvvet kullanmak suretiyle tâbi oldukları devletin arazisine yerleştirileceklerdi. Tâbiiyeti ihtilâflı olan aşiretler, bir defaya mahsus olarak iskân mahallini kendileri seçeceklerdi. Taraflarca tayin edilen murahhas heyetler, tahdid-i hudud, tazmin-i hasar ve tefrik-i aşâir konularında müşterek bir karara varıncaya kadar, sınırın korunması amacıyla tâbiiyetleri hususunda ihtilâf olan aşiret mensuplarının topluca sınır ötesine göç etmesine izin verilmeyecekti. Bununla birlikte bireysel göç talepleri kabul edilecekti. Ancak, bu şekilde İran’a gidenler daha sonra tekrar geri dönmek isterlerse kabul edilmeyeceklerdi.
Osmanlı Devleti’nin içe göçe karşı izlediği politika neydi?
Osmanlı Devleti II. Abdülhamid öncesi nüfusu zenginlik kaynağı olarak gördüğünden Osmanlı coğrafyasına yerleşmek isteyen göçmenlerin taleplerini kabul ediyordu. Ancak, göç talepleri Osmanlı coğrafyasında yerleşip daha sonra orada bir ulus devlet kurma projelerine dönüşünce Osmanlı vatandaşı olmayan gayrimüslimlerin göç taleplerini geri çevirmeye başlamıştır.
Rumlar Osmanlı döneminde ne durumdaydılar?
Rumlar Osmanlı döneminde Ortodoks Hıristiyanlığın temsilcisi ve sözcüsü durumundaydılar. 1840’a kadar Osmanlı tebaası Ortodoks topluluklar resmî olarak Rum ifadesiyle tanımlanmaktaydı. Osmanlı ülkesinde tercümanlık, Eflak Boğdan yöneticiliği gibi kamu hizmetlerinde istihdam edilmekle birlikte daha ziyade tarım ve ticaretle geçimlerini temin etmekteydiler. 19. yüzyılda Avrupa işadamları ile bütünleşerek Batı sanayi kuruluşlarının Osmanlı coğrafyasında acentalıklarını üstlenmeye başlamışlardı.
Rum nüfusun artmasındaki sebep neydi?
Askerlik yükümlülüğü, vergilerin ağırlığı, salgın hastalıklar Türk ailesindeki fert sayısının azalmasına sebebiyet veriyordu. Bu ise 19. yüzyılda Batı Anadolu bölgesinde özellikle tarım alanında emek açığının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Açık gayrimüslim nüfus ile özellikle Rum nüfus ile kapatılmıştır. Batı Anadolu hem Orta Anadolu’dan ve hem de Yunanistan ve Adalardan Rum nüfus çekmiştir. Ekonomik yapıda meydana gelen değişim neticesi iç bölgelerde yaşayan Osmanlı vatandaşı Rumlar başta İzmir olmak üzere Batı Anadolu sahillerine göç etmişlerdir. Aynı dönemde iş arayan Yunan vatandaşları Yunanistan’dan adalara ve adalardan Batı Anadolu’ya göç etmekteydiler. Özellikle zeytin bahçeleri olanlar işçi açığını Yunanistan ve adaların Rum nüfusuyla kapatıyorlardı. Neticede bölgedeki Rum nüfus arttı.
Batı Anadolu’daki nüfus hareketleri ne zaman ve nasıl değişmiştir?
Batı Anadolu’daki nüfus hareketleri Balkan Savaşları sonrası değişmiştir. 1912 sonrası Balkanlardan gelen göçmen Türklerin bir kısmı Batı Anadolu topraklarına yerleştirilirken bölgedeki Rumlar da Yunanistan’a göç etmeye başladı. Sadece Bergama, Dikili, Menemen, Foça, Karaburun ve Çeşme gibi İzmir havalisinden 130 bin Rum Yunanistan’a göçtü. 1 Temmuz 1914 tarihinde Türk ve Yunan hükümetleri Makedonya Türkleri ile Aydın ve Doğu Trakya’daki Rumların mübadelesini kararlaştırdı. Söz konusu anlaşma Birinci Dünya Savaşı çıkınca tatbik edilmedi.
