Çalışma Sosyolojisi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Toplum Ve Çalışma Yaşamında Cinsiyet
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kadınların toplumsal yaşamda karşılaştıkları sorunlara Fonksiyonalist olarak yaklaşan kuramlar neleri ileri sürmektedir?
Fonksiyonalist yaklaşım, toplumu bir organizmaya benzeterek toplum içindeki her bireyin bir rolünün ve işlevinin olduğunu ileri sürmektedir. Bu nedenle fonksiyonalistler, cinsiyetle ilgili konulara rol ve işlev açısından yaklaşmaktadır. Toplumdaki cinsiyete bağlı ayrımlarla ilgilenen fonksiyonalist yaklaşımlar iki ana gruba ayrılmaktadır: • Birinci grup yaklaşım, toplum yapısının ve düzenin sağlıklı bir biçimde oluşup işleyebilmesi için cinsiyete bağlı rollerin ve mevcut yapının sürdürülmesinin önemini vurgularken; • İkinci grup yaklaşım değişen mevcut koşullar içerisinde cinsiyete bağlı rollerin yeniden tanımlanması ve cinsiyetler arasındaki eşitsizliklerin mümkün olduğunca giderilmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Toplumsal cinsiyet kavramının kullanılması ile ilgili sorunlar nelerdir?
Toplumsal cinsiyet kavramı sürekli ve dinamik toplumsal yapı içerisinde dönüşüm geçiren cinsiyete bağlı kimlikleri tam olarak açıklayamamaktadır. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet kavramının yeniden ele alınması gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet kavramı, anlam olarak daralma göstermiştir. Toplumsal cinsiyet kavramı kullanıldığında neredeyse tamamen kadınlar ve kadınların karşılaştıkları sorunlar ifade edilmektedir.
Cinsiyete bağlı iş gücü eşitsizliği hangi durumlara yol açmaktadır?
Cinsiyete bağlı iş gücü eşitsizliği ile kadınların emekleri sınırlandırılmakta ve değersizleştirilmekte, bunun sonucunda erkeklere olan bağımlılıkları arttırılmaktadır. Böylelikle kadın ve erkek arasındaki hiyerarşide erkekler üstün konuma gelmektedir. Dolayısıyla, cinsiyete bağlı iş gücü eşitsizliği cinsel ideoloji ve toplumsal cinsiyet nedeniyle kadın emeğinin sınırlandırılmasını ve değersizleştirilmesini ifade etmektedir.
Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramları arasındaki farklar nelerdir?
Biyolojik olarak cinsiyet, sahip olunan bedensel farklılıkları vurgulamak için kullanılan bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet ise toplumsal yaşamda cinsiyetlerin sahip olduğu görev ve sorumlulukları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Diğer bir ifade ile toplumsal cinsiyet kavramı, salt cinsiyet kavramını ifade etmenin ötesinde farklı amaçlar için kullanılmaktadır. Gerçekten, cinsiyet kavramı sadece fiziksel ve biyolojik açıdan bireyler arasındaki farklılıkları vurgularken toplumsal cinsiyet kavramı cinsiyete dayanan davranışlar, nitelikler, roller gibi bireyler arasındaki farklılıkları vurgulamak için kullanılmaktadır.
Cinsel ideoloji nedir?
Bireylerin toplum içindeki yerleri ve sahip oldukları rolleri belirleyen birçok unsur bulunmaktadır. Bu unsurlardan biri de cinsiyettir. Cinsiyet, gerek biyolojik gerekse de toplumsal anlamlar yüklenmiş olan bir kavramdır. Biyolojik bir ayrı m olan cinsiyet aynı zamanda bütün toplumlarda bireylerin toplum içindeki yeri ve sahip oldukları roller açısından belirleyici bir unsurdur. Bireylerin toplum içindeki statülerinin ve rollerinin cinsiyetleri ile ilişkilendirilmesine cinsel ideoloji adı verilmektedir.
