Osmanlı´da İskan ve Göç Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Osmanlı Coğrafyasında Gerçekleşen Göçler (1750-1918)
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Osmanlı coğrafyasında özellikle hangi dönemlerde iç göçler kitlesel bir boyut kazanmıştır?
Merkezi otoritenin bozulduğu dönemlerde göçler kitlesel bir boyut kazanmıştır.
Osmanlı coğrafyasında kırsal göçü oluşturan temel nedenler nelerdir?
Kırsal göçün ana sebebini köylülerin kendi aralarında ve sipahiyle olan anlaşmazlıkları oluşturmaktaydı. Bir diğer sebep toplum katmanları arasındaki hareketliliktir.
Osmanlı Devleti ziraî üretimin düşmesini ve dirlik sahibinin gelirlerinin azalmasını önlemek, çiftçinin çiftini çubuğunu terk edip göç etmesine engel olmak adına hangi tedbirleri uyguluyordu?
Çiftbozan resmi ve geri iskân kanunu tedbirlerini uyguluyordu.
Osmanlı coğrafyasında hangi unsurlar kitlesel iç göç dalgalarını gündeme getirmiştir?
Taşrada güvenliği zedeleyen unsurlar, kamu görevlilerinin suistimalleri, doğal afetler, yangınlar, salgın hastalıklar, savaşlar, aşırı nüfus artışı gibi olaylar kitlesel iç göç dalgalarını gündeme getirmekteydi.
18. yüzyılda Osmanlı coğrafyasında güvenliği zedeleyen ve yeni göçlere zemin hazırlayan unsurlardan biri hangisidir?
Kapısız levendlerin eşkiyalık hareketleri.
Osmanlı coğrafyasında Müslümanlar daha ziyade kamu işyerlerinde istihdam edilirken, hangi durum Anadolu’nun iç noktalarından liman kentlerine gelen gayrimüslimlerin daha kolay iş bulmalarına vesile olmuştur, örnek vererek açıklayınız?
19. yüzyılda Batılı sanayi kuruluşları Osmanlı liman kentlerinde acentelikler oluşturdular. Bu acentelikleri kültürel olarak yakınlık duydukları ve Batı dillerini bilen gayrimüslimlere veriyorlardı. Örneğin Karadeniz’de faaliyet gösteren buharlı gemi şirketlerinin tümü temsilci olarak gayrimüslimleri seçtiler. Dolayısıyla liman kentlerinde gayrimüslimlerin oluşturduğu dağıtım şirketleri kuruldu. Bu arada doğulu tacirler de ticari işlerinin görülmesinde Anadolu’daki gayrimüslimlerin yardımına müracaat eder oldular.
Osmanlı Devleti tarafından aşiretlere karşı iskân politikasının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi hangi sonuçları doğuracaktır?
Aşiretleri iskân politikası başarılı bir şekilde gerçekleştirilirse hem vergi ve asker kaynakları artacak hem de aşiretlerin sosyal yapısına egemen olan feodal yapı kırılacaktır.
İskân politikasının belirlenmesinde ve tatbikinde Tanzimat döneminin hususî bir önemi haizdir. Dolayısıyla bu dönemin iskân politikasının hedefleri nelerdi ve bu hedeflere nasıl ulaşılmaya çalışılmıştır?
Bu dönemin iskân politikasının hedefi bir taraftan göçmenleri iskân etmek diğer taraftan asayişin temini, vergilerin arttırılması ve usulüne uygun bir şekilde toplanması, orduya alınacak asker sayısının yeterli hale getirilmesiydi. Bu hedefleri yakalayabilmek için de 1840’dan itibaren konar-göçerler Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yerleştirilmeye çalışıldı.
1828-1829 Savaşı esnasında hangi topluluklar göç etmek zorunda kalmışlardır?
Rumeli, Kafkasya ve Anadolu’da cephe ve cephe gerisindeki topluluklar göç etmek zorunda kalmışlardır.
