Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi 1 Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Türkiye Büyük Millet Meclisi Ve Siyasi Yapılanma (1920-1923)
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Mondros Mütarekesi kaç yılında imzalanmıştır?
30 Ekim 1918
1914 seçimlerine tek giren parti hangisidir?
İttihat ve Terakki Partisi
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti harekatının esas amacı
nedir?
Ülke topraklarının sömürgeleşmesine ve Türk
halkının esir edilmesine karşı çıkan az sayıda asker ve
sivil aydının öncülüğünde önce bölgeleri daha sonra da
tüm ülkenin kurtartılması
Damat Ferit Paşa hükümeti ile Ankara arasındaki
iletişimi koparan olay nedir?
Erzurum’da ve Sivas’ta yapılan Kongrelerde millî
sınırlar içinde vatanın bölünmez bir bütün olduğu
belirtilerek seçimlerin yapılarak halkın temsilcilerinden
oluşan Meclis-i Mebusanın toplanması ve ülke
sorunlarının burada görüşülmesi, hükûmetlerin de
meclisten güç alması istenmesine karşın Ferit Paşa
hükümetinin bu isteğe yanıtsız kalması.
Damat Ferit Paşa’nın istifası üzerine sadrazamlığa kim
atanmıştır?
Ali Rıza Paşa
16-29 Kasım 1919 Tarihinde Heyet-i Temsiliye ile
komutanlar arasında Sivas’ta gerçekleştirilen görüşmede
hangi konular üzerinde fikir birliği sağlanmıştır?
Kongrelerde ortaya konan temel ilkelerin
korunması ordunun millî iradenin emrinde olmasıı, mali
sorunların millî mücadeleyi engellemeyeceği konularında
görüş birliği sağlanmıştır.
Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin seçimlere soğuk
durmasının sebebi nedir?
Kuva-yı Milliye güçlerinin seçimlere müdahale
edeceğinden dolayı serbest seçim yapılamayacağı
görüşünde olmaları
Mustafa Kemal hangi şehirden mebus seçilmiştir?
Erzurum
Meclis-i Mebusan’ın yaptığı en önemli iş nedir?
28 Ocak 1920’de kabul ettiği ve 17 Şubat 1920’de
Meclis kürsüsünden açıkça okunup oylayarak tüm
dünyaya açıklanan ve tarihe Misak-ı Millî (Millî Ant)
olarak geçen belgeyi kabul etmesidir.
Meclis-i Mebusan’ın açılmasına karşın İngilizler
tepkisi nasıl olmuştur?
Karşı harekete geçen İngilizler 15 Mart’ta 150
kişiyi tutukladılar. 16 Mart 1920’de de fiilen İstanbul’u
işgal ettiler. Tüm devlet kurumlarını denetim altına aldılar.
Meclisi basarak başta Rauf Bey, Kara Vasıf Bey olmak
üzere bazı mebusları tutukladılar. Böylece devletin
bağımsızlığına büyük bir darbe vurdular. Bir bildiri
yayınlayarak sözde işgalin geçici olduğunu, amaçlarının
Saltanatın etkinliğini kırmak olmayıp, Osmanlı idaresinde
kalacak yerlerde güçlendirmek olduğunu, taşrada isyan
çıktığı ya da katliamlar yapıldığı takdirde İstanbul’un
Türklerden alınacağını, herkesin saltanat merkezi olan
İstanbul’dan verilecek emirlere uyması gerektiğini
belirttiler.
İngilizler ’in fiilen İstanbul’u işgal etmesi üzerine
Mustafa Kemal Paşa nasıl bir reaksiyon gösterdi?
Mustafa Kemal Paşa bu gelişmeler üzerine
İstanbul ile iletişimin kesilmesini, işgalci güçlerin
Anadolu’ya asker göndermesini sağlayacak stratejik
noktaların tutulmasını belirli noktalarda demiryollarının
bozulmasını, Anadolu’daki İtilaf Devletleri subaylarının
tutuklanmasını, İstanbul’a para ve kıymetli eşya akışının
istedi. İşgalin protesto edilmesini istedi. ‹İstanbul’daki
İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikan temsilcilerine, tarafsız
devletlerin Dışişleri Bakanlıklarına, İngiltere, Fransa ve
İtalya parlamentolarına işgali protesto eden birer telgraf
gönderdi. Ayrıca 19 Mart 1920’de Ankara’da bir meclisin
toplanacağını belirten bir de genelge yayınladı.
23 Nisan 1920’de kurulan hükümetin ilk icraatları
neler olmuştur?
Meclis, otoritesini yurt yüzeyinde kurabilmek için
yasal düzenlemeler yaptı, ‹istiklal Mahkemeleri gibi
olağanüstü mahkemeler kurdu, iç isyanları bastırmak mal
ve can güvenliğini sağlayabilmek için Seyyar Jandarma
Birlikleri oluşturdu, kamuoyu oluşturabilmek için yazılı
sözlü propagandaya büyük bir önem verdi. Anadolu
Ajansı’nı destekledi, Matbuat ve İstihbarat Müdürlüğü’nü
kurdu. Başta Hâkimiyeti Milliye olmak üzere milliyetçi
çizgide yayın yapan gazeteleri destekledi,
milletvekillerinden, aydınlardan heyetler oluşturarak köy
köy, kasaba kasaba meclisin amaçları halka anlatıldı.
Böylece Türk halkının meclisin etrafında toplanması
sağlandı. Dağılmış ordunun yerine yeni bir ordu kurdu.
Yeni kurulan Türk devletinin ilk anayasası olan 1921
anayasasına göre devletin siyasi yapısı nasıl
şekillendirilmiştir?
