Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Aile, Ataerkillik Ve Toplumsal Cinsiyet
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Aile kavramını tanımlayınız?
Aile, birbirlerine doğrudan akrabalık bağlarıyla bağlı olan, erişkin üyelerin çocuklara bakma
sorumluluğunu üstlendiği bir insan topluluğudur.
Toplumsallaşma kavramını tanımlayınız?
Toplumsallaşma, bireyin topluluğun değerlerini ve normlarını öğrenme ve içselleştirme sürecidir.
İşlevselcilik okulunu tanımlayınız?
Toplumsal sürekliliği ve oydaşmayı odağa alır; onlara göre her toplumsal kurum, belirli işlevleri yerine getirmek üzere varlığını sürdürür.
İşlevselci okulun en önemli ismi kimdir?
İşlevselci okulun en önemli ismi Talcott Parsons'dur.
Çatışmacı okulun yaklaşımını açıklayınız?
Aile kurumu, özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte, mirasın güvenceye alınması amacıyla oluşmuştur. Kapitalist
toplumlarda ise ailenin işlevi, emekçilerin biyolojik ve toplumsal yeniden üretimlerinin çok düşük maliyetle sağlanmasıdır. Aynı zamanda aile, toplumsal çatışmaların hafifletilmesinde de önemli rol oynar.
Feminist yaklaşımı açıklayınız?
Aileyi toplumsal işlevi açısından değil, aile içindeki ilişkiler ve eşitsizlikler açısından ele alırlar. Böylece geleneksel sosyolojinin aileyi bir bütün olarak alan yaklaşımını kökten değiştirirler. Aynı zamanda, aileyi içinde bulunduğu toplumsal bağlam çerçevesinde ele alarak yoksulluk ve tek ebeveynlilik arasındaki ilişkileri de analiz ederler.
Medyanın Cinsiyet Kalıplarının Yeniden Üretiminde ve Değişimindeki Rolünü açıklayınız?
Medya, cinsiyet kalıplarının üretilmesinde ve değişmesinde önemli bir etkendir: İdeal tipler yaratarak
bazı tipleri komikleştirerek hatta bazılarını suçlu/şeytan göstererek bunu yapar. Reklamlar, dizi filmler,
üçüncü sayfa haberleri... Bu gözle bakıldığında, belirli bir toplumda revaçta olan kadın ve erkek kalıplarının hangileri olduğuna ilişkin çok fazla ipucu verirler.
Cinsiyete Dayalı İş Bölümü
Kadın ve erkeklere atfedilen nitelikler yalnızca
onların kendilerine ve birbirlerine bakışlarını belirlemez, aynı zamanda yaşamlarını, etkinliklerini de
biçimlendirir. Dünyanın her yerinde ve bildiğimiz bütün kültürlerde, kadınlarla erkekler, her şeyden önce yaptıkları işlerle birbirlerinden ayrılır. Cinsiyetlerden beklentiler birbirinden çok farklı olabilir, örneğin kimi
kültürlerde erkekler şiirle ve estetikle uğraşırken
kaba işler kadınlar tarafından yapılır ya da kadınların savaşçı özelliklerini yücelten toplumlar vardır.
Ama cinsiyetlerin yaptıkları işlerle ayrılması, yani
cinsiyete dayalı iş bölümü, bütün toplumların ortak
bir özelliğidir (bilebildiğimiz bütün kültürlerde kadınların ikincil olduğunu da buna eklemeliyiz).
Ataerkillik kavramını açıklayınız?
Ataerkillik, bir sosyal sistemdir. Bu sistemde erkeklerin temel otorite figürü rolleri, toplumsal örgütlenmenin merkezinde durur ve babalar, kadınlar, çocuklar ve mülkiyet üzerinde egemendirler. Ataerkillik, erkeklerin egemen ve ayrıcalıklı oldukları kurumlara ve
kadınların itaatine işaret eder. Ataerkil toplumların çoğu,
aynı zamanda baba soyludur. Ataerkillik, tarihsel olarak
çok farklı kültürlerde toplumsal, yasal, siyasal ve ekonomik
örgütlenmelerde kendini ortaya koyar.
Baba soyluluk kavramını açıklayınız?
Soyun baba tarafından takip edildiği, mülkiyetin ve ünvanların da babadan oğula
geçtiği soy sistemidir.
