Çalışma Sosyolojisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Teknoloji Ve Çalışma Yaşamı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Teknoloji nasıl tanımlanabilir?
Teknolojinin tutarlı ve herkes tarafından kabul edilir tanımını yapmak mümkün olmasa da yapılan çeşitli tanımlar şöyle sıralanabilir: • Teknoloji karma bir disiplin olup; felsefeciler, iktisatçılar, sosyologlar, mühendislik ve uygulamalı bilim tarihçilerinin doğal ortak zeminidir. Bu nedenledir ki, kavramın tanımlanması üzerine tartışmalar devam etmekte kesin bir tanıma ulaşılamamaktadır. • Teknoloji “bir sanayi alanında gücü ve bilgiyi biriktirme, denetleme, işleme, iletme gibi amaçlarla oluşturulan makinelerin, araç gereçlerin, aygıtların ve yöntemlerin tümünü kapsayan uygulama bilgisi” olarak tanımlanmaktadır. • Teknoloji, örgütün amaçlarını gerçekleştirebilmek için işçilerin kullandığı tüm kuramsal ve teknik bilgilerdir. • Bir diğer tanıma göre teknoloji; “üretim sürecinde kullanılan makine ve donanımda yapılan icatlar, çeşitli yenilikler ve bilimsel etkinlikler”dir. • Teknoloji kavramı, “bir örgütün girdilerinin çıktılara nasıl dönüştürüldüğünü” ifade eder. Tüm örgütler finansal, insan ve fiziksel kaynaklarını mal ya da hizmetlere dönüştürmek için bir ya da daha fazla sayıda teknolojiye sahiptir. Örgütteki teknoloji araç, gereç, teçhizat ve diğer tüm insan dış nesneleri içerir. • Teknoloji, bilimsel bilgilerin üretim için kullanılmasını sağlar. Her örgüt ürettiği ürünlere uygun teknoloji kullanır. Teknoloji, toplumsal değişmede önemli bir kaynak olup; çevremizi incelediğimizde teknolojinin yarattığı değişimleri kolaylıkla görebiliriz. Örneğin otomobiller, gemiler, uçaklar, mutfak eşyaları, televizyon önemli birer teknolojik değişme kaynağıdırlar.
Teknolojik değişme nasıl ifade edilebilir?
Teknolojik değişme temel olarak, üretim faaliyetlerinde kullanılan makine, teçhizat, emek ve yöneticilik unsurlarının bilgi temelli gelişimini ifade eder. Teknolojik değişime, basit anlamıyla teknolojideki ilerleme olup, üretim fonksiyonunun yukarıya doğru kaymasıyla ortaya çıkar.
Woodward araştırmasının ilk amacı olan klasik yaklaşımın öne sürdüğü” her yer ve koşulda geçerli en iyi örgüt yapısı ve sistemi bulunduğu” iddiası desteklenmiş midir?
Araştırmaya başlarken Woodward’ın ilk amacı, klasik yaklaşımın öne sürdüğü “her yer ve koşulda geçerli en iyi örgüt yapısı ve yönetim sistemi bulunduğu” iddiasını test etmektir. Ancak araştırma sonuçlarının bu iddiayı desteklememesi üzerine veriler yeniden incelenmiş ve örgütlerin kullandıkları teknoloji ile örgüt yapıları arasındaki ilişkiler ele alınmıştır. Woodward ekibi araştırma konularını, işletmelerin kullandıkları teknoloji üzerine yoğunlaştırmıştır. Woodward araştırması, örgütün bütünü ile ilgili olup, örgütü bir bütün olarak karakterize eden teknoloji ile örgüt yapısı arasındaki ilişkiler üzerinde durmuştur. Bu yaklaşım “Modal Teknoloji” olarak adlandırılmaktadır.
Aston Grubu araştırmasının örgüt içinde yer alan birim teknoloji ile ilgili saptadığı nedir?
Aston grubu örgüt içindeki her alt sistemde var olan “birim teknoloji” ile ilgilenmiştir. Söz konusu araştırma, teknoloji ile örgüt yapısı arasındaki ilişkide örgüt büyüklüğünün önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Woodward’ın bulgularıyla bu noktada farklılaşan sonuçlara göre, örgüt ne kadar küçük ise teknolojinin yapısal etkileri o derece geniştir. Büyük örgütlerde ise teknolojinin yapısal etkileri, iş akışlarıyla ilgili değişkenler de yoğunlaşmaktadır. Bununla birlikte, birimlerin kullandığı teknoloji ne kadar otomasyona yönelmişse birimlerin o kadar mekanik (uzmanlaşmış) bir örgüt yapısına sahip oldukları, dolayısıyla standart yol ve yöntemlerin ayrıntılı bir şekilde kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlar Woodward araştırması ile aynı yöndedir.