Fransa’nın 1830 yılında Cezayir’i işgal ettiği sırada işgal sahasındaki Cezayirliler iç bölgelere çekilerek kimin liderliğinde Fransız kuvvetlerine karşı direnmişlerdir?
Cezayirliler Emir Abdülkadir liderliğinde Fransız kuvvetlerine karşı direnmişlerdir.
Fransa, Cezayir’i kaç yılında ilhak etmiştir ve ülkenin idaresini kime vermiştir?
Fransa, 1848’de Cezayir’i ilhak ettiğini ilan etti ve ülkenin idaresini geniş yetkilerle donattığı genel valiye vermiştir.
Kendine tabi nüfusu arttırmak isteyen Fransa, birtakım imtiyazlar vaat etmek suretiyle hangi nüfusu Cezayir’e yerleştirmeyi planlamıştır?
Fransa, Kuzey Amerika’ya göç etmekte olan Suriye, Irak ve Güney Doğu Anadolu’daki gayrimüslim nüfusu Cezayir’ e yerleştirmeyi planlamıştır.
Fransa’nın Cezayir’i işgal etmesinden sonra Cezayirlilerin göç kararı almalarına neden olan unsurlar nelerdir ve bu durum ne gibi sonuçlar doğurmuştur?
Yerli Müslümanlar iktisadî, siyasî ve dinî baskı yoluyla sindirilmeye çalışıldı. Söz konusu baskılar, ekonomik sıkıntılar ve özellikle ödemesi ağır vergiler Cezayirlilerin göç kararı almalarına sebebiyet vermiştir. Göç Cezayir’in nüfusunun azalmasını gündeme getirmiştir. Cezayir’de Fransız hâkimiyeti yerleşince nüfus göçü hızını kaybetmiştir.
Fransa’nın Cezayir’i işgal etmesinden sonra Osmanlı Devleti’ne yerleşen Cezayirli göçmenlere Osmanlı devleti tarafından ne tür imtiyazlar verilmiştir?
Osmanlı tâbiiyetinde bulunan Cezayirli göçmenler on sene vergiden, yirmi sene askerlik hizmetinden muaf tutulurken kendilerine mîrîden karşılıksız arazi de tahsis edilmiştir. 1909 tarihinden itibaren gelenler ise askerlik hizmetinden altı yıl ve vergi mükellefiyetinden iki yıl muaf tutulmuşlardır.
1881 tarihinde Tunus üzerinde himaye hakkı iddia eden Fransa’nın, devletlerarası hukuka aykırı olan bu durumunu protesto eden ilk devlet hangisidir?
Osmanlı Devleti ilk protesto eden devlettir.
Kırım hangi antlaşma ile bağımsız bir devlet haline dönüştürülmüştür?
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile.
Kırım, Rusya tarafından kaç yılında işgal ve ilhak edilmiştir?
Rusya 1783 yılında Kırım’ı işgal ve ilhak etmiştir.
Kırım’ın ilhâkı müteakip, Rusların ilk icraatı ne olmuştur?
Çarlık hâkimiyetini benimsemeyeceği düşünülen Kırım hanedanı Giraylar, Ruslara karşı ön saflarda savaşmış olan beyler ve mirzalar ile sair askerî ve dinî önderleri ve yakınlarını Osmanlı ülkesine sürmek olmuştur.
İsmail Gaspıralı ve diğer Kırım aydınları neden Kırım’dan göçü önlemeye çalışmışlardır?
Çünkü bu aydınlar göçü sosyal bir yıkım olarak görmüştür.
Kırım göçmenleri hangi şartlarda Anadolu ve Rumeli’ye gelmiş ve iskân edilmişlerdir?
Göçmenlerin çoğu gemilerin batmasıyla göç yollarında helâk olmuşlardır. Geçici iskân bölgelerine ulaşmayı başaranlar ise uzun süre aç ve açıkta kalabilmişlerdir. Hatta salgın hastalıklar sebebiyle binlercesi telef olup gitmiştir. O kadar ki, bazı göçmen köylerinde defin işini yapacak insan bile kalmamıştır.
