Klasik Sosyoloji Tarihi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Batı Avrupa Marksizmi: Georg Lukacs Ve Antonio Gramsci
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Lukacs burjuvaya nasıl bakar?
Marksizm burjuva düşüncesinden farklıdır. Burjuvazi ile proleterya aynı toplumsal gerçekliği paylaşmalarına rağmen kapitalizmi farklı şekillerde kavramaktadırlar. Burjuva düşüncesi verili ve ampirik formları kabul eden ve değişimi de bütünsel yapılarla ilişkileri dışında ve tarihsel olmayan bir yapıdadır. Ancak işçi sınıfı düşüncesi ise tarihsel durumun bilgisine sahiptir ve nesneleri bütünsel süreçlerden yalıtmadan ele aldığı için işçi sınıfı düşüncesi burjuva düşüncesine göre daha üst bir bilimsel düzlemde yer almaktadır. Buna göre burjuva düşüncesi toplumu merkezden ve tutarlı bir bütün olarak kavrayamazken, proleter düşünce eylemleriyle bütünün bilgisine ulaşarak köklü bir dönüşümü gerçekleştirecek evrensel bir sınıftır.
Gramsci Marksizm içinde neyi ön plana çıkarmaktadır?
Sınıf mücadelesi
Lukacs kitabında neyi hedef almıştır?
Evrimci Pozitivizmi hedef almıştır.
Lukacs Engels’i ne ile suçlamıştır?
Marksizmi diyalektik bir toplum teorisinden çıkarıp, mekanik bir teori haline getirmekle suçluyordu.
Batı Marksizmi ne zaman ortaya çıkmıştır?
1920’lerde
Hegelci Marksistler kimlerdir?
Lukacs ve Gramsci
Marksizm nedir?
Marksizm, Marx’ın ölümünden sonra gerçekleşen ve onu temel alan kuramsal yaklaşımların bütünüdür. Başka bir şekilde söylenirse; Marx’ın orijinal çalışmalarına dayanarak gerek siyasal pratik yoluyla gerekse de kuramsal çabalarla Marx’ın felsefesini, görüşlerini, yöntemsel ve kavramsal çerçevesini genişleten, yorumlayan, eleştiren ve gözden geçirmeyi hedefleyen yaklaşımların tamamı Marksizm olarak adlandırılabilir.
Marksizm hangi bölünmelere uğramıştır?
Perry Anderson gibi düşünürler, Marx’ın ölümünden sonra 20.yüzyıl içerisinde gelişen Marksizmin çeşitli kollara ayrıldığını ve ancak bu bölünmede en belli başlı biçiminin Geleneksel Marksizm ve Batı Marksizmi olarak ikiye bölündüğünü ifade etmektedir.
Geleneksel Marksizmin temsilcileri kimlerdir?
Marx, Engels, Lenin, Plekhanov, Kautsky, Bernstein, Luxemburg, Troçki ve Buharin.
Batı Marksizmin temsilcileri kimlerdir?
Lukacs, Gramsci, Korsch ve Frankfurt okulunun önde gelen isimleri Benjamin, Horkheimer, Marcuse ve Adorno olmuştur.
Geleneksel Marksizm nasıl tanımlanabilir?
Geleneksel (Ortodoks) Marksizm, toplumsal gelişmenin özgül yasalarını, sınıf çatışmasının kaçınılmazlığını ,sınıfların kutuplaşmasını, giderek artan ekonomik krizleri ve kapitalizmin nihai çöküşünü vurgulayarak, onu topluma ilişkin doğal bir bilim şeklinde açıklayan sosyalist entelektüeller tarafından, akademi dışında geliştirilmişti. Bu klasik Marksizme göre Marksizm’in çekirdeğini sınıf mücadelesi oluşturur. Bu iki anlam da böyledir: Marksizme göre tarihin dinamiğini açıklayan şey sınıf mücadelesidir ve devrim sürecinin son hedefi, sınıf mücadelesinin öteki yüzü ya da sonuç ürünü olan sınıfların ortadan kaldırılmasıdır. Kapitalist toplumda işçi sınıfının Marksizm açısından taşıdığı özel önem ,kendi sınıfsal çıkarlarının gereği olarak ve kendi koşulları sayesinde sınıf olgusunu ortadan kaldırabilecek biricik sınıf olmasıdır. 20.yüzyılda Batı Marksizminin gelişimiyle birlikte bu temel ilkelerden uzaklaşılmış ve çeşitli Marksist akımlar bu ilkeleri esnetme arzusuna girmişlerdir. Marksizmin perspektifleri ,sınıf savaşımı veya devrim gibi radikal girişimler yerine gitgide daha çok iktidar mücadelesine ve sivil toplumun kültürel ve siyasal olarak geliştirilmesine odaklanmıştır. Başlangıçta geleneksel Marksizm, siyasal iktidarın elde edilmesini, sınıfların ortadan kaldırılması mücadelesinin bir yönü ya da bir aracı olarak kavrarken Batı Marksizmiyle birlikte sınıf mücadelesi giderek siyasal iktidara ulaşmanın bir aracı olarak görülmüştür.
