Çağdaş Sosyoloji Kuramları Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Postmarksizm Ve Radikal Demokrasi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Postmarksist kuramın temel tezi nedir?
Postmarksist kuramın temel tezi, toplumda yaşanan farklı eşitsizliklerin (cinsiyet, etnik, dinsel, bireysel farklar vb. açısından) sadece alt-yapı-üst yapı, üretim ilişkileri, ekonomik sömürü ve sınıf gibi sınıf eksenli analizlerle anlaşılamayacağı ve eşitsizliklerle mücadelede edip eşitsizliklerin üstesinden gelmek için kültürel ve siyasal hegemonya kurmak isteyen herhangi bir politik pozisyonun farklı kimlik ve güç ilişkilerini dikkate alacak zengin bir söylem geliştirmesi gerektiğidir.
Postmarksizmin başlangıç noktası nedir?
Politik ve teorik olarak kökenleri yapısalcılık, post-yapısalcılık ve Avrupa Marksizmine götürülebilecek olan Postmarksizmin başlangıç noktası, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe’un 1985 yılında birlikte kaleme aldıkları Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru kitabının yayınlanmasıdır.
Postmarksizmin temel görüşü nedir?
Postmarksizm temelde, Marksist teorinin işçi sınıfının öncülüğü, üretim tarzı ve ilişkilerinin belirleyiciliği, proletarya diktatörlüğü, sosyalizme siyasal bir devrimle ulaşılacağı gibi temel ilkelerinin sor- gulanması ve bu ilkelerin kesin bir reddi olarak karşımıza çıkmaktadır. Postmarksizm, eşitsizliklere karşı mücadele ve tabiiyet ilişkilerine itirazın devrim gibi kurtuluş stratejileri ile değil, kültür ve siyaset alanında liberal demokrasinin derinleştirilmesi ve radikalleşmesi hedefinin önüne koyan farklı kolektivitelerin ve kimliklerin hegemonik mücadelesi üzerinden gerçekleşebileceğini savlayan bir yaklaşımdır.
Postmarksistlere göre günümüz toplumu nasıl bir toplumdur?
Artık günümüz toplumları sınıflı toplumlar değildir. Buna göre, ekonomik olarak sahip olduğu pozisyon ile bireylerin siyasal kimlikleri ve ideolojisi arasındaki bağlar kopmuştur. Başka bir deyişle, bireyin ekonomik ilişkiler içinde veya üretim ilişkilerinde sahip olduğu pozisyon (üretim araçlarına sahip olan burjuvazi ya da üretim araçlarına sahip olmayan proletarya), ona otomatik olarak bu pozisyona uygun bir dünya görüşü, siyasal inanç ve çıkar sağlamaz. Bireyler sahip oldukları dünya görüşüne, ideolojiye veya kimliğe sadece ekonomik ilişkilerde yer aldığı konumdaki çıkarları üzerinden sahip olmaz.
Postmarksizmin kurucularından Laclau ve Mouffe’a göre toplum nasıl bir bütünlüktür?
Laclau ve Mouffe’a göre, toplum sadece sınıflara (burjuvazi ve proletarya) indirgenemeyecek ve birbiriyle ilişkili sayısız güç ilişkilerinden ve farklılıklardan oluşmuş eksik ve tamamlanmamış bir bütünlüktür. Toplum, sadece sınıfsal ilişkiler ve mücadeleden ibaret olmadığı gibi, eşitsizlikler de çoğul ve çok boyutludur.
Postmarksizm hangi düşünce akımlarından etkilenmiştir?
Postmarksizm,modernist bir proje olarak kabul edilen Marksizm’den daha çok 1960’lı yıllardan itibaren güçlenen post- yapısalcılık, psikanaliz ve postmodernizm düşüncelerinden etkilenmiştir.
Laclau ve Mouffe'a göre günümüz “post-kapitalist” toplumlarda, işçiler ile burjuvazi arasındaki çatışmayı (antagonizmayı) giderek kırılgan ve muğlak bir duruma getiren iki gelişme nedir?