Trist ve Bamforth’un çalışmalarında teknolojinin örgüt yapısı üzerindeki etkisi ve işleyişe dair ne gibi sonuçlara ulaşılmıştır?
Trist ve Bamforth’in çalışmalarında, kömür çıkarmada yapılan teknolojik değişmelerin örgüt yapısı ve işleyişi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Söz konusu araştırmada, kullanılan teknoloji ile örgütün çeşitli yönleri arasındaki ilişkiler incelenmiş ve teknoloji ile sosyal sistemin etkileşim içinde oldukları ve bunlardan birinin tek başına belirleyici olmadığı gözlenmiştir. Kömür kesiminin ve malzemelerin taşınması işleminin makineleşmesi, geleneksel ekiplerin bozulup, yerlerine uzak mesafelere yayılmış geniş işçi vardiyalarının oluşmasını zorunlu kılmıştır. Bu değişikliğin sonuçları, çalışmanın anlamının kaybolması, anomi ve düşük verimlilik olmuştur.
Burns ve Stalker in çalışmasında ele alınan işletmelerin örgüt yapıları ve yönetim uygulamaları dış çevre koşulları tarafından nasıl etkilendiği araştırmasının sonucunda nasıl bir tespit elde edilmiştir?
Burns ve Stalker’ın asıl sorusu; “işletmelerin örgüt yapıları ve yönetim uygulamaları (süreçler) dış çevre koşulları tarafından nasıl etkilenmektedir” şeklindedir. Önerilerine göre teknolojideki değişme oranı, örgütteki en iyi yapıyı tayin eden temel faktördür. Bu nedenle “çevre” unsurunu “teknoloji ve pazardaki değişim hızı” boyutunu dikkate alarak incelemişlerdir. Buradaki değişme hızı, yeni buluşların ortaya çıkması, teknolojik yenilikler, yeni ve değişik mal talebindeki artış gibi konuları içermektedir. Burns ve Stalker’ın araştırmaları sonucu ulaştıkları nokta; “Örgüt yapısı ile örgütte kullanılan süreçler, çevre koşullarına bağlı olan bir bağımlı değişken olarak ele alınırsa, “en iyi” sayılacak bir örgüt yapısına ulaşmak için izlenecek bir seri ilke yoktur” şeklinde olmuştur.
James Thompson’a göre bir örgütün kullandığı temel teknolojiler nelerdir?
Örgütün kullandığı temel teknolojiler kısaca şöyle açıklanabilir: • Çözümleyici teknoloji; bu tür teknolojinin en önemli özelliği, yapılan faaliyetlerin belirli grup veya kişileri birbirine bağlamasıdır. Örneğin telekomünikasyon firmaları, telefon eden ile edileni birbirine bağlayan örgütlerdir. Bir örgüt bu şekilde bir teknoloji kullanıyorsa bu örgütlerde standartlaştırma son derece önemli olacaktır. • Bağlı teknolojiler; bu tür teknolojinin en önemli özelliği yapılan faaliyetlerin birbirine bağlı olmasıdır. Örneğin, örgütte B faaliyeti ancak A faaliyeti yapıldıktan sonra mümkün olabilir. Bu teknolojide faaliyetler arası ilişkiler bir sıralı bağlılık şeklindedir. Kitle üretimi bu tür teknolojinin en güzel örneğidir. • Yoğun teknoloji; en önemli özelliği bir işi başarmak için yapılacak olan faaliyetlerin hepsinin karşılıklı olarak birbirine bağlı olmasıdır. Örneğin, hastane bu tür teknoloji kullanan bir örgüttür.
Perrow’a göre bir örgütte amaçları gerçekleştirmek için yapılan işler nelerdir?
Perrow’a göre bir örgütte amaçları gerçekleştirmek için yapılan işler iki ana grupta toplanabilir: • Rutin işler ve • Rutin olmayan işler. Rutin işler; standartlaştırılmış, işleyişi kural ve prosedürlere bağlanmış bir sistemi ifade etmektedir. Rutin olmayan işler ise zor ve çeşitli problemleri içeren birçok beklenmeyen olayları içermektedir.