Batı Avrupa Marksizmi nasıl ortaya çıkmıştır?
Zamanın ruhuna uygun olarak geliştirilmiş kuramsal çabalarla ortaya çıkmıştır.
Batı Marksizmi nasıl doğmuştur?
Batı Marksizmi genel olarak 1920’lerde ortaya çıkan,1960’larda en büyük etkiye sahip olan Korsch, Lukacs, Gramsci ve Frankfurt okulunun bazı üyelerinin metinlerinde kaynağını bulan bir düşünceler demeti olarak doğmuştur.
Geleneksel Marksizm Almanya ve Rusya’da nasıl bir dönüşüm yaşamıştır?
Geleneksel Marksistler Almanya’da kapitalizmin çok gelişmiş olması nedeniyle sosyalist devrim beklemelerine karşılık Almanya’da Naziler iktidara gelmiş, Rusya’daki sosyalist devrim ise tamamen katı, bürokratik ve doktriner bir stalinizme dönüşmüştür.
Sovyet devrimi Marksizmi nasıl dönüştürmüştür?
Sovyet devrimi Marksizmi, Stalin’in zamanında resmi ve donmuş bir öğretiye ve katı bürokratik işçi devletine dönüştürmüştür.
Geleneksel Marksist anlayışta krize yol açan gelişmeler nelerdir?
Proleterya devriminin yenilgiye uğraması ve faşizmin kazandığı zaferler geleneksel Marksist anlayışta ciddi krizlere yol açmıştır.
Marksist anlayışta yaşanan krizler Marksistleri neye yöneltmiştir?
Bazı Marksist düşünürler bilinçlilik, özne ve kültür sorunuyla daha fazla ilgilenmiş, Lukacs metalaşan toplumda şeyleşmiş zihin yapılarını araştırmış, Frankfurt okulu Psikoanalitik teoriyi kullanmış ve Gramsci Batı’da burjuva sınıfının hegemonyasına dikkat çekmiştir.
Batı veya Avrupa Marksizmi literatüre ne zaman girmiştir?
Sovyet devriminden sonra 1920’lerin başında.
Batı Marksizmi ilk teorik tezlerini ne zaman ortaya koymuştur?
Sovyet Marksizmine meydan okuyan eleştirileriyle ortaya koymuşlardır.
Batı Marksizminin önde gelen teorisyenleri kimlerdir?
Lukacs, Korsch, Gramsci
Lukacs, Korsch, Gramsci’nin hangi teorileri geliştirdiler?
Kültür, sınıf bilinci, ideoloji ve hegemonya kategorilerine özel dikkat göstererek Marx’ı ve Marksizmi yeniden yorumladılar. Marksizm bir hümanizm ve bir kültür teorisi olarak tanımlandı ve insanlığın kurtuluşu toplumun içsel-kültürel gelişmesi bağlamında ele alındı.
Batı Marksizmi’nin ortak noktası nedir?
Batı Marksizmi her ne kadar bütünlüklü bir akım şekline dönüşmüş olmasa da Batı Marksistlerinin Marx’a ve Hegel sistematiğine geri dönerek Marksist Epistemolojiye yönelttikleri eleştiriler oluşturmaktadır. Ayrıca Batı Marksistlerinin çoğu halk hareketlerine verdikleri destekler ve sosyalist fikirleri nedeniyle çeşitli badireler yaşamışlardır.
Marksizmde köklü dönüşüm ne zaman yaşanmıştır?
1968 hareketinin yenilgisiyle Marksizm içinde artık sadece konular değil temel varsayımlar açısından da köklü bir dönüşüm yaşanmıştır.
