Ekonomi Sosyolojisi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Değişen Çalışma Kültürü
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Çalışma etiği ne demektir?
Çalışma etiği, üretken emeğe ya da çalışmaya, çalışanlar ya da bu emeği harcayanlar tarafından kendi başına bir olgu olarak değer verilmesini; toplumsal baskıların, teşvik primlerinin ya da işverenlerin işgüçlerinden azami çıktıyı elde etmek amacıyla geliştirdikleri, başka araçların sağlayabileceğinden daha fazla çaba harcanmasının özendirilmesini anlatan bir terimdir.
Meslek nedir?
Meslek, insan yaşamını sürdürülebilmesi için yaptığı genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. Türkiye’de resmi olarak tanımı yapılmış 600 civarından meslek vardır.
Weber’e göre Protestanlık modern kapitalizmi nasıl etkilemiştir.
Protestanlık, Tanrı ile kul arasındaki aracı kurumları devreden çıkartarak kişiyi sadece Tanrı ile baş başa bırakmıştır. Dolayısıyla gelişmenin önündeki gelenekten kaynaklanabilecek engellerin tasfiyesi için uygun bir ortam doğurmuştur. Hedonist yaşam biçimine ve gösteriş tüketimine karşı çıkmıştır. Bu da modern kapitalizmin gelişme aşamasında, ortaya çıkan, kendisini gelenekselliğin ayak bağlarından kurtarmış, yaşama zevkini bırakıp kendisini çalışmaya vermiş olan, akılcı püritan kişilik tipi, modern kapitalizmin gelişimi için son derece uygun bir ethos geliştirmiştir. Bir diğer ifade ile dünyevi asketik (çileci) Hristiyanlık, mal sahibi olmanın dünyevi zevkine var gücüyle karşı çıkmış, tüketimi özellikle de lüks tüketimi sınırlamıştır. Buna karşılık mal kazancını psikolojik olarak geleneksel ahlakın yasaklarından kurtarmış, kazanç uğraşının zincirlerini kurtarıp bunu yalnız yasal hâle getirmekle kalmamış, ayrıca doğrudan doğruya Tanrının isteği olarak görmüştür. Ancak kapitalist ruh ile dolu olan Püritanlar, dünya işlerinden uzaklaştırdığı için, zamanla kiliseye karşı da kayıtsız hâle gelmişlerdir. Sonuçta, kendisini ritüel (ayinle ilgili) zevklerden arındırmış, bedensel hazlarını denetim altına almış, çalışmayı/üretimi bir ibadet hâline dönüştürmüş, rasyonel düşünmeyi ve dünyayı amaçları doğrultusunda en ekonomik şekilde dönüştürmeyi kendisine ilke edinmiş püritan, modern/endüstriyel toplumların prototipi olmuştur.
Tüketim toplumunun püritan iş etiği üzerindeki etkisi nedir?
Püritan iş etiği tüketim toplumun etkisiyle püritan değerler meşruiyetini kaybetmeye başlamıştır. Kapitalizmin kitle üretimi ve kitle tüketimi, hedonist bir yaşam biçimi pompalamaktadır. Çalışmak ve başarmak gibi püritan değerlerin yerine, artık, nasıl harcamalı, nasıl eğlenmeli tarzındaki normlar öne geçmeye başlamıştır. Bir diğer ifade ile yeni yapıda, önceki dönemi yaratan iş etiği aşınmakta, sorumluluk ve iş disiplini açısından kriz oluşmaktadır. Böylece yetersiz üretim ve aşırı talep bir araya gelmekte ve bundan doğan sorunlar oluşmaktadır. Din temelli veya seküler, rasyonel esasa dayalı, ahlak da değer kaybetmektedir.
Geleceğe yönelik yapılan iş tahminlerine göre iş yapım şekilleri nasıl değişecektir?
Gelecekte iş yapım şekillerinin öngörülen değişmesi şöyle özetlenebilir: • Zihin işleri bilgisayarlar tarafından yapılabilecektir. • İşgücüne duyulan ihtiyaç azalacaktır. • Çalışanların yarıdan fazlası ücret almayacak, • İşyerine gitmeden çalışma istihdamın yarısını oluşturacaktır. • Çalışma disiplinde gerilemeler olacaktır, • Boş zaman etkinliklerinin sayısı artacaktır, • Ortaya çıkacak yeni meslekler bilgi yoğunluklu yaratıcılık gerektiren meslekler olacaktır.