Laclau ve Mouffe, kapitalist üretim ilişkilerinin genişlemesini ve yeni-bürokratik devlet biçimlerinin oluşumunu, günümüz “post-kapitalist” toplumlarda, işçiler ile burjuvazi arasındaki çatışmayı (antagonizmayı) giderek kırılgan ve muğlak bir duruma getiren iki gelişme olarak değerlendirmektedirler.
Postmarksistlere göre kapitalizm sonrası ilişki biçimlerini belirleyen gelişmelerin başında neler gelmektedir?
Kapitalizm sonrası ilişki biçimlerini belirleyen gelişmelerin başında vatandaşlık hakları, azınlık hakları, bireysel haklar, kültürel haklar ve temsil haklarının öne çıktığı kimlikler siyaseti gelmektedir.
Postmarksistlerin ve Marksizmin, toplumdaki çatışma ilişkilerine bakışı nasıl farklılaşır?
Postmarksistleri Marksizm’den farklı kılan en önemli özelliklerden biri toplumdaki çatışma ilişkilerine farklı bakışlarıdır. Onlara göre, artık toplumdaki temel çatışma, burjuvazi ve proletarya arasındaki ekonomik çıkar temelli çatışma değil, baskıcı ve otoriter devlet ile eşitlik ve özgürlük talepleri olan sivil toplum arasındaki çatışmadır. Artık çatışmanın aktörleri devlet ve bu devletin karşısında bazı hak ve talepleri gündeme getiren yeni toplumsal hareketler temelli sivil toplumdur.
Postmarksistler işçi sınıfına nasıl bakmaktadırlar?
İşçi sınıfının devrimci bir rolü olduğu fikri terk edilmelidir. İşçi sınıfının toplumsal değişim ve devrimler içerisinde işgal etmiş olduğu merkezi konumu artık ortadan kalkmıştır ve işçi sınıfı artık önemli bir toplumsal aktör/özne olarak düşünülmemelidir. Dolayısıyla, herhangi bir özne konumunun ve farklı kimliklerin (çevreci, eşcinsel, barış veya kadın hareketi vb) toplumsal değişime yapacağı katkıyla işçi sınıfının katkısı arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
Laclau ve Mouffe’un önerdiği Postmarksist kuram, Marksizmin hangi temel ilkelerini eleştirmektedir?
1. Üretim tarzı ve ilişkilerinin siyasal alandaki belirleyiciliği,
2. Bir bütünsellik olarak toplum kategorisi,
3. İşçi sınıfının toplumsal değişimdeki ayrıcalıklı konumu ve öncülüğü,
-
Proletarya diktatörlüğü,
-
Sosyalizme politik bir devrimle ulaşılacağı,
-
İdeoloji ve politika gibi üstyapısal unsurların son kertede ekonomik ilişkiler tarafından biçimlendirildiği,
-
Tarihin sınıf mücadelesi ve onun kaynaklık ettiği emek-sermaye çatışması (antagonizmalar) ekseninde oluştuğu gibi temel ilkelerin sorgulanması noktasından hareketle Marksizmi eleştirmektedir.
Postmarksizmin temel dayanakları nelerdir?
Postmarksizmin temel dayanakları,
(a) evrensel olarak kurulmuş sınıf birliği inancının reddi;
(b) toplumun kuruluşunun söylemsel pratiklerle oluştuğunun kabulü ve
(c) toplumsal karşıtlıkların işçi-burjuva çelişkisi yerine daha geniş alanlara yayıldığının kabulüdür.
Postmarksistlere göre kapitalizm karşıtı eşitlik mücadelesi günümüzde nasıl şekillenmektedir?
Laclau ve Mouffe kapitalizm karşıtı eşitlik mücadelesinin bütün artık farklı kimlik siyasetlerine açık hale geldiğinden ve işçi sınıfının ayrıcalıklı tekelinden çıktığından söz ederler. Kapitalizm karşıtı mücadelenin önceden belirlenmiş bir siyasal kimliği ve yönü olamaz; mücadelenin yönü ve bu hegemonik oluşuma kimin liderlik edeceği meselesi o günün koşullarındaki hegemonik bağlam içindeki söylemsel performanslarla şekillenecektir.
Postmarksizmin kökenlerinde yer alan belli başlı düşünürler kimlerdir?
