İletişim Sosyolojisi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Basın Özgürlüğü
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Avrupa’da düzenli, periyodik bir görünümü yansıtması bakımından ilk gerçek gazete denilebilecek yayınların başladığı yüzyıl hangisidir?
XVII. yüzyıl.
1609’da Strasbourg’da haftalık olarak Almanca yayınlanan ve bugünkü anlamda ilk olan gazete hangisidir?
Bugünkü anlamda ilk gazete 1609’da Strasbourg’da haftalık olarak Almanca yayınlanan Avisa, Relation oder Zeitung’dur.
Batı Avrupa’da XVII. yüzyılda güçlenen liberalizm akımının basın özgürlüğü alanındaki ilk önemli temsilcisi John Milton’un basın özgürlüğü tarihi açısından bir klasik sayılan Areopagitica: John Milton’dan İngiltere Parlamentosu’na Sansürsüz Basım Hakkında Söylev başlıklı yazısı ne zaman kaleme alınmıştır?
XVII. yüzyılın ortalarında 1644’te sansür yasasının geçerli olduğu bir dönemde kaleme alınmıştır.
J. Milton basın özgürlüğünün toplum açısından yararlarını kaç noktada toplamıştır, belirtiniz?
J. Milton basın özgürlüğünün toplum açısından yararlarını altı noktada toplamıştır:
- Kötü ve yanlışfikirlerin yok edilebilmesinin en güvenceli yolu olan basın özgürlüğü, gerçeklerin serbest olarak yayılımına olanak sağlar.
- Bize yeni ve garip gelmeleri nedeniyle iyi fikirleri de kötü olarak mahkûm etmemiz tehlikesi her zaman vardır; basın özgürlüğü bunun önüne geçer.
- Kötülük kaynakları çoktur ve bunların çoğuna insanların ulaşabilmesinin önüne basılmış eserlerin sansür edilmesi ile geçilemez.
- İnsanların pek çoğu sansür görevini yapabilecek yetenekte değildir; bu yetenekte olan insanların ise pek azı böyle bir görevi kabul eder.
- Eserlerin ancak pek azı bütün kısımları itibariyle kötüdür; böyle olunca sansürlenen bir eserde az sayıdaki kötü kısımlar için okuyucu eserin kapsadığı bütün iyi kısımlardan mahkûm edilir.
- Bir kişinin okuduğu eserdeki iyi ve kötü kısımları bizzat kendisinin ayırması hayat tecrübesi bakımından en önemli yararı sağlar.
1632-1704 yılları arasında yaşamış liberalizmin öncü isimlerinden biri olarak hangi düşünür, 1694’de parlamentoda basın üzerindeki devlet sansürünün neden kaldırılması gerektiğini on sekiz madde ile açıklayan bir konuşma yapmış, sansüre devam etmenin önemli ekonomik sonuçları olacağını, sansürün İngiliz basımcılarının ticaretini zedelerken, onların diğer ülke basımcıları ile rekabetini zorlaştıracağını ileri sürmüştür?
1632-1704 yılları arasında yaşamış liberalizmin öncü isimlerinden John Locke, 1694’de parlamentoda basın üzerindeki devlet sansürünün neden kaldırılması gerektiğini on sekiz madde ile açıklayan bir konuşma yapmış, sansüre devam etmenin önemli ekonomik sonuçları olacağını, sansürün İngiliz basımcılarının ticaretini zedelerken, onların diğer ülke basımcıları ile rekabetini zorlaştıracağını ileri sürmüştür.
İngiliz filozof John Stuart Mill tarafından kaleme alınan On Liberty (Özgürlük Üzerine) (1859) başlıklı eserin ikinci bölümünde, düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğünü haklı ve zorunlu gösteren nedenler ne şekilde sıralanmıştır, belirtiniz?
İngiliz filozof John Stuart Mill tarafından kaleme alınan On Liberty (Özgürlük Üzerine) (1859) başlıklı eserin ikinci bölümünde, düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğünü haklı ve zorunlu gösteren nedenler şu şekilde sıralanmıştır:
- Hükümet ya da sivil toplum tarafından yanlış olduğu iddiasıyla susturulan herhangi bir düşünce aslında doğru olabilir,
- Bir düşünce yanlış bile olsa, içinde birkaç dirhem hakikat de bulunabilir,
- Herhangi bir konuda egemen olan görüş, hemen hiçbir zaman hakikatin tamamı değildir. Bu nedenle tam hakikate ancak bu düşünceyi diğer düşüncelerle, zıt görüşlerle karşılaştırılarak varılabilir (…).