Pre-modern toplumlardaki çalışma kavramı nasıldır?
Pre-modern toplumlarda günümüzdeki anlamıyla bir çalışma söz konusu değildir ve pre-modern insan “doğal” bir insandır. Bu toplumlarda ekonomik faaliyetler, sadece var olmak için yeterlilik ilkesine göre düzenlenir; çiftçiler ya da zanaatkârlar çalışmaya, sadece geçimlerini sağlayacakları bir gözle bakarlar ve daha fazla da bir şey beklemezler. Buna karşılık iktisadi yaşam, atadan kalma usullerle, geleneksel kurallara göre biçimlenir.
Frued’a göre narsisizmin ayırt edici özellikleri nelerdir?
Freud’a göre, narsisizmin iki ayırt edici özelliği vardır: • Birincisi megalomani, • Diğeri ise ilgilerinin dış dünyadan yani insanlardan ve şeylerden uzaklaşmasıdır. Dış dünyadan çekilen libido “ben”e yönelir ve böylece narsisizm adı verilebilecek tutuma yol açar. “Kişi kendisini beğenmezse ölür.” atasözünde olduğu gibi, bireyin yaşayabilmesi için belli bir düzeyde narsisizme gereksinimin olduğu sıkça vurgulanır. Freud’un birincil narsisizm dediği şekilde, doğuştan her insan narsisisttir; “ben”in gelişmesi bu birincil narsisizmden uzaklaşmaya bağlıdır. Ancak bireyin gelişim sürecinde, bazı olumsuz koşullar yüzünden ağır güvensizlik durumlarında, nesnelere yüklenen libidosunu, geri kendi bedenine ve benliğine yöneltmesi durumu söz konusudur ki buna Freud ikincil narsisizm der. Bu durumda birey dış nesnelere olan sevgi ve ilgi bağlarını kendi bedenine ve benliğine yöneltir. Çevredeki uyaran ve nesnelere ilgileri, bağları azalır; içine kapanır ve giderek iç dünyası ve kendi uyaranları ile ilgilenir.
Weber’e göre modern kapitalizm ortaya çıkışındaki en önemli unsur nedir?
Weber’e göre modern kapitalizmin ortaya çıkışındaki asıl belirleyici unsur Protestanlıktır.
Püritanların çileciliği (asketizmi) nasıldır?
Püritanlerin asketizmi (çileciliği), daha çok üretmek, buna karşılık, daha az tüketmek şeklinde kendini gösterir. Meslek kavramı tanrı buyruğu olarak kabul edilir ve çok çalışmak kutsallaştırılır. Âdeta bütün ahlaki kurallar bir tür pragmatizme dönüştürülmüştür.
Boş zaman ile çalışma arasındaki farklar nelerdir?
Çalışma, gerginlik, çaba, gayret ve zahmet içerir oysa boş zaman çabasız, rahat ve zevk vericidir. Çalışma, zorlama ve zorlukla yapılır oysa boş zaman zorlamasız ve varoluşu sürdürmek için zorunlu değildir. Çalışma bir amaca yönelik bir araç olarak görülür oysa boş zaman kendi içinde bir amaç olarak kabul edilir. Çalışma diğerleri için harcanmış zamandır oysa boş zaman insanın kendi zamanıdır. Çalışmanın toplumsal olarak yararlı ve toplum için zorunluluk olduğuna inanılır oysa boş zamanın tadı bireysel olarak çıkartılır. Çalışma, ödüllendirilir oysa boş zaman kendi kendinin ödülüdür ve kendi kendini tatmin eder. Çalışma sıklıkla rutindir. Buna karşılık boş zaman bir özgürleşme veya tatildir, rutinden özgürleşmeye ve kendi içinde seçim yapmaya imkân sağlar. Endüstriyel çalışma başkalarınca örgütlenir, sıkı sıkıya programlanmış ve saatler tarafından düzenlenmiştir oysa boş zamanda, insan işvereninden, zamanlamadan, programlardan ve sistematikleştirmelerden kurtulmuştur. Çalışmayı, oyun ya da sanat gibi başka hoşa giden uğraşlardan ayırt etmenin en iyi yolu, zorunluluk ilkesidir.
Hage ve Powes'a göre, zekâ (inteligence) ile yaratıcı zihin (creative mind) hangi tür toplumları ifade etmektedir?