Marksizm Bunalımı neyi ifade eder?
1970’lerde yoğun biçimde dile getirilmeye başlanan Marksizmin Bunalımı aslen Latin Avrupa (Fransa, İtalya, İspanya) Marksizminin bunalımı ve dönüşümüne işaret etmektedir.
SSCB’de Kruşçev dönemi politika nasıl gelişmiştir?
Kapitalist dünya ile barış içinde bir arada yaşama yolunu seçerek Avrupa’daki komünist partilerin önüne hedef olarak koyduğu muğlak ve evrimci bir niteliği olan ileri demokrasi ve yenilenmiş demokrasi stratejileri de Batı Avrupa Marksizminin siyasal düzlemdeki kaynakları arasındadır. Avrupa komünizmi, Marksizmin sınıf egemenliği ve proleterya diktatörlüğü kavramsallaştırmalarının terk edilerek, sınıf politikası yerine kitle demokrasisine ağırlık verilmesini gerekli gören bir teorik konumlanış olarak 1970’lerin sonlarında ağırlık kazanmış ve Postmarksist anlayışa da esin kaynağı olmuştur.
Hegelci Marksizmin düşüncesi nedir?
Tarihin öznelerin ürünü olduğunu ,özlerin tarihi yaparken aynı zamanda kendilerini de yarattıkları düşüncesini benimsemiştir.
Batı Marksizmi nedir?
Marx’ın hümanist ve tarihselci yorumudur.
Marx’ın hümanist ve tarihselci yorumu nasıl doğdu?
1917 devrimi öncesinde II. Entrenasyonelin ekonomizmine karşı tepkiden doğdu. II. Enternasyonel ve Sovyet Marksizminin temel metinleri Marksizmi evrensel bir tarih ve doğa bilimi olarak savunmaktadır.
Lukacs ve Gramsci Buharin’i hangi yönden eleştiriye tabi tutmuşlardır?
Marksizmi bilimsel bir toplumbilime indirgediği için eleştirdiler.
Batı Marksistlerinin Marksizm fikrine bakışları nasıl olmuştur?
Marksizmin bir kültür ve bilinç teorisi gerektirdiğine ve bu boyutları vurgulamak üzere Marksizmi toplumsal ve tarihsel gerçekçilikle sınırladılar. Onların gözünde Marksizm genel bir bilim değil, bir toplum teorisiydi. Marksizmi pozitivizm ve kaba materyalizmden kurtarmaya çalışırken Batı Marksistleri, Marx’ın yalnızca gelişmiş bir ekonomi politik teorisi sunmadığını ileri sürdüler.
Batı Marksizminin teorik temeli nedir?
Aydınlanma felsefesinin toplum ve insanla kurdukları ilişki bağlamında, kültür, ideoloji ve estetik teorilerine dayanmaktadır.
Batı Marksizminin kuramsal olarak öne çıkan ortak özellikleri nelerdir?
- Marksizmin teorik felsefi ve kültürel boyutlarına daha fazla odaklanma söz konusu olmuştur. - Teorinin üretim merkezi mücadele ve eylem alanlarından, üniversitelere kaymıştır. - Felsefe ve yöntem tartışmaları ön plana çıkmıştır. - Siyaset ve ekonomiden çok kültürel alana yönelme söz konusu olmuştur. - Sovyet Marksizminin diğer devletlere müdahaleci ve zor kullanan Stalinci anlayışı eleştirilmiştir. - Marksizm içindeki ekonomizm ve yapısalcı anlayışı eleştirilmiş yerine özne, tarih ve eleştiriyi merkeze alan bir anlayış getirilmiştir. - Kültür, sınıf bilinci, ideoloji ve hegemonya kategorilerine özel dikkat gösterilerek Marx ve Marksizm yeniden yorumlanmıştır. - Marksizm bir hümanizm ve kültür teorisi olarak tanımlanarak, insanlığın kurtuluşunun salt ekonomik yasaların analizi ile değil , toplumun içsel-kültürel gelişimi bağlamında gerçekleşeceği savunulmuştur. - Marksizmin Avrupa’daki yenilgilerinden ders çıkarmak için ,burjuvazinin ve kapitalizmin gelişmesi ve ayakta kalmasını sağlayan kültürel ve siyasal araçlarının analizi yapılmıştır.
Batı Marksiminin Ortodoks Marksizminden farkı nedir?
