Çağdaş Sosyoloji Kuramları Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Postmodern Sosyal Teori
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Postmodernizm nedir?
Postmodernizm; modern kültürel ürünlerden farklı olarak sanatta, filmlerde, mimaride ve benzeri alanlardaki kültürel ürünleri ifade eder.
Postmodernite nedir?
Postmodernite ise tarihsel anlamda modern dönemi izlediği düşünülen sosyal ve politik çağı betimler.
Postmodernizm ve modernizm arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Postmodern düşüncesi yeni bir tarihsel çağı, yeni kültürel ürünleri ve sosyal dünyaya ilişkin yeni bir kuramsallaştırmayı kapsamaktadır. Bu anlamda
postmodernizm sanatta; pop eğilimler, yeni malzemeler ve eğreti yapılar gibi formların inşasını gündeme getirir. Böylelikle postmodernizmin içinde, modern düşüncenin içli dışlı bir şekilde geliştiği görülür. Dolayısı ile postmodernizm tam
olarak modern sonrası anlamına gelmemekle birlikte modernlik eleştirisi üzerinden yeni bir döneme atıfta bulunmaktadır.
Postmodernizm kavramının tarihçesi nedir?
1950 ve 1960’lardan itibaren birçok yazar tarafından kullanılmaya başlanan postmodernizm kavramı, bu tarihten sonra sosyal bilimlerde en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Özellikle 1960’lı ve 70’li yıllardan itibaren modernizm karşıtı ya da modernizmden sonrası anlamında kullanılan kavram, birçok kültür ve toplum kuramcısı tarafından modernist kültürden radikal kopuşları ifade eden yeni postmodern sanat biçimlerinin ortaya çıkışıyla tartışılmaya başlanmıştır.
Kant'ın aydınlanmaya bakış açısı nasıldır?
Kant, Aydınlanmayı akıl ile bağdaştırarak insanın akılsız bir varlık olmadığını
ancak aklına başkalarının kılavuzluk ettiğini ve bu nedenle aklını kullanamadığından söz eder. Kant, insanın kendi aklını kullanamayışını ergin olmama durumu ile açıklamak istemiş ve dolayısı ile bu ergin olmayışa insanın kendi suçu ile düştüğünü belirtmiştir. Bunun nedeni bir başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın aklını kullanma kararlılığını ve yürekliliğini gösterememiş olmasıdır. Böylece Aydınlanma, insana kendi aklını kullanma cesaretini vermiştir.
Aydınlanma düşüncesini açıklayınız.
Aydınlanma düşüncesi 17. ve 18. yüzyıllarda Batı Avrupa’da yayılan bir felsefi akıma işaret eder. Bu düşünce akımı yapısında eşitlik, özgürlük, insan aklına duyulan güven, bilim ve ilerlemeyi barındırır. Akıl ve bilim, sürekli ilerlemenin bir motoru olarak görülür. Tarihin doğal akış süreci içinde sürekli ilerleme ise “ideal toplum düzeni” anlayışına ulaşılma varsayımını amaç edinir. Bu amaç “mutlak gerçeklik” anlayışını birlikte getirir.
Aydınlanma düşüncesinin temel aldığı değerler nelerdir?
Bu düşünce akımı yapısında eşitlik, özgürlük, insan aklına duyulan güven, bilim ve ilerlemeyi barındırır.
Aydınlanma düşüncesi ve laiklik arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Aydınlanma düşüncesi akla/rasyonaliteye büyük anlam atfetmiş ve doğal toplum düzeni ve doğal hukuk tartışmaları ile tarih sahnesine çıkmıştır. Doğal toplum ve doğal hukuk düşüncesi bir anlamda laikleşmiş mutlak gerçekliğin yansıması biçiminde değerlendirilmiştir. Bu durum laikleşme/sekülerleşme sürecinin de başlangıcı olarak nitelenmiştir.
Aydınlanmaya eleştirel yaklaşan düşünürlere örnek veriniz.
Nietzsche (1844-1900) Aydınlanma düşüncesinin temel öncüllerini radikal olarak eleştiren bir felsefeci olarak postmodern düşüncenin öncüsü sayılmaktadır.