Perrow’a göre, teknolojilerle örgüt yapısı arasındaki temel ilişki nasıl açıklanabilir?
Perrow’a göre, teknolojilerle örgüt yapısı arasındaki temel ilişki şöyle açıklanabilir; “Eğer yapılacak işler az ise, işi yapacak olanlar gerekli bilgi ve tekniklere sahipse ve sonuçları önceden kestirmek mümkün ise bu durumlarda mekanik (bürokratik) örgüt yapısı daha uygun olacaktır. Eğer sorunlar açık ve seçik değilse yapılacak işleri anlamak zor ise ve daha önce denenmiş belirli teknikler mevcut değilse, bu tür örgütlerde organik bir yapı daha uygun olacaktır”. Perrow’a göre sürekli olarak yeni, çeşitli sorunlarla karşılaşan, bu sorunları çözmek için hazır teknik ve yöntemlere sahip olmayan, dolayısıyla araştırma ihtiyacı yüksek olan örgütler rutin olmayan teknolojileri kullanacaklar ve bu örgütlerin yapısı da organik türde olacaktır. Bu çalışmalardan çıkarılabilecek genel sonuç, örgüt yapısının dizaynında ve örgütte kullanılan çeşitli süreçlerin etkinliğinde, kullanılan teknolojinin önemli bir rol oynadığıdır. Kullanılan teknoloji türüne göre değişik bir örgüt yapısı uygun olacaktır. Yani her durum ve koşul kendine uygun bir örgüt yapısı gerektirecektir.
Ürün teknolojisinde, kitlesel üretim esasına dayalı ilk örnek nedir?
Ürün teknolojisinde, kitlesel üretim esasına dayalı ilk örnek, Albay Samuel Colt’un toplu tabancayı icat etmesi olarak belirtilebilir.
Fordist üretim sisteminin temel yapısını teşkil eden uygulama nedir?
Fordist Üretim Sisteminin temel yapısını teşkil eden “bant sistemini” ilk uygulamaya koyan, üretim sürecine adını veren, otomotiv endüstri şirketi Ford olmuştur.
Fordizm nedir?
Fordizm, Henry Ford tarafından 1900’lü yılların başında geliştirilmiş ve ilk kez Ford otomobil fabrikasında uygulanmaya başlanmış bir üretim organizasyon biçimidir. Fordist iş organizasyonunda üretim sürecindeki küçük parçalara bölünen işler, yapılış sırasına göre bir hatta dizilmekte, işçilerin üretim sırasında işi gereği parça almak ya da alet/makine kullanmak için gidiş gelişleri önlenmektedir. Bunun yerine, üretim sürecinin gerektirdiği işlem sırasına göre dizilmiş makineler ve iş istasyonları boyunca hareket etmesi sağlanmakta ve böylece Fordist montaj hattı (akar band) ortaya çıkmaktadır. Diğer bir ifade ile Fordist üretim; son derece özel, tek amaçlı makineler ve eğitimsiz, niteliksiz iş gücü kullanılarak, üretimin sürekli kayan bir bant hattı üzerinde yapılmasını ifade etmektedir.
Fordist üretimin en önemli özelliklerinden biri nedir?
Fordist üretimin en önemli özelliklerinden biri tekrara dayalı çalışma şeklidir. İşçiler aynı görevi günde yüzlerce kez tekrarlamak zorundadırlar. Bu süreçte işçi tamamen karar süreçlerinin dışında bırakılmaktadır. Üretim esnasında hiçbir şekilde bir yetki ya da sorumluluk üstlenmemekte, sadece kendisine verilen görevi yerine getirmektedir. Bir diğer ifade ile işçinin üretim üzerindeki kontrolü tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
Marx’ın yabancılaşma kavramı ile Fordist üretim modelinin nasıl bir ilişkisi vardır?
Fordist çalışma ile iş gücünün vasıfsızlaştığı iddiasında bulunan yazarlar, Marx’ın yabancılaşma kavramını temel alarak, sistemin yabancılaşmaya yol açtığını düşünmektedirler. Örneğin Blauner, teknolojinin bireyin işine yabancılaşmasına neden olduğunu iddia etmektedir. Blauner’e göre, en yüksek seviyede yabancılaşma üretim bant işçilerinde gerçekleşmektedir. Üretim bandındaki teknoloji tecrübesini sadece ekonomik bir ödül ile ayakta duran bir faaliyete dönüştürmemekte, aynı zamanda çatışmayı kışkırtıp sosyal entegrasyonu en aza indirgemektedir.