Hangi tarihler arasında yaklaşık 1.800.000 Kırım Türk’ü Osmanlı coğrafyasına göç etmiştir?
1774- 1922 aralığında 1.800.000 Kırım türkü göç etmiştir.
Kafkasya’nın Rusya açısından stratejik önemi nedir?
Kafkasya Rusya’nın Anadolu, İran ve Suriye’ye inişini engelleyen doğal bir settir. Kafkasya’nın bu özelliklere sahip olmasının Ruslar için askerî ve ticarî bir önemi vardır. Bu nedenle Rus çarları bu geniş ve verimli sahayı Ruslaştırmayı ve ahalisini kendine bağlamayı ilke edinmiştir.
Rusya’nın 1552- 1783 yılları arasında Kazan’dan Kuban Nehri’ne kadar olan toprakları hâkimiyeti altına alması hangi sonucu doğurmuştur?
Kuzey Kafkasya’da Rus-Çerkes çatışmasına neden olmuştur.
Hangi faaliyetler sonucu 1832 yılında Kuzey Kafkasya’da tüm bölgeyi boydan boya birbirine kaleler ve çiftçi Hıristiyan topluluklarla bağlayan ünlü Kozak hattı tamamlanmıştır?
Kuban bölgesindeki Müslümanlar genel bir kıyıma maruz kalmışlardır. Bu umumî kırımdan kurtulan Çerkes ve Nogaylar, Kuban nehrinin sol sahiline iltica ederken Nogayların bir kısmı da Ruslar tarafından Kırım Türklerinin terk ettiği topraklara tehcir edildi. Kuban’da Türklerin boşalttığı yerlere Kozaklar yerleştirildi. Bu tedbirlerle yetinmeyen Rusya, aynı bölgeye Rus ve Alman göçmenlerini de iskân etti. Bu faaliyetler sonucu ünlü Kozak hattı tamamlanmıştır. Öte yandan, Ortodoks kilisesi vasıtasıyla bölge halkının bir kısmı Hıristiyanlaştırılmış ve özellikle Ossetlere karşı misyonerlik faaliyetleri yürütülmüştür.
Rusya, Güney Kafkasya’da halkının büyük bir bölümünün Hıristiyan olmasından faydalanarak hangi ülkeyi ele geçirmiştir?
Rusya Gürcistan’ ı ele geçirmiştir.
Rusya neden Gürcistan’ı ilhak etmiştir?
Çünkü Anadolu ile İran üzerine yapacağı seferlerde Gürcistan’ı bir üs olarak kullanmayı tasarlamıştır.
Kırım ve Kafkas toplulukları Kafkasya’dan Anadolu’ya ve Rumeli’ye yönelik neden göç kararı almışlardır?
Kırım ve Kafkas toplulukları hür olmak, can, mal ve ırz güvenliklerini teminat altına alabilmek amacıyla Kafkasya’dan Anadolu’ya ve Rumeli’ye yönelik kitleler halinde göç kararı almışlardır.
Doksanüç Savaşı’nda Osmanlı kuvvetlerinin başarılı olamaması sonucu 27 Haziran 1877’de Tuna’yı geçen Ruslar kısa sürede Balkanlara ulaştı. Bu noktada Ruslar’ın Balkan topraklarındaki temel amacı nedir?
Ruslar’ın temel amacı işgal ettikleri sahada Bulgar idaresini kurmak, Bulgar toplumunu teşkilatlandırmak ve işgal ettikleri sahada azınlık olan Bulgar nüfusuna istinaden Bulgaristan devleti kurmayı planlamak olmuştur.
Doksanüç göçünde Türkler göç yollarında Rus askerlerinin, Bulgar çetelerinin ve Kozak süvarilerinin planlı veya plansız saldırılarına maruz kalmışlardır. Bu saldırıların en meşhuru hangisidir?