Siyasi yapı bölümünde (1-10. madde) egemenliğin
kayıtsız şartsız millette olduğu düşüncesi anayasal hüküm
hâline getirilmişti. Yürütme gücü ve yasama yetkisinin
milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet
Meclisinde toplandığı kabul edilmişti. Böylece Büyük
Millet Meclisi açıldığı andan o güne kadar yaptıklarını
yasal bir çerçeve içine oturtarak egemenlik anlayışında
köklü bir dönüşümü gerçekleştirmişti. Osmanlı
İmparatorluğu’nun Mutlak/Meşruti Monarşi anlayışı
yerine demokrasinin temel ögesi olan millet egemenliği
anlayışını oturtmuştu. Anayasa Türkiye Devleti, Büyük
Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti Büyük
Millet Meclisi hükûmeti unvanını taşır hükmünü getirerek
Osmanlı Devleti’nin artık tarihe karıştığını onun yerine
Türkiye Devleti’nin geçtiğini belirtmiştir. Türkiye Devleti
Hükümeti’nin de Büyük Millet Meclisi Hükûmeti adını
taşıyacağını vurgulayarak Osmanlı Hükümeti’nin yok
olduğuna dikkati çekmiştir. Anayasa Büyük Millet Meclisi
üyelerinin vilayet halkınca seçileceğini seçimin iki yılda
bir yapılacağını seçilen milletvekillerinin seçildiği ili değil
tüm milleti temsil edeceğini, hükûmet üyelerinin kendi
içlerinden birini İcra Vekilleri Reisi” olarak seçeceğini,
İcra Vekillerinin” görev ve yetkilerinin bir yasa ile
belirleneceğini, Meclis Başkanının İcra Vekillerinin”
kararlarını onaylayacağını belirtiyordu. Anayasa şeriat
hükümlerinin yürütülmesi, genel yasaların değiştirilmesi,
kaldırılması, anlaşma ve barış yapılması, yurt savunması
gibi görevlerin de Büyük Millet Meclisine ait olduğunu
vurguluyordu. Tüm bu hükümler Meclis Başkanını devlet
başkanı konumuna getiriyor ve yeni devlet de padişahın
yerinin olmadığını örtülü bir şekilde benimsemiş
oluyordu.
Yeni kurulan Türk devletinin ilk anayasası olan 1921
anayasasına göre devletin idari yapısı nasıl
şekillendirilmiştir?
İdari yapı bölümünde ise (11-23.madde); Anayasa
ülkeyi vilayetlere, vilayetleri kazalara, kazaları da
nahiyelere ayırıyordu. Vilayetlere ve Nahiyelere
“Muhtariyet” veriyordu. Ancak dış ve iç politika, şer’i,
adli ve askerî konularda, uluslararası iktisadi ilişkiler
dışında çıkarılacak yasalar çerçevesinde vakıflar,
medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, ziraat, bayındırlık ve
sosyal yardım işlerinin düzenlenmesinde Vilayet
vakıflarına yetki veriliyordu. Vilayet Şuraları seçimle
oluşacaktı. Vali, Büyük Millet Meclisinin temsilcisi olarak
vilayette bulunacak ve devletin genel ve ortak işlerini
yerine getirecekti. Kazalar valinin emri altında
kaymakamlarca yönetilecekti. Nahiyeler nahiye
müdürlerince yönetilecek. Nahiye Müdürünü Nahiye
Şurası seçecekti, Nahiye Şurası da doğrudan doğruya
nahiye halkınca seçilecekti. Nahiyenin idare heyetini de
Nahiye Şurası seçecekti. Nahiye Şurası ve idare heyetinin
yargısal, iktisadi ve mali yetkileri olacak bunların sınırları
yasalarda belirlenecekti. 1921 Anayasasının öngördüğü
devlet düzeni, yerel yönetimlere ve yerinden yönetim
ilkesine büyük bir önem veren adı konmamış bir
cumhuriyetti.
TBMM’nin tam bir Milli Meclis olma özelliğini
kazandıran durum nedir?
TBMM’ye Türk ve Müslüman olmayanların
dışında kimsenin katılmamış olmasıdır.
TBMM’de İslamcı sosyalizmi savunan grup hangi ad
ile anılmaktaydı?
Yeşil Ordu
Yeşil ordu grubunu gizli bir örgüt olarak
nitelendirilmesinin sebebi nedir?
Örgütlerinin kuruluşunu gösteren resmi bir
belgeyi hükümete vermemeleri.
Yeşil Ordu Cemiyeti’nin hangi vilayetlerde merkezleri
vardı?
Eskişehir ve Ankara
Yeşil Ordu Cemiyeti’nin hangi davranışı Mustafa
Kemal Paşa tarafından hoş karşılanmamış ve tepki
görmüştür?
Yeşil Orcu Cemiyeti’nin Ethem Bey (Çerkez
Ethem) ile görüşmesi
Ethem Bey Yeşil Ordu Cemiyeti’nin propagandasını
nasıl sürdürmekteydi?
Ethem Bey, “Seyyare-Yeni Dünya” adlı “İslam
Bolşevik Gazetesi” çıkararak Yeşil Ordu Cemiyeti’nin
propagandasını sürdürmüştür.
Mustafa Kemal Paşa’nın 14 Ağustos tarihinde
TBMM’de yaptığı konuşma sonrasında Yeşil Ordu
Cemiyeti’nde naısl bir ayrılık başlamıştır?
Mustafa Kemal Paşa’nın 14 Ağustos’ta Mecliste
yaptığı konuşmadan sonra, sol kesim arasında bir ayrılık
başlamıştır. Bu ayrılık, Yeşil Ordu’ya da sıçramış, bir
kısmı Sovyet Devrimi’ne benzer bir devrim modeli
geliştirmeye çalışırken bir kısmı da ulusçu-halkçı bir
düzen kurma modeli oluşturmaya yönelmiştir.
Halk zümresinin siyasi programına göre Halk
zümresinin amacı nedir?
Bu programa göre Halk Zümre’sinin amacı;
ülkede kayıtsız koşulsuz halkı egemen kılmak, çağın
koşullarına ve halkın ihtiyaçlarına göre gerekli olan
yenilikleri yapmak ve gerekli kurumları oluşturmak,
İslamiyet’in kutsal esaslarına dayanarak halkı Asr-ı
saadetteki mutluluğa ulaştırmaktı.
Halk zümresinin siyasi programında hangi vaatler yer
alıyordu?