Fordist üretim biçiminin 1970’lere gelindiğinde krizin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşüncesi hangi nedenlere dayanmaktadır?
İlgili nedenler şunlardır: • “Fordist” üretimin önemli bir özelliği olan yüksek düzeyde iş bölümü yani “aşırı uzmanlaşma” sonucu çalışanların giderek işe yabancılaşmaları, • İç piyasanın giderek doyuma ulaşması, • Bu dönemde dünyayı saran küresel krizin varlığı, • Krizle birlikte rekabetin yoğunlaşması, • Teknolojik dönüşümün hızlanması ve • Maliyetlerin aşağı çekilmesi zorunluluğu, • Kitle tüketiminin zora girmesidir.
Post-Fordizim kitle üretimine ne gibi özellikler eklemiştir?
1970’lerden sonra yaşanan köklü dönüşümler, kimi yazarlar tarafından yaygın bir biçimde Post-Fordizm olarak tanımlanan yeni üretim paradigmasının ortaya çıkışı olarak yorumlanmaktadır. Post-Fordizm, kitle üretimine esneklik, kalite ve vasıf gibi yeni özellikler ekleyerek Fordizm’in kimi boyutlarını tersine çevirmektedir.
Post-Fordizm için de kullanılan esneklik kavramı nasıl tanımlanabilir?
Esneklik, çalışma yaşamı kurallarının çalışılan zaman, istihdam biçimleri, üretim sistemleri açısından yumuşatılması şeklinde tanımlanabilir. Esneklik kavramı, ürünün niteliğinde, emek piyasalarında, katı Fordist düzenlemelerin ve standardizasyonun esnetilmesi, yumuşatılması anlamına da gelmektedir.
Post–Fordizm’in Japon üretim sistemi ile bağlantısı nedir?
Japonya’da geliştirilen ve Japon üretim sistemi olarak nitelendirilen Post-Fordizm, kelime anlamı olarak “Fordizm sonrası”na karşılık gelmektedir. Post-Fordizm de büyük fabrikalar bölünüp parçalanmış, üretim giderek daha küçük işletmelere, atölyelere kaydırılmıştır. Bilgisayar ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde üretim dünyanın birçok yerinde, aynı anda örgütlenebilir ve aynı anda örgütlenmesi değiştirilebilir hale gelmiştir.
Post–Fordist üretimin Fordist üretimden temel farklılığı nedir?
Post-Fordist üretimin, Fordist üretimden en temel farklılığı, iş gücünün üretim süreci içerisindeki rolünde ve iş gücünün örgütlenmesinde görülmektedir. Fordizmin niteliksiz veya yarı nitelikli iş gücü Post-Fordizm’de yerini nitelikli iş gücüne bırakmıştır. Fordist kitle üretimi, büyük ölçekli üretimin gerçekleştirildiği bir yöntemdir. Post-Fordizm ise tam aksine, tüketici beklentilerine dayalı, düşük miktarlarda gerçekleştirilen üretimi ifade eden bir kavramdır. Fordist üretimde, bant akışının sürekli kılınması, ürünlerin çok miktarda ve standardize üretimi, buna uygun sınırlı amaçlı makinelerin geliştirilmesi, işçilerin aşırı uzmanlaşmaya gitmesi ve sıkı bir biçimde denetimi söz konusudur. Fordist üretimde vasıfsız çalışanlar ve zaman standardı söz konusu iken PostFordist üretimde vasıflı çalışanlar ve zaman egemenliği vardır. Fordist üretimde makine temposuna ayak uydurmak önemli iken Post-Fordist üretimde montaj hattından bağımsızlık söz konusudur.
Yalın üretim nedir?
Yalın üretim, üretim sistemlerinde yeni bir milenyumu temsil etmektedir. Sistem seçkin, farklı bir üretim modeli önermekte ve çalışanlar yalın üretim sisteminde seri üretimin aksine, daha özgür bir ortamda yaratıcı vasıflarını ön plana çıkarmaktadır.
Yalın üretim anlayışının karşılığı olan Toyota üretim modelinde esneklik üretim sürecine hangi iki yöntem ile kazandırılmaktadır?