Bu saldırıların en meşhuru Ocak 1878’de Skobelef’in emrindeki Rus ve Kozak birliklerinin Harmanlı’da 20 bin arabalık bir göçmen kafilesine çocuk, kadın ayrımı yapmaksızın saldırması olayıdır. Saldırıdan kurtulmayı başaranlar soğuk ve açlıktan telef olmuşlardır. Netice itibarıyla sadece bu olayda on binlerce Müslüman yaşamını kaybetmiştir.
Hırvatistan, Sırbistan ve Karadağ arasında 51.129 km2 genişliğindeki bir toprak parçası üzerinde bulunan Bosna vilâyeti Osmanlı idaresinin son yıllarında hangi sancaklardan oluşmaktadır?
Saray, İzvornik, Banaluka, Bihke, Travnik, Hersek ve Yenipazar sancaklarından oluşmaktadır.
Doksanüç Savaşı’ndan sonra imzalanan Berlin Antlaşması ile Bosna-Hersek’in idaresi hangi ülkeye bırakılmıştır?
Bosna-Hersek’in idaresi Avusturya’ ya bırakılmıştır.
29 Temmuz 1878’de Avusturya Bosna-Hersek’i işgale başladı. Avusturya idaresi vilâyeti elde tutabilmek, Sırp ve Hırvat milliyetçiliğinin yayılmasını durdurmak amacıyla hangi yöntemlere başvurmuştur?
? Öncelikle Bosna milleti oluşturmayı denemiştir. Başarılı olamayınca Müslüman-Sırp düşmanlığını körüklemiştir. ? Öte yandan Müslümanları göçe zorlamak adına bir yandan vergi oranlarını arttırırken diğer yandan taşınmazları kamu yararı iddiasıyla istimlâk ediyordu. ? Öte yandan, yetişkin Müslümanlar, hususî cemiyetler tarafından Katolik mezhebini kabule zorlanmıştır. ? Eğitim çağındaki Müslüman çocuklara ise yeni açılan okullarda Hırvat ve Alman kültürü dayatılıyordu.
Avusturya, Bosna-Hersek’i kaç yılında ilhak etmiştir?
5 Ekim 1908.
Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhak etmesi Rusya, Sırbistan ve Osmanlı Devleti tarafından protesto edilmesine rağmen Babıâli Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhak etmesini kaç yılında tanımak zorunda kalmıştır?
Nisan 1909.
Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakından sonra taraflar arasında imzalanan protokol neleri içermektedir?
Taraflar arasında imzalanan protokole göre, göç serbest olacak ve göçmenler taşınmazlarını ve gelirlerini tasarruf etme, iltizama verme, doğrudan veya üçüncü şahıs vasıtasıyla idare etme hakkına sahip olacaklardır.
1699- 1821 yılları arası Girit adası hangi devlet döneminde sükûnetli bir dönem geçirmiştir?
Osmanlı Devleti döneminde, Girit adası sakin bir dönem geçirmiştir.
1866 yılında geniş ölçekli bir isyan çıkaran ve geçici bir hükümet kurarak Yunanistan’a iltihak kararı alan toplum hangisidir?
Girit Rumlarıdır.
Berlin Kongresinde yapılan görüşmeler sonucu alınan kararların tatbik edilmesi hangi sözleşme ile imza altına alınmıştır?
23 Ekim 1878’de Halepa Sözleşmesi ile.
Yunanistan Girit adasını hangi nedene dayanarak ilhak etmiştir, açıklayınız?
1888’de Halepa sözleşmesi şartlarına uyulmadığı iddiasıyla isyan eden Rumlar Müslüman halka karşı kaba kuvvete başvurmuşlardır. Kırsal kesimde kendini güvende hissetmeyen Müslümanlar ilk etapta çareyi sahildeki kasaba ve limanlarda toplanmakta bulmuşlardır. Rumların adadaki reva gördükleri tedhiş hareketi Müslümanların örgütlenmesine vesile olmuştur. Müslümanların bu hareketi Avrupa devletlerini harekete geçirmiştir ve Şubat 1897’de Yunanistan adayı ilhak kararını ilan etmiştir.