1918-1923 Yunan işgali döneminde Trakya’dan ayrılan Türkler nereye sığındı?
1918-1923 Yunan işgali döneminde Trakya’dan ayrılan Türklerden 9 bini Bulgaristan’a ve yaklaşık 30 bini İstanbul’a sığındı. Nüfus akışı sonucu İstanbul’daki Rumeli göçmenlerinin sayısı daha 1920 yılında 200 bine yükselmişti. Türklerin tahliye ettiği yerleri Rumlar doldurdu.
Rumlar İstanbul’u ne zaman terk etmeye başladılar?
Türk kuvvetleri İstanbul’a yaklaştıkça Rumlar İstanbul’dan firar etmeye başladılar. Fener Patrikhanesi Rumları göç fikrinden caydırmak için her türlü yola başvuruyor, Yunan konsoloshanesi de sadece sabıkalı Rumlara göç vesikası veriyordu. İstanbul’daki Ermeniler de Bulgaristan ve Mısır pasaportu ile ülkeyi terk etmeye çalışıyorlardı.
Rumların eski köylerine sevk edilmelerinde ne gibi kolaylıklar sağlanmıştır?
Rumlar ulaşım masrafları devlet tarafından ödenmek suretiyle Batum’dan Samsun’a gönderildi. Bir gece Samsun’da misafir edilen Rumlar, kendilerine verilen yiyecek ve hayvanlarla eski köylerine sevk edildiler. Rumların eski mekânlarına yerleştirilmesine, göç esnasında terk ettikleri arazilerin iadesine, ziraat işlerinde komşularının kendilerine yardımcı olmasına, ilk hasadı elde edinceye kadar ihtiyaçlarının teminine; hatta giderken sattıkları eşyalarından mümkün olanlarının iadesiyle ücretinin münasip taksitlerle ödenmesine çalışıldı.
Osmanlı idaresi 1916 yılında Karadeniz Bölgesi’nde cephe güvenliğini sağlamak için ne yapmıştır?
Birinci Dünya Savaşı esnasında Samsun’daki Rum çeteleri Trabzon’a doğru ilerleyen Rusların harekâtını kolaylaştırmak için Osmanlı birliklerini arkadan meşgul edecek şekilde saldırıya geçer. Bunun üzerine Osmanlı idaresi 1916 yılında bölgede cephe güvenliğini sağlama adına eli silah tutan Rumları iç bölgelere göndermeye karar verir. Karar sonrası bazı Rumlar iç bölgelere sevk edilirken bazıları da Rusya’ya kaçar. Savaş sonrası iç bölgelere gönderilenler Mondros sonrası geri döner.
Milli Mücadele döneminde Rum Muhacirin Cemiyeti neyi amaçlamıştır?
Milli Mücadele döneminde Rum Muhacirin Cemiyeti organize bir şekilde Rusya, Romanya, Yunanistan, Avrupa ve Amerika’dan çok sayıda Rum’u bölgeye getirir. Rum göçünü organize edenler ayrıca Kafkasya’daki Rumları büyük paralar harcayarak Trabzon’a göç etmeye teşvik ederler. Rumların Pontus devleti kurmak için faaliyete geçmeleri, Yunan donanmasının Karadeniz’de faaliyetlerini arttırmış olmaları, Osmanlı Rumlarını askere alma girişimleri, Doğu Karadeniz Rumlarının bu davete icabet edebilecekleri endişesi üzerine Haziran 1921’de Karadeniz sahil bölgesi savaş alanı ilan edildi ve askerlik çağındaki bütün Rum erkeklerinin iç bölgelere sevk edilmesi kararlaştırıldı.
İstanbul hariç Türkiye sınırları içerisindeki Rum nüfus hangi sözleşme ile Yunanistan’a gitti?