Yalın üretim anlayışının karşılığı olan Toyota üretim modelinde esneklik, üretim sürecine iki yöntem ile kazandırılmaktadır. Bunlar; • Üretim sürecinde fonksiyonel olarak birbirleriyle ilişkili makinelerin belirli bir plan içerisinde yerleştirilmesi ve • Çok fonksiyonlu-vasıflı iş gücünün oluşturulmasıdır.
Teknolojilerin niteliği ve değişim hızı, işin organizasyonu ne için önemlidir?
Teknolojilerin niteliği ve değişim hızı, işin yeniden organizasyonu ve aynı zamanda gerek duyulan vasıfların güncellenmesi açısından önemlidir. Yeni üretim teknikleri ve bilgi teknolojisinin gelişimi, istihdamda ciddi bir yapısal değişime neden olmaktadır.
Yeni teknolojilerin istihdam üzerindeki etkisi ile ilgili olan üç yaklaşım nedir?
İlgili üç yaklaşım şunlardır: • İstihdamı Arttırıcı Etkisi (İyimserler), • İstihdamı Azaltıcı Etkisi (Kötümserler), • Dengeci Yaklaşım (Ilımlılar).
Yeni teknolojilerin istihdam arttırıcı etkisi nasıl açıklanabilir?
Yeni teknolojilerin istihdam üzerinde olumlu etki göstereceğini savunan bu yaklaşıma göre, yeni teknolojiler istihdamın artmasına ve çalışma hayatının kalitesinin yükselmesine yol açacaktır. Yüksek teknoloji kullanan Japonya gibi ülkelerde, işsizlik oranının diğer ülkelere oranla düşük olması iyimserlerin görüşünü desteklemektedir. Mincer ve Danninger (2000) kısa dönemde teknolojik gelişmenin hızının, toplam işsizlik üzerindeki etkisinin belirsiz olduğu ancak uzun dönemde işsizliği azalttığı sonucuna varmıştır.
Yeni teknolojilerin istihdamı dengeleyici yaklaşım nasıl açıklanabilir?
Dengeci yaklaşıma göre, teknolojik gelişme, insanların onu kullanış amaç ve tarzına bağlı olarak farklı şekillerde algılanabilmektedir. Teknolojinin mutlak anlamda istihdam açısından olumsuz etkisinin olacağını düşünmek yanlış olacaktır. Bu yaklaşıma göre; • Bir taraftan “yeni teknoloji ve yayılma hızının”, • Diğer taraftan “yeni teknolojilerin uygulanması sonucunda ortaya çıkan yapısal değişikliklere karşı ekonominin uyum sağlama yeteneğinin” dikkate alınması gerekmektedir.
Teknoloji nedir?
Teknoloji, “bir sanayi alan›nda gücü ve bilgiyi biriktirme, denetleme, işleme, iletme gibi amaçlarla oluşturulan makinelerin, araç gereçlerin, aygıtların, yöntemlerin tümünü kapsayan uygulama bilgisi” olarak tanımlanmaktadır.
Teknolojik değişme nedir?
Teknolojik değişme temel olarak, üretim faaliyetlerinde kullanılan, makine, teçhizat, emek ve yöneticilik unsurlarının bilgi temelli gelişimini ifade eder.
İşverenin iş gücü talebinde nitel ve nicel değişikliklere ne sebep olmuştur?
Yeni teknolojiler kapsamında iş gücünden tasarruf
sağlamaya yönelik yenilikler, işçilerin bilgi ve becerilerine dayanan ürün yenilikleri ve örgütsel değişim doğrultusunda yaşanan esnek düzenlemeler, işverenin iş gücü talebinde nicel ve nitel değişime neden olmuştur.
Bilgi toplumunun teknolojik yayılımı neyi ortaya çıkarmıştır?
Brzesinski'nin "Teknokratik çağı" olarak nitelendirdiği, bilgi toplumunun teknolojik yayılımı, bilgi işçisi olarak ifade edilen yeni bir işçi türünü ortaya çıkarmıştır.
Bilgi işçisi nedir?
Bilgi işçisi, işine, el becerileri ve kol gücü yerine, eğitimi sırasında öğrendiği kavramları, fikirleri, kuramları katan kişilere denir.
Altın yakalı işçi nedir?
Altın yakalı işçi: beyaz yakalı işçinin kafasını, mavi yakalı işçinin kolunu birleştiren, yüksek vasıflı ve çok yönlü işçi olarak tanımlamaktadır.