Postmarksizmin kökenlerinde felsefi ve sosyolojik düzeyde F. Saussure, J. Lacan, G. Lukacs, A. Gramsci, P. Sartre, K. Korchs gibi pek çok önemli düşünürün olduğu söylenebilir.
Kuramsal çerçeve ve metodolojik analiz açısından Postmarksizm nelerden etkilenmiştir?
Kuramsal çerçeve ve metodolojik analiz açısından Postmarksizm, Gramsci’nin “hegemonya”, Althusser’in “ideoloji” anlayışı, Psikanalist Lacan’ın özne anlayışı, Saussure’cü dilbilimi ve Foucault’nun “söylem” anlayışlarının izlerini taşımaktadır.
Laclau ve Mouffe, söylemle ilgili olarak ne düşünmektedirler?
Laclau ve Mouffe, söylemle ilgili olarak, “ideolojik ve politik çıkarların söylem yoluyla kurulabileceğini”, “siyasetin hegemonik pratiklere yönelen bir söylem kurma süreci olduğunu” ve “siyasetin herhangi bir sınıfın maddi çıkarları üzerinden biçimlendirilemeyeceğini ancak bir söylem kurma sürecinde inşa edileceğini” iddia etmektedirler.
Postmarksistlere göre Gramsci'nin hee
Laclau ve Mouffe’a göre, kendi hegemonya anlayışları sınıf indirgemeci değildir. Bu “sınıf indirgemeci olmayan hegemonya kavramı” siyasallığın nasıl kurulduğunu ve bu kuruluşa karşı mücadelelerin hangi bağlamlarda yapılabileceğini, sınırlarının ne olabileceğini anlatmaktadır.
Laclau ve Mouffe’un hegemonya anlayışı ise hegemonyayı temel sınıflara bağlı değil fakat toplumsal formasyonda gelişen farklı ve çeşitli mücadelelere ve hareketlere bağlı düşünmeye; ikincisi, toplumsal formasyonu da, bu anlamda tek hegemonik merkezli değil, fakat çok-merkezli, açık, tarihselliğe göre değişebilir, bir bütünsellik yaratmayan bir biçimde kurgulamaktadır.
Yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışı postmarksistlerce nasıl açıklanmıştır?
-
Teknolojik gelişmelerin ve endüstriyel büyümenin yarattığı yeni sorunlar,
-
Kapitalizmin yeniden yapılanmasıyla birlikte, üretim yapısında esnek üretime doğru gerçekleşen değişimler (Esnek üretim, üretimin teknolojik gelişmeler sayesinde daha az maliyetli olması, ürün farklılaşmasının yüksek ve üretim süresinin daha kısa olması anlamına gelmektedir).
-
Sınıf çatışmalarından farklı olarak ortaya çıkan yeni toplumsal çatışma biçimleri. Bu gelişmeler çerçevesinde sınıf çatışması yerini, çevrecilik, barış, kadın sorunları etrafında somutlaşan daha toplumsal çatışmalara bırakmıştır,
-
Eğitimli bir yeni orta sınıfın gelişmesi.
"Müzakereci demokrasi” teorisi, postmarksistler tarafından hangi iki nedenle yeni toplumsal hareketler ile ilişkilendirilmektedir?
Müzakereci demokrasi” teorisi iki nedenle yeni toplumsal hareketler ile ilişkilendirilmektedir: Bu hareketler (a) müzakere yoluyla ortak bir konsensüse varabilmenin ve kamusal konuşmanın gerçekleşmesinin koşullarını yaratmaktadırlar ve (b) yaşam alanına yönelik taleplerde bulunmaktadırlar.
Postmarksistler en temelde neden eleştirilmektedir?
Postmarksistler, her türlü maddi pratiği, üretim iliş- kilerini, sınıf mücadelelerini vb. tartışmanın dışına iterek bütün bir tarihin ve yaşamın söylemsel olarak kurulduğunu iddia eden Postmarksistlerin söylemi tarih-dışı, kuşatıcı ve herşeyi kurucu bir kategori varsaymaları da özcü bir yaklaşım olarak eleştirilmektedir.