Hage ve Powes zekâ (inteligence) ile yaratıcı zihni (creative mind) karşı karşıya koymaktadır. Onlara göre birincisi, endüstri toplumunu; ikincisi, post-endüstriyel toplumunu temsil etmektedir.
Çalışma kavramının tanımı nedir?
Çalışma en geniş anlamıyla insanın yarar sağlamak amacıyla aklı, elleri, alet ve makine yardımıyla madde üzerinde uyguladığı ve sonunda insanı etkileyerek onu değiştiren eylemlerin tümüdür.
Tarihçi H. Stutgard Hughes’e göre göre Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki nasıldır?
Hughes’e göre Weber’in yaklaşımı zor anlaşılır ve geniş ölçeklidir. Weber, bilim adamı özelliklerinin yanı sıra ilgili dokümanları, dikkatli bir biçimde, yaratıcı cesaret ile birleştirmiştir. Weber’in çalışmasını, kapitalizmin gelişiminde Protestanlığı, tek belirleyici faktör değil, onu etkileyen bir faktör olarak anlanması gerektiğini savunmuştur.
Boş zaman nedir?
Boş zaman çalışmaktan farklı olan zaman veya koşuldur.
Weber öncesi ve sonrasında diğer tarihçilere göre modern kapitalizmin ortaya çıkış nedenleri nelerdir?
Weber’den önce ve Weber’den sonra, çok sayıda tarihçi, modern kapitalizmin oluşumunu, “sermaye birikimi”, “Yahudi etiği”, “Rönesans” “reform hareketleri” ve bunlarla bağlantılı “matematiğin, kantitatif/bilimsel düşüncenin” gelişimi gibi Protestan etik tezinin dışında faktörlerle açıklamak yoluna gitmişlerdir.
Post-endüstriyel toplumlarda yeni kişilik tipleri nasıl olacağı öngörülmektedir?
Post-endüstriyel toplumlarda püritan etiğin en temel unsuru olan rasyonellik yerini, yaratıcılığa bırakacağı şeklinde bir düşünce ortaya çıkmaktadır. Hage ve Powers gibi bazı yazarlar, rasyonel püritanın endüstri toplumunun kişilik tipini temsil etmesine karşılık, yaratıcı ve birleşik benliğe sahip insanın post-endüstriyel toplumun kişilik tipini oluşturacağını iddia etmektedirler; çünkü post-endüstriyel çağda daha çok yaratıcılığa gereksinim duyulacağından bu çağ, insanı, yaratıcı ve birleşik benlikle hareket etmeye zorlayacaktır. Bir başka yaklaşıma göre post-endüstriyel toplumların insan tipi barışık kişilik olacaktır. Barışık kişiliği üreteceği kültürde barışık bir kültür olacaktır. Barışık kültür tanımı gereği ahlak karşıtıdır. Püritan kültüründe olduğu gibi, ahlakçı bir kültürde toplumun talepleri ile bireyin arzusu arasındaki karşıtlık, bir yasağın uygulanması ile çözülür; davranışları yöneten tartışmasız olarak benimsenmiş normlar, panik ve umutsuzluğu yatıştıran unsurlar olarak işlev görür. Barışık hazcının tek biçimli normu, püritan karşıtı olmak, simgesel olarak anarşist ahlaki taleplere uymak, önceki kuşaklardan devralınmış tüm değerlerden kuşku duymak, özel herhangi bir örgüt veya şahsiyetin önceliğini yadsımaktır. Başka bir yaklaşıma göre ise geleceğin insan tipi postmodern insan tipidir. Bu post-modern birey, aşkın normlardan ve insani değerlerden geleneksel bağlılık ve sadakatlerden, topluluk kurallarından özgür olmayı arar. Ona göre post modern birey rahat ve esnektir. Duygu ve hislerine yöneliktir. “Kendin ol.” tutumuna sahiptir. Aktif bir insandır ve anlam için kendi kişisel yolunu izler. Gerçek iddiasında bulunmaz. Sürekli plan yerine geçiciyi tercih eder. Gelenek ve eskiyle barışıktır. Egzotik, kutsal ve nadir olana olumlu bakar. Genel ve evrensel olan yerine yerele yöneliktir. Kendi yaşamıyla ilgilidir ve tek bir referans noktasına sahip değildir.
Haz nedir?