İstanbul hariç Türkiye sınırları içerisindeki Rum nüfus 30 Ocak 1923 Türk-Rum Nüfus Mübadelesi sözleşmesi ile Yunanistan’a gitti.
Rusya nasıl bir siyaset izlemekteydi?
Rusya, işgal ettiği bölgelerdeki Müslüman çoğunluğu kırmak ve ele geçirdiği yerlerdeki hâkimiyetini ebedî hâle getirmek için Müslüman halkı göçe zorlamak ve bunların terk edeceği topraklara Hıristiyan nüfus bulup yerleştirmek şeklinde özetlenebilecek bir siyaset izlemekteydi. Hıristiyan nüfus kaynağından birisi de Osmanlı topraklarıydı. Rusya, Osmanlı Devleti’yle yaptığı savaşlarda işgal ettiği yerlerdeki gayrimüslim toplulukları Rus diplomat ve Ortodoks din adamları vasıtasıyla göç etmeye özendiriyor, hatta zorluyordu.
Bulgarlar İstanbul’a ne zaman iltica etmiştir?
1797-1800 arasında İstanbul’a çok sayıda Bulgar iltica etti.
Babıâli göçü önlemek için neler yapmıştır?
Babıâli söz konusu göçü önlemek, gidenleri de geri döndürmek amacındaydı. Bunun için göç sebeplerini ortadan kaldırmaya çalıştı. İlk etapta tefeci baskısını önlemeye yönelik tedbirler almaya çalıştı. İkinci aşamada savaş ve işgal dönemlerinde Müslüman reaya sürtüşmelerinin araştırma ve kovuşturma konusu yapılmamasını, reaya için nasihat heyetleri oluşturulmasını ve nasihat mektupları yazılmasını, reayaya yönelik genel af çıkarılmasını kararlaştırdı.
Rusya’ya göç edenler ne gibi olumsuzluklarla karşılaşmışlardır?
Rusya’ya göç edenlerin bir kısmı yeni yerleşim yerlerinde açlık, kıtlık, baskı ve hastalık gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldılar.
Bulgar toplulukları neden Kırım ve Kafkasya’ya göç kararı almışlardır?
Rus konsoloslarının, Bulgar papazlarının teşvik ve tahrikleri sonucu Vidin ve çevresinden bazı Bulgar toplulukları Kırım ve Kafkasya’ya göç kararı aldı. Kırım Savaşı ile Silistre kazası dahilindeki Türk nüfusu kısmen iç noktalara çekilirken, Bulgarlar ise Ruslar tarafından Rusya’ya göçürülmüştü. Bunlar 1855 tarihi itibarıyla vatanlarına dönmüşlerdir.
Babıâli, geri dönen ve iltica eden topluluklara ne gibi yardımlar yapmıştır?
Babıâli, imkânları ölçüsünde geri dönen ve iltica eden toplulukları ayrım gözetmeksizin yerleştirerek çeşitli yardımlarda bulundu. Hatta Rumeli’de iskân faaliyetlerini plânlayan ve yürüten yetkililer ahalisi tamamen göçeden köyleri iskâna açarken, kısmen tahliye edilen gayrimüslim köylerindeki araziye Türk göçmenlerini yerleştirmekten imtina etti. Nitekim söz konusu Bulgar göçünün tespit edildiği Vidin sancağının Sahra, Belgradcık ve Lom kazalarında Kırım ve Kafkas göçmenlerinin yerleştirildiği iki karma köy vardır. Diğerleri bölgede yeni inşa edilen ve kurulan köylere iskân edilmişlerdi. Öte yandan müslim ve gayrimüslim ayrımı yapılmaksızın Bulgar ve Türk göçmenlere iş ve konut kredisi verilmiş, belirli bir süre iaşe masrafları karşılanırken vergi muafiyeti de sağlanmıştır.
Osmanlı Devleti’nin dışa göçe karşı izlediği politika nasıl olmuştur?