Batı Marksizmi Ortodoks Marksizminden Engels’i değil de genç Hegelci Marx’ı temele almak ve Materyalizmden çok diyalektik konusuna yönelmek bakımından farklılık gösterir.
Batı Marksizminin iddiası nedir?
Batı Marksizmi temel olarak sosyalist devrimin gerekliliğinin ve koşullarının bulunmadığını ve demokratikleşme planı çerçevesinde, sosyalizme giden yolun kapitalizm koşullarında geliştirilebileceği iddiasını ortaya atmıştır.
Lukacs’ın felsefi çabası nasıl gelişmiştir?
Genel olarak, Hegelci anlamda bir Marksizm değerlendirmesi ve Hegel üzerinden Marksizmin yeniden geliştirilmesi çabası içindedir. Hegelci Marksizmin en bilinen isimlerinden biri olan Lukacs, Marksizmi toplumsal yasaları keşfeden bir bilimsel doktrin olmasından ziyade, insani özgürleşmeyi hedef alan bir praksis felsefesi olarak kurgulamak istemiştir. Gramsci gibi Lukacs da tarihselliğe ve öznel etkinliğe çok önem vermektedir. Lukacs’ın tüm düşünsel gelişim aşamalarında özne’ye ve pratik’e yapılan vurgu dikkati çeker. Lukacs gençlik yıllarında Karl Marx, Georg Wilhelm Hegel, Wilhelm Dilthey, Soren Kierkegeard, George Simmel, Max Weber, Georges Sorel, Rosa Luxemburg, Heinrich Ricket, Winhelm Wendelband, Ervin Szabo gibi düşünürlerin etkisinde kalmıştır. Max Weber ve Georg Simmel’in öğrencisi olan Lukacs’ın ilk çalışmalarında bile Simmel’in insani yabancılaşma anlayışının etkileri görülür ve Lukacs bu kavrama yeni bir Marksist yön verir. Bu noktada Lukacs Simmel’in nesneleştirme Weber’in rasyonalleşme süreci olarak yorumladıkları modernlik anlayışlarını alarak bunu Marksist kapitalist üretim biçiminin eleştirisi ile birleştirmiştir.
Lukacs’ın 1923’te yazdığı eserin adı nedir ?
Tarih ve Sınıf Bilinci.
Hegelci Marksizm felsefesinin başucu kitabı olarak bilinen kitap hangisidir?
Tarih ve Sınıf Bilinci
Tarih ve Sınıf Bilinci kitabı hangi konulara vurgu yapmıştır?
Marx’ın eserlerinde işlediği bütünlük kategorisinde merkezi rolü yeniden kazandırmış ve kapitalizmin devrimci eleştirisinde yabancılaşma kavramına vurgu yapmıştır.
Lukacs kitabında Marksizmi nasıl şekillendirmeye çalışmıştır?
Marksizmi bütünlük, dolayım, sınıf bilinci, şeyleşme, devrimci özne, özne-nesne özdeşliği gibi kavram ve kategoriler etrafında şekillendirmeye çalışmıştır.
Lukacs siyasette nasıl tanımlanmaktadır?
Siyasette Lukacs örgütlenme konularındaki fikirleriyle ‘’Halk Cephesi’’nin ve ‘’Halk Demokrasi’’lerinde kitle tabanlı siyasal katılımın ilk savunucularından biri olarak anılmaktadır.
Lukacs’a göre gerçeklik nasıl ifade edilmektedir?
Gerçeklik ancak bir bütüncüllük olarak anlaşılıp yayılabilir ve ancak kendisi bir bütüncüllük olarak anlaşılıp yayılabilir ve ancak kendisi bir bütüncüllük olan bir özne bu yayılmayı gerçekleştirebilir. Hegel bu felsefeyi gerçeklik yalnızca töz olarak değil, aynı zamanda özne olarak anlaşılmalı ve ifade edilmelidir ilkesiyle açıklamaktadır. Hegel’e göre eylemleri aracılığıyla toplumu yaratan tarihin özdeş-nesnesi toplumu anlama yeteneğine sahip tek kişidir.
Lukacs’a göre proleterya hangi özelliklere sahiptir?