Haz hoşa giden bir duygulanım, insana doygunluk veren coşku, zevk ya da bir şeyden duyulan duygusal/manevi sevinç olarak tanımlanmaktadır. Haz çalışmanın karşıtı bir kavramdır.
Tüketimciliğin insan üzerindeki etklileri nelerdir?
Tüketim kültürünün hedonizmi, burada ve şimdi zevk peşinde koşulmasını, dışavurumsal hayat tarzlarının yeşertilmesini, narsisistik ve bencil kişilik tiplerinin geliştirilmesini vurgulaması çerçevesinde din açısından muazzam yıkıcı olmuştur. Genelde dinin, özel olarak da püritan mirasın öğrettiği çilecilik, çalışkanlık, basiret ve tutumluluğun aksi istikamette, “Şimdi yaşa sonra öde.” felsefesiyle tüketimcilik insaları ruhsal fakirliğe ve hedonist bencilliğe sürüklemektedir.
Antik Yunan Çağında çalışma kavramına olan yaklaşım nasıldır?
“Antik Çağ’da çalışma, köle sınıfına özgü aşağılık bir kavram olarak değerlendirilmiştir. Çünkü çalışma bir zorunluluk gereği beden üzerinde bir denetim kurma sürecidir. Oysa Antik Çağ’da zorunluluk ve özgürlük bir birinin karşıtı kavramlar olarak değerlendirilmiş ve özgür insanların zorunlulukların kölesi olamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim Antik Çağ’da filozoflar birçok konuda ihtilaf hâlinde olmalarına rağmen, çalışmanın kölelere özgü aşağılık bir iş olduğu konusunda ittifak etmektedirler.
Lasch’a göre püritan çalışma etiği karşısında ağırlık kazanan narsistliğin özellikleri nelerdir?
Lasch’ın incelemeleri kısaca şöyle açıklanabilir: • Tarihsel zaman duygusu geriliyor: Şeylerin sonun geldiği düşüncesi, insanlarda zaman perspektifini sınırlamakta; güvenle ileriye ya da romantik olarak geçmişe bakmasını engellemektedir. Narsisistler, sadece şimdide, şimdi için yaşarlar. • Terapi Duygusu: Narsisistler, kendi iyilik (self wellbeing), sağlık ve fiziki güvenlikleri için, sağaltım ararlar ve terapistleri, kendini kontrol, anlam ve sağlık için kullanılır. Öte yandan terapistler de, bireyin iradesini kendi kaderini belirleyebileceği şeklindeki tezleriyle, izolasyonu teşvik etmektedirler. • Siyasetten kendini düşünmeye: Siyasal teoriler, sorunlar ve çatışmalar önemsizleşmiştir. Tartışmalar siyasal gerçeklerden, kişisel ve otobiyografik faktörlere kaymaktadır. • İtiraflar ve karşı itiraflar: Yazarlar ve diğerleri, eleştirel düşüncelerden ziyade, kendini açıklama yoluna gitmektedirler. • Boşluk içinde olmak: Psikolojik huzur, anlam ve bağlılık olmaksızın insan, iç boşluğa düşmektedir. • Özel hayata çekilmenin (privatism) eleştirisi: şöhret için kendini sömürü, başarısızlıktan kaçınma, her derde deva konular, insanların, sosyal problemleri kişisel problem olarak tanımlamalarına yol açıyor. Aşka, arkadaşlığa, sınırlı bir yatırım yapıyor, bağımlılıktan kaçınma ve an için yaşama söz konusudur.
Püritanlerin asketizmi (çileciliği) kendini nasıl göstermektedir? Kısaca açıklayınız.
Püritanlerin asketizmi (çileciliği), daha çok üretmek, buna karşılık, daha az tüketmek şeklinde kendini gösterir. Meslek kavramı tanrı buyruğu olarak kabul edilir ve çok çalışmak kutsallaştırılır. Âdeta bütün ahlaki kurallar bir tür pragmatizme dönüştürülmüştür.
İktisat Tarihçisi ve gazete editörü Kurt Samuelson’a göre göre Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki nasıldır?
Samuelson’a göre Weber’in yaklaşımı Katolik Belçika’nın sanayileşmesini açıklayamaz. Kapitalizmi ortaya çıkartan küçük tasarruflar değil, büyük miktarlarda risk, şans ve doğal kaynaklardan elde edilen büyük sermayedir. Weber teoriye çok fazla fakat olgulara (facts) çok az yer vermiştir.