Osmanlı Devleti devlet aleyhine dünya kamuoyunda imaj oluşacağı ve ilgili devletler ile siyasi sorunlar yaşanacağı endişesiyle ilk önce dışa göçü yasaklamıştır. Ancak daha sonra devletlerarası diplomatik ilişkilerde zor durumda kalınca göç yasağını kaldırmıştır. Yasağın kalktığı dönemde nasihat heyetleri oluşturmak, genel af ilan etmek, dışarıya gidenlerin zor şartlarda kaldığını anlatmak, göç etmek isteyenlerden fakir olanlara imkânlar ölçüsünde ekonomik yardımda bulunmak gibi etkinliklerle dışa göçü fiilen önlemeye de çalışmıştır.
Diplomatik baskılar karşısında bunalan Osmanlı Devleti nasıl bir yol izlemiştir?
Fransa’nın baskısı üzerine bunalan Osmanlı sürgün edilenlerden zararsız olanların ocaklarına iadesine, mücrim ve müfsitlerin ise sürgün hayatına devam etmelerine karar verir. Diplomatik baskılar karşısında bunalan Osmanlı Devleti 1831’de Katolik Ermeni Cemaati’nin dinî törenlerini bir piskopos, devletle olan ilişkilerini de bir nazır marifetiyle tanzimine, Galata’da bir Katolik kilisesi inşa edilmesine izin verdi. Söz konusu Katolik kilisesi 1834’de inşa edilip ibadete açıldı.
Rusya’nın Ermeni göçlerindeki amacı neydi?
Rus hâkimiyetindeki topraklara yönelik Ermeni göçü II. Abdülhamid döneminde devam etmiştir. Doğu Anadolu bölgesiyle yakından ilgilenen ve Hamidiye alaylarının kuruluşundan memnun kalmayan Rusya, bölgedeki Ermenileri göçe teşvik ediyordu. Rusya’nın amacı, Ermenilerin, Osmanlı Devleti’nin silâhlandırdığı aşiretlerin saldırılarına maruz kaldıklarından zorunlu olarak Rusya’ya iltica ettikleri izlenimini vermek ve Avrupa’nın dikkatini bölgenin üzerine çekmekti. Rusların söz konusu teşvik ve tahrikleri sonucu Eleşkirt civarında meskûn bazı Ermeni aileleri Nahcıvan’a göç etti. Güdümlü basın bu gibi münferit hareketleri Rus diplomatlarının arzusuna uygun bir şekilde kitlesel göç olarak yorumluyordu.
Amerikalı misyonerler ne gibi çalışmalar yapmışlardır?
Ermenilere ilgi duyan bir diğer grup protestan kilisesidir. Özellikle Amerikalı misyonerler başta İstanbul olmak üzere Anadolu’da açacakları misyoner okulları vasıtasıyla Osmanlı coğrafyasında Protestan cemaati yaratmaya çalışmışlardır. Protestan misyonerler Ermeni toplumunu da çalışma sahalarına dahil etmişlerdi. Bu çalışmanın da etkisiyle aşağıda detaylı açıklanacağı üzere Ermeniler arasında Amerika’ya göç furyası başlayacaktır. Bu göçler sonucu Amerika’da 40 bin kişilik bir Ermeni lobisi oluşturuldu.
Kanun-ı muvakkat ne amaçla çıkarılmıştır?
Ermenilerin Ruslarla işbirliği yapması sonucu Osmanlı ordusunun ikmal yolları kesildi. Bu nedenle Rus ordusu karşısında başarılı olamayan Türk ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Rus-Ermeni işbirliği sonucu Türk halkına karşı baskı, zulm ve katliam başlatıldı. Bu olayları önlemek adına alınan tedbirler soruna çözüm olmayınca 27 Mayıs 1915’de Vakt-ı seferde icraat-i hükümete karşı gelenler için cihet-i askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakkında kanun-ı muvakkat çıkarıldı.
Ermeni sevkiyatı ne zaman durdurulmuştur?
15 Mart 1916 tarihi itibarıyla Ermeni sevkiyatı durdurulmuştur.
1918 yılı itibarıyla geri dönenler dahil Osmanlı topraklarında bulunan Ermenilerin toplam nüfusu yaklaşık ne kadardı?