Proleterya tarihin hem öznesi hem de nesnesidir. Çünkü proleterya içinde yaşadığı kapitalist toplumdaki ilişkileri bütünselliği içinde kavradığında, aynı anda tarihin hem öznesi hem de nesnesi olabilecek tek sınıftır. Bu noktada işçi sınıfı toplumda gerçekliğin bilgisine kendi işlevini ve toplumun üretim sisteminin bütünlüğü içerisinde ulaşılabilecek yegane öznedir. Bu gerçekliğe sahip olduğu anda da içinde nesne olarak kendisini de dönüştürebilecek devrimci bir faile dönüşebilir.
Lukacs sınıf bilincini hangi gruplara ayırmaktadır?
Lukacs’ta sınıf bilinci ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; 1. Psikolojik Bilinç 2. Atfedilen(Aşılanmış Bilinç)
Lukacs’a göre sınıf bilinci nedir?
Sınıf bilinci tek tek proleterlerin ruhbilimsel bilinci ya da tüm proleterlerin kitlesel psikolojik bilinci değildir, tersine sınıfın tarihsel durumunun bilinçli hale gelmiş anlamı demektir.
Lukacs kapitalizmi açıklamak üzere hangi kavramlara başvurmuştur?
Şeyleşme, yabancılaşma, metalaşma, fetişizm, nesnelleşme, rasyonalleşme, nicelikselleşme, hesaplanabilirlik.
Lukacs şeyleşme kavramını hangi anlamda kullanmıştır?
İnsani ilişkilerin ,insanın denetiminden çıkması durumunu tanımlamak için kullanmıştır. Şeyleşme insani üretimlerin kendi tarihselliği ve toplumsallığı yani bütünselliği içinde değil, tüm toplumsal süreçleri şeyler arasında süregiden bir ilişkiler bütünü olarak algılamaktır.
Şeyleşme süreci hangi boyutlardan ulaşır?
- Nesnel Boyut - Öznel Boyut
Gramsci’nin önemi nereden gelmektedir?
Ortodoks Marksizmin ekonomiye verdiği önceliği sınırlandırması, determinist Marksizmin altyapı-üstyapı ilişkilerine yeni bir yorum getirmesi, sivil toplumun önemini vurgulaması sınıf mücadelelerinde hegemonya, ideoloji ve kültürü öncelikli alanlar olarak belirlemesi, ve aydınların sınıf bilincini oluşturma konusundaki rollerini detaylı bir şekilde açıklaması nedeniyle döneminin en özgün Marksist düşünürü olarak bugün bile süren önemi, onun sanayileşmiş, demokratik kapitalist ülkelerde iktidarın işleyişine ve kültür siyasetlerine yönelik kavrayışı güçlü ve geniş çaplı analizlerinden ileri gelir.
Gramsci aydınları hangi açılardan ele almaktadır?
1. Toplumsal yapıyla bütünleşmeleri açısından 2. Tuttukları yer ile siyaset ve tarihte oynadıkları rolle tarih sürecinde yer almaları açısından Gramsci bir ülkenin kendisini ayrı bir sınıf veya topluluk diye gören geleneksel aydınları ile her sınıfın kendi saflarından organik olarak yetiştirdiği düşünce adamları arasında ayrım yapmaktadır. Aydınları her yeni ilerici sınıfın yeni toplumsal düzeni örgütlemek için ihtiyaç duyduğu organik aydınlar ve daha önceki bir tarihsel döneme ait bir geleneğe sahip bulunan geleneksel aydınlar olmak üzere ikiye ayırır. Entelektüelleri çok genel olarak geniş anlamıyla örgütleyici işlevi olan herkesi kapsayacak bir biçimde tanımlamıştır.
Gramsci’ye göre hegemonya nedir?
Egemenliğin zora başvurmadan siyasal meşruluk yoluyla uygulanmasını ifade eder. Yönetilenlerin rızalarının kazanılması anlamına gelmektedir. Toplumsal sınıflar arasındaki denge ve rızayla ilişkili bir kavram olup, bireye ve devlete aracılılık eden özel kurumlar ile sivil toplumun içinde yer alabilir. Gramsci hegemonya kavramını işçi sınıfının burjuva devletini yıkmak ve işçilerin devletinin toplumsal tabanı olarak hizmet etmesini sağlamak için yaratması gereken ittifaklar sistemine işaret etmek için kullanmıştır.
Gramsci sivil toplumu nasıl görür?
Yalnızca bireysel ihtiyaçların değil, özgürlük ve kendini düzenleme potansiyeli barındıran örgütlenmelerin alanı olarak görmektedir.