Halk Zümresi; yürütme gücünü ve yasama
yetkisini halkın büyük şurasında toplayacak, Büyük şura
18 yaşını bitirmiş Liva halkınca genel oy ile seçilecekti.
Programa göre ülke; coğrafi durumu ve iktisadi konumu
itibarıyla nahiye, kaza ve livalar marifetiyle idare
olunacaktı. Halk Zümresi; eğitimin parasız olmasını,
kütüphanelerin ve okulların yaygınlaştırılmasını, ülkede
okumamış kimsenin kalmamasını hedefliyordu. Vergi
oranlarının adalet ölçüsünde belirlenmesini, işçi ve
köylülerin vergi yükünden kurtarılmasını istiyordu.
Toprağın denetiminin devlete ait olmasını, toprağı
olmayanlara hükûmetçe yeterince toprak verilmesini
savunuyordu. Emekçilerin evlerinin sağlık koşullarına
uygun hâle getirilmesini, eczane ve hastanelerin
hükûmetin idaresi altında bulundurulmasını, fakir
çocukların 16 yaşına kadar hükûmetin denetimi altında
tutulmasını öngörüyordu. Adaletin; üyeleri halk tarafından
seçilecek Halk Mahkemeleri tarafından yerine
getirilmesini istiyordu.
TBMM’de oluşan Islahat Grubu nasıl bir amaç
taşıyordu?
egemenliğin kayıtsız şartsız millete verilmesini,
halkın kendi işlerini doğrudan doğruya kendisinin
yürütmesini amaçlamaktadır.
Islahat Grubu TBMM’nin nasıl bir siyasi yapısının
olması gerektiğini savunuyordu?
Yasama ile yürütme yetkisinin Büyük Millet
Meclisinde toplanmasını, Türkiye devletinin, Büyük
Millet Meclisince yönetilmesini, Büyük Millet Meclisinin
de iller halkınca doğrudan doğruya seçilmesini, yasaların
konulması, değiştirilmesi, kaldırılması, antlaşma ve
barışın yapılması ve vatan savunması gibi temel yetkilerin
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmesini istemektedir.
Islahat Grubunun siyasi programında eğitim ile ilgili
nasıl planlar vardı?
Islahat Grubu, en kısa sürede ulusun bütün
bireylerini okuryazar duruma getirmeyi, her ilde bir
öğretmen okulu açmayı, ivedi olarak köylere öğretmen
göndermeyi tasarlıyorlardı. Kızların öğrenimine İslam
gelenekleri çerçevesinde, erkeklerinki kadar özen
gösterileceğini belirten Islahat Grubu, Sultanî okulları
kaldırıp il merkezlerinde yedişer yıllık idadi okulları
açmak ve bu idadilerin son iki yılında meslek okullarına
ilişkin program uygulamak istiyordu. ‹illerin elverişli
görülenlerinde, uygulamalı› tarım okulları ile ebe ve dişçi
ve küçük sağlık memuru okulları açılacaktı.
TBMM’de Terakkiperver-Milliyetperver akımı temsil
edeceğini açıklayan grup hangisidir?
İstiklal Grubu
Tenasüd Grubunun amacı nedir?
Mecliste milletvekilleri arasında mecliste
milletvekilleri arasında dayanışmayı sağlamaktır.
Tenasüd Grubunun siyasi program açıklamamasının
sebebi nedir?
Partileşmeyi düşünmemeleri
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun
kurulma amacı nedir?
Grupların olumsuz tavırlarından rahatsız olan
milletvekillerinin kendi aralarında toplanıp yeni bir grup
kurma isteği ve meclis çalışmalarını daha düzenli bir şekle
sokma amacıdır.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun
siyasi programında neler yer alıyordu?
Grubun iki maddeden oluşan bir programı vardı:
1. Büyük Millet Meclisinde oluşan “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Grubu”nun temel amacı millî
mücadelenin başından beri Erzurum, Sivas Kongreleri’nde
saptanan ve son Osmanlı Meclis-i Mebusanı ile Büyük
Millet Meclisi tarafından kabul edilen Misak-ı Millî
esasları içinde vatanın tamamını ve milletin bağımsızlığını
sağlayacak barışı elde etmektir. Grup bu amaca
ulaşabilmek için milletin tüm maddi ve manevi gücünü
gerek görülen hedeflere yöneltecek ve kullanacak,
ülkedeki resmî ve özel tüm örgütleri ve kuruluşları bu
amaç doğrultusunda kullanmaya çalışacaktır. 2. Grup, bu
amacı gerçekleştirmeye çalışmakla beraber devlet ve
milletin teşkilatını, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu dairesinde
bölüm bölüm tespit edecek ve hazırlamaya çalışacaktır.
İkinci grubun kuruluş amacı nedir?
İkinci Grupçular, Millet Meclisinin hakkını ve
hâkimiyetini savunmak, otokratik şef usulü bir idareye
karşı meşru ve yasal yanıt vermek, yasal kurallara aykırı
millet egemenliği ile örtüşmeyen ayrıcalıkları, örgütleri ve
uygulamaları ortadan kaldırmak için bu grubu
kurduklarını belirtmişlerdir.
Dünya tarihinde siyasi partiler hangi olaydan sonra
ortaya çıkmıştır?
Amerikan Bağımsızlık Savaşı
Türkiye’de parti adıyla kurulan ilk siyasi parti
hangisidir?
Osmanlı Ahrar Fırkası
Osmanlı Devleti’nde partili hayat ne zaman ve nasıl
başlamıştır?
23 Temmuz 1908 yılında II. Meşrutiyete yeniden
geçildiği zaman başlamıştır.
Müdafaa-i Hukuk Hareketi Sivas Kongresi’nden sonra
hangi isim altında birleştirildi?
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Mustafa Kemal Paşa Halk Fırkasını hangi düşünceyle
kurmuştur?
Ülkenin çağdaş dünyada saygın bir yere ulaşacak
atılımları yapabilme düşüncesiyle kurmuştur.
Halk Fırkası hangi olay sonrasında resmi olarak
kurulmuştur?