Pre-endüstriyel toplumun “tembel” insanı ne kadar kazancın peşindedir?
Pre-endüstriyel toplumun “tembel” insanı, yaşayabileceği kadar kazancın peşindedir.
İktisat Tarihçisi R.H. Tawney’e göre Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki nasıldır?
Tawney’a göre Kapitalizmin ortaya çıkmasında Protestanizm önemli bir faktördür ancak, bu süreçte sadece Calvinizm ve Püritanizm değil bütün Protestanlar önemlidir. Bunun yanında 16 ve 17. yüzyıldaki genel siyasal, ekonomik ve toplumsal koşullarda dikkate alınmalıdır.
Tüketim toplumlarında tüketimi artırmak için ürünlerinin özelliği nasıl olmalıdır.?
Her türlü tüketimin zaman alması tüketim malları satıcıları için büyük derttir. Bundan dolayı Normalde, tüketicinin tatmini anlık olmalıdır; bu iki anlama gelir: • Tüketim malları, özel bir hüner ve uzun bir temel çalışma gerektirmeden, hiç gecikme olmaksızın, anında tatmin edilmelidir ama tatmin malların tüketilmesi için gerekli zamanın bitiminde sona ermelidir ve bu zaman en aza indirilmelidir. • Tüketim kapasitelerini yükseltmek için tüketicilere asla rahat verilmemelidir. Sürekli heyecan ve asla sönmeyen coşkunluk halinde kalmaları için, devamlı olarak cezp edici yeni isteklere maruz bırakılmaları, gerekir.
İktisat tarihçisi H.M Robertson’a göre Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki nasıldır?
Robertson’a göre, kapitalizm dinsel faktörlerin itmesiyle değil, uygarlığın maddi koşullarının sonucunda ortaya çıkmıştır. Fransız Katolik vaizleri, çalışan ve tutumlu yaşamı Protestan papazlardan daha az vurgulamamışlardır.
Pre-modern toplumlarda günümüzdeki anlamıyla bir çalışma söz konusu değildir ve pre-modern insan Sombart’ın deyimiyle “..........” bir insandır.
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşluğu uygun ifadeyle tamamlayınız.
Pre-modern toplumlarda günümüzdeki anlamıyla bir çalışma söz konusu değildir ve pre-modern insan Sombart’ın deyimiyle “doğal” bir insandır.
"................ öncesinde “boş zaman” (leisure) olumlu karşılanmış, buna karşılık “çalışmak” olumsuz değerlendirilmiş ya da modern çağdaki anlamıyla asla yüceltilmemiştir."
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşluğu uygun ifadeyle tamamlayınız.
Püritanizmin öncesinde “boş zaman” (leisure) olumlu karşılanmış, buna karşılık “çalışmak” olumsuz değerlendirilmiş ya da modern çağdaki anlamıyla asla yüceltilmemiştir.
Sosyolog R. Stephen Warner’ın Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki hakkındaki düşüncesi nedir?
Warner, Kapitalizmin gelişiminde dinin önemini ispatlamak için sistematik kanıtlar ileri sürmüştür. Gelişmede, sınıf mücadelesinin rolü hakkındaki Marx’ın görüşlerini genişletti. Weber insan davranışının karmaşıklığını doğru algıladı ve Weber’in iddiasını, kapitalizmin ortaya çıkmasında tek belirleyici kavramdır şeklinde yanlış anlamamız gerektiği görüşünü savunmuştur.
Romalıların çalışma kavramına olan yaklaşımları nasıldır?
Romalılar ise Antik Çağ düşünürlerine göre çalışmak konusunda nispeten daha ılımlı görünseler bile özünde, onlarda da modern çağa özgü çalışmaya yönelik olumlu tutum mevcut değildir. Onlar, soylu ve özgür meslek olarak sadece tarım ve askerliği kabul ederler. Buna karşılık bütün yurttaşlar geçimlerini sağlamak için, yasal olarak kölelere özgü hiçbir “aşağılık iş” (meslekleri böyle tanımlıyorlar) yapmak zorunda kalmıyorlardı.
Post-endüstriyel toplum ile endüstriyel toplumları arasındaki farklar nelerdir?