Gramsciye göre Tarihsel blok ne demektir?
Hegemonyanın kurulması ve işleyebilmesi için, maddi güçler, kurumlar ve ideolojiler arasında uyum sağlanması gerekir. Gramsci bu durumu Tarihsel blok olarak adlandırır.
Marksizm ne anlama gelmektedir?
Marksizm, Marx’ın temel metinlerine yaslanan ve Marx’ın fikirlerini takip eden düşünürlerin oluşturduğu felsefi bir akımıdır. Teorik ve politik alanda Marksist olarak etkinlik gösterenlerin düşüncelerinin tümünü kapsamaktadır.
Frankfurt Okulunun önde gelen isimleri kimlerdir?
Frankfurt Okulu’nun önde gelen isimleri Benjamin, Horkheimer, Marcuse ve Adorno olmuştur.
Batı Marksizmin en çok öne çıkan figürleri kimlerdir?
Batı Marksizminin en çok öne ç›kan figürleri Lukács, Gramsci, Korsch olmuştur.
20. yüzyılda Batı Marksizminin gelişimiyle birlikte Marksizmin perspektifleri neye yönelmiştir?
20. yüzyılda Batı Marksizminin gelişimiyle birlikte bu temel ilkelerden uzaklaşmış ve çeşitli Marksist akımlar bu ilkeleri esnetme arayışına girmişlerdir. Marksizmin perspektifleri sınıf savaşımı veya devrim gibi radikal girişimler yerine gitgide daha çok iktidar mücadelesine ve sivil toplumun kültürel ve siyasal olarak geliştirilmesine odaklanmıştır.
Proleterya ne anlama gelmektedir?
Proletarya; işçi sınıfı anlamına gelmektedir.
Batı Marksizmi, Marksizmin katı ekonomik politik ve devlet üzerine vurgusunu ne üzerine kaydırdı?
’’Batı Marksizmi’’ olarak adlandırılan bu akım, Marksizmin katı ekonomi politik ve devlet üzerindeki vurgusunu kültür, felsefe ve sanat üzerine kaydırdı.
Ekonomizm (Ekonomik Determinizm) ne anlama gelmektedir?
Ekonomizm (Ekonomik Determinizm); toplumsal yapıyı altyapı-üst yapı olarak ikiye ayırmıştır. Altyapı ekonomi iken üst yapı ekonomi dışında kalan her şeydir (din, hukuk, siyaset, medya, tüm toplumsal ilişkiler). Bu anlayışa göre altyapı yani ekonomi tüm toplumsal ilişkileri yani üst yapının özelliklerini belirlemektedir.
Batılı Marksistler Marx'ın temel eserlerine hangi bakış açısıyla yaklaşmışlardır?
20. yüzy›l, Marx’ın temel eserlerinin; Lukas, Korsh, Gramsci ve Bloch gibi Batılı Marksistlerin Hergelci bir bakış açısıyla yeniden yorumlanmasına tanıklık etmiştir. Bu düşünürler, Marx’ın temel kavram ve kategorilerinin Hegel’in felsefi bakış açısıyla yeniden yorumlayarak, Marksist siyaset, sanat ve edebiyat kuramına ciddi katkılar sunmuşlardır.
Georg Lukacs hangi düşünürlerden etkilenmiştir.
Lukács, gençlik yıllarında Karl Marx, Georg Wilhelm Hegel, Wilhelm Dilthey, Soren Kierkegaard, Georg Simmel, Max Weber, Georges Sorel, Rosa Luxemburg, Heinrich Rickert, Winhelm Wendelband, Ervin Szabo gibi düşünürlerden etkilenmiştir.
1923’te yayınlanan Tarih ve Sınıf Bilinci adlı eser hangi düşünüre aittir?
Lukacs’ın 1923’te yayınlanan Tarih ve Sınıf Bilinci adlı eseri Hegelci Marksizmin başyapıtı sayılmaktadır.
Lukacs'ın Tarih ve Sınıf Bilinci kitabında Marksizmi hangi kavram ve kategoriler etrafında şekillendirmeye çalıştığı söylenebilir?
Lukacs’ın eserlerinde geliştirdiği düşüncelere baktığımızda, Lukacs’ın en önemli eseri olan Tarih ve Sınıf Bilinci kitabında Marksizmi bütünlük, dolayım, sınıf bilinci, şeyleşme, devrimci özne, özne-nesne özdeşliği gibi kavram ve kategoriler etrafında şekillendirmeye çalıştığı söylenebilir.