1 Nisan 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi
seçimlerin yenilenmesi kararı alınca Mustafa Kemal Paşa
8 Nisan 1923’te bir seçim bildiri yayınladı. Bu bildiride
lideri olduğu Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Grubunu (Birinci Grup) Halk Fırkasına (Partisine)
dönüştüreceğini belirtmiş ve 9 Eylül 1923’te Halk Fırkası
kurulmuştur.
Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası kimler tarafından
kurulmuştur?
Yeşil Ordu hareketi dağıldıktan sonra Türkiye
Komünist Fırkası’na geçmeyen milletvekilleri tarafından
kurulmuştur.
Türkiye İştirakiyun Fırkası’nın nelere karşı çıkmasını
halkın ve İslamcı vekillerin tepkisini toplamıştır?
Saltanatın babadan oğula geçmesine, dinî esaslara
dayanan tasarruf hakkına; kiralama gibi “ülkeyi berbat
eden” ve bir avuç azınlığın çoğunluğa egemen olmasına
yol açan haklara karşı çıkması.
Türkiye Halk İştirakiyun Partisi yöneticileri hangi
gelişmelerden sonra faaliyetlerini durdurma kararı
almıştır?
Çerkez Ethem isyanından sonra hem Türkiye
Komünist Partisi hem de İslamcı milletvekillerinin
Türkiye Halk İştirakiyun Partisini gafil ve hain olarak
nitelendirmesinden ve dışarıdan para almakla
suçlamasından sonra bu kararı almışlardır.
Türkiye Halk İştirakiyun Partisi üyelerinden Nazım,
Şeyh Servet ve Mehmet Şükrü Beyler hangi gerekçeyle
İstiklal Mahkemeleri’ne sevk edilmişlerdir?
Hükümeti yasadışı yollardan devirmeyi
amaçladıkları gerekçesiyle sevk edilmişlerdir.
Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluş amacı nedir?
Dış etkilerle ülkenin kimi yerlerinde hissedilen
sosyalist hareketlenmeleri önlemek, hükûmete muhalif sol
güçleri denetim altına almak, emperyalist düşmana karşı
verilecek savaşta Sovyetlerin yardımını daha da
artırabilmek için kurulmuştur.
Türkiye Komünist Partisi’nin parti programında yer
alan amacı nedir?
Rusya’dakine benzer şekilde Anadolu’da işçinin
önderliğinde proletarya diktatörlüğüne dayanan bir
komünizm kurmaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’e göre Cumhuriyet Halk
Fırkasının kurulma amacı nedir?
Kurtuluş Savaşı başarısını siyaset, yönetim ve
ekonomi alanında yapılması gereken inkılaplarla
tamamlamak, yap›lacak ink›laplar› bir programa
dayandırmak, bu programa halkı da katmak, kurulacak
partiyi halkçılık esasına göre yapılandırmaktır.
Cumhuriyet Halk Fırkasını ilkeleri nelerdir?
• Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
• TBMM’nin saltanatın kaldırılmasına ilişkin
kararı değiştirilemez bir ilkedir.
• Ülkede iç güvenliğin kesin olarak sağlanması en
önemli görevlerden biridir.
• Mahkemelerin hızlı bir şekilde adalet
dağıtabilmeleri sağlanacak, yasal mevzuat milli
ihtiyaçlarımıza, bilimsel hukuk anlayışına göre
yeni baştan düzenlenecektir.
• Aflar yönteminde halkın şikâyetine ve
mağduriyetine yol açan kısımlar iyileştirilecek,
tütün ekimi ve ticaretini milletin yararına
dönüştürecek önlemler alınacaktır. Mali kurumlar
çiftçilere, sanayicilere ve ticaretle uğraşanlara
kolayca borç verecek bir şekle getirilecek, ivedi
ihtiyacımız olan demiryolları için vakit
geçirilmeden girişimde bulunulacak, ilk eğitim
birleştirilecek, tüm okullarımız ihtiyacımıza ve
çağdaş esaslara uygun hale getirilecek, sağlık ve
sosyal yardım kuruluşları iyileştirilecektir.
• Askerlik süresi kısaltılacaktır.
• Milletin bağımsızlığı ve vatanın savunulması
uğrunda sakat kalan kişilerin, ordu emeklilerinin,
dul ve yetimlerinin sefaletine meydan
vermeyecek önlemler alınacaktır.
• Memurların atanma, görevden çıkarılma,
yükseltilme, ödüllendirme, emekli edilme
koşulları belirlenecektir.
• Ülkenin hızlı bir şekilde onarılması için özel
şirketlerin kurulması da özendirilecektir. Mali,
iktisadi, idari bağımsızlığımızı sağlamak
koşuluyla bir barış ortamının oluşturulmasına
çalışılacaktır.
29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesinden
sonra cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Paşa’nın
yerine Cumhuriyet Halk Fırkasının genel başkanı kim
gelmiştir?
İsmet İnönü
Cumhuriyet Halk Partisi 1927 kongresinde hangi
ilkeleri benimsemiştir?
Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik ve
Laiklik ilkelerini benimsemiştir.
1930 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılanlar
hangi partiyi kurmuşlardır?
Serbest Cumhuriyet Fırkası
1931 yılındaki seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk
Partisi’nin tüzüğüne hangi ilkeler eklenmiştir?
Devletçilik ve İnkılapçılık ilkeleri.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkanın
değişmesi hangi unsurlara bağlanmıştır?
Ölüm, görev yapamayacak kadar hastalık ve istifa
unsurları.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin kuruluş amacı nedir?
Türk halkının esir edilmesine karşı çıkan bir avuç asker ve sivil aydının öncülüğünde Türk halkı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri adı altında önce bölgelerini daha sonra da tüm ülkenin kurtarılmasını kapsayan bir hareketi başlattı. Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu’ya geçmesinden sonra bu hareketin ivmesi de arttı. Erzurum’da ve Sivas’ta yapılan Kongrelerde millî sınırlar içinde vatanın bölünmez bir bütün olduğu belirtilerek seçimlerin yapılarak halkın temsilcilerinden oluşan Meclis-i Mebusanın toplanması ve ülke sorunlarının burada görüşülmesi, hükûmetlerin de meclisten güç alması istenmiştir.