1918 yılı itibarıyla geri dönenler dahil Osmanlı topraklarında bulunan Ermenilerin toplam nüfusu 644.900 kadardı.
Osmanlı vatandaşı Ermenilerin göç sebeplerini ve gittikleri yerleri nasıl açıklayabilirsiniz?
Osmanlı vatandaşı Ermeniler Tanzimat öncesi sistemin izin verdiği ölçüde özellikle ticari faaliyetlerin yoğun olduğu şehirlere göç etmekteydiler. Doğu Anadolu’daki Ermeniler 1828-1829 Savaşı esnasında Ruslar tarafından Kafkaslara göçürülmüşlerdir. 1830’da ve 1915 sonrasında asayişi bozucu hareketlere katılanlar veya katılmasından endişe duyulanlar zorunlu iskâna tabi tutulmuşlardır. 1830’da zorunlu iskâna tabi tutulanlar sınırlı sayıda kalırken Birinci Dünya Savaşı’ndakiler kitlesel boyut kazanmıştır.
Amerika’ya Osmanlı göçü ne zaman başlamıştır?
Amerika’ya göçmen veren ülkelerden birisi de Osmanlı Devleti’dir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Anadolu’dan Amerika’ya göçmen akını başladı. II. Abdülhamid sonrası yoğunluk kazandı. Balkan Savaşı, Amerika ve Rusya’ya yönelik göçü tetikledi. Bu göçler Birinci Dünya Savaşı’na kadar tedricen devam etti. 18601914 tarihleri arasında 1.200.000 Osmanlı vatandaşı Amerika’ya göç etti. Bunların 600 bini Suriyeli ve Lübnanlıydı. 150 bini ise Arnavutluk, Makedonya ve Trakya gibi yerlerden giden Müslümanlardı. 1904 yılından itibaren bu göç kervanına Türkler de iştirak ettiler
1913’te Arjantin’deki Osmanlı vatandaşlarının sayısı yaklaşık ne kadardı?
Türk arşiv kayıtlarına göre, 1913’te Arjantin’deki Osmanlı vatandaşlarının sayısı yaklaşık 100 bini bulmuştu. Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında da söz konusu göçün devam ettiği anlaşılmaktadır. Netice itibarıyla Arjantin’deki Osmanlı kolonisinin nüfusu 180 bini buldu.
Türk şehbenderlikleri neyi teşvik etmiştir?
Türk şehbenderlikleri Amerika’da belirli bir sermaye biriktiren Osmanlı vatandaşlarını memleketlerine dönüp yatırım yapmaya teşvik etmiştir. Bu teşvik politikası sonucu bazı sermaye sahipleri gerekli yatırım teşviklerinin yapılması hâlinde Osmanlı topraklarında yatırım yapmaya hazır olduklarını ifade edebilmişlerdir.
Amerika kıtasına göç eden Osmanlı vatandaşlarının göç sebepleri nelerdir?
1860-1914 tarihleri arasında 1.200.000 Osmanlı vatandaşı Amerika’ya göç etti. Bunların 600 bini Suriyeli ve Lübnanlıydı. 150 bini ise Arnavutluk, Makedonya ve Trakya gibi yerlerden giden Müslümanlardı. Anadolu’dan ilk önce Ermeniler göç etmeye başladı. 1904 yılından itibaren bu göç kervanına Türkler de iştirak ettiler. Göç eden Ermenilerin bir kısmının amacı Osmanlı kanunlarının takibinden kurtulmaktı. Müslümanlar ve Suriye ve Lübnan’dan göç eden gayrimüslimlerin amacı geçimlerini temin etmekti.
1848’de Macarlar Kossuth’un liderliğinde Avusturya’dan nasıl bir talepde bulundular?