Endüstri toplumlardaki üretim sürecine stratejik unsuru olan endüstriyel mal üretimi yerini, bilgi üretimine bırakmaktadır. Dolayısıyla endüstriyel mal üretimine göre ve mavi yakalı işgücüne göre oluşturulmuş; • “Bilimsel yönetim” ilkeleri ya da • “Akılcı bürokratik” yönetim kuralları geçmişteki işlevlerinin tam aksine, teşvik edici değil, ayak bağı hâline gelmektedir. Öte yandan modern/endüstriyel toplumun ortaya çıkışında işin aileden ayrılmasına özel bir önem verilmiştir. Böylece çalışma hayatının rasyonel kuralları, yeksenak bir biçimde herkese aynı şekilde uygulanabilir hâle gelmiştir. Bunun yanı sıra ücretsiz aile işçiliği büyük ölçüde yerine ücretli işgücüne bırakmıştır. Oysa post-endüstriyel dönüşüm sürecine paralel olarak yeniden ücretli işgücü oranında bir gerilemeye tanık olunmaktadır. Kendi işini yapanlarla evde çalışanların oranlarında şu ana kadar endüstriyel toplumlarda görülmedik düzeyde artışa tanık olunmaktadır. İnsanlar giderek daha çok kendi işlerini yapmaya başlamışlardır.
Endüstri toplumları ne tür toplumlardır?
Endüstri toplumları, endüstriyel mal üretiminin (manifucture) egemen olduğu toplumlardır. Bu toplumlar sermaye birikimi, büyük ölçekli işletmeler, vasıfsız ya da yarı vasıflı mavi yakalı işgücü, sınıf çatışmalarının, püritan etiğin çalışma disiplininin, rasyonelleştirmenin baskın olduğu toplumlardır.
Çalışmayı, oyun ya da sanat gibi başka hoşa giden uğraşlardan ayırt etmenin en iyi yolu, hangi ilkedir?
Çalışmayı, oyun ya da sanat gibi başka hoşa giden uğraşlardan ayırt etmenin en iyi yolu, zorunluluk ilkesidir (Savoter, 2000, s.100).
Çalışma etiğinde en radikal değişmenin ortaya çıktığı iddia edilen ülkelerin başında hangisi gelmektedir?
Çalışma etiğinde en radikal değişmenin ortaya çıktığı iddia edilen ülkelerin başında Amerika gelmektedir.
Ekonomist Werner Sombard’ın Protestanlık ve Kapitalizm arasındaki ilişki hakkındaki düşüncesi nasıldır?
Werner Sombard 1902’de “kapitalizmin ruhu” kavramını geliştirmiştir. Buna göre Protestanizmin çok öncesinde kapitalizmin köklerinin mevcudiyetinin kararına vardı. Sombart, kapitalist ruhun ana kaynağının, Yahudi etiği ve uygulamasında yattığını iddia etmiştir.
Weber rasyonalizmi nasıl tanımlamaktadır?
Weber, rasyonalizmi, “Kesin olarak belirlenmiş pratik bir amaca, eldeki verilerin gitgide daha doğru hesaplanmasıyla, metodik olarak varılmasıdır” (Weber, 1986, s.250) şeklinde tanımlamaktadır.
Eğer Weber karşıtı yoldan giderek ifade edersek endüstri devrimi hangi disiplini bir zorunluluk hâline getirmiştir?
Eğer Weber karşıtı yoldan giderek ifade edersek endüstri devrimi “çalışma disiplinini” bir zorunluluk hâline getirmiştir.
Sennet, Narsisizmi nasıl tanımlamaktadır?
Sennet’a göre Narsisizm, modern çağın protestan ahlakıdır. Ona göre, püritanizmin çileciliği ile narsisizm arasında ortak noktalar vardır: • Her ikisinde de “Ne hissediyorum?” takıntısı vardır. • Her ikisinde de ötekilere kendi hissettiklerine ilişkin denetimleri ve dürtüleri gösterme, benliğin bir değeri olduğunu göstermektedir. • Yine ikisi içinde, kişinin denetimi dışında, dünyevi denetime katılmak değil, benliğin dünyevi yansıması söz konusudur.
Calvinizm de çalışma kavramına olan yaklaşım nasıldır?
Calvinizmde çalışma cennete seçilenler arasına girebilmek için bir araçtır. Boş zaman ise tembellik.
Weber, modern kapitalizmin ortaya çıkışında asıl belirleyici unsurun ne olduğunu düşünmektedir?