Cinsel ideoloji, toplumsal cinsiyet kavramı ile niçin yakından ilişkilidir?
Çünkü “cinsel ideolojinin temel mekanizması toplumsal cinsiyetin doğallaştırılmasıdır”. Yapılan araştırmalar cinsel ideolojinin bilinen tarih içerisinde cinsiyetin toplumsal ilişkilerde sürekli etkili olduğunu, değişik biçimlerde ortaya çıktığını ve cinsiyetler arasındaki güç dengesinin de değişik biçimlerinin olduğunu göstermektedir. İlk bakışta cinsel ideoloji ile toplumsal cinsiyet kavramlarının birbirlerine çok benzedikleri görülmektedir. Cinsel ideoloji, bireyin toplum içindeki görev ve sorumlulukları ile sahip olduğu haklarının ve statüsünün elde edilmesinde cinsiyetinin belirleyici olduğunu vurgulayan bir kavramdır.
Çatışmacı kuramın temelini hangi görüşler oluşturmaktadır?
Çatışmacı yaklaşım, toplumsal ilişkilerin uyum ve düzenden değil, tam aksine çıkarları birbirine zıt olan unsurlardan oluştuğu görüşünden hareket etmektedir. Bu nedenle, kadın sorunları konusunda çatışmacı yaklaşımın temel hareket noktasını toplumdaki kadın ve erkek rollerinin belirlenmesinde cinsiyetler arasındaki güç farklılaşmasının etkisi olduğu görüşü oluşturmaktadır. Bu yaklaşıma göre, kadınların yaşadıkları sorunların kaynağında bu güç farklılıkları yatmaktadır. Çünkü toplumsal yapıyı belirleyen güç erkeklerin kontrolündedir ve erkekler bu gücü ellerinde tutmak için toplumsal yapıyı buna uygun olarak biçimlendirmektedirler.
Feminizm nedir?
Kadınların gerek toplumsal rol ve statüleri gerekse de çalışma yaşamında sırf kadın oldukları için karşılaştıkları sorunlar nedeniyle bu konuda çeşitli yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlara genel olarak feminizm adı verilmektedir.
Feminist yaklaşımların diğer sosyolojik yaklaşımlardan ayrıldığı en temel nokta nedir?
Feminist yaklaşımların diğer sosyolojik yaklaşımlardan ayrıldığı en temel nokta, feminist kuramların sadece kadınlara odaklanmış olmasıdır. Feminist yaklaşımlar, kadı n sorunlarını farklı boyutlarda ele aldıkları ve sorunların kaynağını farklı nedenlere dayandırdıkları için birbirlerinden farklı söylemler ve yöntemler geliştirmişlerdir. Örneğin, Marksist feminist yaklaşım, sorunu kapitalist üretim ilişkileri çerçevesinde ele alırken ve dolayısıyla “kadınların ekonomik sistemle ilişkisi” üzerinden analizlerini sürdürürken, “toplumsal inşa feminizmi bir bütün olarak cinsiyetlendirilmiş toplumsal düzene ve onu inşa ve muhafaza eden süreçlere bakar.
Erken Dönem Feminist Yaklaşımlar nedir ve kaça ayrılır?
Erken dönem feminist yaklaşımlar, ana akım feminist yaklaşımlarını ifade etmektedir. Bu yaklaşımlar çok sayıda olmakla birlikte dört temel başlık altında incelenebilmektedir: • Liberal Feminist Kuram, • Radikal Feminist Kuram, • Sosyalist Feminist Kuram ve • Marksist Feminist Kuram.
Liberal Feminist Kuram nedir?