12 Ocak 1920’de İstanbul’da açılan Meclis-i Mebusan’ın en önemli işi ne olmuştur?
12 Ocak 1920’de Meclis-i Mebusan İstanbul’da açıldı. Padişah açılış törenine katılmadı. Kısa süre çalışmış olan Meclis-i Mebusanın yaptığı en önemli iş 28 Ocak 1920’de kabul ettiği ve 17 Şubat 1920’de Meclis kürsüsünden açıkça okunup oylayarak tüm dünyaya açıklanan ve tarihe Misak-ı Millî (Millî Ant) olarak geçen belgeyi kabul etmesidir.
İngilizlerin 16 Mart 1920’de İstanbul’u fiilen işgal etmelerinin ardından Mustafa Kemal Paşa ne karar almıştır?
Mustafa Kemal Paşa; İstanbul ile iletişimin kesilmesini, işgalci güçlerin Anadolu’ya asker göndermesini sağlayacak stratejik noktaların tutulmasını, belirli noktalarda demiryollarının bozulmasını, Anadolu’daki itilaf Devletleri subaylarının tutuklanmasını, İstanbul’a para ve kıymetli eşya akışının durdurulmasını istedi. İşgalin protesto edilmesini istedi. İstanbul’daki İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikan temsilcilerine, tarafsız devletlerin Dışişleri Bakanlıklarına, İngiltere, Fransa ve İtalya parlamentolarına işgali protesto eden birer telgraf gönderdi. Ayrıca 19 Mart 1920’de Ankara’da bir meclisin toplanacağını belirten bir de genelge yayınladı.
Mustafa Kemal Paşa 24 Nisan 1920’de meclisteki konuşmasının arkasından sunduğu yeni bir hükûmetin kurulmasını öngören teklifi nedir?
Hükûmetin kurulması zorunludur. 2- Geçici olarak bir hükûmet başkanı seçmek veya Padişaha bir vekil tanımak doğru değildir. 3-Mecliste yoğunlaşan millî iradenin doğrudan doğruya vatanın yazgısına el koymuş olduğunu kabul etmek temel ilkedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üstünde bir kuvvet yoktur. 4- Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini kendisinde toplar. Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir heyet hükûmet işlerine bakar. Meclis başkanı bu heyetin de başkanıdır.
Yeni hükûmet nasıl kuruldu?
Yeni bir hükûmetin kurulması› konusu, 25 Nisan’da meclisin gündemini doldurdu. Bunun için öncelikle 15 kişiden oluşan bir Layiha Encümeni, ardından da geçici bir icra Encümeni oluşturuldu. 1 Mayıs 1920’de icra Vekilleri Heyeti’nin oluşum biçimini belirleyen yasa tasarısı Meclise sunuldu ve uzun tartışmalardan sonra 2 Mayıs 1920’de kabul edildi. 3-4 Mayıs’ta seçimler yapılarak 11 kişiden oluşan icra Vekilleri Heyeti belirlendi. Her vekil tek tek doğrudan doğruya milletvekilleri tarafından seçildi. Dolayısıyla da hükûmet üyeleri doğrudan doğruya Meclise karşı sorumlu oldular. Hükûmet başkanlığını Meclis Başkanı yürüttü. Hükûmete de icra Vekilleri Heyeti adı verildi. Böylece İmparatorluk’tan Millî Devlet’e geçişi sağlayacak icra organı oluşturulmuş oldu.
Meclis, otoritesini yurt yüzeyinde kurabilmek için hangi düzenlemeler yapıldı?
Meclis, otoritesini yurt yüzeyinde kurabilmek için yasal düzenlemeler yapıldı, İstiklal Mahkemeleri gibi olağanüstü mahkemeler kurdu, iç isyanları bastırmak mal ve can güvenliğini sağlayabilmek için Seyyar Jandarma Birlikleri oluşturuldu, kamuoyu oluşturabilmek için yazılı sözlü propagandaya büyük bir önem verildi. Anadolu Ajansını destekledi, Matbuat ve İstihbarat Müdürlüğü’nü kuruldu. Başta Hâkimiyet-i Milliye olmak üzere milliyetçi çizgide yayın yapan gazeteleri desteklendi, milletvekillerinden, aydınlardan heyetler oluşturarak köy köy, kasaba kasaba meclisin amaçları halka anlatıldı. Böylece Türk halkının meclisin etrafında toplanması sağlandı. Dağılmış ordunun yerine yeni bir ordu kuruldu.
TBMM ilk anayasayı nasıl oluşturmuştur?
13 Eylül 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın kendi imzası ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na 31 maddeden oluşan ve Vekiller Heyeti’nin siyasi, toplumsal, idari ve askerî görüşlerini özetleyen ve idare teşkilatı hakkındaki kararlarını yansıtan bir öneriyi sundu. Bu belge 18 Eylül 1920’de Meclis gündemine alınmış ve uzun uzun tartışılmıştır. Tartışmalar sonunda tasarı kimi ufak değişikliklerle 20 Ocak 1921’de kabul edilmiştir. 24 maddeden oluşan bu anayasa siyasi yap› ve idari yapıyı belirlemek üzere iki ana bölümden oluşuyordu. Siyasi yapı bölümünde (1-10. madde) egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu düşüncesi anayasal hüküm hâline getirilmişti. Yürütme gücü ve yasama yetkisinin milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinde toplandığı kabul edilmişti. Böylece Büyük Millet Meclisi açıldığı andan o güne kadar yaptıklarını yasal bir çerçeve içine oturtarak egemenlik anlayışında köklü bir dönüşümü gerçekleştirmişti. Osmanlı İmparatorluğu’nun Mutlak/Meşruti Monarşi anlayışı yerine demokrasinin temel ögesi olan millet egemenliği anlayışını oturtmuştu. Anayasa Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti Büyük Millet Meclisi hükûmeti unvanını taşır hükmünü getirerek Osmanlı Devleti’nin artık tarihe karıştığını onun yerine Türkiye Devleti’nin geçtiğini belirtmiştir. İdari yap› bölümünde ise (11-23.madde); Anayasa ülkeyi vilayetlere, vilayetleri kazalara, kazalar› da nahiyelere ayırıyordu.