Weber, modern kapitalizmin ortaya çıkışında asıl belirleyici unsurun Protestanlık olduğunu ifade etmektedir.
Kapitalist toplumda çalışmayı, her türlü düşünsel yozlaşmanın ve organik bozukluğun sebebi sayan iktisatçı kimdir?
19. yüzyılda, aynı zamanda Karl Marx’ın damadı olan Lafargue, (1998, s.22) kapitalist toplumda çalışmayı, her türlü düşünsel yozlaşmanın ve organik bozukluğun sebebi saymıştır.
C.Handy’ye göre post endüstriyel toplum ile birlikte iş kalıpları nasıl değişecektir?
C. Handy iş kalıplarındaki değişimleri şöyle açıklamaktadır: • Tam istihdam toplumu, kısmi istihdamın bir parçası olmaktadır. • El/kol işçileri, işin temeli olarak bilgi ile yer değiştirmektedir. • Endüstri gerilemekte ve hizmetler büyümektedir. • Hiyerarşiler ve bürokrasiler, ağlar ve ortaklılıklarla yer değiştirmektedir. • Tek bir örgüt içindeki kariyer, kariyerdeki değişime ve iş mobilitesi ile yer değiştirmektedir. • İstihdam sonrası hayatın üçüncü aşaması, giderek daha çok önemli hale gelmektedir. • İş yerindeki ve evdeki roller artık çok fazla rijid olmamaktadır. • İş hem ülke içinde hem de dışında güneye kaymaktadır. • Gelecekte daha az insan örgütlerde, kısa süreler çalışacaklardır. • Daha az dev bürokratik örgüt, daha çok küçük işletme kalacaktır. • Örgütte daha çok uzmanlara ve profesyonellere ihtiyaç olacaktır. • Sayılamayan, informel ekonomiye daha çok önem verilecektir. • Küçük bir imalat sektöründe, daha büyük miktarda üretim olacaktır. • Daha çok eğitim talebi ve yeni sosyal örgütler ortaya çıkacaktır.
Rossenau’ya göre “post-modern insan tipi”ni betimleyiniz.
Rossenau’ya göre yeni bir “post-modern insan tipi” ortaya çıkmıştır. Bu post-modern birey, aşkın normlardan ve insani değerlerden, geleneksel bağlılık ve sadakatlerden, topluluk kurallarından özgür olmayı arar. Ona göre post modern birey rahat ve esnektir. Duygu ve hislerine yöneliktir. “Kendin ol.” tutumuna sahiptir. Aktif bir insandır ve anlam için kendi kişisel yolunu izler. Gerçek iddiasında bulunmaz. Sürekli plan yerine geçiciyi tercih eder.
"Bireyin gelişim sürecinde, bazı olumsuz koşullar yüzünden ağır güvensizlik durumlarında, nesnelere yüklenen libidosunu, geri kendi bedenine ve benliğine yöneltmesi durumu söz konusudur."
Yukarıdaki cümlede tanımı verilen narsisizm Freud'a göre nasıl adlandırılmaktadır?
Bireyin gelişim sürecinde, bazı olumsuz koşullar yüzünden ağır güvensizlik durumlarında, nesnelere yüklenen libidosunu, geri kendi bedenine ve benliğine yöneltmesi durumu söz konusudur ki buna Freud ikincil narsisizm der.
Post-endüstriyel toplumda püritan etik değerleri nasıl değişmektedir?
Post-endüstriyel topluma dönüşümle, bugün çalışma toplumundan boş zaman toplumuna doğru gidildiğine dair yaygın bir görüş hakimdir. Buna göre, endüstri toplumunu simgeleyen makinenin yerini, postendüstriyel toplumda, eğlendirici, ancak çoğu zaman faydası olmayan şey anlamına gelen, gadget almıştır. Aydınlanma entelektüellerinin kurmak üzere yola çıktıkları, aklın yönettiği bir dünyanın sakinini temsil eden püritan, bugün bütün ayrıntılarıyla karşıtına dönmüştür. Yani haz için bile kendini yormaktan kaçınan, rahatlık ilkesinin önderlik ettiği, tüketici tipi. Boş zaman ve kültürel faaliyetlerin artarak, çalışmanın ve dolayısıyla püritan etiğin çöküşü ile post endüstriyel dönüşümün bir birine eşlik ettiği düşünülmektedir.