Liberal Feminist Kuram, kadınların toplum içindeki eşitliğini esas inceleme konusu olarak ele almıştır. Bu görüşü savunanlara göre biyolojik cinsiyet farklılığı nedeniyle kadınlar gerek ideolojik gerekse de ekonomik anlamda eşitsizlik yaşamaktadırlar. Bu nedenle, bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve böylelikle liberal anlayışa uygun olarak toplum içindeki her bireyin eşit haklara sahip olmaları ve fırsatlardan tam olarak yararlanabilme hakkını elde edebilmeleri gerektiğini savunmaktadırlar.
Marksist Feminist Kuram kadın sorununu Marksist analiz aracılığıyla kaç temel noktada ele alır?
Marksist analiz aracılığıyla üç temel noktada ele almaktadır: • Ücretli iş gücü olarak kadınlar, • Kapitalist gündelik yaşamda kadınlar, • Ev işi ve ev işinin sermaye ile olan ilişkisi açısından kadınlar.
Sosyalist feminist kuram incelemelerini kaç temel nokta üzerinden gerçekleştirmektedir?
Sosyalist feminist kuram incelemelerini dört temel nokta üzerinden gerçekleştirmektedir. Bunlar; • Evin rolü, kadınların evdeki rollerinin bir sonucu olarak ortaya koydukları ev içi emek ve bunun kapitalizme olan katkısı, • Ücret karşılığı emeğini ev dışında sunan kadınların üretim ilişkilerindeki konumları, • Kadınlar ve sınıf arasındaki ilişki, • Ev ve aile perspektifinde kadınların ideolojik anlamda toplumsallaşmadaki rolleridir.
Postmodern feminist kuramlar nelere vurgu yapar?
Postmodern feminist kuramlar, erken dönem feminist kuramların yeterince kapsayıcı olmadığı görüşüyle ortaya atılmış düşüncelerin bir sonucu olarak gündeme gelmiştir. Bu kuramları savunanlar, erken dönem feminist kuramların kadın sorunlarını standartlaştırdığını, çünkü bu kuramların sadece orta ve üst sınıf beyaz kadınların deneyimlerinden yola çıkarak ortaya konulmuş düşüncelerden hareket ettikleri görüşünü savunmaktadırlar. Postmodern feminist kuramların taraftarlarına göre, kadın sorunlarının açık bir biçimde anlaşılabilmesi ve bu sorunlara çözüm getirilebilmesi için her türlü eşitsizlik ve sömürü kaynağının dikkate alınması gerekmektedir, çünkü kadınların birbirinden farklı ezilme biçimleri vardır.
Irk, cinsiyet ve sınıf yaklaşımı savunucuları nelere vurgu yapar?
Irk, cinsiyet ve sınıf yaklaşımı savunucularına göre, kadınların uğradıkları haksızlıklarının asıl kaynağını, bu üç kavramın kesişme noktasında aramak gerekmektedir. Bu görüşü savunanlara göre ırk, cinsiyet ve sınıf kavramları birbirinden farklı olduğu kadar birbiri içine geçmiş sosyal yapıları da ifade etmektedir. Dolayısıyla, bu kavramları ayrı ayrı ama sonuçta bir diğerini unutmadan, beraberce incelemek gerekmektedir; çünkü herkesin ırk, cinsiyet ve sınıf kaynaklı kimlikleri vardır ve bu kimliklere istinaden, bir ilişkide ezilen konumunda olan kadın bir başka ilişkide ezen konumunda bulunabilmektedir.
Çok ırklı feminizm hangi temellere dayanmaktadır?
Çok ırklı feminizm tek bir kurama dayanmamakta, daha çok disiplinler arası bir yaklaşım olarak ifade edilmektedir. Aynı zamanda, çok ırklı feminizm yaklaşımı yöntemsel olarak da çok çeşitli bir yaklaşım kümesini ifade etmektedir. Bu yaklaşımın dayandığı temel ilke, kadınların sahip oldukları deneyimler, sahip oldukları farklı kimlikler nedeniyle birbirinden farklı sonuçların ortaya çıktığı ve bu farklı sonuçların heterojenliği arttırarak genellemeleri imkânsızlaştırdığıdır.