Avrupa devletleri, Yunanistan’ın Girit adasını ilhak etmesine karşılık kaç yılında Girit’in özerkliğini ilan etmişlerdir?
18 Aralık 1897 tarihinde Girit’ in özerkliği ilan edilmiştir.
Girit Adası kaç yılında Yunanistan’a bağlanmıştır?
5 Ekim 1908’de Girit Meclisi adanın Yunanistan’a bağlandığını ilan etmiştir.
Hangi antlaşma ile Osmanlı Devleti Girit adası üzerindeki bütün egemenlik ve hâkimiyet haklarından vazgeçmiştir?
30 Mayıs 1913 Londra Barış Antlaşması ile.
Osmanlı Devleti Girit adası üzerindeki bütün egemenlik ve hâkimiyet haklarından vazgeçmesine rağmen adada kalmayı sürdüren Müslümanlar ne zaman Türkiye’ye göç etmişlerdir?
Mübadele sözleşmesi sürecinde Müslümanlar Türkiye’ ye göç etmiştir.
Anadolu’ya gelen Giritli göçmenlerin fakir hemşerilerinin çocuklarını okutmak adına kurdukları cemiyetin adı nedir?
Maarif-perver Cemiyeti.
İtalyan askerî birliklerinin Oniki adayı işgal etmelerinin temel nedenleri nelerdir?
Osmanlı Devleti’ne 29 Eylül 1911 tarihinde savaş ilân eden İtalyan kuvvetleri karşısında 3.500 kişilik Türk kuvveti ile Senusîlerin idaresinde bulunan yaklaşık 20 bin silâhlı yerli halk Tunus ve Mısır üzerinden Trablusgarp’a sivil kıyafetlerle gelen gönüllü Türk subayları tarafından teşkilâtlandırıldılar. İşte bu nedenle bu başarısızlıklarını kamuoyundan saklamak ve Türkleri barışa zorlamak amacıyla 24 Nisan- 20 Mayıs 1912 tarihleri arasında Oniki adayı işgal ettiler.
Osmanlı Devleti’ni İtalyanlarla barışa zorlayan etmenler nelerdir?
Osmanlı Devleti’nin iç işlerinde siyasî çekişmelerin ve dış işlerinde ise Balkan devletlerinin harekete geçme hazırlıklarının olmasıdır.
18 Ekim 1912 tarihinde Osmanlı Devleti ile İtalyanlar arasında hangi antlaşma imzalanmıştır?
Uşi Antlaşması.
Kuzey Afrika’dan gerçekleşen göçleri diğer göçlerden ayıran en temel farklılık nedir?
Trablusgarp ve Bingazi mültecilerinin toplam sayısı bilinmemekle beraber kitlesel boyut kazanmadığı söylenebilir.
Avrupa devletlerinin diplomatik desteğine sahip olan Balkan devletleri Trablusgarp Savaşı’ndan da faydalanarak 30 Eylül 1912’de seferberlik ilan ettiler. Bu durum sonrasında Osmanlı Devleti’ne ilk olarak kim savaş ilan etmiştir?
Karadağ.
Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan eden Karadağ’ın müttefiki olarak 17-18 Ekim 1912’de savaşa kimler dâhil olmuştur?
Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan.
Balkan savaşları esnasında Balkanlardaki Müslüman halkı göç etmeye iten temel sebep nedir?
Sırp, Bulgar, Yunan ve Karadağlı komitaların ve askerî birliklerin savaş esnasında Müslüman sivil halkı yok etme politikasını gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlere girişmeleridir.