Yeni teknolojilerin istihdam üzerindeki etkisi konusundaki farklı yaklaşımlar nelerdir?
Yeni teknolojilerin istihdam üzerindeki etkisi konusundaki farklı yaklaşımlar: istihdamı artırıcı etkisi (iyimserler), istihdamı azaltıcı (kötümserler), ve dengeci yaklaşım (ılımlılar).
Çekirdek iş gücü nedir?
Yeni teknolojilerin ve üretim tekniklerinin gerektirdiği yeteneklere sahip olan ve sürekli çalışmak üzere istihdam edilen kişilerdir.
Çevre iş gücü nedir?
Piyasa koşullarına göre işe alınıp, piyasadaki daralmayla birlikte firmanın pazardaki rekabet gücüne göre geçici, standart dışı istihdam ilişkileri çerçevesinde iş gücüdür.
Dengeci yaklaşım ne ifade eder?
Dengeci yaklaşım göre, teknolojik gelişme, insanların onu kullanış amaç ve tarzına bağlı olarak farklı şekillerde algılanabilmektedir. Bu yaklaşıma göre, bir taraftan "yeni teknoloji ve yayılma hızının", diğer taraftan "yeni teknolojilerinin uygulanması sonucunda ortaya çıkan yapısal değişikliklere karşı ekonominin uyum sağlama yeteneğinin" dikkate alınması gerekmektedir.
Esnek zamanlı çalışma nedir?
Esnek zamanlı çalışma, işçilerin işe başlama ve bitirme saatlerinin değişebileceği (işletme yönetiminin belirlediği bir sınır çerçevesinde) çalışma sürelerine yönelik düzenlemedir.
Kayan iş süresi nedir?
Kayan iş süresi, çalışanların blok süre olarak belirlenen sürede zorunlu olarak çalışmak koşuluyla, günlük işe başlama ve işi bitirme zamanını veya belli bir zaman dilimi içinde ortalama günlük çalışma süresini aşmadan günlük çalışma süresi uzunluğunu da kendilerinin belirlediği
bir çalışma modeli olarak tanımlanabilir.
Kısmi süreli çalışma nedir?
Tam zamanlı çalışanlarla kıyaslandığında, normal iş süresinden daha az olan çalışmadır.
Kısmi süreli çalışmanın temel özellikleri nelerdir?
Kısmi süreli çalışmanın 3 temel özelliği bulunur. Bunlar:
-Birinci özelliği, çalışma süresinin, normal çalışma süresinden önemli ölçüde kısa olmasıdır.
-İkinci özelliği düzenli yapılmasıdır. Bu özellik kısmi süreli çalışmayı mevsimlik ve geçici çalışmadan ayırmaktadır.
-Üçüncü özelliği ise isteğe bağlı olmasıdır.
Tele çalışma nedir?
Tele çalışma, "iş yeri merkezinden uzak bir mekanda, iş yerindeki işçilerden ayrı yapılan ve ayrı mekanda çalışmaya yeni iletişim teknolojilerinin imkan verdiği bir çalışma şekli" olarak tanımlanmıştır.
İş paylaşımı nedir?
İş paylaşımı, tam gün çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesini, sorumluluklarının ve iş karşılığında elde edilen ödül ve kazançların iki kişi tarafından paylaşılmasıdır.
Sıkıştırılmıi iş haftası nedir?
Sıkıştırılmış iş haftası, haftalık toplam çalışma süresinin hafta içindeki günlere dağılımında değişiklik yapılarak daha az günde yoğunlaştırılmasıdır.
Çağrı üzerine çalışma nedir?
Çağrı üzerine çalışma önceden yapılan bir hizmet akdi uyarınca, işçinin işveren tarafından çağrıldığında iş yerine gelerek çalışmasıdır.
İş paylaşımı ilk olarak nerede uygulanmıştır?
İş paylaşımı, ilk olarak Amerika'da uygulanmış olup daha sonra Avrupa'da uygulanmaya başlanmıştır.
Yalın üretim nedir?
Yalın üretim, temelde seri üretimin yerine alternatif olarak gösterilen Japon imalat tekniklerini bir bütün olarak tanımlamakta ve imalat alanında bütünsel bir dönüşümü ifade etmektedir.
Tavistock yaklaşımı ne üzerinde durur?
Tavistock yaklaşımı veya bilinen adıyla sosyo-teknik sistem teorisi üretimin teknik sistem ile işin sosyal sistemi arasındaki bağlar üzerinde durur.