Peterson basına getirilen eleştirileri kaç maddede özetlemiştir, belirtiniz?
Peterson bu eleştirileri yedi maddede özetlemiştir, bunlar: 1) Basının iktidarını kendi amaçları için kullandığı, medya patronlarının özellikle politik ve ekonomik konularda kendi görüşlerini yaydıkları; 2) Basının büyük şirketlerin hizmetinde olduğu ve reklam sektörünün editöryel bağımsızlığa yer vermeyecek şekilde denetimi elinde tuttuğu; 3) Basının sosyal değişime direndiği; 4) Sansasyonel haberlerin ve eğlencenin yayın içeriklerinde daha çok yer edindiği; 5) Basının kamu ahlakını tehlikeye attığı; 6) İnsanların özel hayatlarına saldırdığı ve 7) Belirli bir sosyoekonomik sınıfın kontrolünde olduğu, yönündeki eleştirilerdir (1963).
10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin 19. maddesinde iletişim özgürlüğü kavramı nasıl özetlenmiştir, belirtiniz?
10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin 19. maddesinde iletişim özgürlüğü kavramı şöyle özetlenmiştir: “Herkesin, hiçbir sınır tanımadan kendi istediği şekilde enformasyondan yararlanma; düşünce edinme ve yazma bakımından fikir ve ifade özgürlüğü vardır.”
1979’da tamamlanan UNESCO’nun hangi raporunda “iletişim hakkı” ele alınmış ve bu hakkın artık haberleşme hakkının ötesinde, ileti alma ve bilgilendirme hakkını da içerdiği ve iletişimin, tarafların bireysel ve kolektif olarak içinde demokratik ve dengeli bir diyalog sürdürdükleri, çift yönlü bir süreç olduğu kabul edilmiştir?
1979’da tamamlanan UNESCO’nun McBride Raporunda “iletişim hakkı” ele alınmış ve bu hakkın artık haberleşme hakkının ötesinde, ileti alma ve bilgilendirme hakkını da içerdiği ve iletişimin, tarafların bireysel ve kolektif olarak içinde demokratik ve dengeli bir diyalog sürdürdükleri, çift yönlü bir süreç olduğu kabul edilmiştir.
John Keane, modern devletin başlangıcından bu yana süren, günümüzde artarak devam eden birbirleriyle bağlantılı hangi siyasal sansür türlerinin özel ilgiye değer olduğunu belirtmektedir?
John Keane, modern devletin başlangıcından bu yana süren, günümüzde artarak devam eden birbirleriyle bağlantılı beş siyasal sansür türünün özel ilgiye değer olduğunu belirtmektedir. Bunlar olağünüstü hal erkleri, silahlı gizlilik, yalan söylemek, devlet reklamcılığı ve korporatizmdir.
Siyasal sansür türlerinden olan “Olağanüstü hal erkleri” ne şekilde açıklanabilir, belirtiniz?
“Olağanüstü hal erkleri” hükümetlerin özellikle kriz dönemlerinde ulusal güvenlik gerekçesiyle “ön engelleme” ve “yayın sonrası sansür” yoluyla medyalar üzerinde siyasal baskı uygulamalarıdır. Ön engelleme sözlü, görsel ya da basılı yayının devlet yetkililerince önceden denetlemesi (ki bunun yolu resmi ya da resmi olmayan hükümet sözcüleriyle dostça konuşma ve kokteylerden, basit isteklere, telefonla yapılan uyarılardan, zorunlu ve ihtiyari kuralların konmasına dek uzanır); yayın sonrası sansür ise yayınların yasaklanması, toplatılması, malzemenin üretildiği teknik araçlara el konulması, basımevlerinin vd. kapatılması gibi yaptırımları kapsamaktadır.
Politik bir sansür türü olarak beliren “korporatizm” nedir, açıklayınız?
Politik bir sansür türü olarak beliren “korporatizm” çeşitli sivil toplum örgütleri ile devlet görevlileri arasında gizli ve kamusal sorumluluktan uzak pazarlıklar yapılması, pazarlıkların ve korporatist nitelikli ilişkilerin yapısı gereği kitle iletişim araçları yoluyla kamuya açılmaması olarak açıklanabilir.