1848’de Macarlar Kossuth’un liderliğinde Avusturya’dan idarî muhtariyet talep
ettiler. Bu talep ve sonrasında gelişen olaylar sonucu 5 Ocak 1849’da Avusturya
kuvvetleri Macaristan’ın merkezini işgal etti. Ancak kısa süre sonra Macar kuvvetleri imparatorluk kuvvetlerine üstün geldi ve 15 Nisan 1849’da Kossuth liderliğinde Macar bağımsızlığı ilan edildi.
Osmanlı padişahları Yahudilerin Osmanlı coğrafyasına göç etmelerine neden
izin veriyordu?
Osmanlı padişahlarının Yahudilerin Osmanlı coğrafyasına göç etmelerine izin vermelerinin nedeni nüfusu zenginlik kaynağı olarak görmeleri ve Avrupa’nın nüfus politikalarını garipsiyor olmalarından kaynaklanmıştır.
Yahudi aydınları politik faaliyetlerini hangi zemini üzerinden yürüterek hedeflerine varma açısından daha akılcı bir yaklaşım olacağına inanıyorlardı.
Yahudi aydınları politik faaliyetlerini etnik millet zemini üzerinden yürütmelerinin hedeflerine varma açısından daha akılcı bir yaklaşım olacağına inanıyorlardı.
Yahudilerin vatan olarak belirledikleri coğrafya neresidir?
Vatan olarak belirlenen coğrafya Filistin idi. Ancak, diplomatik ve politik faaliyetlerine dayanak teşkil edecek şekilde Filistin’de ne toprakları ve ne de nüfusları vardı.
Rusların kitlesel boyutta ilticası hangi olay neticesinde gerçekleşmiştir?
Rusların kitlesel boyutta ilticası Bolşevik İhtilali sonrası Kızıl Ordu’nun Beyaz
Ordu (Gönüllü Ordu)’yu mağlup etmesiyle gerçekleşmiştir.
Beyaz Rusların iaşe masraflarını karşılayabilmek hususunda en önemli katkıyı yapan organizasyon hangisidir?
Bu konuda en önemli katkıyı yapan organizasyon Milletler Cemiyeti olmuştur.
Müslüman göçmenlerin Rus mülteci iskânına tepki duymalarına sebebiyet veren husus nedir?
Rus mültecilere İstanbul’da ev tahsis edilmesi, kiraların fırlamasına ve öte yandan, İstanbul’daki yangınzede ve İzmir göçmenlerinin ev sıkıntısı çekmesi Müslüman göçmenlerin Rus mülteci iskanına tepki duymalarına sebebiyet vermiştir.
Göç sürecinde İran halkı hangi kavramlarla tanışmıştır?
Göç sürecinde İran halkı hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramlarla tanıştı.
1821'de Osmanlı otoritesine karşı isyan eden topluluk kimdir?
1821’de Mora Rumları Osmanlı otoritesine karşı isyan ettmiştir.
Fransa, İngiltere ve Rusya’nın ortak teşebbüsleri sonucu 1830’da hangi Devlet kuruldu.
Fransa, İngiltere ve Rusya’nın ortak teşebbüsleri sonucu 1830’da Yunanistan Devleti kuruldu.
Askerlik yükümlülüğü, vergilerin ağırlığı, salgın hastalıklar Türk ailelerinde ne gibi bir durumun ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir?
Askerlik yükümlülüğü, vergilerin ağırlığı, salgın hastalıklar Türk ailesindeki
fert sayısının azalmasına sebebiyet vermiştir.
Yunanlıların mütarekeyi müteakip Şark demiryollarını muhafaza iddiası ile bir Yunan taburunu Doğu Trakya'ya sevk etmesinin amacı neydi?
İşgal döneminde Trakya'da Türk varlığını yok ederek Rum nüfus çoğunluk haline getirilmeye çalışıldı. Doğu Trakya'ya sevk edilen taburun misyonu Türkleri göçe zorlamaktı.
Osmanlı idaresi tarafından Ermeni toplumuna millet statüsü kaçıncı yüzyılda verilmiştir?