Sırp, Bulgar, Yunan ve Karadağlı komitaların ve askerî birliklerin Müslüman sivil halkı yok etme politikalarına karşılık Müslümanlar nasıl bir çözüm yolu bulmuşlardır?
Kırsal alandaki Müslümanlar çözümü şehirlere sığınmakta bulmuşlardır. Bazı şehirlerin Müslüman ileri gelenleri ise tedhiş ve katliamdan kurtulmanın çaresini direnmeden teslim olmakta bulmuşlardır.
Balkan savaşları esnasında en fazla göç edilen kent hangisidir?
Selanik.
Balkan savaşları esnasında Edirne, Kavala, Serez, Dedeağaç ve sair işgal edilmiş şehirlerde hep aynı şekilde uygulanan yöntemnedir, açıklayınız?
Osmanlı ordusu çekilip gidince, kentliler çarpışmadan komitacılara teslim oluyordu. Komitacılar mallarını talan ettikleri Müslümanları katlediyorlardı.
Balkan savaşları sonrasında da göçlerin devam etmesinin nedeni nedir ve bu durum ne gibi sonuçlar doğurmuştur?
Savaş sonrası yurtlarını ve ocaklarını terk etmeyen Müslüman aileler çeşitli yöntemlerle taciz edildi. Yeni bir savaş döneminde toplu katliama maruz kalacakları söylentisi yayılarak psikolojik baskı altına alındılar. Söz konusu baskı ve uygulamalar üzerine savaş sonrası göçler devam etti. Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan idareleri ocaklarını terk eden Müslümanların yerlerine Hıristiyan göçmenleri yerleştirdi. Babıâli ilgili devletlerin göçürme politikasını önlemeye çalıştı ise de başarılı olamadı.
Rusya’nın, Birinci Dünya Savaşı esnasında Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu üzerinden ulaşmayı planladığı alan neresidir?
Akdeniz Bölgesidir.
Rusya Akdeniz’in yayılma sahası olduğunu hangi protokolle müttefiklerine kabul ettirmiştir?
Mart 1916 Petrograd Protokolü ile kabul ettirmiştir.
Yunanlıların Türkleri sistemli bir şekilde yok etme ve göçe zorlama siyaseti ne gibi sonuçlar doğurmuştur?
Türk unsurunun bu sistemli yok etme ve göçe zorlama siyaseti karşısında ilk tepkisi kaçmak yönünde olmuştur. Bu arada Yunanlının halkı silahsızlandırmaya kalkması Türklerin karşı koyma iradesini arttırmıştır. Hatta işgallere karşı direnmek amacıyla mahallî kongreler tertip edilmiştir.
Fransa, Cezayir’i ne zaman işgal etti?
Fransa, 1830 yılında Cezayir’i işgal etti.
Tathir-i memleket hakkında bilgi veriniz
18. yüzyılda gurbetçilerin memleketlerine gönderilmesine çalışılmıştır. Tathir-i memleket, tenkih-i vilayet olarak nitelenen tahliye işlemiyle devlet, İstanbul’da gıda maddelerinin ucuzlayıp bollaşacağını, tarımsal bölgelerde ise vergilerini ödemekte zorlanan reayaya kolaylık sağlanacağını düşünmüştür. Bu yönteme 1748 ve 1763'de başvurulur.
1828-1829 Savaşı'nda yerlerinden oynayan gruplar hakkında bilgi veriniz.
1828-1829 Savaşı esnasında Rumeli, Kafkasya ve Anadolu’da cephe ve cephe gerisindeki topluluklar yerlerinden oynadı. Balkanlarda Rum ve Bulgar nüfus, Doğu Anadolu’da ise Ermeni tebaa Rus ordularını takiben Kırım ve Kafkasya’ya göçürüldüler. Müslüman ahalinin bir kısmı da daha güvenli olduklarını düşündükleri yerlere çekildiler.
Fransa Cezayir’den sonra hangi ülkeyi işgal etti? Bilgi veriniz.