Nietzsche'nin aydınlanmaya yönelik en önemli eleştirileri nelerdir?
İnsanların yaşam enerjisi yüksek olanları dahi olarak (üst insan) niteleyen Nietzsche, bu insanların bir taraftan yaratıcılığı ve ilerlemeyi diğer taraftan bencillik ve buna bağlı olarak vahşeti yapısında barındırdığından söz eder. Bu nedenle aydınlanma projesi iyimser öncüllerin aksine bir yabancılaşmanın, acımasızlığın ve vahşetin egemen olduğu bir biçime dönüşmektedir. Bu bağlamda “üst değerlerin değersizleşmesi” ya da nihilizm, 19. yüz yılda sürdüğü gibi postmodern dönemde de bu etkisini daha belirgin olarak hissettirmektedir. Dolayısı ile Nietzsche’nin kastettiği Aydınlanmanın rasyonel aklının bir çeşit çıkarlara ve ahlaksızlığa dönüşmüş olmasıdır.
Genoloji nedir?
Herhangi bir nesneyi kaynağından alıp tarihin akış sürecinde nasıl değiştiğini inceleme anlamına gelmektedir. Tarihin akışında gezinen bir araştırmacı geçip gittiği yerlere faklı amaçlarla yeniden dönüp baktığında farklı anlam ve yorumları yakalama fırsatı bulmaktadır.
Sanatta postmodern anlayış ne zaman ortaya çıkmıştır?
Sanatta postmodern anlayış, ilk kez 1960’larda New York sanat çevrelerine modern sanatın karşıtı olarak girmiş ve sanatta yeni bir postmodern estetik anlayış döneme hâkim olmaya başlamıştır. Bu bağlamda postmodernizm yerleşik sanat anlayışından farklı bir sanatsal estetik anlayışı ifade etmekle birlikte modernizmden bir kopuşu vurgulamaktadır ve radikal bir eleştiriyi getirmektedir.
Postmodern sanat estetiğinin özellikleri nelerdir?
Estetik ölçüde sanatçının kendi için bilincini, topluma göre daha çok ön planda tutulmaktadır. Sanatçının topluma karşı bir misyon ve anlatısı bulunmamakta, bunun yerine montaj ve eklemleme geçmektedir. Gerçek açık uçlu olarak bırakılmakta ve gerçekliği yansıtmak yerine belirsizlik ve kararsızlık önem kazanmaktadır. Bireyin bütünleşmiş kişiliği ve tutarlı olması değerleri bir tarafa bırakılarak hümanist değerlerden arındırılması öncelenmiştir. Postmodernizmde yüksek sanat ve kitle sanatı ayrımı yadsınarak taklit ve yapıştırma teknikleri ile sanat yapıtının üretimi esas alınmıştır.
Postnodernistlerin modern sanat ve estetik ölçütlerine temel eleştirileri nelerdir?
Postmodernistler modern sanat ve estetik ölçütlerine iki eleştiri getirmektedirler: birincisi sanat yapıtının misyonu olması, içinde bulunulan durumu eleştirerek çıkış yolu araması ve geçmişten kopmuş bir yeniyi inşaya kalkışması olarak değerlendirmektedirler. ikincisi modern sanatın seçkinci anlayışına yönelttikleri eleştirilerdir. Postmodernistlere göre sanat yapıtında misyon aranmayacaktır,
çünkü yaşamın kendinde bir misyon yoktur. Ancak sanat yapıtında taklit (kitsch) ve popülizm ön planda tutulacaktır. Artık kitlenin beğenisi önem kazanmıştır.
Ziyauddin Serdar’a göre Postmodernizmin ilkeleri nelerdir?