Materyalist feminizm dayanakları nedir ve bunların birbirlerinden farkları nelerdir?
Materyalist feminizm yaklaşımının iki önemli dayanağı bulunmaktadır. Bunlar; • Yapısökümcü feminizm ve • Marksist feminizmdir. Materyalist feminizm; Marksist feminizmi esas almakla beraber yapısökümcü analiz nedeniyle Marksist feminizminden bir noktada ayrılmaktır. Yapısökümcü feminizm olarak adlandırılabilecek yaklaşım daha çok ırk, toplumsal cinsiyet, söylem gibi kavramların maddi gerçekliklerinin toplumsal ilişkileri nasıl biçimlendirdiğine ve bu ilişkilerden kaynaklanan toplumsal sonuçlara odaklanmıştır. Materyalist feminizmin, Marksist feminizmden bir başka farkı da sadece üretim ilişkilerini değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyeti ve cinsiyete bağlı iş bölümünü belirleyen en önemli unsur olan beden ile bedenin özellikleri ve işlevleri üzerinde durarak analizlerini sürdürmesidir.
Çalışma yaşamında kadınların karşılaştıkları sorunların başlıcaları nelerdir?
Bu sorunların başında yeterli eğitim seviyesine sahip olamama, yeterli iş tecrübesine sahip olamama, aile sorumlulukları nedeniyle çalışma yaşamına tam olarak dahil olamama, iş ve meslek ayrımcılığına tabi tutulmaları ile işverenler tarafından ayrımcı lığa uğramaları, aynı vasıf düzeyine sahip olsalar da erkeklerden daha düşük ücret almaları, cam tavan sendromu, çifte vardiya yükümlülüğü, yedek iş gücü ordusu olarak konumlandırılmış olmaları ve örgütlenme ile ilgili sıkıntılar sayılabilir.
Kadınların eğitim açısından dezavantajlı olmasının sebepleri nelerdir?
Kadınlar, toplumsal cinsiyet açısından öncelikle ev kadını ve anne olarak konumlandırıldıkları için eğitim açısından dezavantajlıdırlar. Özellikle gelir düzeyi düşük olan ailelerin bir kısmı, kız çocuklarının eğitim almasını istememektedir ve belirli bir eğitim seviyesinden sonra eğitim almalarını gereksiz görmektedirler. Bunun nedeni yine toplumsal cinsiyet açısından kadınların gelir getirici bir işte çalışmak yerine aile ve ev sorumluluklarını yerine getirecek olmalarıdır. Kısacası, kadınlardan beklenen en önemli sorumluluk annelik ve ev kadınlığıdır ki bunların gerçekleştirilmesi için eğitim almak gerekmemektedir. Kız çocukları ile ilgili bir başka sorun da erken yaşta evlendirilmeleridir. Erken yaşta evlendirilme de kız çocuklarının eğitime ulaşmasının önünde önemli bir engel olarak görülmektedir. Yeterli eğitim düzeyine sahip olamamak, kadınların çalışma yaşamında yer almasını güçleştirmekte ya da vasıfsız işlere yönlenmelerine neden olmaktadır. Diğer bir ifade ile kadınlar sahip oldukları düşük eğitim düzeyi nedeniyle daha düşük vasıf gerektiren işlere yönlenmektedirler.
Kadınların düşük vasıf gerektiren işlerde çalışmalarının sebepleri ne olabilir?
Kadınların düşük vasıf gerektiren işlerde çalışmasının bir başka nedeni de göçtür. Özellikle tarım bölgelerinden kente gelen ailelerde bireyler kentlerin yaşam zorlukları nedeniyle cinsiyet ayrımı gözetmeksizin çalışmaya başlamaktadır. Ancak, gerek eğitim yetersizliği gerekse de tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışmanı n dışında iş deneyiminin olmaması, kadınların düşük vasıf gerektiren işlerde ve çoğunlukla sigortasız olarak çalışmalarına neden olmaktadır.