Fransa Cezayir’den sonra Tunus’u işgal etti. İşgale karşı direnen 100 bini aşkın Tunuslu, Trablusgarp vilâyetine iltica etti. Tunuslu mültecilerin büyük bir kısmı 1884’de memleketlerine döndü. 1899 tarihinde bir grup Tunuslu göçmen Beyrut limanına çıkmıştır. Bu göçmenler Şam vilâyeti dahilinde yerleşmek istiyorlardı. Vilâyet makamı ise bu isteği uygun bulmamıştır. Bunun üzerine 270 kadar Mağribli göçmen Hama Sancağı’na yerleştirilmiştir.
Kırım hangi gelişme ile bağımsız devlet haline dönüştürülmüştür?
Kırım Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile bağımsız bir devlet haline dönüştürüldü. Bağımsızlık dönemini Rusya’nın müdahaleleri sonucu iç çatışmalarla geçirdi. Bu dönemde pek çok Kırımlı idareci, asker ve sivil Osmanlı ülkesine iltica etti.
Rusya, Kırım'ı ne zaman işgal ve ilhak etti?
Rusya, 1783 yılında Kırım’ı işgal ve ilhak etti.
Rusya'nın Kırım'ı işgaline ilişkin olarak Rusya'nın uyguladığı göç politikası hakkında bilgi veriniz.
Rusya, 1783 yılında Kırım’ı işgal ve ilhak etti. İlhâkı müteakip, Rusların ilk icraatı Çarlık hâkimiyetini benimsemeyeceği düşünülen Kırım hanedanı Giraylar, Ruslara karşı ön saflarda savaşmış olan beyler ve mirzalar ile sair askerî ve dinî önderleri ve yakınlarını Osmanlı ülkesine sürmek oldu. Rus bürokrasisi Kırımlı sivillere de tedrici bir şekilde göçürme politikası uyguladı. Türklerin boşaltacağı yerlere Slav unsur, yeterli olmazsa diğer Hıristiyan unsurların yerleştirilmesi planlandı.
Rusya'nın Kırım'ı işgali sonrası etkilenen halklardan olan Nogaylar ne zaman Osmanlı coğrafyasına göç hareketi başlatmışlardır?
Kırım Savaşı sonrası, Türklere yönelik fiilî ve psikolojik baskılar arttı. Bu ortamda Türklerin Rusya içlerine sürülecekleri söylentileri giderek yaygınlık kazanmaya başladı. Bundan ilk etkilenenler Deşt-i Kıpçak bozkırında yaşayan ve Kırım hanlık ahalisinin en önemli unsurlarından birisi olan Nogaylardı. Nogaylar 1859’da Osmanlı coğrafyasına yönelik büyük bir göç hareketini başlattılar. Kıpçak bozkırları bu göçle hemen hemen tamamen boşaldı.
Avusturya, Bosna-Hersek’i ne zaman ilhak etmiştir?
Avusturya, 5 Ekim 1908’de Bosna-Hersek’i ilhak etti.
Rusya, Birinci Dünya Savaşı esnasında Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz’e ulaşmayı planlamıştı. Bu planını müttefiklerine hangi düzenleme ile kabul ettirmiştir?
Rusya, Birinci Dünya Savaşı esnasında Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz’e ulaşmayı planlamıştı. Nitekim Rusya söz konusu alanın yayılma sahası olduğunu Mart 1916 Petrograd Protokolü’yle müttefiklerine kabul ettirecektir.
İtalya, Osmanlı Devleti’ne ne zaman savaş ilân etmiştir?
İtalya, Osmanlı Devleti’ne 29 Eylül 1911 tarihinde savaş ilân etti.
Bulgaristan Emareti hangi antlaşma ile kurulmuştur?
Berlin Antlaşması ile Tuna vilâyeti topraklarında Osmanlı’ya sözde bağlı Bulgaristan Emareti’nin kurulması kararlaştırıldı.
Rusya, Gürcistan'ı ne zaman ilhak etmiştir?