Endüstri uygarlığında üretim sürecinin stratejik unsuru olan endüstriyel mal üretimi yerini, ne üretimine bırakmaktadır?
Endüstri uygarlığında üretim sürecinde stratejik unsuru olan endüstriyel mal üretimi yerini, bilgi üretimine bırakmaktadır.
Erken Hristiyanlıkta çalışmaya olan yaklaşım nasıldır?
Erken Hristiyanlık döneminde çalışma insan ihtiyaçları için gerekli bir unsurdur. Boş zaman ise Tanrının tefekkürüdür.
Marx ile Weber’in modern kapitalizm yaklaşımı arasındaki farklar nelerdir?
Marx’ın modern kapitalizmin irrasyonel olduğuna ilişkin iddialarının tam aksine, Weber için modern kapitalizmin en önemli özelliği onun rasyonelliğidir. Kapitalizmin sınırsız kazanma açlığı ile aynı şey olmadığını ancak kapitalizmi olsa olsa irrasyonel güdülerin dizginlenmesi (en azından rasyonel olarak dengelenmesi ile) özdeşleştirmektedir. Ancak yine de kapitalizmi kazanç süreciyle özdeşleştirmektedir. Ona göre kapitalizm, sürekli yenilenen, “kazanç” ve “verimlilik” peşindedir. Böyle olmak zorundadır. Bütün bir ekonomik sistemin kapitalist düzeni içinde verimliliğe ulaşma imkânı taşımayan bir işletme batmaya mahkûmdur.
Burke, “Çalışmazlarsa, dünyanın sonu geleceği için, çalışması gerekenlere yoksul diye acımaya kalkarsak, insanların durumunu ciddiye almıyoruz demektir.” (Ak. Polanyi, 1986, s.131) şeklindeki ifadesiyle hangi tehlikeye işaret etmiştir?
Burke, “Çalışmazlarsa, dünyanın sonu geleceği için, çalışması gerekenlere yoksul diye acımaya kalkarsak, insanların durumunu ciddiye almıyoruz demektir.” (Ak. Polanyi, 1986, s.131) şeklindeki ifadesiyle, “iş disiplin”indeki yetersizliğin tehlikelerine işaret etmiştir.
Freud’a göre, narsisizmin iki ayırt edici özelliği nedir?
Freud’a göre, narsisizmin iki ayırt edici özelliği vardır. Bunlardan birincisi megalomani, diğeri ise ilgilerinin dış dünyadan yani insanlardan ve şeylerden uzaklaşmasıdır.
Günümüzde sosyal teoride “modernliğin krizi”, “endüstri toplumunun sonu” ve “püritanın ölümü” tartışmalarında çıkış noktasını hangi iktisatçı oluşturmaktadır?
Günümüzde sosyal teoride “modernliğin krizi”, “endüstri toplumunun sonu” ve “püritanın ölümü” tartışmalarında Weber çıkış noktasını oluşturmaktadır.
Marx’ın modern kapitalizmin irrasyonel olduğuna ilişkin iddialarının tam aksine, Weber için modern kapitalizmin en önemli özelliği nedir?
Marx’ın modern kapitalizmin irrasyonel olduğuna ilişkin iddialarının tam aksine, Weber için modern kapitalizmin en önemli özelliği onun rasyonelliğidir.
"Geçmişte modern/endüstriyel toplumların tanımlanmasında, ............... toplumlarının referans noktası olarak kullanıldığı şekilde, bugünde postendüstriyel toplumları tanımlarken, ............... toplumlar kullanılmaktadır."
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşlukları uygun ifadelerle tamamlayınız.
Geçmişte modern/endüstriyel toplumların tanımlanmasında, geleneksel tarım toplumlarının referans noktası olarak kullanıldığı şekilde, bugünde postendüstriyel toplumları tanımlarken, modern/endüstriyel toplumlar kullanılmaktadır.
Narsisist kişilerin temel özelliklerini betimleyiniz.
Narsisist, kendi kurallarını kendi koymayı seven asosyal bir kişiliktir. Geleceği düşünmek yerine günlük mutluluklar ve çıkarlar arar. Bu çıkarlar uğruna alabildiğine ihtiraslı bir tutum takınır. Geleceğe de geçmişe de ilgisi yoktur; geçmiş, olumsuz anıları ile yüzleşmek istemez.