Meclisin adı nasıl belirlendi?
Meclise verilecek ad konusu daha Meclis açılmadan 11 Nisan 1920 günü Vilayette yapılanan toplantıda gündeme getirildi. İslamcılar meclisin adının “Meclis-i Kebir” veya “Meclis-i Kebir-i Milli”, Türk Ocağı yanlıları “Kurultay” Osmanlıcılar ise “Meclis-i Mebusan” olmasını istiyordu. Milliyetçi ve inkılâpçı milletvekilleri ise Meclisin adının “Büyük Millet Meclisi” olmasın› istiyorlardı. Şerif Bey de Meclisi açış konuşmasında “Büyük Millet Meclisini açıyorum” cümlesini kullanmıştı. Bununla birlikte, Meclis “Hukuk-u Esasiye Encümeni”, hazırladığı raporda, Meclisin tanımını yaptı ve Büyük Millet Meclisi adını benimsedi (15 Ağustos 1920). Daha sonra da buna Türkiye eklenerek meclisin ad› Türkiye Büyük Millet Meclisi oldu.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyelerinin sosyal yapısı nasıldır?
Türkiye Büyük Millet Meclisine katılan üyelerin; %34,2’si sivil bürokrasiden, %24’ü serbest meslek sahiplerinden, %13,2’si askerlerden, %8,6’sı din adamlarından, %12,7’si yerel yönetimlerde görev almış üyelerden, %4’ü doktor ve eczacılardan, %1,2’si aşiret reislerinden, %1’i teknik elemandan oluşuyordu. Bu da TBMM’nin tüm halk kesimini temsil ettiğini gösteriyordu.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyelerinin eğitim durumu nasıldır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi genç ve eğitim düzeyi yüksek bir meclisti. Üyelerinin %39,4’ü yükseköğretim, %27’si ortaöğretim ve %22’si medrese, %3,8’i meslek okulu mezunudur. Milletvekillerinin %45’i fesli, %22’si kalpaklı, %18’i sarıklı, %12,5’inin başı açık, %1,2’si yöresel başlıklıydı. Türkiye Büyük Millet Meclisine katılan milletvekillerinin %50.1’i Türkçe dışında bir yabancı dil biliyordu. 30 yaş grubunda Fransızcanın, 40 ve 50 yaş grubunda ise Arapça ve Farsçanın belirleyici olduğu dikkati çekiyordu.
Halk Zümresi’ni kimler kurdu, programının amacı nedir?
TBMM’de 60-70 kişiden oluşan bir grup milletvekili “Halk Zümresi” adıyla ortaya çıktı(Eylül 1920). Yunus Nadi, Hakkı Behiç, Muhittin Baha, Dr. Adnan Bey gibi tannan isimler de bu zümre içinde yer aldı.
Halk Zümresi; siyasi program yayınladı (8 Eylül 1920). Bu programa göre Halk Zümresi’nin amacı; ülkede kayıtsız koşulsuz halkı egemen kılmak, çağın koşullarına ve halkın ihtiyaçlarına göre gerekli olan yenilikleri yapmak ve gerekli kurumları oluşturmak, İslamiyet’in kutsal esaslarına dayanarak halkı Asrısaadetteki mutluluğa ulaştırmaktı. Halk Zümresi; yürütme gücünü ve yasama yetkisini halkın büyük şurasında toplayacak, Büyük şura 18 yaşını bitirmiş Liva halkınca genel oy ile seçilecekti. Programa göre ülke; coğrafi durumu ve iktisadi konumu itibarıyla nahiye, kaza ve livalar marifetiyle idare olunacaktı›. Halk Zümresi; eğitimin parasız olmasını, kütüphanelerin ve okulların yaygınlaştırılmasını, ülkede okumamış kimsenin kalmamasını hedefliyordu. Vergi oranlarının adalet ölçüsünde belirlenmesini, işçi ve köylülerin vergi yükünden kurtarılmasını istiyordu. Toprağın denetiminin devlete ait olmasını, toprağı olmayanlara hükûmetçe yeterince toprak verilmesini savunuyordu. Emekçilerin evlerinin sağlık koşullarına uygun hâle getirilmesini, eczane ve hastanelerin hükûmetin idaresi altında bulundurulmasını, fakir çocukların 16 yaşına kadar hükûmetin denetimi altında tutulmasını öngörüyordu. Adaletin; üyeleri halk tarafından seçilecek Halk Mahkemeleri tarafından yerine getirilmesini istiyordu. Halk Zümresi ittihatçı-İslamcı-Sosyalist görüşleri birleştirmeye çalışan siyasi bir oluşum olarak görülüyordu.
Islahat (Reform) Grubu’nun amacı nedir?
Islahat (Reform) Grubu, egemenliğin kayıtsız şartsız millete verilmesini, halkın kendi işlerini doğrudan doğruya kendisinin yürütmesini amaçlamaktadır. Yasama ile yürütme yetkisinin Büyük Millet Meclisinde toplanmasını, Türkiye devletinin, Büyük Millet Meclisince yönetilmesini, Büyük Millet Meclisinin de iller halkınca doğrudan doğruya seçilmesini, yasaların konulması, değiştirilmesi, kaldırılması, antlaşma ve barışın yapılması ve vatan savunması gibi temel yetkilerin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmesini istemektedir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun (Birinci Grup) programı nedir?
Grubun iki maddeden oluşan bir programı vardır:
1- Büyük Millet Meclisinde oluşan “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu”nun temel amacı millî mücadelenin başından beri Erzurum, Sivas Kongrelerinde saptanan ve son Osmanlı Meclis-i Mebusanı ile Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Misak-› Millî esasları içinde vatanın tamamını ve milletin bağımsızlığını sağlayacak barışı elde etmektir. Grup bu amaca ulaşabilmek için milletin tüm maddi ve manevi gücünü gerek görülen hedeflere yöneltecek ve kullanacak, ülkedeki resmî ve özel tüm örgütleri ve kuruluşları bu amaç doğrultusunda kullanmaya çalışacaktır.