Yeni sansür biçimleriyle çoğalan baskıyı bertaraf etmek ve iletişim özgürlüğünün sınırlarını genişletmek için uğraş veren yeni toplumsal hareketler ile onlara bağlı grupları besleyen tartışmaları kuşatan kavramlar neler etrafında yoğunlaşmaktır, belirtiniz?
Yeni sansür biçimleriyle çoğalan baskıyı bertaraf etmek ve iletişim özgürlüğünün sınırlarını genişletmek için uğraş veren yeni toplumsal hareketler ile onlara bağlı grupları besleyen tartışmaları kuşatan kavramlar “radikal medya”, “barış gazeteciliği”, “alternatif yayıncılık” etrafında yoğunlaşmaktır.
Osmanlı döneminin basın alanına ilişkin 1864 tarihli ilk kapsamlı yasal düzenlemesi hangisidir?
Osmanlı döneminin basın alanına ilişkin ilk kapsamlı yasal düzenlemesi 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi'dir.
Âli Kararname'si kaç yılında yayınlanmıştır?
1867’de yayınlanan Âli Kararname yayınlanmıştır.
Kim döneminde hükümetin çıkacak gazeteleri önceden denetleyeceği bildirilmiş, hazırlanan çeşitli listeler ile “grev, suikast, kargaşalık, hürriyet, vatan, Bosna, Hersek, Makedonya, Kanun-i Esasi” gibi kelimelerin kullanılması yasaklanmıştır?
II. Abdülhamit’in istibdat döneminde, hükümetin çıkacak gazeteleri önceden denetleyeceği bildirilmiş (Topuz, 2003); hazırlanan çeşitli listeler ile “grev, suikast, kargaşalık, hürriyet, vatan, Bosna, Hersek, Makedonya, Kanun-i Esasi” gibi kelimelerin kullanılması yasaklanmıştır.
Hangi kanunun ilgili maddesinde “Matbuat (basın) kanun dairesinde serbesttir ve neşir edilmeden (yayınlanmadan) evvel teftiş ve muayeneye tabi değildir” ifadesiyle basın özgürlüğü anayasal güvenceye bağlanmıştır?
1924 tarihli Teşkilâtı Esasî’ye Kanunu’nun 77. maddesinde yer alan “Matbuat (basın) kanun dairesinde serbesttir ve neşir edilmeden (yayınlanmadan) evvel teftiş ve muayeneye tabi değildir” ifadesiyle basın özgürlüğü anayasal güvenceye bağlanmıştır.
Şeyh Sait ayaklanmasını takiben, hangi tarihte Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesiyle sansür uygulamalarına geri dönülmüştür.
Şeyh Sait ayaklanmasını takiben, 4 Mart 1925 tarihinde Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesiyle sansür uygulamalarına geri dönülmüştür.
Hangi parti basın özgürlüğünü sağlamayı programına almış ve “basının dördüncü güç olduğu”na ilişkin kabulle birlikte, 21 Temmuz 1950’de yürürlüğe giren 5680 Sayılı Basın Kanunu’nu hazırlamıştır?
14 Mayıs 1950 seçimlerini kazanarak iktidara gelen Demokrat Parti (DP), basın özgürlüğünü sağlamayı programına almış ve “basının dördüncü güç olduğu”na ilişkin kabulle birlikte, 21 Temmuz 1950’de yürürlüğe giren 5680 Sayılı Basın Kanunu’nu hazırlamıştır.
Basın ve hükümet arasındaki ilişkilerin bozulduğunun göstergesi olan 1954 tarihli kanun hangisidir?
Basın ve hükümet arasındaki ilişkilerin bozulduğunun göstergesi, 1954 tarihli “Neşir Yoluyla veya Radyo ile İşlenecek Bazı Cürümler Hakkındaki Kanun”dur.
Hangi tarihli anayasa, “Basın hürdür; sansür edilemez” ilkesini benimsemiş ve basın özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri uygulamada devlete sorumluluklar vermiştir?
1961 Anayasası, “Basın hürdür; sansür edilemez” ilkesini benimsemiş ve basın özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri uygulamada devlete sorumluluklar vermiştir.
1964 yılında yürürlüğe giren hangi yasa ile kamu hizmeti yayıncılığı, yasal teminat altına alınmış ve kurumun özerk bir yapıya kavuşturulması doğrultusunda adımlar atılmıştır.
1964 yılında yürürlüğe giren Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Yasası ile kamu hizmeti yayıncılığı, yasal teminat altına alınmış ve kurumun özerk bir yapıya kavuşturulması doğrultusunda adımlar atılmıştır.