Kadınların eşleri tarafından çalışmalarına izin verilmemesinin ve çalışan kadınların evlenmeleri ya da anne olmaları sebebiyle çalışma yaşamından bir süreliğine ayrılması nasıl sonuçlar doğurmaktadır?
Kadınların öncelikli sorumluluklarının ve toplum içindeki rollerinin annelik ve ev kadınlığı olduğu yönündeki algının bir sonucu olarak eşleri tarafından çalışmalarına izin verilmediği de görülmektedir. Özellikle, ailenin geçindirilmesi erkeklerin sahip olduğu rol ve yükümlülük ile ilişkilendirildiğinden, ailesinin geçimini sağlayamadığı yönündeki eleştirilerle karşılaşmak istemeyen erkeklerin de eşlerinin çalışmasına izin vermediği görülmektedir. Diğer yandan, çalışan kadınların evlenmeleri ya da anne olmaları nedeniyle çalışma yaşamından ya tamamen ya da bir süre için ayrıldıkları da görülmektedir. Bu durum kadınlar açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle çocuk sahibi olmaları nedeniyle geçici bir süre için çalışma yaşamından ayrılan vasıf düzeyleri görece daha yüksek olan kadınların kariyerleri bundan olumsuz etkilenmektedir. Çalışma yaşamından tamamen ayrılan kadınların kendi çalışmalarının ürünü olan sosyal güvenlikten yararlanma hakları da yok olmakta ve ödedikleri primler boşa gitmektedir. Dolayısıyla kadınlar sosyal güvenlik anlamında da eşlerine bağımlı hâle gelmektedirler.
Cam Tavan Sendromu nedir?
Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları bir diğer sorun da cam tavan sendromudur. Cam tavan sendromu her ne kadar cinsiyet farkı gözetmeksizin hem kadın hem de erkekler için söz konusu olsa da yine toplumsal cinsiyette olduğu gibi daha çok kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunları ifade etmek için kullanılmaktadır. Cam tavan sendromunda kadınlar, özellikle üst düzeylere yükselirken görünmeyen engellerle karşılaşmaktadırlar. Bu görünmeyen engeller yine toplumsal cinsiyetten kaynaklanmaktadır. Kadınlar kariyer basamaklarında yükselseler de yükseldikleri bu pozisyonların genellikle düşük ücretli ve stratejik olarak daha az önemi olan pozisyonlar olduğu görülmektedir.
Çifte vardiya nedir?
Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları bir başka sorun çifte vardiyadır. Ev işleri ve çocuk bakımı gibi işlerin kadınların asli görevi olduğu düşüncesi nedeniyle çalışan kadınların işte çalışıp mesailerini tamamladıktan sonra eve gidip evde de çalışmayı sürdürmeleri “çifte vardiya” ile sömürülmelerine ve ezilmelerine neden olmaktadır.
Yedek iş gücü ordusu neyi ifade etmektedir?
Yedek iş gücü ordusu üç ana grupta oluşmaktadır: • Gizli, • Gezgin ve • Durgun. Gizli yedek iş gücü ordusu ihtiyaç nedeniyle bir kere kullanılan ve ihtiyaç giderildikten sonra kullanılmasından vazgeçilen iş gücünü ifade etmektedir. Gezgin yedek iş gücü ordusu mevsimlik çalışanları geçici işlerde iş bulduklarında çalışanları; durgun yedek iş gücü ordusu ise sürekli işsizliği ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Kadınların yedek iş gücü olarak konumlandırılıp konumlandırılmadıkları tartışmalı bir konudur. Bununla birlikte kadınlardan yedek iş gücü ordusu olarak da yararlanıldığına dair birçok örnek vardır.
Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların çözümü için kadınların örgütlenmesi ve örgütlü hareket etmesi önemlidir. Özellikle, çalışma yaşamının önemli aktörleri arasında yer alan sendikalara bu konuda çok iş düştüğü ifade edilmektedir. Bununla birlikte kadınlarla sendikalar arasındaki ilişkilerinin de yeterince güçlü olmadığı açıktır. Bunun nedenleri nelerdir?
Kadınlar ve sendikalar arasındaki ilişkilerin yeterince güçlü olmamasının en önemli nedenlerinden biri, sendikaların başlangıçta erkek egemen kurumlar olarak oluşmuş olmaları ve bu nedenle de kadın istihdamına başlangıçta olumsuz yaklaşmış olmalarıdır. Aynı zamanda kadınların sendika üyelikleri doğal karşılanmamakta, onların sendikalarda üst düzeyde yönetici olmalarına izin verilmemekte ve kadınlardan gelen talepler genellikle göz ardı edilmektedir. Bunlara ilave olarak, kadınların cinsel ideoloji ve toplumsal cinsiyetten kaynaklanan aile sorumlulukları da sendikal faaliyetlere katılmak için zaman ayırmalarına izin vermemektedir. Diğer yandan eğitim düzeyleri düşük olan ve düşük vasıf gerektiren işlerde çalışan kadınlar da sendikal faaliyetlere yakın durmamaktadır. Ayrıca, kadın iş gücünün büyük bir bölümünün kayıt dışı ve sigortasız olarak çalışmasının yanı sıra sendikalaşma oranının genel olarak düşük olduğu hizmet sektöründe veya yine sendikalaşma oranının düşük olduğu veya hiç olmadığı esnek çalışma biçimleri çerçevesinde çalışıyor olmaları da sendikalaşma oranlarını düşürmektedir.
Cinsel İdeoloji nedir?
Bireylerin toplum içindeki statülerinin ve rollerinin cinsiyetleri ile ilişkilendirilmesine cinsel ideoloji adı verilmektedir.
Biyolojik cinsiyet nedir?
Biyolojik olarak cinsiyet, sahip olunan bedensel farklılıkları vurgulamak için kullanılan bir kavramdır.
Toplumsal Cinsiyet nedir?
Toplumsal cinsiyet, toplumsal yaşamda cinsiyetlerin sahip olduğu görev ve sorumlulukları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır.
Toplumsal cinsiyet neden kültürel bir olgudur?
Toplumsal cinsiyet bir sosyalleştirme aracıdır. Bireyler doğdukları andan itibaren ait oldukları cinsiyet ve bu cinsiyetin sahip olması gereken davranışsal özellikler kendilerine benimsetilmektedir.
Toplumsal Cinsiyet Kavramı nedir?
Kadın ve erkek arasındaki fizyolojik ve biyolojik farklılıkları, toplumsal açıdan ortaya koymak ve sosyolojik ve kültürel anlamda vurgulamak için tercih edilen kavramdır.
Patriarka ne anlama gelir?
Patriarka, erkek egemen toplum yapısını ifade eden kavramdır. Toplumsal düzen erkeklerin otoritesine bağlı olarak gerçekleştirilir ve soy ilişkilerinde erkek egemenliği vardır. Türkçe karşılığı olarak “ataerkillik” ve “pederşahilik” kavramları da kullanılmaktadır.
Feminizim nedir?
Feminizm, kadın sorunlarına eğilmiş yaklaşımların genel ismidir. Birden çok yaklaşım bulunmaktadır. Kadınların toplum içindeki eşitsiz durumlarının ve uğradıkları haksızlıkların ortaya konulmasının yanı sıra kadınların içinde bulundukları sorunların nasıl çözülebileceğine ilişkin yaklaşımlar temel inceleme
konularını oluşturur.
Kast sistemi sosyolojik anlamda nasıl tanımlanır?
Sosyolojik anlamda kast sistemi soy, ırk ya da cinsiyete bağlı, sınırları keskin olarak belirlenmiş bir toplumsal tabakalaşma sistemini ifade etmek için kullanılır.