Postmodernizmin ilk ilkesi modernizmde geçerli olan her şeyin postmodern zamanda tümden geçersiz ve eskimeye yüz tutmuş olmasıdır. İkinci
ilkesi ise gerçekliğin reddedilmesidir.Üçüncü ilkesi, artık elimizde
olan gerçeklik yerine, imgeyle maddi gerçekliğin arasında kaybolmuş olan dünyadır. Dördüncü ilkesine geldiğimizde karşımıza anlamsızlık çıkar. Beşinci ilke şüphedir. Şüphe postmodernizmin ebedi ve kalıcı şartıdır. Postmodern kuram; bunu hiçbir kuram, hiçbir kesinlik ve hiçbir deney kalmayıncaya kadar genişletir. Her şeyden şüphe etmek. Postmodernizmin niteliğini belirleyen (VI) altıncı ilke çoklukla ilgilidir. Postmodernizm çeşitlilikle ve çoklukla ilgilenir. Irkların, kültürlerin, cinslerin, doğruların, gerçekliklerin, cinselliklerin ve hatta akıl yürütmenin çoğulcu oluşuna vurgu yapar ve hiçbir tarzın bunlardan birinin diğeri üzerinde egemen olamayacağını ileri sürer
Postmodernizm toplumbilimleri açısından hangi genel eğilimlerden oluşur?
Postmodernizm için toplumbilimleri söz konusu olduğunda Olumlayıcı ve Şüpheci Postmodernistler olarak iki genel eğilimden bahsedilebilir.
Lyotard'a göre postmodern çağda bilginin konumu nasıl değişmiştir?
Lyotard toplumların postmodern çağa girmeleri ile birlikte bilginin konumunun değiştiğinden söz eder. Bilgi üretme ve edinme biçiminin giderek değişmesi sonucunda, postmodern çağda bilginin satılması için üretildiği ve tüketildiği görülmektedir. Bilgi kendinde bir amaç olmaktan uzaklaşmakta ve artık kullanım değerini kaybetmektedir. Bir bakıma bilginin metalaşması durumu ile karşılaşılmaktadır.
Jameson'a göre postmodernizm hangi kültürel değişikliklere yol açmıştır?
Yüksek kültür ve popüler kültür arasındaki ayrımın çökmesi, modernist
eserlerin yıkıcı ve eleştirel yönlerini yitirmelerini sağlayacak şekilde kutsal patikaya dâhil ve yukarıdan dâhil edilmeleri; kültürün neredeyse total
bir metalaşması ve bunun da kapitalizme meydan okurken başvurabilecek eleştirel mesafenin ortadan kalkmasına yol açması, öznelliğin radikal fragmantasyonunda endişe, yabancılaşma ve burjuva bireyciliği sorunsallarının sona ermesi, hem tarihsel geçmiş duygusunu hem de önemli ölçüde farklı bir gelecek duygusunu silen kötürümleştirici bir mevcudiyetçilik ve yön kaybına yol açan postmodern hiper uzamın ortaya çıkması.
Jameson'a göre postmodern olarak algılanan ile son dönem kapitalizminde ortaya çıkan diğer tarzlar arasında ayrım yapmaya yönelik yaklaşımlar nelerdir?
Bunlar arasında ayrım yapmaya yönelik iki yaklaşım bulunduğunu ifade eder:
(1) Ahlaki değerlendirmeler: Ahlaki değerlendirmelerle ilgili söylenecek pek bir şey yok. Bu yaklaşıma göre postmodernist yeni estetik dünya kabul edilemezdir. Hem sağ hem de sol siyasi görüşlerde bu fikirde olanlar bulunmaktadır. Bu fikre göre TV görüntüsüne dönüşmüş gerçeklikler ya da simulakrum mantığı son dönem kapitalizmini güçlendirmektedir.
(2) Tarih ile şimdi yaşadığımız dönemi ayırmaya yönelik diyalektik girişim: Diyalektik yaklaşım iki soruyu gündeme getirir. Birincisi “yanlışlık anları”ndan oluşan postmoderniteden önce bir “doğruluk anı” var mıydı? İkincisi, eğer vardıysa da tarihsel kaçınılmazlık sisi altında bizi çaresizliğe, eylemsizliğe ve pasişiğe itmeyen bir tarih perspektifinden bahsedilebilir mi? Dolayısı ile bu soruların yanıtını vermek pek kolay değildir. Bu soruların yanıtı için politik kültürün inşası bağlamında bazı etkili çağdaş kültürel politikaların oluşturulması gerekir.
Bilişsel haritalama nedir?
Bilişsel haritalama “kişinin kendi gerçek varoluş koşullarıyla kurduğu kurgusal ilişki”dir.