2- Grup, bu amacı gerçekleştirmeye çalışmakla beraber devlet ve milletin teşkilatını, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu dairesinde bölüm bölüm tespit edecek ve hazırlamaya çalışacaktır.
Yeşil Ordu nasıl kurulmuştur?
İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını adım adım işgal etmeleri, bir kısım Osmanlı aydınını, Batı emperyalizmine karşı savaşan Bolşevizm’e (sosyalizme) yöneltmiştir. Sivas Kongresi’ne katılan üyelerden bazıları geleceğin şarkta olduğunu düşünerek, Anadolu’da Rusya’nın yardımıyla bir devrim yapmayı tasarlamışlardı. Bunların öncüllüğünü de Hakkı Behiç Bey yapıyordu. Sivas Kongresi sonrasında gizli örgütlenmeye geçen bu kişiler, Millet Meclisi açıldıktan sonra Yeşil Ordu adını almışlardır. On dört merkez üyesi milletvekili olan bu örgüt kısa sürede büyümüştür. Milletvekilliği ve icra Vekilliği yetkilerinden yararlanarak rahatça çalışan örgüt üyeleri, örgütlerini daha da geliştirmek için, Mustafa Kemal Paşa’nın ismini de kullanmaktan çekinmemişlerdir. Örgütlerinin kuruluşunu gösterir resmî bir belgeyi hükûmete vermedikleri için Yeşil Ordu Cemiyeti gizli örgüt olarak nitelenmiştir. Yeşil Ordu Cemiyeti’nin Ankara ve Eskişehir’de de birer merkezi vardı. İslamcı sosyalizmi savunan Yeşil Ordu Cemiyeti, Haziran ortalarında “Nizamnamesini” yayınlamıştır. III. Enternasyonale başvurmuş fakat olumlu-olumsuz yanıt alamamıştır. Haziran ayından itibaren komünizm cereyanı Anadolu’ya yayılmıştır. Yeşil Orducular, Ethem Beyle (Çerkez Ethem) ilişki kurmuşlardır. Bu durum Mustafa Kemal Paşa tarafından hoş karşılanmamıştır. Mustafa Kemal Paşa cemiyetten eylemlerini durdurmasını istemiştir. Sosyalizmi tek Kurtuluş yolu olarak gördüğünü söyleyen Ethem Bey, bu doğrultuda kamuoyu oluşturmak için Ağustos sonlarında “Seyyare-Yeni Dünya” adlı bir “İslam Bolşevik Gazetesi” çıkararak Yeşil Ordu Cemiyeti’nin propagandasını sürdürmeye devam etmiştir.
İkinci Grup Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu kimler tarafından kurulmuştur?
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu içinde yer alamayan kimi milletvekilleri Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni ve Necati Bey, Samsun Milletvekili Emin Bey, Kastamonu Milletvekili Besim Bey, Kayseri Milletvekili Rıfat Bey, Mersin Milletvekili Selahattin Bey, Sivas Milletvekili Vasıf Bey, bir araya gelerek Meclis’te yeni bir grup oluşturmaya çalıştı. Bu çaba sonuç verdi ve 1921 sonları 1922 başlarında muhalefet daha örgütlü bir şekil aldı. Böylece Mecliste bir muhalefet grubu doğdu. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde hükûmete karşı muhalefet görevini yapan bu grup, bir süre isimsiz olarak çalıştıktan sonra; “biz de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne mensubuz. Biz de o cemiyet tarafından seçildik. Bizim de ismimiz aynı fakat iki numaralı grubuz” diyerek, kendilerine ikinci Grup adını taktılar.
Türkiye Halk İştirakiyûn Fırkasının kurucuları kimdir?
7 Aralık 1920’de Tokat Milletvekili Nazım, Bursa Milletvekili Şeyh Servet ve Afyon Milletvekili Mehmet Şükrü, Baytar Binbaşı Hacıoğlu Salih, Zeynullah Nuşirevan emeği temel ilke alarak Türkiye Halk İştirakiyûn Partisini kurdular. Emek gazetesini çıkardılar. Yeşil Ordu’nun tabanını kendi yanlarına çekmek için, Yeşil Ordu’nun, Türkiye Halk İştirakiyûn Partisi’ne dönüştüğü propagandasını yaptılar.
Türkiye Komünist Partisi’nin kurulma amacı nedir?
Rusya’da Bolşevik ‹ihtilal sonunda Sosyalist temellere dayanan yeni bir düzen kurulmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi açılınca ilk ilişki Sovyet Rusya ile kurulmaya çalışıldı. Sovyet Rusya’da emperyalizme savaş açan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetiyle iyi ilişki kurmayı çıkarlarına uygun buldu. İki ülke arasında kurulan iyi ilişkiler Sosyalist düşüncenin Anadolu’da yayılmasına yol açtı. 1920 sonbaharında Anadolu’da göz ardı edilemeyecek kadar gelişmiş bir “Bolşevik” kitle oluştu. Hükûmet bu kitleyi denetimi altına almak istedi. Zira bu sırada bazıları komünist bir parti kurarak Anadolu’da sosyalist bir düzene geçmenin mücadelesini veriyorlardı. Oysa “millet, meclis ve hükûmet” böyle bir düzen yanlış olarak gözükmüyordu. Hükûmet, dış etkilerle ülkenin kimi yerlerinde hissedilen sosyalist hareketlenmeleri önlemek, hükûmete muhalif sol güçleri denetim altına almak, emperyalist düşmana karşı verilecek savaşta Sovyetlerin yardımını daha da artırabilmek için, 18 Ekim 1920’de Türkiye Komünist Partisi adı altında bir parti kurdu.
Türkiye Komünist Fırkasının üyeleri kimlerdir?