Çokırklı feminizm yaklaşımı nedir?
Bu yaklaşımn dayandığı temel ilke, kadınların sahip oldukları deneyimler, sahip oldukları farklı kimlikler nedeniyle birbirinden farklı sonuçların ortaya çıktığı ve bu farklı sonuçların heterojenliği arttırarak genellemeleri imkânsızlaştırdığıdır.
Yapısökümcü feminizm nedir?
Yapısökümcü feminizm, toplumsal cinsiyetin kültürel bir olgu olduğunu ve dil tarafından biçimlendirildiğini savunan görüştür.
Beyaz yakalı iş gücü ne demektir?
Beyaz Yakalı iş Gücü, hizmet sektöründe özellikle de büro işlerinde çalışan iş gücünü ifade etmek için kullanılan deyimdir.
Mavi yakalı iş gücü ne demektir?
Sanayi sektöründe, daha çok bedensel emeğini sunan iş gücüne de Mavi Yakalı iş Gücü adı verilmektedir.
Cam tavan sendromu nedir?
Cam Tavan Sendromu, çalışma yaşamında kadınların, kariyer basamaklarında yükselirken karşılaştıkları görünmeyen engelleri ifade eden kavramdır.
Kadınlar için çifte vardiya ne anlama gelmektedir?
Çifte Vardiya, çalışan kadınların iş yerlerinde mesailerini tamamlayıp eve geldikten sonra bile ev işleri ve çocuk bakımıyla uğraşmaları nedeniyle günün büyük bir bölümünü çalışarak geçirmek zorunda kalmalarını ifade eden bir deyimdir.
Gizli yedek iş gücü ne anlama gelmektedir?
Gizli yedek iş gücü ordusu ihtiyaç nedeniyle bir kere kullanılan ve ihtiyaç giderildikten sonra kullanılmasından vazgeçilen iş gücünü ifade etmektedir.
Gezgin yedek iş gücü ne anlama gelmektedir?
Gezgin yedek iş gücü ordusu mevsimlik çalıflanları geçici işlerde iş bulduklarında çalışanları ifade eder.
Durgun yedek iş gücü ne anlama gelir?
Durgun yedek iş gücü ordusu, sürekli işsizliği ifade etmek için kullanılan bir kavramdır.
Yedek iş gücü ordusu görüşü nedir?
Karl Marx tarafından ileri sürülen Yedek iş Gücü Ordusu görüşüne göre, kapitalist sistem mevcut işçilere her an işlerini kaybedeceklerini hatırlatmak ve böylelikle dirençleri için bilinçli olarak bir miktar işsizlik oluşturmaktadır ya da ihtiyaç duyulduğunda çalıştıracağı bir miktar iş gücünü hazırda bekletmektedir.
Eşit işe eşit ücret uygulanmakta mıdır?
Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlardan biri de eşit işe eşit ücret alamamalarıdır. Yapılan araştırmalar, kadınların aynı işi yapmalarına, aynı vasıf düzeyine sahip olmalarına rağmen erkeklere göre daha az ücret aldıklarını göstermektedir. Bu o kadar yaygın ve önemli bir sorundur ki Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) “Eşit Değerde iş için Erkek ve Kadın işçiler arasında ücret eşitliği hakkında 100 Sayılı Sözleşmeyi” kabul etmiştir. Ancak, “eşit işe eşit ücret” amacına ulaşılabildiğini söylemek henüz mümkün değildir.
Kadınlar sosyal güvenlik anlamında neden kocalarına bağımlı kalır?
Çalışma yaşamından tamamen ayrılan kadınların kendi çalışmalarının ürünü olan sosyal güvenlikten yararlanma hakları da yok olmakta ve ödedikleri primler boşa gitmektedir. Böylece sosyal güvenlik açısından da kocalarına bağımlı hale gelmektedirler.