Cinsiyete göre ayrıştırılmış istatistikler kavramını açıklayınız?
Çeşitli düzeylerde istatistiki veri toplanırken veri toplama aşamasından ham
verinin işlenmesi ve analizi aşamalarına
kadar, cinsiyete göre ayrıştırma işleminin
yapılması son derece önemlidir. Böylelikle kadın ve erkekler arasındaki farklılığın toplumsal sonuçlarına ilişkin veriye
dayalı bir bilgi edinmek mümkün olur.
Türkiye İstatistik Kurumu başta olmak
üzere, istatistiki veri toplayan kuruluşların yönelimi, verinin cinsiyete göre ayrıştırılması olmakla birlikte, bu konuda
henüz pek çok eksiklik mevcuttur.
Klasik ataerkillik kavramını açıklayınız?
Klasik ataerkillik, babanın otoritesinin sarsılmaz ve tartışılmaz olduğu, kadınların ve gençlerin bu otoriteye tabiyetlerinin namus kodlarıyla düzenlendiği bir toplumsal sisteme işaret eder.
Bu sistem, modern dönemin ekonomik, siyasal
ve kültürel değişimleri karşısında varlığını olduğu gibi sürdürememiştir.
Cinsiyet eşitliği kavramını açıklayınız?
Cinsiyet eşitliği, en geniş anlamıyla kadınlarla erkeklerin eşit haklara ve sorumluluklara
sahip olmaları anlamına gelmektedir.
Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık kavramını açıklayınız?
Cinsiyetçilik ya da cinsiyete dayalı ayrımcılık, bir kişinin cinsiyetle ilgili olmayan alanlardaki
yeteneklerinin ve kapasitesinin cinsiyetiyle ilişkili olduğunu varsayan yanlış inançlara işaret eder. Geleneksel cinsiyet kalıpları ve cinsiyet rollerine dayalı önyargılardan kaynaklanır. Cinsiyetçilik terimi, daha çok kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı durumlarında kullanılır.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi kadınlara karşı ayrımcılığı nasıl tanımlamıştır?
Kadınlara karşı ayrım” deyimi kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir.
Cinsel Yönelim Ayrımcılığını açıklayınız?
Cinsiyete dayalı ayrımcılığın özel bir türü, cinsel yönelim ayrımcılığı adını alır. Heteroseksüel
olmayan bireylere yönelik her türlü önyargı ve kalıp tipleştirme, cinsel yönelim ayrımcılığına temel
oluşturur.
Birleşmiş Milletler tarafından 20 Aralık 1993 tarihinde kabul edilen Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan
Kaldırılmasına Dair Bildirge’nin ikinci maddesi, kadınlara yönelik şiddeti nasıl tanımlamıştır?
Madde 2: Kadınlara yönelik şiddetin, bunlarla sınırlı olmaksızın aşağıdakileri içerir biçimde anlaşılması gerekir:
Dayak ve hırpalama, ev halkına dâhil olan kız çocuklarının cinsel suistimali, drahoma bağlantılı şiddet, evlilik içi tecavüz, kadın cinsel organını sakatlama veya kadına zarar veren diğer geleneksel uygulamalar, eş haricinde (ev halkına dâhil) kişilerce uygulanan şiddet, sömürüyle bağlantılı şiddet dâhil olmak üzere aile içinde meydana gelen fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet;
Tecavüz, cinsel suistimal, iş yerinde, eğitim kurumlarında ya da diğer yerlerde meydana gelen cinsel taciz ve sindirme,
kadın ticareti ve fahişeliğe zorlama dâhil olmak üzere genel olarak toplum içinde meydana gelen şiddet;
Nerede olursa olsun devlet tarafından işlenen veya göz yumulan fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi neyi gerektirmektedir?
Bu sözleşme, taraf devletlerin cinsiyete dayalı
ayrımcılık içeren her türlü yasal düzenlemeyi ve
kurumsal uygulamayı değiştirmesini ve ayrımcılığı
önlemeye dayalı somut önlemler almasını gerektirmektedir.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'ni Türkiye kaç yılında imzalamıştır?
Türkiye’nin de 1985 yılında bazı çekincelerle imzalayıp 2000 yılında tüm çekinceleri kaldırarak tam taraf olmuştur.
Aile reisliği kavramı Türkiye'de kaç yılında kaldırılmıştır?
2002