9 kişilik kurucu heyeti, 30 kişilik “Merkez-i Umumisi” olan partinin üyeleri arasında Hakkı Behiç Bey, İhsan Bey (Cebelibereket), Refik Bey (Konya), Eyüp Bey (Eskişehir), Tevfik Rüşdü Bey, Mahmut Esat Bey, Yunus Nadi Bey, Kılıç Ali Bey, Süreyya Bey gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin aktif üyeleri vardı. Kurtuluş Savaşı’nın asker kadrosunda önemli yerleri bulunan Fevzi Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet ve İsmet Beyler de Parti’ye dâhil olmuşlardı. İşte bu nedenle Mustafa Kemal Paşa, partiyi kuran kişileri “en kıymetli, en namuslu, en vatanperver” kimseler olarak nitelemişti. Türkiye Komünist Partisi, Rusya’da olduğu gibi Anadolu’da da işçinin önderliğinde proletarya diktatörlüğüne dayanan bir komünizm kurmayı amaçlamamaktadır. Türkiye Komünist Partisi, Anadolu’nun ve Türk milletinin koşulları farklı olduğu için Türkiye’ye özgü yukarıdan gelen kanlı olmayan bir komünizmi benimsemiştir.
Cumhuriyet Halk Fırkası nasıl kuruldu?
Savaş sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde oluşturulan Müdafaa-i Hukuk Grubu, Mudanya Mütarekesi’nden sonra artık işlevini tamamlamıştı. Bunun bir siyasal partiye dönüştürülmesi zamanı gelmişti. Zira mecliste yaşanan kimi olaylar da bunu zorunlu kılıyordu. Nitekim Mustafa Kemal Paşa, 6 Aralık 1922’de Halk Fırkası adıyla bir parti kuracağını açıkladı. Atatürk böyle bir parti kurmaktaki amacını şu noktalar üzerine oturtmuştu: Kurtuluş Savaşı başarısını siyaset, yönetim ve ekonomi alanında yapılması gereken inkılaplarla tamamlamak, yapılacak inkılapları bir programa dayandırmak, bu programa halkı da katmak, kurulacak partiyi halkçılık esasına göre yapılandırmak.
Mustafa Kemal Paşa’nın parti kuracağını açıklaması çeşitli tepkiler doğurdu. Özellikle Halkçılık düşüncesine farklı anlamlar yüklenmeye çalışıldı. Mustafa Kemal Paşa ülkenin düşünen kişilerini kurulacak partinin altyapısını hazırlamaya çağırdı. Onların düşüncelerinden yararlanacağını açıkladı. Bunun yanında kendisi de yurt gezisine çıktı. Atatürk yurt gezilerini tamamladıktan sonra Meclisin yenilenmesi konusundaki düşüncelerini hükûmet üyeleriyle de paylaştı. Ancak bu konuda kararı Meclisin vermesi gerekiyordu. Nitekim 1 Nisan 1923’te Aydın milletvekili Esat Efendi ve 120 arkadaşının verdiği seçimlerin yenilenmesini öngören bir yasa teklifi, uzun ve şiddetli tartışmalardan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi ve seçimlerin yenilenmesi kararlaştırıldı.
Seçimler bittikten sonra Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1923’te “Ağustos’un yedinci Salı günü Halk Fırkasına mensup yeni üyelerin bazı konuların müzakeresi için Meclis binasında öğleden sonra saat üçte hazır bulunmalarını isteyen bir duyuru yayınladı. 7 Ağustos 1923’te Müdafaa-i Hukuk Grubu’na bağlı milletvekilleriyle yaptığı toplantıda uzun bir konuşma yaparak ulusal mücadelenin başlangıcından Millet Meclisinin kuruluşuna kadar Müdafaa-i Hukukun ve Halk Partisi’nin kurulma hazırlıklarını anlattı. Hazırlanan 106 madde ile bir ekten oluşan tüzük tasarısını tartışmak üzere milletvekillerine dağıttı. Bu tasarıyı incelemek üzere bir komisyon kuruldu. Tasarının incelenmesi 9 Eylüle kadar sürdü ve 9 Eylül 1923’te Parti kuruldu. 11 Eylül 1923’te toplanan Halk Partisi üyeleri Mustafa Kemal Paşa’yı Parti Başkanlığına, Başvekil Ali Fethi Bey’i Parti Grup Başkanlığına, Recep Bey’i de (Peker’i) Genel Sekreterliğe seçti.
Atatürk İlkeleri ne zaman anayasaya eklenmiştir?
Cumhuriyet Halk Partisi 1927 Kongresi’nde Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik ve Laiklik ilkelerini benimsemiştir. 1931’de Cumhuriyet Halk Fırkası’nın üçüncü kongresi toplanmıştır. Bu kongrede Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk kez programı tartışılarak kabul edilmiş ve 1927 tüzüğünde de bazı değişiklikler yapılmıştır. Partinin programındaki Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik ilkelerine Devletçilik ve İnkılâpçılık ilkeleri de ekilenmiş ve bunların tanımları yapılmıştır. 9 Mayıs 1935’te yapılan Dördüncü Kurultay’da ise dildeki sadeleşmeye uygun olarak Fırka adı Partiye dönüştürülmüş ve Partinin benimsediği ilkeler Kamalizm (Kemalizm) olarak adlandırılmış ve bu ilkelerden bazılarının tanımları yeniden yapılmıştır. Bu ilkeler 5 Şubat 1937’de Anayasaya eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya çıkan grupların ortak odak noktası neydi?
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya çakan gruplara bakıldığında hemen pek çoğunda Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında ortaya çıkan meselelerin çözümüne odaklanmış oldukları dikkat çekmektedir.
Adli meselelerde, toprak rejiminde, eğitimde, idari yapıda reformlar yaparak ülkeyi çağdaşlaştırmak, bunun yanı sıra grupların önemli bir kısmının Rusya’da ortaya çıkan Bolşevik devriminden etkilendiklerini görmekteyiz. Bu açıdan milletvekilleri arasındaki gruplaşmaların keskinleştiğini söylemek mümkün olmakla beraber, sürecin gelişmelerini mutlaka kontrol etmek mevkiinde olan Mustafa Kemal Paşa'nın jeopolitik, stratejik ve uluslararası dengeleri dikkate alarak komünist partisini bile arkadaşlığına kurdurarak kontrol etmeye çalıştıklarını söylemek mümkün görünmektedir.