Rusya, misyonerlik faaliyetlerini Güney Kafkasya’da biraz farklı uyguladı. Halkının büyük bir bölümünün Hıristiyan olmasından faydalanarak Gürcistan’ı ele geçirdi ve Anadolu ile İran üzerine yapacağı seferlerde burayı bir üs olarak kullanmayı tasarladı. Gürcistan’ın ilhakı (1801) ile Rus sınırları Türk ve İran topraklarına dayandı.
Kafkasya'nın Rusya için önemini açıklayınız.
Kafkasya Rusya’nın Anadolu, İran ve Suriye’ye inişini engelleyen doğal bir settir. Kafkasların bu özellikleri ile Ruslar için askerî ve ticarî bir önemi vardır. Bu nedenle Rus çarları bu geniş ve verimli sahayı Ruslaştırmayı ve ahalisini kendine bağlamayı ilke edinmişti. Rusya, 1552- 1783 yılları arasında Kazan’dan Kuban
Nehri’ne kadar olan toprakları hâkimiyeti altına almıştı. Böylece Rusya kuzey Kafkasya’ya sokulmaya başlayınca Rus-Çerkes çatışması patlak verdi.
Bulgaristan Emaret İdaresi'nin kurulması ile başına ilk kim geçmiştir?
Emaret idaresi 29 Nisan 1879’da Alman Prensi Aleksander Battenberg’in Bulgar Prensi seçilmesi ile hayata geçti.
Rusya, 1783 yılında Kırım’ı işgali sonrası kitle göçü mahiyetindeki ilk dalga ne zaman gerçekleşmiştir?
1783 sonrasında kitle göçü mahiyetindeki ilk dalga 1792-1793 yıllarında gerçekleşti. Bunu 1802-1803, 1812-1813 ve 1830’lu yıllardaki dalgalar takip etti.
Hangi antlaşma ile Bulgaristan Emareti'ndeki Türkler azınlık olmuştur?
Berlin Antlaşması ile sözde Osmanlı Devleti’ne bağlı Bulgaristan Emareti kuruldu ve Türklere azınlık statüsü verildi.
1827'de Erivan’dan gelen 71 hane müslüman halk nereye yerleştirilmiştir?
1827 de Erivan’dan gelen 71 hane halkı Şarkîkarahisar, Erzurum ve Erzincan’a bağlı köy ve kasabalara yerleştirildi.
Fransa, Cezayir'i ilhak ettikten sonra nasıl bir politika izlemiştir?
Fransa, 1848’de Cezayir’i ilhak ettiğini ilan etti ve ülkenin idaresini geniş yetkilerle donattığı genel valiye verdi. Genel valilik sahil şeridine Hıristiyan nüfus yerleştirmeye çalıştı. Bu politikanın başarıya ulaşmasını sağlamak için Avrupa’dan Cezayir’e yönelik Hıristiyan göçünü teşvik edici kararları uygulamaya koydu. Bu uygulamaların bir sonucu olarak 1911’e gelindiğinde kıyı şeridinde 750 bin nüfuslu Fransız, İtalyan, İspanyol ve Maltalılardan oluşan bir koloni ortaya çıktı. Bunlara yerlilerin elindeki araziler dağıtıldı.
Osmanlı Devleti, 1830-1912 tarihleri arasında henüz iskân muamelesi görmemiş göçmenlere nasıl bir politika uygulamıştır?
1830-1912 tarihleri arasında henüz iskân muamelesi görmemiş olan göçmenlerin yiyecek ve kira bedelleri devlet tarafından karşılandı. Osmanlı tâbiiyetinde bulunan Cezayirli göçmenler on sene vergiden, yirmi sene askerlik hizmetinden muaf tutulurken kendilerine mîrîden karşılıksız arazi de tahsis edildi. 1909 tarihinden itibaren gelenler ise askerlik hizmetinden altı yıl ve vergi mükellefiyetinden iki yıl muaf tutuldular.