Osmanlı toplumu müslim ve gayrimüslimlerden oluşmaktaydı. Gayrimüslimler
millet sistemi ile idare edilmekteydiler. Osmanlı idaresi Ermeni toplumuna daha
15. yüzyılda millet statüsü vermişti.
18. yüzyılda hangi ülkenin önderliğinde sürdürülen Katolik propagandasının sonunda Ankara, Halep, Şam ve İstanbul Ermenileri arasında Katoliklik hızla yayıldı.
18. yüzyılda giderek yoğunluk kazanan ve özellikle Fransa’nın önderliğinde sürdürülen Katolik propagandasının sonunda Ankara, Halep, Şam ve İstanbul Ermenileri arasında Katoliklik hızla yayıldı.
Rusya’nın Ekim 1914’de Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilan etmesi sonrası
Ermeniler Nisan 1915’de ayaklanmalar çıkarttılar. Bunun neticesinde Rusya hangi ilimizi işgal etmiştir?
Rusya’nın Ekim 1914’de Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilan etmesi sonrası
Ermeniler bütün imkân ve güçleriyle Rusya’nın ve İtilaf devletlerinin emrine
girmeye başladılar. Nisan 1915’de Van, Çatak ve Bitlis’te ayaklanmalar çıkarttılar.
Neticede Rus kuvvetleri Van’ı işgal etti. Ermeniler şehir ve çevre halkından yüzlercesini katlettiler.
Osmanlı Devleti, hangi sebeplerle Amerika’ya yönelik göç hareketini yasakladı?
Osmanlı Devleti, nüfusunun ve vergi gelirlerinin azalacağı, fakir göçmenlerin yurt dışında Osmanlı’nın saygınlığını sarsacağı ve ABD pasaportuyla Ermenilerin geri döneceği endişesiyle Amerika’ya yönelik göç hareketini yasakladı.
Osmanlı Devleti Amerika'ya göçü yasakladıktan kısa bir süre sonra yasaklanmayla bu sorunun çözümlenemeyeceğini anlayarak göç yasağını hangi tarihte kaldırdı?
Osmanlı Devleti tecrübe sonrası yasaklamayla bu sorunun çözümlenemeyeceğinin anlaşılması üzerine göç sebeplerini ortadan kaldırmaya çalıştı ve 1896- 1897 yılında göç yasağını kaldırdı.
Arjantin'e göç eden Osmanlı vatandaşlarından bir kısmının sergilediği hangi tutum neticesinde Arjantin ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişki bozulma noktasına gelmiştir?
Arjantin’e göç edip iş bulamayanlardan bir kısmı tüccardan veresiye aldıkları malları seyyar satıcılık yöntemiyle pazarlayıp borçlarını ödemeksizin memleketlerine dönmeye çalışmışlardır. Hatta memleketlerine dönenler de olmuştur. Bu durum, zahmetsizce servet edinmek arzusunda bulunan birçok kişinin Amerika’ya göç etmesini özendirmesinden, Osmanlı ile Arjantin arasındaki mevcut ilişkileri bozmasından ve Arjantin toplumunun ve resmî makamlarının buradaki Osmanlı vatandaşlarına olan itimatlarını kaybetmelerinden kaygı duyulmuştur.
Bazı Rumlar 1867 yılında kendi imkânlarıyla iki Yunan gemisiyle Samsun’dan Rusya'ya gitmek üzere hareket ettiler. Ancak çok geçmeden geri dönmelerine izin verilmesi çağrısında bulunmalarının sebebi neydi?
Ruslar kendilerini dağlık, çorak ve kıraç araziye yerleştirmeye çalıştı. Bu şartlarda Rus vatandaşı olmak istemeyen Rum göçmenler, geri dönmelerine izin verilmesi çağrısında bulundular.
Rusya Kafkasya’da güven duyacağı bir nüfus kitlesi oluşturmak amacıyla kimleri hedef toplum olarak seçmiştir?
Rusya Kafkasya’da güven duyacağı bir nüfus kitlesi oluşturmak istemekteydi. Bunun için de Ermeniler hedef toplum olarak seçilmişlerdir.