Lucas proletaryayı nasıl yorumlamaktadır?
Lukacs’a göre proletarya tarihin hem öznesi hem de nesnesidir. Çünkü proletarya içinde yaşadığı kapitalist toplumdaki ilişkileri bütünselliği içinde kavradığında, aynı anda tarihin hem öznesi hem de nesnesi olabilecek tek sınıftır. Bu noktada, işçi sınıfı toplumda gerçekliğin bilgisine, kendi işlevini ve toplumun üretim sisteminin bütünlüğü içerisinde ulaşabilecek yegane öznedir.
Lukacs sınıf bilincini nasıl ayırır?
Lukacs, sınıf bilincini ikiye ayırmaktadır. (1) Psikolojik Bilinç ve (2) Atfedilen (Aşılanmış) Bilinç.
Lukacs kapitalizmi açıklamak üzere hangi kavramsal çerçeveye başvurmuştur?
Lukacs kapitalizmi açıklamak üzere, pek çok kavramsal çerçeveye başvurmuştur: şeyleşme, yabancılaşma, metalaşma, fetişizm, nesnelleşme, rasyonalleşme, nicelikselleşme, hesaplanabilirlik ilkesi vb. Lukacs kendi sistemi için önemi tartışılmaz birtakım kilit kavramları (rasyonelleşme, nicelikselleşme, hesaplanabilirlik ilkesi) Weber sosyolojisinden doğrudan devralmıştır.
Lukacs'a göre “şeyleşme”nin bilincine varabilecek tek toplumsal sınıf nedir?
İşçi sınıfı, kapitalist üretim sürecinin ortaya çıkardığı meta zincirinin tek bilinçli halkasıydı ve bu konumundan dolayı “şeyleşme”nin bilincine varabilecek tek toplumsal sınıftı.
Gramsci Marksizm içinde altypı-üstyapı arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlamıştır?
Gramsci, Marksizm içinde altyapı-üstyapı arasında determinist bir şekilde tanımlanmış bir ilişki yerine, sınıf mücadelesini ön plana çıkarmaktadır. Ayrıca sınıf mücadelesini salt ekonomik bir mücadele olarak değil, ideolojik, politik ve kültürel bir mücadele olarak tanımlamıştır.
Gramsci'ye göre organik aydın ne demektir?
Organik aydınlar (ki Gramsci’nin kendisi de öyledir), oluşmakta olan bir toplumsal sınıfın ürünleridir ve roller söz konusu sınıfa kültürel, siyasal ve ekonomik alanlarda homojen bir özbilinç kazandırmaktır. Organik aydın kategorisi yalnızca ideolog ve felsefecileri değil, bunların yanı sıra siyasal eylemcileri, sanayi teknisyenlerini, siyasal iktisatçıları, hukuk uzmanlarını ve daha başkalarını da kapsar.
Gramsci'nin elitizm hakkındaki görüşü nedir?
Gramsci herkesin felsefe yapabileceğini söyleyerek elitizme karşı çıkmıştır.
Gramsci'ye göre geleneksel aydın ne demektir?
Geleneksel aydın ise, organik aydının karşıtı olarak, toplumsal yaşamdan kopuk, büyük ölçüde bağımsız olduğuna inanan aydınlardan oluşmaktadır. Bu tür aydınlar (rahipler, idealist felsefeciler, Oxford’lu akademisyenler vd.) Gramsci’ye göre, bir önceki tarih döneminden arta kalmışlardır.
Gramsci'ye göre sosyalist devrim nasıl oluşabilir?
Sosyalist bir devrim, ona göre, kendiliğinden ortaya çıkmaz. Sosyalizm determinist tarihsel ve ekonomik yasaların kaçınılmaz sonucu değildir, halkın katılımını ve özellikle ahlaki ve ideolojik liderliğin kitleleri aydınlatmasını ve yönlendirmesini ve kollektif bir ulusal halk iradesini yaratmayı gerektirir.
Gramsci sivil toplumu nasıl yorumlamaktadır?
Gramsci ise sivil toplumu, yalnızca bireysel ihtiyaçların değil, özgürlük ve kendini düzenleme potansiyeli barındıran örgütlenmelerin alanı olarak görmektedir.